• Sonuç bulunamadı

• 213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "• 213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU "

Copied!
152
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BAZI VERGİ KANUNLARINDA DEĞİŞİKLİK YAPAN 5766 SAYILI KANUN

(KARŞILAŞTIRMALI VE AÇIKLAMALI )

• 213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU

• 193 SAYILI GELİR VERGİSİ KANUNU

• 5220 SAYILI KURUMLAR VERGİSİ KANUNU

• 6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİLİ USULÜ HAKKINDAKİ KANUN

• 3065 SAYILI KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU

• 197 SAYILI MOTORLU TAŞIKLAR VERGİSİ KANUNU

• 488 SAYILI DAMGA VERGİSİ KANUNU

• 492 SAYILI HARÇLAR KANUNU

• 6802 SAYILI GİDER VERGİLERİ KANUNU

• 2918 SAYILI KARAYOLLARI TRAFİK KANUN

• 4760 SAYILI ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNU

• 5766 SAYILI KANUN’UN TAM METİNİ

METİN BAŞER

SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİR VERGİ HUKUKU ÖĞRETİM ÜYESİ

HAZİRAN/2008

(2)

SUNUŞ

Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunu ve Bazı Kanunlarda değişiklik yapan 5766 Sayılı Kanun , Resmi Gazetenin 06/06/2008 gün ve 26898 mükerrer sayısında yayımlanmıştır.

Yapılan düzenleme ile, Kamu alacaklarının tahsilinin güvence altına alınması amacıyla bazı işlemlerde borçlu olmama şartı aranılması ve Anayasa hükümleri esas alınarak bazı amme alacakları nedeniyle borçlunun yurt dışına çıkışının sınırlanabilmesine yönelik düzenlemeler ile mevcut hükümlerin uygulamasına ilişkin yargı kararları dikkate alınarak uygulamaya açıklık getiren düzenlemelere yer verilmekte, ayrıca amme alacağının tecili müessesesi yeniden ele alınarak çok zor durumda olan borçlulara borçlarını daha uygun şartlarla ödemeleri imkanı sağlanmaktadır.

Getirilen değişiklikler ile 6183 sayılı Kanunun temel felsefesi korunarak amme alacaklarının daha süratle tahsiline imkan verilmesi amaçlanmakta ve bu değişiklikler dikkate alınarak ilgili bazı kanunlarda da değişiklik yapılmıştır.

Kanunda , 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda yapılan değişiklik ile, sporcuların ücretlerinin tevkif yoluyla vergilendirilmesi uygulaması sürekli hale getirilmektedir. 492 sayılı Harçlar Kanununa eklenen hükümlerle üst yargı mercilerine yapılacak başvurular ile transfer fiyatlandırmasına ilişkin yöntem belirleme anlaşmaları harca tabi tutulmakta, tapu harçlarında harca esas bedelin tespitinde gerçek alım-satım değerinin kavranmasına, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu, 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu,2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu , 492 sayılı Harçlar Kanunu, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu , 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun güncel mevzuata uyumuna ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda yapılan değişikliklerle, hurda metalden elde edilen külçelerin teslimi vergiye tabi tutulmakta, indirimli oran uygulamasına tabi mal ve hizmet gruplarında amortismana tabi iktisadi kıymetler nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin iadesinin mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla kaldırılabilmesine yönelik olarak Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir.

İSMMMO olarak eğitime verdiğimiz önemle üyelerimize karşı taşıdığımız görev ve sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bu nedenle, Vergi Kanunlarının Karşılaştırılmalı ve açıklamalı yorumlarıyla en anlaşılır bir şekilde yayına hazırlayıp sunmaya devam edeceğiz. 5766 Sayılı Kanunu ile bazı vergi kanunlarında değişiklik yapılması hakkındaki kanunu kısa sürede hazırlayarak bilgilerinize E-KİTAP olarak sunan Sayın Metin BAŞER’e sizler adına teşekkür ediyorum.

Yahya ARIKAN Başkan

Haziran/2008

(3)

213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU

(4)

213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU

5766 SAYILI KANUN

MD.

MADDENİN DEĞİŞMEDEN ÖNCEKİ ŞEKLİ MADDENİN YENİ ŞEKLİ

17

ELEKTRONİK ORTAMDAKİ KAYITLAR VE ELEKTRONİK

CİHAZLA BELGE DÜZENLEME

Mükerrer Madde 242- (3762 sayılı Kanunun 3. maddesiyle eklenen ve 8.9.1991 tarihinden itibaren yürürlüğe giren madde) 1. Maliye ve Gümrük Bakanlığı; mükelleflere, niteliklerini belirlediği elektronik cihazları kullandırmak suretiyle belge düzenlettirmeye ve kullanılacak özel cihazlardan çıkarılan pulları belgelere ekletmeye yetkilidir. Elektronik cihazlarla düzenlenen belgeler ile özel cihazlardan çıkarılan pulları ihtiva eden belgeler bu Kanun hükümlerine uygun olarak düzenlenmiş belge hükmündedir.

Elektronik cihazların belirlenen niteliklere uygunluğu 6.12.1984 gün ve 3100 sayılı Kanunun 5. maddesine göre kurulan komisyonun görüşü alınarak Maliye ve Gümrük Bakanlığınca onaylanır.

Maliye ve Gümrük Bakanlığı, elektronik cihazlarla veya kullanılacak özel cihazlardan çıkarılan pulları ekletmek suretiyle belge düzenletme yetkisini;

iş grupları, sektörler, bölgeler, yerleşim birimleri, yıllık hasılat tutarları itibariyle veya sabit bir işyerinde faaliyet gösterilip gösterilmediğine göre ayrı ayrı veya topluca kullanabilir.

Mükellefler, 3100 sayılı Kanuna göre nitelikleri belirlenen ödeme kaydedici cihazlar ile birinci fıkrada belirtilen cihazları piyasadan temin edebilecekleri gibi, Maliye ve Gümrük Bakanlığından da temin edebilirler.

Maliye ve Gümrük Bakanlığı bu cihazları temin etmeye, zimmet karşılığı vermeye bu konularla ilgili bütçe işlemlerini yapmaya ve diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Bakanlıkça zimmet karşılığı verilen cihazların bozulması, çalınması gibi nedenlerle kullanılamaz hale gelmesi halinde cihaz bedelinin 6183 sayılı

ELEKTRONİK ORTAMDAKİ KAYITLAR VE ELEKTRONİK CİHAZLA BELGE DÜZENLEME

Mükerrer Madde 242- (3762 sayılı Kanunun 3. maddesiyle eklenen ve 8.9.1991 tarihinden itibaren yürürlüğe giren madde) 1. Maliye ve Gümrük Bakanlığı; mükelleflere, niteliklerini belirlediği elektronik cihazları kullandırmak suretiyle belge düzenlettirmeye ve kullanılacak özel cihazlardan çıkarılan pulları belgelere ekletmeye yetkilidir. Elektronik cihazlarla düzenlenen belgeler ile özel cihazlardan çıkarılan pulları ihtiva eden belgeler bu Kanun hükümlerine uygun olarak düzenlenmiş belge hükmündedir.

Elektronik cihazların belirlenen niteliklere uygunluğu 6.12.1984 gün ve 3100 sayılı Kanunun 5. maddesine göre kurulan komisyonun görüşü alınarak Maliye ve Gümrük Bakanlığınca onaylanır.

Maliye ve Gümrük Bakanlığı, elektronik cihazlarla veya kullanılacak özel cihazlardan çıkarılan pulları ekletmek suretiyle belge düzenletme yetkisini;

iş grupları, sektörler, bölgeler, yerleşim birimleri, yıllık hasılat tutarları itibariyle veya sabit bir işyerinde faaliyet gösterilip gösterilmediğine göre ayrı ayrı veya topluca kullanabilir.

