• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE DEKİ ASKERÎ OKULLARIN TARİHİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE DEKİ ASKERÎ OKULLARIN TARİHİ"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Giriş

15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’deki bütün askerî liseler kapatıldı. Harp okullarına ise dokunulmadı.1 Daha doğrusu, Millî Savunma Bakanlığı bünyesinde, Millî Savunma Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite kurulması kararlaştırıldı ve üniversitenin kurmay subay yetiştirmek ve lisan- süstü eğitim vermek amacıyla kurulan enstitüler ile kara, deniz ve hava harp okulları ve astsubay meslek yüksekokullarından oluşturulması planlan- dı. Üniversitenin rektörünün ise, Millî Savunma Bakanı’nın önereceği ve Başbakan’ın uygun gö- receği üç aday arasından Cumhurbaşkanı tara- fından seçileceği duyuruldu. Bundan böyle askerî okulların müfredatı Millî Savunma Bakanlığı’nca belirlenecek. Harp okulları ve astsubay meslek yüksekokulları kuvvet komutanlıkları bünyesinden alınarak Millî Savunma Bakanlığı altında olacak.

Öte yandan, meslek lisesi mezunları da artık harp

okullarına başvurabilecek. Peki, eğitimde köklü reforma konu olan bu okullar ne zaman ve niçin kuruldu? Hangi aşamalardan geçti? İşte geçmişten bugüne, Türkiye Ordusu’na subay ve astsubay yetiştiren okulların kısa tarihi…

Türkiye’deki askerî okulların tarihi, Osmanlı İmparatorluğu’na kadar uzanır. İmparatorluk için askerî okullar, “Batılılaşma”nın başladığı ilk kurumlar olmaları sebebiyle önem taşımak- tadır. Eğitime hâkim olan Enderun ve medrese, Tanzimat’a kadar İmparatorluk içinde hâkim eği-

tim kurumları iken, Tanzimat’tan sonra askerî okullar bu kurumların âdeta yerini almış ve eği- timde ikili bir mücadele başlamıştır. Osmanlı’nın son dönemi yaklaşırken, medreselerde din ağırlıklı eğitimin artması ve askerî okullarda Batılı uz- manlarca verilen dünyevi ilimlerin öne geçmesi,

TÜRKİYE’DEKİ ASKERÎ OKULLARIN TARİHİ

Derleme Şule Sağlam Ridha

Araştırma 25

(2)

iki kesim arasındaki eğitim farklılığını ortaya koymuştur. Kurulacak olan genç Türkiye’nin eği- tim sisteminde, askerî okullar bu tarihî sebepten ötürü her zaman seküler ilmin merkezi olarak kabul görecektir.

Tanzimat’la birlikte medreseler ve modern okullar olarak ikiye ayrılan eğitimde, ilk gruptakileri va- kıflar, ikinci gruptakileri ise devlet sahiplenmiştir.

Ekonomik olarak gittikçe fakirleşen vakıflar, za- manla medreseleri idare edememiş, devletin açtığı modern okullar ise yönetimden aldıkları destekle hızla ilerlemiştir. Masrafları karşılanmayan medre- seler ise Cumhuriyet dönemindeki Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kapatılmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu içinde açılan askerî okul- lar sırasıyla Mühendishane-i Bahri-i Hümayun, Mühendishane-i Berri-i Hümayun, Mekteb-i Tıbbiye ve Mekteb-i Harbiye’dir. “Batılı tarzda eğitim”in ilk örneklerini teşkil eden bu okullar, Tanzimat Fermanı’ndan sonra tam anlamıyla Avrupalı tarza dönüşmüş, “idadiler (liseler)” ve

“rüşdiyeler (ortaokullar)” olarak da eğitim vermişler- dir.2 Osmanlı İmparatorluğu döneminde Enderun ve medreselerde verilen eğitimde her ne kadar yüksek bir kalite yakalanmış olsa da her iki kurum da 18.

yüzyıldan itibaren dejenere olmaya başladığından bu dönemden itibaren askerî okullar eğitimin öne çıkan kurumları olarak algılanmaya başlanmıştır.

Osmanlı’nın yıkılmasının önüne geçebilmek için ilk olarak modernize edilmesi gereken yer “ordu”

olarak görülmüş, askerlerin “eğitimi” için İstanbul’a yabancı uzmanlar getirilmiş, ayrıca ülkenin gelece- ğine dair pek çok kritik rapor bu uzmanlar tarafın- dan hazırlanmış ve dönemin padişahına sunulmuş- tur.3 İmparatorluğun bünyesinde Tanzimat’tan sonra kurulan Batılı tarzdaki askerî okullar, Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca seküler rejimin tem- silcisi olarak ve Batı ile Osmanlı’yı buluşturan karakteriyle devam etmiştir.

Bugüne ise; Türkiye’de askerî eğitimden bahseder- ken liseler, askerî yüksekokullar ve lisans eğitimi veren harp okulları (Kara Harp Okulu, Deniz Harp Okulu, Hava Harp Okulu) olmak üzere üç ayrı kurumdan bahsetmek mümkündür. Askerî liseler, harp okullarına subay adayı öğrenci yetiştirmek

üzere kurulmuştur. İlk kez 1789 yılında II. Mahmut zamanında Harbiye-i Umumiye adıyla temelleri atılmış, 1839’da Kuleli Askerî Lisesi (o zamanki adıyla Kuleli Harp Okulu) adı ile eğitime devam etmiştir. Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimine kadar eğitimlerine devam eden, darbe girişimi sonrasında ise kapatılan bu askerî liseler şunlardır:4

• Kuleli Askerî Lisesi (İstanbul)

• Maltepe Askerî Lisesi (İzmir)

• Işıklar Askerî Hava Lisesi (Bursa)

• Heybeliada Deniz Lisesi (İstanbul) Askerî yüksekokullar ise; Kara Kuvvetleri Astsubay Meslek Yüksek Okulu (Balıkesir), Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okulu (Yalova) ve Hava Teknik Okullar Komutanlığı (İzmir)’dır.5

Lisans seviyesinde eğitim veren harp okulları ise, silahlı kuvvetlerin subay ihtiyacını karşılayan as- kerî okullardır. Kara, deniz ve hava harp okulları olarak üç ayrı alanda subay yetiştiren bu okullar sırasıyla Ankara ve İstanbul’da bulunmaktadır.6 Bu okullar eğitim işlevini halen sürdürmektedir.

15 Temmuz öncesinde okulların öğrenci ihtiyacı askerî ve sivil liselerden temin edilirken, artık sadece sivil liselerden öğrenci alınacaktır. Ayrıca daha önce meslek liselerinden öğrenci kabul et- meyen harp okullarına artık meslek lisesi mezunu öğrenciler de başvurabilecektir.7

Türkiye eğitim tarihinde köklü bir reforma konu olan bu okulların tarihçesine bakacak olursak, harp okullarının kuruluşunun askerî liselerden önce olduğunu görürüz. Peki ama neden? Çünkü askerî liselerin ilki kabul edilen Kuleli Askerî Lisesi, Harp Okulu’nun yani o dönemdeki adıyla Mekteb-i Harbiye’nin eğitim düzeyinin yetersiz bulunması üzerine, Harp Okulu’na kaliteli ve ba- şarılı öğrenciler alınması adına açılmış bir lisedir.

