• Sonuç bulunamadı

Geliştirilmiş 4. Baskı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Geliştirilmiş 4. Baskı"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Geliştirilmiş 4. Baskı

(2)

Doç. Dr. Osman TİTREK IQ’dan EQ’ya: Duyguları Zekice Yönetme

ISBN 978-9944-919-52-4 Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarına aittir.

© 2013, Pegem Akademi Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic. Ltd. Şti’ye aittir.

Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı, mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik, kayıt ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz.

Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır.

Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkında yayınevimize bilgi vermesini ve bandrolsüz yayınları satın almamasını diliyoruz.

1. Baskı: Şubat 2007 2. Baskı: Şubat 2010 3. Baskı: Mayıs 2011 4. Baskı: Mart 2013 Dizgi-Grafik Tasarım: Didem Kestek

Kapak Tasarımı: Gürsel Avcı Baskı: Ayrıntı Matbaası (Ankara-0312-394 55 90) Yayıncı Sertifika No: 14749 Matbaa Sertifika No: 13987 İletişim Karanfil 2 Sokak No: 45 Kızılay / ANKARA Yayınevi: 0312 430 67 50 - 430 67 51 Yayınevi Belgeç: 0312 435 44 60 Dağıtım: 0312 434 54 24 - 434 54 08 Dağıtım Belgeç: 0312 431 37 38 Hazırlık Kursları: 0312 419 05 60 E-ileti: pegem@pegem.net

(3)

Doç. Dr. Osman TİTREK

1993 yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakülte- si Eğitim Yönetimi ve Planlama Bölümü’nü bitirdi. Prof. Dr. Ali Balcı’nın danışmanlığında, 1999 yılında Ankara Üniversitesi’nde yüksek lisansını ve 2004 yılında da aynı bilim dalında doktora eği- timini tamamladı. 2005 yılından beri Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Sakarya Üni- versitesi Dış İlişkiler Müdürlüğü AB Grundtvig (Yetişkin Eğitimi) Programlar Koordinatörlüğü görevini de 2005-2011 yılları arasında sürdürmüştür. Bu kapsamda İngiltere’de Kingston Üniversitesi’nde

‘liderlik’ kursuna katılmıştır. 2010-2012 yılları arasında AB GR projesi olan “Toplumda Kadınların Liderlik Becerilerini Geliştir- me” projesinin de koordinatörlüğünü yürütmüştür. Erasmus kap- samında da İtalya’da Genova Üniversitesi, Belçika KHLim-Hasselt Üniversitesi ve Çek Cumhuriyeti Hradec Kralove Üniversiteleri’nde Ders Verme Hareketliliği programları kapsamında bulunmuştur.

Ayrıca 2007-2008 yıllarında 12 ay (1 yıl) ABD’nde Western Mic- higan Üniversitesi’nde bir proje kapsamında öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. ABD’nden döndükten kısa bir süre sonra atandığı Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Yönetimi ve Denetimi ABD başkanlığı görevini de sürdürmektedir. Eylül 2011’den bu yana Doç. Dr. olarak Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde görevine devam etmektedir. Ayrıca Yaşam Boyu Öğrenme Tezli Yüksek Li- sans Programının başkanlığını da yürütmektedir. Fakülte’de “Eği- tim Bilimi’ne Giriş, Sınıf Yönetimi, Türk Eğitim Sistemi ve Okul Yönetimi, Duygusal Zekâ” ve yüksek lisans düzeyinde “Örgütsel Davranış, Denetimde Yeni Yaklaşımlar, Örgütlerde Duygusal Zekâ, Okul Kurma ve Geliştirme, Veri Analizi ve İnsan Kaynakları Yöne- timi” gibi dersler vermekte ve lisansüstü danışmanlıklarını da sür- dürmektedir. Ayrıca “Örgütsel davranış, yönetim, liderlik ve zekâ”

konularında sosyal bilimler alanındaki dergilerde hakemlikler yü- rütmektedir.

