• Sonuç bulunamadı

«ZUR PALME» HİKÂYESİ VE ŞEHİRLERİN GELECEĞİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "«ZUR PALME» HİKÂYESİ VE ŞEHİRLERİN GELECEĞİ"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

«ZUR PALME» HİKÂYESİ VE

ŞEHİRLERİN GELECEĞİ

Yazan : Seyfi SONAD Mimar G. S. A.

Bir şehrin geleceği ile ilgili planlar ha-zırlanırken, birtakım kchne ve ruhsuz hayalî ölçü ve rakamlar kullanılır. Bilfarz: Her s;neki nüfus artışına göre 50 sene içinde % 20 ve yine bu uydurma nisbetlere göre tesbit edilen nüfus sayısına göre de şehrin iş ve ikametgâh mıntakaları sınırlandırılıp yol ve meydanları tayin ve tanzim olunur!..

Halbuki şehirlerdeki nüfusun azalıp ço-ğalmasiyle, daralıp genişlemesinde, şehirle-rin dışında hattâ yurt ölçüsünde çeşitli sos-yal ve ekonomik faktörlerin göz önünde tu-tulması icap etmektedir.

Bilfarz bundan 40 - 50 sene evvel Yakın ve Uzak Şarkın deniz ve kara transit yolu arasında mühim bir kavşak noktası sayılan fakat bugün büyükçe bir kasabadan farkı kalmayan Trabzon'da büyük çapta inşa edi-len liman tesislerinden ancak yunus balıkları

(2)

ı ' F ı i i s

' T T ^ - r '

Tip kat plânlan ve 2. kat plânı

Diğer taraftan, 50 yıl içinde % 20 artış nisbetine göre sınırlandırılan büyük şehirle-rin nüfusu 10- 15 sene gibi kısa bir zaman-da, sosyal ve iktisadî sebeplerle taşra ve köylerden devam eden göçlerle yüzde yüz artmış bulunmaktadır.

Nitekim önceleri mübalâğalı ve lüzum-suz derecede geniş tutulduğu zannedilen bir okul, bir otel veya spor tesisleri kısa bir müddet sonra ihtiyacı karşılamamaktadır. Bütün bunlar realitelere uymayan ölçüleri körü körüne kullanmaktan ileri gelmektedir. Hele, yapı yükseklik ve gabarileri için ulu orta hazırlanan talimatnameler, ne günü-müzün ihtiyacı ve ne de şehrin estetiği ile alâkalı değildir. Bu sebepledir ki kaçak kat-ların ve gecekondukat-ların bir türlü önüne ge-çilemez.

Gelgelelim gün geçtikçe daha ziyade çatallaşan bu dâvalar karşısında, kimler bize doğru yolu göstermek cesaret ve ferasetini gösterip, şehir ve hemşerilerimizi düşüne-cek? Acaba dört başı mamur bir şehirde yaşayabilmek bahtiyarlığına erişebilmek için daha ne zamana kadar bekleyecek, işe ve evlerimize kazasız belâsız gidip, hafta tatili-mizi burnumuzdan gelmeden gönül ferahlığı ile yapabileceğiz!..

Bu ve buna benzer, ardı arası gelme-yen bir sürü soruların cevaplandırılması, an-cak. bizde olduğu kadar, bütün dünya mil-letlerinin henüz kesin bir çare bulamadığı problemlerin, mimarından tutun da, hu-kukçu, tüccar, doktor, kadastro tapucusuna kadar fikir birliği ve nefs feragati ile çalı-şıp halletmelerine bağlı bulunmaktadır.

İşte bu mühim dâva ile yakından ilgili olup. bize realiteleri aydınlatması bakımın-dan Zürih'te idealist şartlarla inşa edilen ZUR PALME tesisleri bu insanüstü feragat ve amansız mücadelenin en canlı ve başarı ile neticelendirilmiş misalidir.

