• Sonuç bulunamadı

Mayıs-Haziran 2016 s.2

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Mayıs-Haziran 2016 s.2"

Copied!
28
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hazırlayan

Sezgi IŞIK Sayı 2

(2)

Sayfa 2

(3)

NİŞANTAŞI ANADOLU LİSESİ MARŞI

Bin dokuz yüz beş yılı Nişantaşı’nda doğdun Highschool’la başlayan eğitimle var oldun

Lacivert mavi renkli onurlu bayrağınla Geçmişten geleceğe aydınlık bir yol oldun Tarihten gelir sesi uygarlığın simgesi

Yaşasın Nişantaşı Anadolu Lisesi

Düşünen sorgulayan bir gençlik yetişiyor

Kardeşlik şarkısını hep birlikte söylüyor

Dostluk barış içinde öğrencilerle el ele Atatürk’ün yolunda hiç durmadan yürüyor

Lacivert mavi renkli onurlu bayrağınla Geçmişten geleceğe aydınlık bir yol oldun Tarihten gelir sesi uygarlığın simgesi

Yaşasın Nişantaşı Anadolu Lisesi

Söz: Hayrullah KAŞIKÇI Müzik: Edward Aris

(4)

Sayfa 4

Yeni bir sayı, yeni bir heyecan…

Mayıs-Haziran sayısı olarak planladığımız bu dergimizi sınavlardan dolayı biraz gecikmeli yayınlamış olmanın mahcubiyetini yaşıyoruz. Bu ayda sizlere dolu dolu içe- rikli bir sayı hazırladık. Umarız keyifle okursunuz.

Yeni eğitim-öğretim yılında yeni sayımızla görüşmek dileğiyle...

Özlem ÖZDEMİR

Bilgi ve İletişim Teknolojileri Öğretmeni

OKULUMUZDAN HABERLER MEZUNLARIMIZDAN

AYIN MESLEĞİ-HAKİMLİK AYIN RÖPORTAJI

TİYATRO MÜZİK SİNEMA

GEZİ İNCELEME EDEBİYAT

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

ÜLKE TANITIMI TEKNOLOJİ EĞLENCE EKİBİMİZ

6.-7. SAYFA 8.-9. 10.-11. SAYFA 12. SAYFA

13.-14. –15..SAYFA 16. SAYFA 17. SAYFA 18. SAYFA 19. SAYFA 20.-21. SAYFA 22.-23. SAYFA 24.-25. SAYFA 26. SAYFA 27. SAYFA 28. SAYFA

(5)

ANADOLUM

Kutalmış’la tanımış,Alpaslan ile vatan yapmışım.

Mevlana’yla Konya Bozkırlarında dolaşmış,

Yunus Emre’yle Sakarya boylarında kucaklaşmışım.

Türk kokar,Türklük kokar, Anadolum.

Toprağını, elimle yoğurmuş,kanımla sulamışım.

Mavi göğünü üzerime yorgan yapmış, Yağız yerini altıma döşek saymışım.

Türk kokar,Türklük kokar Anadolum.

Anadolu’ma sefer açmışlar, bir ,bir.

Bilmezler ki Anadolumda yürekler bir, Düşmana kılıç sallayan bilekler bir.

Türk kokar,Türklük kokar, Anadolum.

Erzurum’da çifte minare,Edirne’de Selimiye, Bursa’da Ulu Cami ,İstanbul’da Süleymaniye.

Bir de bizim gözümüzle bakın bu mimariye, Türk kokar,Türklük kokar,,Anadolum.

Yükselir ezan sesi dört bir yandan,

Selam getirdim sizlere ,Ulubatlı Hasan’dan, Fatih’ten,Yavuz’dan ,Kanuni ile Genç Osman’dan Türk kokar,Türklük kokar Anadolum.

Niyazi ÇOBAN

Nişantaşı Anadolu Lisesi Müdürü

(6)

Sayfa 6

OKULUMUZDAN HABERLER...

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI TÖRENİ

97 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk´ün Sam- sun’da yaktığı özgürlük meşalesinin Anado- lu´da dolaşmasının ve kurtuluş mücadelemizin başlangıcının yıldönümünü kutladık. Saygı du- ruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başla- yan tören, öğretmenlerimizden Özlem Özde- mir´in günün anlam ve önemini belirten konuş- masıyla devam ettik. Öğrencilerimizin konuşma ve şiirleriyle devam eden tören Müzik öğretme- nimizin rehberliğinde hazırlanan müzik dinleti- leri ve okul koromuz ile sonlandı.

OKUL FUTBOL TURNUIVASI Yaz ayının gelmesiyle okulumuzda yapı- lan futbol turnuvaları sonucu 9\D sınıfı birinci, 11\C sınıfı ikinci ve 10\A sınıfı üçüncü oldu.Turnuvaya katılan tüm ta- kımları tebrik ederiz.

NAL-EHSB PİKNİĞİ

NAL-EHSB ailesi olarak birlik ve beraberliği- mizi pekiştirmek amacıyla hem piknik hem de spor şenlikleri etkinliği düzenledik. Katılan tüm öğretmen-öğrenci-mezun ve velilerimizle bir- likte çok güzel zaman geçirdik.

(7)

Hazırlayanlar : Ayşenur Atak İrem Sarı

MUN

Okulumuz öğrencileri arasında katı bir katılım ve delegasyon politikası güdülmediğinden üye dele- geler istedikleri konferansa gitme özgürlüklerine sahip olmalarına rağmen okulun adını temsil et- mek için özellikle gittiğimiz özel konferanslar bu- lunmaktadır. Bunlar;Y-MUN (Yeditepe Üniversi- tesi), KHASMUN (Kadir Has Üniversitesi), BilgiMUN(Bilgi Üniversitesi) ve KUMUN(Koç Üniveristesi)’dir. Okul öğrencilerimizden biri ser- tifika ödülü almıştır(KHASMUN), onun dışında ise kendisi özel olarak olarak katılan öğrencileri- mizden biri BIMUN konferansında mansiyon ödü- lü ve sertifika ödülü alan öğrencimiz de Y- MUN’den mansiyon ödülü almıştır.

MODLAB

Yıldız Teknik Üniversitesi´nde gerçekleştirilen Bi- limsel Araştırma ve Eğitimde Mobil Laboratuar ile İleri Karakterizasyon Uygulamaları projesi kapsa- mında yapılan lise bilgilendirme toplantısına katıl- mıştık. Ve bu toplantı sonrasında YTÜ öğretim üyesi hocalarımız elektron mikrosbunu okulumuza getire- rek öğrencilerimize hem elektron mikroskobunu ta- nıttılar hem mikroskobu kullanarak farklı maddeleri incelediler. Öğrencilerimize nanoteknolojinin önemi ve kullanım alanları hakkında bilgi verdiler.

Emeği geçenlere teşekkür ederiz.

(8)

Sayfa 8

EHSB 1971-1979 mezunlarımızdan Hakan Hepiş ile gerçekleştirdiğimiz röportajımız...

1-Kısaca kendinizinden bahseder misiniz?

Ben 5 Ocak 1959 yılında karlı bir kış günü İstanbul'da doğdum. Ataköy İlkokulu'nda okudum.

1971-1979 seneleri arasında 2 sene hazırlık,3 sene ortaokul,3 senede lise olmak üzere 8 sene EHSB'de okudum. Mezun olduktan sonra 1979 senesinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakül- tesi İngiliz dili ve edebiyatı bölümünde okudum. 1980 senesinde girdiğim İstanbul Üniversitesi İktisat bölümünden 1984 senesinde mezun oldum. O günden beride serbest meslek olarak kendi işimi yapıyorum. Aile işletmelerinde yöneticilik yaptım. İç ve dış mekan aydınlatma armatürleri ithalatı yapan bir şirketimiz var. Onunla ilgileniyorum.

2-Okulumuzda bir öğrenciyken okulumuz hakkında ne düşünüyordunuz,şimdi ne düşünü- yorsunuz?

Bazı şeylerin değeri zaman geçtikçe anlaşılır derler sizde de böyle bir şey oldu mu?

