• Sonuç bulunamadı

T.C. Genelkurmay Başkanlığı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "T.C. Genelkurmay Başkanlığı"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

Genelkurmay Başkanlığı

Adli Müşavirliği’ ne

Şikayet Eden :(Avukat) Serdar ÖZTÜRK, TCKN: 18689107606 Halen Silivri 5 Nolu L Tipi C.İ.K. nda TUTUKLU

Vekilleri : Avukat Demet REÇBER- Avukat H. Cahit KARADAŞ Büklüm Sok. No:60/3 Kavaklıdere/ANKARA

Şikayet Edilenler : 15 EKİM 2009 ‘da Ankara’dan İstanbul C. Başsavcılığı Özel Yetkili Bölümüne İhbar mektubu ve ekinde “İrtica İle Mücadele Eylem Planı” adlı belgeyi gönderen ve subay olduğu iddia olunan kimliği meçhul şahıs/şahıslar

Suç :Suçun Maddi Unsurlarını Uydurmak Sureti İle İftira, TCK. md 267/1-2 ve 4 Sahte Resmi Evrak Tanzim Etmek, TCK. md 204,

TSK. ni Alenen Aşağılamak, TCK. md. 301

Suç Tarihi : 15.10.2009

Suç Yeri : ANKARA

Açıklamalar : 1- Halen kamuoyunda “ÜMRANİYE/ERGENEKON” adı ile bilinen ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Yetkili Bölümü tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, bahse konu soruşturmayı yürüten savcılara, ANKARA’ dan Genelkurmay’da muvazzaf subay olduğunu öne süren, ancak kimliğini ve imzasını saklayan bir subay tarafından ihbar mektubu gönderildiği, mektubun içinden daha önce gündeme gelen ve müvekkilimiz Avukat Serdar ÖZTÜRK’ ün ofisinde bulunduğu iddia olunan,

“İrtica İle Mücadele Eylem Planı” adlı belgenin “ıslak imzalı aslı” çıktığı öne sürülmektedir. Keza, suça konu belgenin T.C. ADALET BAKANLIĞINA BAĞLI ADLİ TIP KURUMUNDA imza incelemesinin yaptırıldığı ve imzanın Alb. Dursun ÇİÇEK’ in eli ürünü olduğunun belirlendiği yönünde rapor verildiği iddia edilmektedir. Her şeyden önce açıklıkta şunu ifade etmek gerekmektedir ki;

a- Müvekkil BU BELGENİN ASLA “ISLAK İMZALI” GERÇEK BİR BELGE OLMADIĞI, SADECE

“TEKNOLOJİK İMKANLAR” KULLANILIP, İMZANIN RENKLİ HALE GETİRİLMESİ SURETİ İLE, ÜRETİLEN BAŞKA BİR SAHTE BELGE OLDUĞU KANAATİNDEDİR. BELGEYE İMZA ORİJİNAL DİYE RAPOR VEREN ATK. UZMANLARININ BİR KISMI “GRAFOLOG” DEĞİLLERDİR. Bu nedenle, uzmanı olmadıkları bir alanda sahte rapor düzenledikleri için, 02.11.2009 tarihinde, haklarında BAKIRKÖY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA suç duyurusunda bulunulmuştur. (2009/113352)

(2)

Ancak, belgede ki sahteciliğin ortaya çıkartılması için de gerçek grafologlar tarafından inceleme yapılması gerekmektedir.

b- “Islak imzalı belgeyi son anda ben kurtardım ve size gönderiyorum” diyerek, ihbar mektubunda kimliğini açıklamamasına, adresini yazmamasına ve imza da atmamasına rağmen, savcılara hitaben

“isterseniz ifade vermeye de hazırım, çağırdığınız takdirde gelip ifade veririm” şeklinde sanki savcılar kendisini çok yakından tanıyorlarmış ve zaten sık sık görüşüyorlarmış gibi intibalar bırakan ifadelerde bulunan şahsında, GENELKURMAY’ DA GÖREVLİ MUVAZZAF BİR SUBAY olmadığı yönünde kuvvetli şüpheler bulunmakla birlikte, vakıanın şu andaki görünen şartları itibarı ile sayın Genelkurmay Başkanlığı’nın, ihbar mektubunda öne sürülen oluşu ve Anayasa Mahkemesinin son iptal kararını da dikkate alarak, soruşturma yapmaya yetkisi olduğu düşüncesindeyiz.

2- İhbar mektubunu ANKARA’ dan gönderen ve Genelkurmay Başkanlığı’nda görevli muvazzaf subay olduğunu öne süren provokatörün, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, muvazzaf bir subay olmadığı düşüncesindeyiz. Ancak bununda Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığınca yapılacak sağlıklı bir soruşturma ile ortaya çıkarılacağı kanaatindeyiz.