Bu sebepten ötürü aşağıda okulların tarihçesi anlatılırken askerî lise kısmı sona bırakılmıştır.

Mühendishane-i Bahri-i Hümayun

Günümüzdeki İstanbul Teknik Üniversitesi ve Deniz Harp Okulu, bu kurumun içinden ayrılarak oluşmuştur. 18. yüzyılın ikinci yarısı, Osmanlı’da Batılı tarzda askerî okulların açılmaya başladığı

(3)

dönemdir. 1768 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Osmanlı kuvvetlerinin yenilgisinin ardından, Cezayirli Gazi Hasan Paşa bir deniz mektebi açılması tav- siyesinde bulunmuştur. Baron de Tott ve Hasan Paşa’nın ısrarları üzerine Mühendishane-i Bahri-i Hümayun’un açılması kararlaştırılmıştır.8 İlk açıl- dığında 10 öğrencisi bulunan okulda bir hoca (günde 90 akçeli), bir muavin (günde 30 akçeli), bir laboratuvar memuru (günde 20 akçe yevmi- yeli) çalışmaktadır.9 Öğrencilere günlük 12’şer akçe harçlık verilmekte, hem çalışanlar hem de öğrenciler günlük yirmi kuruş yemek parası almaktadırlar. Okulda ağırlıkla Fransız asker ve uzmanların etkisi görülür; hatta Napolyon Bonapart dahi Osmanlı askerlerinin eğitimi için İstanbul’a gelmek üzere başvuruda bulunmuş ancak başka yerde görevlendirilmiştir.10 Okulda en çok matematik ve askerlik dersleri verilmiş, matematik derslerini önce Türk öğretmenler ver- miş ancak sonra Fransız öğretmenler Türklerin yerini almıştır. Okul daha sonra İstihkâm Okulu adı altında eğitim vermiştir. Önceki okulda Baron de Tott tarzı eğitim uygulanmakta ve öğrencilere Tott’un tutturduğu notlar, yine öğrencilerden biri tarafından okutulmakta iken, İstihkâm Okulu’nda Fransız kitapları Türkçeye çevrilerek öğrencilere okutturulmuştur.11 Fransız hükümetinin müttefiki olan Rusya’nın talebi üzerine, Fransa’nın eğitmen askerlerini İstanbul’dan geri çekmesiyle okuldaki uygulamalı dersler yarıda kalmış, ancak diğer ders- leri Türkler verdiği için derslerin bir kısmı devam etmiştir.12 İlerleyen yıllarda Osmanlı askerlerini eğitmek üzere İngiltere ve İsveç’ten de subay, mühendis ve teknisyenler İstanbul’a gelmiştir.

1795 yılında Mühendishane-i Bahri-i Hümayun genişletilmiş ve Hasköy’de açılan Mühendishane-i Berri-i Hümayun’la birleştirilmiştir. Her iki okulun öğrencileri ortak öğretmenlerden dersler almıştır.

III. Selim döneminde ise kara ve deniz mühendis- haneleri ayrılmıştır. Ancak Napolyon’un Mısır’ı işgali sebebiyle okuldaki gelişimle fazla ilgileni- lememiştir. Bu dönemde III. Selim ilgisini Mısır’a yöneltmek zorunda kalmıştır. Takvimler 1806’yı gösterdiğinde, Mühendishane-i Bahri binası için Haliç’te geniş bir alanda inşaata başlanmış ancak Kabakçı İsyanı’ndan ötürü bina tamamlanama- mıştır.13 1821’de Kasımpaşa’da çıkan yangın okul

binasına da sıçramış, tersane Parmakkapı’daki bir biçki mağazasına taşınmıştır ki, bu bina okulun üçüncü binasıdır. Okulda zamanla bir matbaa da kurulmuş ve burada çeşitli denizcilik haritaları basılmıştır. II. Mahmud döneminde binadaki kısıtlı imkânlar padişaha bildirilmiş, tersane yakınındaki Deniz Hastanesi’nin bulunduğu tepedeki Cezayirli Hasan Paşa’nın evi satın alınarak yıkılmış ve bu- rada bir tersane inşaatına başlanmıştır. Okul ise Heybeliada’daki Bahriye Kışlası’na taşınmıştır.14 1838’de okula artık lise mezunlarının alınması

kararı verilerek okul bir yüksekokula çevrilmiştir.

Tanzimat’a kadar okulun adı (Mühendishane-i Bahri-i Hümayun) pek çok defa değiştirilmiştir.

Okula, Bahriye Mektebi olarak anıldığı dönemde, okuma yazma bilmeyen çocuklar alınmış, ancak daha sonra lise öğrenimini bitirmiş olanların okula kaydedilmesi kararlaştırılmıştır. Bu öğrencilerin Darülfunun’da yetiştirilmesi öngörülmüş ancak Darülfunun açılmadığından ötürü öğrenci ihtiyacı oluşmuş ve Darülfunun açılana kadar 14-16 yaş arasındaki, Kur’an’ı hatmetmiş ve sülüs yazabilen çocukların okula alınması ve öğrenci sayısının da en fazla 120 olması kararlaştırılmıştır.15

Mühendishane-i Berri-i Hümayun

Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk askerî okul Acemi Oğlanlar Mektebi’dir. Okuldaki eğitimle hem ordu- ya subay kazandırılmış hem de Enderun Mektebi’ne öğrenci yetiştirilmiştir. İmparatorluğun ikinci as- kerî okulu “Humbarahane ve Mühendishane”dir.

Okuryazar ve bilgili subaylara duyulan ihtiyaçtan ötürü, I. Mahmud döneminde Üsküdar Toptaşı’nda

“Humbarahane ve Mühendishane” adıyla bir okul açılmıştır.16 Ancak Yeniçerilerin ayaklanmasıyla okul kapanmış, ardından III. Mustafa zamanında kapanan okuldan dağılan öğrenciler bulunarak Kâğıthane’deki Karaağaç’ta tekrar eğitime baş- lanmıştır; fakat kısa süre sonra okul yine kapan- mıştır. Mühendishane-i Berri-i Hümayun’un son şekli Topçu Okulu olmasına karşın, başlangıcı Humbarahane’dir. Ders programında ilk defa ya- bancı dil okutulan okuldur. 1793’te Fransızca oku- lun ders programına girmiştir.17 10 Mayıs 1795’te açılan Mühendishane-i Berri-i Hümayun’un baş- langıcı, III. Selim’in Eyüp’teki Bahriye Yazlığı’nda

(4)

açılan Mühendishane-i Sultani’dir (1791).18 İki sene sonra okul Hasköy’e taşınmıştır. Okul topçu, istihkâm subayı ve askerî mühendis yetiştiren bir kurumdur. Ders programı Fransız askerî okulla- rınınkiyle aynıdır. Okul, dönemin riyaziye yani matematik öğreten tek okuludur. Okul binası iki katlı olup iki oda ve iki dershanesi üst katında;

iki oda ve iki dershanesi de alt katındadır. Her dershanede üçer sıra ve bu sıralarda da kitap konulan gözler bulunmaktadır. Kütüphanesinde ise 400 cilt kitap vardır. Ayrıca okulun bir de mat- baası bulunmaktadır. Öğrenciler için gerekli olan kırtasiye malzemeleri ve kitaplar ise kütüphanece tedarik edilmiştir. Yeniçeri Ocağı kaldırıldıktan sonra okulun önemi artmıştır.

