• Sonuç bulunamadı

Karın ağrıları klinik olarak;

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karın ağrıları klinik olarak; "

Copied!
58
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

(2)

GİRİŞ

Karın içi organlardan herhangi birinde aniden ortaya çıkan ve ciddi sonuçlara neden olan nontravmatik patolojiler akut karın adı altında toplanır.

“Akut karın” ani başlayan, beklenmedik karın ağrısını anlatmak amacıyla kullanılan yaygın bir terimdir.

Genel olarak karın ağrısı şikayeti olan hastaların yaklaşık

%20-%25’i akut hastaneye yatış gerektiren ciddi bir durum ile karşı karşıyadır.

2

(3)

AĞRININ KRONOLOJİSİ;

Hafif şiddette başlayıp yavaş yavaş yoğunluğunu arttıran ağrı; peritonitler için karakteristiktir

(Apendisit ve divertikülit ağrıları).

Orta şiddette başlayıp hızla şiddetini arttırıyor ise; akut pankreatit, mezenter trombozu veya ince barsak tıkanmasını akla getirmelidir.

3

(4)

AĞRIYA EŞLİK EDEN BULGULAR;

Bulantı, kusma,

İshal, kabızlık,

Ateş, titreme,

Kilo kaybı

4

(5)

5

Karın ağrıları klinik olarak;

Akut karın ağrıları Kronik karın ağrıları

(6)

AKUT KARIN AĞRILARI

 Akut karın ağrıları için patognomik bir klinik semptom, laboratuvar veya röntgen bulgusu yoktur.

 Apandisit tanısı ile açılan hastaların %10-20’sinde normal apendiks bulunmuştur.

 Tanı hataları kadınlarda sıktır. Örneğin; akut salpenjit’in akut apendisit tanısı ile hatalı

operasyon yapılması.

6

(7)

AKUT BATINDA ACİL YARDIM

Kesin tanı koyma girişimlerinden kaçınılmalı,

Soluk yolunun açık kalması sağlanmalı,

Kusma olasılığına karşı önlem alınmalı,

Hastanın yaşamsal bulgularına göre OKSİJEN verilir,

İç kanama ve hipovolemik şoka karşı uyanık olunmalı,

Ağızdan hiçbir şey verilmez,

Ağrı kesici veya sedatif verilmez,

Hastanın rahat ettiği pozisyonda olması sağlanır.

7

(8)

8

• Akut ağrılar dışında aylarca devam eden ve genellikle acil cerrahi girişim gerektirmeyen ağrılardır.

• Tekrarlayan ağrıları olan ve bu ataklar arasındaki

dönemde tamamen asemptomatik olan hastalarda tanı koymak güç olabilir.

KRONİK KARIN AĞRILARI

(9)

9

Kronik Paroksismal Karın Ağrısına Neden Olan Hastalıklar:

FMF (Periyodik peritonitis)

• Akut intermittent porfiria

• Hemolitik anemi krizleri

• Diabetik ketoasidoz

• Kronik pankreatit

• Kurşun zehirlenmesi

• Hiperimmünglobülin D sendromu (Hiperİg D)

(10)

KRONİK KARIN AĞRILARINDA ACİL BAKIM

Oksijen

Damar yolu (RL veya SF)

Hastanın ısı kaybı önlenmeli

ANT Takibi

EKG

Demerol

10

(11)

HEMATOLOJİK VE

HEMATOLOJİK VE

ONKOLOJİK ACİLLER

ONKOLOJİK ACİLLER

(12)

Hematolojik aciller Hematolojik aciller

Sickle cell hastalık krizi

Hemofili

(13)

Sickle cell hastalık- Sickle cell hastalık-

anemi krizi anemi krizi

Hemoglobinin sentezinde genetik bozukluk nedeniyle, eritrositlerde

“Hemoglobin S” denilen anormal bir hemoglobin sentez edilmesi

sonucu meydana gelen hastalıktır.