Öte yandan, bu tip sahtekarlık ve provokasyonlarda, en ufak detay dahi önemlidir. Çünkü, ihbar mektubundaki detaylara dikkat edildiğinde,

a- Gönderen kişinin Genelkurmay Karargahında görevli muvazzaf bir subay olup olmadığı,

b- Kimliğini gizleyen bu meçhul şahsın, soruşturmayı yürüten kişilerle ilgisi ve irtibatı bulunup bulunmadığı,

c- Bazı teknik araştırmalar yapıldığında ise, ihbar mektubunun kimler tarafından oluşturulup gönderildiği,

tespit edilebilir. Bu bağlamda ihbar mektubun detayları irdelendiğinde;

a- İHBAR MEKTUBUNUN muhtevasında, “askeri savcılık tarafından incelenen bilgisayarların tamamının seri numaraları” gibi bazı enteresan detaylar bulunduğu görülmektedir. Oysa ki, askeri savcılık soruşturmayı gizli yürüttüğü için, dairede görevli diğer hiçbir subayın, hangi bilgisayarların incelendiğini ve bunların seri numaraları gibi detayların tamamını bilmesi mümkün değildir. Bu bilgisayar seri numaraları sadece, Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri Hakim Tuğgeneral sayın Hıfzı ÇUBUKLU ve Genelkurmay Başsavcısı Askeri Hakim Alb. Sayın Yavuz ŞENTÜRK ile, askeri savcılığın 12 HAZİRAN 2009 dan sonra yaptığı soruşturma kapsamında “İncelenen bilgisayarların seri numaralarını” bilgi olarak göndermesi nedeni ile, İstanbul özel yetkili Başsavcı vekili Turan ÇOLAKKADI ile savcılar M. Ali PEKGÜZEL, savcı Zekeriya ÖZ ve savcı Fikret SEÇEN’ tarafından bilinmektedir. Yani, bu çok detay olan ve gizli tutulan bilgi, sadece çok kısıtlı sayıda kişinin elinde bulunmaktadır.

(3)

b- İhbar mektubunu yazdığını ve muvazzaf subay olduğunu öne süren, ancak mektubu imzalamayan, adını da yazmayan kimliği meçhul şahıs, gerekirse savcılara ifade vereceğini belirtmiştir. Diğer yandan, ihbar mektubunu yazdığını öne süren şahsiyetin, adını vermemesine ve imza atmamasına rağmen, “çağırılırsa savcılara ifade verebileceğini” beyan etmesi, sanki BEŞİKTAŞ’ ta ki özel yetkili savcıların bu şahsı çok iyi tanıdığı ve çok iyi görüştükleri bir kişi olduğu intibaını bırakmaktadır.

c- Diğer yandan, ihbar mektubunun içeriği incelendiğinde, sanki bir kaç kişi tarafından, işbirliği ile, ilk fotokopiye yöneltilen eleştirileri de karşılayacak şekilde belirli bir algoritma dahilinde, eksiksiz hazırlanmasına gayret edildiği yönünde bir intiba bırakmaktadır.

3- Belgenin aslı denilerek 15 EKİM 2009 tarihinde ANKARA’ DAN GÖNDERİLDİĞİ İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI ÖZEL YETKİLİ BAŞSAVCI VEKİLİ TURAN ÇOLAKKADI tarafından kamuoyuna açıklanan, ihbar mektubu ekinde bulunan ve ıslak imza taşıdığı öne sürülen sahte belgenin, İstanbul özel yetkili savcılığı tarafından, derhal İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderildiği ve burada prosedüre göre önemli belgelerin kurulun tüm uzmanlarının katılımı ile incelendiği yönündeki yerleşik uygulamaya karşın, bahse konu incelemenin bir kısmı grafolog olmayan Bülent ÜNER, Hacı Mehmet AKIN ve Lokman BAŞER’ adlı TIP DOKTORLARI tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Keza, bu şahıslardan bir kısmının incelemeden bir hafta önce kuruma atandığı, ATK tarafından yapılan görevlendirme sonucu, “UZMAN” sıfatı ile incelemeyi yaptıkları ve “Belgenin ıslak imzaya sahip olduğu ve imzanın Albay Dursun ÇİÇEK’ in eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı” yönünde mütalaa verdikleri, anlaşılmakta ise de, yukarıda da daha önce arz ettiğimiz gibi, suça konu bilirkişi raporu düzenlenirken yerleşik uygulamaların ve teamüllerin dışına çıkılması, incelemeyi yapan uzmanların, BİR KISMININ ihbar mektubunun gönderilmesinden bir hafta önce atanmış olması, keza yine bir kısmının GRAFOLOG (sahtecilik uzmanı) değil, sadece TIP DOKTORU olmaları, yani uzman olmadıkları bir alanda inceleme yaparak mütalaa vermiş oldukları gözetildiğinde, bu olguların inceleme heyetinin özel olarak atandığı ve bilinçli olarak bir kısmının UZMANI OLMADIKLARI bir alanda, sahte mütalaa verdiklerini gösterdiği açıktır. Bu nedenle, anılan şahıslar hakkında, uzmanı olmadıkları bir alanda sahte rapor düzenledikleri için, daha önce de ifade ettiğimiz üzere, tarafımızdan, 02.11.2009 tarihinde, BAKIRKÖY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA suç duyurusunda bulunulmuştur ( 2009/113352)