Mükellefler, 3100 sayılı Kanuna göre nitelikleri belirlenen ödeme kaydedici cihazlar ile birinci fıkrada belirtilen cihazları piyasadan temin edebilecekleri gibi, Maliye ve Gümrük Bakanlığından da temin edebilirler.

Maliye ve Gümrük Bakanlığı bu cihazları temin etmeye, zimmet karşılığı vermeye bu konularla ilgili bütçe işlemlerini yapmaya ve diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Bakanlıkça zimmet karşılığı verilen cihazların bozulması, çalınması gibi nedenlerle kullanılamaz hale gelmesi halinde cihaz bedelinin 6183 sayılı

(5)

Kanun hükümlerine göre mükelleften tahsili yoluna gidilir.

2. (4731 sayılı Kanunun 4/E maddesiyle eklenen ve 30.12.2243 tarihinden itibaren yürürlüğe giren fıkra) Elektronik defter, şekil hükümlerinden bağımsız olarak bu Kanuna göre tutulması zorunlu olan defterlerde yer alması gereken bilgileri kapsayan elektronik kayıtlar bütünüdür.

Elektronik belge, şekil hükümlerinden bağımsız olarak bu Kanuna göre düzenlenmesi zorunlu olan belgelerde yer alan bilgileri içeren elektronik kayıtlar bütünüdür.

Elektronik kayıt, elektronik ortamda tutulan ve elektronik defter ve belgeleri oluşturan, elektronik yöntemlerle erişimi ve işlenmesi mümkün olan en küçük bilgi ögesini ifade eder.

Bu Kanunda ve diğer vergi kanunlarında defter, kayıt ve belgelere ilişkin olarak yer alan hükümler elektronik defter, kayıt ve belgeler için de geçerlidir. Maliye Bakanlığı, elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkilidir.

Maliye Bakanlığı, elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafaza ve ibrazı ile defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesi uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, elektronik ortamda tutulmasına ve düzenlenmesine izin verilen defter ve belgelerde yer alması gereken bilgileri internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında Maliye Bakanlığına veya belirleyeceği gerçek veya tüzel kişilere aktarma zorunluluğu getirmeye, bilgi aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu Kanun kapsamına giren işlemlerde elektronik imza kullanım usul ve esaslarını düzenlemeye ve denetlemeye yetkilidir.

Kanun hükümlerine göre mükelleften tahsili yoluna gidilir.

2. (4731 sayılı Kanunun 4/E maddesiyle eklenen ve 30.12.2243 tarihinden itibaren yürürlüğe giren fıkra) Elektronik defter, şekil hükümlerinden bağımsız olarak bu Kanuna göre tutulması zorunlu olan defterlerde yer alması gereken bilgileri kapsayan elektronik kayıtlar bütünüdür.

Elektronik belge, şekil hükümlerinden bağımsız olarak bu Kanuna göre düzenlenmesi zorunlu olan belgelerde yer alan bilgileri içeren elektronik kayıtlar bütünüdür.

Elektronik kayıt, elektronik ortamda tutulan ve elektronik defter ve belgeleri oluşturan, elektronik yöntemlerle erişimi ve işlenmesi mümkün olan en küçük bilgi ögesini ifade eder.

Bu Kanunda ve diğer vergi kanunlarında defter, kayıt ve belgelere ilişkin olarak yer alan hükümler elektronik defter, kayıt ve belgeler için de geçerlidir. Maliye Bakanlığı, elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkilidir.

(5766 sayılı Kanunun 17 maddesiyle değiştirilen ve 06.06.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren paragraf)

Maliye Bakanlığı; elektronik defter, belge ve kayıtların

oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafaza ve ibrazı ile

defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesi

uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, elektronik

ortamda tutulmasına ve düzenlenmesine izin verilen defter ve

belgelerde yer alması gereken bilgileri internet de dahil olmak

üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında Maliye

Bakanlığına veya Maliye Bakanlığının gözetim ve denetimine tabi

olup, kuruluşu, faaliyetleri, çalışma ve denetim esasları Bakanlar

Kurulunca çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenecek olan özel

hukuk tüzel kişiliğini haiz bir şirkete aktarma zorunluluğu

getirmeye, bilgi aktarımında uyulacak format ve standartlar ile

uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu Kanun

(6)

kapsamına giren işlemlerde elektronik imza kullanım usul ve esaslarını düzenlemeye ve denetlemeye yetkilidir. Bu Kanunun vergi mahremiyetine ilişkin hükümleri, bu kapsamda kurulan şirketin ortak, yönetici ve çalışanları hakkında da uygulanır.

AÇIKLAMA VE YORUM:

Yapılan değişiklikle, elektronik ortamda tutulmasına ve düzenlenmesine izin verilen defter ve belgelerde yer alması gereken bilgileri, internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında Maliye Bakanlığının gözetim ve denetimine tabi olup, kuruluşu, faaliyetleri, çalışma ve denetim esasları Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenecek olan özel hukuk tüzel kişiliğini haiz bir şirkete aktarma zorunluluğu getirme konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

Maddeyle ayrıca, vergi mahremiyetine ilişkin hükümlerin, bu çerçevede kurulan şirketin ortak, yönetici ve çalışanları hakkında da uygulanması öngörülmüştür.

Elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulmasına ilişkin bilgilerin Maliye Bakanlığı gözetim ve denetimine tabi özel hukuk tüzel

kişiliğini haiz bir şirkete aktarma zorunluluğu getirmeye yetki veren düzenleme, vergi mahremiyetini de içeren kamu hizmetinin özel

sektöre aktarılması sağlanmaktadır.

(7)

193 SAYILI GELİR VERGİSİ KANUNU

(8)

193 SAYILI GELİR VERGİSİ KANUNU

5766 SAYILI KANUN

MD.

MADDENİN DEĞİŞMEDEN ÖNCEKİ ŞEKLİ MADDENİN YENİ ŞEKLİ

8 (a)

VERGİDENMUAFESNAF

Madde 9- (2361 sayılı Kanunun 4. maddesiyle değişen şekli) (4369 sayılı Kanunun 26. maddesiyle değiştirilen ve 1.1.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren cümle) Ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekil ve suretle çalışanlar gelir vergisinden muaftır.

1. Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir iş yeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler (4369 sayılı Kanunun 26. maddesiyle değiştirilen ve 1.1.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren parantez içi hüküm) (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit iş yerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o iş yerlerinde satışı yapılan aynı neviden malları satanlar hariç)

2. Bir iş yeri açmaksızın gezici olarak ve doğrudan doğruya müstehlike iş yapan hallaç, kalaycı, lehimci, musluk tamircisi, çilingir, ayakkabı tamircisi, kundura boyacısı, berber, nalbant, fotoğrafçı, odun ve kömür kırıcısı, çamaşır yıkayıcısı ve hamallar gibi küçük sanat erbabı;

3. Köylerde gezici olarak her türlü sanat işleri ile uğraşanlar ile aynı yerlerde aynı işleri bir iş yeri açmak suretiyle yapanlardan 47.

maddede yazılı şartları haiz bulunanlar (51. madde şümulüne girenler bu muafiyetten faydalanamazlar);

4. Nehir, göl ve denizlerde ve su geçitlerinde toplamı 50 rüsum tonilatoya (50 rüsum tonilato dahil) kadar makinesiz veya motorsuz nakil vasıtaları işletenler; hayvanla veya bir adet hayvan arabası ile nakliyecilik yapanlar (Bu bentde yazılı ölçüler, birlikte

VERGİDENMUAFESNAF

Madde 9- (2361 sayılı Kanunun 4. maddesiyle değişen şekli) (4369 sayılı Kanunun 26. maddesiyle değiştirilen ve 1.1.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren cümle) Ticaret ve sanat erbabından aşağıda yazılı şekil ve suretle çalışanlar gelir vergisinden muaftır.

1. Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir iş yeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler (4369 sayılı Kanunun 26. maddesiyle değiştirilen ve 1.1.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren parantez içi hüküm) (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit iş yerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o iş yerlerinde satışı yapılan aynı neviden malları satanlar hariç)

2. Bir iş yeri açmaksızın gezici olarak ve doğrudan doğruya müstehlike iş yapan hallaç, kalaycı, lehimci, musluk tamircisi, çilingir, ayakkabı tamircisi, kundura boyacısı, berber, nalbant, fotoğrafçı, odun ve kömür kırıcısı, çamaşır yıkayıcısı ve hamallar gibi küçük sanat erbabı;

3. Köylerde gezici olarak her türlü sanat işleri ile uğraşanlar ile aynı yerlerde aynı işleri bir iş yeri açmak suretiyle yapanlardan 47.

maddede yazılı şartları haiz bulunanlar (51. madde şümulüne girenler bu muafiyetten faydalanamazlar);

4. Nehir, göl ve denizlerde ve su geçitlerinde toplamı 50 rüsum tonilatoya (50 rüsum tonilato dahil) kadar makinesiz veya motorsuz nakil vasıtaları işletenler; hayvanla veya bir adet hayvan arabası ile nakliyecilik yapanlar (Bu bent de yazılı ölçüler, birlikte yaşayan eşlerle velayet altındaki çocuklar hakkında veya ortaklık halindeki

(9)

yaşayan eşlerle velayet altındaki çocuklar hakkında veya ortaklık halindeki işletmelerde, bu kimselerin veya ortaklığın işlettiği vasıtalar toplu olarak nazara alınmak suretiyle tespit edilir);

5. Ziraat işlerinde kullandıkları hayvan, hayvan arabası, motor, traktör gibi vasıtalar veya sandallarla nakliyeciliği mutat hale getirmeksizin ara sıra ücret karşılığında eşya ve insan taşıyan çiftçiler;

6. (5615 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değiştirilen ve 4.4.2007 tarihinden itibaren yürürlüğe giren bent) Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, ço- rap, halı, kilim, dokuma mamûlleri, kırpıntı deriden üretilen ma- mûller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, se- pet, süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işle- me, tığ örgü işleri, ip ve urganları, tarhana, erişte, mantı gibi ürün- leri işyeri açmaksızın satanlar. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması ile ticarî, ziraî veya meslekî faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve ku- ruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan faydalanmaya engel değildir.

7. Yukarıdaki 1-6 numaralı bentlerde sözü edilen işlere benzerlik gösterdikleri, Danıştay’ın muvafık mütalaası üzerine, Maliye Bakanlığınca kabul ve ilan olunan ticaret ve sanat işleri ile iştigal edenler.

işletmelerde, bu kimselerin veya ortaklığın işlettiği vasıtalar toplu olarak nazara alınmak suretiyle tespit edilir);

5. Ziraat işlerinde kullandıkları hayvan, hayvan arabası, motor, traktör gibi vasıtalar veya sandallarla nakliyeciliği mutat hale getirmeksizin ara sıra ücret karşılığında eşya ve insan taşıyan çiftçiler;

6. (5615 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değiştirilen ve 4.4.2007 tarihinden itibaren yürürlüğe giren bent) Evlerde kullanılan dikiş, na- kış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla;

oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamûlleri, kırpıntı deriden üretilen mamûller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, paspas, fır- ça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urgan- ları, tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri açmaksızın satanlar. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması ile ticarî, ziraî veya meslekî faaliyetleri dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde sa- tılması muaflıktan faydalanmaya engel değildir.

7. (5766 sayılı Kanunun 8 (a) maddesiyle eklenen ve 01.07.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren bent )

Ticari işletmelere ait atıkları mutat olarak veya belli aralıklarla satın alanlar hariç olmak üzere, bir işyeri açmaksızın kendi nam ve hesabına münhasıran kapı kapı dolaşmak suretiyle her türlü hurda maddeyi toplayarak veya satın alarak bu malların ticaretini yapanlara veya tekrar işleyenlere satanlar;

8. Yukarıdaki 1-7 numaralı bentlerde sözü edilen işlere benzerlik gösterdikleri, Danıştay’ın muvafık mütalaası üzerine, Maliye Bakanlığınca kabul ve ilan olunan ticaret ve sanat işleri ile iştigal edenler.

(10)
(11)

AÇIKLAMA VE YORUM:

Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesine eklenen bent hükmü uyarınca, hurda metal, hurda plastik, hurda naylon, atık kağıt, hurda cam ile atık şişeleri ve benzerlerini geçimini sağlamak üzere bir işyeri açmaksızın kendi nam ve hesabına münhasıran kapı kapı dolaşmak suretiyle toplayan veya satın alan kişiler esnaf muaflığından

yararlanacaklardır. Söz konusu işlerin devamlı olarak yapılması ya da motorlu araç kullanılarak faaliyette bulunulması muafiyetten yararlanmaya engel teşkil etmeyecektir. Ancak söz konusu mükelleflerden;

- Ticari işletmelere ait atıkları mutad olarak veya belli aralıklarla satın alanlar veya anlaşma yapmak suretiyle toplayıp satan kişiler,

- Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanlar esnaf muaflığından yararlanamayacaktır

Hurda alımlarında vergi tevkifatı

Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin son fıkrasında, "Bu muaflığın, 94 üncü madde uyarınca tevkif suretiyle kesilen vergiye şümulü yoktur." hükmü yer almaktadır.

Söz konusu hüküm uyarınca, esnaf muaflığından yararlananlardan hurda mal alımlarında Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (13) numaralı bendinin (b) alt bendi uyarınca, öteden beri % 2 oranında vergi tevkifatı yapılmaktadır.

Buna göre, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kişi veya kurumlar, aynı Kanunun 9 uncu maddesinin (7) numaralı bendi uyarınca esnaf muaflığından yararlananlara yaptıkları ödemeler üzerinden, önceden olduğu gibi % 2 oranında vergi tevkifatı yapmaya devam edeceklerdir.

Örnek 1: Bay (A), kamyoneti ile kapı kapı dolaşmak suretiyle evlerden veya sokaklardan topladığı veya satın aldığı hurdaları devamlı olarak hurda ticareti ile uğraşan (B) firmasına satmaktadır. Bay (A), bu faaliyetinden dolayı esnaf muaflığından yararlanacak olup (B) firması, Bay (A)'ya hurda bedeli karşılığı olarak yapacağı ödemeler nedeniyle gider pusulası düzenlemesi ve Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (13) numaralı bendinin (b) alt bendi uyarınca da % 2 oranında gelir vergisi tevkifatı yapması gerekmektedir.

Bay (A) mal alış ve satışına ilişkin belgeleri istenildiği zaman ibraz etmek üzere saklamak zorundadır.

(12)

8 (b)

TEŞVİKİKRAMİYEVEMÜKAFATLARI

Madde 29- Teşvik gayesiyle verilen aşağıda yazılı ikramiye ve mükafatlar Gelir Vergisinden müstesnadır:

1. İlim ve fenni, güzel sanatları, tarımı, hayvan yetiştirilmesini ve memleket bakımından faydalı olan diğer işleri ve faaliyetleri teşvik maksadıyla verilen ikramiyeler ve mükafatlar;

2. (2361 sayılı Kanunun 20. maddesiyle değiştirilen bent) Subay, astsubay, erbaş ve erlere ve Ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere, uçuş, dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler, zamlar ile Türk Hava Kurumu veya kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilenlere; uçuş hizmetleri, denizaltına dalış yapanlara dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemeler;

3. (2361 sayılı Kanunun 20. maddesiyle değiştirilen bent) Spor yarışmalarına katılan amatör sporculara ödenen ödül ve ikramiyeler;

4. (2361 sayılı Kanunun 20. maddesiyle değiştirilen bent) Spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler.