Ben okulun kıymetini okuldayken de biliyordum. İyi bir okuldu. O zamanlar bütün yabancı okulların tek tek imtihanına giriliyordu. Ben bütün okulları kazandığım halde EHSB'yi tercih et- miştim. Küçük bir okul ama bence güzel bir okuldu. Okurken o 8 seneyi çok keyifli okudum.

Hem derslerde hem de diğer aktivitelerde spor, folklor, tiyatro gibi birçok alanda keyif alarak okudum. Mezun olurken arkadaşlarımdan ayrılacağım için çok üzüldüm. Çünkü ilkokul arkadaş- larınızda daha çok küçük oluyorsunuz o yaşlarda onun belki kıymetine varmıyorsunuz ama hazır- lık, ortaokul ve lise yaşları insanın tam gençlik dönemi,birçok anınızın oluştuğu,birlikte çok şey paylaştığınız,çok sağlam arkadaşlarınızın olduğu bir dönem. Benim okuduğum üniversite çok büyük bir üniversiteydi ve birbirinden kopuktu. Birbirinizi çok tanımıyordunuz. Ortaokul ve lise arkadaşlıkları bence en sağlam arkadaşlıklar. Bunun kıymetini bilin. Yabancı bir okul olduğu için birçoğumuz yurtdışına gideceğimizi yani birbirimizden ayrılacağımızı biliyorduk dolayısıyla çok üzülmüştük. Şimdi tekrar bir araya geldik. Beraber yemeklere gidiyoruz, çeşitli aktiviteler yapı- yoruz. Yani hem okuldayken onun kıymetini bildim hem de okuldan ayrıldıktan sonra o günlerin ne kadar kıymetli olduğunun farkındayım. Ve onu da mümkün olduğunca arkadaşlarımla bir ara- ya gelerek tekrar o eski günleri hatırlayıp o çocukluk, gençlik günlerimizdeki anılarımızı yad edi- yoruz. 56-57 yaşına gelmemize rağmen o gençlik zamanımızdaki anıları birbirimize hatırlatıp gülüyoruz. Bu yüzden bugünlerinizin kıymetini bilin diyorum.

3-Nişantaşı Anadolu Lisesi adını duyunca neler hissediyorsunuz,okulun ruhu,sınıflar arası iletişim hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Biz mezun olduktan 2 sene sonra okulumuz Nişantaşı Anadolu Lisesi oldu ama o dönemlerde biz de üniversitede okuduğumuz için okulla aramızda bir kopukluk oldu. Sadece Nişantaşı'na git- tiğim zamanlarda uğradım ve yakın bir diyalogum olamadı. Sizin de olacak belki mezun olduktan sonra ya yurt dışına gideceksiniz ya da üniversiteye ve okulla aranızda bir kopukluk olacak. Yaşı- nız gereği evleniyorsunuz, çoluktur çocuktur okulla bağınız çok sıkı olarak devam edemiyor. An- cak dernek gibi şeyler olursa o vesileyle tekrar ilişkiniz oluyor. Şimdi tekrar bu kaybettiğimiz yıl- ları geri kazanmaya çalışıyoruz. Dernek yönetim kurulunda görevli birisi olarak Nişantaşı Anado- lu Lisesi ile birlikte o ilişkiyi daha sıcak tutmak, daha iletişim halinde olmak, birçok şeyi paylaş- mak, daha önceki kopukluğu düzeltmek adına daha fazla çalışarak ,daha sıkı bir iş birliği ile iliş- kiyi canlı tutmaya çalışıyorum.

(9)

4-Okulda vakit geçirmeyi en sevdiğiniz yer neresiydi?

Okulun her yerinde vakit geçirmeyi severdik ama en çok sevdiğimiz yer o küçücük toprak futbol sahası, beton basketbol kortu ve spor salonundaki geçirdiğimiz dakikalar hakikaten unutulmazdı. Her türlü oyunu oynardık ama en çok spor aktiviteleri gündemde olurdu. Bana göre EHSBde en büyük zevkimiz, deşarj ola- cağımız alan bahçeydi. Benim en çok sevdi- ğim yerler dediğim gibi spor yapabildiğimiz mekanlardı.

5-Çok sevdiğiniz veya etkilendiğiniz bir öğretmeniniz var mıydı,varsa biraz bahsede- bilir misiniz?

Bütün hocalarımızı bir ölçüde sevdik. İyisiyle,kötüsüyle,tatlı anılarla,acı anılarla... Bize hazır- lık 1 ve 2. sınıfta İngilizceyi öğrenmemizde çok emeği geçen Miss. Irmak adında bir hocamız vardı. Kendisi hakikaten çok iyi bir hocaydı. Hatta 1971 senesinde İngiltere Kraliçesi okulumu- zu Prenses Anne ile beraber ziyaret ettiği zaman günlerce bizi hazırlamıştı. Onu hiçbir zaman unutmam. Birçok hocamızla çok iyi diyalogumuz vardı. Okuldaki söyleşide de bahsettiğim gibi son sene matematik dersimize giren Vehbi Bey vardı. Çok otoriter bir hocaydı. Ben de tebessüm eden bir yüz ifadesiyle kendisiyle karşılaşırdım sınıfta sıraların aradın da yürürken. 2 eliyle

"Mahşerde görüşeceğiz" derdi. Meğerse kendisi benim onunla alay ettiğimi dalga geçtiğimi zan- nedermiş. Sonra bir başka hocamız beni uyardı. "Biz seni iyi,düzgün bir öğrenci biliyoruz sen Vehbi Bey'i sinirlendiriyormuşsun." dedi. "Ne yapıyormuşum hocam?" diye sorduğumda

"Pişmiş kelle gibi sırıtıp alay ediyormuşsun diye Vehbi Bey söyledi." dedi. "Hocam mahşerde görüşmeyelim,mahşer kalabalık olur, birbirimizi bulamayız, biz bu işi mahşere kalmadan dünya üstünde halledelim." diye söyledim. Daha sonra Vehbi Bey'le görüşüp durumu açıkladım. Be- nim güler yüzlü bir kişi olduğumu, yüz yüze baktığımızda kafamı çeviremeyeceğimi, göz göze geldiğimizde bir mimik herkes yapar dolayısıyla amacımın kendisiyle dalga geçmek gibi bir şey olmadığını söyledim. Sonra kendisiyle çok iyi dost olduk. Yıllar sonra bir gün annem bana ha- ber bir verdi. Çok da üzüldüm. Vehbi Bey vefat etmişti. Bir arkadaşıma daha haber verdim ve cenazesi kaldırılacağı zaman bizim okuldan sadece ikimiz gittik. Dolayısıyla orada da kendisiyle helalleştik işi mahşere bırakmadık. Dünya üstünde helalleştik. Bütün diğer hocalarımı da iyi bir şekilde anıyorum. Kendilerinden çok şey öğrendik. Sadece ders olarak değil bazen yapmamız gereken davranışlarda bulunduk hoşgörüyle yaklaştılar. Bir de hazırlık 1 ve 2. Sınıfta dersimize gelen spor hocamız Mrs. Davis vardı. Ondan da spor ahlakını ve centilmenliğini öğrendiğimizi düşünüyorum.

(10)

Sayfa 10

6-Okulumuzun derneği hala aktif mi,aktifse ne gibi çalışmalar oluyor?

Okulumuzun derneği aktif. Bizim yönetimimiz bu seneki yönetim şubat ayında göreve geldik. 2 senede bir genel kurullarımız yapılıyor ve 2 senede bir yönetim değişiyor. Bu senede bize görev ver- di genel kurul. Yönetim kurulundaki arkadaşlarımda beni başkan olarak seçtiler sağ olsunlar, çok teşekkür ediyorum kendilerine. Ben ve yönetim kurulundaki arkadaşlarımda elimizden geldiğince çabalıyoruz. Mesela Tolga Bekdaş ve Selin Alpogay arkadaşlarımız daha çok okulla ilgili faaliyetler- de bulunuyorlar. Derneğimizde pazartesi geceleri yemeklerimiz var. Dernek binamızda bütün arka- daşlarımız bir araya geliyoruz, sohbet ediyoruz,eski günleri anıyoruz, gülüyoruz, şamata yapıyoruz, bir anlamda eski günlerimize geri dönüyoruz. Belli aralıklarla müzik geceleri organize ediyoruz. 4 Haziranda bir piknik faaliyetimiz var. Onu duyurduk. Bunun gibi faaliyetler yapıyoruz. Bunun dışın- da da yeni faaliyetler düşünüyoruz. Sizinde önerileriniz olursa onları da dikkate alırız."

