• Sonuç bulunamadı

YER BİLİMİ - ASTRONOMİ ÇEVRE BİLİMİ ALAN EĞİTİMİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "YER BİLİMİ - ASTRONOMİ ÇEVRE BİLİMİ ALAN EĞİTİMİ"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

29. Eğitimde yıl

Pegem Akademi Sınav Komisyonu;

2015 KPSS’ye Pegem Yayınları ile hazırlanan adayların,

40'ın üzerinde soruyu kolaylıkla çözebildiğini

açıkladı.

YER BİLİMİ - ASTRONOMİ ÇEVRE BİLİMİ

ALAN EĞİTİMİ

(2)

Komisyon ÖABT Fen Bilimleri Fen ve Teknoloji Öğretmenliği Yer Bilimi- Astronomi- Çevre Bilimi-Alan Eğitimi

Konu Anlatımlı ISBN 978-605-318-182-8 Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

© Pegem Akademi Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic. Ltd. Şti.ne aittir.

Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı; mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik, kayıt ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz.

Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır.

Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkında yayınevimize bilgi vermesini ve bandrolsüz yayınları satın almamasını diliyoruz.

5. Baskı: 2015, Ankara Proje-Yayın: Neslihan Gürsoy Dizgi-Grafik Tasarım: Ayşe Nur Kutlu Kapak Tasarımı: Gürsel Avcı Baskı: Koza Yayın Dağıtım A.Ş.

Cevat Dündar Cad. No. 139 Ostim/ANKARA Tel : 0312 385 91 91 Yayıncı Sertifika No: 14749 Matbaa Sertifika No: 12385

İletişim

Karanfil 2 Sokak No: 45 Kızılay / ANKARA

Yayınevi: 0312 430 67 50 - 430 67 51

Yayınevi Belgeç: 0312 435 44 60

Dağıtım: 0312 434 54 24 - 434 54 08

Dağıtım Belgeç: 0312 431 37 38

Hazırlık Kursları: 0312 419 05 60

İnternet: www.pegem.net

E-ileti: pegem@pegem.net

(3)

ÖN SÖZ

Sevgili Öğretmen Adayları,

ÖABT FEN BİLİMLERİ / FEN VE TEKNOLOJİ konu anlatımlı setimiz dört kitap hâlinde düzenlenmiştir. "Fen Bilimleri / Fen ve Teknoloji 4. Kitap" adlı yayınımız Alan Bilgisi (Fizik, Kimya, Biyoloji, Yer Bilimi, Astronomi, Çevre Bilimi) ve Alan Eğitimi bölümlerini kapsamaktadır ve Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) Fen Bilimleri / Fen ve Teknoloji Öğretmenliği Alan Bilgisi Testi kapsamındaki soruları çözmek için gerekli bilgi, beceri ve teknikleri edinme ve geliştirme sürecinde siz değerli öğretmen adaylarımıza kılavuz olarak hazırlanmıştır.

Kitabın hazırlanış sürecinde, sınav kapsamındaki temel alanlarda kapsamlı alanyazın taraması yapılmış, bu kitabın gerek ÖABT ’de gerekse gelecekteki meslek hayatınızda ihtiyacınızı maksimum derecede karşılayacak bir başucu kitabı niteliğinde olması hedeflenmiştir.

Detaylı, güncel ve anlaşılır bir dilde yazılan konu anlatımları, çıkmış sorular ve detaylı açıklamalarıyla desteklenmiş, her ünite içeriği ÖSYM formatına uygun, çözümlü test sorularıyla pekiştirilmiştir. Ayrıca konu anlatımlarında verilen bilgi ve çözüm tekniklerine ek olarak uyarı kutucuklarıyla da önemli konulara dikkat çekilmiştir.

Yoğun bir araştırma ve çalışma sürecinde hazırlanmış olan bu kitapla ilgili görüş ve önerilerinizi pegem@pegem.net adresini kullanarak bizimle paylaşabilirsiniz.

Geleceğimizi güvenle emanet ettiğimiz siz değerli öğretmenlerimizin hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimlerine katkıda bulunabilmek ümidiyle...

Başarılar...

(4)

FEN BİLİMLERİ / FEN VE TEKNOLOJİ ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

ÖABT FEN BİLİMLERİ / FEN VE TEKNOLOJİ ÖĞRETMENLİĞİ, 50 sorudan oluşmakta ve Fen Bilimleri / Fen ve Teknoloji Öğretmenliği Alan Bilgisi (Fizik, Kimya, Biyoloji, Yer Bilimi, Astronomi, Çevre Bilimi) ve Alan Eğitimi alanlarındaki bilgi ve becerilerini ölçmeyi hedeflemektedir.

Öğretmenlik Alan Bilgisi Testinde çıkan sorular, Fen Bilimleri / Fen ve Teknoloji Öğretmenliği Lisans Programlarında verilen akademik disiplinlere paralel olarak hazırlanmaktadır. Sınavdaki Alan-Soru dağılımı aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.

Genel Yüzde Yaklaşık Yüzde Soru Sayısı

Alan Bilgisi Testi % 80 1 - 40

a. Fizik b. Kimya c. Biyoloji d. Yer Bilimi e. Astronomi f. Çevre Bilimi

% 24

% 22

% 22

% 4

% 4

% 4

1 - 12 13 - 23 24 - 34 35 - 36 37 - 38 39 - 40

Alan Eğitimi Testi % 20 41 - 50

Genel Kültür, Genel Yetenek ve Eğitim Bilimleri Sınavlarınıza ek olarak gireceğiniz Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi ile ilgili verilen bu bilgiler 2013-2014-2015 Fen Bilimleri / Fen ve Teknoloji ÖABT sınavı çerçevesinde hazırlanmıştır. Sınav içeriğinde yapılabilecek olası değişiklikleri ÖSYM'nin web sitesinden takip edebilirsiniz.