İletişim: otitrek@sakarya.edu.tr otitrek@yahoo.com

(4)

ÖN SÖZ

İnsanların, hayatın her alanında başarılı olmaları ile IQ’ları (bi- lişsel/ akademik ya da akılcı zekâ düzeyleri) arasında öteden beri bire bir ilişkinin olduğu varsayılır. Oysa özellikle 1980’lerden sonra yapılan çalışmalar (Gardner 1980 gibi), IQ’nün hayattaki başarıya katkısının sı- nırlı olduğunu göstermektedir. Demek ki sanılanın aksine yüksek IQ, başarının ve mutlu bir hayatın garantisi değildir. Bu arguman doğru ise hayattaki başarının belki de çoğunu başka faktörlere bağlamak gereke- cektir. Örneğin sosyal ve duygusal becerilerin hayattaki başarıya etkileri ne kadardır? Duygularını iyi bilen, onları kontrol edebilen, başkalarının duygularını anlayan ve bunları yönetebilenler; kısaca duygusal ve sos- yal ilişki ve kapasitesi yüksek kişilerin hayatta daha mutlu ve üretken olmaları mümkün müdür? İşte bu türden sorulara konu olan beceri ve yetenekler kümesine kısaca duygusal zekâ denmekte ve EQ kısaltması ile anılmaktadır.

EQ kavramının gelişmesinde Howard Gardner, Robert Sternberg, Payne, Wayne Leon, Peter Salovey ve John Mayer ve Daniel Goleman’ın katkıları büyük olmuştur. Kavram, Reuven Bar-On, tarafından, bir ki- şinin çevresel baskılarla ve isteklerle başa çıkmasını sağlayan kişisel ve sosyal yeteneklerinin bir bütünü,

Peter Salovey ve John Mayer tarafından; bir kişinin, kendi ya da başkalarının hislerini ve duygularını yansıtabilme, onların ayırdımına varabilme ve düşünce ve eyleminde bu bilgiyi kullanabilme yeterliği, Daniel Goleman tarafından ise kişinin kendi duygularını anlaması, baş- kalarının duygularına empati beslemesi ve duygularını yaşamı zengin- leştirecek biçimde düzenleyebilmesi yeterliği olarak tanımlamaktadır.

Weisinger (1983), Cooper ve Sawaf (1997), gibi yazarlarca da bo- yutlaştırılmasına karşın, Goleman (1998) duygusal zekâ (EQ) yeter- liklerini; özbilinç, duyguları yönetme, duyguları güdüleme, empati ve sosyal beceriler boyutlarında toplamaktadır. Bu boyutlar aynı zaman- da duygusal zekâ (EQ) alan ve kapsamını da göstermektedir. Özellikle 1980’lerden sonra liderlik ve örgütsel davranış araştırmalarında duy- gusal zekânın (EQ) çokça konu edildiği görülmektedir. İnsanların iş yaşamında liderlik, iletişim, kariyer ve yönetsel becerileri geliştirme

(5)

gibi amaçlarla duygusal zekâ yeterliklerini geliştirici seminer ve eğitsel etkinliklere katıldıkları, bunun için yatırım yaptıkları gözlenmektedir.

Bu kısa tartışma, eğitim programı ve eğitsel etkinliklerde hala salt bilişsel becerilere ağırlık vermenin, öte yandan insanların duygu dün- yalarını görmezlikten gelmenin doğru ve akılcı olmadığını göstermek- tedir. Asıl olan EQ, yani insanların birbiriyle iyi ilişkiler kurmasına, birbirlerine uyum sağlamasına yardımcı olan becerileri ve IQ’yi yani bi- lişsel akılcı becerileri birlikte, insanda var olan ve birbirini tamamlayan, destekleyen ve biri diğerinin yardımcısı olan yetenekler olarak görmek gerekmektedir. Çünkü Goleman’ın (1995) işaret ettiği gibi; beynin dü- şünen parçası, beynin duygusal parçasından üremekte, ondan beslen- mektedir. Beynin düşünen ve duygusal parçaları diğer bir ifadeyle insa- nın akıl ve gönül tarafları yapılan her şeyde, her işte birlikte çalışmakta, dolayısıyla insanların başarı ve mutluluğu bu dengenin kurulmasında yatmaktadır.

