• Sonuç bulunamadı

wim\ Kthaitttıt dur*r Ur

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "wim\ Kthaitttıt dur*r Ur"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

wim\

Kthaitttıt dur*r Ur EFES K A N A L İLE E G E ' Y E B A Ğ L A N A C A K

1 — Vedius gymnasionu. 2 — Stadyum. 3 — Koressos kapısı. 4 — Tapınak. 5 — Çifte kiliseler. 6 — Liman hamamları. 7 — Liman. 8 — Arkadiane. 9 — Ti-yatro gymnasionu. 10 — TiTi-yatro. 11 — Ağora. 12 — Celsus kitaplığı. 13 — Se-rapis tapınağı. 14 — Yuvarlak bina. 15 — Odeion. 16 — Çeşme. 17 — Lukas'in me-zarı. 18 — Hamam. 19 — Magnesia ka-pısı. 20 — Doğu (kızlar) gymnasionu. 21 — Mezarlar. 22 — Su yolları. 23 — Es-habı-Kehif mağarası 24 — Aziz Paulus'-un mahpesi.

İzmir (a.a) — Tarihî Efes şehrini de-nize bağlayacak ve turistlerin yat ile li-man caddesine kolaylıkla ulaşmasını sağ-layacak bir kanal açılması düşünülmekte-dir.

İlgililer, 10 milyona malolacak bu projenin Turizm ve Tanıtma Bakanlığın-ca olumlu karşılandığını bildirmişler, an-cak proje konusunda Devlet Plânlama Teşkilâtının tasvibinin alınacağını söyle-mişlerdir.

Bu proje gerçekleştiği takdirde deniz yoluyla gelen turistler kolaylıkla Efes'-teki Liman caddesinde gezebileceklerdir.

Bilindiği üzere, tarihî Efes şehri anfik devirlerde deniz kenarında bir şehir iken Küçük Menderesin getirdiği alüvyonlarla dolmuş ve deniz 10 km. ötede kalmıştır.

A R K 1 T E K T ; Çok yerinde bir ka-rar olan bu teşebbüsün mutlaka ger-çekleşmesini terrtenni ederiz. Bu müna-sebetle, sayın Arkeoloğ Rüştem Du-yuran'in «E F E S O S> kılavuzunda (") bu tarihî şehrin kuruluşu hakkında ver-miş olduğu bilgilerden aşağıda kısaca bahsetmeyi uygun bulduk.

E F E S O S ' U S A D I , M E V K İ İ V E K U R U L U Ş U İlk çağların önemli şehirleri arasında adı en çok geçenlerden birisi Efesos'dur. Efesos adının etimolojik durumunu bu-gün kesin olarak tesbit etmek mümkün değildir. Antik yazarlardan bazıları onun bir Amazon adı olduğunu bazıları da es-ki Grekçeden geldiğini ileri sürüyorlarsa

da herhalde eski Grek dilinden gelmediği ve Batı ve Güney - Batı Anadolu bölge-lerinde rastlanan en eski şehir, ırmak ve dağ adları grupuna girdiği muhakkaktır. Efesos şehri, Batı Anadolu kıyılarının hemen hemen orta kısmında, Küçükmen-deres (Kaystros) nehrinin sularını boşalt-tığı kuytu ve ticarete elverişli bir kör-fezin kenarında kurulmuştu.

Burası Lydianın ünlü merkezi Sardes'-ten geçen Kıral-yolunun başlangıç nok-tası olduğu gibi, kuzeyindeki Gediz (Her-mos) ve güneyindeki Büyükmenderes (Ma-iandros) vadileri boyunca Anadolunun i-çerlerine doğru uzayan büyük ticaret ve kültür yollarının ortasında ve her ikisine de tâli birer yol ile bağlı bulunduğundan ticaret kültür ve siyaset alanında her türlü

(2)

gelişme ve ilerleme imkânlarına sahip bu-lunuyordu. Bundan başka, şehrin yanın-da, başlangıcı efsanevî devirlere kadar çıkan büyük bir Tanrıça tapınağının bu-lunuşu ve bu kutsal yerin bütün ilkçağ-lar boyunca dinsel önemini kaybetmeyi-şi, Efesos'un gelişmesinde büyük bir rol oynamıştır.