(5)

İÇİNDEKİLER

I. KISIM ALAN BİLGİSİ

1. BÖLÜM: YER BİLİMİ

JEOLOJİNİN TANIMI VE KONUSU ... 5

A. JEOLOJİNİN ANA BİLİM DALLARI... 5

B. YERKÜRE İLE İLGİLİ BİLGİLER ...5

Yer Yuvarlağının Şekli ve Boyutları ...5

Dünya'nın Şeklinin Sonuçları ...6

Dünya'nın Hareketleri ...6

Yer'in Geosferleri ...8

Yer'in İç Isısı ...9

Yer Çekimi ...10

Levha Hareketleri ...10

İzostasi ...11

Yer Yuvarının Yaşı ...12

Yer Kabuğunu Oluşturan Maddeler, Yer Kabuğunun Malzemesi: Taşlar (Kayaçlar) ...12

Başlıca Kayaçlar ...12

Tortul Taşlar ...13

Metamorfik (Başkalaşım) Kayaçlar ve Özellikleri ...14

Taşların Çözülmesi ve Çözülme Şekilleri...15

Toprak Oluşumu ...15

Toprak Oluşumunda Etkili Olan Faktörler ...15

Toprak Horizonları ...17

Toprakların Sınıflandırılması ...17

Dünya'yı Şekillendiren Kuvvetler ...19

Jeolojik Zamanlar ...24

ÇÖZÜMLÜ TEST ...27

ÇÖZÜMLER ...30

2. BÖLÜM: ASTRONOMİ

ASTRONOMİ, ASTRONOMİ TARİHİ, TEMEL KAVRAMLAR VE BİLİM DALLARI ... 35

EVREN VE YAPISI ... 37

GÜNEŞ SİSTEMİ VE GEZEGENLER ... 42

ASTRONOMİ İLE İLGİLİ KURUM VE KURULUŞLAR ...47

ÇÖZÜMLÜ TEST ...51

ÇÖZÜMLER ...54

3. BÖLÜM: ÇEVRE BİLİMİ

ÇEVRE BİLİMİ VE TARİHİ ... 57

A. Çevre ve Ögeleri ... 57

B. Çevrenin Boyutları... 57

C. Çevre Biliminin Tarihsel Gelişimi ... 57

(6)

vi

ÇEVRE EĞİTİMİ ... 59

A. Çevre Eğitimi Stratejilerinin Belirlendiği Toplantılar ... 59

B. Çevre Eğitimine Yönelik Yaklaşımlar ... 60

C. Çevre Okuryazarı Bireylerin Özellikleri ... 60

D. Türkiye’de Çevre Eğitimi ... 61

E. Türkiye’de Kalkınma Planları ve Çevre Eğitimi ... 61

EKOLOJİ ... 63

A. Ekosistemlerin Canlı Unsurları ... 63

B. Ekosistemler... 65

İNSAN VE ÇEVRE ... 70

A. Nüfus ve Çevre ... 70

B. Tarım ve Çevre ... 71

C. Sanayileşme ve Çevre ... 72

D. Enerji ve Çevre ... 72

E. Çevre Kirliliği ... 73

Çevre ile İlgili Mevzuat ve Kuruluşlar... 79

A. Ulusal Kuruluşlar ve Faaliyetleri ... 79

B. Uluslararası Kuruluşlar ve Faaliyetleri... 81

C. Çevreyle İlgili Ulusal ve Uluslararası Başlıca Sözleşmeler ve Kanunlar ... 82

ÇÖZÜMLÜ TEST ...83

ÇÖZÜMLER ...85

I I. KISIM ALAN EĞİTİMİ

FEN BİLİMLERİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI'NA GENEL BİR BAKIŞ ... 89

A. Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı'nın Temel Anlayışı ve Vizyonu ... 89

B. Fen Bilimleri Dersinin Yapısı ve Öğrenme Alanları ... 91

FEN BİLİMLERİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI'NDA BENİMSENEN STRATEJİ ve YÖNTEMLER ... 102

A. Araştırmaya – Sorgulamaya Dayalı Öğrenme ... 102

B. Proje Tabanlı Öğrenme (PTÖ) ... 103

C. İş Birliğine Dayalı Öğrenme ... 104

D. Argümantasyon Odaklı Öğrenme ... 105

E. Probleme Dayalı Öğrenme... 106

FEN LABORATUVARLARI GÜVENLİK SEMBOLLERİ ... 114

TEHLIKE SEMBOLLERİ... 115

ÇÖZÜMLÜ TEST - 1 ...120

ÇÖZÜMLER ...123

ÇÖZÜMLÜ TEST - 2 ...126

ÇÖZÜMLER ...130

ÇÖZÜMLÜ TEST - 3 ...133

ÇÖZÜMLER ...136

KAYNAKLAR ... 139

(7)

I. KISIM

ALAN BİLGİSİ

(8)

1. BÖLÜM

YER BİLİMİ

(9)

5

Yer Bilimi; genel anlamda gezegen olarak dünyanın güneş sistemi içindeki konumunu, kimyasal ve fiziksel özelliklerini, diğer gök cisimlerinden ayıran niteliklerini, iç ve dış kuvvetlerin etkisiyle geçirdiği değişimleri, ortaya çıkışından bugüne kadar üzerinde ve etrafında meyda- na gelen temel gelişim ve değişimleri ele alan ve “yer”

ile ilgilenen bilimler topluluğudur. Ayrıca dünya üzerinde canlıların ortaya çıkışından bugüne kadar süregelen de- ğişimlerini incelemektedir. Bu açıdan bakıldığında jeoloji, coğrafya, jeofizik, jeodezi, oşinografi (oseanografi), jeo- kimya ve meteoroloji alt disiplinlerine ayrılır.

JEOLOJİNİN TANIMI VE KONUSU

Jeoloji: Yer bilimlerinden biri olan jeoloji; yerkürenin özel- likle ortalama kalınlığı 35 km olan katı yer kabuğunu ve onu etkileyen fiziksel ve kimyasal özelliklerin neler oldu- ğu, iç ve dış kuvvetlerin onu nasıl etkileyip değiştirdiğini araştıran tarihsel doğa bilimidir.

Jeoloji, yer kabuğunun bileşimi, yapısı, organik ve inor- ganik gelişimi, iç ve dış kuvvetlerin etkisiyle uğradığı değişimler ve içinde bulunan bütün mineraller, maden- ler ve yer altı kaynaklarını incelemektedir. Bu bakımdan jeoloji; insan ve insan topluluklarının yeryüzüne dağılışı ile bu dağılışın nedenleri ve yeryüzü arasındaki ilişkileri ve etkileşimleri inceleyen coğrafya ile yerküreyi fiziksel yöntemlerle analiz eden ve araştıran diğer bir yer bilimi alt disiplini olan jeofizikten ayrılmaktadır.

Jeolojiden hangi alanlarda yararlanılmaktadır?

1. Kömür, petrol gibi önemli yer altı zenginliklerinin araştırılmasında, işletilmesinde

2. Yer altı sularının tespitinde 3. Yol, tünel, baraj gibi yapılarda 4. Çevre ile ilgili alanlarda

5. Yerküreyi çepeçevre saran atmosfer ve diğer gök ci- simlerini barındıran uzayı incelemede

6. Canlıların yaratılışından bugüne geçirdiği evrimleri araştırmada

A. JEOLOJİNİN ANA BİLİM DALLARI

1. Genel Jeoloji 2. Mineraloji 3. Petrografi 4. Uygulamalı Jeoloji 5. Maden Yatakları 6. Yapısal Jeoloji

1. Genel Jeoloji: Yer kabuğunun oluşumunda rol oyna- yan iç ve dış kuvvetlerin yaptıkları etkiler ve bunlar sonu- cunda ortaya çıkan değişiklikleri inceler.