Mekteb-i Tıbbiye (Tıp Okulu/Gülhane Askerî Tıp Akademisi)

Osmanlı İmparatorluğu’nun Batılı tarzda açılan üçüncü okuludur. Öncesinde hekimler medreselerde yetişmekte idi. İlk tıp medresesi Kanuni Sultan Süleyman devrinde Süleymaniye Medresesi’nin yanında açılmıştır.19 1826’da II. Mahmud döne- minde açılan Mekteb-i Tıbbiye’de (okulun ilk adı Tıbhane-i Amire ve Cerrahane-i Mamure) yabancı dille (Fransızca) eğitim yapılmıştır. Okulun kuruluş amacı, Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusuna doktor yetiştirmekti. İlk zamanlar okul dershane ni- teliği tam olarak taşımadığından dersler, camilerdeki gibi hasır üzerine diz çökerek iki saatlik eğitimler şeklinde yapılırdı, kadavra kullanmak yasak oldu- ğundan cerrahi eğitimde mankenler kullanılırdı.20 Sene sonlarında sınıf atlamak için sınav yapılmaz, öğretmenler başarılı gördükleri öğrencileri birer hatta ikişer yıl atlatarak üst döneme geçirebilirlerdi.

Toplam eğitim süresi olan dört yılı bitirenler doktor olarak görev yapmak üzere ilgili yerlere gönderilir- di. Okul, 1838 yılında Galatasaray’a nakledildi ve okulun açılışı padişahın fermanı okunarak yapıldı.

Okulun idadi kısmı ise 1845 senesinde açıldı ve eğitim süresi altı seneye çıkarıldı. 1856 yılında oku- lun içinden üstün yetenekliler sınıfı oluşturularak bu sınıfın öğrencilerine Arapça, Farsça ve Türkçe en titiz incelikleriyle öğretildi ve ilk defa bir Tıp Sözlüğü oluşturuldu; pek çok yabancı tıp kitabı çevrildi.21 1856 senesine gelindiğinde Türkçe tıp eği- timi vermek üzere Tıbbiye-i Mülkiye açıldı, ayrıca

Cemiyet-i Tıbbiye-i Osmaniye adlı bir tıp akademisi de kuruldu. Ancak Türkçe eğitime 1869 senesinde başlanabildi. Okuldaki askerî doktor adaylarının pratik yapma imkânlarının yeterli olmayışından ötürü, mezuniyet sonrasında Haydarpaşa Askerî Hastanesi, Ameliyat ve Tatbikat Mektebi kuruldu ve öğrencilerin burada pratik yapmaları kararlaştırıldı.

Haydarpaşa’dan ilk mezun olanlar arasından sınav- la 18 kişi seçilerek Paris ve Viyana’ya gönderildi.

Türkiye’ye döndüklerinde yabancı hocaların yerle- rini alan bu Türk askerî doktorlar, askerî okullarda eğitim görevini de üstlendi. 1898 yılına gelindiğinde Sarayburnu’ndaki Gülhane Askerî Rüşdiye binası tadilattan geçirilerek 150 yataklı bir hastane haline getirildi. Böylece ikinci askerî tatbikat okulu olarak Gülhane Tababet-i Askerîye Tatbikat-ı Mektep ve Seririyatı kurulmuş oldu.22 Okulun mezunlarından ilk birkaç kişi Almanya’ya eğitime gönderildi. Bu kişiler İstanbul’a döndüklerinde farklı hastanelerde çalışmaya başladı. Ayrıca hemşire ve hastabakı- cı olarak çalışmak üzere gelen Almanlar da oldu.

Ancak 1. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla ülkedeki Almanlar geri döndü. Gülhane artık tümüyle Türk ekiplerin çalıştığı bir yer haline geldi. Aralık 1918’de Gülhane’yi Fransızlar işgal etti. Bina ancak 1923 yılında eski işlevine geri dönebildi. 1941 yılına kadar İstanbul’da kalan Gülhane, daha sonra Ankara’ya taşındı.23

Mekteb-i Tıbbiye’de okutulan dersler, Tıbhane ve Cerrahane’de ayrı ayrı görülüyordu. Humbaracı Konağı’nın alt katı Tıbhane, üst katı Cerrahane’ye ayrılmıştı ve Fransızca eğitim veriliyordu.24 İlk za- manlarda öğrenciler Tıbhane’ye sınavsız alınıyordu, ancak daha sonra sayı artınca girişler için öğrenci adayları sınava tabi tutuldu. Öğrenciler günde iki saat ders görüp öğle yemeğini okulda yerler ve ayda 20 kuruş da para alırlardı. Tıbhane öğrencileri geceleri evlerinde kalırken, Cerrahane öğrencileri yatılı öğrencilerdi.25 Öğrencilerin sınıf geçmeleri sınava değil, öğretmenlerinin kanaatlerine bağlıy- dı.26 1843 yılından itibaren öğrenciler sınavlara tabi tutulmaya başladılar. 1922 yılından itibaren okula kız öğrenciler de alınmaya başlandı.

Gülhane Askerî Tıp Akademisi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Sağlık Bakanlığı’na bağlanmış ve sivilleşme yolunda önemli bir adım atılmıştır.27

(5)

Mekteb-i Harbiye (Harp Okulu)

II. Mahmud, üst üste gelen askerî yenilgiler son- rasında Batılı tarzda bir askerî okulun açılması gerektiğini düşündü. III. Mustafa döneminde açılan Mühendishane-i Bahri-i Hümayun ve III. Selim döneminde açılan Mühendishane-i Berr-i Hümayun her ne kadar kendilerinden beklenen subayları ye- tiştiriyor olsalar da sayı yetersiz kalıyordu. Ayrıca piyade ve süvari sınıfları için olması gereken bir harp okulu yoktu. Sipahiler ve Yeniçeriler onların yerine bulunuyordu. Ancak Batılı tarzda yetişmiş subay- lar, isyan ederler endişesiyle bu birliklerin başına verilemiyordu. Sonuçta II. Mahmud 1834 yılında bugünkü harp okulunun başlangıcı olan Mekteb-i Harbiye’yi açtı. Okulun açılmasında Namık Paşa ve Ahmet Fevzi Paşa da padişaha yardım etmiştir.