(14)

Sickle cell (orak hücreli) anemide eritrositlerin esnekliği azalmıştır.

Bu durumda eritrositler geçtikleri ince kılcal damarlarda takılırlar ve tıkanmasına neden olurlar.

Tıkanan damar bölgelerinde oksijen azlığı gelişir.

Oksijen azlığı, o bölgedeki eritrositlerin daha da

oraklaşmasına neden olur.

(15)

Sickle cell krizleri, geceleri daha sık meydan gelir ve bu krizleri

hızlandıran etmenlerin sayısı ile ilişkilidir.

İskemik durum düzeltilmezse organ

disfonksiyonuna yol açan bölgesel

doku nekrozları olur.

(16)

Sickle Cell Krizini Hızlandıran Durumlar

◦Soğuk ortam.

◦Yüksekte olma (irtifa).

◦Enfeksiyon.

◦Metabolik ve solunum asidozu.

◦Stres.

(17)

BELİRTİ VE SEMPTOMLAR BELİRTİ VE SEMPTOMLAR

◦Orak hücre hastalık hikayesi.

Epizodik ağrı:

Çocuklarda; el, ayak, abdomen (abdomen ağrısı apandisit ağrısına benzer)

Yetişkinde; uzun kemiklerde, büyük eklemlerde, spinal kolonda

◦Halsizlik.

(18)

Sicle cell hastalık-anemi Sicle cell hastalık-anemi

krizi krizi

TANI

◦Retikülosit (olgunlaşmamış eritrosit hücresi) sayısının artması.

◦ Smear üzerinde sickle cell hücreler (lam üzerine yaymada).

◦Lökositoz.

◦Trombositoz.

◦Hemoglobin ve hemotokrit düşüktür.

(19)

Sicle cell hastalık-anemi krizi

ACİL YARDIM

◦Analjezi yapılır.

◦Orta şiddetli ağrılar için morfin sülfat.

◦Oksijen verilir.

◦İntravenöz rehidratasyon (izotonik sodyum klorür).

◦Hastada önemli anemi varsa kan transfüzyonu yapılır.

◦Antibiyotik (enfeksiyon mevcutsa) başlanır.

◦Ağrı için lokal ısı uygulaması yapılabilir.

◦Sıcak bir ortam sağlanır.

◦Duygusal destek verilir.

(20)

HEMOFİLİ HEMOFİLİ

Hemofili; genellikle iki temel

dolaşım plazma proteinin (faktör 8 veya faktör 9) birinin eksikliğinde oluşan konjenital koagülasyon

bozukluğudur.

Hemofili A (klasik hemofili): Faktör 8 eksikliğinde.

Hemofili B: Faktör 9 eksikliğinde

görülür.

(21)

Etiyolojik farklılıklarına rağmen, hemofili A ve B’nin klinikleri

benzerdir

Yumuşak dokuların, kasların ve büyük eklemlerin (diz, dirsek, ayak bileği)

içine kanama olması ile tanımlanır.

Kanama, aynı zamanda oral veya

nasal mukozada, üriner sistemde veya merkezi sinir sisteminde (genellikle

travma sonrası) meydana gelebilir.

(22)

Hemofili A ve B’de ACİL Hemofili A ve B’de ACİL

MÜDAHALE MÜDAHALE

Yaralanan bölge sabitlenir-hareketsiz hale getirilir,

Yükseltilir,

Buz uygulanır ve

Hafif basınçla sargı yapılır.

Pıhtılaşma faktörleri yoksa, taze veya taze dondurulmuş plazma transfüzyonu yapılır.

İnsan kanından yapılan pıhtılaşma

faktörlerini kullanmak artık daha güvenli olarak kabul edilir.

Eklem ağrılarını gidermek ve kanı uzaklaştırmak için kan aspire edilir.