TEŞVİKİKRAMİYEVEMÜKAFATLARI

Madde 29- Teşvik gayesiyle verilen aşağıda yazılı ikramiye ve mükafatlar Gelir Vergisinden müstesnadır:

1. İlim ve fenni, güzel sanatları, tarımı, hayvan yetiştirilmesini ve memleket bakımından faydalı olan diğer işleri ve faaliyetleri teşvik maksadıyla verilen ikramiyeler ve mükafatlar;

2. (2361 sayılı Kanunun 20. maddesiyle değiştirilen bent) Subay, astsubay, erbaş ve erlere ve Ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere, uçuş, dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler, zamlar ile Türk Hava Kurumu veya

.

(5766 sayılı Kanunun 8 (b) maddesiyle değiştirilen ve 06.06.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren bent )

Kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilen, hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış personele; fiilen uçuş hizmeti, denizaltına dalış yapanlara fiilen dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemeler

3. (2361 sayılı Kanunun 20. maddesiyle değiştirilen bent) Spor yarışmalarına katılan amatör sporculara ödenen ödül ve ikramiyeler;

4. (2361 sayılı Kanunun 20. maddesiyle değiştirilen bent) Spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler.

(13)

AÇIKLAMA VE YORUM:

Uçuş, dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlara ilişkin gerek 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda gerekse diğer mevzuatta yer alan istisna hükümlerine herhangi bir sınırlama ve hak kaybı getirilmeksizin, Türk Hava Kurumu veya kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunan müesseselerde uçuş ve dalış maksadıyla görevlendirilenlere uçuş ve dalış tazminatı olarak yapılan ödemelerden yalnızca fiili uçuş ve dalış sürelerine isabet eden kısmının gelir vergisinden istisna olduğuna ilişkin uygulamada ortaya çıkan tereddütler giderilmiştir.

8 (c)

BİRDEN FAZLA TAKVİM YILINA SİRAYET EDEN İNŞAAT VE ONARMA İŞLERİ

Madde 42- (2361 sayılı Kanunun 30. maddesiyle değişen şekli) Birden fazla takvim yılına sirayet eden (5035 sayılı Kanunun 48/4-a maddesiyle değiştirilen ve 1.1.2004’ten geçerli olmak üzere 2.1.2004 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ibare) inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kâr veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir.

Mükellefler bu madde kapsamına giren hallerde her inşaat ve onarım işinin hasılat ve giderlerini ayrı bir defterde veya tutmakta oldukları defterlerin ayrı sayfalarında göstermeye ve düzenleyecekleri beyannameleri işlerin ikmal edildiği takvim yılını takip eden yılın (5228 sayılı Kanunun 59/3-c maddesiyle değiştirilen ve 31.7.2004 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ibare) Mart ayının onbeşinci günü akşamına kadar vermeye mecburdurlar.

BİRDEN FAZLA TAKVİM YILINA SİRAYET EDEN İNŞAAT VE ONARMA İŞLERİ

Madde 42- (2361 sayılı Kanunun 30. maddesiyle değişen şekli) Birden fazla takvim yılına sirayet eden (5035 sayılı Kanunun 48/4-a maddesiyle değiştirilen ve 1.1.2004’ten geçerli olmak üzere 2.1.2004 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ibare) inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kâr veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir.

Mükellefler bu madde kapsamına giren hallerde her inşaat ve onarım işinin hasılat ve giderlerini ayrı bir defterde veya tutmakta oldukları defterlerin ayrı sayfalarında göstermeye ve düzenleyecekleri beyannameleri işlerin ikmal edildiği takvim yılını takip eden yılın (

5766 sayılı Kanunun 8 ( c ) maddesiyle değiştirilen ve 06.06.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ibare)

Mart ayının Yirmi beşinci günü akşamına kadar vermeye

mecburdurlar.

AÇIKLAMA VE YORUM:

Gelir Vergisi Kanunu’nun 92. maddesine göre yıllık Gelir Vergisi beyannamesi, izleyen yılın Mart ayının başından

yirmibeşinci günü akşamına kadar verilmektedir. Madde üzerinde yapılan düzenleme ile yıllara yaygın inşaat işlerine

ilişkin beyanında aynı sürede beyan edilmesi sağlanmıştır.

(14)

8 (ç) (5766 sayılı Kanunun 8 (ç) maddesiyle eklen ve 01.07.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren madde )

GEÇİCİ MADDE 72- (1) 31/12/2017 tarihine kadar sporculara yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerden aşağıdaki oranlarda gelir vergisi tevkifatı yapılır.

a) Lig usulüne tabi spor dallarında;

1) En üst ligdekiler için % 15, 2) En üst altı ligdekiler için % 10, 3) Diğer liglerdekiler için % 5,

b) Lig usulüne tabi olmayan spor dallarındaki sporculara yapılan ödemeler ile milli sporculara uluslararası müsabakalara katılmaları karşılığında yapılan ödemelerden

% 5.

(2) Bu ödemeler üzerinden 94 üncü madde kapsamında ayrıca tevkifat yapılmaz. Bu gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler dolayısıyla beyanname verilmesi halinde de bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

(3) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan ücret ve ücret sayılan ödemelerin vergilendirilmesinde 31/12/2007 tarihinde yürürlükte olan hükümler uygulanır.

(4) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

AÇIKLAMA VE YORUM:

Sporcu ücretlerinin 2017 yılı sonuna kadar stopaj yoluyla nihai olarak vergilendirilmesi öngörülmektedir. Bu düzenleme oran değişikliği dışında yeni bir durum ortaya çıkartmamakta olup, Kanunu’nun geçici 64 üncü maddesinde yer alan uygulamanın devamı sağlanmaktadır. Diğer bir ifade ile 2007 ve öncesi vergileme rejiminin devamı sağlanmıştır.

Yapılan düzenlemeye göre, sporculara yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerden aşağıdaki oranlarda gelir vergisi stopajı

(15)

yapılacaktır:

-Lig usulüne tabi spor dallarında;

1) En üst ligdekiler için % 15, 2) En üst altı ligdekiler için % 10, 3) Diğer liglerdekiler için % 5,

-Lig usulüne tabi olmayan spor dallarındaki sporculara yapılan ödemeler ile milli sporculara uluslararası müsabakalara

katılmaları karşılığında yapılan ödemelerden % 5.

Düzenleme Kanun’un yayımı tarihini izleyen ayın ilk günü olan 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ancak, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan ücret ve ücret sayılan ödemelerin vergilendirilmesinde 31.12.2007 tarihinde yürürlükte olan hükümler uygulanacaktır. Dolayısıyla bu tarihe kadar yapılmış ödemeler % 15 oranında stopaja tabidir ve beyan edilmez.

Antrenör, Teknik Direktör veya diğer spor adamları kapsam dışında olup bunların vergilendirilmesi GVK 103 . Maddedeki tarifeye göre yapılacaktır.

8 (ç)

(5766 sayılı Kanunun 8 (ç) maddesiyle eklen ve 01.01.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren madde )

GEÇİCİ MADDE 73-

(1) 29/1/2004 tarihli ve 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesi kapsamında gelir vergisi stopajı teşviki uygulanan ücretlerin vergilendirilmesinde, öncelikle Kanunun 32 nci maddesinde yer alan asgari geçim indirimi dikkate alınır.

(2) Bu madde hükümlerinin uygulanmasına ilişkin esas

ve usulleri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

(16)

AÇIKLAMA VE YORUM:

5084 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi kapsamında istihdam edilen ücretlilerle ilgili asgari geçim indirimi, 265 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen usul ve esaslara göre hesaplanacaktır.