Peki ama okul nasıl kuruldu? İstanbul’da Mekteb-i Harbiye’nin kurulmasından önce, Mısır’da Mehmet Ali Paşa kendi askerlerini Avrupa’ya göndermiş,

ayrıca Mısır’da onlar için Batılı tarzda eğitim ala- cakları bir de okul kurmuştu. Yetiştirdiği bu askerler sayesinde Osmanlı’ya karşı giriştiği isyanda da başarılı olmuştu. II. Mahmud -Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın isyanından önce-, yetişmiş bu eğitimli subaylardan bazılarının İstanbul’a gönderilmelerini ve İstanbul’daki subayların eğitimine katkı verme- lerini istemişti. Mehmet Ali Paşa, padişahın tale- bini reddetmiş ve “Mısır’da eğitimli subay yoktur”

cevabını vermişti.28 Bu cevap üzerinde İstanbul’da Mısır’daki okula benzer Batılı tarzda eğitim ve- ren bir okul açılması kararlaştırıldı. 1831 yılında Selimiye Kışlası’nda “Sıbyan Bölükleri” adı altında bir okul açıldı. Okulun öğrencilerinin daha sonra Beşiktaş’taki Maçka Kışlası’na nakil edilmeleriyle de, 1834 yılında, Mekteb-i Harbiye kurulmuş oldu.

Okul ilk kurulduğunda alınan öğrenciler okuma yazma bilmiyorlardı. Er muamelesi görüyor ve erle- rin yaptığı işleri yapıyorlardı. Eğitim sekiz seneydi.

Buradan mezun olan öğrenciler arasından seçilen başarılı ve zeki 100 tanesi Maçka’daki okula gönde- rilerek orta öğretime, yani ikinci öğretime geçiyordu.

Askerlikle ilgili eğitim bu kısımda veriliyordu. Bu sırada medresede de eğitim devam ediyor, medrese ve askerî okullar arasındaki mücadele de sürüyordu.

Özellikle zengin aileler çocuklarını askerî okullara vermek istemezlerdi. Yönetim; sokaktaki garip,

kimsesiz çocuklarla fakir ailelerin çocuklarını askerî okullara alıyordu.29 Okulda sadece öğrenci değil, öğretmen ihtiyacı da vardı. Bunun için Avrupa’dan uzman subaylar getirildi, bir yandan da Avrupa’ya öğrenciler gönderildi. Mekteb-i Harbiye’de yapılan yeniliklere rağmen okul mesleki eğitimden mah- rumdu. Islahat yapılması için okul 1843’te ikiye ayrıldı. Mekteb-i Fünun-u İdadiye kısmı Maçka binasında kaldı, yüksek yani Harbiye kısmı ise Mekteb-i Ulum-u Harbiye adıyla Küçük Taksim’deki Tophane-i Amire Hastane binasına taşındı.30 Harbiye Mektebi ilk mezunlarını 1848’de verdi.

Sınavları padişah Abdülmecid’in huzurunda ya- pıldı ve üçüncü sınıftan dördüncü sınıfa geçenler arasından beş öğrenci, yüzbaşı rütbesiyle Erkân-ı Harbiye’nin beşinci sınıfını oluşturdu.31 Üçüncü sınıfı bitirenler yüzbaşı olarak orduya katıldılar.

Erkân-ı Harbiye kısmı ise dördüncü sınıf kısmını okumadan beşinci sınıf derslerini okumaya başladı.

Tanzimat’a kadar her yüksek askerî okulun ida- disi kendi binasında açılıyordu, ancak Tanzimat sonrasında bütün askerî idadilerin Galatasaray’da toplanması kararlaştırıldı.

1873 tarihi, askerî okullar için önemli bir tarih oldu.

Çünkü bu tarih itibarıyla Mekteb-i Harbiye dört seneden üç seneye indirildi, ayrıca sakıncalı olduğu düşünülerek sözlü sınavların tümü kaldırıldı.

Askerî okullardaki en büyük değişimi tetikleyen olay ise, 1877 Osmanlı-Rus Savaşı’ndaki yenil- gidir. Büyük toprak kayıplarının yaşandığı savaş sonrasında, o tarihe kadar Fransız etkisinde düzen- lenen askerî okullar artık Alman etkisine girmiş, eğitimler Alman subay ve uzmanlarca verilmeye başlanmıştır. Erkân-ı Harbiye fennî ve askerî kısım olarak ikiye ayrılmış, ardından matematik dersleri de kaldırılmıştır.

2. Meşrutiyet’le birlikte okulda gereksiz görülen dersler kaldırılmış, 1905’te açılan Edirne, Manastır, Şam ve Bağdat harbiyeleri kapatılarak öğrenciler İstanbul Harbiye Okulu’na getirilmiştir. 1. Dünya Savaşı’ndan ötürü 1914’te kapatılan Harbiye Mektebi, 1920’de tekrar açılmış ancak İtilaf Devletleri’nin

işgaliyle iki ay sonra okul tekrar kapatılmıştır.

İşgalciler, Halıcıoğlu’ndaki okul binasını da işgal

(6)

etmiş, öğrenciler teçhizatlarıyla Çengelköy Kuleli İdadisi’ne taşınmıştır. Kısa süre sonra işgalciler burayı da ele geçirerek binayı Ermeni Yetimhanesi yapmışlardır.32 Kuleli Lisesi öğrencileri de işgal sebebiyle önce Kâğıthane’ye, ardından Maçka’ya taşınmış, İstiklal Savaşı sırasında Anadolu’daki mü- cadeleye katılmak için pek çok öğrenci Anadolu’ya gitmiştir.33 Sonunda İstanbul’daki Harbiye Mektebi lağvedilince, ekip Ankara’daki subay ihtiyacını karşılamak için açılan Ankara’daki Talimgâh’a gitmiş, Talimgâh 1 Nisan 1923’te Harp Okulu adını almış, aynı yıl içinde ise İstanbul Pangaltı’daki eski binaya taşınmıştır. İlk mezununu 1924’te veren okul, 1936’da tekrar Ankara’ya dönmüş ve bugüne kadar

eğitimine burada devam etmiştir.

Askerî Liselerin Tarihçesi (Askerî İdadiler)

Askerî lise açma ihtiyacı, Mekteb-i Harbiye Nazırı olan Emin Paşa’nın Mekteb-i Harbiye öğrencile- rinin bilgilerini yeterli görmemesi ve Mekteb-i Harbiye’ye öğrenci yetiştirecek bir lisenin kurul- masını istemesi üzerine ortaya çıkmıştır.34 Bu talep Sultan Abdülmecid tarafından da uygun görülünce, Babıali’de sekiz kişilik bir meclis kurulmuş ve askerî okullarla ilgili şu kararlar alınmıştır:35

• İstanbul, Bursa, Manastır ve Edirne’de har- biye okulu açılacak.

• Öğretim askerî ve mesleki dersler üzerinden yapılacak.

• Harp okullarına öğrenci hazırlamak için Anadolu ve Rumeli ordu merkezlerinde öğ- renim süreleri beş yıl olan askerî idadiler açılacak.

