• Sonuç bulunamadı

BAŞYAZI İMO ANKARA ŞUBE BÜLTEN ŞUBAT-MART 2008

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "BAŞYAZI İMO ANKARA ŞUBE BÜLTEN ŞUBAT-MART 2008"

Copied!
32
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Merhabalar…

26-27 Ocak 2008 günlerinde İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi’nin 18. Olağan Genel Kurulu’nu demokratik bir ortamda gerçekleştirdik. Ardından 7-8-9 Mart 2008 tarih- lerinde İMO 41. Olağan Genel Kurulu’nu da aynı duyarlılıkla tamamladık. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 40. Olağan Genel Kurulu’nu da aynı duyarlılıkla tamamlayaca- ğımızı biliyor ve inanıyoruz.

Öncelikle Şube Yönetim Kurulluğu görevini ve sorumluluğunu bizlere layık gördüğünüz için, bu anlayış ve duyarlılığınıza teşekkür ederiz. Bu iki yıllık süreçte aynı duyarlılığınızın yönetimimize büyük katkılar sağlayacağını hep birlikte görecek ve yaşayacağız.

Değerli Meslektaşlarımız…

Biz Yönetim Kurulu olarak, Odamızın ve dolayısıyla bizlerin ne tür problemlerinin oldu- ğunu biliyoruz. Bu problemleri aşabilmek ve siz meslektaşlarımıza faydalı olabilmek için göreve talip olduk. Bu sorunları hep birlikte aşacağımıza yürekten inanıyoruz.

Hiçbir olgu bütünsel davranıştan ayrı, tekil, soyutlanmış olarak düşünülemez. Meslek alanlarımızın sorunları ülkemizdeki ve dünyadaki sorunlardan bağımsız değildir. Türkiye yıllardır kendisine dayatılan sömürgeciliğin açık pazar sistemi üzerine kurulmuş eko- nomik modeli üzerinden sürüklenip gidiyor. Bunun sonucu yatırımsızlık, üretimsizlik, gitgide daralan bir kamu hizmeti anlayışı, % 20’lere varan işsizlik, hepimizin kaybolup giden refah düzeyidir.

Ülkemizde ekonominin belirleyici ve öncü sektörlerinden biri, hiç kuşkusuz inşaat sektö- rüdür. Bu sektör, her ülke ekonomisini doğrudan olumlu yada olumsuz etkileme gücüne sahiptir. İnşaat sektörü iş olanakları sunması yönüyle, istihdam yaratılması ve dolayı- sıyla işsizliğin azaltılmasında çok önemli katkılar sağlamaktadır. Buna karşın, doğrudan ilişkili birçok yan sektörle birlikte, sektörün Gayri Safi Milli Hasıla’daki payı %40’lardan

% 20’lere gerilemiştir.

Önemle belirtmek gerekir ki; inşaat sektörünün türü ne olursa olsun, yapı üretim süre- cini ülkemiz depremsellik gerçeğini göz ardı ederek ele almak, değerlendirmek ve yönlendirmek mümkün değildir. Çünkü “öldüren deprem değil, yapılardır”. Bu gerçeği göz ardı etmeden, depremlere karşı dayanıklı yapı üretiminin zorunlu olduğunu ısrarla vurgulamamızın, binalarımızı denetlemek maksadıyla çıkarılan 4708 sayılı Yapı Denetim Yasası’nın işlevselliğini yapabilmesi için değişiklik önerimizi ısrarla yinelememizin, Yapı Denetim Firmalarında çalışan meslektaşlarımızın ücret politikalarını yakın takibe alma- mızın, etkin yapı denetiminin sağlanması gerekliliğinin meslektaşlarımıza ve ülkemiz vatandaşına karşı öncelikli görevlerimiz olduğunu biliyoruz.

Odamız, hem ülke sorunlarına hem de meslek ve meslektaşlarımızın sorunlarına eğil- mesini bilmeli, bu iki görevi olanakları ve gücü oranında yerine getirmeye çaba göster- melidir. İMO’nun rehberi bilimsel düşüncedir. Odamız gücünü ve saygınlığını bu özel- liklerinden almaktadır. Mesleki bilgimizi, birikimimizi, her yönüyle deneyimimizi ortak amaçlar uğruna birleştirmek, mesleğimiz ve yaşamımız üzerinde söz sahibi olmak ve insani bir irade koymak için sizlerin destek, öneri ve eleştirilerinize daima açık olduğu- muzu belirtir saygılar sunarız.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi 18. Dönem Yönetim Kurulu

(3)

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası

41. Olağan Genel Kurulu Yapıldı 41. Olağan Genel Kurulu Yapıldı

İnşaat Mühendisleri Odası 41. Olağan Genel Kurulu 7-8-9 Mart 2008 tarihlerinde Ankara’da yapıldı. Toplam 623 Delege’nin katıldığı Genel Kurul’a Ankara Şube’den 149 delege katıldı.

İnşaat Mühendisleri Odası Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen Genel Kurul’u İnşaat Mühendisleri Odası 40. Dönem Yönetim Kurulu Sek- reter Üyesi Ahmet Göksoy açtı ve hemen ardından Divan seçimi yapıldı. Sadi Sürenkök’ün Başkanlığa seçildiği Divan’da Yücel Okutan ve M. Serdar Uygur Başkan Yardımcılığına, Elif Akpınar ve Samet Erde- mir Yazmanlığa seçildi.

Divan seçiminin ardından Genel Kurul Gündemi Divan Başkanı tarafından okunarak Genel Kurul’un onayına sunuldu ve “Bağımsızlık ve demokrasi müca- delesinde kaybettiğimiz, mesleklerini icra ederken kaybettiklerimiz ve sizlerin yakınlarınız olarak kay- bettikleriniz için hepinizi saygı duruşuna davet edi- yorum” çağrısı ile saygı duruşuna geçildi ve ardından İstiklal Marşı okundu.

İMO 40. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç açılış konuşmasında, Türkiye ve dünyanın gündeminde yer alan bazı konuları değerlendirdi.

Yüzgeç, ABD’nin dünya politikasını eleştirerek, dünya genelinde ırkçı, gerici bir histerinin yayıldı- ğını ve bu histeriye ABD’nin öncülük ettiğini belirtti.

Yüzgeç, ABD Başkanının tarikat üyesi olduğunu

ve bu nedenle birçok coğrafyada ırkçılık ve dinsel bağnazlığın hakim olduğunu vurguladı. Hüküme- tin özelleştirme, eğitim ve sosyal politikalarını da değerlendiren Yüzgeç, gelişmiş ülkelerde özelleş- tirme politikalarından çalışanların zarar görmedi- ğini, buna karşılık bizim gibi ülkelerde çalışanların birçok hakkının yok edildiğine dikkat çekti. Yüzgeç, ülkemizi son dönemlerde en çok meşgul eden gün- demlerden biri olan türban konusunda Anayasanın ve toplumsal yaşamın dini kurallara göre düzenle- nemeyeceğini, Türkiye’nin ne kadar laik olduğunun sorgulanmasının gerekliliğini belirtti ve türbana karşı çıkarken mevcut işleyişin, yani statükonun savunuluyor olmasından kaçınmak gerektiğini vur- guladı. İnşaat sektörünün sorunlarına da değinen Yüzgeç, “İnşaat sektörü; kırdan kente göç, plansız ve yanlış kentleşme, sağlıksız ve kaçak yapılaşma, çürük yapı stoğu, yapı denetim sisteminin işleme- mesi, çarpık müteahhitlik hizmeti, kamu ihale siste- mindeki aksaklıklar, kamu eliyle yapılan yanlış yatı- rımlar, mühendislik eğitimin yetersizliği, olmayan yetkinlik sistemi, yabancı teknik personele tanınan ayrıcalıklar, malzeme üretiminin kalitesi ve bu alan- daki kayıt dışılık ve haksız rekabet gibi sorunların içinde bulunmaktadır” dedi. “Önümüzdeki süreçte toplumsal yararı ön planda tutan, toplumcu özellik- ler taşıyan meslek örgütleri topyekûn bir saldırıyla

(4)

karşı karşıya kalabilir. TMMOB yasasında doğrudan tasfiye etmeyi amaçlayan değişiklikler gündeme gelebilir. Taslak olarak kamuoyuna sunulan Anayasa değişikliğinde bunun emareleri görülmektedir. Bu girişimlere karşı Odamızı güçlü kılabilecek tek şey sizlerin ilgi ve desteğinin sürekliliği olacaktır” diye- rek sözlerine son verdi.

121 konuğun katıldığı Genel Kurul’da SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, DP Genel Başkanı Süley- man Soylu, DSP Genel Başkan Yardımcısı Osman Kılınç, CHP Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük, EMEP Ankara İl Başkanı ve EMEP Genel Başkan Yar- dımcısı Haydar Kaya, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mahmut Küçük, 78’lile Derneği Başkanı Oktay Gülağcı, SES Genel Başkanı Köksal Aydın, Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Küçük sırasıyla söz aldılar.

Genel Kurul’da SHP Genel Başkanı Murat Kara- yalçın, kentleşmede yaşanan çarpıklıklara ve bayın- dırlık projelerinin eksikliklerine dikkat çekti. Kara- yalçın, projelerin tarihi ve doğal yapıları bozduğunu vurgulayarak, “eğer Ilısu Başajı’nın yapımı Hasan- keyfi tahrip ediyorsa, eğer Yortalı Barajı Allioni’yi tah- rip ediyorsa, yaman bir çelişki vardır” diye konuştu.

Karayalçın, Ankara’da büyük sanatçılarla bir sürü proje açılışının yapılmasını da eleştirdi. Karayal- çın konuşmasını “İnşaat Mühendisleri Odası’nın 41.