EQ’nun gündelik ve iş hayatındaki önem ve etkilerini iyi değerlen- diren öğrencim Dr. Osman Titrek, “Eğitim Fakültesi Öğretim Üyeleri- nin Duygusal Zekâ Yeterliklerini İş Yaşamında Kullanma ve Akademik Başarı Düzeylerine İlişkin Karşılaştırılmalı Bir Araştırma” başlıklı dok- tora tezini danışmanlığımda başarı ile tamamlamıştır. Dr. Titrek dokto- ra tezine dayalı olarak geliştirdiği bu eserine “ IQ’dan EQ’ya: Duyguları Zekice Yönetme” adını vermiş ve EQ konusunu kısa bir girişten son- ra üç bölüm altında tartışmıştır. Zekâ kavramını ve tarihsel gelişimini ayrıntılı tartışan birinci bölümü, duygusal zekâ kavramının kuramsal temellerinin tartışıldığı ikinci bölüm izlemiş, onu da son bölüm olan Türk Eğitim Sisteminde Duygusal Zekâyı Geliştirme izlemiştir.

Öğrencim ve meslektaşım Dr. Osman Titrek’i bu yararlı çalışma- sından dolayı kutluyor, eserinin öğrenci, bilim insanı, politikacı ve uy- gulamacılara ışık tutmasını diliyorum.

Prof. Dr. Ali Balcı

(6)

İçindekiler

GİRİŞ ... 1

1. BÖLÜM ZEKÂ KAVRAMI VE TARİHİ GELİŞİMİ ...5

Zekâ Kavramı ...5

Zekâ-Beyin-Duygu İlişkisi ...9

Zekâ Kavramının Tarihi Gelişimi ...20

1) Psikolojik Yaklaşımlar ...41

2) Gelişimsel Yaklaşımlar ...42

3) Biyo-Ekolojik Yaklaşımlar ...43

4) Çoklu Zekâ Anlayışları ...43

4.1. Çoklu Zekâ Kuramı ...44

4.2. Triarşik Zekâ Kuramı ...58

4.3. Biyo-Ekolojik Zeka Kuramı ...60

2. BÖLÜM DUYGUSAL ZEKÂ İLE İLGİLİ KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 65

Duygusal Zekâ Kavramının (EQ) Gelişimi ...65

Duygu Kavramı ...67

Duygusal Zekâ (EQ) ...77

Bilişsel Zekâ (IQ) ve Duygusal Zekâ (EQ) İlişkisi ...82

Duygusal Zekânın Gelişimini Etkileyen Faktörler ...88

Duygusal Zekâ Modelleri ...90

DUYGUSAL ZEKÂNIN (EQ) BOYUTLARI ... 100

1. Kişisel Yeterlilikler ...102

A. Özbilinç ... 103

B. Duyguları Yönetme (Kendine Çekidüzen Verme) ... 107

(7)

viii IQ’dan EQ’ya: Duyguları Zekice Yönetme

C. Duyguları Güdüleme ve Harekete Geçirme ... 113

2. Sosyal Yeterlilikler ... 119

D. Empati ... 119

E. Sosyal Beceriler ... 124

3. BÖLÜM ÖRGÜTLERDE DUYGUSAL ZEKÂYI (EQ) GELİŞTİRME ...139

4. BÖLÜM TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKULLARDA DUYGUSAL ZEKÂYI GELİŞTİRME ...159

5. BÖLÜM KİŞİSEL DUYGUSAL ZEKÂYI (EQ) GELİŞTİRME ... 189

Kendini Tanımak ... 190

Duygularını Anlama,Kontrol Etme ve Yönetmeyi Öğrenmek ... 192

Hayatta Amaçlar ve Etik İlkeler Belirlemek ve Bunlara Uymada Özenli Olmak ... 193