• Harp okullarına alınacak öğrenciler Arapça ve Farsça bilecek.

• İdadi öğrencisi olanlardan iki-üç sene içinde Arapça ve Farsçayı öğrenerek sınavı verenler

harp okullarına alınabilecek.

• Arapçayı ve Farsçayı hariçten öğrenenler ve yaşları 16 ile 17 arasında olanlar sınava girmek şartıyla harp okullarına girebilecek.

• Avrupa ülkelerinde olduğu gibi kurmay ye- tiştirmek üzere iki senelik Harp Akademisi kurulacak.

1845 yılında, Mekteb-i Harbiye öğrencileri bir ay süren bir sınavdan geçirilerek üç ayrı gruba ayrılmıştır:36

• Çok iyi derece alan 104 öğrenci Mekteb-i Harbiye (harp okulu) öğrencisi

• Orta derece alan 204 öğrenci Mekteb-i İdadi (askerî lise) öğrencisi

• Zayıf derece alan öğrenciler de İhtiyat Sınıfları öğrencisi

Dönemin askerî lisesi olan idadinin öğrenim süresi dört yıla indirilmiştir. İstanbul’da açılması düşünülen Mekteb-i Fünûn-ı İdadî, bugünkü Kuleli Askerî Lisesi’nin temelini oluşturmaktadır ve 21 Eylül 1845 Pazar günü gerçekleşen ayrılma tarihi de Kuleli Askerî Lisesi’nin kuruluş tarihi olarak kabul edilmektedir.

Askerî lisede ilk sene okutulan dersler; Askerî Eğitim, Eğitim Talimatı, Askerî Kanun, Dinî Bilgiler, Tuhbe ve Nuhbe, Savaşın Faziletleri, İlm-i Rakım (yazı ilimi), Hendese (geometri), Rik’a (el yazısı) ve İnşa Bilgisi’dir.37 Okulun kadrosunda yer alan çalışanlar ise; bir kâtip, altı Arapça muallimi, bir hendese (geometri) mualli- mi, bir Farsça muallimi, bir başhekim, bir cerrah, bir eczacı, bir yazıcı, bir imam olarak kayıtlarda geçmektedir.38

1850’de öğrenci alma zamanı Recep, Şaban ve Ramazan ayları olarak belirlenirken, kayıt ve kabul için de şu esaslar konmuştur:39

• İsmi geçen üç ay dışında öğrenci alınamaz.

• İdadilere 12 yaşından küçük, 17 yaşından büyük olanlar alınamaz.

• Rüşdiyeyi bitirmiş veya kendini yetiştirerek idadiye girecek seviyeye gelmiş olanlar sınava tabi tutulur ve hangi sınıfın dere- cesinde ise o sınıfa alınırlar.

• Alınacak öğrencilerin zeki, kabiliyetli ve mütenasıbü’l-endam olmasına dikkat

edilir.

• Öğrenci hangi sınıfa girecekse, mutlaka sınavla alınır. Sınavsız alınanlar tembel,

(7)

sairlerine de su-i misal olurlar.

• Öğrenciler, doktorun ve sınav yapan öğ- retmenin gizlice vereceği not ve tavsiyeye göre alınırlar.

Fakat ne yazık ki, 1851’de vezirlerden Mahmud Paşa, Ethem Fethi Paşa, Besim Paşa ve Celal Paşa ile Sadrazam yardımcısı Kazım Paşa’nın çocukları okula sınavsız alınmıştır.40

Askerî idadiler, 1864 yılında Galatasaray Kışlası’nda birleştirilmiştir.

Askerî Ortaokulların Tarihçesi (Askerî Rüşdiyeler)

Sivil rüşdiyeler 1847’den itibaren mezun vermeleri- ne rağmen, bu okulların mezunları memur olmayı tercih ettikleri için, 1875 tarihinde, “askerî rüşdi- yeler” açılmıştır. Açılmadan önce bu okullara dair alınan kararlar şöyledir:41

• Rüşdiye mektebi Tophane, Hasköy, Eyüp ve civar çocuklarının gelmesine uygundur.

İstanbul, Üsküdar ve Boğaziçi çevresindeki çocukların bu okula devam edebilmeleri hayli zor olduğundan birer rüşdiyenin de Üsküdar ve İstanbul’un münasip yerlerine kurulması uygun olacaktır.

• Her bir okul, üç sınıflı olacak ve üçer-dörder yüz öğrenci bulunduracaktır.

• Askerî rüşdiye öğrencileri muvazzaf olmaya- cakları gibi, geceleri de okullarında kalma- yacaklarından, bu yolla, devlet hazinesinde

bir hayli tasarruf yapılacaktır.

• Kıyafet ve endamı askerliğe uygun olmayan öğrencilerin dışarıda bırakılması suretiyle diğer devlet daireleri için de bir hayli perso- nel yetiştirmek mümkün olacaktır.

• Rüşdiye mekteplerine devam edecekler içinde asker yetimleri ve akraba ve talu- katı bulunmayanların miktarı çok az olup, bunlar da sanayii alaylarında kalacaklardır.

Bunların elbise ve yiyecek masrafları, adı geçen alayların tayinat defterlerinde misafir

gösterilmek suretiyle karşılanacaktır.

• Askerî rüşdiye öğrencilerinden asker yeti- mi olup da anne ve akrabası bulunmayıp açıkta kalanlar, gündüzleri rüşdiyeye de- vam edecekler; geceleri ise Sanayi-i Sıbyan Bölüğü’nde veya kışlaların birinde kalacak- lardır.

İlk açılan rüşdiyeler şunlardır:42 1. Gülhane (Eylül 1875)

2. Soğukçeşme (Eylül 1875) 3. Kocamustafapaşa (Eylül 1875) 4. Fatih (Eylül 1875)

5. Eyüp (Eylül 1875)

6. Üsküdar Toptaşı (Eylül 1875) 7. Üsküp veya Paşakapısı (Eylül 1875) 8. Beşiktaş (Eylül 1875)

9. Şam (1875)

10. Cânib-i Şarkî-i Atik (Eski) Bağdat (1876) 11. Beyrut (1877)

Askerî rüşdiyelerde, her üç ayda bir kendi ders öğretmenleri tarafından özel, sene sonunda da harbiye ve idadi mekteplerindeki öğretmenler tara- fından genel sınavlar yapılırdı. Askerî rüşdiyelere dinine ve milliyetine bakılmaksızın herkes devam edebiliyordu. Arapça ve Farsçadan başka, yabancı dil olarak Fransızca da okutuluyordu. Resim der- sine çok önem verilmekteydi. Öğrenim süresi ilk açıldığı zamanlarda üç yıl iken, sonradan dörde çıkarılmıştır.

Askerî liseler, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından kaldırılmıştır.