Asgari geçim indirimi tutarı, yapılan düzenleme uyarınca ücret üzerinden hesaplanan gelir vergisinden öncelikle mahsup edilecektir. Asgari geçim indirimi mahsubu yapıldıktan sonra kalan gelir vergisi tutarı işveren tarafından terkin edilecek tutar olacaktır.

Ancak, terkin edilecek tutar, 5084 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi uyarınca asgari ücret üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarından fazla olamayacağından asgari ücret üzerinden hesaplanan tutardan asgari geçim indiriminin mahsup edilmesi sonucu kalan tutar terkine konu edilecektir.

Öte yandan, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Genel Tebliğleri ekinde yer alan bildirim yerine 267 sayılı GVK Genel Tebliğin yayım tarihinden itibaren (24/06/2008) Tebliğ ekinde yer alan "Gelir Vergisi Stopajı Teşvikine İlişkin Bildirim"

doldurulacaktır. İlgili tebliğlerin ekinde yer alan "Gelir Vergisi Stopajı Teşviki Kapsamında İstihdam Edilen Ücretlilere İlişkin Bilgiler" tablosu ise doldurulmaya devam edilecektir.

Örnek

Nevşehir ili Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) 11 kişi istihdam eden Kurumlar Vergisi mükellefi (A) Ltd. Şti.’nin Ocak 2008 döneminde çalışanlarından tevkif ettiği gelir vergisi tutarı 953 YTL’dir. 11 işçi için Asgari Geçim İndirimi Bordrosunda hesaplanan asgari geçim indirimi ise 663,93 YTL’dir.

Buna göre, (A) Ltd. Şti.’nin 11 işçi için yararlanacağı terkin tutarı şöyle hesaplanacaktır:

- Ücretler üzerinden hesaplanan gelir vergisi 953,00 YTL

- Asgari ücret üzerinden hesaplanan gelir vergisi (11 x 77,57=) 853,27 YTL - Hesaplanan asgari geçim indirimi 663,93 YTL

- 5084 sayılı Kanun kapsamında terkin edilebilecek tutar (853,27-663,93=) 189,34 YTL - Vergi dairesine ödenecek tutar [953-(663,93+189,34)=] 99,73 YTL

Örnekte, ücretlilerin yararlanabileceği asgari geçim indirimi tutarları toplamı, asgari ücret üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilmiştir. Asgari ücret üzerinden tevkif edilen vergi tutarından; asgari geçim indirimi tutarının mahsubu sonucu kalan tutar, asgari ücret üzerinden hesaplanan gelir vergisinin organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamından, diğer yerlerdeki iş yerleri için ise yüzde sekseninden fazla olmamak kaydıyla 5084 sayılı Kanun uyarınca terkin edilecektir.

Gerçek ücretler üzerinden tevkif edilen vergi tutarından, asgari geçim indirimi ile 5084 sayılı Kanun uyarınca terkin

edilecek tutarın toplamı arasındaki fark vergi dairesine ödenecektir.

(17)

8 (ç) (5766 sayılı Kanunun 8 (ç) maddesiyle eklen ve 01.01.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren madde )

GEÇİCİ MADDE 74- (1) 2/11/2007 tarihli ve 5706 sayılı İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Hakkında Kanun uyarınca kurulan Ajansa yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımlar ile sponsorluk harcamalarının tamamı;

gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilir.

AÇIKLAMA VE YORUM:

Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 74. maddeyle, 5706 sayılı İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Hakkında

Kanun uyarınca kurulan “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı”na yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve

yardımlar ile sponsorluk harcamalarının tamamının; gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden, kurumlar

vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilebilmesine olanak sağlanmıştır.

(18)

5220 SAYILI KURUMLAR VERGİSİ

KANUNU

(19)

5220 SAYILI KURUMLAR VERGİSİ KANUNU

5766 SAYILI KANUN

MD.

MADDENİN DEĞİŞMEDEN ÖNCEKİ ŞEKLİ MADDENİN YENİ ŞEKLİ

20

İNDİRİLECE İNDİRİLECEK GİDERLER

Madde 8- (1) Ticarî kazanç gibi hesaplanan kurum kazancının tespitinde, mükellefler aşağıdaki giderleri de ayrıca hasılattan indirebilirler:

a) Menkul kıymet ihraç giderleri.

b) Kuruluş ve örgütlenme giderleri.

c) Genel kurul toplantıları için yapılan giderler ile birleşme, devir, bölünme, fesih ve tasfiye giderleri.

ç) Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde komandite ortağın kâr payı.

d) Katılım bankalarınca katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları.

e) Sigorta ve reasürans şirketlerinde bilânço gününde hükmü devam eden sigorta sözleşmelerine ait olup, aşağıda belirtilen teknik karşılıklar;

1) Muallak hasar ve tazminat karşılıkları; tahakkuk etmiş ve hesaben tespit edilmiş hasar ve tazminat bedelleri veya bu hesap yapılmamışsa hasar ve tazminatın ve bunlarla ilgili tüm masrafların tahmini değerleri ile gerçekleşmiş, ancak rapor edilmemiş hasar ve

İNDİRİLECEK GİDERLER

Madde 8- (1) Ticarî kazanç gibi hesaplanan kurum kazancının tespitinde, mükellefler aşağıdaki giderleri de ayrıca hasılattan indirebilirler:

a) Menkul kıymet ihraç giderleri.

b) Kuruluş ve örgütlenme giderleri.

c) Genel kurul toplantıları için yapılan giderler ile birleşme, devir, bölünme, fesih ve tasfiye giderleri.

ç) Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde komandite ortağın kâr payı.

d) Katılım bankalarınca katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları.

e) Sigorta ve reasürans şirketlerinde bilânço gününde hükmü devam eden sigorta sözleşmelerine ait olup, aşağıda belirtilen teknik karşılıklar;

1) Muallak hasar ve tazminat karşılıkları; tahakkuk etmiş ve hesaben tespit edilmiş hasar ve tazminat bedelleri veya bu hesap yapılmamışsa hasar ve tazminatın ve bunlarla ilgili tüm masrafların tahmini değerleri ile gerçekleşmiş, ancak rapor edilmemiş hasar ve

(20)

tazminat bedelleri ve bunlara ilişkin masraflardan, reasürör payı düşüldükten sonra kalan tutar ile saklama payına isabet eden muallak hasar karşılığı yeterlilik farklarından oluşur.

2) Kazanılmamış prim karşılıkları; yürürlükte bulunan sigorta sözleşmeleri için tahakkuk etmiş primlerden, komisyonlar düşüldükten sonra kalan tutarın gün esasına göre bilânço gününden sonraya sarkan kısmından, aynı esasa göre hesaplanan reasürör payının düşülmesinden sonra kalan tutardır. Ancak bu tutar, nakliyat emtia sigortalarında, yıllık primin komisyon düşüldükten sonraki tutarından şirketlerin kendi saklama paylarında kalanının % 25’ini geçemez. Kazanılmamış prim karşılığının gün esasına göre hesaplanması mümkün olmayan reasürans ve retrosesyon işlemlerinde 1/8 yöntemi uygulanabilir.

3) Hayat sigortalarında matematik karşılıklar, her sözleşme üzerinden ayrı ayrı hesaplanır. Karşılıkların, gelirleri vergiden istisna edilmiş olan menkul kıymetlere yatırılan kısmına ait faiz ve kâr payları, giderler arasında gösterilemez.

4) Deprem hasar karşılıkları; yangın ve mühendislik sigorta branşlarında verilen deprem teminatı karşılığında alınan ve şirketlerin kendi saklama paylarında kalan primlerin 21.12.1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanununun 25. maddesi uyarınca hesaplanan kısmı ile önceki hesap dönemlerinde ayrılan karşılıkların yatırıldığı fonların gelirleri toplamından oluşur.