(23)

KARDİYAK ACİLLERDE

ACİL YARDIM

(24)

KARDİYAK ACİLLER

1. Anjina pektoris

2. Myokard infaktüsü

3. Konjestif kalp yetmezliği

4. Hipertansiyon

5. Akut akciğer ödemi

(25)

ANJİNA PEKTORİS

Kalp, bir süre gereksiniminden az

oksijenle beslenmek zorunda kalırsa, şiddetli göğüs ağrısı olur, bu ağrıya angina pektoris denir.

Anjina Pektoriste görülen ağrıya

anjinal ağrı denir.  

(26)

ANJİNAL AĞRININ ÖZELLİKLERİ

Arttıran etkenler: Normalde olduğundan fazla hareket veya iş yapma, stres, ağır yemek, aşırı sevinç/üzüntü/korku/endişe, aşırı sıcak ya da soğuk.

Azaltan etkenler: Dinlenme.

Karakteri: Sıkıştırıcı, baskılayıcı tarzda bir ağrı.

Yeri : Substernal (sternumun alt kısmında).

Yayılımı: Sol omuz, kol, çene, epigastrium.

Şiddeti: Hafiften orta şiddete kadar değişebilir.

Süresi: 5-10 dakika sürebilir. 

(27)

Ağrıya eşlik eden semptomlar :

Bulantı, dispne, aşırı terleme. 

Bazen (özellikle yaşlı ve diyabetik kişilerde) ağrı olmadan, göğüste

ezilme-sıkışma hissi, dispne ve aşırı terleme ile de görülebilir.

Çoğu hastada hazımsızlık ile

karıştırılabilir.

(28)

Angina Pektoriste Acil Yardım

Yüksek yoğunlukta (% 90) oksijen başlanır.

Dilaltı nitrogliserin (isordil, 5 mg ) verilir.

Nitrogliserin, kalbin yükünü hafifletip oksijen gereksinimini azaltırken, koroner arterleri

genişleterek daha fazla kanlanmasını sağlar.

Hastanın ağrısı bu şekilde hafifler.

İlaç kan basıncını düşürdüğünden hastanın kan basıncı düşükse verilmemelidir.

Damar yolu açılarak, DAKŞ sıvı başlanmalıdır.

Hasta monitörize edilir.

(29)

MYOKARD İNFARKTÜSÜ

Kalbi besleyen koroner arterlerin çeşitli nedenlerle kalbi besleyememesi sonucu ortaya çıkan tabloya kalp krizi ya da (MI) denir.

Enfarktüs, kan desteğinin kesilmesine

bağlı doku nekrozudur.

(30)

AKUT MYOKARD İNFARKTI (AMI)

BELİRTİ VE BULGULAR:

Endişe ve ölüm korkusu vardır.

Nefes alamama hissi; hızlı ve yüzeysel solunum.

Şiddetli göğüs ağrısı.

Halsizlik, bulantı ya da aşırı terleme.

Senkopa yol açabilen aritmiler.

Şok bulguları; siyanoz, soğuk, soluk, nemli cilt.  

Ani ölüm (%40).

(31)

AMI’inde GÖĞÜS AĞRISININ ÖZELLİKLERİ

Azaltan/Artıran etkenler : Yoktur. İstirahat halindeyken ya da uykudayken başlar;

istirahat ya da nitratla geçmez.

Niteliği: Ezilme, baskı ya da ağırlık hissi şeklinde.

Yeri: Substernal bölgede hissedilir.

Yayılımı: Çeneye, sol kol ve omuza, her iki kola ya da epigastrik bölgeye yayılabilir.

Şiddeti: Ölüm korkusu oluşturacak kadar çok.

Süresi: Genellikle 30 dakikadan uzun sürer.

(32)

AMI ACİL YARDIM (Bilinçli Hastada)

Yüksek yoğunlukta (% 90-99) oksijen verilir.

Rahat edeceği pozisyonu alması sağlanır.