Cumhuriyet Döneminde Askerî Okullar

Yukarıda bahsedildiği gibi Osmanlı’dan derin kök- lerini alan askerî okullar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte farklı bir döneme girmiş- tir. Askerî okullar “Cumhuriyet’in koruyucusu” ,

“Batıcı” ve “Atatürk ilkeleri”ni temsil eden eğitim kurumları olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir.

Cumhuriyet öncesi ve sonrası dönüşümü anlamak

(8)

için Kuleli Askerî Lisesi anlamlı bir örnektir.

Öncelikle okulun fiziksel dönüşümünden bahse- dilecek olursa, Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan ötürü İstanbul’u işgal eden İtilaf Devletleri adına okul “depo ve transit ambarı” olarak kullanıl- mak üzere İngilizlere teslim edilmiştir. Ardından İngilizlerce “Yetimler Okulu” olarak Ermenilere verilmiştir.43 Okuldaki askerî öğrenciler ise eş- yalarıyla birlikte Kâğıthane’deki çadırlara yer- leştirilmiştir. İstanbul’da evi olan öğrencilerin evlerine gitmelerine izin verilmiştir. Savaş ve işgalden ötürü okulda aksayan eğitim, ilk olarak Ekim 1920’de Maçka’daki Silahhane’nin yanındaki karakol binasında sürdürülmeye çalışılmıştır. Bir ara Beylerbeyi Sarayı yanındaki eski Jandarma Okulu binasında da eğitim faaliyetlerine devam eden okul, İstanbul’un kurtuluşu olan 6 Ekim 1923 tarihine kadar burada kalmıştır.44 2. Dünya Savaşı’na kadar ise bugünkü binasında eğitim öğ- retime devam etmiştir. Ancak savaşın çıkmasıyla 1941’de Konya’ya nakledilen ve boşaltılan kışla,

altı yıl boyunca 1.000 yataklı Cildiye Hastanesi ile Boğaz Nakliyat Komutanlığı olarak kullanıl- mıştır. Savaşın ardından, Kuleli Askerî Lisesi ve Akşehir’deki Maltepe Askerî Lisesi kışlaya taşınmıştır. Kuleli Kışlası’nda iki ayrı okul olarak faaliyet gösteren Kuleli ve Maltepe askerî liseleri, 1950 yılında birleştirilmiştir. Okul bugünkü şeklini

ise tamirat ve eklemelerle 1969 yılında almıştır.

Peki eğitim müfredatı Cumhuriyet döneminde nasıl bir içerik almıştır? Askerî okullardaki eğitim Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) müfredatına göre, harp okullarındaki ise YÖK’e göre düzenlenmiştir.

Ayrıca Cumhuriyet dönemi boyunca değişen dış politika anlayışı gereğince atılan NATO üyeliği veya Avrupa Birliği (AB) adaylığı gibi adımlar, bu okulları da etkilemiştir. AB’ye uyum kapsa- mında eğitim alanında uyum şartı sebebiyle sivil okullarda istenen değişimler, askerî liselerin de MEB’e bağlı olması sebebiyle benzer değişimlere uğramıştır. AB öğrenci değişim programlarından askerî öğrenciler de yararlanmış, ERASMUS gibi öğrenci değişim proje programlarına katılmışlardır.

Askerî liselerdeki ders içerikleri Cumhuriyet önce- si dönemle kıyaslanacak olursa; Osmanlı dönemin- de var olan Arapça ve Farsça dersleri kaldırılmış;

yerlerine Batılı yabancı dil dersleri getirilmiştir.45 Yeni ders programında eskisinden farklı olarak

ayrıca “İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük”, “Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi” dersleri getirilmiştir ki,

sivil liselerdeki derslerle aynıdır. Seçmeli derslere bakıldığında ise zorunlu olan Türkçe dersinin yanı sıra “Osmanlı Türkçesi” adı altında bir ders verildiği görülmektedir. Yine zorunlu olan “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersinin yanı sıra, seç- meli olarak “Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı, Temel Dinî Bilgiler” dersleri de yer al- maktadır.46 Okulda, 1975-76 öğretim yılına kadar MEB’e bağlı liselerin fen kolu programı uygulan- mıştır. Bu tarihte kolej sistemine geçilmiş, daha önce üç yıl olan öğretim süresi hazırlık sınıfının açılmasıyla dört yıla çıkarılmıştır. 2005-2006 eğitim-öğretim yılından itibaren MEB tarafından lise öğretiminin dört yıla çıkarılmasına paralel olarak, hazırlık sınıfı kaldırılarak 9’uncu sınıftan başlayarak yeni programa geçilmiştir.

Harp okullarındaki eğitim programı; kara, deniz ve hava olmak üzere lisans eğitimi veren okul- larda ders müfredatı YÖK’e bağlıdır. Öğrenciler hem subay hem de bir lisans diplomasıyla mezun olurlar. Çalışmaya başladıkları andan itibaren devlet memuru sıfatı taşımaktadırlar.

Kara Harp Okulu, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı’na subay yetişti- ren askerî yükseköğretim kurumudur ve eğitim süresi dört yıldır. Okulda mühendislik (endüstri ve sistem, elektronik, makine, inşaat, bilgisayar, harita), işletme, kamu yönetimi, sosyoloji ve ulus- lararası ilişkiler lisans programlarında eğitim verilmektedir.47 Öğrenciler birinci sınıfta kendi lisans programlarına ait ortak dersler alırken, diğer yıllarda mesleki dersler de almaya başlarlar.

Yabancı dile verilen önem, Osmanlı dönemindeki gibi aynı hassasiyettedir ancak İngilizce, Almanca, Arapça, Çince, Fransızca, Rusça ve Yunanca gibi farklı dillere yönelme olmuştur.

Deniz Harp Okulu, aslında 2. Meşrutiyet son- rasında İngiltere Deniz Harp Okulu’nun eğitim programı örnek alınarak kendi eğitim programını kurmuş bir okuldur. İngiliz kökenli bu program, 1909 yılından itibaren uygulamaya konulmuştur.48

(9)

Balkan Savaşı yıllarında okulun eğitim sistemi değiştirilmiş ve dört yıllık Bahriye Mektebi’nden mezun olanlar, bir yıl okul gemisinde “deniz talebesi” olarak, ardından üç yıl donanmada

“mühendis” olarak eğitim görüp daha sonra üs- teğmen rütbesi ile asıl görevlerine başlamışlardır.

Cumhuriyet döneminde; Bahriye Mektebi’ne ilk olarak 1924 yılında güverte, makine ve kâtip sınıflarında okutulmak üzere öğrenci alınmıştır.

