Mali sistem global. Siyasi sistemler ulusal. Sorun iyice içinden çıkılmaz hale gelmiş durumda. Piyasalara enjekte edilen paraların akıbeti belli değil.
Dünya Ekonomik Forumu DEF’in İstanbul’daki 3 günlük toplantı maratonundan, küresel finansal krizin “istikbali” konusunda, kafam iyice karışmış olarak çıktım.
Enerjiden dine, AB’nin genişlemesinden ekonomiye ve gıdaya hangi oturuma katıldıysam, karşıma aynı yaman çelişki çıktı: Bütün konuşmacılar, sorunlara ancak küresel ya da bölgesel boyutta çözüm bulunabileceği konusunda hemfikir oldukları halde, ulusal reçeteler yazmaktan da geri durmuyorlardı.
Mesela Avrupa Birliği ülkeleri, enerji konusunda ulusal çözümlerle boşuna vakit harcamak yerine, “kıtasal” çözümler üzerinde durmalıydı. Küresel finansal kriz, kesinlikle ulusal çapta çözülemezdi, mutlaka “uluslararası” mutabakatla çözümler geliştirilmeliydi. “Bölgesel” çözüm önerileri de hayli revaçtaydı.
Can alıcı soru, Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Attila Aşkar’dan geldi: “Hem global problemlere global yanıt lazım diyorsunuz, hem de her ülkenin reçetesi farklı, herkes kendi reçetesini yazacak diyorsunuz. İkisi bir arada nasıl
mümkün olacak?”
Mali sistem global, ama siyasi sistemler ulusal. Siyasetçi, seçmenlerin nabzına göre şerbet verecek ki iktidarda kalabilsin. Anlayacağınız önümüzdeki dönemde ülkeler, krize karşı her alanda farklı ulusal reçeteleri devreye sokmaktan geri durmayacaklar.
Özince’nin sorusu
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, DEF toplantılarının başladığı günün sabahında, Kadın Girişimciler Derneği KAGİDER’deki konuşmasında, çarpıcı bir soru ortaya atmıştı:
“Kapitalizm öldü deniyor; kapitalizm öldü de ne dirildi?”
Özince’ye göre artık dünya, “kapitalizm ve karşıtı” şablonunun ötesine geçmeliydi. En genç bireylerin bile her türlü bilgi ve donanıma sahip olmaya kalkıştığı bir dünyada sığ tavırlarla, sığ akıllarla veya sadece geçmişe öykünerek yapılacak yorumlarla, geleceğin ihtiyaçlarına cevap vermek mümkün olamaz.
DEF oturumlarında konuşmacıların çoğunun, 2-3 dakikalık konuşma süresi içinde bile, soruna çözüm ararken birbiriyle hayli çelişkili önerilerde bulunduğunu görünce Özince’yi hatırladım. Kapitalizm, kendi içinde iflas etti. çünkü bütün karar alma mekanizmaları, ulusal devlete göre düzenlenmiş. Sadece kurumsal yapılar değil, insanların aidiyetleri de öyle...
Enflasyon tehlikesi
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın “Enflasyon mu, deflasyon mu? başlıklı oturumdaki şu sözleri de, önümüzdeki dönemin karmaşıklığını sergilerken, mevcut sistemin iflasının da ilanı gibiydi:
“Bu krizle birlikte neredeyse bütün merkez bankalarının bilançoları 2 katına çıktı. Piyasaya enjekte edilen paranın miktarı çok büyük. Şu anda temel sorun, finansal istikrarı sağlamak. Bundan sonraki aşamada, ulusal ekonomilerde daralma ve daralmanın yan ürünü olarak da enflasyonda düşüş var. Bir sonraki aşama ise bu kütlesel likidite bollaşmasının getireceği enflasyon tehlikesi. Merkez bankalarının, sisteme enjekte ettikleri paraları nasıl geri çekecekleri konusunda hiçbir fikrim yok.”