Olağan Genel Kurulu’nda 41 kere maşallah demek içimden geçti” sözleriyle bitirdi. DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, konuşmasında siyasileri eleştirerek, Türkiye’nin laik ve antilaik ayrımına sürüklendiğine dikkat çekti.

Kurula TBMM Başkanı Köksal Toptan, Devlet Bakanlarından Hayati Yazıcı, Murat Başeskioğlu, Mustafa Said Yazıcıoğlu, Nimet Çubukçu, Mehmet Ali Şahin, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Hamdi Eker, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Anava- tan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, birçok milletvekili ve Oda başkanı telgraf gönderdi.

Konukların konuşmasının ardından Komisyonla- rın Seçilmesine geçildi. Yönetmelikler Komisyonu’na Hasan Aksungur, Ayhan Emekli, Murat Gökdemir, Gkhan Marım, Haluk Selçuk; Bütçe Komisyonu’na Ali Fuat Günak, Faruk Bağdat, Nusret Suna, Haluk Ekinci, Ensari Yalçın; Örgütlenme Komisyonu’na Özgür Yıldırmaz, Halil Önderoldu, Temel Pirli, Ali Rıza Demirci, Cem Oğuz; Ana Sorunlar Komisyonu’na Birol Bora, Habib Canbilen, Yaşar Balık, Özer Akkuş, Coşkun Kaya oy birliği ile seçildi.

Komisyon seçimlerinin ardından 40. Dönem Yönetim Kurulu adına Çalışma Raporu sunumunu İnşaat Mühendisleri Odası 40. Dönem Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ahmet Göksoy özet ola- rak yaptı ve Çalışma Raporu ile ilgili görüşmelere geçildi. Sırasıyla Ahmet Sıngın, Abdulselam Suvakçı, Cemal Gökçe, Levent Çelik, Hilmi Yüncü, M. Necat Özgür, Tansel Onal, Vural Özcan, Fikret Kemal Yıl- dırım, Tahsin Vergin, Arif Özay, Erman Gölet, Ali Ongun, Ali Açan, Turan Kapan, Mert Nedim Alhas,

(5)

Aydın Nogay, İbrahim Akgün, Haluk Selçuk, Gülsüm Sön- mez, Birol Bora, Bekir Güre, Murat Gökdemir, Halil Çağ- daş Kaya, Atilla Erdem, Başar Kurt, Turan Damar İrfan Bal- çık, Fahrettin Çuğu, Hayati Karatokuş, Ekrem Çapkınoğlu söz aldılar. Söz alan delegeler, yetkin mühendislik, Odanın toplumsal ve siyasal sorunlara yaklaşımı konularında görüş bildirdi.

2. güne de kalan Çalışma Raporu görüşmelerinin ardından Denetleme Kurulu Raporu okundu, 2006- 2007 yılları bütçe harcamaları görüşüldü ve Yönetim ve Denetleme Kurulu aklandı. Komisyon Raporları ile 2008-2009 yılları bütçe önerileri görüşüldü ve karara bağlandı. Adayların tespiti ve tutanağa bağla- narak ilan edilmesinin ardından Dilek ve Temenniler kısmına geçildi ve Genel Kurul son buldu.

Komisyon Raporları ve Sonuçları

Komisyonlar, 40. Yönetim Kurulu’nun önerileri ve delegelerin önergelerini değerlendirerek hazırladık- ları raporları genel kurul oylamasına sundu. Örgüt- lenme ve Yönetmelikler Komisyonu’nun raporları değişikliğe uğramadan kabul edilirken, Bütçe ve Ana Sorunlar Komisyonu’nun raporları bazı değişiklik- lerle kabul edildi.

Ana Sorunlar Komisyonu

Ana sorunlar komisyonu, inşaat mühendislerinin mesleki sorunlarının yanı sıra IMF ve ABD’nin Tür- kiye politikaları ile Türkiye’nin gündeminde yer alan bazı sosyal ve siyasal konularda genel kurula rapor sundu. Komisyon üyelerinden Birol Bora, komisyon raporunda Kürt sorunun yer almadığını bu nedenle rapora şerh koyarak imzaladığını belirtmesi üzerine, komisyon raporuna Kürt sorunu maddesinin eklen- mesi önergesi oylamaya sunuldu ve önerge kabul edildi. Komisyon’un raporunda yer alan ve kurulda kabul edilen diğer konular şöyle:

“Genel Sağlık Sigortası, çalışanların hakları, eşit- likleri, Avrupa Birliği süreci, Büyük Ortadoğu Proje- sinde Türkiye konularında toplumsal görev bilinci ve vatandaşlık gereği gelişmeleri takip etmek ilgili- leri uyarmak, İMO üyelerini bilgilendirmeye devam etmek gerekmektedir.

Meslek alanımızda, hem kamu hem de İnşaat

Mühendisleri Odası ve üyelerinin yararı, gelişimleri ve çağdaş yaşamlar sağlamak amacıyla; Yapı Denetim Yasası ve Yönetmelikleri, Yetkin Mühendislik Yasası, İmar Yasası ve Yönetmelikleri, Kentsel Dönüşüm Yasası konularında komisyon oluşturmak ve çalışma- larını sağlamak bir zorunluluktur. Bütün bu konular süzgeçten geçirilerek doğru ifadelerle öncelikle İMO üyelerine, sonra da topluma anlatmak görev olarak algılanmalıdır” ifadelerine yer verildi.

Bütçe Komisyonu

Komisyonuna gelen önerileri inceleyerek rapor hazırlayan Bütçe Komisyonu, üye ödentileri ve inşaat mühendisi asgari ücreti konularında bazı deşiklikler önerdi ancak bu değişikliklerin bazıları oylamada kabul edilmedi. Buna göre genel kurulda oylanarak kabul edilen bütçe kararları şöyle:

• “2008 Yılı oda gelir ve giderleri 25.253.606,01 YTL eşit olarak programlanmıştır.

• Üye ödentileri 2008 yılı için yıllık 108,00 YTL’dır.

2009 yılı üyelik ödentisinin belirlenmesinde Oda Yönetim Kurulu Yetkilidir.

• 2008 Yılı harcırah miktarı yurt içi günlük net 60.-YTL, yurtdışı yolluk ücreti ise günlük net 60.-e Euro’dur. Bu tutara şehirler arası ulaşım ve konaklama giderleri dahil değildir. Bu gider- ler ayrıca belge karşılığı ödenir. 2009 yılı günlük harcırah bedeli Oda Yönetim Kurulu’nca belirle- nir. Yolluk ödemelerinde (yemek v.b. faturalı veya faturasız) başkaca hiçbir ödeme yapılmaz. Gider- leri Oda/Şube/Temsilcilik tarafından yapılan organizasyonlarda günlük harcırah ödenmez.

• İnşaat Mühendisi Asgari Ücreti : Her yılın Ocak ve Temmuz ayında Oda Yönetim Kurulu tarafın- dan ilan edilir. 2008 yılı Ocak ayı İnş.Müh. Asgari Ücreti 1.150,00-YTL., minimum personel ücreti ise 550,00-YTL’ dir.

(6)

Komisyona gelen önergeleri değerlendirerek rapor hazırlayan Örgütlenme Komisyonu’nun raporu genel kurulda değişikliğe uğramadan kabul oyu aldı.

Genel kurulda kabul edelin raporda şu maddeler yer alıyor:

• “Bilindiği gibi, Ana Yönetmeliğin 40. Maddesi, Şube olacak Temsilciliklerimiz için gerekli işlem- leri tarif etmektedir. Komisyonumuza ulaşan önergeler, yönetmeliğin bahsi geçen maddesi çerçevesinde değerlendirilmiş ve örgütlenme ağının güçlenmesi yolunun yeni şube açmakla sağlanamayacağı görüşü, komisyonumuz tarafın- dan genel kurula sunulmuştur. Bahsi geçen Tem- silciliklerimizin Şube yapılmasına yönelik öner- geler için komisyonumuz olumsuz yönde görüş bildirmiştir.

• Şubeler nezdinde işyeri temsilciliklerinin etkin kılınarak Kamu ve Özel Sektörde örgütlenme ağının güçlendirilmesi, aşağıdan yukarıya demokratik yapının örülmesi üzerine toplantılar yapılması,

• Yeni mezun meslektaşlarımızın oda faaliyetle- rine daha aktif katılmalarını sağlamak için Şube ve Temsilciliklerimizde çeşitli kurul ve komisyon çalışmaları yapılmalıdır,

• Öğrenci üye örgütlenmesinin devamı ve güçlen- dirilmesi için, geçen dönem yapılmayan Öğrenci Üye Kurultayının yapılması ve bu tür çalışmaların sürekliliğinin sağlanması yönünde Oda Yönetimi

rımızda her Şube, Öğrenci Üye Yönetmeliğinde tariflenen Şube etkinlik alanındaki üniversite temsilcilerini konuk etmelidir.

• Öğrenci üye örgütlenmesinden gelen yeni mezun üyelerimizin odanın geleceği için delegasyonda belirli bir kota ile temsil edilmesinin sağlanması,

• Olanaklı olduğu durumlarda sempozyum ve kongrelerin inşaat mühendisliği bölümü olan üniversitelerde yapılaması öğrencilerin bu tür organizasyonlara katılımını kolaylaştıracak ve motivasyonlarını artıracaktır.

• Görsel ve yazılı basında yer alabilmek için gerekli altyapı oluşturulmalı, örgütsel bütünlüğümüzü geliştirmek için bir çalışma grubu oluşturularak mühendislik haftası etkinliklerinin ulusal basın organlarında daha çok yer alması sağlanmalıdır,

• Şube çalışanlarına; üyelerle ve halkla olan iliş- kilerinin daha özenli olması için uzman desteği sunulmalı,

• Örgütlenme çalışmaları aylık periyotlar halinde raporlanmalı, temsilciliklerden şubelere, şubeler- den merkeze ve merkezden de bütün birimlere ulaştırılmalı, örgütü tanıtıcı kitapçık, broşür ve tanıtım filmi yapılarak üyelere ulaştırılmalıdır.