Bu dönemde güverte ve makine sınıfları için öğ- retim süresi, bir yılı hazırlık sınıfı olmak üzere dört yıldır. Mezun olanlar, okul gemisinde “deniz talebesi” olarak gördükleri bir yıllık eğitimi ta- kiben mühendis (teğmen) rütbesi ile donanmada göreve başlamışlardır.49 1928 yılına gelindiğinde,

“Heybeliada Bahriye Mektebi”, “Deniz Lisesi”

adını alarak askerî liselerin müfredat programla- rını uygulayan bir okula dönüşmüştür. Bu eğitim şekli sadece iki yıl uygulanmış, Deniz Lisesi ve Deniz Çekirdek Okulu Heybeliada’daki tesislerde tekrar birleştirilerek adı “Deniz Harp Okulu ve Lisesi” olmuştur. 1953 yılına kadar Deniz Harp Okulu’nun eğitim-öğretim süresi, bir yılı teorik öğretimle okulda ve bir yılı pratik eğitimle do- nanmada olarak iki yıl olmuştur. 1953 yılından itibaren dört yıllık layn sistemine geçilmiştir.50 1969-1970 eğitim-öğretim yılında eğitim ilk üç yılı

öğrenci, dördüncü yılı Layn Okulu ve 1970-1971 yılından itibaren de Subay Temel İhtisas adı altında subay olarak sınıf okullarında okunacak şekilde yeniden düzenlenmiştir. 1974-1975 eğitim-öğretim yılından itibaren öğretim süresi dört yıla çıkarı- larak eğitim-öğretim sistemi; elektrik-elektronik, makine, yöneylem araştırması-yönetim, kontrol sistemleri, gemi inşa, oşinografi, uluslararası iliş- kiler bilim dalları çerçevesinde şekillendirilmiş ve ilk mezunlar 1977-1978 yılında verilmiştir.51 1984 yılında eğitim-öğretim sistemi yeniden değerlen- dirilmiş; bilimsel ve teknolojik gelişmelere paralel olarak yöneylem araştırması/yönetim, makine ve elektrik/elektronik (muhabere, bilgisayar, kontrol, elektrik) ana bilim dallarında eğitim/öğretime 1986-1987 yılında başlanmıştır. 1995-1996 yılında birinci sınıftan başlamak üzere uygulamaya ko- nulan “Gaye-2000” adlı yeni program ile Deniz Harp Okulu müfredatları STCW-95 Sözleşmesi’ne (Uluslararası Gemi Adamı Yetiştirme Programı)

uyumlu hale getirilerek meslek ve yabancı dil dersleri arttırılmış, dört yıllık kredi saat top- lamları azaltılmış, proje dersi tek yarı yıldan iki yıla yayılmış, meteoroloji ve istihbarat dersleri programa ilave edilmiştir.52

Hava Harp Okulu, Türk Hava Kuvvetleri’ne pilot adayı, komutan, lider ve yönetici subaylar yetiştir- mek amacıyla kurulmuş askerî bir yüksek öğretim kurumudur. Öğrenim süresince askerlik, havacılık, spor, uçuş, bilgisayar ve yabancı dil eğitimlerinin yanı sıra havacılık, bilgisayar, elektronik, endüst- ri mühendisliği bölümlerinde lisans düzeyinde eğitim programları uygulanmaktadır. Mezuniyet sırasında yapılan Uçuş Sağlık Muayenesini geç- tikleri takdirde Pilot Adayı Havacı Subay olarak askerî pilot yetiştirilmek üzere uçuş eğitimine katılmaktadırlar. Okulun eğitim süresi dört yıldır.53 Okulda her bölümde ayrı ayrı verilen zorunlu ve seçmeli derslerin tümü mesleki alan derslerinden oluşmaktadır.54

15 Temmuz darbe girişiminin ardından sıklıkla dile getirilen konu, askerî okul ders programla- rının ideolojik bir aşılamayı andıracak formas- yonda olduğu yönündedir. Öğrencilere detaylı bir Osmanlı ve Türkiye tarihi verildiği, savaş- ların en ince detayına kadar tarihsel ve siyasal boyutlarıyla incelendiği belirtilmekte; belki de başka hiçbir orduda bulunmayan bir diğer özel- lik olarak Türk subaylarına verilen düşünsel ve moral derslerden söz edilmektedir. Buradan yola çıkan görüşlerin bir kısmı, askerî okulların ders programlarındaki içeriğin de sivilleşmesi için çalışmalara ağırlık verilmesi gerektiği yönündedir.

Bu doğrultuda atılacak adımların asker ve sivil toplum arasındaki kopukluğu gidereceğine inanıl- maktadır. Literatürde bu konuda yaygın bir ortak kanı olmasına karşın, askerî liselerin kaldırılması konusunda fikir ayrılıkları mevcuttur. Bazı görüş- ler okulların tümüyle kapatılmasını desteklerken, bazıları da kurumların Osmanlı kökenine vurgu yaparak, eksikliklerinin giderilmesi gerektiğini ancak kaldırılmamaları gerektiğini ifade etmek- tedir. Her iki yaklaşımdan hangisinin daha olumlu sonuçlar doğuracağını şimdiden tahmin etmek zor olsa da sivilleşme yolunda atılacak adımların ülke için kayda değer katkılar sağlayacağı açıktır.

(10)

Sonnotlar

1 Harp okulları hakkında TRT Haber’in metni, http://www.

trthaber.com/haber/gundem/harp-okullari-aynen-de- vam-edecek-263984.html (23.08.2016).

2 Alaettin Avcı, Türkiye’de Askeri Yüksek Okullar Tarihçesi, Ankara: Gnkur Basımevi, 1963, s. 6.

3 Orduda ıslahat hakkında detaylı okuma için bk. Kont de Bonneval ve Baron de Tott.

4 Askerî Liseler, http://www.kkk.tsk.tr/Okullar/kuleli/

MyBtWebPages/anasayfa.html (23.08.2016).

5 Askerî Yüksekokullar, http://www.mevzuat.gov.tr/

MevzuatMetin/1.4.211.pdf (23.08.2016).

6 Harp Okulları için bk., http://www.kho.edu.tr/hakkinda/

kho_genel_bilgi.html (22.08.2016).

7 Meslek Liselerinden Harp Okullarına Giriş, http://www.

kamupersoneli.net/gundem/basbakan-binali-yildi- rim-duz-liseliler-imam-hatipliler-meslek-liseliler-harp-o- kullarina-girebilecek-h9648.html (21.08.2016).

8 Okulun açılış tarihi 1773-1776 arasında belirsiz bir ta- rihtir; bk. Avcı, s. 11.

9 Avcı, s. 11.

10 Avcı, s. 12.

11 Avcı, s. 11.

12 Avcı, s. 12.

13 “Kabakçı İsyanı”, TDV, Cilt 24, s. 8.

14 Avcı, s.14.

15 Avcı, s. 43.

16 Avcı, s. 10.

17 Avcı, s. 16.

18 Avcı, s.1 7.

19 GATA Tarihi, http://www.gata.edu.tr/hpasa/ana/tarihce.

html (21.08.2016).

20 Avcı, s. 23.

21 Avcı, s. 24.

22 GATA Tarihi, http://www.gata.edu.tr/hpasa/ana/tarihce.

html (21.08.2016).

23 GATA Tarihi, http://www.gata.edu.tr/hpasa/ana/tarihce.

html (21.08.2016).

