• Sonuç bulunamadı

İFLASIN ERTELENMESİ İFLASIN ERTELENMESİ İLE İLGİLİ TÜRK TİCARET KANUNUNDA YER ALAN DÜZENLEMELER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "İFLASIN ERTELENMESİ İFLASIN ERTELENMESİ İLE İLGİLİ TÜRK TİCARET KANUNUNDA YER ALAN DÜZENLEMELER"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

İFLASIN ERTELENMESİ

2003-2004 yıllarında Amerika Birleşik Devletlerinde yaşanan sıkıntılar ve bunun sonuçları olarak Amerika ve Avrupa ülkeleri ile ülkemizde yaşanan finans sektöründeki ekonomik krizler, firmaların peşi sıra iflas etmeleri ve kapanmalarına neden olması üzerine; bir çözüm olarak iflasın ertelenmesi müessesesi getirilmiştir.

Hemen peşinden, ülkemizde de İcra İflas Kanununda değişiklik yapılması suretiyle iflasın ertelenmesi müessesi ülkemizde de yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Diğer taraftan Türk Ticaret Kanununun 376 ve 377’nci maddelerinde iflasın ertelenmesine ilişkin usul ve esaslar ele alınmıştır.

İflas erteleme müessesinin ruhunda iyi niyet, dürüstlük, doğruluk ve gerçeği yansıtma yatmaktadır. Bu bağlamda, sıkıntıya düşmüş, işletme sermayesini ve öz kaynağını yitirmiş firmaların faaliyetleri devam ettirememe durumu ile karşılaşması sonucu, mahkemenin, alacaklıların ve iflasın eşiğinde olan şirketin, doğru ve gerçekçi yaklaşımları sonucunda firmanın bu durumdan kurtulması ve eski ekonomik faaliyetine devam edebilme koşullarını sağlamak üzere böyle bir müesseseye ihtiyaç duyulmuştur. Bu nedenledir ki, kanunlardaki iflasın ertelenmesi ibaresinin “iflasın önlenmesi” olarak dikkate alınması özüne daha uygun olacaktır. Zira iflasın ertelenmesi önünde sonunda iflas işleminin gerçekleşeceği anlamını taşımaktadır. Oysa büyük ihtimal iflas ertelemesinin sonucunda işletme durumunu düzeltebilir ve iflastan kurtulabilir. Dolayısıyla

“iflasın önlenmesi” deyimi bu müessese için daha uygun düşmektedir diye düşünmekteyiz.

İFLASIN ERTELENMESİ İLE İLGİLİ TÜRK TİCARET KANUNUNDA YER ALAN DÜZENLEMELER

Türk Ticaret Kanununun 376 ve 377’nci maddelerinde iflas ertelemesi ile hükümler yer almış bulunmaktadır.

Kanunun 376’ncı maddesinde şirketin son bilançosunda yer alan borç durumuna göre yönetim kurulunun çağrı ve bildirim yükümlülüğü ele alınmıştır.

Buna göre;

a) Çağrı ve bildirim yükümlülüğü

(1)Son yıllık bilançoda, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel

(2)

2

kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.

(2)Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhal toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.

(3)Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması halinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister.

Kanunun 377’nci maddesinde ise iflasın ertelenmesi müessesesine ilişkin hükümler yer almıştır;

b) İflasın ertelenmesi

(1) Yönetim Kurulu veya herhangi bir alacaklı yeni nakit sermaye konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri gösteren bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Bu halde Kanun İcra ve İflas Kanununa atıf yaparak bu kanunun 179 ila 179/b maddelerinin uygulanacağını ifade etmiştir.

İflas erteleme başvurusu asliye ticaret mahkemelerine yapılır. İflasın ertelenmesinde 4 esas bulunmaktadır.

-Birinci Husus; iyileştirme projesinin varlığı halinde iflasın ertelenebileceğidir.