Kendini, Kişisel Özelliklerini Başkalarına Açık Tutmak ... 195

İletişim Kurma Becerisini Geliştirmek ... 195

Empati Becerisini Geliştirmek ... 196

Problem Çözücü Olmak ... 197

Eleştiriye Açık Olmak ... 198

İnsanlarla İlgilenmekten Zevk Almak ... 199

6. BÖLÜM ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ...201

Problem ... 202

Amaç ... 202

Araştırmanın Modeli ... 203

Araştırmanın Evreni ... 203

Veri Toplama Araçlarının Geliştirilmesi ... 204

Verilerin Çözümlenmesi ... 205

(8)

İçindekiler ix

Öğretim Üyelerinin Duygusal Zekâ Düzeylerine İlişkin

Bulgular ve Yorum ... 206

Duygusal Zekâ Boyutları ile Akademik Başarı Puanı Arasındaki İlişki Düzeyi ... 208

Öneriler ... 209

KAYNAKÇA ...211

EK: 1. ÖĞRENCİLERİN DUYGUSAL ZEKÂ YETERLİKLERİNİ KULLANMA SIKLIĞI ÖLÇEĞİ ...223

Dizin ... 229

ÇİZELGELER Çizelge 1. Zekâya İlişkin Olarak Geliştirilen Eski ve Yeni Anlayışların Karşılaştırılması ... 61

Çizelge 2. Bilişsel Zekâ (IQ) ve Duygusal Zekâ’nın (EQ) Operasyonel Karşılaştırılması ... 87

Çizelge 3. Bar-On Modelindeki Duygusal Zekâ Boyutları ve Onları Oluşturan Yetenekler ... 92

Çizelge 4. Duygusal Zekâ Modelleri ve Temel Yeterlikleri ... 98

Çizelge 5. 2005-2006 Yılına Ait Bir Öğrenci Karnesi Örneği ... 172

ŞEKİLLER Şekil 1. Aristo’ya Göre Ruh-Zekâ İlişkisi ... 23

Şekil 2. Stanford-Binet IV Modeli ... 32

Şekil 3. Spearman’ın İki Faktör Kuramı ... 34

Şekil 4. Th orndike’n Çok Faktörlü Zekâ Kuramı ... 35

Şekil 5. Çoklu Zekâ Öğrenme Alanları ... 46

Şekil 6. Goleman ve Stavemann’a Göre Duygu Türleri ... 73

Şekil 7. Duyguların Öğeleri ... 74

Şekil 8. Mayer ve Salovey’in Duygusal Zekâ Modeli ... 91

(9)

x IQ’dan EQ’ya: Duyguları Zekice Yönetme

RESİMLER

Resim 1. Sinir Hücreleri ve İlişkileri ...11 Resim 2. İnsan Beynindeki Loplar ...12 Resim 3. Sınıft a Sosyal ve Duygusal Yeterlikleri Geliştirmeye Yönelik Bir Köşe...171

(10)

Yirminci yüzyılın başlarına kadar gelişen yönetim kuramları, insandan ziyade örgütteki mekanik süreçlerin geliştirilmesi ve yeni- lenmesinin ile örgüt kurallarının etkin bir biçimde uygulanmasının örgütsel etkililik ve verimlilik için yeterli olacağı savını kabul etmiş- lerdir. Bununla birlikte bu dönemde emek yoğun teknoloji kullanan örgütler, belli bir noktaya kadar verimliliklerini arttırabildiler. Fakat daha ileriye gidilmesi için işleri gerçekleştiren insan öğesinin de, en az teknoloji kadar önemli

olduğu kavranmaya baş- landığı belirtilebilir. İnsana yönelik yatırım ve uygula- malarla, sürecin etkili kılı- nabileceği ve verimlilik düzeyinin arttırılabileceği anlaşılmaya başlanmıştır.