Örnek

Dinamik jeoloji, Fiziksel jeoloji

2. Mineraloji: Minerallerin kimyasal, fiziksel ve optik özelliklerinden yararlanarak onları tanımlama ve sınıf- landırmayı konu alır.

3. Petrografi: Kayaçları inceleyen bilim dalıdır.

4. Uygulamalı Jeoloji: Çevre ve kent jeolojisi, yer altı suları, mühendislik yapıları, yapı malzemeleri, zemin özellikleri, kömür ve petrol gibi konularla ilgilenir.

5. Maden Yatakları: Ekonomik değere sahip, mineralle- rin bulunması ve çalışılmasını ele alır.

6. Yapısal Jeoloji: Diğer adıyla “tektonik”, yer kabuğu- nun yapısıyla, bu yapıyı oluşturan hareketlerle ve defor- masyonlarla ilgilenir.

B. YERKÜRE İLE İLGİLİ BİLGİLER

Yer Yuvarlağının Şekli ve Boyutları

Dünya: Kutuplardan basık, Ekvator'dan şişkin olarak kü- reye çok yakın bir şekildedir. Dünya'nın kendine has bu şekline geoid denir.

Güneş sisteminde gezegenlerden biri olan DÜNYA;

Güneş'e uzaklık bakımından 3. sırada yer alır.

Basıklık

şişkinlik Ekvator

Kendine has şekline geoid denir.

Yer'in geoid olduğunu nasıl anlarız?

1. Ekvator'un çevre uzunluğunun kutuplar çevresinden daha uzun olması

2. Aynı cismin Ekvator'da hafif iken kutuplarda daha ağır gelmesi

3. Yer çekiminin Ekvator'dan kutuplara doğru artması

Dünya'nın Boyutları

Ekvator Çevresi 40.076 km Kutuplar Çevresi 40.009 km Ekvator Yarıçapı 6378 km Kutuplar Yarıçapı 6357 km Basıklık Oranı 1/297 km Yüz Ölçümü 510.100.000 km2

Hacmi 1.083.320.000 km3

(10)

6

Dünya'nın Şeklinin Sonuçları

1. Paralel dairelerinin uzunluğu Ekvator'dan kutuplara doğru gidildikçe küçülür.

E

2. Dünya'nın yarısı karanlık iken diğer yarısı aydınlıktır.

3. Meridyenlerin boyları eşittir. Bu durum bütün merid- yenlerin bir kutuptan diğerine uzanmasının sonucu- dur.

4. Ardışık meridyenler arasındaki mesafe Ekvator'dan kutuplara doğru gidildikçe azalır.

0° 60° 90°

90° 55,5

111 km

5. Yerin ekseni çevresindeki çizgisel dönüş hızı Ekvator'dan kutuplara doğru azalır.

Ekvator'da 1670 km/saat olan çizgisel hız ku-

NOT

tup noktalarına doğru düzenli azalır ve kutup noktalarında sıfır olur.

6. Harita çizimlerinde şekil ve alan bozulması meydana gelir.

7. Ekvator'dan Kuzey Kutbu'na doğru gidildikçe Kutup Yıldızının görünüm açısı büyür.

8. Bir noktadan aynı yöne gidilirse tekrar aynı noktaya ulaşılır.

9. Güneş ışınlarının düşme açısı Ekvator'dan kutuplara doğru gidildikçe azalır.

10. Güneş ışınlarının Ekvator çevresine büyük, kutuplar çevresine küçük açılarla gelmesi nedeniyle Ekvator çevresi sürekli termik alçak basınç, kutuplar çevresi ise sürekli termik yüksek basınç alanları durumun- dadır.

Dünya'nın Hareketleri

Yer'in 2 türlü hareketi vardır. Bunlardan birincisi, kendi ekseni çevresindeki hareketi; ikincisi, Güneş çevresinde- ki yıllık hareketidir.

1. Dünya'nın Günlük Hareketi

Yerküre günlük hareketini kutuplardan geçtiği varsayı- lan ekseni çevresinde batıdan doğuya doğru 24 saatte tamamlar. Bunun sonucunda bir Güneş günü meydana gelir.

Dünya'nın Günlük Hareketinin Sonuçları (Kendi Ekseni Etrafında Dönmesi) 1. Gece ve gündüz meydana gelir. (1 gün)

2. Gün içinde güneş ışınlarının yere düşme açısı değişir.

Güneş'in sabah doğuşundan akşam batışına

NOT

kadar ufuk düzleminde yer değiştirmesi ışınla- rın yeryüzüne farklı açılarla düşmesine neden olur.

Doğu Sabah Öğle 12.00

Akşam

Batı A Merkezi

Güneş ışınlarının düşme açısının değişimine bağlı ola- rak gün içinde sıcaklık değerleri değişir.

KRİTİK NOKTA: Güneş ışınlarının geliş açısına bağlı olarak sıcaklık ortalamaları değişiyor olsa da günün en sıcak anı güneş ışınlarının en büyük açı ile geldiği öğle saatlerinde yaşanır. (13.00−14.00)

Günün en soğuk vakitleri, gece boyunca atmosferin ve yer- yüzünün ısı kaybetmesinden dolayı sabahın ilk saatleridir.

3. Gündüz havanın ısınma, gece ise soğumasına bağlı olarak günlük sıcaklık farkları oluşur.

Örnek

Gündüz en yüksek sıcaklık 20°C, gece ise en düşük 4°C olduğunda 16°C günlük sıcaklık farkı oluşur.

(11)

7

Günlük Sıcaklık Farklarının Sonuçları

a) Deniz−kara ile dağ−vadi arasında hafif şiddetli meltem rüzgârları oluşur.

b) Kayalarda mekanik (fiziksel) çözülme hızı artar.

4. Yerin geoid şekli meydana gelir.

5. Çizgisel ve açısal hızlar ile savrulma kuvveti meyda- na gelir.

6. Cisimlerin gün içerisindeki gölge boyu (uzunlukları) değişir. (Güneş ışınlarının yere düşme açısına bağlı olarak)

7. Yerel saat farkları oluşur. (Doğuda bulunan yerlerde yerel saat ileri, batıda ise daha geridir.)

Örnek

İstanbul 11.32

Osmaniye 12.00

Iğdır 12.32

Dünya batıdan doğuya doğru döner. Doğuda-

NOT

kiler güneşi batıdakilerden daha önce görür.