-İkinci Husus; İyileştirme projesinin emredici nitelikteki içeriği ile ilgilidir. Daha önce belirtildiği gibi, yönetim kurulu veya herhangi bir alacaklının yeni sermaye konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri gösteren bir iyileştirme projesini mahkemeye sunmak zorundadır.

-Üçüncü Husus; Mahkemenin iflasın ertelenmesi ile ilgili verdiği ihtiyati tedbir kararı veya erteleme kararı talebi üzerine, derhal kayyım atama gereğidir.

Mahkeme vermiş olduğu kararda, yönetim kurulunun şirketi temsil ve ilzam yetkisinin tamamını kayyıma verebileceği gibi (yönetim kayyımı), bunu

(3)

3

yapmayarak yönetim kurulunun karar ve işlemlerinin geçerliliğini kayyım onayına bağlayabilir.

Kayyımın görev ve yetkileri mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararında veya iflasın ertelenmesi kararında ayrıntı olarak belirtilir. Bu karar ticaret siciline tescil edilir. Mahkeme vermiş olduğu bu kararda, yönetimi hiç değiştirmez ise, sorumluluk devam eden yönetim kurulunda olacaktır. Yönetime kayyım atanması halinde ise, sorumluluğun kayyımda olacağı tartışmasızdır.

Başka bir ifade ile yönetim kayyımı olarak seçilmesi durumunda sorumlu yönetim kayyımı olacaktır. Mahkeme yönetim kurulunun mevcudiyetini sürdürmesini, ancak kayyım onayı ile çalışmasını uygun görürse, sorumluluk müştereken hem yönetim kurulunda hem de kayyıma ait olacaktır.

-Dördüncü Husus: Mahkemenin iflasın erteleme kararı vermesi üzerine;

borçlu şirket aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarını Tahsil Usule Hakkında Kanuna göre yapılan işlemler dâhil olmak üzere, hiçbir takip yapılamaz. Daha önce başlatılmış takipler de durdurulur. Başka bir ifade ile şirket önemli bir zırh korunmasına alınmış olmaktadır. Takip işlemleri ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler bu sürede işlemeyecektir.

Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz ve ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle, rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir ve başlamış olan takipler devam edebilir. Ancak bu takip nedeni ile muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.

Kanunda Erteleme süresi içinde sadece takip açılamayacağından söz edildiğinden, erteleme süresi içinde borçluya karşı iflas davası dışında diğer davalar açılabilir. Fakat bunların sonucunda alınacak ilamlar takibe konulamaz.

Buradaki amaç iflas erteleme süresi içinde (imtiyazlı alacaklar dışında) şirketi korumaya alarak, ticari faaliyetinin devamını sağlamak, mal varlığının muhafaza altına alınarak, ticari faaliyetine devam etmesi ve durumu düzeltmesi için şirkete bir hareket imkânı sağlanmış olmasıdır.

Kayyımlar 3’er aylık dönemler halinde şirketin faaliyetleri ve işletmenin durumu hakkında düzenli olarak mahkemeye rapor verir.

İflas erteleme talebinin reddi ya da erteleme süresi sonunda iyileşmenin mümkün olmadığı tespiti üzerine mahkeme, şirketin iflasına karar verebilir.

Mahkeme erteleme süresi dolmadan da kayyımın verdiği raporlardan şirketin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılması üzerine erteleme kararını kaldırarak şirketin iflasına karar verebilir.

(4)

4

Diğer yandan erteleme süresi sonucunda şirketin mali yapısının düzelmesi, eski haline dönmesi halinde, şirket ekonomiye kazandırılarak erteleme kararı da amacına ulaşmış olacaktır. Bu süreç sonunda, kayyım tarafından verilen şirketin faaliyetleri ile ilgili olumlu raporlar sonucunda,, mahkeme erteleme kararını kaldırır ve şirket faaliyetine eskisi gibi devam eder.

İflas Erteleme kararının şüpheli alacak ayrılmasına etkisi:

İflas ertelemesi kararı verilmesiyle birlikte, şirket alacaklılarının alacaklarla ilgili şüpheli alacak karşılığı ayırıp ayıramayacakları konusu tartışma konusu olmuştur.