• Oda yönetim kurulumuz, 6235 Sayılı TMMOB yasasının 33. Maddesinin 2 fıkrasının değiştiril- mesi ve böylece kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan meslektaşlarımızın da odaya üye olmala- rının zorunlu hale getirilmesi yönünde çalışma- lar yapmalıdır.

(7)

• Şube ve temsilciliklerimizin bulunduğu kentleri- mizde kent ve çevre sorunlarına karşı duyarlılığı hem meslektaşlarımızın örgütlenmesinde hem de halkımızın saygınlığını kazanmamızda önemli rol oynayacaktır.”

Yönetmelikler Komisyonu

40. Dönem Yönetim Kurulu’ndan ve delegeler- den gelen önergeleri değerlendiren Yönetmelikler Komisyonu’nun hazırladığı öneriler genel kurulda oylanarak kabul edildi. Buna göre komisyonun genel kurul oylamasına sunduğu ve kabul edilen kararları şöyle:

• “TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Serbest İnşaat Mühendisliği Hizmetleri Uygulama, Tescil, Denetim, ve Belgelendirme Yönetmeliği’nin 14.

maddesinin (ç) bendinin değiştirilmesi ile kredi- lendirmeye esas puan tablosuna yapılacak eklen- tinin ekte sunulduğu gibi yapılmasını,

• Bahsi geçen değişikliklerin Resmi Gazetede yayınlatarak yürürlüğe sokulması için 41. Dönem Yönetim Kuruluna yetki verilmesini, verilecek bu yetkinin anlam ve kapsamı bozmamak kaydıyla redaksiyon yapabilmeyi de kapsamasını,

• Olası yasal gelişmelere yada hukuki gerektirme- lere bağlı olarak, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Serbest İnşaat Mühendisliği Hizmetleri Uygulama, Tescil, Denetim, ve Belgelendirme Yönetmeliğinde değişiklik yapılabilmesi için Danışma Kurulu ve Mesleki Değerlendirme Kuru- lunun da görüşünü almak kaydıyla 41. dönem Yönetim Kuruluna yetki verilmesini,

• TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yetkin İnşaat Mühendisliği Yönetmeliği’nin, Danıştay Sekizinci Dairesinin, 06 Kasım 2007 tarih ve 2006/5861 sayılı kararıyla yürütmesinin durdurulması ve yapılan itirazın reddedilmiş olması nedeniyle;

yeni bir yönetmelik hazırlayıp yürürlüğe koymak için, Danışma Kurulundan geçirmek kaydıyla, 41.

Dönem Yönetim Kuruluna yetki verilmesini,

• İMO Kongre ve Sempozyum Düzenleme Yönet- meliği, İMO Bilirkişilik Ekspertizlik Yönetme- liği, İMO Mali işler Yönetmeliği, İMO Satınalma Yönetmeliği’nin çıkartılması amacıyla, Danışma Kurulundan geçirilmek kaydıyla 41. Dönem Yönetim Kuruluna yetki verilmesi önerileri uygun bulmuştur.”

Seçimlerin yapıldığı son gün (9 Mart), İMO Üst Kurul Delegesi olan 729 kişiden 623 delege oy kul-

landı. Geçerli olan 595 oya göre seçim sonuçları şöyle:

YÖNETİM KURULU (7 ASIL, 7 YEDEK)

ASIL YEDEK H. SERDAR HARP GÜLSÜM SÖNMEZ

ZÜBER AKGÖL BÜLENT TATLI ABDULLAH BAKIR H. HÜSEYİN YILDIZ ALAETTİN DURAN TAYLAN KALENDER LEVENT DARI HÜSEYİN CAHİT ÇINGI METİN KORKMAZ OZAN DEMİRTAŞ İLKER GÜNDEZ SALİM YANMIŞ

ONUR KURULU (5 ASIL, 5 YEDEK)

ASIL YEDEK HASAN FEHMİ KARA MUSTAFA BAYGELDİ

D. GALİP KILINÇ HALİDE SANİYE BAŞARAN H. ÜLKÜ ÖZER HAFİZE SEVİM AYDIN

YUSUF TURABİ ERCAN ÇETİN

IŞIKHAN GÜLER YAŞAR BALIK

DENETLEME KURULU (9 ASIL, 8 YEDEK) ASIL YEDEK

ALİ OSMAN KARA AHMET HAŞİMİ NİYAZİ ÜSTÜN B. GÜRCAN TURNA BUKET ÇELİK FARUK BAĞDAT ŞÜKRÜ HAMARAT MEHMET KONİ NEJAT GÖKHAN GÜRKAYA TEZCAN US A. GÜLTEKİN EKMEKÇİOĞLU FERCAN YAVUZ SİNAN İLBAY MUAMMER SAVAŞ MURAT ÖZENİR E. ERİNÇ YALÇINKAYA NEBİL YENGÜNER

DANIŞMA KURULU (15 ASIL) KEMAL TÜRKARSLAN CEM OĞUZ HALUK İŞÖZEN M. SERDAR UYGUR MERT NEDİM ALHAS İHSAN KAŞ

H. MUTLU ÖZTÜRK MURAT SERDAR KIRÇIL REZAN BULUT JALE ALEL

MURAT GÖKDEMİR ALİ FUAT GÜNAK COŞKUN KAYA İ. FEVZİ ÜNAL

ŞÜKRÜ ERDEM

TMMOB YÖNETİM KURULU BAKİ ARSLAN SELÇUK ULUATA AHMET KAVALCI

TMMOB YÜKSEK ONUR KURULU TANER YÜZGEÇ

TMMOB DENETLEME KURULU KÖKSAL ŞAHİN

(8)

Hükümet’in hazırladığı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağ- lık Sigortası Yasa Tasarısı’na karşı Emek Platformu’nun aldığı karar doğrultusunda, çalışanlar 14 Mart 2008 10.00-12.00 saatleri arasında iş bıraktı.

Ankara’da düzenlenen eylem, çalışanların, emek-meslek örgütü temsilcilerinin Numune Hastanesi önünde top- lanmasıyla başladı. “Söz Bitti Sıra Grevde”, “İşçi Memur El Ele Genel Greve”, “AKP Sağlığa Zararlıdır”, “Amerika’nın Tayibi Türkiye’nin Ayıbı” sloganlarıyla ve taşıdıkları dövizlerle tasarıyı ve AKP Hükümeti’ni eleştiren çalı- şanlar, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı’nın önünden geçerek Abdi İpekçi Parkı’na geldiler.

Abdi İpekçi Parkı’nda toplanan yaklaşık üç bin kişiye konuşan TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Sinan Adıya- man, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, yasa tasa- rısını eleştirdiler ve tasarının geri çekilmemesi halinde

“genel grev” uyarısı yaptılar.

Emek Platformu’nu oluşturan 17 meslek ve emek kuru- luşu, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek Sosyal Sigor- talar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısına karşı uyarı eylemlerinin ilk ayağı olarak, 13 Mart 2008 Perşembe günü tüm illerde kitlesel basın açıklamaları gerçekleştir- miş ve tasarıyla yapılan düzenlemelerle ne gibi kayıpla- rın olduğunu net bir şekilde ortaya koymuşlardı.

Tasarıyla yapılan düzenlemeyle;

1- Bugün, emeklilik İçin kadınlarda 58, erkeklerde 60 olan yaş sınırı kademeli olarak kadın ve erkeklerde 65’e; prim gün sayısı 7 binden 9 bin’e yükseltilmek- tedir.

2- Halen fiili hizmet zammından yararlanan çalışanla- rın bu hakları bazı sektörlerde ellerinden alınmak- tadır.

3- Malûllük ve ölüm aylığı hak etmek için aranan 5 yıl- lık hizmet süresi 10 yıla; 900 günlük prim gün sayısı ise 1800 güne yükseltilmektedir.

4- Aylık bağlama oranı her 360 prim gün sayısı için yüzde 2’ye indirilmektedir.

Emek

Platformu Bileşenleri SSGSS

Yasa

Tasarısı’nı

Protesto Etti, Yüz Binler

İş Bıraktı

(9)

5- Emekli aylıklarının hesaplanmasına İlişkin kazanç- ların güncel erimesinde kullanılacak katsayının belirlenmesinde gelişme hızının (refah payının) yüzde 100’ü yerine, yüzde 30’u dikkate alınacaktır.

6- İş kazacı ve meslek hastalığı sonucu yüzde 25 ve daha yüksek oranda sakat kalan çalışanlara bağla- nan sürekli iş göremezlik gelirinin alt sınırı kaldırıl- maktadır.

7- Alt sınır aylığı düşürüldüğünden, özellikle mevsim- lik, geçici süreli ve yarı zamanlı çalışanlar, daha az aylık almakla karşı karşıya kalabilecektir.

8- Çalışan ve ölüm geliri-aylığı alan çocuksuz dul eş aylığı, yüzde 75’den, yüzde 50’ye düşürülmektedir.

9- Emekli aylıklarının yükseltilmesinde yalnızca enf- lasyon oranındaki artış dikkate alınacağından, emekli, dul ve yetimlere refahtan pay verilmemek- tedir.

10- Asgari ücretin üçte biri tutarında, altı ay süreyle verilmesi kabul edilen süt emzirme yardımı, bir defaya mahsus olarak düzenlenmektedir.

11- Asgari ücretin üç katı tutarında verilmesi kabul edi- len cenaze yardımı bir asgari ücret tutarına İndiril- mektedir.

12- Yetim kız çocuklan için ödenmekte olan evlenme yardımı (çeyiz parası) yetim aylığının 24 katı tuta- rından, 12 katına düşürülmektedir.

