• Sonuç bulunamadı

ARICILIK VE GENEL DURUMU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ARICILIK VE GENEL DURUMU"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ARICILIK VE GENEL DURUMU

(2)

Olcay İlhan

Ziraat Müh. Diyarbakır İl Tarım Müdürlüğü

DİYARBAKIRDA TARIM VE

HAYVANCILIK

ÖZET

Dünyada ve ülkemizde arıcılık potansiyeli ele alındı. Bölgemizde arıcılığın durumu ve geliştirilme tedbirleri incelendi.

Arıcılık tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda önemli gelişme kaydeden bir sektör haline gelmiştir. Ülke ekonomisine önemli katkısı olan arıcılık dünyanın çoğu ülkesinde ve ülkemizde yaygın olarak yapılmaktadır.

Gerek arılardan elde edilen bal, balmumu, arı sütü, arı zehiri ve benzeri ürünler gerekse arı yetiştiriciliği için üretilen petek, kovan gibi malzemeler yönünden arıcılık bir sektör halini almıştır. Her geçen yıl arıcı sayısı, kovan sayısı ve kovan başına elde edilen bal miktarı artmaktadır. Bugün dünyada yaklaşık 50 milyonun üzerinde arı kolonisi bulunduğu ve bunlardan 1 milyon tonun üzerinde bal elde edildiği bildirilmektedir.

Dünyada arılı kovan sayısı bakımından Rusya 10 milyon koloni ile ilk sırada yer alırken, bu ülkeyi 4,5 milyon koloni ile Amerika Birleşik Devletleri izlemekte ve 3 milyon koloni ile Çin üçüncü sırada yer almaktadır. Üretilen bal miktarı yönünden Rusya 210 bin tonla birinci, Çin 173 bin tonla ikinci ve Amerika Birleşik Devletleri 75 bin ton bal üretimi ile üçüncü sırada bulunmaktadır.

Türkiye ise arıcılıkla uğraşan aile sayısı 35 bin, arılı kovan sayısı 3,5 milyon, yıllık bal üretimi ise 66 bin ton civarındadır. Ülkemiz arı varlığı bakımından Rusya, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin den sonra dördüncü sırada ve bal üretimi bakımından Rusya, Çin, Amerika Birleşik Devletleri, Meksika, Kanada ve Arjantin’ den sonra yedinci sırada yer almaktadır.

Oysaki ülkemiz yüzölçümü, topoğrafik yapısı, iklim, bitki örtüsü ve çok eskilere dayanan arıcılık geleneği dikkate alındığında arıcılığımızın şu andaki durumun üzerinde olması gerektiği bir gerçektir.

Türkiye’de kovan başına alınan bal verimi 20 kğ. kadar olup bu miktar çok düşük düzeydedir. Ayrıca ülkemiz 250 bin ton civarındaki dünya bal dış satım pazarında 2500 ton bal ihracatı ile on sekizinci sırada yer almaktadır.

Bir diğer ifade ile Türkiye dünyadaki arı varlığının %5 ini, üretilen balın

%3-4 ünü ve ihracatın ise %1 ini oluşturmaktadır.

(3)

Yukarıda da görüldüğü gibi ülkemizdeki arı varlığı ile bal üretimi arasında bir dengesizlik bulunmaktadır. Bunda teknik bilgi yetersizliği, bakım ve besleme noksanlığı, ana arı üretiminin ihtiyacı karşılayamaması, barındırmadaki bilgisizlik, hastalık ve zararlılarının bilinmemesi ve zamanında teşhis ve tedavinin yapılamamsı gibi hususların büyük payı vardır.

Bu durum karşısında, dünya sıtandartını yakalayabilmemiz ancak; arıcılıkla uğraşan vatandaşların teknik bilgiye sahip olmalarına, bilinçli arıcık yapmaları konusunda eğitim almalarına, değişik projelerden dağıtılan kolonilerin arıcılık yapacak kapasite ve bilgisi olanlara verilmesina, arı hastalıkları ve zararlılarının zamanında teşhisi ve gerekli tedavisinin yapılmasına azami dikkat göstermekle mümkün olacaktır.

Türkiye’nin ekolojik ve sosyo-ekonomik yapısı gereği, ülkemizin her yerinde arıcılık yapılabilirken sırasıyla Ege, Karadeniz ve Akdeniz Bölgeleri gerek kovan varlığı gerekse üretim payı bakımından arıcılık için en önemli bölgelerimizdir. Türkiye bal üretiminin yaklaşık yarısı bu üç bölgemizde gerçekleşmektedir.