Bizim kanaatimiz iflas ertelemesi hali, dava ve icra safhasının varlığını ve bu sürecin devamlılığını ifade etmektedir. Bu nedenle de iflas ertelemesi halinde şüpheli alacak uygulaması tabiidir.

Nitekim Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen bir özelgede “iflasın ertelenmesi, şirketi idare ve temsille görevlendirilmiş olanlar ya da alacaklılar tarafından iyileştirme projesinin hazırlanıp mahkemeye ibrazı ve mahkemenin de bu projeyi inandırıcı bulması halinde söz konusudur. Bu kararın verilmesi firmadan alacaklı olanların alacaklarını tahsil etme imkânını ortadan kaldırmamaktadır.

İcra İflas Kanunu uyarınca; borçlunun takibi engellendiğinden, şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün olacaktır.” şeklinde görüş bildirmiştir.

İflas Ertelemenin Gecikme Zammı Uygulamasına Etkisi

Bilindiği üzere 6183 Sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun “Gecikme Zammında Tatbik Müddeti Ve Diğer Hükümler” başlıklı 52’inci maddesinde; “gecikme zammının tatbik müddeti amme alacağının tecilin yapıldığı, iflas halinde iflasın açıldığı, aciz halinde bu durumun sabit olduğu güne kadar olan müddettir.” Hükmü yer almaktadır.

Bu hükme paralel olarak Tahsilât Genel Tebliğinde de ifade edildiği gibi iflas ertelemesi iflasın açılması hükmünde olmadığından, gecikme faizi uygulanmasına devam edilecektir.

İflas Ertelemesinin Haciz İşlemlerine Etkisi

2004 sayılı İ.İ.K.’nun 179/b maddesinin ilk fıkrasına göre; erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere, hiçbir takip yapılamayacak ve evvelce başlamış takipler duracaktır.

Buna göre bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemeyecektir. Bu hükümden anlaşılacağı üzere; amme

(5)

5

alacakları dâhil olmak üzere borçlu nezdinde haciz işlemi başlatılamayacağı gibi, daha önce başlatılan haciz işlemleri de iflasın ertelemesi süresinde durdurulacaktır.

İflas Erteleme Sürecinde Zamanaşımı

16.04.2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Seri A Sıra No 1 Sayılı Tahsilat Genel Tebliğinde değişikli yapan Seri A Sıra No 7 sayılı Tebliğde yer alan düzenlemeye göre; iflas erteleme ve iflas sürecindeki zamanaşımı süreleri açıklanmıştır.

İ.İ.K.’nun iflas ertelemesi ile ilgili 179/b maddesinde; “erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere, hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durdurulur; bir takip muamelesiyle kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.”

Hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre 6183 sayılı kanun kapsamında, takip edilen amme alacaklarına ilişkin tahsil zamanaşımı, iflas erteleme süresince işlememektedir. Başka bir ifade ile iflas erteleme süresinde tahsil zamanaşımı durmakta, iflas erteleme süresinden sonra yeniden başlamaktadır.

İflas durumunda zamanaşımı süresi aciz vesikasına bağlamıştır. İ.İ.K.

gereğince, borçlunun iflasına hükmedilmesi sonucunda malların tasfiye edilmesine rağmen, alacaklıların alacaklarını tahsil edememe durumunda aciz vesikası düzenlenmektedir. İ.İ.K.’nun 143-6 maddesinde; “bu borç, borçluya karşı, aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren 20 yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar” hükmü yer almaktadır. Buna göre, iflasına karar verilen amme borcu hakkında İ.İ.K.’nun ilgili maddeleri uyarınca; yapılan tasfiye sonucunda amme alacağının tahsil edilememesi halinde aciz vesikasının düzenlendiği tarihten itibaren 20 yıl geçtikten sonra bu alacak zaman aşımına uğrayacaktır.