13- Çalışanlar İle emekli, dul ve yetimlerin yararlana- cakları sağlık hizmetlerine İlişkin tedavi yöntem- leri, İlaç ve tıbbi malzemelerin miktar ve sürelerinin belirlenme yetkisi kurum yönetimine bırakılarak belirsizlik yaratılmaktadır.

14- Diş protezlerine yaş sınırı getirilerek 18 yaşını dol- durmamış veya 45 yaşından gün almamış kişiler protez bedelinin yüzde 50’sini cepten ödeyecektir.

15- Çalışanlar İle emekli dul ve yetimler, özel hastane- lerden yararlanmak için sağlık hizmeti bedelinin yüzde 20’sini cepten ödeyecektir.

16- Sosyal Güvenlik Kurumu’nun oluşturacağı bir komis- yonun belirleyeceği tedavi yöntemleri dışındakilere, üç katına kadar fark ücreti ödenmesi öngörülmek- tedir.

17- Muayene ve tedaviler için şimdilik 2 YTL; protez, ortez ve ilaç bedelleri için yüzde 10 ve yüzde 20 ora- nında değişen oranlarda katılım payı ödenecektir.

18- Çalışması sona eren sigortalılardan, önceki yıl İçinde 90 gün prim ödeyenlerin kendileri, 120 gün prim ödeyenlerin ise kendileri ile birlikte bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, 6 ay süreyle sağlık yar- dımlarından yararlanma hakkı kaldırılmaktadır.

19- Genel Sağlık Sigortası primlerini devletin ödeyeceği kişiler için asgari ücretin üçte biri olarak belirlenen yoksulluk sınırı, nasıl elde edildiğine bakılmaksızın hanenin tüm gelirlerini dikkate alacağından, toplu- mun büyük bir bölümü sağlık sigortası primi öde- mekle yükümlü

tutulacaktır.

Tasarıyla ilgili olarak daha önce de GSS’ye Karşı Ankara Platformu olarak TMMOB, KESK, DİSK, TTB, TDB, TEB, TÜRMOB, BASK ve Türk-İş 20 Şubat 2008 günü tüm Tür- kiye çapında alan etkinlikleri gerçekleştirmişti.

(10)

Kızılırmak Suyu Balıklara Bile Zararlı!

Basın açıklamasının tam metni;

Değerli Basın Mensupları, Değerli Konuklar,

Ankara’nın su sorunu ile ilgili düzenlediğimiz basın toplantısına hoş geldiniz. Melih Gökçek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olduğundan bu yana yaşanan sıkıntıları, Ankara’nın nasıl geri- lediğini, kentin nasıl yaşanılır olmaktan çıktığını, bilimi, bilim çevrelerinin nasıl devre dışı bırakıldı- ğını biliyorsunuz.

Melih Gökçek’in yerel yönetim anlayışı çerçe- vesinde yaşanan sorunlarla ilgili defalarca basın toplantısı gerçekleştirdik, kamuoyunu uyarmaya çalıştık. Şimdiye kadar Kızılırmak suyuyla ilgili olarak üç kez basın toplantısı düzenledik. Üç değil onlarca, yüzlerce kez kamuoyunu uyarmamız gerekiyorsa uyaracağız. Çünkü Ankaralı aldatılı- yor, Ankaralıların sağlığı tehlike altında.

Bu kez sizlerle Melih Gökçek’in son basın top- lantısında vurgu yaptığı konulara değineceğiz ve Kızılırmak suyuyla ilgili gerçekleri dile getirece- ğiz.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek 26 Şubat 2008 tarihinde yaptığı basın top- lantısında, “Sudaki sülfat oranının ve diğer değer- lerin suyun içilmesine herhangi bir engeli yok, insan hayatını tehdit edecek herhangi bir mad- deye rastlanmadığına dair ODTÜ, Gazi Üniversi- tesi, İTÜ, İl Hıfzısıhha, ASKİ, Sağlık Bakanlığı’nın raporlar var.” diyerek Kızılırmak suyunun sağlığa zararlı olmadığını, hatta içilebilir özellikler taşıdı- ğını ileri sürmüştür.

Ancak, DSİ’nin Aralık 2005’te yayımladığı “Hir- fanlı ve Kesikköprü Baraj Gölleri ve Havzalarında Kirlilik Araştırması” başlıklı rapor Melih Gökçek’in bu iddiasının dayanaksız olduğunu göz önüne ser- mektedir. İlginç ki, Melih Gökçek’in atıfta bulun- duğu ASKİ Raporunda DSİ Raporundaki tespitler yer bulmuştur.

DSİ Raporunda, Kızılırmak havzasında Ağustos 2003-Temmuz 2004 tarihleri arası yapılan ölçümler yer almış, sonuçlar değerlendirilmiştir. Raporun 213. sayfasında şu ifade yer almıştır: (Ek1):

Mikrobiyolojik ölçüm sonuçları da Hirfanlı ve Kesikköprü Barajları sularının bakteriyolojik TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Ankara Tabip Odası 29 Şubat 2008 Cuma günü, İnşaat Mühendisleri Odası Lokali’nde Melih Gökçek’in basına sunduğu Kızılırmak Suyu ile ilgili raporların değerlendirildiği basın toplantısı düzenledi. Ortak açıklamayı İMO Ankara Şube Başkanı Nevzat Ersan yaptı.

Basın Toplantısı’nda söz alan Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Vahide Bilir de, Kızılırmak Suyu Projesi’nin ikinci bir “Hızlandırılmış Tren” vakasına dönüşmesinden korktuklarını belirterek, Yerel Yöneticilerin bilimsel destek alabilecekleri kuruluşlarla birlikte çalışmaları gerektiğini söyledi. Ankara’nın barajlarında artık dip suyu olduğunu söyleyen Bilir, “Dip suyu, çok tehlikeli, kimyasal metal zehirlenmesi yapabilecek atıkları içerir. Ankara’daki arıtma tesislerinin yeniden gözden geçirilmesine ve teknik destekle geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Bu kentte yaşayan herkesin sağlıklı, içilebilir ve kullanılabilir suya sahip olması gerekir” dedi. İçme sularındaki kirliliğin kısa ve uzun vadeli sorunlara neden olacağını ifade eden Bilir, “Kısa vadeli sorunlarımız ishaller, ani ortaya çıkan hastalıklardı ve bunları yaşadık. Biz uzun vadede çok ciddi kaygılar taşıyoruz. Melih Gökçek’in başkanlıkta kalıp izleyemeyeceği kadar uzun vadede çıkacak hastalıklar var. Cıva zehirlenmesi, kurşun zehirlenmesi gibi” dedi.

(11)

açıdan kıta içi II. sınıf su kalitesinde olduğu ve içmesuyu olarak kullanılamayacağını göster- mektedir.

Ankara için içme ve kullanma suyu planla- malarında bu durumlar göz önüne alınarak varsa Kızılırmak dışındaki seçeneklerin tekrar değerlendirilmesi yararlı görülmektedir.

Aynı raporun bir başka kısmında ise Kızılırmak suyunun balıklar için bile tehlike arz ettiği ifade edilmiştir. “Hirfanlı Barajı’ndan yeterince su bıra- kılmadığı durumlarda ise Kesikköprü Barajı’ndaki su kalitesi hızla düşmekte, sıcaklık ve çözünmüş oksijen bakımından özellikle sıcak aylarda balıklar için uygun olmayan hatta ölümcül ortamlar oluş- maktadır.” (DSİ Raporu sayfa: 211)

Melih Gökçek balıkların bile yaşayamadığı suyu Ankaralıya içirmeye çalışmaktadır.

Değerli Basın Mensupları,

Yine aynı basın toplantısında Melih Gökçek,

“Kızılırmak suyunun arıtılması için yeni bir arıtma tesisi yapılacak mı” sorusuna ise ‘şimdilik böyle bir şey düşünülmediği’ şeklinde yanıt vermiştir.

Ancak, DSİ Kirlilik Araştırması Raporunun 212.

sayfası yine Melih Gökçek’i yalanlamaktadır:

Kızılırmak Nehri’nin doğal yapısı itibariyle klorür, sülfat değerleri çok yüksektir. Bu para-

metreler içme ve kullanma açısından çok önem- lidir ve ileri arıtma teknikleri kullanmadan düşürmek mümkün değildir.

Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj Göllerinde, Bacil- lariophyceae familyasından sulara hoş olmayan tat ve koku veren Synedra sp. ve Asterionella sp.

gibi alglerin ilkbahar aylarında yoğunluğu art- maktadır. Aynı zamanda filtre tıkayıcı özellik- leri olan bu algler arıtma tesislerinde filtrasyon problemlerine yol açmaktadır.

Değerli Basın Mensupları,

Melih Gökçek, Kızılırmak suyunun içilebilir olduğuna dair iddiasını meslek odalarının yaptır- dığı Kesikköprü Barajı su analizine dayandırmıştır.

Hatta meslek odaları tarafından yapılan inceleme- nin sonuçları ASKİ İnternet sitesinde yayınlan- mıştır. Yani ortada düpedüz bilgi hırsızlığı vardır.

İnşaat Mühendisleri Odası tarafından ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü’ne 10 -14 Eylül 2007 tarih- leri arasında yaptırılan analiz sonuçları cümleleri bile değiştirilmeden ASKİ raporuna konulmuştur.

Hatta rapor İnşaat Mühendisleri Odası tarafından yayınlanan Teknik Güç dergisinin 175. sayısında yer almıştır.

Bilindiği gibi meslek odaları tarafından yapı- lan analizler sonucu, Kızılırmak suyundaki sülfat, klorür ve sodyum miktarı “TS266 İçilebilir Suların

(12)

Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri” ve “İnsani Tüke- tim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” değerle- rinden yüksektir.

