• Sonuç bulunamadı

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL Open Access Refereed E-Journal & Indexed & Puplishing

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL Open Access Refereed E-Journal & Indexed & Puplishing"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

International

e-ISSN:2587-1587

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL

Open Access Refereed E-Journal & Indexed & Puplishing

Article Arrival : 05/03/2020 Related Date : 14/05/2020 Published : 17.05.2020

Doi Number http://dx.doi.org/10.26449/sssj.2329

Reference Yaşar, T. (2020). “Yaşar Kemal’ın ‘İnce Memed.1’ ve Kemal Tahir’ın ‘Rahmet Yolları Kesti’ Adlı Eserlerinde Çocuk Eşkıyalar”

International Social Sciences Studies Journal, (e-ISSN:2587-1587) Vol:6, Issue: 62; pp:2162-2166

YAŞAR KEMAL’IN ‘İNCE MEMED.1’ VE KEMAL TAHİR’IN ‘RAHMET YOLLARI KESTİ’ ADLI ESERLERİNDE ÇOCUK EŞKIYALAR

Kid Bandits In Yaşar Kemal's Ince Memed.1 And Kemal Tahir's Rahmet Yollari Kesti' Workss

Dr. Öğr. Üyesi. Tahir YAŞAR

Siirt Üniversitesi, Yabancı Diller Yüksekokulu, Siirt/Türkiye ABSTRACT

Eşkıya kelimesinin sözlük anlamı kanun kaçağı, yol kesen, adam soyan, gasp yapan kişi anlamındadır. Bu tarife bakıldığı zaman eşkıyalığın hiç te hoş bir eylem olmadığı görülmektedir. Buna karşın Anadolu’da yüzyıllarca ünlü eşkıya efsanelerinin anlatıldığı da bir gerçektir. Bu efsanelerin kimisinde haksızlığa karşı halkı koruyan, mal ve can güvenliklerini sağlayan eşkıyalardan söz edilir. Köroğlu, İnce Memed gibi. Kimileri de acımasız, gaddar, yolkesen, adam soyan belli çıkar çevrelerinin menfaatlerine hizmet eder. Ortak yanları devlet otoritelerince aranan suçlu kişiler olmalarıdır.

Devlet otoritesinin zayıf olduğu veya olmadığı yerde eşkıyanın türediği tarihi bir gerçektir. Bu durumu Yaşar Kemal’in İnce Memed’inde, Kemal Tahir’in de Rahmet Yolları Kesti adlı eserinde açıkça görülmektedir.

Bu çalışmada Türk edebiyatının iki değerli ve ünlü yazarı Yaşar Kemal’in İnce Memed ve Kemal Tahir’in Rahmet Yolları Kesti adlı romanları incelenerek bu eserlerde her iki yazarın eşkıyaya bakış acısı irdelenmiştir. Yaşar Kemal ünlü eseri İnce Memed’te Cumhurriyet’in ilk yıllarında devlet elinin pek uzanamadığı, bundan dolayı bir otorite boşluğunun oluştuğu Çukurova’da haksızlıklara, ağaların zulmüne, açlığa, sefalete karşı çıkan bir eşkıya efsanesi yaratır. Diğer taraftan dönemin ünlü yazarlarından Kemal Tahir, Rahmet Yolları Kesti adlı yapıtıyla, Yaşar Kemal’in aksine her türlü eşkıyalığa karşı çıkan ve yıllardır Anadolu’da dilden dile dolaşan eşkıya efsanelerine karşı çok güçlü bir tavır ortaya koymuştur. Özellikle yarattığı Maraz Ali çocuk karakteriyle eğitimsiz, ve eşkıya efsaneleriyle büyüyen bir çocuğun içine düşüğü durum hiç kimse tarafından göz ardı edilemez. Sonuç olarak eşkıyalığın toplumun ekonomik, sosyal, kültürel ve moral olarak zaafa uğradığı dönemlerde ortaya çıktığı, var olması gereken devlet otoritesinin yerini almaya çalıştığı, belli menfaat gruplarına hizmet ettiği aşikardır. İNCE MEMED bu konuda bir istisna olarak anlatılsa dahi bu gerçek değişmez.