8. Sürekli rüzgârlar ve okyanus akıntıları sapmaya uğ- rar. Bu durum yerin ekseni çevresinde dönmesi sıra- sında oluşan, "Koriyolis Kuvveti" ile ilgilidir.

Bu sapma doğrultusu Kuzey Yarım Küre'de esiş yönü- nün sağına doğru, Güney Yarım Küre'de esiş yönünün soluna doğru gerçekleşir.

9. Hava kütlelerinin yükselici hareket yaptığı 60°para- lelleri civarında Dinamik Alçak Basınç, alçalıcı hare- ket yaptığı 30° paralelleri civarında ise Dinamik Yük- sek Basınç alanları oluşur.

2. Dünya'nın Yıllık Hareketi

Dünya Güneş çevresindeki yıllık hareketini elips şeklinde bir yörünge üzerinde yapar. Bu hareketini yaklaşık olarak 365 gün 6 saatte tamamlar. Buna 1 yıl denir. Dünya 939 milyon km'lik yörüngesi üzerinde saatte 108 bin km hızla hareket eder.

Dünya'nın Yıllık Hareketinin Sonuçları (Güneş Etrafında Dönmesi)

(Gündüz-gece eşitliği)

(Gündüz-gece eşitliği) Güz (Sonbahar) 4 Temmuz

Günöte

3 Ocak Günberi

(Gün dönümü) 152 milyon km

147 milyon km (Gün dönümü)

21 Mart

21 Aralık

23 Eylül

21 Haziran İlkbahar Kış

G

Yaz

( (S

Dünya’nın Güneş etrafındaki hareketi sırasında izledi- ği yola yörünge denir. Dünya’nın yörüngesinden geçen düzleme yörünge düzlemi veya ekliptik düzlem adı verilir.

Dünya'nın Yörüngesinin Elips Biçiminde Olmasının Sonuçları

1. Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığı sabit değildir. Gün- beri (3 Ocak) ve günöte (4 Temmuz) dönemlerinin yaşanmasına neden olur.

2. Güneş’in Dünya’ya uyguladığı çekim kuvveti değişir.

3. Güneş’in uyguladığı çekim kuvvetinin farklı olması Dünya’nın Güneş çevresindeki hızının da değişme- sine neden olur.

4. Dünya Güneş’e yaklaştığı zaman (günberi dönemin- de) Güneş’in çekim etkisinden kurtulmak için daha hızlı döner. (3 Ocak)

Bunun sonucunda:

a) Şubat ayı diğer aylardan farklı olarak 28 gün sürer.

b) KYK’de kış mevsimi GYK’den 2 gün kısa sürer.

5. Dünya, Güneş’ten uzaklaştığı zaman (günöte) Güneş’in çekim etkisi azaldığı için yörünge etrafında daha yavaş döner. (4 Temmuz)

Bunun sonucunda:

a) Sonbahar ekinoksu 21 Eylül’de meydana gelme- si gerekirken 2 gün gecikme ile 23 Eylül’e sarkar.

b) KYK’de yaz mevsimi GYK’den 2 gün uzun sürer.

Şubat ayının 4 yılda bir 29 gün çekmesi,

NOT

Dünya'nın yıllık hareketi sonucunda orta- ya çıkan artık zamanın (Gura) toplanıp bir güne eşit olmasıyla alakalıdır.

(12)

8

Dünya'nın Eksen Eğikliğinin Sonuçları

Kuzey kutup dairesi

Güney kutup dairesi

Ekliptik Ekvator

66°33′

23°27′

Yengeç Dönencesi

Oğlak Dönencesi

Ekliptik eksen ile Dünya’nın ekseni birbiri ile çakışmaz ve aralarında 23°27′ lık bir eğiklik vardır. Bu eğikliğe Dünya’nın Eksen Eğikliği denir.

Ekvatoral Kuşak: 23°27′ Kuzey Yengeç dönencesi ile 23°27’ Güney Oğlak dönencesi arasında kalan bölgedir.

Güneş ışınları dönencelere yılda bir kez, dönenceler ara- sındaki herhangi bir noktaya ise yılda iki kez dik açı ile düşer.

Orta Kuşak: Her iki yarımkürede 23°27′ dönenceler ile 66°33′ kutup daireleri arasında kalan bölgedir. Güneş ışınlarının yeryüzüne düşme açısının değişimine bağlı olarak dört mevsimin belirgin yaşandığı bölgedir.

Kutup Kuşağı: 66°33′ kutup daireleri ile 90° kutup nok- taları arasında kalan bölgedir. Kutup kuşağında 24 saati aşan gece ya da gündüzler oluşur.

1. Mevsimler oluşur. Mevsimlerin Kuzey ve Güney ya- rımküreye göre değişmesine neden olur.

2. Matematik iklim kuşaklarının sınırlarını belirler.

23°27'

23°27' 66°33'

66°33' 90°

90°

Kutup Kuşağı Orta Kuşak

Orta Kuşak Tropikal Kuşak Tropikal Kuşak Kutup Kuşağı

3. Bir yere güneş ışınlarının yeryüzüne düşme açısı yıl boyunca değişir.

4. Gece ve gündüz süresi arasındaki fark Ekvator'dan kutuplara gidildikçe artar.

5. Gece ve gündüz süreleri yıl içinde değişir.

6. Aynı anda Kuzey ve Güney Yarım Kürelerde farklı mevsimler yaşanır.

7. Mevsimlik sıcaklık farkları oluşur.

8. Güneşin yeryüzündeki herhangi bir merkezdeki ufuk düzlemi üzerinde doğduğu ve battığı noktalar yıl bo- yunca yer değiştirir.

9. Güneş ışınlarının dik açıyla gelebildiği enlemlerin sı- nırlarını belirler. Yıl boyunca dönencelere 1 kez, dö- nenceler arasına 2 kez dik açıyla gelir.

10. Aydınlanma Çemberi mevsimlere göre değişir. Ay- dınlanma Çemberinin teğet olarak geçtiği enlemlerin sınırını belirler. Aydınlanma Çemberi yıl boyunca ku- tup noktaları (90°) ile kutup daireleri (66°33') arasın- da sürekli yer değiştirir.

11. Kara ve denizler arasında sıcaklık farkları oluşur.

12. 21 Mart - 23 Eylül tarihleri arasında Kuzey Yarım Küre'de gündüz süreleri uzar, gece süreleri kısalır.

23 Eylül - 21 Mart tarihleri arasında ise tersine gece süreleri uzar, gündüz süreleri kısalır.

Yer'in Geosferleri (Yer'in İç Yapısı)

Yer Yuvarlağı: Sıcaklık, kalınlık, yoğunluk bakımından farklı iç içe katmanlardan meydana gelir.

Yer'in katmanlarını içten dışa doğru sıralayacak olursak deprem dalgalarından yararlanarak bu katmanların özel- liklerini sıralayabiliriz.