7-Okul anılarınızdan birkaç tanesini anlatabilir misiniz?

Bir gün son sınıftayken arkadaşlarımızla para toplayıp okul dışına kaçtık. Teneffüste gidip tuvalet kağıdı aldık ve Rafi adındaki arkadaşım beni olduğu gibi tuvalet kağıdına sardılar.Daha sonra sını- fın kapısına kadar gittik. Amacımız ise birden sınıfa girip hocayı korkutmaktı. Kapıyı vuruyoruz ve hocamız açmaya çalışırken kapıyı tutuyorduk. Sonrasında birden kapıyı açıp içeriye girdik. Tabi hoca birden bire karşısında bembeyaz sargılı birini görünce baya bir geriye doğru kaçmıştı. Bu tarz- da davranışlarımız vardı fakat derslerimiz de iyi olduğundan dolayı o hocamızın bize ceza verdiğini hatırlamıyorum. Hocamız da bunu bir espri ve cesurca bir hareket olarak algılamıştı. Burda özellik- le şunu anlatmak istiyorum Öğrenciliğin bir yanı dersse diğer bir yanı da eğlencedir. Hayatın içinde bu var. Dolayısıyla aldığımı notları unutabiliyoruz . Hatırlanan birkaç şey var. Kazanılan dostluklar ve yaşadığınız ilginç olaylar.

8-EHSB’nin size katkıları neler oldu?

Öncelikle yabancı dili iyi derece- de öğrenme fırsatı verdi. Sosyal olmayı , kendine güvenmeyi, bir şeyden korkmamayı ve iyi dost- luklar kurma becerisini verdi.

Öğrenmemiz gereken bilgiler dı- şında bize farklı kültürleri tanıma fırsatı verdi. High School bana hayatımın sonuna kadar devam ettireceğim çok güzel ARKA- DAŞLIKLAR kattı.Bir çok arka- daşımızla bir aradayız ve iyi ki orda okumuşum, iyi ki o arkadaş- larımla tanışmışım.

(11)

9-Biz gençlere ne gibi önerilerde bulunursunuz?

Öncelikle bugünleriniz kıymetini bilin. Gerçekten bugünleriniz geri gelmiyor. Doya doya yaşa- yın öğrenciliğinizi ve anı biriktirin. Keyfini çıkartın, güzel arkadaşlıklar kurun, onlarla birçok şeyi hem okulda hem okul dışında paylaşın. Zaman geri gelmeyecek ancak yıllar sonra bizim yaşları- mıza geldiğinizde kıymetini daha iyi anlıyorsunuz. Bizler şanslıydık bunu bilerek veya bilmeyerek farkında olarak veya olmayarak çok keyifli yaşamışız. Hala 40 küsür sene önce yaşadığımız şeyle- ri keyifle hatırlayıp bu yaşta çocuklaşarak o günlere dönüp onlara gülebiliyorsak demek ki onları keyifli yaşamışız. Siz de keyifli yaşayın. Okul sadece ders değildir. Ders çok önemli ama sadece derslerinize odaklanmayın. Hobileriniz olsun. Okula geldiğim gün de söyledim ortaokul yıllarında bitkilerle ilgilenmeye başladım ve giderek bu hobimi büyüttüm. Bugün suçladığınız, bugün kızdı- ğınız, bugün bana haksızlık yaptı dediğiniz şeyleri ileride keyifli birer anı olarak hatırlayacaksınız.

Kendinizi sosyal anlamda mutlaka geliştirin. Sanatın herhangi bir branşıyla ilgilenin. Bir yabancı dili iyi konuşmak istiyorsanız önce kendi dilinizi iyice öğrenin. Zengin bir kelime hazineniz olursa kendi dilinizi iyi konuşursanız diğer yabancı dilleri daha iyi öğrenebilirsiniz. Bir yabancı dille kal- mayın mümkünse bir tane daha öğrenin. Bizim en büyük eksiklerimizden bir tanesi o zaman biz Fransızca öğreniyorduk 7 sene okumamıza rağmen dikkate almadığımız için iyi öğrenemedik.

Keşke ikazları dikkate alıp daha iyi öğrenseydik. Sizin döneminizde rekabet daha fazla. Bizim za- manımızda dediğim gibi bir lisan bilen insan çok rahat sivrilebiliyordu. Şimdi her insan bir lisan biliyor. İnternet gibi bir zenginlik var. İyi kullanırsanız müthiş bir icat. Bana göre sporla kesinlikle ilişkiniz olmalı. Spor sizin sağlığınız için gerekli. Bugün zamanında spor yapmanın faydasını çok görüyorum. 57 yaşındayım ve bu sabah mesela sizle bu röportajı yapmadan önce 9.2 km yürüye- bildim hem de çok yüksek bir tempoda. Bu sizin kas yapınızı güçlendirir. Çünkü yaşlandıkça kas- tan gidiyor dolayısıyla yaşlanmak için vücudunuzu bugünden hazırlarsınız. Bunu lütfen dikkate alın. Futbol oynayın, basketbol oynayın, voleybol oynayın falan değil illa sizi spesifik bir şey söylemiyorum. Bu öncelikle sosyal aktivite demektir. Vücudunuz yorulur ama toksinlerinizi atarsı- nız. Deşarj olursunuz, bir hedef koyarsınız hedefinize ulaşırsınız, bir mücadele azmi verir, takım sporuysa takım olmanın ruhunu ve becerisini ve o disiplini alırsınız. Spor aynı zamanda bir disip- lin işidir. Belli bir hedefe belli bir zamanda ve belli bir eforla ulaşma olayıdır. Dolayısıyla mutlaka bir sporla uğraşın. Özetlemek gerekirse; derslerimizde başarılı olacağız,bilgi olarak zenginleşece- ğiz, çok yönlü bakacağız,hobilerimiz olacak. Son olarak bana göre hiçbir dal birbirinden üstün de- ğil. Ne olursanız olun iyisi olmaya çalışın. Çok basit bir işi bile yaparken detaylara dikkat edin, estetik bir kaygıyla hareket edin, bir yaptığınıza dönün bir daha bakın doğru mu yaptık diye, eleşti- rel bir gözle bakmaya çalışın ve iyi dostluklar kurun. Yüzünüzden gülümsemeyi hiçbir zaman ih- mal etmeyin. Bu birçok kapıyı çok net açacaktır. Tebessüm etmenin faydasını dünyanın her yerin- de, her toplumda, her kültürde göreceksiniz. Ben gördüm. Aynı lisanı konuşmadığınız insanla bile tebessüm ettiğinizde 1-0 galip başlıyorsunuz. Bana göre hayvanlar ve bitkilerle mutlaka ilişkiniz olsun. Farkındalık çok önemli. Etrafınızın, yaşadığınız ülkenin güzelliklerinin,onun nimetlerinin farkında olun. Bu ülke müthiş potansiyeli olan bir ülke. Bunun farkına ilerideki yaşlarda daha fazla varırsınız. 3 tarafı denizlerle çevrili, mikro klima açısından, bitkilerin zenginliği açısından, her mevsimi yaşayabiliyoruz. O bakımdan müthiş bir ülke. Çevrenizdeki estetik güzelliklerin de, tarih- sel birikimin de farkında olun. Yaşadığınız şehrin tarihini öğrenmeye çalışın. Bugün bana birçok şeyden daha değerlidir bir ağaç, 500 senelik bir küp. Nesilden nesile gelen bir kültürün parçasıdır.

Bunu parayla yeniden yapamazsınız, parayla yensini yaparsınız. Meraklı olun. Herhangi bir konu- ya merak duyun ve onu derinlemesine öğrenmeye çalışın.

Bize zaman ayırdığınız için teşekkürler

Hazırlayanlar : Ayşenur Atak İrem Sarı

(12)

Sayfa 12

Hakim günümüzde Devlet ile birey arasında veya bireylerin kendi aralarındaki veya iki idare arasında- ki anlaşmazlıklar ile kamu düzenini bozan suçlara ilişkin konuları, Anayasaya, Kanunlara ve hukuka uygun olarak inceleyen, vicdani kanaatine göre ve ba-

ğımsız olarak mahkemelerde davaları karara bağlayan, adalet dağıtan kişidir (yargıç) .

