• Sonuç bulunamadı

TOPLUMSAL CİNSİYET

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TOPLUMSAL CİNSİYET"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

• 

Her kültür,

– 

Kendi üyelerinin düşünce, duyuş, tutum ve davranışlarını

etkiler.

– 

Bireylerin içine doğduğu ve içinde yaşadığı sosyal çevre,

onların etraflarında olan bitene yönelik tutumlarını,

davranışsal, duygusal tepkilerini ve algılarını şekillendirir.

– 

Aynı şeyi toplumsal cinsiyete dayalı olarak belirlenen ya da

varsayılan rollere yönelik olarak da yapar.

• 

Çalışmalar, toplumsal cinsiyet (gender) ile cinsiyet ayrımını

yapar. Kimi zaman cinsiyet, toplumsal cinsiyet anlamında

kullanılsa da aynı anlamda olmadıkları açıktır. İki terimin

arasındaki fark, kadın ve erkeğe yönelik olarak birinin biyolojik

ötekinin kültürel niteleme yapmasıdır

(3)

• 

Dökmen, biyolojik farklılıklara cinsiyet farklılıkları der ve

bunu doğuştan gelen yapısal ve fiziksel özellikleri ifade

etmek için kullanır. Toplumsal cinsiyet farkları ise

doğuştan değil sonradan edinilen, içine doğulan kültürE

göre şekillenen farklardır.

• 

Bu durumda, cinsiyet biyolojik bir kavram iken,

toplumsal cinsiyet kültürel bir yapılanmadır; cinsiyeti

tayin eden genetik ve biyoloji iken, toplumsal cinsiyet

toplum tarafından oluşturulur; cinsiyet büyük ölçüde

değişmezdir ama toplumsal cinsiyet zamana ve kültüre

göre farklılık gösterir; cinsiyet bireye aitken toplumsal

cinsiyet sosyal ve ilişkiseldir.

(4)

•  Cinsiyetler arasındaki davranış farklılıklarını onaylamayan, desteklemeyen hatta talep etmeyen toplum yoktur. Toplumsal

cinsiyet, kadın ve erkek cinsiyetine yönelik kültürün beklentileri,

değerlerine karşılık gelir. Kültürel olarak cinsiyetlere yönelik belirlenen rolleri ve sorumlulukları ifade etmektedir. Kültürün üyelerine kazandırdığı kadın olma ve erkek olma algısıdır. Her kültür, üyesi olan kadın ve erkeklerden cinsiyete yönelik kendi değer yargılarını taşımasını bekler.

•  Cinsiyetin kültürlenmesi çocuk doğar doğmaz başlar, toplumsal ilişkiler içinde, bir süreç halinde oluşturulur. Bireyler de uygun ya da beklenen ve kabul edilebilir davranış açısından toplumsal cinsiyet kimliğinin ne olduğuna ilişkin fikirlerini büyük ölçüde bu süreç içinde ortaya koyar. Aile içinde başlayan bu süreç, okul, iş hayatı, arkadaş çevresi gibi tüm toplumsal ilişkilerle devam eder.

(5)

• 

Cinsiyet rolleri arasındaki farklılıkların biyolojik değil, kültürel

temelli olduğuna ilk dikkat çeken antropolog Margaret Mead

olmuştur. Papua Yeni Gine’de yaşayan üç toplumda –Arapesh,

Mundugomour ve Tchambuli’de– benzer geçim örüntülerini

sürdürmelerine karşın kadın ve erkek rollerinin köklü

farklılıklar göstermesi, her üç toplumda da kız ve erkek

çocukların cinsiyet rollerine kültürlenişinin ABD’dekinden çok

farklı oluşu, onu kadın ve erkek arasındaki farklılıkların

biyolojik kökenli evrenseller olmadığı görüşüne yöneltmiştir.

(6)

•  Cinsiyete bağlı rollere verilen atıflar kültüreldir. Toplumsal cinsiyet tanımlarında kültürel farklılıkların olması doğaldır. Bu farklar kültürün bu tanımları hangi değişkene göre yaptığıyla daha belirgin hale gelir. Mutlaka güce yada dayanıklılığa bağlı farklılıklar olması gerekmez. Çevreye, ekonomiye, uyum sağlama stratejisine ve sosyal karmaşıklık düzeyine, diğer kültürlerle temaslarına göre bu tanımlar değişir.

(7)

•  Kısaca, insan davranışının doğal olarak, biyolojik ve kültürel olmak üzere, iki temeli vardır. Bu durum özellikle cinsiyetler ve toplumsal cinsiyetler arasında yapılan karşılaştırmalara bakıldığında daha belirgin olur. •  Kültürel boyutu toplumsal cinsiyetler arasındaki belirli yönlerini, biyolojik boyutu cinsiyetler arası belirli yönleri yansıtır. •  Bütün olarak bakıldığında farklılıkların açık şekilde görülebilmesine rağmen, ataerkil düşünce sisteminin baskın olduğu kültürlerde kadının zararına olacak şekilde cinsiyetler arası eşitsiz bir ilişkiye yol açan, olumlu ve olumsuz algıların düzenlendiği bir sosyal yapının biçimlendirdiği şekilde düşündüğümüzü görürüz. •  Kültür, oluşturduğu tanımlar, stereotipler aracılığıyla, bu zarar verici düşünme şeklinin sürekliliğini sağlar ve sonra bu eşitliksiz bakış açısını üyelerine paylaştırır.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Sosyal rol kuramı, kadınlarla erkekler arasındaki bütün davranışsal farklılıkların cinsiyet kalıpyargıları ve sosyal rollerle açıklanabileceğini ileri sürmektedir..

insanlar diğer gruplara ilişkin genellikle olumsuz tutumlar

Algılayan kişinin dünyayı algılayışında cinsiyet önemli bir yere sahipse, yani kişi güçlü bir cinsiyet şemasına sahipse ilgili kalıpyargılardan daha çok etkilenecek

✓ Kadınlar ve erkekler kendi gruplarını diğer gruptan daha olumlu algılamakta, ancak erkeklerin kadınlara göre kendi gruplarını, daha olumlu algıladıkları belirlenmiştir..

Pek çok gelişim sorunu da erkek çocukları arasında daha yaygındır: Konuşma ve dil bozuklukları, okuma güçlüğü, hiperaktivite, düşmanca davranma gibi davranış problemleri

Kadınların vücut imgelerinin erkeklerin vücut imgelerine göre daha olumsuz olduğu, vücut görünümünden ve özellikle de kilolarından daha az hoşnut oldukları bulunmuştur..

• Dünyada ve Türkiye'de iş saatleri ve iş yerleri çocuk sahibi kadınların çalışması için elverişli yerler olarak tasarlanmadığından, onların çocuklarını

Kadınların iş yaşamında yaşadıkları örgütsel etmenlerden kaynaklı sorunlar, örgütlerin yapılarından kaynaklanmakta olup, genellikle kadın çalışanlarının