Fakat bütün bu avantajlara rağmen şeh-rin zenginlik ve refahına sebep olan tica-retini, hattâ her türlü yaşama imkânla-rını, kaybettirecek derecede tehlike yara-tan büyük bir tabiat kuvvetiyle savaşmak gerekiyordu. Filhakika Küçükmenderes nehri daimî olarak sürüklediği millerle, tıpkı kuzey ve güneyindeki iki büyük

ar-kadaşı Gediz ve Büyükmenderes nehir-lerinin denize ulaştıkları körfezlerin kıyı-larındaki şehirlerin limanlarını doldurduk-ları gibi, Efesos'un liman ve yöresini dol-duruyor ve böylece şehrin denizle olan ilişiğinin kesilmesine, hastalık yaratan

ba-taklıkların meydana gelmesine sebep o-luyordu. Bu büyük tehlikeyi önlemek için

zam'an zaman şehrin yerini değiştirmek zorunda kalınmıştır ki, binlerce yıllık şe-hir tarihinde dönüm noktalan halinde görülen bu önemli olaylardan sırası gel-dikçe bahsedeceğiz.

Şehrin ilk kuruluşu ve burada oturan-lar hakkındaki bilgilerimiz, adı hakkın-daki bildiklerimizden pek farklı değildir. Yani şehrin kimler tarafından ve ne za-man kurulduğunu kei'n olarak bilecek durumda değiliz. Ancak, daha M.E. İkin-ci bin yılın ikinİkin-ci yarısında - lyonyalıla rın gelişinden evvel - sonradan Artemis adını alacak olan Ana Tanrıçanın ta-pmağı yanında bir iskân mıntıkasının bu-lunduğu biliniyor.

Strabon'un anlattığı (XI, 505) eski bir Amazon efsanesine göre tapınak ve \<ehir Amazonlar tarafındarf kurulmuştu. Yine Strabon'a göre (XIV, 640) bu ilk şehir halkı Karialı ve Leleg'lerden teşekkül e-diyordu. Pafsanias ise (VII, 2, 7) Leleg'-lerle Lydia'lılar ve diğer1 topluluklardan

ibaretti, diyor. Fakat her halde Karia'lı unsur daha fazla idi.

(") EFESOS Kılavuzu — Rüştem Du-yudan. Millî Eğitim Bakanlığı yayınla-rından — Seri I, Sayı XIII — 1950 .

862 bin aile kirada ituruyor: [ j Ankara — İmâr ve İskân Bakanı

Ser-bülent Bingöl, Türkiyede 4 milyon 657 bin 888 ailenin kendi evlerinde, 862 bin 148 ailenin ise kirada otur-duklarını açıklamıştır.

içel bağımsız milletvekili Celâl Kargılının ' «Şehirlere göre ve top-lam olarak vatandaşlarımızın yüzde kaçının ev sahibi» olduğuna ilişkin bir yazılı soru önergesini cevaplan-dıran imar ve îskân Bakanı Bingöl, bu konuda şunları söylemiştir:

ÇEVRE SORUNLARI

Fransada, çevre üzerinde bilimsel araştırma yapacak bir kurul,

bulletin Français

d'informations Economiques. Q Çevre üzerine bilimsel araştırma

ya-pacak bir kurulun yaratılması Çev-re Bakanlığına bağlı ve çevÇev-re üze-rine bilimsel araştırma yapacak bir kurul meydana getirilmiştir. Bunun başına Tıp Fakültesinde profesör Bay Ruffie getirilmiştir. Bay Ruffie ayni zamanda Millî Araştırma Merkezi (CNRS) çalışmalarına katılmakta o-na yardımcı olacak kurul üniversite ve diğer araştırma yerletünden gel-mekte 27 kişi bu kurulun toplam üye sayısını vermektedir. Bu kurul sosyal ve ekonomik ayni zamanda teknolojik yönden araştırmayı yürü-tecek gerek üniversite gerek uluslar-arası açıdan sorunlar orljaya konu-lacaktır. Yaşama çevresi daha iyi bir şekle sokmak maksadiyle VI ci plan devresinde 1900 milyon frangın araş-tırma için harcanacağını burada söy-lemeden geçmemek gerekir. Gürültü için açılan bölümde 610 milyon frank önemli bir miktar ayrılmıştır.

işte teletherm bu sorunu halletmiş bulunmaktadır. Şantiyenin belirli yer-lerine 1 5 - 2 0 metre yükseklikte kı-zıl ötesi yayıcı koymak suretiyle dı-şarıda —10 derece şantiye içinde + 5 veya + 1 5 arasında değişen bir ısı te-min etmektedir. Harcama bakımtndan bu ısıtıcı 24 saat içinde metre kare

başına 0,24 F para masraf yapmak-tadır.