Adli ve idari yargı olmak üzere iki ana kola ayrılan ha- kimlik mesleği, adli yargı bakımından sadece 4 yıl- lık lisans eğitimi veren Hukuk Fakültesi mezunları ara- sından Adalet Bakanlığınca ihtiyaca göre açılan sınav- larla seçilirler. İdari yargı hakimleri ise, başta Hukuk Fakültesi olmak üzere programlarında hukuk bilgisine yeterince yer veren Siyasal Bilgiler, İktisadi ve İdari

Bilimler Fakültesimezunları arasından sınavla seçilmektedir.

Başlıca Hukuk Fakülteleri Taban Puanları

Görevleri

• Kendisine gelen dava konusu dosyayı ince- ler,

• Davacı ve davalı taraflar ile onların avukat- larını, tanıkları ve bilirkişileri dinler,

• Sunulan bilgi ve belgeleri alır, dava dosyala- rına ekler ve bunları değerlendirir,

• Ceza davalarında Cumhuriyet Savcısı, mağ- dur,sanık ve tanıkları dinler,

• Kanıtlar ve verilen ifadeler ile yürürlükteki kanunlar ışığında, dava hakkında hüküm verir.

Kaynakça :

https://tr.wikipedia.org/wiki/H%C3%A2kim_(hukuk)

Hazırlayanlar : Melina Zilan Baran Tuana Sude Açabuğa

(13)

Bu ay hakimlik mesleğinden hakime bir bayanla röportaj yaptık. İşte yıl- lardır bu işi yapan İnsaf Gündüz’le olan röportajımız. İyi okumalar..

Kendinizi bize ve arkadaşlarımıza kısaca tanıtabilir misiniz?

Ben İnsaf Gündüz. Yaklaşık 4 yıldır Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’n- deyim. Ondan önce 5 yıl aile mahke- mesindeydim. Daha önce ise 7 yıl fii- len ceza hakimliği yaptım ve hala mesleğime devam ediyorum.

Mezun olduğunuz liseyi ve lise anılarınızı bize anlatabilir misiniz?

Ankara’nın en iyi liselerinden olan Ankara Kız Lisesi’nden mezun oldum. Çok güzel ve zordu. Özellikle de benim için. Çünkü arkadaşlarım çok üst düzeydeki ailelerin çocuklarıy- dı. Bu yüzden gerek ekonomik gerekse kültürel açıdan zorluk teşkil etti. Özellikle İngilizce konusunda. Benim İngilizce seviyem onların okuduğu okul ve gördüğü eğitime göre yeter- siz kalıyordu. Okulda açılan İngilizce kurslarına katıldım. Çok emek verdim, çabaladım.

Sonunda onların İngilizce seviyesine ulaştım. Evet zordu ama o lisede okuyan herkes istis- nasız istediği bölüm ve üniversiteye girerdi. Daha çok fen bölümü ağırlıklıydı. Ben de as- lında fen bölümü mezunuyum. Ama hayalimde hep hakime olmak vardı.

Lise anılarımdan ise ; 19 Mayıs törenleri katılmak istediğim bir kutlamaydı. 19 Mayıs’ta herkes stadyumda gösteri yapardı. Lisemizden sadece yetenekli ve gönüllü öğrenciler katı- lırdı. Bu yüzden katılamamıştım. Bizim sınıfı bir kere gösteriyi izletmeye götürmüşlerdi.

Gösteri sadece bizim sınıfa yapılmıştı. Çok güzeldi. İdealdeki bir şeyi gerçekleştirmek çok keyifliydi.

Üniversite hedefiniz neydi?

Üniversite hedefim hep hukuktu, başından beri. İlkokul 5. Sınıfta derste bir konu üzerine bakanlıklar oluşturmuştuk. O zaman da ben adalet bakanı olmuştum. Yani idealim hep hu- kuk ve hakimlikti. Bir de ben hep kendine özgü kıyafeti olan bir meslekte olmak istiyor- dum. Hakimlik, doktorluk, hemşirelik gibi.

(14)

Sayfa 14

Üniversiteye nasıl hazırladınız?

İlk dönem sadece evde kendim yarattığım imkanlarla çalıştım. Arkadaşlarımdan değişik değişik kitaplar temin ederek vs. 2. dönem ise dershaneye gittim ve öyle çalıştım.

Üniversite sınavındayken ki his duygularınız nelerdi?

Çok heyecanlıydım tabii ki. Bir de ben sınavı kazanmak zorundaydım. Çünkü o zaman- ki ekonomik koşullar bizim için çok önemliydi. Bir an önce iyi bir yer kazanıp iyi bir mesleğe geçmek zorundaydık. Ki bir an önce ailemizin üzerindeki yükü hafifletelim.

Sorumluluğu çok ağır bir duyguydu. Bu yüzden her sınav benim için çok önemli ve he- yecanlıydı.

Ne zaman mezun oldunuz? Uzun süredir bu meslektesiniz, hiç pişman oldunuz mu?

1987 yılında üniversiteden dereceyle mezun oldum. 1987 yılı Ankara Hukuk’tan hazi- ran ayında mezun olan 3-4 kişiden biriydim. Hiçbir zaman hakim olduğum için pişman olmadım. Eğer hakim olmasaydım üniversite hocalığı yapmak isterdim.

Hukuk okumanın zorlukları nelerdir?

Hep okumak,ezberlemekle ilgili bir meslektir. Bu yüzden okumayı sevmeniz gerekiyor.

Zeki olmaktan çok okumak gerekiyor. Çünkü zeki olmak bu meslekte sadece problem çözmede yardımcı oluyor. Yani hukuk okumak isteyen bir öğrenci okumalı, okumalı, okumalı. Bir başka zorluğu ise her zaman özel hayatınızdan fedakarlık etmeniz gerek- mektedir.

Mesleğinizdeki iş bulma oranı?

Hakimler sınavla alındığı için za- ten seçilerek alınıyorlar. Yazılı ve sözlü sınavı kazanan herkes alını- yor. Ama hukuk mezunlarının iş bulma oranına bakarsak yine di- ğer mesleklere göre çok şanslılar.

Her bölümde etkileri olduğu için her türlü işte çalışabiliyorlar. Do- layısıyla hukuk mezunları bu ko- nuda çok avantajlılar.

(15)

Meslek hayatınızda tehdit aldınız mı?

Meslekten dolayı olabiliyor . Benim başıma tam olarak tehdit diyebileceğim bir şey gelme- di fakat benzeri oldu. Ben olayı aile mahkemesinde yaşamıştım. Avukat kaynaklı bir olay- dı. Israrla müvekkilim sizinle konuşmak istiyor diyordu, gitmek istemiyordu. Koridora çı- kacaktım ki vatandaş hala orada oturuyordu. Tabii çıkamadım. Aleyhine alınan bir karardı.

İkna olmuyordu. Mübaşirimi alıp odama döndüm. Akşam mesai saatine kadar oturdum. So- nuçta ne olacağını bilemezsiniz ki; şiddet uygulayabilir, hakaret edebilir veya başka bir şey. Hoşuna gitmeyen bir karar verildi çünkü. Bu tür şeyler olabiliyor işte. Bu durumlara olabildiğince dikkat etmek ve temkinli olmak gerek.

Kararlarınızı verirken vicdanınız etkili oluyor mu?

Tabii ki. Kanunda da öyle yazıyor. Hakimler dosyadaki delillere ve vicdani kanaatlerine göre karar vermeliler. Yani vicdani kanaatimizi kullanmamız kanunen de öngörülen bir şey.

Mesela bazı dosyalar var ki sadece belgelerle iş çözüldüğü için burada vicdani kanaat kulla- namazsınız. Çünkü yazılı bir delil gerekir. Ama bazense tamamen vicdani kanaatimize göre hareket ediyoruz. Örneğin aile mahkemelerinde tarafların davranışları, sözleri, mimikleri kendilerini ele verir. Bu tarz davalarda vicdan ön plandadır.

Verdiğiniz kararlara itiraz ederlerse ne oluyor?