4- Bu nedenle, sayın Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının soruşturmaya YETKİLİ OLDUĞU GÖZETİLEREK, asıl olduğu iddia edilen ve halen İstanbul C. Başsavcılığı özel yetkili bölümünde bulunan belge üzerindeki sahteciliğin ortaya çıkarılması için öncelikle, sahte belgenin, “ıslak imza makinesinde” üretilip üretilmediğinin tespiti gerekmektedir. Bu maksatla, Türkiye’de İnternet üzerinden veya resmi alımla, “Islak imza makinesi” alan tüm şahısların ve resmi kuruluşların (Bazı internet sitelerinde Türkiye’de 2 ADET ıslak imza makinesi olduğu, bunların ABD.den görevden dönen bir emniyet görevlisi tarafından getirildiği ve bir tanesinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat şubesinde- yada İEM.lüğünün herhangi bir biriminde TEM, KOM. BİLGİ İŞLEM vs. gibi- diğerinin de Ankara’da Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığında bulunduğu ileri sürülmüştür) belirlenip, bu makinelere

(4)

soruşturma sonuçlanıncaya kadar incelenmek üzere EL KONULARAK;

a- İmza makinesinin yazılım ve “CHİP” lerinin gerekirse elektron mikroskobu altında incelenerek Alb. Dursun ÇİÇEK’ in imzasının emniyet birimleri tarafından bu makineye yüklenip yüklenmediğinin belirlenmesi,

b- ASIL” olduğu iddia edilen belgenin üzerindeki mürekkebin analiz edilip, sahte imza makinesi veya bilgisayara bağlı kullanılan yazıcılarda yer alan toner/kartuş mürekkebi olup olmadığının belirlenmesi, Bu şekilde, belgenin “BİLGİSAYARDA VEYA SAHTE İMZA MAKİNESİNDE”

renkli imzalı olacak şekilde SAHTE BİR SURETLE hazırlanıp hazırlanmadığının tespiti,

c- Belgeyi düzenlediği iddia edilen Albay DURSUN ÇİÇEK’ in, NİSAN 2009 ile Genelkurmay Başkanlığında ki görevinden ayrıldığı tarihe kadar imzaladığı tüm belgelerdeki ıslak imzaların mürekkebi ile, mevcut belgedeki ıslak imzanın mürekkebinin analiz edilerek uyumlu olup olmadığının tespiti, (Mürekkepler parmak izi gibidir. Aynı mürekkep tankından çıkmadıysa hepsi farklı kimyasal özellikler taşırlar)

d- Türkiye’de ıslak imzanın hangi tarihte atıldığını tespit edebilecek teknoloji ATK. da bulunmamaktadır. Bu türden incelemeyi, sadece İTÜ ve JANDARMA KRİMİNAL dairesi yapabilmektedir. Bu bağlamda, belge aslının İTÜ’ de incelenerek ISLAK İMZANIN, orijinal denilen belgeye 12 HAZİRAN 2009 dan sonraki bir tarihte atılıp atılmadığı ile, tam olarak hangi tarihte atıldığının tespiti,

e- Müvekkilimizin ofisinde bulunan belgenin bizzat kendisi getirtilerek, orijinal denilen belge ile bire bir karşılaştırılması, bu şekilde asıl olduğu iddia edilen belge ile, ofisimde bulunan ilk fotokopi belge arasında uyumun olup olmadığının tespit edilmesi,

f- İhbar mektubu ve zarfının aslı üzerinde her türlü kriminal incelemenin yapılması (sahtecilik, emniyet tarafından sahte olarak hazırlanıp hazırlanmadığı, parmak izi, kimyasal artık vs)

Halinde belgedeki ve ihbar mektubunda ki sahtecilik ortaya çıkarılacaktır.