• Çekirdek

• Manto

• Taşküre (Litosfer)

Çekirdek (Ağır Küre ya da Barisfer de denir).

• Yer'in en iç kısmında yer alır. Yoğunluğu 10 g/cm3 aşar. Yoğunluğu mantonun 2 katıdır.

• Çekirdek iki kısma ayrılır.

a) Dış Çekirdek b) İç Çekirdek

Dış Çekirdek: Yapısındaki erimiş hâlde Nikel−Demir karışımından meydana gelir. Dış Çekirdek çekirdeğin 2980-5120 km'ler arasındaki kısmında yer alır.

İç Çekirdek: Yapısındaki katı hâlde bulunan Nikel−De- mir karışımından oluşur. İç Çekirdek çekirdeğin 5150- 6371 km'ler arasındaki kısmında yer alır.

Manto (Ateş Küre ya da Pirosfer de denir).

• Yer kabuğunun altında Litosfer ile Çekirdek arasında yer alır. 100−2890 km'ler arasında yer alır.

• Manto'nun sıcaklığı 1900−3700 °C arasında iken yo- ğunluğu 3,3−5,5 g/cm3 arasında değişir.

• Yapısında silisyum, nikel, demir ve magnezyum bu- lunur.

• Mantoda alçalıcı ve yükselici hareketler görülür. Bu- nun nedeni alt ve üst kısımlarının yoğunluk farkından dolayı yerin içine sokulup yer kabuğuna doğru yük- selmesidir.

(13)

9

Manto'nun üst kesimi yüksek basınç ve sı-

NOT

caklıktan dolayı elastiktir. Alt kesimleri ise sıvı hâldedir.

Yani yoğunluk farkından dolayı kızgın akıcı madde magma yer kabuğuna doğru yükse- lirken yoğunluğun fazla olduğu kesimlerde magma yerin içine doğru hızla ilerler.

Litosfer (Taşküre)

(Yer kabuğunun ortalama 35 km'lik üst kısmına yer kabuğu denir).

• Kalınlığı ortalama 100 km'dir.

• Yapısı silisyum-alüminyum bileşimindeki taşlardan oluşmuştur. Kalınlığı 50 km bulan sial yer kabuğu- nun en üst katmanıdır. Çoğunlukla bu katman kıtaları oluşturur. Okyanus tabanlarında incelir ve kaybolur.

• Yer kabuğunun altındaki bölüm silisyum ve magnez- yumdan oluştuğu için sima adı verilir.

Sima ince bir katmandır. Kalınlığı 4−12 km arasında olup okyanus tabanlarını oluşturur.

Yer kabuğu

Sial Sima

Kalınlığı: 4-12 km Okyanus tabanlarını oluşturur.

Kalınlığı: 50 km

Okyanus tabanlarında incelir.

Büyük okyanus tabanının bazı bölümlerinde hiç görül- mez. (sial)

Jeoterm Basamağı: Yeryüzünden yerin derinliklerine gidildikçe her 33 m'de sıcaklığın 1° artmasına jeoterm basamağı denir.

Yeryüzü

Jeoterm basamağı

33 m = 1°C artar.

ÖABT Çıkmış Soru

I. Biyosfer II. Hidrosfer III. Fotosfer IV. Atmosfer

Yukarıda verilenlerden hangisi Dünya'nın birbiri ile etkileşim hâlinde bulunan küreleri arasında yer almaz?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) III ve IV Çözüm:

Dünya'nın birbiri ile etkileşim hâlinde bulunan:

• Biyosfer: Canlı küre

• Hidrosfer: Su küre

• Atmosfer: Hava küre

• Litosfer: Taş küre gibi küreleri bulunur.

Ancak fotosfer (ışık küre) Güneş'in görünen parlak yü- zeyine verilen isimdir.

Cevap C

Yer'in İç Isısı

Güneş sisteminin meydana geldiği zamanda, çok sayıda küçük parçanın birlikte yerküreyi meydana getirdiklerin- de ortaya çıkan enerjiye yerin iç ısısı denir.

Yerküreyi meydana getiren bu küçük parçacıkların ya- vaşlamalarıyla ve kinetik enerjinin açığa çıkmasıyla bir- likte meydana gelen yeni gezegenin kütle çekim gücü etkisiyle de Dünya'nın merkezinde (çekirdeğinde) yoğun- laşma sonucu açığa potansiyel enerji çıkar. Açığa çıkan enerji sıvılaşma sıcaklığının çok üzerinde bir sıcaklığa erişir.

4,6 − 3,8 milyar yılları arasında kozmik çarpış-

NOT

maların yoğun olduğu bu dönemlerde, yeni ısı taşınmalarına aralıklarla bu kozmik çarpışma- ların neden olduğu düşünülmekteydi. Fosil ısı olarak bilinen bu ısıya yerkürenin katmanla- rının erken dönemlerde farklılaşmasında ne olduğu fikri bugün önemini yitirmiştir.

(14)

10

Yer Çekimi

Cisimleri, Yer'in (Dünya'nın) merkezine çeken kütle çeki- midir. Kütle çekimi dünya tarafından gerçekleşir.

Yer çekimi, cismin ağırlığı yönünde yani Dünya'nın mer- kezine doğrudur. Yer çekimi ivmesi: "g" ile gösterilir.

İvme: Bir cismin hızının zamanla değişim hızına denir.

Yer çekimi, Dünya'nın yüzeyinde bulunulan konuma göre değişir.

Bir cismin ağırlığı fazla ise Dünya'nın merkezine yaklaşır.

Bir cismin ağırlığı az ise Dünya'nın merkezinden uzak- laşır.

Kütle büyüdükçe, yer çekimi kuvveti de büyür.

Dünya'nın şekli nedeniyle bir cismin kutup-

NOT

lardaki yarıçapı, Ekvator'daki yarıçapından küçüktür. Yani bir cisim Dünya'nın merkezi- ne yaklaştıkça ağırlığı artarken merkezden uzaklaştıkça ağırlığı azalır.

Dünya kutuplardan basık olduğu için, kutup- lardaki yarıçap Ekvator'daki yarıçaptan bü- yüktür. Nedeni yerin merkezine daha fazla yaklaşılmasıdır.

• Uzayda yer çekimi yoktur. Burada cismin ağırlığı sı- fırdır.

Levha Hareketleri

• Levha hareketleri veya levha tektoniği olarak da bilinir.

• En geniş anlamıyla litosferin yapısını ve bu yapıyı doğuran evrimi araştıran jeoloji dalıdır.

Birbirine yaklaşan levhalar bir süre sonra birbiriyle çarpışır.

• İki levhanın çarpışmasıyla oluşan yeryüzü şekli, lev- haların türüne göre değişir.