2004 SAYILI İCRA İFLAS KANUNUNDA İFLASIN ERTELENMESİ İLE İLGİLİ YAPILAN DÜZENLEMELER

İcra İflas Kanununun 179’ncu maddesinde iflas ertelemesi ile ilgili hükümler yer almaktadır.

Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye halinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflasına karar verilir.

Şu kadar ki, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri, şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin

(6)

6

mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini son bir yıldan uzun süre ile şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir.

İyileştirme projesinde, yeni nakit kaynak konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynaklar ve önlemler ile erteleme süresince tüm işletme giderlerinin ve çalışma sermayesinin nasıl karşılanacağı gösterilir.

Mevcut borçların ödeme süre ve tutarlarını, alacaklıların adreslerini, faaliyet gösterilen sektörün özelliklerine göre stoklar ile bunların bekleme sürelerini ve tutarlarını gösteren listeler, vergi dairesine sunulmuş en son bilanço ve gelir tablosu, şirket veya kooperatifin ticaret sicili tasdiknamesi ile iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren diğer bilgi ve belgelerin, işletmenin devamlılığı esasına göre düzenlenmiş ara bilançoyla birlikte mahkemeye sunulması zorunludur.

179’ncu maddenin 3. fıkrada belirtilen liste ve belgelerin iflasın ertelemesi talebi ile birlikte sunulması veya mahkemece verilecek 2 haftalık kesin süre içerisinde tamamlanmaması halinde ise iflasın ertelenmesi talebi ispatlanamamış sayılır ve işletmenin borca batık olduğunun anlaşılması halinde, talep sahibi şirketin veya kooperatifin iflasına karar verilir.

Daha önce iflas ertelenmesinden yararlanmış bir sermaye şirketi veya kooperatif, duruma göre uzatma dâhil erteleme süresinin bitiminden itibaren bir yıl geçmedikçe yeniden iflasın ertelenmesi talebinde bulunamaz.

Erteleme Yargılaması

Mahkeme, iflasın ertelenmesi talebinde bulunulması üzerine, yönetim organının yerine geçmesi ya da yönetim organı kararlarını veya işlemlerinin bir kısmını veya tamamını onaylaması ve ayrıca envanter işlemlerini başlatarak kontrolü altında yürütmesi için, derhal, görevinin gerektirdiği mesleki ve teknik yeterliliğe sahip, yeterli sayıda kayyım atar.

İflasın ertelenmesi talebi, kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırları tescil edilmek üzere ticaret sicili müdürlüğüne bildirilir ve 166 ncı maddenin ikinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümlelerinde öngörülen usulle ilan ettirilir. Bu ilanda alacaklıların iflasın ertelenmesi talebinin ilanından itibaren iki haftalık kesin süre içinde itiraz ederek iflasın ertelenmesi şartlarının bulunmadığını ileri sürebilecekleri ve mahkemeden talebin reddini isteyebilecekleri belirtilir.

Mahkeme ayrıca şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması ve faaliyetlerinin yürütülmesi için gerekli olan tedbirleri alır;

İflasın ertelenmesi yargılaması sırasında tedbir talebinin reddi veya bu talebin kabulü halinde aynı mahkemeye yapılacak itiraz üzerine verilecek

(7)

7

kararlara karşı 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341inci ve devamı maddeleri uyarınca istinaf yoluna başvurulabilir.

Kayyım, mahkemece uygun görülecek sürelerde, sermaye artırımı ödemelerinin gerçekliği ve bunların kullanım yerlerini de gösterecek şekilde şirket veya kooperatifin faaliyetleri hakkında rapor verir.

Mahkeme gerektiğinde kayyımın görevine son verebilir ve görevine son verilen ya da istifa eden kayyımın yerine yenisini seçer. Mahkemece atanan kayyımlar, özel sicilinde kaydedilmek üzere mahkemenin bağlı bulunduğu adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu başkanlığına bildirilir. Bir kişi aynı anda en fazla üç dosyada kayyım olarak atanabilir.