Eğer verdiğimiz kararlardan tatmin olmuyorlarsa bizim bir üstümüz olan Yargıtay’a başvu- ruyorlar. Yargıtay davayı inceleyip bize böyle yapın diyor, biz de ona göre yapıyoruz. Ya da doğru karar verilmiştir sorun yok diyor.

Duruşmaların ortalama süresi ne kadar oluyor?

Bu her dosyaya göre değişiyor. Bazı duruşmalar 1 dk bile sürmezken bazılarında tanık din- leme, tarafların konuşması, karar aşaması uzun sürüyor.

Adliye ortamınız nasıl, bize biraz bahseder misiniz?

Bakırköy Adliyesi çok kalabalık bir adliye. 400’den fazla hakim-savcı var, personel sayı- mız çok fazla. Her kalemde ise 1 yazı işleri müdürü,2-3 tane katip, 1 tane de mübaşir bulu- nuyor. Burası gibi büyük adliyelerde iş çok yoğun olduğu için bir yemek arasına bile çık- mak zor oluyor. Ama küçük adliyelerde hem meslektaşlar arasında hem de personeller ara- sında yardımlaşma oluyor. Ama burada ise çoğu aman kimsenin kimseden haberi olmuyor.

Bu çok büyük bir olumsuzluk.

Hazırlayanlar : Melina Zilan Baran Tuana Sude Açabuğa

(16)

Sayfa 16

SEVGİLİ HAYAT

SEZGİ ISIK

BENİM YORUMUM:

Hüznü oyunlarda daha çok seven bir insan olarak

Patlayan her bir silah sesinde oyuna biraz daha kapıldığınızı ve 1 perde- nin sonunda - yani bu,oyun için sonu demek oluyor- kendinizi bir daha izlemek isterken bulabilirsiniz.Oyunun içindeki imgeler arasında kay- bolurken kendinizi sahnenin mükemmelliğinde kaybedebilirsiniz.

Bu oyunda bir çok şey mümkün, ben kendimi ağlarken buldum :) (1 perde / 1 saat 15 dakika)

İlk Oynama Tarihi: 25.11.2014

1922 yılı İzmir’inde, “Amane” kahvelerinde şarkı söyle- yen Eleni ile sokaklarda yaşayan Lena’nın hayatları kesi- şir. İki kadın savaşın

kaosunda, ‘gitmekle kalmanın’ sanrıları arasında kendi yazgılarına sürüklenir. Toprağından sökülüp atılanlrın kül- türüne, müziğine ve trajedisine farklı bir bakış…

Kaynak: http://www.istdt.gov.tr/sevgili-hayat

KADRO

Yazar Funda Özşener Yönetmen Metin Belgin Dekor Tasarımı Nalan Alaylı

Giysi Tasarımı Nalan Alaylı

Işık Tasarımı Serhat Akın

Yönetmen Asistanı Aslı Sarınç

Oyuncu Ebru Aytürk Evren, Yeşim Gül Sahne Amiri Özgür Ayaz

Kondüvit İsmail Cem Dağlı

Işık Kumanda Abdullah Basık

(17)

Yaklaşık olarak 3 aydır biletleri satılan bu se- ne 2.düzenlenen GENÇ Bİ ŞENLİK 16 festivali- nin beklenen tarihini erteledi. Festivalde MO- DEL, GRİPİN, ADAMLAR gibi birçok sevilen grubu bulunduran GENÇ Bİ ŞENLİK’in haberini duyan liseliler üzüldü.

GENÇ Bİ ŞENLİK FACEBOOK sayfasında yayınladığı açıklamada 21 mayıs Cumartesi günü düzenlenecek olan festival gününde resmi bir organizasyonun, etkinlik alanına ulaşımı olum- suz etkileyeceği nedeniyle konser tarihini 30 eki- me aldı.

G ELECEK KONSERLER

HERANHERŞEYOLABİLİR

25 MAYIS 2016 21.00 –23.00

ZORLU PERFORMANSSANATLARIMERKEZİ-

STÜDYOSTANBUL

BİLETFİYATLARI:TAM 45 TL,İNDİRİMLİ 25 TL

H

AZIRLAYAN

D

ENİZ KAYVAR

9-A

KAYNAKÇA

http://www.biletix.com/etkinlik/TKHH2/TURKIYE/tr https://www.facebook.com/gencbiisenlik/

(18)

Sayfa 18

SİHİRBAZLAR ÇETESİ TÜR: Gerilim

İzleyenlerin nefesini kesen ve toplumun hayranlığını kazandıkları Robin Hood stili gösterilerinin ardından bir sene geçmiştir. Atlılar çetesi geri dönüşünü müjde- leyen gösteri ile kaçmanın onlar için çocuk oyuncağından farksız olduğunu kanıtla- yacaktır. J. Daniel Atlas, Merritt McKinney, Jack Wilder ve grubun yeni üyesi Lula ile birlikte, yeni gösterilerini Owen Case’i ifşa etme umuduyla sergilerler. Bu sefer FBI özel ajanı Dylan Rhodes’un da yardımını almışlardır fakat Rhodes'un ekibe katılımı gösteri öncesi ifşa olur; ve planlar geri teper. İtibarlarını geri kazanmka isteyen Atlılar kariyerlerinin en zorlu soygunu ile karşı karşıya kalacak- lardır.İlki 2013 yılında seyircisiyle buluşan ve ilüzyon marifetiyle çok başarılı bir soygun/intikam hikayesini konu alan suç gerilimi Sihirbazlar Çetesi'nin devamı olan filmin yönetmenliğini Jon M. Chu üstleniyor.

SENDEN ÖNCE BEN TÜR: Dram,Romantik

Tekerlekli sandalyeye bağlı olarak yaşamını sürdürmek zorunda olan yarı felçli genç adam, bakıcı olarak küçük bir kasabada yetişmiş genç kadını istihdam ettir.

Bu genç adam ve kadının bir araya gelişi hayatlarını yeni bir yola sürükleyecektir.

İlk başta birbirlerinden hoşlanmayan ikili farklılıklarının fazlalığından yakınsa da zamanla hayatla ilgili bilmedikleri şeyleri birbirlerine öğretmeye başlarlar. Birbir- lerine aşık olan karakterleri şimdi daha da zorlu bir sınav beklemektedir...

Jojo Moyes’in 2012 yılında yazdığı romandan uyarlanan aynı adlı filmin yönetmen koltuğunda Amerikan dram filmlerinin başarılı yönetme- ni Thea Sharrock oturuyor

FIRTINALI HAYATLAR

Max Perkins'in günlüklerinden beyazperdeye aktarılan film, Scribner editörünün otobiyografik ögelerle bezeli hayat hikayesini ön plana alıyor. A. Scott Berg'in Ulusal Kitap Ödülü'nün de sahibi olan Max Perkins: Editor of Genius isimli ki- tabından uyarlanan filmde yazar Thomas Wolfe ile menajeri Maxwell Perkins ara- sındaki ilişkiyi izleyeceğiz.

Thomas Wolfe rolündeki Jude Law'ı ve Perkins'i canlandıran Colin Firth'ü görece- ğimiz filmin kadrosunda Laura Linney, Nicole Kidman, Guy Pearce, Dominic West ve Vanessa Kirby de yer alıyor. Filmin yönetmen koltuğunda ise dizi yönet- meni olarak tanıdığımız Michael Grandage oturuyor.

NİNJA KAPLUMBAĞALAR: Gölgelerin İçinden TÜR: Macera,Aksiyon

Uzun bir aradan sonra 2014'te yeniden sinema perdesine dönen 4 genç Ninja kaplum- bağanın öyküleri devam ediyor. İlk filmde birlik olup ezeli düşmanları Shredder'ın planlarını alt eden kaplumbağalar New York şehrini koruma görevini daha da dene- yimli olarak sürdürüyor. Bu filmin yapımcı koltuğunda da yine Michael Bay oturu- yor.