Depremlere ve yanardağların oluşumuna neden olur.

• Yanardağların çoğu da genellikle erimiş kayaların levhadaki çatlaklardan yararlanarak fışkırdığı levha sınırında yer alır.

Kıtaların Kayması:

• Alfred Wegener'in "kıtaların kayması 1915'de "ku- ramının geliştirilmesi sonucu oluşmuştur.

• Başlangıçta tüm kıtaların Pangea adında tek bir kıta olduğu, sonradan parçalanarak zamanla günümüz- deki yerlerine ulaştığı görüşünü ortaya attı.

• Dünya'nın yüzeyi kesintisiz gibi görünüyorsa da, ger- çekte dev boyuttaki bir yap-boz gibi birbirine geçen parçalardan oluşmaktadır.

• Levha adı verilen bu parçalar, çok yavaş olarak sü- rekli biçimde birbirlerine göre hareket ederler.

• Wegener teorisine göre kıtalar birinci zamanın ikinci yarısına kadar tek bir parça hâlinde idi.

• II. ve III. zamanlarda kıtalar parçalanarak birbirinden uzaklaşmıştır.

• Kıtaların arasındaki boşluklara suların dolmasıyla okyanus ve denizler meydana gelmiştir.

• A. Wegener’in teorisi geliştirilerek 1950’de levha tek- toniği teorisi adıyla yeni bir teori ortaya atıldı.

• Bu teoriye göre yer kabuğu levha ya da tabla adı ve- rilen çok büyük parçalar hâlindedir ve manto üzerin- de yüzer hâldedir.

• Bu nedenle kimi zaman birbirinden uzaklaşırken, kimi zaman da birbirlerine yaklaşırlar.

• Levhaların birbirinden uzaklaşması sonucu okyanus tabanlarındaki kırıklar genişler ve bazaltik lavlar or- taya çıkar.

• Bunlar katılaşarak kıtaların kenarlarına eklenir. Bu- nun sonucunda kıtalar birbirinden uzaklaşır ve okya- nus tabanları genişler.

(15)

11

1. İki Okyanusal Levhanın Çarpışması: Bu levhalar karşılaştığında ikisi de birbirinin altına dalmaya çalışır.

Yoğunluğu fazla olan levha alta dalmayı başarır. Bu dal- ma nedeniyle yüzeyde derin hendekler oluşur. Alta dalan levha bu bölgede erir ve magmaya karışır. Daha sonra zayıf bulduğu bir noktadan yeryüzüne çıkmaya çalışır ve volkan adaları oluşur. Filipinlerdeki pek çok ada bu şekil- de oluşmuştur. Ör: Japonya, Filipinler ve Mariana Çukuru.

2. İki kıtasal levhanın çarpışması: Kıtasal levhaların yoğunlukları az olduğu için karşılaştıklarında genellikle batmazlar. Bu levhalar yaklaşarak çarpıştıklarında yer kabuğu çok büyük kıvrımlar oluşturacak şekilde kenar- lara itilir ve milyonlarca yıl içinde gerçekleşen bu olaylar sonucunda kıvrımlı sıradağlar oluşur. Ancak bu oluşum her zaman dağ oluşmasıyla sonuçlanmaz. Levhalar çok güçlüyse dağ oluşumu gerçekleşmez ve yer kabuğu eği- lebilir, yatık bir hâl alabilir ya da kırılabilir. Örnek: Himala- ya dağlarının oluşumu ve Ege Bölgesi'ndeki Boz Dağlar bu şekilde gerçekleşmiştir.

3. Okyanusal ve Kıtasal Levha Çarpışması: Okyanu- sal ve kıtasal levhaların yoğunlukları birbirinden farklıdır.

(Okyanusal levhanın yoğunluğu daha fazladır.) Bu tür iki levha karşılaştığında yoğunluğu daha fazla olan okyanu- sal levha, kıtasal levhanın altına doğru dalar ve erimeye başlar. Okyanusal levhaların battığı bölgede yüzeyde bir hendek (çukur) oluşur. Bu olayın meydana geldiği böl- geye dalma-batma bölgesi denir. Ateş küre içinde daha derinlere inmeye başlayan okyanusal levha erimeye

başlar ve magmaya karışır. Magma da zayıf noktalardan yeryüzüne doğru yükselerek yanardağ kümelerinin olu- şumuna neden olur. Örnek: Güney Amerika Levhasının altına giren Nazca Levhası’nın yol açtığı And Dağları buna örnektir.

4. Levhaların Uzaklaşma Hareketi: Birbirinden uzakla- şan levhalar arasında yarıklar oluşur. Magma bu yarık- lardan dışarı çıkar ve soğur. Böylece levhalar birbirinden uzaklaşamaya devam eder. Milyonlarca yıl devam eden bu hareketlilik yeni okyanusların oluşmasına ya da mev- cut okyanusların şekil değiştirmesine neden olur. Ateş kürede meydana gelen konveksiyon hareketi zaman zaman da levhaların birbirinden ayrılmasına neden olur.

Birbirinden uzaklaşan levhalar sınırda magmanın çoğu levhanın kenarlarında katılaşıp kalırken bir kısmı da çat- laklardan yüzeye çıkarak yayılma sırtları olarak adlandı- rılan volkanik sıradağları oluşturur. Sürekli olarak biçim değiştiren okyanus tabanları zaman zaman yok olsa da bunların yerine yenileri oluşur.

ÖABT Çıkmış Soru

Kıtaların kaymasına ilişkin ayrıntılı tezini 1912 yılında ortaya koyan Alfred Wegener, çok sayıda veriden yararlanarak jeolojik zamanın büyük bölü- mü boyunca --- ile isimlendirdiği tek bir kıtanın bulunduğunu ileri sürmüştür.

Yukarıda verilen paragrafta boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?

A) Gondwana B) Pangea C) Lavrasya D) Avrasya E) Antartika Çözüm:

1912 yılında kıtaların kaymasına ilişkin ayrıntılı tezini ortaya koyan Alfred Wegener, çok sayıda jeolojik ve jeomorfolojik veriden yararlanarak jeolojik zamanın bü- yük bir bölümü boyunca "Pangea" olarak isimlendirdiği tek bir kıtanın bulunduğunu ileri sürmüştür.

Cevap B

İzostasi

Yer kabuğunun kütleleri ve yoğunlukları birbirinden farklı büyük blokları arasındaki denge durumuna denir.

Bu terim ilk kez 1889'da Amerikalı C. E. Dutton tarafın- dan kullanılmıştır.