Yaşam bulguları değerlendirilip kaydedilir ve monitörize edilir.

ONAM (oksijen, nitrat, aspirin, morfin)

uygulanır

(33)

AMI’NDE ACİL YARDIM (Bilinçsiz Hastada)

Soluk yolunun açıklığını sağlamak için entübe edilir.

Yüksek yoğunlukta (% 99) oksijen bağlanır.

Mümkünse çift damar yolu açılır ve DAKŞ sıvı başlatılır.

Gerekiyorsa ve olanak varsa, İleri Yaşam

Desteğine başlanır.

(34)

KONJESTİF KALP YETMEZLİĞİ

(KKY)

AMI sonrası, ilk birkaç saat ya da birkaç gün içinde, myokardda iskemiye

bağlı oluşan hasar;

Kalbin pompalama işlevini kısıtlar ve kan kalpte göllenir ve konjestif kalp yetmezliği meydana gelir.

Kardiyak out–put azalır.

(35)

Kalbe geri dönemeyen kan, akciğerlerde  göllenmeye ve sıvı birikimine neden olur ve pulmoner ödem meydana gelir.

Dispneye ve köpüklü kanlı balgama yol açar.

Özellikle bacak ve ayaklarda olmak üzere yaygın ödem gelişir.

Taşikardi.

Kalpte büyüme görülebilir.  

(36)

KKY ACİL YARDIM

Yüksek yoğunlukta oksijen verilir, gerekiyorsa aspire edilir.

Yarı oturur pozisyon verilir,

rahatlamıyorsa ortopne pozisyonunda oturtulur.

DAKŞ %5 dekstroz verilir.

Arteriyal kan gazı alınır ve düzenli izlenir.

Diüretik verilen hastanın aldığı-çıkardığı sıvı takibi yapılır.

Pozitif inotropik ajanlar (dopamin,

digoxsin) vb. verilir.

(37)

HİPERTANSİYON

Hipertansiyon acilleri, acil servise başvuran tüm hastaların %52’ini

oluşturmakta ve bunların 1/3 ‘i aciliyet gerektirmektedir.

Kontrolsüz HT’de nöroretinapati ve

böbrek yetersizliğinin bulunduğu klinik

durum ortaya çıkar.

(38)

HT’DA HASTANIN

DEĞERLENDİRİLMESİ

Daha önce var olan kontrolsüz HT’de böbrek hastalığı, eklampsi, kontrolsüz kontraseptif ilaç kullanımı sorulur.

Sistolik ve diyastolik kan basınçları 140/90 mmHg’nın üstünde bulunur.

HT’li hastalarda retinopati, göz içi kanamaları, intrakraniyal basınçta artma, uyuşukluk, konfüzyon, koma ve nöbet gibi nörolojik belirtiler

izlenebilir.

(39)

ACİL TEDAVİ

 Damar yolu açılır ve %5 dekstroz takılır

 Yaşam bulguları izlenir

 Monitorize edilir

 Periferik nabızlar

 Cilt rengi, Nemi, Isısı

 Kapiller dolgunluk yönünden izlenir

 Kalbin yükünü azaltmak için

vazodilatatör ilaçlar uygulanır.

(40)

AKUT AKCİĞER ÖDEMİ (PULMONER ÖDEM)

Sol kalpteki yapısal ve fonksiyonel

bozulma nedeniyle;

akciğer kapiller basıncının ani yükselmesi ve alveollere ve

interstisyel alana sıvı dolmasıdır.

Nedenleri

 AMI

 Toksik gaz inhalasyonu

 Boğulmalar

 Toraksta

oluşan ciddi 

yaralanma

(41)

PULMONER ÖDEM ACİL YARDIM (1)

Hasta yüksek fowler pozisyonunda tutulur.

Yüksek yoğunlukta oksijen verilir.

Oksijen saturasyonu ve kardiyak ritim monitörize edilir.

Damar yolu açılır.