ÖZET

Bandit means a person who is outlaw, interceptor, grabber and robber. From this definition it is clearly understood that banditry is not a good issue. But it is a reality that many tails (legends)of banditry are told in Anatolia. Some legends are about the bandits as Koroğlu and Ince Memed who were protecting the people against unjustness, and ensuring their life and property safety. On the other hand some tails are about the savage cruel and killers like Durdu. The common feature of all: they were guilty men wanted to be captured by the authority. So it is obvious that there were bandits in the zones where the authority of the government was weak or there was no authority.

These circumstances can clearly be seen in two novels:

The Ince Memed by Yaşar Kemal and Rahmet Yolları Kesti (Rain Cut The Paths) by Kemal Tahir. In this study the point of views of the two famous and important writers about banditry through their novels mentioned above are examined. Yaşar Kemal creates a kid bandit character who had lived in Çokurova and been fighting against the cruelty of land owner called Ağa and the famine, poverty , misery in in the region where was far away from Ankara during the first years New Republic.

But Kemal Tahir’s story is about a kid grew up by listening the legend of ancient bandits and his tragic end.

Maraz Ali the kid had lived nearly at the same era with Ince Memet in Çorum district. As a result both novels are bout bandits. Banditry occurs in the regions far from the state Authority and in the places that people are not educated, full of unjustness, cruelty and poverty. Those bandits had tried to replace the authority and had tried to work for benefits of illegal savage bosses even if Yaşar Kemal had evaluated Ince Memed as an exception.

Key Words: bandits, authority, legend, freedom

Review Article

(2)

Türk Tarihi eşkıya efsaneleriyle doludur. Neredeyse Anadolu’muzun her bölgesinde çok ünlü eşkıyalarla ilgili efsaneler anlatılmaktadır. Adlarına türküler yakılmış ve günümüze kadar bu efsaneler anlatıla gelmektedir. En önemli ve meşhur eşkıya efsanelerinin başında Köroğlu, Akçalı Kel Mehmet, İnce Memed sayılabilir. Bunun yanında Anadolu’muzda dağa çıkmış kendi çetelerini oluşturmuş binlerce eşkıya bulunmaktadır. Bu eşkıyaların kimisi halka iyi davranmış, az da olsa saygınlık kazanmış dolayısıyla halk tarafından korunmuş, beslenmiş, giydirilip saklanmıştır. İnce Memed gibi. Kimisi de insanlara her türlü işkenceyi reva görmüş, mallarını talan etmiş, bazen de masum insanları çırıl çıplak soymuş ve halkın kabusu haline gelmiştir. Çukurovalı Durdu gibi.

Aslında sözlüğe bakıldığında eşkıya, yol kesen, adam soyan, insanların mallarını gasp eden, kanun kaçağı anlamına gelmektedir. Acaba tüm eşkıyaları bu tarifin içine sokmak mümkün mü?

Sorusuna verilecek cevap “evet”tir. Sebebine gelince en iyisinden en kötüsüne kadar yol kesmemiş, haraç almamış eşkıya yoktur.

Eşkıyanın ortaya çıkışına neden olan önemli olaylar vardır. Bu nedenler: kan davaları, belli kişilerin zulmüne uğramak, bir sisteme veya hakarete baş kaldırmak, yoksulluk, cehalet, adalet sisteminin yetersizliği, bazı kişilerin gayrı meşru yollarla nam sahibi olma arzusu ve devlet otoritesinin zayıf olduğu yerlerde insanların kendilerine göre bir adalet sistemi sağlamaya çalışması ve tüm bunlara ilaveten devlet otoritesinin zayıflaması ile birlikte otoritenin belli menfaat güçlerinin eline geçmesi olarak görülür.

Bu çalışmada Türk Edebiyatının iki önemli yazarları olan Yaşar Kemal’in İnce Memed ve Kemal Tahir’in Rahmet Yolları Kesti adlı eserler eserleri irdelenerek her iki yazarın eşkıyaya bakış açıları incelenecektir.

İki esere de bakıldığında eşkıyaların başka bir deyişle roman kahramanlarının ortaya çıkış dönemi Cumhuriyetin ilk yıllarıdır. Dolayısıyla devlet otoritesinin tüm Anadolu’da tam sağlanamadığı bir dönemdir. Otoritenin zayıflığının yanında, savaş yılları, yoksulluk, cahillik ve eğitimin neredeyse olmadığı bir dönemden söz edile bilinir. Yaşar kemal eserinde bu otorite eksikliğini veya ortamı şu sözlerle dillendirir.