Bu prensibe göre yüksek dağlık bölgeler, çevrelerinde- ki basık araziye göre daha hafif maddelerden meydana gelmiştir. Yer kabuğunun ağır olan kısımları yer kabuğu-

(16)

12

nun altında bulunan mantoya batıp çıkarken yüzer hâlde bulunan bu bölümler sürekli aşınma sonucunda yontulur ve yontulan bu bölümler hafifler ve yükselir. Yer kabu- ğunun başka kısımlarında ise sürekli birikmeler (tortulan malar) olursa buranın yükü ağırlaşarak çökmeye başlar.

İşte bu tortullanmalar yükselip alçalma hareketleriyle za- manla bir denkleşme ortaya çıkarır. Bu duruma izostasi denilmektedir.

Yer Yuvarının Yaşı

Yer yuvarının yaşı hakkında bilim adamları çeşitli araş- tırmalar ve hesaplamalar yapmışlardır. Yer yuvarının ya- şıyla ilgilenen bilim dalına tarihsel jeoloji denir. Tarihsel jeoloji, yer kabuğunun geçmişini bazı bölümlere ayırmış- tır. Bu bölümlere jeolojik devirler denilmiştir.

Jeolojik devirler, aynı insanlık tarihinin devirleri gibi, önemli olayların başlayış ve bitiş tarihlerine göre belir- lenmiştir. Bunlar:

1. Buzul dönemlerinin yaşanması 2. Dağ oluşumu hareketi

3. Bitki ve hayvan türlerinin ortaya çıkması ve yok olması Jeolojik devirlerde iklim, canlılar, volkanizma, dağ olu- şumu hareketleri bakımından farklı olaylar ve özellikler görülmüştür. Bu farklı olay ve özellikler o jeolojik devirden zamanımıza kadar gelmiştir. I. Jeolojik Devir'de canlı izi görülmemiştir. Bu dönemde ilkel canlılar ortaya çıkmıştır.

Zamanımıza doğru bitki ve hayvan türleri çoğalmış, son olarak Holosen'de insan ortaya çıkmıştır.

Yer kabuğunun yaşı, yaklaşık 4,5 milyar yıldır.

Yer Kabuğunu Oluşturan Maddeler

Yer Kabuğunun Malzemesi: Taşlar (Kayaçlar) Yerkürenin dış katmanını yer kabuğu oluşturur. Yer kabu- ğuna litosfer de denir.

Yer kabuğunun ana malzemesi taşlar (kayaçlar)dır.

Taş (kayaç): Yer kabuğunu oluşturan, organik maddeler- den ve çeşitli minerallerden oluşan katı doğal maddelere kayaç (taş) denir.

Taşları inceleyen bilime petrografi denir.

NOT

Mineral: Belirli bir kimyasal yapıya sahip olan ve yer kabu- ğunun asıl elemanı olan doğal, inorganik ve katı maddedir.

Kayaçların tümü değişik minerallerin bir ara-

NOT

ya gelmesinden oluşmuştur.

Minerallerin en yumuşağı TALK, en serti ise elmas'tır.

Element: Minerallerin en küçük yapı taşına denir. Ka- yaçların yapı malzemesi de minerallerdir.

Minerallerin Özellikleri

• İnorganiktir.

• Doğal olarak oluşur.

• Genelde katı hâlde olur. Nadiren de sıvıdır.

• Bütün özelliklerini herhangi bir parçası da taşır.

• Belirli bir bütünün kimyasal formülleri vardır.

Başlıca Kayaçlar

Yer'in üstünde ve içinde bulunan bütün taşların kökeni magmadır. Fakat bunların bir kısmı bazı olaylar sonucu farklı özellikler kazanmıştır.

Bu nedenle oluşum bakımından taşlar 3 gruba ayrılır.

1. Püskürük (magmatik) Taşlar 2. Tortul Taşlar (sedimanter) 3. Başkalaşım (metamorfik) Taşlar

Ayrışma ve erozyon

Yükselme Yükselme

Yükselme

Isı ve basınçta artış

SEDİMAN

SEDİMANTER KAYAÇ MAGMATİK

KAYAÇ

METAMORFİK KAYAÇ

MAGMA

Karalar üzerinde ve denizlerde birikme

Soğuma

Ergime

Gömülme ve taşlaşma

Isı ve basınç

Isı ve basınç

Resim 1

1. Püskürük (Magmatik Kayaçlar)

Bu taşlar, Yer'in derinliklerinde içerisinde kızgın gazların bulunduğu erimiş hâldeki magmanın, Yer'in derinliklerin- de yuvalar içinde (magma cepleri) yer alır. Magmanın bu yuvalardan çıkarak yer kabuğundaki çatlaklara veya yer- yüzüne ulaşarak püskürmesi sonucunda meydana gelen olaya da magmatizma denir.

Magma yer kabuğu içerisinde katılaşırsa iç püskürük taş- ları meydana getirir. Yeryüzüne kadar püskürtülebilirse bu olaya volkanizma denir ve bu olay sonucunda dış püskürük taşlar meydana gelir.

(17)

13

A. Dış Püskürük Kayaçlar

ü Magmanın yer kabuğundaki çatlaklar boyunca yer yüzüne çıkıp soğuması ile oluşurlar.

ü Soğumaları hızlı olduğu için ince kristalli bir yapı gös- terirler.

ü Soğumaları esnasında hava ile temas ettikleri için yanmaları renklerini koyu yapmıştır.

Örnek: Andezit, Bazalt, tüf, Obsidiyen (Volkan camı), Süngertaşı

B. İç Püskürük Kayaçlar

ü Magmanın yerin üstüne çıkamadığı zaman yerin de- rinliklerinde soğuması ile oluşurlar.

ü Soğumaları yavaş olduğu için iri kristalli bir yapıya sahiptirler.

ü Soğumaları esnasında hava ile temas etmedikleri için genellikle açık renklidirler.

Örnek: Granit, Siyenit, Diorit, Gabro

1. En yaşlı kayaçlardır.

NOT

2. Tabakasız yapıdadır.

3. İçlerinde fosil bulunmaz.

2. Tortul Kayaçlar (Sedimanter Kayaçlar) ü Kökenleri magmadır.

Tortul Taşlar: Yeryüzüne ulaşan püskürük (magmatik) taşlar akarsu, rüzgâr aşındırması ve güneşlenme gibi dış olaylarla karşı karşıya kalır. Bu etkenlerle taşlar çözülür ve bu çözülme sonucunda oluşan küçük parçacıklar, de- niz ve göl diplerinde, çukur yerlerde birikerek çökelir. İşte bu şekilde oluşan taşlara tortul taşlar adı verilir.

Tortullaşma: Dış güçlerle aşınıp taşınan iri

NOT

çakıllardan en ince kum ve çamurlara değin, her türlü yer kabuğu malzemesinin deniz, göl, akarsu diplerinde veya karaların çukur yerle- rinde çökelmesi olayı.