Deprem hasar karşılığı hesabına intikal ettirilen primler, bu Kanunun uygulamasında kazanılmamış prim karşılığı hesaplamasına konu edilmez.

5) Bir bilânço döneminde ayrılan sigorta teknik karşılıkları, ertesi bilânço döneminde aynen kâra eklenir.

tazminat bedelleri ve bunlara ilişkin masraflardan, reasürör payı düşüldükten sonra kalan tutar ile saklama payına isabet eden muallak hasar karşılığı yeterlilik farklarından oluşur.

2) Kazanılmamış prim karşılıkları; yürürlükte bulunan sigorta sözleşmeleri için tahakkuk etmiş primlerden, komisyonlar düşüldükten sonra kalan tutarın gün esasına göre bilânço gününden sonraya sarkan kısmından, aynı esasa göre hesaplanan reasürör payının düşülmesinden sonra kalan tutardır. Ancak bu tutar, nakliyat emtia sigortalarında, yıllık primin komisyon düşüldükten sonraki tutarından şirketlerin kendi saklama paylarında kalanının % 25’ini geçemez. Kazanılmamış prim karşılığının gün esasına göre hesaplanması mümkün olmayan reasürans ve retrosesyon işlemlerinde 1/8 yöntemi uygulanabilir.

3) Hayat sigortalarında matematik karşılıklar, her sözleşme üzerinden ayrı ayrı hesaplanır. Karşılıkların, gelirleri vergiden istisna edilmiş olan menkul kıymetlere yatırılan kısmına ait faiz ve kâr payları, giderler arasında gösterilemez.

4)

(5766 sayılı Kanunun 21. maddesiyle değişen ve 2008 yılı ve sonraki yıllar kazançlarına uygulanmak üzere 06.07.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren bend )

Dengeleme karşılığı; takip eden hesap dönemlerinde

meydana gelebilecek tazminat oranlarındaki dalgalanmaları

dengelemek ve katastrofik riskleri karşılamak üzere sadece

deprem ve mühendislik sigorta branşlarında verilen deprem

teminatı için hesaplanan dengeleme karşılıklarından oluşur

5) Bir bilânço döneminde ayrılan sigorta teknik karşılıkları, ertesi bilânço döneminde aynen kâra eklenir.

(21)

AÇIKLAMA VE YORUM:

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin (4) numaralı alt bendi değiştirilerek, kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılacak karşılıklardan olan deprem hasar karşılıkları maddeden çıkartılmış, bunun yerine dengeleme karşılığı indirilecek karşılık olarak tanımlanmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra sigortacılık mevzuatında önemli değişiklikler yapılmış, 03.06.2007 tarih ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nda deprem hasar karşılığına yer verilmemiştir. Bu çerçevede Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinde yer alan bu karşılığın kurum kazancından indirileceği yönündeki hükmün uygulaması da kalmamıştır. Bu nedenle Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinde yapılan değişiklikle deprem hasar karşılıkları madde metninden çıkartılmıştır.

Öte yandan, Sigortacılık Kanunu’nun 16. maddesinde sigorta şirketlerinin ayıracakları karşılıklar sayılırken dengeleme karşılığına da yer verilmiştir. Dengeleme karşılığı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinde indirilecek giderler arasında sayılmadığından, sigorta şirketleri ayırdıkları dengeleme karşılığı tutarını hâsılatlarından indirememişlerdir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nda 5766 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle, sigorta şirketlerinin ayırdıkları dengeleme karşılığının kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması olanaklı hale getirilmiştir. Bununla beraber indirim konusu yapılacak olan tutar Sigortacılık Mevzuatına göre tespit edilen tutar değil, sadece deprem ve mühendislik sigorta branşlarında verilen deprem teminatı için hesaplanan tutarla sınırlı olacaktır.

Düzenlemede dengeleme karşılığı; takip eden hesap dönemlerinde meydana gelebilecek tazminat oranlarındaki

dalgalanmaları dengelemek ve katastrofik riskleri karşılamak üzere sadece deprem ve mühendislik sigorta branşlarında

verilen deprem teminatı için hesaplanan dengeleme karşılıklar olarak tanımlanmıştır. Öte yandan, Sigorta ve Reasürans İle

Emeklilik Şirketlerinin Teknik Karşılıklarına ve Bu Karşılıkların Yatırılacağı Varlıklara İlişkin Yönetmeliğin 9. maddesine

göre, karşılık her bir yıla tekabül eden deprem ve kredi net primlerinin % 12’si oranında hesaplanmaktadır. Hazine

Müsteşarlığı’nca 14.05.2008 tarihinde yayınlanan 2008/24 sayılı sektör duyurusunda yapılan açıklamaya göre, dengeleme

karşılığının hesaplanmasında tüm branşlar ile verilen deprem ve/veya kredi teminatları dikkate alınacaktır. Buna göre

Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yapılan düzenlemede indirim konusu yapılabilecek olan dengeleme karşılıkları sadece

deprem ve mühendislik branşlarında verilen deprem teminatlarıyla sınırlandırıldığı için sigorta şirketlerinin diğer

branşlarda verdikleri deprem teminatları ile tüm kredi teminatları için verdikleri teminatlar için hesapladıkları dengeleme

karşılıklarını indirim konusu yapmaları mümkün olamayacaktır. Düzenleme 2008 yılı kazançlarına da uygulanmak üzere

Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

(22)

21

TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI

Madde 13- (1) Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır.

Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir.

(2) İlişkili kişi; kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade eder. Ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılır. Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler, ilişkili kişilerle yapılmış sayılır.

(3) Emsallere uygunluk ilkesi, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade eder. Emsallere uygunluk ilkesi doğrultusunda tespit edilen fiyat veya bedellere ilişkin hesaplamalara ait kayıt, cetvel ve belgelerin ispat edici kâğıtlar olarak saklanması zorunludur.

TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI

Madde 13- (1) Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır.

Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir.

(2) İlişkili kişi; kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade eder. Ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılır. Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler, ilişkili kişilerle yapılmış sayılır.

(3) Emsallere uygunluk ilkesi, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade eder. Emsallere uygunluk ilkesi doğrultusunda tespit edilen fiyat veya bedellere ilişkin hesaplamalara ait kayıt, cetvel ve belgelerin ispat edici kâğıtlar olarak saklanması zorunludur.

(23)

(4) Kurumlar, ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat veya bedelleri, aşağıdaki yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanını kullanarak tespit eder:

a) Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi: Bir mükellefin uygulayacağı emsallere uygun satış fiyatının, karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım ya da satımında bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa fiyatı ile karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade eder.

b) Maliyet artı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, ilgili mal veya hizmet maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle hesaplanmasını ifade eder.

c) Yeniden satış fiyatı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, işlem konusu mal veya hizmetlerin aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yeniden satılması halinde uygulanacak fiyattan, makul bir brüt satış kârı düşülerek hesaplanmasını ifade eder.

ç) Emsallere uygun fiyata yukarıdaki yöntemlerden herhangi birisi ile ulaşma olanağı yoksa mükellef, işlemlerin mahiyetine uygun olarak kendi belirleyeceği diğer yöntemleri kullanabilir.

(5) İlişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanacak fiyat veya bedelin tespitine ilişkin yöntemler, mükellefin talebi üzerine Maliye Bakanlığı ile anlaşılarak belirlenebilir. Bu şekilde belirlenen yöntem, üç yılı aşmamak üzere anlaşmada tespit edilen süre ve şartlar dahilinde kesinlik taşır.