Kayyımın sorumlulukları hakkında 227 inci maddenin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümleri uygulanır.

Mahkeme, gerekli görürse idare ve temsille vazifelendirilmiş kimseleri ve alacaklıları dinleyebilir.

Şirket veya kooperatif, erteleme yargılaması sırasında ancak bir defaya mahsus olmak üzere revize iyileştirme projesi verebilir.

Erteleme süresi azami bir yıldır. Bu süre mahkemece uygun görülmesi halinde bir yıl daha uzatılabilir.

Uzatma talebi hakkında karar verilebilmesi için erteleme kararının kesinleşmesi bekletici sorun yapılır. Uzatma yargılaması sırasında ancak bir defa revize iyileştirme projesi verilebilir.

Erteleme süresi sonunda, kayyımın verdiği raporlardan veya gerek gördüğünde alacağı bilirkişi raporundan borca batıklığın devam ettiğini tespit eden mahkeme, şirketin veya kooperatifin iflasına karar verir.

Erteleme süresi dolmamakla birlikte, mahkeme kayyımın verdiği raporlardan veya gerek gördüğünde alacağı bilirkişi raporundan şirketin veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varırsa, erteleme kararını kaldırarak şirketin veya kooperatifin iflasına; şirket veya kooperatifin bu aşamada borca batıklığının ortadan kalktığı sonucuna varırsa, erteleme talebi ile iflas davasının reddine karar verir.

İhtiyati Tedbir Kararı

Böylece; son düzenlemelere göre; mahkeme firmanın acil durumunu da dikkate alarak, iflas erteleme kararından önce ihtiyati tedbir kararı vererek, kayyım tayin eder, kayyım raporları ve diğer dışarıdan seçeceği bilirkişi marifetiyle şirketin gerçek durumunu mahkeme öğrenmeye çalışır. Kayyım raporları ve bilirkişi raporları ile birlikte mahkeme iflas erteleme kararını veya şirketin iflasına karar verir.

(8)

8

Daha önceki uygulamalarda, ihtiyati tedbir kararı verilemiyordu, verilemediği için de iflasın erteleme süreci, bilirkişilerin geç rapor vermesi nedeniyle, süreç askıda kalıyordu. Bu nedenle de firmalar iflas erteleme kararı verilmeden batıp yok olma riskiyle karşı karşıya kalıyorlardı.

Yeni uygulamayla mahkemenin kısa bir ön incelemesi sonucu verdiği ihtiyati tedbir kararı, zor durumda olan firmanın bir an önce koruma altına alınmasına ve nefes almasına olanak tanımıştır.

Yapılan düzenlemelerde, mahkemeye sunulacak iyileştirme projesinde, yeni nakit kaynak konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynaklar ve önlemleri ile erteleme süresince tüm işletme giderlerinin ve çalışma sermayesinin (işletme sermayesinin) nasıl karşılanacağının gösterilmesi gerekmektedir.

Şirketin mevcut borçlarının ödeme süresi ve tutarları, alacaklıların adresleri, faaliyet gösterilen sektörün özelliklerine göre stoklar ile bunların bekleme sürelerini ve tutarlarını gösteren listeleri, vergi dairesine sunulmuş en son bilanço ve gelir tablosu, şirketin ticaret sicili tasdiknamesi ile iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren işletmenin devamlılığı üzerine düzenlenmiş ara bilançoyla birlikte mahkemeye sunulması zorunluluğu getirilmiştir.

Burada yapılan önemli değişikliklerden biri kayyım raporlarında ve bilirkişi raporlarında, iflas erteleme talebinde bulunan işletmenin bilançosunda iki unsurun birlikte değerlendirilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.

Bunlardan bir tanesi, borca batıklık durumu, diğeri ise; işletme sermayesi yeterliliği. Bu iki unsurun birlikte değerlendirilerek göz önünde bulundurulması, firmanın iflas ertelemeden kurtulmuş sayılabilmesi için, öz kaynağının ve işletme sermayesinin artıya dönüşmesi ve yeterli seviyede olması gerekliliğini ortaya koymuştur.