Endişenin giderilir ve morfin sülfat verilir.

İntravasküler volümü azaltmak için diüretik.

Nitrogliserin verilir (koroner vazodilatatör).

(42)

PULMONER ÖDEM ACİL YARDIM (2)

 Bronşları genişletmek için IV aminofilin yapılır.

 Kalbin kasılma gücünü artırmak için IV digoksin yapılır.

 Kan gazı izlemi.

 Aldıgı- çıkardığı sıvı takibi.

 Saatlik idrar takibi.

 Cilt ısısı, rengi ve nabız takibi.

(43)
(44)

Diabetik aciller

Hipoglisemi

Diabetik Ketoasidoz

(45)

Diabetik hastalarda; insülin ve oral antidiabetik ilaç kullanımına bağlı gelişen, plazma glukoz

konsantrasyonunun düşmesi sonucu ortaya çıkan klinik tablodur.

(46)

Adrenerjik Semptomlar

Terleme

Titreme

Çarpıntı

Taşikardi

Açlık Hissi

Halsizlik

Bulantı

(47)

Nöroglikopenik Semptomlar

Mental Bozukluklar: Baş ağrısı, sinirlilik, huzursuzluk, garip davranışlar, uyuşukluk

Fokal SSS Bulguları: Monopleji, parestezi, çift görme, görme kaybı, trismus, hareket

bozuklukları

Global SSS Bulguları:

-Stupor, konvülziyon, -koma, hipotermi,

-deserebrasyon

(48)

Diabetik olduğu bilinen ve şuuru kapalı olan her hastada öncelikle akla gelecek ilk tanı

“Hipoglisemi Koması” dır.

Diyabetikler yanlarında şeker hastası olduğunu belirtir bir kart taşımalıdırlar.

(49)

ABC kontrolü.

(K.Şekeri <60 mg/dL) bilinci açık ise oral glukoz.

Oral alamıyorsa; %50 dekstroz.

IV ya da oral alamıyorsa, Glukagon 1mg sc/im.

Glukoz verildikten sonra glukoz ölçümü yinelenir.

Kan şekeri <50 mg/dL ise oral glukoz ve İV %50 dekstroz verilir.

Diyabet hastaları yanlarında glukoz tabletleri bulundurmalıdır.

(50)

Kan glikoz düzeyi ölçülür.

50% dekstroz 25-50 mL IV verilir.

Serum glikoz düzeyini normal sınırlarda tutmak için %5 Dekstroz ya da %10 Dekstroz infüzyonu yapılır.

Eğer IV yol yok ise:

1 mg glukagon intramüsküler yoldan yapılır

Kusma, glukagon verilmesinden sonra yaygın olarak görülür; aspirasyonu

önlemek için hastaya uygun pozisyon

verilir.

(51)

Hasta yutabilecek duruma gelir gelmez,

tükenen glikojen deposunu tamamlamak ve hipogliseminin tekrarlamasını önlemek için, ağızdan 20 g karbonhidrat verilir.

Aşağıdakiler 15g karbonhidrat içerir:

1 fincan süt

8 adet küçük kesme şeker/4 çay kaşığı şeker

3 kaşık bal veya tatlı şurup

1 küçük parça kek

3 glikoz tableti

(52)

İnsülinin tam ya da kısmi eksikliği nedeniyle;

protein, karbonhidrat ve yağ metabolizmasının ileri derecede bozulması sonucu oluşan, tedavi edilmezse komaya kadar ilerleyerek ölüme

neden olabilen akut bir komplikasyondur.

Hiperglisemik acil durumların 80% ve 90%’nını Diyabetik ketoasidoz (DKA) oluşturur.

DKA 20 yaşından küçük diyabetiklerin en yaygın ölüm nedenidir.