24 Avcı, s. 27.

25 Avcı, s. 27.

26 Bu dönemde, medreselerde de tıp eğitiminin devam ettiğini unutmamak gerekir.

27 GATA’nın Sağlık Bakanlığı’na Devri Hakkında TRT Haber’in metni, http://www.trthaber.com/haber/gundem/

gata-ve-askeri-hastaneler-saglik-bakanligina-devredil- di-266662.html (22.08.2016).

28 Avcı, s. 30.

29 Avcı, s. 32.

30 Gülşah Eser, “Türkiye’de Modern Bilimlerin Eğitiminde Mekteb-i Harbiye Örneği”, DergiPark, Cilt 13, Sayı 2, 2012, s. 12.

31 Eser, “Türkiye’de Modern Bilimlerin....”, s. 15.

32 “Ermeni Yetimhanesi Hakkında” Habertürk Gazetesi, http://

www.haberturk.com/kultur-sanat/haber/656443-kuleli- nin-eskiden-unlu-kuleleri-yoktu (22.08.2016).

33 “Kuleli Askerî Lisesi Hakkında” Milliyet Gazetesi ,

(11)

http://www.milliyet.com.tr/darbe-ihaneti-171-yillik-ku- leli-gundem-2289633/ (22.08.2016).

34 http://www.kkk.tsk.tr/Okullar/kuleli/MyBtWebPages/

hakkinda/genelbilgi/dundenbugune.pdf (22.08.2016).

35 Avcı, s. 35.

36 http://www.kkk.tsk.tr/Okullar/kuleli/MyBtWebPages/

hakkinda/genelbilgi/dundenbugune.pdf (22.08.2016).

37 http://www.kkk.tsk.tr/Okullar/kuleli/MyBtWebPages/

hakkinda/genelbilgi/dundenbugune.pdf (23.08.2016).

38 Dersaadet İdadî-i Askerîyesi, 1 Numaralı Kayıt Defteri, s. 1.

39 Askerî Liselere Giriş Koşulları için bk. http://www.kkk.

tsk.tr/Okullar/kuleli/MyBtWebPages/hakkinda/genelbil- gi/dundenbugune.pdf (20.08.2016).

40 Askerî Okullara Çocukları Sınavsız Giren Osmanlı Vezirleri için bk. http://www.kkk.tsk.tr/Okullar/kuleli/

MyBtWebPages/hakkinda/genelbilgi/dundenbugune.pdf (20.08.2016).

41 Rüşdiye Okulları Açılış Kararları için bk. http://www.

kkk.tsk.tr/Okullar/kuleli/MyBtWebPages/hakkinda/ge- nelbilgi/dundenbugune.pdf (21.8.2016).

42 İlk Rüşdiye Okulları için bk. http://bgc.org.tr/ansik- lopedi/rustiye-mektepleri.html ve http://www.kkk.tsk.

tr/Okullar/kuleli/MyBtWebPages/hakkinda/genelbilgi/

dundenbugune.pdf (21.8.2016).

43 Kuleli Askeri Lisesi, http://www.kkk.tsk.tr/Okullar/

kuleli/MyBtWebPages/hakkinda/genelbilgi/tarihce.html (23.08.2016).

44 Cumhuriyet Sonrasında Kuleli Askeri Lisesi, https://

www.uskudar.bel.tr/tr/main/pages/kuleli-askeri-lisesi/37 (23.08.2016).

45 Askeri Liseler Ders Mevzuatı, http://www.kkk.tsk.

tr/Okullar/kuleli/MyImages/dokumanlar/Ders_

Cizelgeleri_4_Yillik.pdf (23.08.2016).

46 http://www.kkk.tsk.tr/Okullar/kuleli/MyImages/doku- manlar/Ders_Cizelgeleri_4_Yillik.pdf (23.08.2016).

47 Kara Harp Okulu Mevzuatı, http://www.kho.edu.tr/

hakkinda/kho_genel_bilgi.html (23.08.2016).

48 Deniz Harp Okulu Mevzuatı, https://www.dho.edu.tr/

sayfalar/00_Anasayfa/01_Sabitler/tarihce/tarihce.html (23.08.2016).

49 https://www.dho.edu.tr/sayfalar/00_Anasayfa/01_Sabitler/

tarihce/tarihce.html (23.08.2016).

50 Layn sistemi için bk. http://layn.org/layn-programs/

education (23.08.2016).

51 Deniz Harp Okulu Eğitim Mevzuatı, https://www.dho.

edu.tr/sayfalar/00_Anasayfa/01_Sabitler/tarihce/tarihce.

html (23.08.2016).

52 https://www.dho.edu.tr/sayfalar/00_Anasayfa/01_Sabitler/

tarihce/tarihce.html (23.08.2016).

53 Hava Harp Okulu Eğitim Müfredatı, http://www.erenkoy.

k12.tr/v3/meslekler/egitim_kurumlari/hava_harp_okulu.

htm (23.08.2016).

54 Hava Harp Okulu Ders Planı, http://www.hho.edu.tr/

Documents/TanitimKitapcigi/06_Lisans.pdf (23.08.2016).

55 Hakan Şahin, “‘Müfredata demokrasi dersi konulsun’

önerileri vesilesiyle: Türkiye’de askerî okullarda siyasal toplumsallaşmanın özgünlüğü”, Eğitim Bilim Toplum Dergisi, Cilt 14, Sayı 53, Kış 2016, s. 51.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu ders kapsamında, belirlilik durumunda, risk ortamında ve belirsizlik ortamında karar verme süreci, temel olasılık teorisi ve istatistiksel karar kuramı, baskınlık

İmalat teknolojileri ve genel kavramlar, döküm tekniği, imalat hataları ve çözümleri, talaşsız imalat, talaşlı imalat, kaynak, toz metalurjisi, mikro ve nano

Bu araştırmada; fiziksel parametrelerinin (boy uzunluğu, vücut ağırlığı) değerlendirilmesinden elde edilen sonuçlara göre Türkiye Kara Harp Okulu öğrencilerinin (Grup

(107-120) Ancak bu harbe dair henüz harp ceridesinin olmaması; seferber- lik nizamnamelerinde ilk kez 1889 yılında harp ceridesi ifadesine rastlanması; harp ceridelerine dair mevcut

Yeni Kuramsal Kuram Boyutunda, Yönetsel Ve Örgütsel Yapılarındaki Benzeşen Yönleri Üzerine Bir Araştırma, Altınbaş Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme

Altına yan yana yazarların isimleri yazılmalı ve bir dipnot açılarak (1) ilk sayfanın altında Times New Roman 9 punto olarak önce yazışma yapılacak irtibat

Elektronik kaynaklara atıf yaparken genel atıf kuralları geçerlidir (Yazar soyadı, yıl). Eğer bu bilgi mevcut değilse, kaynağa ulaşılan web adresi parantez içinde

Elektromanyetik ve Uygulamaları dersinin amacı; kablosuz haberleşme sistemleri, devreler, mikrodalga haberleşmesi, radar, antenler, sensörler, güç sistemleri ve iletim hatları