Avrupa’da sülfat oranı yüksek suların satışına izin verilmesini örnek göstererek Kızılırmak suyu- nun da içilebileceğini, aradaki farkın da yalnızca tadında olduğunu söyleyen Gökçek, insan sağlı- ğının ne türden bir tehlike altında olduğunu gör- mezden geliyor.

Ankara Tabip Odası’nın yaptığı araştırmalar neticesinde biliyoruz ki; Kızılırmak suyunun yük- sek değerleri insan sağlığını özellikle bebek ve çocuk sağlığını tehdit etmektedir.

Sudaki sertlik kullanıldığı tüm araç gereçlere de zarar verecek, kullanım ömürleri kısaltacaktır.

Dolayısıyla milyonlarca insanın çalıştığı sanayi tesisleri, iş yerleri de risk altındadır.

Değerli Arkadaşlar,

Kızılırmak suyunun Ankara’ya getirilmesinin maliyetinin ise su faturalarına yansıması kaçınıl- mazdır. Melih Gökçek basın toplantısında “Bu Projenin Maliyeti 600 trilyon olabilir. Türkiye’de yapılmış en ucuz projedir.” demiştir. Ancak yine bu sözlerini kendisi yalanlamaktadır. Çünkü daha önce basına yaptığı açıklamalarda (TGRT haber Ankara’nın Gündemi Programı. Ağustos 2007) 450 bin dolara mal olacağını söyleyerek, Işıklı Gerede sistemini pahalı bulduğu için yaptırmayacağını ifade etmiştir.

O gün 450 bin doları fazla bulan Gökçek, daha fazla bir maliyeti gözden çıkartmıştır.

Ciddiyetsizlik, vurdumduymazlık ve günü kur- tarma anlayışı Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin değişmez özelliği olmuştur. Aynı basın toplantı- sında suya zam yapılıp yapılmayacağına dair soru- lara verdiği yanıt bunun göstergesidir:

“Zorlanmadığımız sürece suya zam yapmayı düşünmüyoruz. Şu anda gelirlerimiz bu projenin maliyetini karşılar düzeydedir. Biz bu projeyi ban- kadan kredi alarak yaptık. Eğer bankadan alınan kredileri ödeyemezsek bu konuyu o zaman düşü- nürüz”

Melih Gökçek “zorlanıp” suya zam yapacaktır.

Kızılırmak suyu projesinin faturalarımıza yansı- masını hep birlikte göreceğiz.

Bir kez daha Ankaralıları uyarıyoruz: Kızılır- mak suyu içilemeyeceği gibi kullanılamaz da.

Buradan Cumhurbaşkanını, Başbakanı, TBMM Başkanını ve milletvekillerini, Ankara Valisini göreve çağırıyoruz. Melih Gökçek’i durdurun.

Ankaralıların sağlığı Melih Gökçek’in yanlış su politikasına ve hırslarına kurban edilmektedir.

TMMOB

İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi TMMOB

Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şubesi TMMOB

Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Ankara Tabip Odası

(13)

TCDD Ankara Garı ve Meydanının, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Başkenti Ankara’nın oluştu- rulması ve geliştirilmesinde önemli bir simge- sel değeri bulunmaktadır. TCDD Ankara Garı ve Meydanı; Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti Ankara’nın en önemli toplanma-buluşma- temsil değeri taşıyan ve Cumhuriyetin simgele- nip vurgulandığı özel bir ilgi odağı ve kent merkezidir. Ülkemizde planlı kentsel gelişme-

nin ilk örneği olan Ankara, Mustafa Kemal Ata- türk tarafından plancı Jansen’e yaptırılan ilk kent planından itibaren Ankara Garı merkezli olarak konuşlandırılan eski Meclis Binası (Kurtuluş Sava- şı Müzesi), Devlet Konukevi, Demiryolu Müzesi, CSO Binası, Opera Binası, Resim Heykel Müzesi, Etnoğrafya Müzesi ve AKM ile bütünleşik bir kültür aksı oluşturulmuştur. Bu aks; 19 Mayıs Spor Kompleksi, Atatürk ve Selim Sırrı Tarcan

TCDD Ankara Gar’ında

Neler Oluyor

Ankaram Platformu 6 Mart 2008 Perşembe günü, TCDD Ankara Garı ve Meydanı’nın, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından uygulamaya konulmak istenen bir katlı kavşak projesi ile delik deşik edilmek ve otobana çevrilmek istenmesine karşı TCDD Ankara Garı önünde basın açıklaması yaptı. Ankaram Platformu adına İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Nevzat Ersan’nın yaptığı açıklamada şunlar belirtildi;

(14)

ağırlıklı bir yapıya kavuşturulmuştur.

Ancak bugün, başkent Ankara’nın en önem- li simgelerinden biri olan TCDD Ankara Garı ve Meydanı, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafın- dan uygulamaya konulmak istenen bir katlı kav- şak projesi ile hem delik deşik edilmek isten- mekte hem de ısrarla bir otobana çevrilmeye çalışılmaktadır.

Taşıt sahipliği ve trafi k yoğunluğu Ankara’dan çok daha yüksek olan kent merkezlerinde, örne- ğin, İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan Piccadilly, Trafalgar ve Times meydanları ile Fransa’nın başkenti Paris’teki Champs Éllysées meydanında, yayaların ulaşım hakkının engelle- nip ulaşımın sadece taşıt trafi ğine açılmasını kim- se düşünmeye bile cesaret edememektedir. Çün- kü bu meydanlar kent dokularını oluşturan, kentlerin tarihinin yazıldığı mekânlardır.

Ankara Garı ve çevresi, tüm kullanımları ile ulu- sal hafızamızın bir parçasıdır. Buna karşın Ankara Garı ve meydanı da AKP taşeronluğunda uygula- nan politikalara kurban edilmeye ve kamusal kim- liğinden arındırılmaya çalışılmaktadır.

Gar Önü Katlı Kavşak Projesi’nin onaylan- ma süreci, Türkiye’de kültür varlıklarının, simge alanların nasıl talan edildiğini ve bu işlerin nasıl yürütüldüğünü göstermesi açısından örnek ola- cak niteliktedir. Proje, Ankara Büyükşehir Bele- diyesi tarafından TCDD’ye Mart 2007’de ilk kez iletildiğinde, TCDD bu projeye, aşağıdaki ‘ciddi olumsuzlukları’ gerekçe göstererek, karşı çık- mıştır:

• Yaya ağırlıklı bir güzergâhta, yayalar önem- senmeden sadece araç trafi ğine yönelik bir düzenleme yapılıyor olması,

• Genel Müdürlük binası önünden geçen araç yolunun dar olması,

• Araç ve yaya ile acil durumlarda itfaiye, ambu- lans araçlarının giriş-çıkışlarının çözümsüz olması,

• Meydanın böyle bir düzenleme ile meydan özelliğini tamamen kaybedecek olması,

• Çalışmaların Gar Gazinosu ve 2. Bölge Bina- sı gibi tescilli yapılara zarar verme olasılığının bulunması,

malarının zarar vererek kuruması olasılığının bulunması.

Ancak aynı TCDD, Mayıs 2007’de proje hak- kındaki görüşlerinin daha önce belirtildiğini ancak bu sefer elden getirilen projelerin onayla- narak Belediye’ye gönderildiğini belirtmektedir.

Bu aşamadan sonra da, Kültür ve Turizm Bakan- lığı - Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, 11.05.2007 tarih ve 2347 sayılı yazı- sı ile TCDD’nin projeye olumlu görüş verdiğini belirtmiş ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Gar Önü Katlı Kavşak Projesi’ne onay vermiştir.

Peki, bu iki aylık sürede TCDD’nin onayla- mama gerekçelerini ortadan kaldıran şey nedir?

Bu sorunun yanıtı Temmuz 2007’de ortaya çık- maktadır: “…. İlgili Belediye Başkanlığında Ankara Hızlı Tren Garına ait onay bekleyen imar planı olduğu göz önüne alınarak proje onaylanmıştır”.

Hem uygulamaya konulma süreci hem de pro- jenin niteliği ve içeriği bakımından büyük sorun- lar içermekte olan bu projenin TCDD Ankara Garı ve Meydanı’nda uygulanmaya çalışılması kabul edilmez bir durumdur. Gar Önü Katlı Kavşak Projesi,

• İNSAN HAKLARINA, KENTLİ HAKLARINA VE YAYA HAKLARINA AYKIRIDIR.

• ŞEHİRCİLİK VE KENT PLANLAMA İLKELERİNE AYKIRIDIR.

• 3194 SAYILI İMAR YASASI’NA AYKIRIDIR.

• PLANLAMA BİLİMİ VE KENT MERKEZİ DÜZEN- LEME İLKELERİNE AYKIRIDIR.

• ANKARA’NIN DAHA ÖNCE HAZIRLANAN VE HALEN YÜRÜRLÜKTE BULUNAN ULAŞIM POLİTİKALARINA, ULAŞIM PLANI KARAR, HEDEF VE İLKELERİNE AYKIRIDIR.

Ayrıca,

• GAR KAVŞAĞI, YAPILAN DÜZENLEME İLE BUGÜNKÜNDEN DAHA YETERSİZ BİR HALE GETİRİLMEKTE, BİR YÖNDEKİ TRAFİK İÇİN SAĞLANAN KESİNTİSİZ AKIMA KARŞILIK, DİĞER TÜM YÖNLERDEKİ HAREKETLER İÇİN KAPASİTE AZALMAKTA, SIKIŞIKLIK ARTMAK- TADIR.

(15)

• ANKARA’DA KENT MEYDANLARININ ÖNCE KAVŞAKLARA SONRA DA YERALTI TÜNEL- LERİNE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ SÜRECİNDE TARİHİ GAR MEYDANI (KAVŞAĞI) DA BİR TÜNEL GİRİŞ-ÇIKIŞI HALİNE GETİRİLMİŞ OLACAKTIR.