“Bin dokuz yüz on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi…Birinci Dünya Savaşı, Osmanlının yenilgisi. Bu sıralar Çukurova asker kaçakları, eşkıyalarla dolu. Toroslar eşkıyadan geçilmiyor. “(Kemal Yaşar,İnce Memed.s.291)

“Halkla yeni zenginler arasında bir boğuşmadır başlar. Zenginlerin toprakları gittikçe büyür. İşte bu sıralarda, toprağı için canını dişine takıp vuruşan, hakkını arayan halka karşı dağlardaki eşkıyalar da bir zor silahı olarak kullanılır. Bunlar dağlarda beslenir, yönetime karşı da korunur. Bu gerekli umara başvurmadık hemen hemen hiçbir ağa kalmaz. Dağlarda kendisine arka eşkıya bulamayan ağalar da, yeni eşkıyalar çıkarır dağa.” (Yaşar, İnce Memed, s.292)

Kemal Tahir’in de Rahmet Yolları Kesti adlı eserinde de eşkıyanın devlet otoritesinin zayıf olduğu bir dönemde ortaya çıktığı vurgulanmaktadır. Ne zamandır bu otorite zayıflığı? Elbette savaş dönemi, cumhuriyetin yeni kurulduğu ve devlet gücünün her tarafa yetişemediği dönemler ve dolayısıyla yokluğun, sefaletin, açlığın diz boyu olduğu ve adaletin sağlanamadığı zamanlar, Aynı şekilde eğitimin hiç olmadığı günler. Maraz Ali’in Bektaş Emmiye “Şimdi neden eşkıya yok?” sorusuna “Hükümet kuvvetli de ondan”(Kemal Tahir , Rahmet Yolları Kesti, s.24)cevabı manidardır. Sonra Kemal Tahir şöyle devam eder. “Asker kaçaklarından bazısı dağa sıçrar, olur sana eşkıya.. Lakin kulak verme, seferberlikte bile fazla sürdüreni pek görülmemiştir. Eşkıyalığın sonu yok. Adam, kurt gibi kovalanınca kıyıcı olur. Kıyıcı heriften de bir vakit hayır gelmez” (a.g.e .s.25)

İki romanın da en önemli kahramanı çocuktur. Yaşar Kemal İnce Memed’te öne çıkardığı çocuk kahramanı romana da adını veren İnce Memed’tir. Toroslarda bulunan dağ köylerinden

(3)

Değirmenoluk’ta doğmuş orada büyümüş, kendi köyünün dışında bir yere genç bir delikanlı oluncuya kadar gidememiş, yönetici olarak sadece köy ağasını tanımıştır. O, Çukurova’ya ilk geldiğinde şehirdeki kalabalık ve değişik yapılar, cadde ve binalar karşısında şaşkına döner. İlk sorduğu soru “Buranın ağası kim? (Y. Kemal, İnce Memed, s.79) Sonra Memed Çukurova’nın dışında da güzel, kalabalık, ve her türlü alışverişin yapıldığı iller olduğunu gece konakladığı hanın sahibi Hasan onbaşıdan öğrenir. Çukurova’da yaşadığı tüm yeniliklere karşı onun eğitimsiz bir şekilde büyüdüğünü, dolayısıyla dünyadan habersiz olduğunu göstermektedir. İnce Memed’in gördüğü, öğrendiği tek şey Abdi ağanın yaptığı zulümdür. Burada eğitimle ilgili şu sözler insanın aklına gelir; “Eğitim süreci, bireyin dünyaya geldiği ailede başlar ve sonraları yakın çevreden uzak çevreye genişleyerek, yaşam boyu sürer” (Tunç Binali,2015). Okuyucunun aklına hemen şu soru gelir. İnce Memed ailesinden hangi eğitimi aldı? Geniş çevreden nasıl bir Eğitim aldı? Nasıl gelişti? Bu soruların cevabı koca bir hiçtir. Bu soru namlı bir eşkıya olup yaşamını bunun üzerine kurmaya çalışan çocuk Maraz Ali için de sora biliriz. Sanırım bunun cevabı da aynı olacak.

Memed’in de Maraz Ali’nin de anneleri başkalarına muhtaç. Kendilerinin köydeki geleneksel öğretiden başka bir bildikleri yok. Maraz Ali’in Çerçi ağanın evindeki hizmetçilik yaşamı boyunca dinlediği namlı eşkıya masallarıdır. Ancak romanın ilerleyen sayfalarında Maraz Ali’in Çerçi Ağa tarafından bu amaçla yetiştirildiği görülüyor.