Hazırlayan:

Tuana Kızıltan

(19)

S İ N O P

“ N e o l u r d u S i n o p ’ u n y a r ı g ü z e l l i ğ i A n k a r a ’ d a o l s a i d i ” s ö z l e r i y l e i f a d e e t m i ş A t a t ü r k S i n o p ’ u n g ü z e l l i ğ i n i . . . T a r i h 1 8 M a y ı s 1 9 1 9 , A t a t ü r k S a m s u n ’ a d o ğ r u v a p u r l a y o l a l m a k t a a n c a k a ş ı r ı f ı r t ı n a s o n u c u S a m s u n a z o r u n l u s ı - ğ ı n m a k z o r u n d a k a l m ı ş l a r . B u , ş e h r i n i l k d e f a k a l k a n o l - m a s ı d e ğ i l d i r . Z a m a n ı n d a O s m a n l ı d o n a n m a s ı n ı n g e m i l e r i ş u a n k i a d ı H a m s i l o s o l a n c e n n e t g ü z e l l i ğ i n d e k i k o y a s ı - ğ ı n m ı ş v e e t r a f ı n d a k i o r m a n o n l a r a e v s a h i p l i ğ i y a p a r a k o n l a r ı k o r u m u ş t u r . ş e h r i n t i p i k k a r a d e n i z h a v a s ı i n s a n ı n i ç i n i h u z u r l a d o l d u r m a y a y e t i y o r b i l e . E n h u z u r l u v e m u t - l u ş e h i r u n v a n ı a l a n S i n o p ’ t a g ü v e r c i n l e r b i l e i n s a n l a r d a n ü r k m ü y o r h a t t a o n l a r ı s e v m e - n i z e d a h i f ı r s a t v e r i y o r l a r . E ğ e r g e z d i ğ i n i z y e r l e r i n r u h u n u h i s s e d e n b i r i y s e n i z S i n o p ’ u g e z m e k i ç i n b i r g ü n y e t e r l i o l m a y a c a k t ı r ç ü n k ü g i t t i ğ i n i z

h e r y e r s i z i b ü y ü l e y e r e k s a a t l e r c e d a l ı p g i t m e n i z i s a ğ l a y a - c a k k a d a r m u h t e ş e m .

B i r o r m a n d ü ş ü n ü n d ı ş a r ı d a n s a d e c e a ğ a ç l a r v e b i t k i l e r i g ö r ü n e n a m a y e ş i l p e r d e y i a r a l a d ı ğ ı n ı z d a s i z i k a r ş ı l a y a n m a v i a r k a f o n u o l a n b i r o r m a n . İ ş t e H a m s i l o s ö y l e b i r y e r . İ ç i n d e k i g ü z e l l i ğ i a ğ a ç l a r l a ö r t e n b e l k i d e i n c i s i n i h e r k e s - t e n k o r u m a k i s t e y e n b i r o r m a n . B i r a z d a h a i l e r l e y i n c e k a y a - l ı k l a r l a k a p l ı b i r d ü z l e m v e y i n e b i r s ı r b a r ı n d ı r a n m a ğ a - r a . D e n i z s u l a r ı n ı n g e ç i d i o l a n m a ğ a r a n ı n d e r i n l i k l e r i n d e b i r ç o k d e n i z c a n l ı s ı n ı n y a ş a d ı ğ ı n ı t a h m i n e t m e k z o r d e ğ i l .

İ n c e b u r u n f e n e r i i s e T ü r k i y e ’ n ı n e n k u z e y i n d e y e r a l a n b i r f e n e r o l a r a k o l d u k ç a ö n e m l i . Y i n e s i z e e ş s i z m a n z a r a s ı n ı s u n u y o r v e s i z i k e n d i n e h a y r a n b ı r a k ı y o r , i n c e b u r u n B u r u n , k a t ı l a ş m ı ş l a v v e a g l o m e r a l a r d a n o l u ş u r T ü r k i y e ’ n i n s a y ı l ı f i y o r t l a r ı n d a n b i r i d i r . Ş a h i n t e p e s i n d e n t ü m S i n o p ’ u a y a k l a r ı n ı z ı n a l t ı n a a l a r a k S i n o p ’ u n b i r y a r ı m a d a o l d u ğ u n u g ö -

r ü r s ü n ü z ö z e l l i k l e y a p ı s ı b a k ı m ı n d a n e s t e t i k b i r ş ö - l e n d i r . S i n o p k a l e s i n d e i s e i l g i m i z i ç e k e n d a r v e ç o k d i k o l a n y ü k s e k m e r d i v e n l e r d i . K a l e n i n s u r l a r ı i ç i n d e 3 y a n ı d e n i z o l a n v e k a ç ı l m a s ı i m k a n s ı z o l a n c e z a e v i 1 9 9 9 y ı l ı n d a m ü z e y e ç e v r i l m i ş t i r . K a l e n i n c e z a e v i o l a - r a k k u l l a n ı m ı n a a i t e n e s k i b e l g e l e r i s e 1 5 6 8 y ı l ı n a d a - y a n m a k t a d ı r . E v l i y a Ç e l e b i s e y a h a t n a m e s i n d e b u z i n - d a n d a n ş ö y l e b a h s e t m i ş t i r ;

B ü y ü k v e k o r k u n ç b i r k a l e d i r . 3 0 0 d e m i r k a p ı s ı , d e v g i b i g a r d i y a n l a r ı , k o l l a r ı d e m i r p a r m a k l ı k l a r a b a ğ l ı v e h e r b i r i n i n b ı y ı ğ ı n d a n 1 0 a d a m a s ı l ı r n i c e a z ı l ı m a h k u m l a r ı v a r d ı r . B u r ç l a r ı n d a g a r d i y a n l a r e j d e r h a g i b i d o l a ş ı r . T a n r ı k o r u s u n , o r a d a n m a h k û m k a ç ı r t m a k d e ğ i l , k u ş b i l e u ç u r t m a z l a r . "

İ ç k a l e n i n r e s m i o l a r a k z i n d a n a d ö n ü ş m e K ı r ı m H a n ı D e v l e t G i r a y , S a b a h a t t i n A l i , R e f i k H a l i t K a r a y , M u s t a f a S u p h i , A h m e t B e d e v i K u r a n , R u h i S u , B u r h a n F e l e k , Z e k e r i y a S e r t e l b u c e z a e v i n d e y a t m ı ş b a z ı i s i m l e r d i r . C e z a e v i n i a n l a t a n ş i i r l e r S a b a h a t t i n A l i ' n i n k a l e - m i n d e n d e ç ı k m ı ş v e b u n l a r d a n " A l d ı r m a G ö n ü l " p o p ü l e r o l m u ş t u r .

Y e m e k k o n u s u n a g e l i r s e k a d ı m b a ş ı m a n t ı c ı l a r ı n o l m a s ı m a n t ı l a r ı n ü n l ü l ü ğ ü n ü h e m e n a n - l a m a n ı z ı s a ğ l ı y o r . Y e d i k ç e y e m e k i s t e d i ğ i n i z b u m a n t ı l a r t ü m ş e h r i i ş g a l e t m i ş ş e k i l d e . İ ç e r i d e c a m l a ç e v r i l i m u t f a k l a r ı s a y e s i n d e g ö n ü l r a h a t l ı ğ ı y l a e l d e a ç ı l a n m a n t ı l a r ı y i y e - b i l i y o r s u n u z

H a z ı r l a y a n Y a s e m i n Ü n a l

(20)

Sayfa 20

Önce sesin gelir aklıma

Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli

Sonra cumartesi günleri gelir Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum

Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak.

Kırk kere söyledim bir daha söylerim Savaşta ve barışta, karada ve denizde,

Düşkünlükte ve esenlikte Zamanımız apayrı bize göre

Yanyana olduk mu elele Aç kalsak ağlamayız biliyorum.

İçim güvercinleri okşamış gibi rahat Sen yanımdayken ister istemez Geniş meydanlarda akşam üstleri Üstüste üç kere deniz, üç kere çınarlar.

Sen yanımdayken ister istemez Uzak ırmakları hatırlıyorum.

Arasıra düşmüyor değil aklıma Yabancı kadınların sıcaklığı Ama Allah bilir ya, ne saklıyayım Yanında ihtiyarlamak istiyorum…

TURGUT UYAR

(21)

TURGUT UYAR VE TOMRİS UYAR

1962 senesinde tanışmışlar ilk, ama birliktelikleri 1966’da başlamış. O yıl, Tomris Uyar Cemal Süreya’dan ayrılmış, Turgut Uyar da karısın- dan; yine Ankara’da olmuş bu ilişkiye dönüşen sürecin başlaması.