Bu alet sayesinde kış sporlarının yapıldığı salonları yüzme havuzlarını, kış sporlarının yapıldığı yerleri, ko-şu yapılan yerleri hava meydanları-nı tarım bölgelerini, zirai mahsûlle-rin donma tehlikesine karşı korun-ması hususlarda kuvvetli bir yardım-cı temin edildiğini...

«Hane halkı reislerinin kiracı - ev sahibi dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Köylerde ev sahibi sayısı 3 milyon 403 bin 786, köy-lerdeki kiracı hane reisi sayısı 84 bin 397, şehirlerde ev sahibi sayısı 1 milyon 254 bin 102, kiracı hane re-isi sayısı 777 bin 751 dir.»

İmar ve iskân Bakanı buna göre, Türkiyedeki aile reislerinin yüzde 84 ünün kendi evlerinde, yüzde 15 inin

kiCada oturduklarını büdirmiş, yüz-de birinin durumlarının ise tesbit edilemediğini belirtmiştir.

Köyler kasaba, kasabalar ise hızla büyük kent haline geliyor:

k e n t y ö n e t i m i

-s e m i n e r i

İzmir, (Cumhuriyetten) — İktisadî işbirliği ve Kalkınma Teşkilâtı (OE-CD) nin düzenlediği »Kent yöneti-mi» semineri dün saat 10.30 da Bü-yük Efes Oteli Petek Salonunda. ya-pılmıştır.

Açış konuşması yapan Müsteşar Yıl-maz Gürer, kentleşmenin önemine değinmiş, özetle şunları söylemiştir:.

Dikine gelişme... «Bugün Türkiye'de köylerin hiz-la, "kasaba kimliği kazandığını, ka-sabaların ise hızla büyük kentler ha-line geldiğini görüyoruz. Bu büyük gelişme yeni sosyal ilişkilerin doğ-masına yol açmaktadır. Hızla artan kentsel nüfus, Türk kentlerinin fizik-sel biçimlenmesini «Dikine gelişme» diye niteleyeceğimiz bir yolda etki-lemiştir. Türk kentleri hızla yenilen-mektedir. Daha on yıllık bir ömrü bile tamamlamamış yapılar yıkıl-makta, yerine yenileri yapılmaktadır. Malî yönden önemli bir sorun, kent yönetimi konusunda da yeni ve çe-şitli sorunlar ortaya çıkmaktadır. Alt yapısı belli bir yoğunluğa göre kurulmuş kent bölgelerinin dikine gelişmesi sonucu derhal yetersiz böl-geler durumuna gelmeleri, kent yö-neticilerinin dertlerini

arttınmakta-dır.» . , ' . , . . Seminere OECD üyeleri olan

İs-panya, Portekiz, Yugoslavya, Yuna-nistan ve Türkiye katılmıştır. Semi-nerde ingilizce, Fransızca ye Türkçe yayın yapılmıştır.

Toplantı Büyük Efes Hoteli (Pe.-tek) salonunda yapılmıştır.

A R K İ T E K T ,

Kolleksiyonları

1935 — 1971

Ödemeli posta ile

adresinize gönderilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Acele Bacı Helvası ritüeli şu şekilde gerçekleşmektedir: Daha önce dileği kabul olan bir kişi, evinde iki rekât hacet namazı kıldıktan sonra hiç konuşmadan mutfağa geçer

jinin bu evresinde, dakikleşme henüz s ö z konusu değildir— Yunanca aerdir). Doğal ya do Anaximenes'in adlandırdığı biçimiyle, eşit ola­ rak dağılım gösterdiği

Mantıksal olarak suyun ya da toprağın ya da havanın ya da herhangi bir şeyin ana madde olduğunu iddia etmek tamamen nedensizdir... • Thales’in dediği gibi eğer

Zar, üzerinde küçük delikler ve deliklerin içinde de sıvı kristaller ve boya olan sert bir plastik malzemeden oluşuyor.. Mor ışık yüzeyi aydınlattığında boya

Bu çalışmada, otel işletmelerinde iş tükenmişliği boyutları (duygusal tükenmişlik, duyarsızlaşma ve kişisel başarı) ile farklı liderlik tarzları (dönüşümcü,

anlaşamayacağımızı, daha doğrusu beni -ve daha pek çok kişiyi- anlayamayacağım düşündüğüm, ama zamanla onu yaşlı ve dalgın görenlerin tavır ve sözlerini,

Tasavvufi edebiyat bünyesinde, divan edebiyatı, aşık edebiyatı, halk edebiyatı ve hatta yeni edebiyat tarzını benimseyen sanatçıların yer alması, bu edebiyatın muayyen bir