Bilindiği üzere; özkaynak net aktif toplamından borçların düşülmesi sonucu oluşan tutardır. Bu tutarın, eksi (-) olması aktif varlıkların borçları karşılamaya yetmediği anlamına gelmektedir. İşletme net dönen varlıklardan kısa vadeli borçların çıkarılması suretiyle hesaplanan tutardır. Bu tutarın da artı (+) olması gerektiği gibi, ayrıca; işletmenin faaliyetini sürdürebilecek seviyede olması gerekmektedir.

Mahkeme tarafından atanan kayyımların, 3’er aylık dönemler halinde mahkemeye rapor sunmaları gerekir. Bu raporda erteleme talebinde bulunan işletmenin öz kaynaklarının hangi seviyede olduğunu, yapılan faaliyetlerin iyileştirme projesi ile uyum içinde olup olmadığının açıklanması yanında, işletme sermaye yeterliliğinin de hangi seviyede olduğu, artış gösterip göstermediği ortaya konulması gerekmektedir. Bunun dışında, yapılan ödemelerin, yapılan tahsilâtların da raporda yer alması gerekmektedir.

(9)

9

Bu işlemler, erteleme süresi boyunca aynı şekilde hazırlanacak raporlarla mahkemeye bilgi verilir. Bilirkişi heyetinin de bu kapsamda rapor düzenlemesi gerekmektedir.

Yapılan düzenlemelere göre; İflas erteleme süresi 1 yıl olup, mahkemeye müracaatla bu süre uzatılmaktadır.

Uygulamada bir kayyıma çok sayıda kayyımlık verildiği için, yapılan bu düzenlemeleri dikkate almaksızın 1,2 sayfalık kayyım raporları düzenlenmekte, hatta bilirkişi raporları da bu seviyede yetersiz düzenlenmekteydi. Yapılan düzenlemeyle, bir kişi aynı anda en fazla 3 şirketin kayyımı olarak atanabilmekte, atanan kayyımlar özel sicilde kaydedilmek üzere, mahkemenin bağlı bulunduğu Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığına bildirilmesi gerekmektedir.

Kayyımlar mahkeme tarafından; yönetim kayyımı ve denetim kayyımı olarak atanmaktadır.

Yönetim kayyımlığında, kayyımlar iflas erteleme talebinde bulunan şirketin yönetim kurulunun şirketi temsil ve ilzam yetkisini kullanmakta, bütün işlemleri yönetim kurulu adına yapmaktadır.

Denetim kayyımı ise; iflas erteleme talebinde bulunan şirketin temsil ve ilzam yetkisi yönetim kurulunda kalmakta, kayyımlar yönetim kurulunun almış olduğu kararları inceleyerek, onaylamakta, onaylanmış karar ve talimatlar yürürlüğe girmektedir.

Burada, kayyımların özellikle dikkate etmesi gereken husus, şirket yöneticilerinin iyileştirme projesi kapsamından çıkmamaları özellikle şirket borçlarını, işçi borçlarını ve şirket faaliyetinin yürütülmesi ile ilgili her türlü harcamaları inceleyerek, bunları onaylamalıdır.

Değerlendirme

Türk Ticaret Kanunu ve İcra ve İflas Kanunlarında hüküm altına alınmış bulunan iflasın ertelenmesi müessesesi Platformda mevzuat ve uygulama yönleri ile değerlendirilmiş ve aşağıda belirtilen hususların önemine vurgu yapılmıştır;

- OHAL dolayısıyla çıkarılmış bulunan KHK ile iflas ertelemesinin durdurulmuş olması esas itibariyle ekonomik ve sosyal nedenlere dayanmamakta, bu süre içinde iflasın ertelenmesi kararları durdurulmakla birlikte iflas kararları ile konkordato kararlarının hukuken verilmesinin mümkün olduğu açıktır. İflasın ertelenmesi müessesesi işletmelerin ekonomik ve ticari hayatının devamı için yararlı bir müessese olması nedeniyle bu müessesenin işletilmesi yararlı görülmektedir.