• ALT GEÇİDİN İNŞAATI SIRASINDA, KORİ- DORDAKİ ÇEVRESEL, KÜLTÜREL VE TARİHİ DEĞERLER TAHRİP EDİLECEKTİR.

Küresel sermaye egemenliğinin son temsilcisi olarak AKP; emekten yana olan, ulusal olan tüm değerleri tahrip etmekten çekinmemektedir. Mut- lak teslimiyet anlayışı ile iradeler üzerinde tahak- küm kurulmak istenmekte, tüm değerler hiçleşti- rilerek toplumsal hafıza silinmeye çalışılmaktadır.

Emperyalizme karşı emsalsiz bir başkaldırı niteliği taşıyan Ulusal Kurtuluş Savaşı ve bu halk direnişini simgeleyen tüm değerler de bu kapsamda payına düşeni almaktadır. Bu çerçevede; TCDD Ankara Garı ve Gar Meydanı bu anlayışın son hedefi hali- ne gelmiş durumdadır.

Ancak biz, ANKARAM Platformu bileşenleri olarak, toplumsal sorumluluğumuzdan hare- ketle, uzmanlık konularımızda bilimsel ve yasal çözüm önerilerimizle bütün bu uygulamaların takipçisi olduk, olmaya devam edeceğiz. Yıllardır Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni uyarıyoruz:

• Ulus tarihi kent merkezin,

• Atatürk Orman Çiftliği,

• Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi,

• Katlı kavşak projeleri,

• Doğal kaynakların korunması ve geliştirilmesi, gibi proje ve çalışmalarınızda, yaya önceliğini sağlama, şeffafl ık, katılımcılık, kültür varlıklarının korunması, Cumhuriyet’in simge değerlerinin gözetilmesi, Ankara’nın BAŞKENT kimliğinin korunması gibi konularında sınıfta kalıyorsu- nuz, hatalarınızdan ders almıyorsunuz.

Biz,Ankara’nın Melih GÖKÇEK yönetiminde özellikle AKP iktidarı döneminde belirli bir plan dâhilinde yönetildiğini biliyoruz. Ancak bu plan kentin, toplumun, kamusal çıkarın planı değildir.

Bu plan kamusal alanların yok edilmesi planıdır.

Bu plan kentin ve ülkenin talan planıdır. Bu plan kurumsal rüşvet araçlarıyla rant projelerinin haya- ta geçirildiği emperyalizm ve yerli işbirlikçilerinin planıdır.

Bu nedenle, Ankara’da yaşanan sorunların çözümüne bir nebze bile katkıda bulunmayacak Ankara Gar Meydanı’nı işlevsiz kılarak kamusal alanların yağmalanmasına zemin hazırlayacak olan Ankara Büyükşehir Belediyesinin Gar Önü Katlı Kavşak Projesi’ne karşı çıkıyor ve basın men- suplarını ve halkımızı bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz.

ANKARAM Platformu Bileşenleri

68’liler Dayanışma Derneği, Altı Nokta Körler Derneği, Ankara Fotoğ. Sanatçıları Derneği, Ankara Halkevleri, Ankara Tabip Odası, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Çayyolu Platformu, Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Çiğdemim Derneği, DETİS, DİSK Emekli Sen, DİSK-Dev Maden-Sen, DİSK-Oleyis, Edebiyatçılar Derneği, Eğit-Der, Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Gıda Mühendisleri Odası, Gündem Çocuk Derneği, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Hacı Bektaşi Veli Kültür ve Tanıtma Derneği, Harita Mühendisleri Odası, İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi, İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Jeoloji Mühendisleri Odası, Ka-Der Ankara Şubesi, Kadın Dayanışma Vakfı, Kavaklıderem Derneği, KESK Ankara Şubeler Platformu, Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Koruma ve Restorasyon Uzmanları Derneği, Küresel Denge Derneği, Maden Mühendisleri Odası, Makina Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Metalurji Mühendisleri Odası, Meteoroloji Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Mülkiyeliler Birliği, ODTÜ Mezunları Derneği, Peyzaj Mimarları Odası, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Spina Bifi da Derneği Ankara Şubesi, Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, TOBAV, Toplum Sorunları Araştırma Merkezi, Tüketici Dernekleri Federasyonu, Tüketici Hakları Derneği, Tüketiciyi Koruma Derneği, Tüm İşçi Emeklileri Derneği, Türk Serbest Mimarlar Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, TÜRMOB, Uçan Süpürge, Yeniay Sosyal Danışma Merkezi, Zihinsel Özürlüler Federasyonu, Ziraat Mühendisleri Odası, Çocuk Müzeleri Kurma Derneği, Ankara Kız Lisesi Mezunları Derneği, DİSK Ankara Temsilciliği

(16)

Birçok Kurum Temsilcisi, Dikmen Vadisi halkı ile buluştu; Vadi halkının taleplerini ve Kentsel Dönü- şüm Projesi’nin yol açtığı sorunları yerinde gözlem- ledi …

Ankara’da ki birçok dernek, sendika, meslek oda- sı yönetici ve üyeleri, 17 Şubat 2008 Pazar günü Dik- men Vadisi’ne toplu bir ziyaret gerçekleştirerek, vadi halkının taleplerini ve kentsel dönüşüm projesinin yol açtığı sorunları yerinde gözlemle olanağı buldu.

Halk ile birlikte vadiyi boydan boya kat eden bir yürüyüşle vadideki Barınma Hakkı Bürosu’na gelen katılımcılar; burada vadi halkı ile sohbet etti, vadi halkının talepleri ve kentsel dönüşüm projesinin yol açtığı sorunlar hakkında ayrıntılı bilgi aldı.

Vadi halkının temsilcileri tarafından burada yapı- lan sunumlarda; Dikmen Vadisi’nde uygulanmak iste- nen Kentsel Dönüşüm Projesi’nin, insani ve kamusal gerekler yerine yalnızca yöredeki ranta el koymayı ve onu sermayeye pazarlamayı amaçladığı; bu pro- je kapsamında yörede yaşayanların taleplerinin ve ekonomik-sosyal gerçekliğinin hiç dikkate alınmadı- ğı vurgulandı. İ. Melih Gökçek’in vadide belediyeci-

lik hizmetlerini keyfi olarak durdurarak, aynı zamanda yıkım ve şiddet ile yörede yaşayanları sindirmeyi amaçladığı, bu nedenle yörede yaşayan yüzler- ce insanın son dere- ce mağdur durumda olduğu dile getirildi.

“Evlerimizi, toprakları- mızı terk etmeyeceğiz;

yaşamlarımız pahasına mücadele edeceğiz;

biliyoruz ki, bizlerin sokağa atılması bütün bir ülkenin, bütün bir kentin utancı olacak- tır” diyen vadi halkı;

öncelikli taleplerinin yaşanabilir konut ve yerinde ıslah, süre gelen baskıların son bulması ve belediyenin kendileri ile görüşmesi olduğunu söyledi.

“Sorunlu bir kentleşme tarihine sahip ülkemiz için, dönüşüm veya yenileme yoluyla kentsel mekan- ların düzenlenmesi ve yeniden üretilmesi, şüphesiz önemli bir ihtiyaçtır. Ne var ki bu günkü AKP’li bele- diyelerin somut uygulamaları ve genel olarak AKP iktidarın bu alana özgü yasal düzenlemeleri, geçekte bambaşka bir ihtiyacı karşılamaya yöneliktir; kent- sel ranta el koymak ve onu sermayenin yağmasına açmak!” diye görüş bildiren Dikmen Vadisi Barınma Hakkı Bürosu “Nitekim bizler, vadide bir kentsel dönüşüm projesine karşı değiliz, hiçbir zaman da olmadık; yeter ki gerçek anlamda halkın, kamunun, bütün bir kentin yararına olsun! Bizler yalnızca İ.

Melih Gökçek’in “tüccar” zihniyeti ile planladığı bu

“rant” projesine karşıyız! Bizler “ne saray, ne de vil- la; yalnızca yaşanabilir konut, insanca bir yaşam ve güvenli bir gelecek” istiyoruz. Yıllardır yaşadığımız, yuvamızı kurup çocuklarımızı büyüttüğümüz Dik- men Vadisi’nde, öncelikle “yerinde ıslah” yapılmasını ve yöre halkının “barınma hakkı”nın gözetilmesini talep ediyoruz. İşte bizler istedik ki, İ. Melih Gökçek

Ankara Muhalefeti Ankara Muhalefeti

Dikmen Vadisi’nde Tanıklık Yaptı

Dikmen Vadisi’nde Tanıklık Yaptı Ankara Muhalefeti

Dikmen Vadisi’nde Tanıklık Yaptı

(17)

İş Sağlığı Güvenliği Yasa Tasarısı Taslağı

İle İlgili TMMOB Görüşü Bakanlığa Gönderildi

Ulusal İş Sağlığı Güvenliği Konseyi tarafından incelenmekte olan İş Sağlığı Güvenliği Yasa Tasarısı Taslağı ile ilgili TMMOB görüşü, 8 Şubat 2008 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na gönderildi.

Yazıda, 29 Ocak 2008 tarihinde İstanbul’da 23 işçinin yaşamı- nı yitirmesiyle sonuçlanan ve büyük bir ihmal sürecinin son halkası olan kazanın, Türkiye’de iş sağlığı güvenliği alanında yetmezliğin çok net fotoğrafı olduğu ve bu yetmezliğin yasaların yetersizliğinden çok, uygulanmasından kaynaklandığı vurgulandı. Süreçleri, daha geniş bir perspektif ve uyum içerisinde yönetecek, “idari, mali yönden özerk”

Ulusal İşçi Sağlığı İş Güvenliği Kurumu’na mutlak bir gereksinme oldu- ğu anımsatıldı. Bu nedenle İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın ağırlıklı parçasının da bu kurum’un kuruluşuna olanak veren hükümler olması gerektiği belirtildi.