Bal üretimi bakımından sırasıyla ilk on ilimiz;

Muğla, Ordu, Adana, Aydın, Sivas, Antalya, İzmir, İçel, Erzincan ve Samsun olup ülkemiz bal üretiminin yaklaşık yarısı bu illerimizde üretilmektedir.

Türkiye arıcılık için çok uygun şartlara sahip olsa da henüz bu kaynaktan tam olarak yararlanamamaktadır. Arıcılıkta, istenen üretim ve ihracat rakamlarına ulaşılabilmesi için

çözülmesi gereken bazı sorunlar olduğu açıktır.

Arıcılıkta en önemli sorunlardan birisi ıslahtır. Bu sorunun çözümü yetiştiricilerin ıslah edilmiş ana arı kullanma alışkanlığını kazanmaları ve onların ihtiyacı olan ana arıları yetiştirecek kuruluşların çoğalması ile mümkündür. Hayvancılık ve diğer tarımsal üretimlerde teknik bilgi ve eğitimin üretim maliyeti içindeki payı %8-10 civarında iken, bu pay arıcılıkta %70-80 olarak gerçekleşmektedir. Dolayısıyla arıcılara yönelik sürekli yayım ve eğitim hizmeti verilmesini amaçlayan örgütlenmeler desteklenmelidir.

Arıcılıkta mesleki örgütlenme özendirilmeli dernekler, meslek odaları, üretim ve satış kooperatifleri vb. şekillerde örgütlenmeler sağlanmalıdır. Erozyon kontrolü, mera ıslahı, orman bakımı gibi çalışmalarda arıcılık da göz önüne alınmalı, bal üretimi için önemli bitkilerin bu çalışmalarda kullanılmasına özen gösterilmelidir. Arıcıların yanlış uygulamaları ve kötü niyetle kullanılan kimyasal maddeler bal içinde kalıntılar bırakmaktadır.

Balmumuna naftalin katılması, mazottan ilaç yapılması, yanlış zaman ve miktarda ilaç kullanımı gibi uygulamalar hem insan sağlığını tehlikeye düşürmekte, hem de ihraç sorunları doğurmaktadır.

Genel olarak tüm çiftçilerimizde olduğu gibi arıcılarımızda da fazla ilaç kullanma eğilimi vardır. Bu uygulama AB’nin 1999 yılında ülkemizden bal ürünleri ithalatını durdurmayı düşünmesi gibi negatif sonuçlara neden olmaktadır. Bu nedenle, arıcılık faaliyetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi için yapılan çalışmalara önem verilmelidir.

(4)

DİYARBAKIRDA TARIM VE

HAYVANCILIK

Ülkemiz Arıcılarından Bir Görüntü

İlimiz arıcısından bir görüntü

Ballı bitkilerden görüntüler

(5)

Ballı bitkilerden görüntüler

ARICILIĞIN DİYARBAKIR

EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ 1. Arıcılığın Aile Ekonomisindeki Yeri Arıcılık diğer tarımsal faaliyetlere göre daha az sermaye ile yapılabilen ve kısa sürede kazanç sağlayan bir faaliyettir. Arıcılık yapmak için kapalı bir alan yapımına veya arazi satın alınmasına gerek yoktur. İyi planlandığı veya diğer arıcılarla işbirliği yapıldığı takdirde ikinci bir meslek olarak boş zamanlarda bile yapılabilir. Ayrıca, aile fertlerinden herhangi birisinin kolaylıkla yapabileceği bir faaliyettir.

Bu yönüyle, aile ekonomisi için asıl veya yan gelir kaynağı olabilir. Özellikle kırsal kesimde aile bütçesine önemli katkılar sağlar.

2. Arıcılığın Tarım İşletmelerindeki Yeri Arıcılık tarla, bağ-bahçe ve hayvancılık gibi tarım işletmeleri içinde ikinci üretim dalı olarak yapılabilir. Bu yolla işletmenin kazancı artırılmış olur. Aslında, tarla ve bağ-bahçe ürünleri üreten işletmelerde bal arılarına ihtiyaç da vardır.

Bilindiği üzere, arılar bitkisel üretimde bitkilerin tohum ve meyve üretebilmeleri için ihtiyaç duydukları tozlaşmayı sağlayarak ürün miktarı ve kalitesinde çok büyük artışlara neden olurlar.