- İflas ertelemesinin firmalar açısından ve ekonomik yönden yararlı olduğu açık olmakla birlikte hileli iflas erteleme talepleri ve buna dayanan hatalı erteleme kararları firma alacaklıları yönünden haksızlıklara ve alacaklarını

(10)

10

süresinde tahsil edememe riskine yol açabilmektedir. Bu nedenle Mahkemece tayin edilen kayyımlar ve bilirkişilerin düzenledikleri raporların önemi büyüktür. Raporların gerçeği yansıtması ve Mahkemenin vermiş olduğu kararların alacaklıların haklarının zayi olmasına neden olmamalıdır.

- İflas erteleme kararlarının alınması amacıyla mahkemeye başvurularında sunulan proje ekinde yer alan finansal tabloların gerçeği aksettirmesi önem kazanmaktadır. Firmanın Tam Tasdik denetimini ya da Bağımsız denetimini üstlenen Yeminli Mali Müşavirlerin bu bakımdan dikkatli bulunmaları Mahkemeye hileli ve hatalı, gerçeği yansıtmayan finansal tablo sunulmasının önüne geçmeleri gerekir.

- Yeminli Mali Müşavirlerin iflas erteleme talebinde bulunan işletmenin tam tasdik veya bağımsız denetimini üstlenmeleri dolayısıyla düzenledikleri raporların iflas ertelemesi ile ilgili olmadığı bu nedenle söz konusu raporlarda yer alan bilgi ve belgeler dolayısıyla sorumlu olmalarının düşünülemeyeceği, ancak iflas ertelemesi dolayısıyla Özel Amaçlı Rapor düzenlenmesi durumunda bu raporlarda yer alan bilgi ve belgelerin doğruluğu dolayısıyla sorumlu olabileceği, ne var ki iflas erteleme talebinde bulunan firmaların denetimini üstlenen meslek mensuplarının Mahkemelere sunulan finansal tabloların gerçeği yansıtması bakımından raporlarında iflas ertelemesi ile ilgili bilgilerin de göz önünde bulundurulmasının gerekli olduğu ifade edilmektedir.

- Bununla birlikte meslek mensuplarının firmaların faaliyetlerini sürdürebilmeleri açısından aynı zamanda yargı organlarının gerçekçi ve doğru kararlar vermesi bakımından ve alacaklıların haklarının kaybolmasının önlenmesini teminen sonuçta ekonomiye katkıda bulunmak amacıyla iflasın ertelemesi müessesesi ile ilgili kararların alınması ve uygulanması sürecinde etkin rol oynamalarının gerekliliği vurgulanmıştır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Finansal tablolar, faaliyet raporları ve kar dağıtım tabloları ile diğer bazı hususların şirketin internet sitesinde yer alması zorunluluğu bulunmaktadır.Bu çerçevede

Bu alacaklar ertelenen süre sonunda ertelenen süre kadar aylık eşit taksitler halinde, herhangi bir gecikme zammı ve faiz uygulanmadan tahsil edilecektir.. 

Yapılan düzenleme ile, sertifika sahibi olan yayıncılar tarafından yapılan basılı kitap ve süreli yayınların tesliminde katma değer vergisinden istisna olması

 Ancak 336 ncı madde hükmüne göre vergi ziyaı cezası ile usulsüzlüğün birleşmesi halinde kesilecek ceza, vergi ziyaı cezası için belli edilen zamanaşımı süresi

02.11.2011 tarih ve 28103 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat Ve Görevleri hakkındaki 660

1. Bankacılık Kanunu’nda Düzenlenen Suçlar ... Genel Olarak ... Ekonomik Sistem ... Bankacılık Suçları ... 5411 sayılı Bankacılık Kanununda Düzenlenen Suçlar... Genel

{ 31.08.2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi

Sigortanın Türkiye’de kâin ve merkezi Türkiye’de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla; ücretlinin şahsına, eşine ve