Tomris Uyar, Turgut Uyar ile tanışmalarını şöyle anlatır: “1966 yılında ben zaten Cemal Süreya’dan ayrılmak üzereydim. O da eşinden ayrıl- mıştı. İstanbul’a gelmişti çocuklarıyla. Burada tanıştık. Asıl tanışmamız herhalde o, çünkü o zaman daha bir yakın oturup konuşma fırsatını bul- duk ve mektuplaşmaya başladık. Bu mektuplar önce sadece şiir üzerine mektuplardı. Hâlâ duruyor bende. Genellikle onun şiir üzerine düşünce- leri, benim onun şiirleri üzerine düşüncelerim… Ve anladığım kadarıy- la çok sıkışık bir dönem geçiriyordu. Yani evlilik hayatında bir süredir yaşadığı tedirginlik ve uyumsuzluk şiirini de etkilemişti, yedi yıldır şiir yazmıyordu. Esin periliği olarak ifade etmek istemiyorum ama herhalde çok konuştuğum, çok dürttüğüm, yazmasını çok rica ettiğim için diye- yim, yavaş yavaş şiir yazma isteği yeniden doğdu.”

Ö Z G Ü R K U Ş T O M R İ S U Y A R

T O M R İ S U Y A R , T U R G U T U Y A R ’ I N K E N D İ S İ N E O L A N A Ş K I N I Ş U S Ö Z L E R İ Y L E Ç O K G Ü Z E L İ F A D E E D İ Y O R : “ T U R G U T , H E R A N E L İ N D E N K A Ç I R A C A K M I Ş G İ B İ G E R E K S İ Z B İ R K A Y G I Y - L A Y I P R A N A C A K ; B E N D E H İ Ç B İ R R E K A B E T İ N S Ö Z K O N U S U O L M A D I Ğ I B İ R A L A N D A , B O Y U N A B İ R İ N C İ S E Ç İ L M E K T E N Y O R U L A C A K T I M . ”

Kaynak: http://listelist.com/tomris-uyar-kimdir/

Herkes seni sen zanneder.

Senin sen olmadığını bile bilmeden,

Sen bile

Seni ben geçerken Derim ki,

Saati sorduklarında;

Onu ”O” geçiyordur Kimse anlam veremez.

Tamir ettirmedin gitti der- ler şu saati.

Ettirmek istiyor musun de- mezler.

Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.

Zamanı durdururum yüre- ğimde,

Sensiz geçtiği için, Akrep yelkovana küskün- dür.

Şu bozuk saat çalışsa be- nim için ölümdür.

Bil ki akrep yelkovanı ge- çerse,

Atan bu yüreğim durur.

Bırak bozuk kalsın, hiç de- ğilse

Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur. ..

HAZIRLAYAN:

Çağla Su Kara

Nisan Şeyda Gelebek

(22)

ATATÜRK HAKKINDA BİLİNMEYENLER

Sayfa 22

Hiç yurt dışına çıkmamıştır, bütün liderler onu zi yarete gelmiştir.

Dünyada Başöğretmen sıfatla tek liderdir.

Bir geometri kitabı yazmış. üçgen, açı, dikdörtgen gibi ve 48 tane geometri terimi- nin (türkçe) isim babasıdır.

Yabancı bir dilde norveççe de atatürk gibi olmak diye bir deyim vardır.

Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkla hayatı boyunca en sevdiği yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldı. Tatlıya düşkün değildi ama canı istedi- ğinde çok sevdiği gül reçelini tercih ederdi.

Binlerce kitabı vardı. Ama bunların arasında bir tanesini hayatı boyunca hatta cep- hede bile başucundan ayırmadı. Reşat Nuri Güntekin´in ünlü "Çalıkuşu" romanını hep yanında taşır, her gün rast gele bir yerinden acar, birkaç sayfa okurdu.

Boyu 1.74 idi. Hayatinin son dönemlerine kadar 76 olan kilosu hastalığının ilerle- meye başlamasıyla 46´ya kadar düşmüştü. 43 numara siyah rugan ayakkabı giyerdi.

Cephelerde düşmanla göğüs göğüse savaşmış biri olarak en ilginç özelliği savaş meydanları dışında kan görünce fenalaşmasıydı.

Atatürkün iki atı vardı. Bunlardan en çok sevdiği atın adı Sakarya, muhabere yılla- rında bindiğinin adı ise Çankaya'dır.Atatürk'ün çok sevdiği köpeğinin ismi ise Foks'tur.

Atatürk’ün sofrasının en önemli özelliğiyle başlayalım: Yemek masasının bir kena- rında kara tahta dururdu. Yemeğe katılanlar düşüncelerini bu kara tahtanın önünde tebeşirle bir şeyler çizerek ve yazarak anlatırlardı. Ayrıca her tabağın yanına bir not defteriyle kalem konurdu3997 adet kitap okumuştur 9 adet kitap yazmıştır.

Bildiği diller; Fransızca(Harp okulunda öğrenmitir.),Arapça,Farsça,Latince

Almanca 1918 de Avusturya'ya Tedaviye gittiğinde öğrenmiştir.

Latince Japonca Tomajiro Yamada tarafında 1.Dünya savaşının başlangıcına kadar öğrenmiştir. 1931 yılında Türk-Japon barış yemeğinde Sensei olarak karşılamıştır.

MİNA ER DİLARA BAYEZİT

KAYNAKÇA

(https://www.uludagsozluk.com/) (onedio.com)

(http://t24.com.tr/haber/sube-muduru-adaylarina-ataturkun-ati-ve-kopeginin-adini-sorup-elediler,319037) ( http://www.hurriyet.com.tr/ataturk-sofradan-yari-ac-kalkardi-25083051)

(23)

FUTBOL

ATATÜRK futbolla ilgilenen liderlerdendir.Dönemin futbolu henüz yeni geliş- mekteydi.Futbolla ilgili birçok anısı vardır.

GÜREŞ

Sevdiği sporlar arasındadır.Severek güreşerek kendisini göstermiştir.Okul döne- minde birçok öğrenci arkadaşıyla güreşerek devamlı galip gelmiştir. Cumhuriyet’in kurulması ile birlikte kolordunun ziyaretinde Mehmetçik ile güreşe tutulmasına dair bir anısı olmuştur.Gözlerini doldurmuş ve ağlamamak için kendini zor tutmuştur.

BOKS

1925 yılında İŞ Bankası’nın 1. kuruluş yılında balo tertiplenir.Atatürk’ün şerefine burada eğlenceli zaman geçirmesi için boks maçı hazırlandı. Dövüşçülerin gözleri kapa- lı şekilde birbirleri ile dövüşecekti.Oldukça heyecanlı olması Atatürk’ü heyecanlandırır ve Kılıç Bey tarafından ‘boks maçı, paşanın pek hoşuna gitti, biraz daha uzatın’ demiş- tir.

DENİZ VE KÜREK SPORU

Atatürk doğa ve deniz aşığı bir liderdi.Deniz sporları ile uğraşırken birçok fotoğ- rafını bulabilirsiniz.Yüzmek, kürek çekmek gibi alanlarda kendisini göstermiştir.Halk ile iç içe olarak sporlarını yapıyordu.Kışın yorgunluğunu çıkarmak adına Florya’da bu- lunan Cumhurbaşkanlığı Deniz Köşkü’nü yaptırmıştır.

MİNA ER KAYNAKÇA DİLARA BAYEZİT www.denkbilgi.com

ATATÜRK’ÜN İLGİLENDİĞİ SPORLAR

(24)

BUSAN ŞEHİTLİĞİ Güney Kore’nin Busan şehrindeki Birleşmiş Milletler Kore Anıtsal Mezarlığı, Kore Savaşı’nda hayatını kaybe- den Birleşmiş Milletler askerleri için yaptırılmış.

Mezarlık içinde Kore Savaşı’nda şehit olan 724 askerimizden 462′

sinin defnedildiği ‘Türk Şehitliği’ de bulunuyor.

Kore yemeklerinde sarımsak, zencefil, soya sosu, kızar- mış kırmızı biber, susam ve susam yağı çok kullanılır.