Sadece bu nedenle bile tarım işletmelerinde arıcılığa yer verilebilir. Özellikle, çevrelerinde zengin bitki örtüsü bulunan işletmelerde arıcılığa da yer verilmesi hem işletmenin kazancında artışlara neden olur hem de bal veya diğer arı ürünleri üretiminden dolayı işletme bütçesine katkı sağlar.

3. Arıcılığın Bitkisel Üretimdeki Yeri Yukarıda da bahsedildiği üzere, bitkilerin tohum ve meyve üretebilmeleri için çiçeklerin yeterli miktarda tozlaşmaları gerekmektedir. Bal arıları, özellikle açık alanlarda tozlaşmayı (polinasyon) en iyi yapan böceklerdir. Bal arılarının değişik evrim aşamalarından geçerek nektar ve polenle beslenme sistemine geçmeleri ve bu amaca uygun organlarının oluşumu bitkilerin tozlaşma ihtiyaçlarının karşılanması ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir.

Bu nedenle vücut yapıları ve beslenme tarzları gereği çok iyi tozlayıcı olan arılar, nektar salgılamaları ile çiçekler tarafından cezbedilirler.

Nektar ve polenin arılar tarafından toplanması sırasında da tozlaşırlar. Bitkilerin tozlaşma ihtiyaçlarını, tozlaşmada bal arılarının önemini ve bu yolla sağlanacak ürün artışını iyi bilen dış ülkelerdeki üreticiler bitkilerin çiçeklenme

(6)

DİYARBAKIRDA TARIM VE

HAYVANCILIK

dönemlerinde arı kolonisi kiralayarak daha fazla ve daha kaliteli ürün elde ederler. Bu konu maalesef ülkemizde yeterince bilinmemekte ve büyük miktarlarda ürün kayıpları meydana gelmektedir.

Arılarla sağlanan tozlaşmadan; başta badem, elma, kiraz, şeftali, armut, kayısı, erik ve çilek gibi meyve türleri; pamuk, ayçiçeği ve anason gibi tarla bitkileri; kavun ve karpuz gibi bahçe bitkileri; fiğ, üçgül, yonca ve korunga gibi yem bitkileri olmak üzere hemen hemen tüm bitki türleri fayda sağlar.

Bunun yanında, bazı bitki türlerinin tozlaşması sadece arılar aracılığı ile gerçekleşir ve bitkinin sürekliliği arıların varlığına bağlıdır.

Bitkisel üretimde bulunan üreticiler; bitkilerin tozlaşma istekleri, bitkiye has tozlayıcılar, tozlaşma etkinliğinin artırılması ve bu amaçla bal arılarının kullanılması konularında bir uzmanın görüş ve önerilerini alarak üretim miktarlarını ve ürün kalitesini artırabilirler.

4. Arıcılığın Ülke Ekonomisine Katkısı

Arıcılığın ülke ekonomisine katkısı, tarımsal bir faaliyet olması sonucu doğrudan ve gerek sosyo-ekonomik bir konu olması gerekse bitkisel üretime katkısı nedeniyle dolaylı olarak da olmaktadır. Arıcılık toprağa bağımlı olmayıp, topraksız veya az topraklı aileler için tek başına bir geçim kaynağı olabilmektedir. Aynı zamanda en ucuz ve en kolay istihdam yaratan tek tarımsal faaliyettir. Ayrıca, arıcılığın çevreye ve doğaya doğrudan veya dolaylı hiçbir zararlı etkisi yoktur. Daha da önemlisi doğal denge için mutlak surette arılara ve dolayısıyla arıcılığa ihtiyaç vardır.

Ülkemizde çok geniş alanlarda arı tozlaşmasına ihtiyaç duyan ürünler yetiştirilmekte ve arıcılıktan bu yönde de faydalanılmaktadır. Çoğu kişilerce fark edilmeyen bu katkı arı ürünlerinden çok daha fazladır.

DİYARBAKIR DA ARICILIK

Hızla artan nüfusumuzun yeterli ve dengeli bir şekilde beslenebilmesi, çiftçilerimizin gelirlerini artırarak hayat şartlarının yükseltilmesi, tarıma dayalı sanayinin ihtiyaçlarının karşılanması, kısa ve orta vadeli ihracat bağlantılarının garanti edilmesi için tarımda üretimin artırılması gerekmektedir.