Bunu fark eden psikologlar ve yönetim bilimciler, insa- nın sermayelerini ve onla- rın işyaşamına etkilerini incelemeye ve geliştirmeye başlamışlardır. Bu çalışma-

lar, örgütlerde insan ilişkilerinin anlam ve önemini daha da arttır- mıştır. Çünkü yalnız makine mantığı ve bürokratik kuralcı anlayış- larla ile yönetim süreçlerini örgütlerde gerçekleştirme ve örgütsel etkililiği arttırma olanağı azalmaya başladığı ifade edilebilir.

GİRİŞ

(11)

2 IQ’dan EQ’ya: Duyguları Zekice Yönetme

Örgütsel etkililik açısından hem işgörenlerin, hem de örgüt içe- risindeki grupların beklentilerinin ve amaçlarının, örgütsel amaçlar- la birlikte gerçekleştirilmesi önemlidir. Bu sürecin gerçekleştirilmesi aşamasında işgörenlerin kişilik özelliklerinin de örgütsel davranışa ve doğal olarak örgütsel gelişmeye etkisi olduğu anlaşılmaya başlan- mıştır. Bu etkilerin kaynağı olan insanın bazı kişilik özellikleri önem kazanmaktadır. Bu güçlerin en önemlileri, ilk yıllarda bilişsel güç, son yıllarda da duyuşsal güç olarak ön plâna çıkmaktadır (Başaran, 1992:14). İnsanların işyaşamındaki başarısında bilgi, güzellik, yete- nek ve zekâ etmenlerinin en önemli oldukları ifade edilebilir. Örgüt- sel davranışa etkisi açısından son zamanlarda önemli kişisel özellik- lerden birisi olan zekâ kavramı ön plâna çıkmaya başlamıştır. Zekâ, uzun bir süre yalnız bilişsel yetenekler olarak anlaşılırken, son dö- nemlerde bilim ve teknolojinin hızlı gelişmesi ile birlikte daha ziyade

duyuşsal güç olarak algılan- maya başlanmıştır. Zekâ, ta- nımlanmaya başladığı dö- nemlerde, bilişsel zekâ (IQ) olarak isimlendirilen gös- tergeye dayalı sabit ölçekler- le belirlenmiştir. Bu göster- gelerde başarılı olanlar, zeki insanlar olarak gösterilerek, işyaşamına giriş ve yüksel- melerde önemli avantajlara sahip oldukları belirtilebilir.

Fakat bilgi düzeyi olarak çok başarılı olan insanların birçoğunun yönetim alanında ve insanlarla iyi ilişkiler kurmada iste- nilen düzeyde başarılı olamadıkları ve bunun sonucunda da örgütsel etkililiğin olumsuz yönde etkilendiği belirlenmiştir. Örgütler kar- maşık sistemlere sahiptirler. Bu karmaşık sistemleri geliştirmede git- tikçe örgütün mekanik yönlerinden ziyade, entelektüel boyutları daha da ön plâna çıkmaktadır. Örgütlerin entelektüel sermaye boyu-

(12)

Giriş 3

tunda, bilginin yanı sıra son zamanlarda duygular da etkili hale gel- miştir. Özellikle de bireysel ve örgütsel vizyonun oluşturularak örgü- tün kaosa girmesini önlenmesi, örgütsel amaçlar doğrultunda çalışanların harekete geçirilmesi, var olabilecek belirsizlik ve karma- şıklıklar ile başa çıkma kapasitesi “duygusal zekâ”ya bağlıdır. Öyley- se bireylerde olduğu gibi, örgütlerin de gelişimleri için zihinsel ya da bilişsel zekâ ile duygusal zekâyı beslemesi zorunludur (Goleman, 1998).