(53)

Semptomlar

Bulantı-kusma

Susama, poliüri

Güçsüzlük,iştahsızlık

Karın ağrısı

Görme bozuklukları

Bulgular

Taşikardi

Hipotansiyon

Dehidratasyon

Sıcak, kuru cilt

Hiperpne/Kusmaul solunumu

Bilinç bulanıklığı, koma

Kilo kaybı, keton kokusu

(54)

Sıvılar:

Şok tedavi edilir,

Dehidratasyon geri döndürülür, kayıplar yerine konur

İnsülin:

Ketozu baskılayacak,

Asidozu geri döndürecek

Glukoz alımı utilizasyonu (yarar) sağlayacak yeterlilikte olmalıdır (ketoz durdurulur)

Elektrolitler:

Derin Na+ve K+ kayıpları yerine konur.

(55)

Serum glukozu saat başı kontrol edilir.

Glukozda 100mg/dl/saat’ten fazla düşmelerden kaçınılmalıdır.

Serum glukozu 250 mg/dl’ye düştüğünde, % 5 dekstroz eklenerek glukoz düzeyinin devamlığı sağlanmalıdır.

Metabolik asidoz düzelinceye kadar insülin infüzyonu kesilmemelidir.

(56)

Miksödem koma nadir görülen ancak ciddi hipotroid acilidir.

Genellikle, miksödem koma daha önce

hipotroidi olan hastalarda yeni bir stres ile ortaya çıkar.

Sıklıkla, akciğer ve damar hastalığı olan yaşlı hastalarda ortaya çıkar.

Solunum yetmezliği genellikle miksödem

komasında ölüme neden olur ve mortalite oranı

%30 ile %80 arasındadır.

(57)

Troid hormon düzeyi düşük, TSH yükselmiştir

Yorgunluk, laterji, uyuşukluk, baygınlık nöbetleri, koma, düşünce bozukluğu

Titreme

Titreme olmaksızın hipotermi

Bradikardi, hipoventilasyon, hipotansiyon

Hipoglisemi, hiponatremi

Sıvı retansiyonu

Kuru cilt

Guatr

Solunum veya metabolik asidoz

(58)

Önemli derecede hipoventilasyonu olan hastalara trakeal entübasyon ve mekanik ventilasyon endikedir.

Hafif rehidratasyon ve sodyum replasmanı yapılır.

Pasif olarak (ısıtma sistemleri ile) hasta ısıtılır.

Enfeksiyonlar tedavi edilir.

IV yolla troid hormonu replase edilir.

(levatiroksin, tiroksin)

Referanslar

Benzer Belgeler

HG, intrauterin gebelikle birlikte tubal, ovaryan, servikal, kornual veya abdominal gebelik şeklinde görülebilmektedir (5,6) ve predispozan fak- törler ektopik gebelik ile

Hayır, Peyami Safa’yı, size göre hatâ olan kaypaklıkla­ rına rağmen, yine de onlarla aynı safa koyamaz­ sınız.. Evet Peyami Safa mistisizme inanmıştır,

Şiddetli karın ağrısı ile başvuran gebe hasta- ların değerlendirilmesi gebe olmayan akut karınlı bir hastanın değerlendirilmesinden farklı değildir..

In the current study, we examined the associations among lone- liness, perceived social support and resilience in female sexual assault survivors diagnosed with DSM-5 PTSD, and

This paper includes a modification of the Secure Hash Algorithm 3 (SHA-3) with another high-speed algorithm (Salsa20), which creates a high-speed and secure algorithm in the

The RADAR signal cleaning algorithm is as follows with CWT with a group shrink. 4) In the two trees, apply OGS to wavelet transforms. 5) Using those same wavelet

MTCGTC is the amino acid sequences that bind copper ions the best among the 124 different motifs generated by using four amino acids (A, G, T, and V) including neutralized

Bu çalıĢmada, tam zamanında üretim sistemlerinin kilometre taĢları olan değer akıĢ haritalandırma, üretim düzgünleĢtirme ve çekme sistemleri incelenmiĢ ve bir beyaz