Prof Dr. Selahattin Ertürk derki; “Eğitim, bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir” (Ertürk. S. 1975) Aslında yazarın burada vurgulamak istediği iyi yönde gelişme sağlamak amaçlanır. Ama Maraz Ali’nin aldığı eğitim tamamıyla kötüye yöneliktir. Çünkü ortam bunu gerektirir. Çerçi ağanın ev ortamın da on yaşlarında dinlediği tüm alaylar ölme ve öldürme üzerine eşkıya efsaneleridir. Oysa Eğitimcilerin genelde kabul ettiği eğitim tanımı: insanların karakterlerinde var olan iyiyi ve güzeli ortaya çıkarmak, disipline etmek ve topluma sunmaktır. Ancak ne İnce Memed’in ne de Maraz Ali’in böyle bir şansları olmamıştır.

Eğitimcilerin ortak olarak kabul ettiği eğitime bakış açısına göre eğitimi oluşturan üç temel faktör:

aile ortamı, çevre ve okul bir çocuğun eğitiminde baş rol oynamaktadır. Bu üç önemli faktörden biri eksik olduğumda çocuğun yetişmesi de eksik olur. Şimdi bu kriterlere bakıldığında eğitimin insanlar için ne kadar önemli olduğu görülür. Oysa Memed tüm bu kriterlerden yoksun, sadece köydeki günlük olaylardan öğrendikleriyle yetinmek zorunda kalmıştır. Ne yazık ki köydeki ortam ve ağanın inanılmaz baskısı Memed’i dağa yani eşkıyalığa yönlendirmiştir. İnsan kendi kendine sormak zorunda kalıyor. Eğer İnce Memet kendisini ve annesini savunmanın başka bir yolunu bilseydi dağa, yani eşkıyalığa yönelir miydi?

İnce Memed kendisini, annesini, köylüsünü ve en önemlisi sevgilisini kurtarmak için dağı başka bir deyişle ölmeyi ve öldürmeyi seçer. Yazar Memed’i diğer eşkıyadan ayırmak için sürekli onu iyi, merhametli, özgürlükçü göstererek halkın sevgilisi haline getiriyor. Onu efsaneleştiriyor. Ama gerçek şu ki Memed de bir eşkıyadır. O da zaman zaman yol kesmiş adam öldürmüştür. Örneğin elindeki süslü eşkıya malzemesini, gümüşlü kemerleri Maraş’a giden bir grup tüccardan gasp etmiştir. Ancak Yaşar Kemal Memed’i özgürlükçü bir savaşçı olarak görmektedir. Okuyucusuna da öyle sunmuştur.

Kemal Tahir da Rahmet Yolları Kesti adlı eserinde çocuk bir eşkıya adayını ele almıştır. Romanda her ne kadar Uzun İskender olayın kahramanı gibi görünse bile esas ele alınması gereken çocuk kahraman Maraz Ali’dir. Maraz Ali de sağlıklı bir aile ve çevrede yetişmemiştir. Çerçi ağanın hizmetkarlığını yapmakta olan Maraz Ali baştan sonuna kadar biraz nam salmak için patlamaya hazır bir bomba gibidir. Romanın hemen başında Bektaş Emmi vasıtasıyla okuyucuya tanıtılan Ali elindeki lüveri (eski tabancayı) Bektaş emmi veya onun eşeğinin üzerinde denemeye çalışır. En büyük hayali namlı bir eşkıya olmaktır. Namı ta Çin’de duyulmalıdır. Maraz Aliyi bu aşırı nam salma sevdasına sokan faktörlerin başında sağlıklı bir aile ortamı yerine Çerçi Ağanın evinde dinlediği eşkıya maceralarıdır. Onun en fazla zevk aldığı müzik eşkıyaya yakılan türkülerdir.

(4)

Uzun İskender, Maraz Ali için dokunulmaz bir evliya yerindedir. Aliyi yetiştiren gariban anası değil, ağasıdır. Ne yazık ki Çerçi ağa sürekli olarak gayrı meşru yollarla para kazanan, insanları komplolarla idare eden ve kendisine mecbur eden bir tiptir.