Tortul Taşlar

Kimyasal Tortul Taşlar Travertenler, kireç taşı (kalker), tuz Fiziksel Tortul Taşlar Çakıl taşı (konglomera), kum

taşı (gre), kil taşı(şist) Organik Tortul Taşlar Taş kömürü, linyit, mercan

kayaçları, tebeşir

1. Kimyasal Tortul Taşlar

Sular tarafından kimyasal yollarla eritilerek çökelmiş taş- lardır.

Örnek

Pamukkale travertenleri

Traverten: Kireçli sularda içinde mevcut olan CO

2 uçup kirecin çökelmesi sonucu oluşan tortul taşlardır.

Bilgi: Kimyasal tortul taşlardan yurdumuzda en yaygın olan kireç taşıdır. Yurdumuzun güney ve güneybatısında geniş yer kaplayan taşlardır.

Bilgi: Tuz Gölü sularının buharlaşması sonucu geriye kalan tuzun çökmesiyle kimyasal tortul toz olan tuz mey- dana gelir.

2. Fiziksel (Mekanik) Tortul Taşlar

Bu taşlar, dış olaylardan (kuvvetlerden) akarsu, buzul, rüzgâr ve dalgaların yeryüzünden kopardıkları taşların, çukur yerlerde birikmesi ve tortullaşması sonucu oluşur.

Örnek

Kumlar, killer, çakıl bu gruba dâhildir. İri çakıllara çakıl taşı (konglomera) kum tanelerinden oluşanlara kum taşı, kil tanelerinden oluşanlara kil taşı (şist) denir. Fiziksel (mekanik) tortul taşlar içindeki taneler eğer köşeli ise bunlara breş adı verilir.

3. Organik Tortul Taşlar

Bunlar, bitkisel ve hayvansal kalıntıların çukur alanlarda birikip tortullaşması ile oluşan taşlardır.

Örnek

Taş kömürü ve linyitler bitki artıklarından oluşmuş tortul taşlar iken, mercan kayaçlar ve tebeşir hayvan kalıntıla- rından oluşmuş organik tortul taşlardır.

Mercanlar zamanla üst üste birikip taşlaşarak

NOT

mercan kalkerlerini oluşturur. Mercanlar, kal- ker üretkeni kabul edilen organizmalardır.

Resim 2: Taş Kömürü

(18)

14

Resim 3: Mercan Ada (Atol)

Mercanlar, yığınak ya da tek olarak genelde tutunarak denizel ortamda yaşayan çok hücreli canlılardır. Yığınak (resif meydana getiren) mercanlar, suyun 20°C az olma- dığı, derinliğin 60 m'yi geçmediği, suyun akıntılı ve temiz olduğu alanlarda çok gelişir.

Yığınaklar karaların kenarlarında resifleri, adaların kena- rında ise atolleri oluşturur. Kısmen karaların genişleme- sine katkıda bulunur.

Mercanların uygun ortam bulduğu alanlara en güzel ör- nek MALDİV ADALARI'dır.

Metamorfik (Başkalaşım) Kayaçlar ve Özellikleri METAMORFİZMA: Yer'in derinliklerinde fiziksel ve kim- yasal yollarla sıcaklık ve basınç nedeniyle katı hâllerinde meydana gelen mineral değişikliğine denir.

Mineraller, belli bir sıcaklık ve basınç altında bulunur. Her mineralin kendine özgü bir sıcaklık ve basıncı vardır. Sı- caklık ve basıncında artma ve azalmalar mineral değişi- minin başlamasına neden olur.

Metamorfizmanın asıl nedeni budur.

Mermer arduvaz başkalaşım kayacıdır.

NOT

Metamorfik kayaçların en önemli özelliği: Bu kayaçların birbirine paralel düzlemler boyunca, çok kolay ve dilim dilim bölünmesidir.

ü Kalker → Mermer ü Granit → Gnays ü Kömür → Elmas ü Kil taşı → Şist ü Kum taşı → Kuvarsit

Metamorfik kayaçlar yapraklı yapıya sahip olmasıyla;

• arduvaz zemin,

• çatı,

• kaldırım kaplamasında

kullanılmaktadır. Ayrıca bir arada binalarda dekor malzemesi olarak kullanılır. (Gri, si- yah, kırmızı, mor renklerdedir.)

NOT

Özellikleri

ü Fosil bulundurmaz.

ü Sert bir yapıdadır.

ü Tabakalar hâlindedir.

ü Yapraklı bir yapıya sahiptir.

ü Fillat: Kilin başkalaşmasıyla oluşmuş yaprak taşla- rıdır.

Su taşları olarak kullanılan taşlar, metamor-

NOT

fik kayaçlardır.

Örnek

Aşağıda verilen kayaç türlerinden hangi ikisi başkalaşım taşlarıdır?

A) Kömür - Mercan Kalkesi B) Granit - Bozalt

C) Elmas - Mermer D) Kil taşı - Kum taşı E) Traverten - Bor

Çözüm:

Kömürün başkalaşması ELMAS'ı, kalkerin başkalaş- ması MERMER'i oluşturur.

Cevap C

Referanslar

Benzer Belgeler

Bazı kelime kök veya gövdelerinin, tarihi devreler içinde, anlam genişlemesine uğrayan kelimelerin dışında, aynı nesne ve aynı hareketler için kullanılması

Yapılan incelemede iki yayın yazar grubunun daha önce aynı merkezde çalıştıklarına dair bilgiye ulaşılamadığı için sonuçta olay aşırma=plagiarism olarak kabul

1971, s.. yy Osmanlı sarayının yüzünü batıya çevirdiği, bununla beraber doğu kültürünün önemli bir öğesi olan hat sanatına yeni yorumlar getirildiği bir dönemdir.

göstermiyorsa mantıksal olarak mümkündür. Bir bilgi sistemi içinde anlam ilkin mantığa uygun olması durumunda, yani önerme bir sentaks içinde yer aldığında

ARMT istasyonundaki sismik veriler kullanılarak düşey bileşen hız sismogramının maksimum S dalgası genliğinin maksimum P dalgası genliğine oranının, maksimum S dalgası

ESPY istasyonundaki sismik veriler kullanılarak düşey bileşen hız sismogramlarının maksimum S dalgası genliğinin maksimum P dalgası genliğine oranının,

KTT istasyonuna ait sismik veriler kullanılarak en büyük S dalgası genliğinin en büyük P dalgası genliğine olan oranının, sismik izlerin başlangıç–bitiş

Bu deney elemanının diğer güçlendirilmiş deney elemanlarına kıyasla çok daha az bulon (9 adet) ve 1,5 mm genişletilmiş çelik levhalar kullanılarak