(6) Tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının

(4) Kurumlar, ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat veya bedelleri, aşağıdaki yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanını kullanarak tespit eder:

a) Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi: Bir mükellefin uygulayacağı emsallere uygun satış fiyatının, karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım ya da satımında bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa fiyatı ile karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade eder.

b) Maliyet artı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, ilgili mal veya hizmet maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle hesaplanmasını ifade eder.

c) Yeniden satış fiyatı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, işlem konusu mal veya hizmetlerin aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yeniden satılması halinde uygulanacak fiyattan, makul bir brüt satış kârı düşülerek hesaplanmasını ifade eder.

ç) Emsallere uygun fiyata yukarıdaki yöntemlerden herhangi birisi ile ulaşma olanağı yoksa mükellef, işlemlerin mahiyetine uygun olarak kendi belirleyeceği diğer yöntemleri kullanabilir.

(5) İlişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanacak fiyat veya bedelin tespitine ilişkin yöntemler, mükellefin talebi üzerine Maliye Bakanlığı ile anlaşılarak belirlenebilir. Bu şekilde belirlenen yöntem, üç yılı aşmamak üzere anlaşmada tespit edilen süre ve şartlar dahilinde kesinlik taşır.

(6) Tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının

(24)

uygulamasında, bu maddedeki şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılır. Daha önce yapılan vergilendirme işlemleri, taraf olan mükellefler nezdinde buna göre düzeltilir. Şu kadar ki, bu düzeltmenin yapılması için örtülü kazanç dağıtan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şarttır.

(7) Transfer fiyatlandırması ile ilgili usûller Bakanlar Kurulunca belirlenir.

uygulamasında, bu maddedeki şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılır. Daha önce yapılan vergilendirme işlemleri, taraf olan mükellefler nezdinde buna göre düzeltilir. Şu kadar ki, bu düzeltmenin yapılması için örtülü kazanç dağıtan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şarttır.

(7) (5766 sayılı Kanunun 21. maddesiyle değişen ve 2008 yılı ve sonraki yıllar kazançlarına uygulanmak üzere 06.07.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren bent )

Tam mükellef kurumlar ile yabancı kurumların Türkiye’deki işyeri veya daimi temsilcilerinin aralarında ilişkili kişi kapsamında gerçekleştirdikleri yurt içindeki işlemler nedeniyle kazancın örtülü olarak dağıtıldığının kabulü Hazine zararının doğması şartına bağlıdır. Hazine zararından kasıt, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat ve bedeller nedeniyle kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının eksik veya geç tahakkuk ettirilmesidir.”

8) Transfer fiyatlandırması ile ilgili usûller Bakanlar Kurulunca belirlenir.

AÇIKLAMA VE YORUM:

5766 sayılı Kanun’la Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinde yapılan değişiklikle, yurt içi işlemlerle ve kurumların kendi aralarındaki işlemlerle sınırlı olarak, ilişkili kişiler arasında yapılan işlemlerde kazancın örtülü olarak dağıtıldığının kabulü Hazine zararının doğmasına bağlanmıştır.

Düzenlemede Hazine zararı, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat ve bedeller nedeniyle kurum ve ilişkili

kişiler adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının eksik veya geç tahakkuk ettirilmesi olarak tanımlanmıştır.

(25)

Buna göre, kurumlarla ilişkili kişi tanımına giren kurumlar arasındaki yurt içi işlemlerde örtülü kazanç dağıtımından bahsedebilmek için;

• İşlemde emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat veya bedelle işlem yapılmış olması ve

• Bu işlem sonucunda nihai olarak Hazinenin kaybı bulunduğunun tespiti, gerekmektedir. Kanun’da açıkça hükme bağlanmış olmamakla birlikte, Hazine zararının bulunup bulunmadığına;

• Sadece kurumlar vergisiyle sınırlı olmayıp bütün vergiler dikkate alınarak, Kanaatimizce, "Her türlü vergi"den kastın, kurumlar ve gelir vergisi dışında KDV'yi de kapsayıp kapsamadığı; geç tahakkuk ettirmeden maksadın ne olduğu, tebliğ ve yorumlarla detaylandırılacaktır.

• Her vergilendirme dönemi itibariyle ayrı ayrı değil daha uzun vadede, bakılması gerektiği düşünülmektedir.

Buna göre, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat veya bedeller nedeniyle, işlemin yapıldığı vergilendirme döneminde Hazine zararı olmasa da, daha sonraki dönemlerde bir zarar doğmuşsa, kazancın örtülü olarak dağıtıldığı kabul edilecektir.

Öte yandan, yeni düzenleme sadece kurumlar arası işlemler için geçerli olup, kurumlar ile ilişkili gerçek kişiler arasındaki işlemlerde örtülü kazanç dağıtımının varlığı Hazine zararının doğması şartına bağlı değildir. Bu işlemlerde emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat veya bedeller uygulanması halinde, Hazine zararı doğmasa da kazancın örtülü olarak dağıtıldığı kabul edilecektir.

Düzenleme 2008 yılı kazançlarına da uygulanmak üzere Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

22 DAR MÜKELLEFİYETTE VERGİ KESİNTİSİ

Madde 30- (1) Dar mükellefiyete tâbi kurumların aşağıdaki kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından % 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır:

DAR MÜKELLEFİYETTE VERGİ KESİNTİSİ

Madde 30- (1) Dar mükellefiyete tâbi kurumların aşağıdaki kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından % 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır:

(26)

a) Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren % 3).

b) Serbest meslek kazançları.

i) (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren) Petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak kazançlardan %3,

ii) (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren) Diğerlerinden % 20.

c) Gayrimenkul sermaye iratları.

i) (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren) 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu kapsamındaki faaliyetlerden sağlanacak gayrimenkul sermaye iratlarından % 1,

ii) (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren) Diğerlerinden % 20,

ç) Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerinde sayılanlar hariç olmak üzere menkul sermaye iratları.

- (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren) Her nevi alacak faizlerinden;

i) Yabancı devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı banka ve kurumlardan alınan her türlü krediler için ödenecek faizlerden (katılım bankalarının kendi usullerine göre yurt dışından sağladıkları fonlar ve benzeri kaynaklar için ödedikleri kâr payları dahil) % 0,

ii) Diğerlerinden % 10,

- (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren) Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesinin ikinci fıkrasının 10 numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iratlarından %10.

a) Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren % 3).

b) Serbest meslek kazançları.

i) (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren) Petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak kazançlardan %3,

ii) (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren) Diğerlerinden % 20.

c) Gayrimenkul sermaye iratları.

i) (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren) 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu kapsamındaki faaliyetlerden sağlanacak gayrimenkul sermaye iratlarından % 1,

ii) (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren) Diğerlerinden % 20, ç) Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerinde sayılanlar hariç olmak üzere menkul sermaye iratları.

- (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren) Her nevi alacak faizlerinden;

i) Yabancı devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı banka ve kurumlardan alınan her türlü krediler için ödenecek faizlerden (katılım bankalarının kendi usullerine göre yurt dışından sağladıkları fonlar ve benzeri kaynaklar için ödedikleri kâr payları dahil) % 0,

ii) Diğerlerinden % 10,

- (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren) Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesinin ikinci fıkrasının 10 numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iratlarından %10.

(2) Ticarî veya ziraî kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddî hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen kişilerce %

(27)

(2) Ticarî veya ziraî kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddî hakların satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen kişilerce % 15 (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren % 20) oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır.

(3) Tam mükellef kurumlar tarafından, Türkiye’de bir iş yeri veya daimî temsilci aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç olmak üzere dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan (Kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz.) ve Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan kâr payları üzerinden bu Kanunun 15. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca vergi kesintisine tâbi tutulan kazançlar hariç olmak üzere % 15 (2006/10731 sayılı BKK ile 23.7.2006'dan itibaren % 15) oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır.