Kemal Tahir eşkıyalığın asla doğru bir yol ve yöntem olmadığını ayrıca Uzun İskender karakteriyle de açık bir şekilde göstermektedir. Yıllarca ekmeğini yediği, kendisine evladı gözüyle bakan Kasım Dede’nin evini soyar, eşini yaralar ve kendisini de darp eder. Oysa Kasım Dede en kötü zamanında ona evini açmış ve Tanrı misafiri olarak kabul etmiştir. Burada André Mauris’in şu sözleri eşkıya varlığını her toplum için tehlikeli olduğunu göstermektedir. “Ahlak düzeni sağlam olmayan ev soyguncularıyla başa çıkamayan bir toplum,-ruhunda arta kalmış barbarlık duygusunun da baskısıyla- soyguncularına karşı hayranlık duyar” (T.Kemal, Rahmet yolları Kesti.giriş.)

Uzun İskender, Çerçi Ağa ve çevre eşkıyalığı Maraz Ali’ye dağların padişahlığı olarak tanıtırlar.

“Yiğit kısmı on altısında ağır ağır namlanmaya başlayacak. Ben, senin çağda neredeydim bakalım? Rahmetli Kavlak Ali’nin çetesindeydim. Kavlak ne demek?

Zamanında bir Mustafa Kemal Paşa da oydu.” (T. Kemal. A.g.e.s.150)

Artık Maraz Ali için bir eşkıyanın çetesinde nefer olmak, bir delikanlı için erişilebilecek en yüksek mertebedir. Lakin bu yolla kendisini ispat edecek ve Dünyaya nam salacaktır. Nihayet ağası kendisine Uzun İskender’le bir göreve gitmesi gerektiğini bildirmesi, ona en büyük müjde gibi gelmiştir. Hiç tereddüt etmeden görevi bir emir telaki eder. İşte zavallı Maraz Ali’nin çevre ve aileden aldığı eğitim budur. Kemal Tahir’in de parmak bastığı bir sorundur eğitimsizlik ve gencecik dimağların böyle yetiştirilmesinden rahatsız olmasa bence yazar bu romanı yazmazdı.

Onun için okuyucunun bu bakış açısıyla bu romanı ele alması gerekir. Özellikle eğitimciler için ders alınması gereken bir eserdir Rahmet Yolları Kesti adlı eser.

Kemal Tahir romanının sonunda eşkıyalığın ne adi bir şey olduğunu ve sonunun asla hayırlı olmadığını açık bir tavırla ortaya koymuştur. Kasım Dedenin evini soyan eşkıyalar evden çıktıktan sonra sabaha kadar yol alır. Ancak bu kadar zaman yürümelerine rağmen istedikleri yere varamazlar. O kadar yağmur yağar ki her tarafı sel basar. Onlar da Köyün dışında bir ağıla sığınırlar. Sabah köylü ve jandarma etraflarını sarar. Köylülerle çatışmaya girerler. Arkadaşları Zeynel Öldürülür. Uzun İskender dostlarını satar gider teslim olur. Olan Maraz Ali’ye olur. Onu yakalamaya giden köylü delikanlılardan birini her zaman denemek için elinde tuttuğu lüveriyle öldürür ve katil olur. Günlerce sorguda dayak yer. Üstelik halka teşhir edilmek üzere sokaklarda yürütülürken çatışma yerindeki tüm silah ve mermiler de ona yüklenilmiştir. O anda Ankara’dan Çorum’a mal almak üzere gelmiş iki tüccarın arsındaki konuşma tüm çocuk eşkıyaların akıbetini gösterecek ve esas olarak yazarın eşkıya ve eşkıyalık hakkındaki düşüncelerini net olarak ortaya koyacaktır.

“-Peki bil bakalım! Bunlar neden gezdirirler bunu yanlarında?

- Bilmeyecek ne var! Kör oğlu hesabı… Dağ başıdır. Bunlara da bir Ayvaz gerek..

-Ayvaz’ın işi?

-İnce hizmet, efendi, gayet zor bir hizmet.

-Kitabın Ayvazı, bir dünya güzeliymiş. Zülüflü bir güzel. Hani bunun zülüfleri?

- Sen bunu zülüflerini, Çorum Cezaevi’nde görmelisin. Bu oğlan, mahpus damında açlıktan gemini geveleyen çok Müslümanın duasını alacaktır.”(a.g.e.s.397)

Rahmet Yolları Kesti romanı için Tahir Alangu şöyle bir yorum yapar.