Duygusal zekâ, “duyguların farkında olma, kişisel özellikler, azim, sebat, coşku, özdenetim ve kendi kendini harekete geçirebilme”

(Goleman, 1995:10) olarak tanımlanırken; Weisinger (1998:7) ise duygusal zekâyı “duyguları, istenilen sonuçlara ulaşmak için bireyin istekleri ve amaçları doğrultusunda kullanma” olarak tanımlamış- tır. Nitekim Goleman (1995:7) duygusal zekâyı Aristo’nun söylediği sözü ile de tanımlamaktadır:

“Herkes kızabilir, bu kolaydır. Ancak doğru insana, doğru ölçüde, doğru zamanda, doğru nedenle ve doğru şekilde kızmak, işte bu kolay değildir.”

sözü ile duygusal zekânın temelinin, duyguları doğru kullanma ile başladığını belirtmiştir.

Duygusal zekâ (EQ) kavramı öncelikle bilişsel zekâ (IQ) ile karıştırılmaktadır. Bilişsel zekâ, çoğunlukla tek faktörlü ve kelime anlama, akıl yürütme ve kavramaya dayalı, matematiksel becerilere dayanan ve sayısal verilerle ölçülebilen bir zekâ anlayışı (Toker, Kuz- gun, Cebe ve Uçkunkaya, 1968:23) olarak tanımlanırken; Goleman (1995), Cooper & Sawaf (1997) ve Weisinger’in (1998) duygusal zekâ tanımları incelendiğinde, “çok faktörlü, insanın duygularını anlama, yönetme ve sosyal ilişkilerinde başarılı olma yeterliklerine dayanan, sayısal verilerle ölçümü zor, öğrenilebilir” zekâ anlayışı olduğu görül- mektedir. Ayrıca duygusal zekâ kavramı Th orndike’n (1909) belirtti- ği “insanları anlama ve yönetme, insan ilişkilerinde bilgece davranma

Referanslar

Benzer Belgeler

GARDNER’İN YEDİ ZEKA BOYUTU DİL İLE İLGİLİ ZEKÂ BOYUTU SOYUT KAVRAMLARLA İLGİLİ ZEKÂ BOYUTU MEKANLA İLGİLİ ZEKÂ BOYUTU MÜZİKLE İLGİLİ ZEKÂ BOYUTU VÜCUDU

1960‟ların ortasından beri yapılan beyin araştırmaları çok zeki bireylerin biyolojik olarak farklı olduklarını ve bu farklılığın tamamen doğuştan gelmeyip, daha

Bilişsel gelişim bireylerdeki akıl yürütme, bellek ve kavrama.. sistemlerinde meydana gelen

• Çoklu zekâ kavramına göre beyin zekâ çeşitleri sayısınca bölünmekte ve her geçen gün fiziksel, iş, sosyal zekâ gibi yeni zekâ çeşitlerinin.. ortaya çıkmasıyla

istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğunu gösterir. Değilse, gruplar arasında anlamlı bir fark olmadığı söylenecektir. P değeri 0.05’ten küçükse, varyans

 Bilişsel Becerilere Hazırlık zihinsel yetersizliği olan bireylerin destek eğitimine başladıklarında öğrenmelerinin anlamlı ve kalıcı olmasını sağlamak daha

Üç basamaklı bir sayının yüzler basamağını, onlar basamağının karesini ve birler basamağının küpünü toplayınca elde edilen sonuç sayının kendine eşit oluyor.

BTTD D:: Bilgisayarlar›n yapay zekây› gerçeklefl- tirmek için uygun bir araç olmad›¤›n› düflünen- ler, bunun nedeni olarak insan beyniyle bilgisa- yarlar›n