Bu itibarla, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gözetilip askeri savcılığın yetkili olduğu nazara alınarak, hazırladığı gerçeğe aykırı bilgiler içeren ihbar mektubunu, kimliğini ve imzasını gizleyip, Genelkurmay’da görevli muvazzaf subay olduğunu öne sürerek 15 EKİM 2009 ‘da Ankara’dan gönderen ve ekinde

“İrtica ile Mücadele Eylem Planı” adlı belgeyi “ıslak imzalı aslı” olduğunu iddia eden kimliği meçhul şahsın/şahısların, kim/kimler olduğu belirlenerek, haklarında eylemlerine uyan, Suçun Maddi Unsurlarını Uydurmak Sureti İle İftira, Sahte Resmi Evrak Tanzim Etmek ve TSK. ni Alenen

(5)

Aşağılamak suçlarından, TCK. nun 267/1-2, 204 ve 301 nci maddelerinden, kamu davası açılmasını temin maksadıyla iş bu şikayetin yapılması gerekmiştir.

Deliller : SUÇA KONU BELGENİN ISLAK İMZALI ASLI olduğu iddia edilen doküman, İhbar mektubu aslı, ihbar mektubun zarfının aslı, Topkapı/İstanbul posta işleme merkezinin 15-16 Ekim 2009 tarihleri arasındaki kayıtları, Yenimahalle/Ankara posta işleme merkezinin 15 Ekim 2009 tarihli kayıtları, İTÜ. de yaptırılacak bilirkişi incelemesi, vs. deliller.

Sonuç Ve İstem : Açıklanan Nedenlerle;

Sayın Genelkurmay Başkanlığından gerekli soruşturma izninin alınarak,

1- ÖNCELİKLE, Türkiye’de İnternet üzerinden veya resmi alımla, “Islak imza makinesi” alan tüm şahısların ve resmi kuruluşların (Emniyet İstihbarat ve MİT gibi) belirlenerek, bu makinelere incelenmek üzere soruşturma sonuçlanıncaya kadar EL KONULMASINA,

2- Belirtilen kriminal incelemelerin yaptırılarak “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” adlı belgedeki sahteciliğin ortaya çıkarılmasına,

3- Belgenin Teknolojik imkanları kullanmak sureti ile, sahte olarak hazırladığının belirlenmesi halinde, “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” adlı belgeyi muvazzaf subay olduğunu öne sürerek ihbar mektubu ekinde, ANKARA’ dan, İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılarına gönderen kişi/kişilerin tespit edilmesini,

4- Kimliği meçhul şüphelilerin tespit edilmesi halinde, haklarında, “Suçun Maddi Unsurlarını Uydurmak Sureti İle İftira”, “Sahte Resmi Evrak Tanzim Etmek” ve “TSK. ni Alenen Aşağılamak” suçlarından, 5237 sayılı TCK. nun 267/1-2 ve 4, 204 ile 301 nci maddelerinden görevli ve yetkili mahkeme de kamu davası açılmasının sağlanmasını,

sayın Adli Müşavirliğinizden bilvekale saygı ile talep ederiz. 27.01.2010

Avukat Demet REÇBER - Avukat H. Cahit KARADAŞ Şikayet Eden (Avukat) Serdar ÖZTÜRK Müdafii/Vekilleri

Eki :

(6)

- Onanmış ve Harçlandırılmış vekaletname Sureti

Referanslar

Benzer Belgeler

Yazılı sınavlar sonrasında tespit edilen baraj notu ve üzerinde not alan adaylar, 18 - 21 Mart 2014 tarihleri arasında, her aday için bir gün sürmesi planlanan seçim

Ömer HALİSDEMİR, 15 Temmuz askerî darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığı'na girmeye çalışan Özel Kuvvetler Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Semih

(a) Başvuru yapan ve mülakat sınavlarında başarılı olan adaylar, 11 Kasım 2016 tarihli ve 29885 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma

Bununla beraber başkomutanlık vekilliği, boğaz önüne gelecek alman ve Avusturya harp gemilerinin içeriye alınmaları hakkında Akdeniz boğazı müstahkem mevki

(2) B aşvurusu kabul edilen adayların seçim faaliyetleri [Genel Kültür Sınavı, Evrak Kontrol , Fiziki Değerlendirme, Kişilik Değerlendirme Testi, FYT, Türkçe

mişti, fakat bu sırada tenvir mermisi bittiğinden ve bunun yerine Huran atışa başlamazdan evvel düşman bir duman perdesi arkasında kayboldu, bir iki dakika sonra 0330 da

Adana Orman Bölge Müdürlüğüne Amasya Orman Bölge Müdürlüğüne Ankara Orman Bölge Müdürlüğüne Antalya Orman Bölge Müdürlüğüne Artvin Orman Bölge

sınır kontrollerinde ve ilgili kamu hizmetlerinde (sağlık merkezleri, polis karakolları, çalışma ve sosyal güvenlik destek birimlerinde) dağıtılmak üzere, mağdur hakları