(4) Kanunun 5. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar ile (c) bendinde belirtilen şirketlerin (b) bendindeki şartları taşıyan iştirak kazançlarından anonim veya limited şirket niteliğindeki dar mükellef kurumlara dağıtılan kâr paylarından yapılacak kesinti oranı, bu maddenin üçüncü fıkrası uyarınca uygulanan oranın yarısını aşamaz.

(5) Türkiye’de iş yeri ve daimî temsilcisi bulunmayan mükelleflerin, yetkili makamların izniyle açılan sergi ve panayırlarda yaptıkları ticarî faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar üzerinden, kurum bünyesinde % 15 (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren % 0) oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır.

(6) Yıllık veya özel beyanname veren dar mükellef kurumların, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından, hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısımdan ana

15 (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren % 20) oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır.

(3) Tam mükellef kurumlar tarafından, Türkiye’de bir iş yeri veya daimî temsilci aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç olmak üzere dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan (Kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz.) ve Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan kâr payları üzerinden bu Kanunun 15. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca vergi kesintisine tâbi tutulan kazançlar hariç olmak üzere % 15 (2006/10731 sayılı BKK ile 23.7.2006'dan itibaren % 15) oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır.

(4) Kanunun 5. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar ile (c) bendinde belirtilen şirketlerin (b) bendindeki şartları taşıyan iştirak kazançlarından anonim veya limited şirket niteliğindeki dar mükellef kurumlara dağıtılan kâr paylarından yapılacak kesinti oranı, bu maddenin üçüncü fıkrası uyarınca uygulanan oranın yarısını aşamaz.

(5) Türkiye’de iş yeri ve daimî temsilcisi bulunmayan mükelleflerin, yetkili makamların izniyle açılan sergi ve panayırlarda yaptıkları ticarî faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar üzerinden, kurum bünyesinde % 15 (2006/11447 sayılı BKK ile 1.1.2007'den itibaren % 0) oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır.

(6) Yıllık veya özel beyanname veren dar mükellef kurumların, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından, hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısımdan ana merkeze aktardıkları tutar üzerinden, kurum bünyesinde % 15 (2006/10731 sayılı BKK ile 23.7.2006'dan itibaren % 15) oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır.

(7) Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara (tam mükellef kurumların bu nitelikteki ülkelerde bulunan iş yerleri dahil) nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya

(28)

merkeze aktardıkları tutar üzerinden, kurum bünyesinde % 15 (2006/10731 sayılı BKK ile 23.7.2006'dan itibaren % 15) oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır.

(7) Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara (tam mükellef kurumların bu nitelikteki ülkelerde bulunan iş yerleri dahil) nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya ödeme yapılan kurumun mükellef olup olmadığına bakılmaksızın % 30 oranında vergi kesintisi yapılır.

a) Emsaline uygun fiyatlarla satın alınan mal ve iştirak hisseleri için yapılan ödemeler, emsaline uygun fiyatlarla deniz ve hava ulaştırma araçlarının kiralanması için yapılan ödemeler ile yapılan işin tamamlanabilmesi bakımından zorunluluk arz eden geçiş ücreti, liman ücreti gibi ödemeler üzerinden yapılacak kesinti oranını; her bir ödeme türü, faaliyet konusu ya da sektör itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya kanunî seviyesine kadar getirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.

b) Yurtdışındaki finans kuruluşlarından temin edilen borçlanmalara ilişkin ana para, faiz ve kâr payı ödemeleri ile sigorta ve reasürans ödemeleri üzerinden bu fıkra uyarınca vergi kesintisi yapılmaz.

c) Bu fıkraya göre vergi kesintisine tâbi tutulan ödemeler, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre ayrıca vergi kesintisine tâbi tutulmaz.

(8) Bakanlar Kurulu yukarıdaki fıkralarda belirtilen vergi kesintisi oranlarını, gelir unsurları veya faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya yukarıdaki fıkralarda belirtilen oranın bir katına kadar artırmaya yetkilidir.

ödeme yapılan kurumun mükellef olup olmadığına bakılmaksızın % 30 oranında vergi kesintisi yapılır.

a) Emsaline uygun fiyatlarla satın alınan mal ve iştirak hisseleri için yapılan ödemeler, emsaline uygun fiyatlarla deniz ve hava ulaştırma araçlarının kiralanması için yapılan ödemeler ile yapılan işin tamamlanabilmesi bakımından zorunluluk arz eden geçiş ücreti, liman ücreti gibi ödemeler üzerinden yapılacak kesinti oranını; her bir ödeme türü, faaliyet konusu ya da sektör itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya kanunî seviyesine kadar getirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.

b) Yurtdışındaki finans kuruluşlarından temin edilen borçlanmalara ilişkin ana para, faiz ve kâr payı ödemeleri ile sigorta ve reasürans ödemeleri üzerinden bu fıkra uyarınca vergi kesintisi yapılmaz.

c) Bu fıkraya göre vergi kesintisine tâbi tutulan ödemeler, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre ayrıca vergi kesintisine tâbi tutulmaz.

(8) Bakanlar Kurulu yukarıdaki fıkralarda belirtilen vergi kesintisi oranlarını, gelir unsurları veya faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya yukarıdaki fıkralarda belirtilen oranın bir katına kadar artırmaya yetkilidir.

(9)

(5766 sayılı Kanunun 22. maddesiyle değişen ve 2008 yılı ve sonraki yıllar kazançlarına uygulanmak üzere 06.07.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ibare )

Ticari ve zirai kazançlar hariç olmak üzere bu maddeye göre

vergisi kesinti yoluyla alınan kazanç ve iratlar için Kanunun 24 veya 26.

maddelerine göre beyanname verilmesi veya bu madde kapsamına girmeyen kazanç ve iratlar için verilecek beyannamelere söz konusu kazanç ve iratların dahil edilmesi ihtiyaridir. Şu kadar ki, Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (5), (7) ve (14) numaralı bentlerinde yer alan menkul sermaye iratları ile fonların katılma belgelerinden ve yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen kâr paylarının verilecek beyannamelere dahil edilmesi zorunludur.

(10) Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, kesintiye tâbi kazanç ve iratları ödeyenleri hak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt

Referanslar

Benzer Belgeler

Genel sağlık sigortası, sağlık hizmetlerinden yararlanacakları ilgilendirdiği gibi aynı zaman- da sağlık alanında hizmet veren sağlık hizmeti sunucuları ile tüm eczacılar,

Madde 19 — Evde bakım hizmetinde devamlılık esastır. Bu devamlılık, hastanın talebi ve hizmetin gereklerine göre gece ve gündüz, hafta sonu ve tatil günleri dahil olmak

İl genelinde tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında bulunan kurul ve birim görevlilerine hasta hakları uygulamaları ve eğitimi konusunda toplantı organize etmek, bu

Şirketimiz tarafından kişisel verileriniz; mevzuat hükümlerinin izin verdiği kişi ve kuruluşlar ile kamu makamlarına, hissedarlarımız Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş.

SGK'dan hizmet alamayan hastalar ve hastalıklar için Hastane özel muayene ve tedavi fiyatları üzerinden ayakta tedavide %30 indirim yatarak tedavide %15 indirim uygulanacaktır..

Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelerin,

HASTANESİ SAĞLIK TEKNİKERİ RADYOLOJİ TEKNİKERİ (İSTANBUL-TKHK-TAŞRA) 1 0 86,13407 86,13407 291594929 İSTANBUL BAKIRKÖY PROF.DR.MAZHAR OSMAN RUH SAĞLIĞI VE SİNİR HASTALIKLARI

Madde 367 - (2686 sayılı Kanunun 40'ıncı maddesiyle değişen madde) (4369 sayılı Kanunun 81/A-20 nci maddesiyle değiştirilen ibare) Yaptıkları inceleme