“Eğer bir memlekette bu eski eşkıya lejandlarının hayranlık havası, yalnız köylerde değil, aydınlar arasında da gidiyorsa, eşkıya ülküleştirilip yüceltiliyor, onlara birtakım

(5)

umutlar bağlanıyorsa, yalnız idari bir zaafın değil, aydınlar arasında da şuursuz bir ters anlayışın ve koşuluşun varlığına inanmak gerekir” (a.g.e.arka sayfa.1965)

SONUÇ

Görülüyor ki Kemal Tahir’in ilk romanlarından olan Rahmet Yolları Kesti halkımız arasında yıllardır sürüp gelen, folklorumuzun derinliğine yansımış bulunan eşkıya hayranlığına karşı çıkan bir yapıttır. İnce Memed’in büyük başarıyla aydınlar arasında yaygınlaşmaya başlayan bu hayranlığa karşı Kemal Tahir ters bir görüş göstermiş, yanlış bir duygusallığı önlemeye çalışmıştır. İster Köroğlu, ister İnce Memed, Maraz Ali veya başka bir eşkıya olsun bu işin sonu yoktur. Eşkıyalık devlet otoritesinin yerini almaya çalışan, zorbalara, ağalara ve menfaat gruplarına bazen bilerek, bazen istemeyerek, bazen de mecburiyetten dolayı hizmet eden bir başkaldırıdır. Sonu asla iyiyle bitmeyen bir maceradır. İki yazarımızın eserlerinde her ne kadar bir görüş ayrılığı bulunsa da okuyucunun veya biz eğitimcilerin önemle anlaması gereken konu eğitim olmalıdır. Gözlerini dünyaya açtığı günden itibaren eşkıya efsaneleriyle büyüyen bir çocuğun veya belli zorba ağaların zulüm hikayeleriyle büyüyen iki çocuğun yaşadıkları ve eriştikleri son insanlara mutlaka ibret olmalıdır. Şunu unutmamak gerekir ki Mustafa kemalin dediği gibi

“Hayatta en büyük yol gösterici ilimdir.” Toplumları geliştirecek, genç nesilleri yararlı bir halde topluma kazandıracak en önemli şeyin ilim irfan olduğu bir gerçek olarak önümüze çıkmaktadır.

Aksi halde sonuç Maraz Ali’nin yaşadığı acı gerçek olur. Kemal Tahir’in dediği gibi “Eşkıyalığın sonu yok. Adam, kurt gibi kovalanınca kıyıcı olur. Kıyıcı heriften de bir vakit hayır gelmez” (a.g.e .s.25)

KAYNAKÇA

Tahir Kemal, Rahmet yolları Kesti. Adam Yayınları İstabul.1975 Kemal Yaşar, İnce Memed 1,Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.2004

Tunç Binali, Eğitimin Tarihsel gelişimi ve 21. Yüzyılda Eğitim bilimlerinde yöntemler. Eğitim Bilimlerine Giriş. Edit. Hasan Basri Memduhoğlu. PEGEM. Ankara 2015

Ertürk S.1975. Eğitimde Program Geliştirme. Yelkentepe Yayınları. ANKARA

Referanslar

Benzer Belgeler

Bunun yanı sıra; branş açısından sosyal bilgiler öğretmeni adaylarının öğretmenlik mesleğine ilişkin tutumlarının fen bilgisi öğretmeni adaylarına göre

Bireyin kariyer gelişimi ve hazırlığı için göstermiş olduğu kariyer planlama, ağ oluşturma, beceri geliştirme, kariyer girişimi gibi davranışları proaktif

Çalışmada üniversite öğrencilerinin ‘Pandemi sürecinde önceki döneme göre daha çok spor yaptım’ duygu durumlarına göre bazen ve her zaman diyenlerin

The study therefore discusses the possibility that the third generation immigrant will return to the scene of crime and use photography and autoethnographic

Amaç: Hareketli tipografi, kinetik tipografi veya animasyonlu tipografi gibi çeşitli isimlerle adlandırılan, yazının hareketlendirilmesiyle yaratılan bu yeni

Kültürel yenilenme (cultural regeneration): Bu modelde, kültürel faaliyetler çevre, sosyal ve ekonomik alandaki diğer faaliyetlerle birlikte bir alan stratejisi

Sonrasında ise ABD’nin 1970-2019 dönemindeki enflasyon oranları ile FED’in söz konusu dönemde uygulamış olduğu politika faiz oranları grafikler yardımıyla analiz edilerek,

Buna göre görev süresi 10 yıl ve üzerinde olan yöneticilerin hastane tanınmışlığına, farkındalık faaliyetlerine, belli bir alana yönelmeye görev süresi 3-6