Sarım Havzasına bağlı Sağ göze, Yaz konak, Bulgurluk, Yol açtı ve Geyik dere Köylerinde yaşayan halkın önemli bir kısmının sosyal yaşamlarının ve gelir

(7)

seviyelerinin normal yaşam standartlarının çok altında olduğu bir gerçektir. Hayatlarını burada sürdüren ve geçimini zor sağlayan bu insanlar çoğu zaman iş bulmak amacıyla büyük şehirlere göç etmek zorunda kalmaktadırlar. Dolayısıyla geçim indeksi çok düşük olan bu insanlara yeni iş imkânları sağlamak ve işgüçlerini değerlendirebilmeleri için yeni kaynaklar aramak durumundayız. Bu kaynaklardan biri olan gezgin arıcılık kısa vadede gelir seviyesi düşük olan bu insanların gelir seviyesini ve sosyal yaşantısını yükseltebilir ve göçü engelleme yönünde bir nebze olsa da katkı sağlayabilir.

İlimizde Arı Yetiştiricileri Birliği etkin olarak görev yapmaktadır. Birliğe 410 adet arıcı kayıtlı olup, bunlardan %80 civarı gezginci arıcılık yapmaktadırlar. İlimiz de Arıcılar Birliğinde kayıtlı toplam 75.039 adet arılı kovan mevcuttur. Bu kovanlardan yıllık elde edilen bal miktarı ortalama olarak 1500 ton dur.Devletin bu yıl için verdiği destek 6 YTL dir.

İlimiz dört mevsimin yaşandığı bir coğrafyanın mevcut olması itibari ile zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Diyarbakır İlimizin bitki florası ve değişik ekolojik yapıların sağladığı avantajlardan dolayı arı yetiştiriciliğine müsaittir. Özelikle yaylalarda arıcılık için çok önemli olan ballı bitkilerden geven, kekik, vb. birçok mera bitkisi mevcuttur.

Ayrıca yöremizde İlkbahar aylarında bol miktarda üçgül çeşitleri,Sarıdiken gibi birçok çiçek çeşitleri mevcuttur. Sonbahar mevsiminde pamuk tarımı bol miktarda yapılmaktadır. Bu tür bitkilerinde arıcılık için önemi büyüktür.

Yöremizin arıcılık için uygun bitki örtüsüne sahip olması arı kolonilerinin nektar ve polen bulmasını kolaylaştırır. Bu nedenle İlimiz her

yıl değişik İllerden gelen arıcılara konaklama mekanı ve yeri olmuştur.

Diyarbakır İl Mastır Planı’nda bal üretimi bölge için önemli bir potansiyel olarak gösterilmiştir.

Diyarbakır ili doğal bitki florası bakımından çok zengin olup değişik ekolojilere sahiptir.

Bu nedenle kültür bitkilerinin döllenmesinin sağlanması ve pasif işgücünün değerlendirilmesi bakımından arıcılığın geliştirilmesi önem arz etmektedir.

Diyarbakır bitki florası ve değişik ekolojik yapılarından dolayı arı yetiştiriciliği ve bal üretimi açısından uygun olmasına karşın bundan yeterince faydalanılamamıştır. Bunun nedenleri, ekonomik ölçüde arıcılık yapılamaması, modern üretim tekniklerinin kullanılmaması, verimi yüksek arı ırklarının bulunmamasıdır.

(8)

Referanslar

Benzer Belgeler

M.KEMAL KÜÇÜKERSAN ANKARA ÜNIVERSITESI VETERINER FAKÜLTESI HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARI.. ANABILIM

• Arıcılık; bitkisel kaynakları, arıyı ve emeği bir arada kullanarak, bal, polen, arısütü, balmumu, propolis, arı zehiri gibi ürünler ile günümüzde arıcılığın

Birden fazla erkek anasının erkek arıları ile çiftleşen bir ana arının dölleri arasındaki akrabalık: a-a, süper kız kardeşler; a- b, tam kız kardeşler; b-c, yarım

 Kışlatmada koloni kayıpları (<%10, yabanıl kolonilerin %75’i).. 

 1 gün yaşlı larva aşılama ve larvaların başlatıcı koloniye verilmesi (0).  Larvaların bitirici koloniye

Türkiye’nin arıcılık için gerekli tüm avantajlara sahip olmasına rağmen diğer hayvancılık kollarında olduğu gibi ticari arıcılığı gereği olan birim

Arı ürünleri; arıcılık sonucu üretilen bal, balmumu ve arı reçinesi, karamum gibi propolis içeren arı sütü, arı zehri, polen, ana arı, erkek arı, işçi arı ve

Biz buraya kadar olan kısımda arı ve balın eski Anadolu kültür tarihi çerçevesi içinde, ilk tarihi çağlarına ve Hitit Dönemi‟ne ait ulaĢabildiğimiz bilgilerine