Korelilerin milli yemekleri "Kim chi" denilen baharatlı bir turşudur. Bu turşu karda ve donda insanı tok tutan ve ısıtan bir besin maddesidir. Bu baharatlı turşu hemen her yemeğin yanında olur.

Ülkenin Busan,Daegu,Incheon Daejon gibi büyük şehirleri vardır.

Güney Kore oldukça sanayileşmiş, büyük bir ekonomiye sahip, standartları epey yüksek bir ülke. Ülkenin ekonomisi ihracata dayalı, özellikle elektronik, otomotiv, gemi inşası, makine, petrokimya ve robotik endüstrilerin- de güçlü. Ülkenin en büyük sorunu 1948 yı- lından bu yana Kuzey Kore ile yaşadığı bö- lünmüşlük ve gerginlik. Ayrıca Kore yaşadığı büyük kıtlıktan 56 yıl sonra Samsung, LG, Kia gibi büyük şirketleri kurabilmiş.

GÜNEY KORE Başkent : Seul

Yönetim biçimi: Cumhuriyet Nüfus : 50,062,000

Yüzölçüm : 99.480 km² Dili: Korece

Dini : Hıristiyan , Budist ,Şamanist Para birimi: Won (KRW)

Sayfa 24

Hazırlayan: Zeynep Sude Genç

(25)

GÜNEY KORE

SEUL

Seul (Korece: 서울) (resmi adı Özel Seul Kenti (서울 특별시, Saul Tukpialşi), Güney Kore başkenti ve en büyük şehridir. Dünya- nın en kalabalık şehir- lerinden biri olan Seul- 'un şehir merkezinin nüfusu 10 milyonun üstündedir

Seul, hükümet binaları, bankaları, iş merkezleri ve üniversiteleri ile Güney Kore'nin en önemli finan- sal, politik ve kültürel mer- kezidir. Seul şehri Han nehri ile iki bölgeye ayrılır.

luslarlarası bir çok şirketin Kore'deki genel merkezleri Seul'da bulunmaktadır.

Bunl arın arasında Citigroup, Deutsche Bank ve HSBC gibi bir çok banka da yer al- maktadır. Şehrin nüfus yoğunluğundan ötürü günümüzde Seul'un silüetini süsleyen bir çok gökdelen bulunur.

Bunlardan bazıları K o r e a F i n a n c e Building, N Seul Kule- si, Dünya Ticaret Mer- kezi, ve yedi adet gök- delenden oluşan Tower Palace'dır.

Alışveriş

Dongdaemun : Güney Kore'nin en büyük pazarı olan Dongdaemun Seul'de bulunur. Ülkenin karakte- ristik ürünlerinin de yer aldığı bu pazar turistler tarafından çok rağbet gö- rür.

Myeongdong : Jung sem- tinin içinde yer alan bu bölgede yerli ve yabancı birçok markanın mağaza- ları bulunur.

Insadong : Kore'nin tarihi ve modern sanat eserleri- nin sergilenip satıldığı merkez.

Yongsan Elektronik Pa- zarı : Asya'nın en büyük teknoloji pazarıdır.

Hazırlayan:Helin Mevlüde Kayran

(26)

Sayfa 26

Bu ay teknoloji bölümünde inceleyeceğimiz icatlardan biri olan KERV dünyanın ilk temassız ödeme yüzüğü, ama özel- likleri sadece bununla sınırlı kalmıyor. Kerv NFC bulundur- duğu için NFC kullanılan her yerde kullanılabilir, telefona basitçe bağlanabilir. En güzel özelliklerinden biri ise metro, tren gibi toplu taşıma araçlarında kartlar yerine kullanılabilir olması. İnsanın aklına ‘’Bu kadar küçük bir cihaz nasıl şarj olacak?’’ ‘’Suya düşürsem ne olur? ’’ gibi sorular geliyor Kerv’in geliştiricileri hepsini düşünmüş farklı boyutlarda sa- tılan Kerv şarj olmaya ihtiyaç duymuyor ve tamamen su ge- çirmez. Henüz kick-starter aşamasında olan Kerv şuanda 40

£ ’ya ön siparişleri almakta.

Sizlere tanıtmak istediğim bir diğer icat ise bu minimalist mobil yazıcı. Bu yazıcı küçük tasarımı sayesinde sizinle beraber her yere gelebilir. Bu sayede öğrenciler, ofis çalışanları ve daha bir çok kişinin gününü kurtarabilecek bir bu- luş. Yaklaşık olarak bir yumruk büyüklüğündeki cihaza bluetooth ile istediğiniz dosyayı gönderebilirsiniz. İstediğiniz boyuttaki kağıt yüzeye yerleştirdiğiniz cihaz yüzeyde serbestçe haraket ederek istediğiniz dokümanları yazabiliyor.

Özellikle biz öğrencilerin gününü kurtarabilecek olan bu cihaz 10 Haziran 2014’

de hayata geçirilen projenin fiyatı henüz belirlenmiş değil umarım en kısa za- manda herkes bir tanesine sahip olur.

———————————————————————————————————————————————————————

Hazırlayan: Fatih KILINÇ

(27)

Kaynak:

http://www.avrupahaber.net/

http://annelerevecocuklarinaozel.blogspot.com.tr/

(28)

AYŞENUR ATAK OKULDAN HABERLER-MEZUNLARIMIZDAN

ÇAĞLA SU KARA EDEBİYAT

DENİZ KAVYAR MÜZİK

DİLARA BAYEZIT MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

FATİH KILINÇ KAPAK TASARIM-TEKNOLOJİ

HELİN MEVLÜDE KAYRAN ÜLKE TANITIMI

İREM SARI OKULDAN HABERLER-MEZUNLARIMIZDAN

MELİNA ZİLAN BARAN AYIN MESLEĞİ-AYIN RÖPORTAJI

MİNA ER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

NİSAN ŞEYDA GELEBEK EDEBİYAT

SEZGİ IŞIK TİYATRO

TUANA KIZILTAN SİNEMA

TUANA SUDE AÇABUĞA AYIN MESLEĞİ-AYIN RÖPORTAJI

YASEMİN ÜNAL GEZİ İNCELEME

ZEYNEP SUDE GENÇ ÜLKE TANITIMI

İÇERİK KONTROL— ZÜHRE ÜSTÜNOL (EDEBİYAT ÖĞRETMENİ)

EDİTÖR-DİZGİ—- ÖZLEM ÖZDEMİR (BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ ÖĞRETMENİ)

Referanslar

Benzer Belgeler

Dış ticaret açığı 1Ç16’da da yıllık %21 düşüşle ile USD12 milyar oldu.. Buradaki en belirgin etken petrol ve demir-çelik başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki

Tablo 73: 2017 Yılında Sağlık Hizmeti Alan Öğrencilerin Poliklinik Bazında Dağılımı (Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Tarafından doldurulacaktır). Tablo 74:

43297 ANTALYA / ALANYA / Türkler İMKB Sosyal Bilimler Lisesi Hazırlık + 4 yıl Kız/Erkek Pansiyon(Kız) İngilizce 120. 39287 ANTALYA / KAŞ / Turan Erdoğan Yılmaz Fen Lisesi 4

(2001)311 20.08.2001 31.08.2001 Hazır Giyim Kalıp Hazırlama Teknikleri Kursu Halk eğitimi merkezleri giyim öğretmenleri Alanya Endüstri Meslek Lisesi ANTALYA (2001)312

A rnavutluk Sayıştay Başkanlığından 20 kişilik Arnavutluk heyeti 16-20 Kasım 2015 tarihleri arasında düzenlenen Türk İş Birliği ve Koordinasyon

Korona aşısı ile il- gili önemli bilgileri Yeni Vatan Gazetesi Avusturya Sağlık Bakanlığı (Bundes- ministerium für Soziales, Gesundheit, Pflege und

Ankara güzel sanatlar lisesi stratejik plan kurulu: okul müdürü, müdür yardımcısı, 6 öğretmen, 2 memur, 2 veli, 3 öğrenci ve 1 personelden olmak üzere toplam 16 üyeden

GZM202 Bahçe Bitki Prof.Dr.Osman GÜLŞEN Kayseri:7.. GZM214 Temel Laboratuvar Bilgisi Dr.Selma B.BEYZİ