Civarı yollarla çevrili olan bu şehir parçasının sondan bir evvelki projelerine takriben 10 sene evvel yani 1956 da başla-nılmış olup 7 senesi yapı müsaadesinin alın-ması için yapılan çetin mücadelelerle geç-miş, inşası ise 3 sene içinde bitirilivermiştir. Eğer daha önceleri buna benzer gayret ve çalışmalar LAUSANNE, G E N E V E ve BAL gibi şehirlerde yapılmayıp muvaffak olun-masa idi Z U R PALME hikâyesi hâlâ de-vam edecek, dünya sanat ve mimarlık âle-minin sık sık ilgilendiği bu yapı manzume-sinin yalnız model, fotoğraflarını görmekle yetinecektik!...

Çok şükür ki, küf ve rutubet kokulu kanunları körü körüne kullanmak isteyenler, daha önce yapılan mücadelelerin verdiği müspet sonuçlar karşısında, daha fazla inat gösteremeyip mimarların proje tekliflerine boyun eğmek mecburiyetinde kalmışlardır.

(3)

Vaziyet plânında mimarların günümü-zün modern ihtiyaçlarına uygun teklifleri gö-rülmektedir.

Halen şehirlerin dışında bile bu gibi Kurun Vüstaî şekilde avlulu kışlaların in-şasında mahzur görüldüğü halde, kanun ve talimatnamecilerin mimarları senelerce şe-hirlerin merkezinde bu gibi gelir ambarları ve insan depolarının inşasına zorlamaları çok şaşılacak bir inat örneğidir.

Bu sebeple yapılarımızın hâlâ labirent, yollarımızın dehlizler haline getirilmesine ne zamana kadar devam olunacak bilinmez!.

Bilhassa İsviçre gibi çok muhafazakâr olan memleketlerde ne estetik ve ne de tek-nik mevzularda fikir olsun veya olmasın halkın reyi alınması durumu büsbütün işin içinden çıkılmaz bir hale getirmektedir.

Bu itibarla şehirlerin asrımızın icap ve imkânlarına göre imarı, ancak ve ancak »ZUR PALME» gibi, yol, trafik, güneş, fay-dalı rüzgârlar, velhasıl bütün emniyet, sağ-lık icap ve ihtiyaçlarını rahatsağ-lıkla karşılıya-bilen tesislerin çoğalmasına bağlı bulunmak-tadır. Bu fâsit dairenin içinden ancak böy-lelikle kurtulanabilecektir.

«ZUR PALME» de başlıca estetik, tek-nik ve fonksiyonel hal suretleri :

I — Estetik:

Yapının mimari konsepsiyonunda kütle ve elemanların en iyi niyetler içinde armo-nize edilmesine çalışılmış, hâkim olan şa-kulî ve ufkî hatlardan başka, dolu ve boş satıhlarla birlikte tabiî ve sun'î malzemele-rin açık ve koyu renklemalzemele-rinden faydalanarak, küçük ve monumental ölçülerle kontrast veri-lip canlılıkla yaşatılması istenmiştir. Bu su-retle haklı bir şekilde gurur duyan mimar-larından bizzat işittiğim gibi, hâlâ Ortaçağ görünüşünden kurtulamıyan şehir ilerisi için örnek bir «Akzent» kazanmıştır. Diğer bir cihet de, yapıda aranan estetik ölçülerin ori-jinal değerlerinden biri de, mimarinin don-durulmuş bir müzik, müziğin ise hareket ha-linde mimarî sayıldığı kaziyyesine göre bu yapı senfonisindeki melodileri gözlerimizle duyabilmemiz için, yapıya ait çeşitli masif ve boş kısımların ölçü nisbet ve kıymetleri sahifelerimiz arasında görüleceği gibi bütün aralık ve yükseklikler, mimarları tarafından müzik şeklinde notalandırılmıştır! Ancak bu şemada, ritmos bakımından daha mühim ve tesirli olan kolon ve pencere açıklıklarının devamlı ahengi belirtilmediği için tarafımız-dan tamamlanmasına lüzum görülmüştür.