Bütün alanlarda uygulanabilecek nitelikte olması gereken bu kap- samdaki bir çalışmanın, aceleye getirilmeksizin sosyal tarafl arın tem- silcileri ile bu alandaki bilimsel bilgi birikimine sahip hukukçuların da katılımıyla yürütülmesinin de önemli bir gereklilik olduğu vurgulan- mıştır.

ve belediye yetkilileri taleplerimizi dinlesin, değer- lendirsin, dikkate alsın. İstedik ki, bir kent dönü- şürken, gelişirken; yalnızca varlıklı bir azınlığın ve sermayenin çıkarlarına göre değil, bütün kentlilerin beklentilerine göre şekillensin. Ama İ. Melih Gökçek, bunun yerine toplumsal gerilimi tetikleyecek hukuk dışı saldırılara yöneldi ! Şiddet ve yıkımı tercih etti!

Anladık ki İ. Melih Gökçek, yöre halkının ve dolayısıy- la bütün bir kentin ve kamunun yararına bir kentsel dönüşüm projesi gerçekleştirme amacında değildir.

Sahip olduğumuz topraklar ve konutlar üzerinden, başkalarının cebini, kasasını dolduracak, yöredeki rantı başkalarına peşkeş çekecek bir projeyi yaşama geçirmek istemektedir. Biz yoksul emekçi yöre hal- kına yerine getiremeyeceği son derece ağır koşullar önermekte; böylece bizleri bölgeden ucuz bir mali- yetle söküp atmayı, ardından da bu bölgeyi dilediği gibi tasarruf etmeyi amaçlamaktadır.”

diye belirttiler.

Son derece sıcak ve duygulu anların yaşandığı buluşmada; yörede ger- çekleştirilecek bir yıkım operasyonun, hem hukukla hem de demokratik toplum gerekleri ile bağdaşmayacağı; aksi- ne yeni toplumsal gerilimlere ve ağır kayıplara yol açacağı konusunda ortak görüşe varıldı. Kurum temsilcileri; özellikle İ. Melih Gökçek’in yöre halkına yönelik şid- det ve yıkım içeren uygulamalarına karşı, soru-

nun uzlaşma temelinde çözümünü sağlama yolunda adımlar atma kararı da aldılar.

Yoğun kar yağışı altında gerçekleşen ziyarete;

KESK Ankara Şubeler Platformu, DİSK Bölge Tem- silciliği, Petrol-İş Sendikası Ankara Şubesi, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Ankara Tabip Odası, Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Maden Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Jeoloji Mühendis- leri Odası Ankara Şubesi, Halkevleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Ankara Devrimci 78’liler Derneği ve Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu temsilcileri, aynı zamanda meslek odalarının öğrenci kollarına üye çok sayıda mühendislik-mimarlık öğrencisi de katıldı.

Basın mensupları tarafından da takip edilen etkin- lik, dayanışma ve mücadele kararlılığına yönelik ortak mesajlarla sona erdi.

(18)

Ü Ü Ü Ü Ü Ü Ü Ü Ü Ü Ü Ü

Ül l l l l l l l l l lk k k k k k k k k k ke e e e e e e e en n n n n n n n ni i i i i i i i i i in n n n n n n n n D D D D D D D D D D Di i i i i i i i i i ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğ ğe e e e e e e e er r r r r r r r r S S S S S S S S S S So o o o o o o o or r r r r r r r ru u u u u u u u un n n n n n n n nl l l l l l l l l l la a a a a a a a ar r r r r r r r ı ı ı ı ı ı ı ın n n n n n n n ı ı ı ı ı ı ı ı d d d d d d d d d d da a a a a a a a a T T T T T T T T T T ü ü ü ü ü ü ü ü ü ür r r r r r r r rb b b b b b b b b b ba a a a a a a a an n n n n n n n nl l l l l l l l l l la a a a a a a a a Ö Ö Ö Ö Ö Ö Ö Ö Ö Ö Ö Ö Ör r r r r r r r rt t t t t t t t t tm m m m m m m m me e e e e e e e ek k k k k k k k k k k İ

İ İ İ İ İ İ İ İ İ İ İ

İs s s s s s s s st t t t t t t t t te e e e e e e e em m m m m m m m me e e e e e e e ek k k k k k k k k k kt t t t t t t t t te e e e e e e e ed d d d d d d d d d di i i i i i i i i i ir r r r r r r r r AKP Özgürlüğü de,

Ülkenin Diğer Sorunlarını da Türbanla Örtmek İstemektedir

TMMOB, DİSK, KESK ve TTB, türbanın yükseköğ- retimde serbest bırakılmasını içeren Anayasa değişikliği teklifi nin TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldüğü ve ilk tur oylamasının yapıldığı 6 Şubat 2008 tarihinde TBMM Dikmen Kapısı önünde kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Ortak metni KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul okudu. “Türbanla Örtülmek İstenen Bu Ülkenin Gerçek Gündemidir” pankartıyla

anayasa değişikliğine karşı çıkan sen- dika ve meslek örgütü temsilcileri

“Özgürlük ve demokrasiyi savu- nuyoruz” söylemiyle türbana serbestlik getirmek isteyen AKP ve MHP’nin samimiyetsiz dav- randığına dikkat çekti ve özgür- lükten ve demokrasiden bah- sediliyorsa, o zaman herkes için özgürlüğü temin edecek Anayasa çalışması-

nı toplumun tüm

örgütlü kesimleri ile birlikte yapma önerisinde bulundu.

İMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu üyelerinin de destek verdiği eylemde, türbanın bir ideolojik simge olarak aynı zamanda kendisinin de baskı unsuru haline geldiği vurgu- lanmıştır.

Türban konusunda 1 Şubat 2008 tarihinde İnşaat Mühen- disleri Odası da bir açıklama yapmıştı. Anayasa ve toplum- sal yaşamın dini kurallara göre düzenlenemeyeceğini belirten İnşaat Mühendisleri Odası, tür- ban konusundaki değişikliğin, toplumsal yaşamın dini kurallar çerçevesinde düzenlen- mesinin yolunu açtığını vurgulamıştır. Açıklamada Tür- banın Türkiye’nin ve üniversitelerimizin sorunu değil AKP’nin sorunu olduğuna, demokrasi ve insan hakları konusunun bile türbana kadar indirgenmiş ve sınırlan- dırılmış olmasına, türbanın serbest bırakılması doğrul- tusunda sağlanan ırkçı, gerici, liberal ittifakın, tarihsel hesaplaşmasını türban üzerinden gerçekleştirmek iste- diğine, Türkiye’nin “türban ittifakından” alacağı önemli dersin de ne olduğunun ken-

diliğinden açı- ğa çıkacağına dikkat çekil- miştir.

tur oylamasının yapıldığı 6 Şubat 2008 tarihinde TBMM Dikmen Kapısı önünde kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Ortak metni KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul okudu. “Türbanla Örtülmek İstenen Bu Ülkenin Gerçek Gündemidir” pankartıyla

anayasa değişikliğine karşı çıkan sen- dika ve meslek örgütü temsilcileri

“Özgürlük ve demokrasiyi savu- nuyoruz” söylemiyle türbana serbestlik getirmek isteyen AKP ve MHP’nin samimiyetsiz dav- randığına dikkat çekti ve özgür- lükten ve demokrasiden bah- sediliyorsa, o zaman herkes için özgürlüğü temin edecek Anayasa çalışması-

nı toplumun tüm

AKP’nin sorunu olduğuna, demokrasi ve insan hakları konusunun bile türbana kadar indirgenmiş ve sınırlan- dırılmış olmasına, türbanın serbest bırakılması doğrul- tusunda sağlanan ırkçı, gerici, liberal ittifakın, tarihsel hesaplaşmasını türban üzerinden gerçekleştirmek iste- diğine, Türkiye’nin “türban ittifakından” alacağı önemli dersin de ne olduğunun ken-

diliğinden açı- ğa çıkacağına dikkat çekil- miştir.

(19)

Ankaram Platformu

EGO’nun Özelleştirilmesine Karşı Basın Açıklaması Yaptı

Ankaram Platformu 14 Mart 2008 Cuma günü, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilecek Başkent doğalgaz dağıtım işi- nin özelleştirilme ihalesine karşı, ihalenin yapıl- dığı Altınpark ANFA binasının önünde basın açıklaması yaptı. Platform adına Tüketici Hakları Dernekler Federasyonu Başkanı Ali Çetin basın açıklamasını okudu. Çetin açıklamasında; Gök- çek tarafından ifl asa sürüklenen EGO’nun şim- di de bu borçları kapatabilmek uğruna pişkince satıldığına dikkat çekti ve “Hesap bilen herkes farkındadır ki, EGO’nun borçları karıyla birlik- te halktan peşin olarak alınan ancak BOTAŞ’a ödenmeyen doğalgaz borçlarıdır. Öte yandan, 5669 sayılı yasa ile özelleştirme yapma yetkisi Belediye Encümenine bırakılarak EGO’yu ifl a- sa sürükleyenlerin, bu durumdan kurtarmaları beklenmektedir. Pişkinlerin ihale yapmak değil

bu paraları nerelere akıttıklarının hesabını ver- mek üzere hakim karşısına çıkmaları gerekir”

dedi. Açıklamada, EGO’nun özelleştirilmesiy- le elde edilecek gelirden borçlarını ödemeyi, metro inşaatını bitirmeyi ve Gerede’den su getirmeyi hedefl eyenlerin EGO’nun sadece bir kez satılabileceğini bilmesi gerektiği, gelecekte oluşturulacak kara delikler için nelerin sayıla- cağı vurgulandı, EGO’nun yağma olarak nite- lenebilecek satışından vazgeçilmesi çağrısında bulunuldu. Gökçek’in yargıda bekleyen dosya- ları hatırlatılarak bunların soruşturulmasına izin verilmesi talebi dile getirildi. Sağanak yağmur altında gerçekleşen eylemde “EGO Halkındır Satılamaz, Büyükşehir Şaşırma Sabrımızı Taşır- ma, Melih Gökçek Gitsin Bu Çile Bitsin, Rantçı Gökçek Ankara’dan Defol” sloganları atıldı.