II — Teknik:

Çelik inşaat için yapı polisinin koyduğu ağır ve pahalı tecrit şartları gereğince inşaat

(4)

rike betcn elemanlardan faydalanarak 8 san-tim kalınlığındaki döşemeler hafif kirişler üzerine dökülmüştür. Yapıda dilatasyona li'zurn j-örülmemiştir. Temeller, takriben 30 metre derinliğinde burgu sistemi 88 beton kızık ile tahkim edilmiş olup. beherine 450 ton yük gelmektedir. Bütün binayı, bu ka-zıkların üzerine dökülen 2 metre kalınlığın-daki betonarme plâk taşımaktadır. 50 metre yüksekliğinde olan büro ve ikametgâh katla-rını ise beherine 3 ton isabet eden 8 kolon taşımaktadır. İki kat yükseklikte ve «F» şek-lindeki taşıyıcı prefabrike betonarme kolon-Iar, döşeme kirişlerinin demirlerine kaynak yapılarak bağlanmıştır. Bu kolonların mi-marî konsepsiyon icabı, mimarları tarafından haricen serbest bırakılması mühendisleri için pek o kadar enteresan olmamakla bera-ber, sühunet derecelerine göre yükseklikleri 13 milimetreye kadar değişen gerilme had-lerine karşı teknik çareler aranmış ve bu-lunmuştur.

2. katlardaki otomobil park yerlerini yola bağlayan helezon şeklindeki iniş ve çı-kış rampalarının uzunluğu 50 metre olup istinatsızdır. Bu sebeple «Vorgespant» sis-temi ile yapılması gereken rampaların be-tonarme hesaplan, mühendisleri tarafından model üzerinde yapılan eğilme ve burkul-ma tecrübelerinin verdiği neticelere göre ha-zırlanmıştır. Yapının bellibaşlı hususiyetle-rinden biri de binlerce parçadan ibaret olan alüminyum pencere, denizlik ve korkuluk gibi cephe elemanları normlaştırılarak ya-pılmış ve bu imalâtın yerlerine konması ras-yonel bir hale getirilmiştir.

III — Projenin fonksiyon ve şehircilik yönlerinden değerleri:

Her yönden yollarla çevrili olan ve 5500 metre kare yüzölçümünde bulunan bu arsada evvelce yalnız 4 ailelik bir ikametgâh mevcut olup geliri masraflarını bile koru-mamakta idi. Bu sebeple büyük şehirlerin merkezlerinde nadiren rastlanan böyle geniş bir arsanın sahipleri tarafından asırlarca muhafaza edilip parsele edilmemesinin bu tesislerin realize edilmesinde büyük bir ro-lü olmuştur. Aksi halde, her zaman yapıl-dığı gibi fazla ve kolay kazanç gayesiyle ufak arsalara bölünmüş olsa idi bir sürü mal sahibi ile anlaşmak çok zor ve belki de mümkün olamıyacaktı. Bu misal de göster-mektedir ki yapı sahaları hükümetler tara-fından kamulaştırılmadıkça, şehrin ve yol güzergâhlarının günün icap ve ihtiyaçlarına göre rantabl bir şekilde düzenlenip realize edilmesi güç hattâ yüzde yüz mümkün de-ğildir.

Evet biraz evvel de belirttiğimiz gibi evvelce yalnız 4 ailenin işgal ettiği bu yerin

(5)

Bir cephe detayı

dört bir tarafındaki yol çevrelerine getirilen satış mağazaları, lokanta, gazino, garaj ve park yerlerinden başka benzin satış istas-yonları için ayrılan davetkâr giriş ve entim gezinti ve istirahat yerlerinin sığdırılmasına rağmen, yayalar ve otomobil yolları eskisine nazaran daha emniyetli ve ferah bir şekle sokulmuştur. Diğer taraftan yapı kanunu ve talimatına göre 5 katı tecavüz etmemesi icap ettiği için özel müsaade ile 50 metre yük-seklikte yapılan 14 katlı bloklar içine sığdı-rılan büro ve ikametgâhlar 500 ün üstün-de olup mecmuu 100,000 m3 yi

aşmakta-dır. Bütün bunların haricinde kısmen iki katı ihtiva eden bodrum katlarında tesis olu-nan sığmak, klima, depolarla 60 otomobilin garajdan başka ikinci katların teraslarında 100 kadar otomobil park edebilmektedir.