EGO Halkındır Satılamaz,

Büyükşehir Şaşırma Sabrımızı Taşırma, Melih Gökçek Gitsin Bu Çile Bitsin,

Rantçı Gökçek Ankara’dan Defol

(20)

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı da, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı;

Kadınların her alanda var olma ve eşit olma mücadelelerinin simgeleştiği 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.

Anayasa’da yer alan “Herkes, dil, ırk, renk, cin- siyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” ifadesine karşın, kadınlar için;

aile yaşamında, çalışma hayatında ve toplumda hak ettikleri eşit koşullar sağlanamamıştır. Yeter- siz yasal düzenlemeler; kız çocuklarının okutul- mamasına, töre cinayetlerinin devam etmesine, iş yaşamında kadın istihdamının engellenmesine olanak sağlayan düşünce ve önyargıların önüne geçememiştir.

Ülkemizde üniversiteler bünyesindeki bölüm- lere kadın erkek ayırımı yapılmadan öğrenci alın- masına, iş kanunları ve ülkemizin de imza attığı Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi’ne

karşın, özellikle kamu kurumlarında personel alım ilanlarına da yansıyan cinsiyet ayrımcılığı dikkat çekicidir.

Egemen sınıfın çıkarla- rına hizmet eden cinsiyet ayrımcılığı çözülmeden, özgür ve eşit bir toplum yaratılmasının mümkün olmadığını düşünen TMMOB, ülkemizde ve tüm dünyada kadınların hak ve taleplerini elde etme mücadelelerini des- teklemektedir.

“8 Mart Dünya Kadın- lar Günü” kutlu olsun!

dünya kadınlar günü dünya kadınlar günü

kutlu olsun!

kutlu olsun!

mart

Ankara’da, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, Ankara 8 Mart Kadın Platformu tara- fından miting düzenlendi. Saat 14.00’de Toros Sokak’ta buluşan ATO, DİSK, KESK ve TMMOB’li kadınlar, Feminist örgütler, EMEP ve DTP’li kadınlar, EKD, Halkevlerinden Kadınlar, Öğrenci Kolektifl eri, çeşitli kadın kooperatifl eri, Kaos-GL ve üniversiteli kadınlar Abdi İpekçi Parkı’na yürü- yerek burada bir miting gerçekleştirdiler.

Toros Sokak’tan Abdi İpekçi’ye yürüyen kadın- lar oldukça renkli kortejler oluşturdu. Kortejin en önünde Savaşa, Şiddete, Erkek Egemenli- ğine, SSGSS’ye, Yoksulluğa Son çağrısı ile Platformun ortak pankartı yer aldı. Yaklaşık 2 bin kadının katıldığı Ankara’daki kutlamalara kadın- ların operasyonlar karşısındaki barış talebi dam- gasını vurdu. Mitingin ana vurguları yoksulluk, işçi kadınların hakları ve barış üstüne kuruluydu.

Miting kürsüsünde de bu taleplerle doğru oran- tılı olarak Barış Anneleri, SCT Filtre Fabrikası’nın grevci kadın işçileri ve Dikmen Vadisi halkı tem- silcileri konuştular.

(21)

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yürürlüğe alınan Yapı Denetimi Uygulama Yönet- meliği ile ilgili olarak İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç tarafın- dan 6 Şubat 2008 günü basın açıklaması yapıldı:

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı 5 Şubat 2008 tarihinde, “Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği”ni yürürlükten kaldırmış ve yerine “Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği”ni yürürlüğe almıştır. Yürürlükten kaldırılan yönet- melik ile büyük oranda benzerlik taşıyan yeni yönetmelik, yapı denetim sistemindeki temel sorunlara çare bulmaktan ziyade uygulamadaki bazı sorunları çözmeyi amaçlamaktadır. 4708 sayılı Yapı Denetim Yasası’nın sınırlarını zorla- yan bazı çabaların varlığından söz edilse bile esas konuların uzağında bir metindir. Çünkü Yapı Denetim sistemindeki sorunlar bir yönetmelik değişikliği ile halledilebilecek nitelikte değildir.

Hatta 4708 sayılı yasada yapılacak değişiklikler dahi bu konunun çözümü için yeterli olmaya- caktır. Yapı Denetimi sistemi, imar ve yapılaşma sisteminin bir parçasıdır. Acil olarak bütüncül ve köklü bir değişiklik gerektirmektedir.

4708 Sayılı Yapı Denetim Yasası çerçevesinde yapılan yapı denetimine yönelik görüşler:

- Ülkemizde 7 yıldır “pilot uygulama” adı altın- da iki farklı sistem uygulanmaktadır. Deprem- selliği aynı, yaşam koşulları aynı, sorunları aynı olan coğrafyada, iki farklı sistemin var- lığı, anlaşılması ve anlatılması imkânsız olan Dünyadaki tek örnektir. Yapı denetimi özel şirketler eliyle verilse dahi bir kamu hizmeti- dir. Dolayısıyla piyasanın ticari ilişki ve çelişki- lerine göre şekillenmemelidir. Yapı Denetim Yasası bu temel yaklaşımla yeniden üretilmek ve tüm ülke sathına yaygınlaştırılmak zorun- dadır.

- Normalde mal sahibi ve kamu adına müteah- hidi denetlemekle görevli olan Yapı Denetim

Kuruluşu Türkiye’deki, çarpık yapı üretim ilişkileri nedeni ile müteahhidin elemanı gibi çalışmaya başlamıştır. “Yap-sat” türü yapı üretim sisteminde, müteahhit ile mal sahibi aynılaşmaktadır. Dolayısı ile Yapı Denetim Kuruluşu müteahhide hizmet verir durum- da kalmaktadır. Yapı üretimini denetlemek- le görevli kuruluşun, hizmet bedelini yapı müteahhidinden alır noktasında olması, bu hizmetin verilmesinin maddi temellerini ortadan kaldırmaktadır. Gayrı resmi yapılan büyük indirimler, inşaat denetimi yapılmadan yapılmış gibi gösterilmesi, son derece düşük ücretlerle teknik eleman çalıştırılması, sadece imza satın alınması ortaya çıkan sonuçlardır.

- Yapı Denetçileri için verilen Denetçi Belgesi 12 yılını doldurmuş tüm mühendis ve mimar- lara herhangi bir bilgi ve deneyim sahibi olup olmadığı sınanmadan verilebilmektedir. Bu durum gerek proje, gerekse yapı denetiminin gerçek anlamda yapılma şartını ortadan kal- dırmaktadır. Meslekte “Yetkinlik” ve “Yeter- lilik” denetim hizmeti gibi teknik ve önemli konu için son derece hassastır. Ancak mevcut sistemde bu konunun hiçbir önemi bulunma- maktadır.

- Müteahhit tanımı ve sorumlulukları üze- rindeki belirsizlik varlığını korumaktadır.

Yapı müteahhitleri müteahhitlik hizmetin- den dolayı gelir elde eden kurumsal yapılar olmaktan ziyade, o yapının rantını elde etmek üzere şekillenmiş geçici organizasyonlar nite- liğindedir. Dolayısıyla teknik kurumsallaşma- sı ve kadrolaşması mümkün olamamaktadır.

Bu durum inşaatlarda sorumlu teknik eleman bulundurulmaması sonucunu doğurmakta, kaliteli ve nitelikli bir inşaat üretimi ile etkili bir denetimi engellemektedir.

- Gerek yapılar için, gerekse yapı üretim süre- cinde bulunan ve sorumluluk üstlenenler için, “Mali Sorumluluk Sigortası” ve “Mesleki

Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği ile ilgili

Basın Açıklaması Yapıldı

Referanslar

Benzer Belgeler

Özel sektörün uzun vadeli dış kredileri Eylül 2014 itibarıyla 164 milyar dolara yaklaşırken, toplamı 402 milyar doları bulmuş olan dış kredi stokunun yüzde

Öte yandan TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi sınırları içerisinde yer alan 6 EDAŞ bölgesinde (Aras EDAŞ, Başkent EDAŞ, Çamlıbel EDAŞ, Meram

Ancak; OSB alanı içerisinde oluşan atıklar ve arıtma çamurlarının yıllardır kontrolsüz depolanan arıtma çamurları ve diğer atıkların ile ilgili olarak yönetim,

23 Temmuz 2008 – İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü’nde Elektrik- Elektronik ve Bilgisayar Bölüm başkanları ile görüşmeye Şubemiz Yönetim Kurulu Başkanı katıldı..

ibaresinin de kaldırılmasını oy çokluğu ile uygun görmüştür. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi de Komisyonun önerisini oy çokluğu ile kabul etmiştir. Yapılan

Sevinç KARAKAYA Çevre Mühendisleri Odası Necati İPEK Elektrik Mühendisleri Odası Hüseyin GENCER Fizik Mühendisleri Odası Şükrü YILDIRIM Fizik Mühendisleri Odası Züber

Buna göre havza mutlak koruma kuşağı (0 – 300 m) ve havza kısa mesafeli koruma kuşağı (300 – 1000 m) içinde bulunan yerleşimi alanı İSKİ İçme Suyu Havzaları

08.05, 16.05.2020 tarihlerinde online platformda ve 20.05.2020 tarihinde Mimarlık Merkezinde gerçekleştirilen Çeşme Turizm Projesi gündemli TMMOB İzmir İl