Park terasının çıkış ve iniş rampaları arsanın trafik bakımından en sakin taraftaki yola getirilerek giriş ve çıkışlardaki zorluk ve tehlike önlenmiştir.

Özel müsaade ile inşa olunan 50 metre yüksekliğindeki büro ve ikametgâh katlarına 7 asansörle çıkılmakta, ayrıca iki merdivenle de birbirlerine bağlanmış bulunmaktadır. İki kat yükseklikte beton bir masa üzerine otur-tulmuş gibi görünen bu bloklara yel değir-meni şekli verilerek, geniş açıklıklar yük-sekliklere göre nisbetlendirilmiş ve bu su-retle merkezî sirklilâsyonlar ayrı istikamet-lere bölünerek işe başlangıç ve sonuç

saat-lerindeki izdiham hafifletilmiştir. Diğer ta-raftan bu blokların merkezileştirilmesiyle, kanunî icaplara göre hazırlanan komşuların güneşine mani olunmıyarak, büro ve ika-metgâhlarla birlikte civarındaki binalara daha müsait aydınlık ve manzara temin edilmiştir. Bu hal suretinin en mühim ka-zançlarından biri de evvelce mevcut, nadide evsaf ve büyüklükte ağaçlar muhafaza edile-bilmiştir. Aksi takdirde yine kanunun gerek-tirdiği hal suretine göre bu ömürlü ağaçla-rın feda edilmesi icap edecekti.

Yapının maliyet ve kira hadleri sebe-biyle büro ve ikametgâhlar kısmen klima-tize edilmiş olup ilerde tamamlanmak im-kânı sağlanmıştır.

Netice ve bir dilek : Buraya kadar ya-pılan açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, bütün belirli realitelere rağmen kanun hazır-layıcı ve tatbikçilerine lâkırdı anlatmak de-veye hendek atlatmaktan daha güç olduğu görülmektedir!. Bu sebeple bütün aklıselim ve iyi niyet sahiplerinin fikir ve arzularına tercüman olarak, bundan evvel geçmiş ve bundan sonra geçecek «ZUR PALME» hi-kâyelerini ilgililerin iz'an ve insaflarına ithaf eder, kendilerini insanlığa yardımcı olmaları için harekete geçmeye davet ederiz.

Y. Mimar Seyfi SON A D

A R K İ T E K T ' i n

K O L L E K S İ Y O N L A R I

1935 — 1965

Ciltli olarak tediyeli posta ile adresinize gönderilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Tip1, Tip2 ve Tip3 zeminlerde, 5 katlı binada, 4 m derinlikteki bodrum katlarının temel altlarında oluşan oturma grafiği. Tip1, Tip 2 ve Tip 3 zeminlerinde, 5 katlı bir binada,

G yüklemesinde temel altında oluşan taban basıncı diyagramı şekilde görüldüğü gibi olup en düşük taban basıncı değeri -48.588 kN/m 2 , en yüksek değerin ise

Mücbir sebeplerin takdiri Dahiliye Vekâletine aittir. A) Müstakbel şehir haritasının tanzimi sırasında elli sene içindeki nüfus değişmeleri göz önüne getirlerek her

Bu uygulamada Bölüm 2.1.1.’ de ön boyutlandırması yapılarak plan ve özellikleri verilen çelik binada yatay yüke karşı V dış merkez çapraz eleman kullanılarak

Yıldırım İlçesi’nden geçen Nilüfer Deresi’nin Deliçay koluna deşarj edilmeden akan kırmızı renkli atık suyu inceleyen TÜ;B İTAK’ın raporu korkunç gerçeği

Ayrıca bu mısırdan üretilen şeker fruktoz olduğu için GDO’suz mısırdan üretilse bile şeker pancarı şekerine göre çok daha sa ğlığa zararlı olacak.. Çünkü

bask ısı piyasaya çıkarken haritacılar kıyı çizgilerini yeniden çizip arazi tiplerini tekrar sınıflandırmak zorunda kald ılar.. Atlas'ın editörleri suçlunun

* Kapsül duvarının çabuk çözünmesi ve hazırlanmaları sırasındaki sıkıştırma işleminin tabletlere göre daha az olması nedeniyle, kapsüllerin