• Sonuç bulunamadı

Zamanımızda karar sübjesi olan insanın

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Zamanımızda karar sübjesi olan insanın"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kapalı modeller içinde rasyonel kararı homo oeconomicus insan dav­

ranışı ile inceleyen klasik teori bugün önemini yitirmiştir. Davranış Bilimleri tarafından etkilenmiş modern karar teo~

rısi açık modeller çerçevesi içinde ka­

rar davranışını açıklamağa çalışmakta­

dır. Böylece homo oeconomicus modeli aşılmış objektif rasyonellik yerine süb­

jektif rasyonellik geçerlilik kazanmıştır.

Asis. Erdal TEKARSLAN İ Ü . İşletme Fakültesi

Davranış Bilimleri Kürsüsü The Meaning Of Decision And Its

General Principles Classical theory vvhich studîes rational decision whİttİn closed models based on tbe assumtion of homo oeconomicus behavior has lost its Emporatnce today. Modern decision theory influenced by Behavicral Sciences tries to study decision behavior whithin open models. In this way homo oeconomicus model has been left for behînd and sııbjective rationality has gained inportance över öbjective rationality. . '

Giriş:

Kararlar insanların günlük hayatında ve içinde bulundukları ekonomik ile ekonomik olmayan organizasyonlarda daima verilmiş ve verilmeye de­

vam edilecektir.( I )

Hayvanlara karşılık kararlar yalnız insanlar tarafından verilir. Hart mann'ın da ifade ettiği gibi, ancak insanlar kararları ile üstesinden gelebi­

lecekleri yeni durum ve problemlerle karşılaşırlar. ( 2 )

Ekonomi literatürü kararın analizinde geniş şeküde felsefi ve psikolojik araştırma . sonuçlarına dayanmakta ( 3 ) ve karar davranışı problem çözme davranışı olarak görülmektedir. <4) Zamanımızda karar sübjesi olan insanın

1) Heinrich Griem, Der Prozess der Untenıehmungsentscheidung bel unvollkomme- ner Information, Berliu, Duncker-Humblot, 1968, s. 27.

2) Nicolai Hartmann. Das Problem des geistigen Seins 2.B. Berlin, Walter de Gruyter, 1949, s. 116.

3) George Katona, Das Verhalten der Verbraucher und Untemehmer, Çev: Gerhard Kröckel, Henving Kardel, Tübingen, J.C.B. Mohr. 1960, s. 3 -13.

4) Harold Koontz, CyrU O. Donnel, Principles of Management. 4.B. New York, Mac Graw-Hili Book Comp, 1968, s. 514.

(2)

yerini bilgi işlem makinalarmın alacağı görüşü ileri sürülmektedir. Böyle programlanmış kararlar aynı karar durumlarını insan yerine işleme tabi tu farlar. Fakat «pogramlama gerçek bir karar ister. Ne zaman ve nasıl olacağı insanın verdiği program ile belirlenir. Makina önceden kararlanmış bir aa- reketi işlemekle yükümlüdür.» ( 5 ) denerek karşı çıkılabilir.

Eğer karar sübjesİ şimdiye kadarkİ davranış tarzının gene en geçerli olduğu sonucuna varırsa veya yeni karar ile meydana gelen durumun eskiye nazaran daha iyi bir durum ( e ) ortaya koymadığına veya fayda-maliyet ana­

lizi sonucunda gene eski davranışa karar verirse o zaman karar davranışına girilmiş olduğunu söyleyebiliriz.

Ekonomik davranışın genel olarak amaca, hedefe yönelik olması ge­

rektiği görüşü savunulur ve ekonomik araştırmalarda bu yöndeki karar olayları ele alınır. ( 7 ) Felsefi, psikolojik iiteatürde bu görüşe dolaylı olarak değinilir ve karar; irade ile seçimin bir birleşmesi olarak vurgulanır. C 8 ) Thomae, kararı «kişilik özünün gelişmesi» ( f l ) olarak yorumlamaktadır.

Kararlar, gelecekteki olaylara aittir; çünkü geçmiş tekrar meydana ge­

tirilemez ve karara konu olamaz.( 1 0 )

En yeni literatürde karar, bir problemin ortaya çıkışı ile problemi ta­

nımak ve amaçlara göre çözmek diye bir bilişsel süreç olarak ele alınmak­

tadır. <14>

5) Heinrich Griem, op. cit., s. 31.

6) durum == states of nature^karar sübjesinin kontrol altına alamadığı faktörler topluluğu.

7) Bu görüş İçin bak :

— Manley H. Jones, Executive decision Making, 2.B. Homewood Illinois, Richard D. Invin, 1962, s. 33.

— Invin D. J . Bross, Desing for Decision, New York, Mc Millan, 1959, s. 168.

— Herbert A. Simon, Des Verwaltungshandeln, Çev. Helmut Ridder, Stuttgart Verlag W- Kohlhammer, 1955, s. 3.

— Gerard Gafgen, Theorie der mrtschaftlichen Entscheidung, 2.B. Tübingen, J.C.B. Mohr, 1968, s. 42.

8) Johann Hoffmeister, Wörterbuch der philosophischen Begriffe, Berlin, Walter de Gruyter, 1960, s. 670.

9) Hans Thomae, Der Menseli İn der Enlscheidung, München, Johann Ambrosİus Barth, 1960, s. 90.

10) Johann Hoffmeister, op. cit., s. 247.

11) Kararın süreç karakteri için bak :

— Hans Thomae, op. cit., s. 247. '

— Herbert Simon, op. cit., s. 3.

—• Eberhard \VÜte, «Analyse der Entscheidung» Organisation und Rechnıın- gswesen, der. Envİn Grochla, Berlin, Duncker - Humblot, 1964, s. 105 - 106.

(3)

/. Kararın Tanımı ve Anlamı Genel Esaslar:

Karar olayı sürekli olaylar zincirinin bir parçası olarak da tarif edi­

lebilir.

-— -> Karar -—— - » Eylem -—= -> Sonuç — — - >

«Karar, alternatiflerin rekabet ettiği, çatışma ile karakterize edilen ve bu alternatiflerden birisinin seçimi ile terk edeceği bu olaylar zincirindeki geçiş alanıdn-. İki veya daha fazla alternatifden bir eylem tercihine götüren olaya karar verme süreci denir. Süreç, içinde bulunulan durumdaki alter­

natifler yapısını ortadan kaldırır veya birini eylemin içine alır.» { J 2 )

Thomae karar terimini «çok yönlü durumlardaki mümkün reaksiyon şekillerinden biri» ( 4 3 ) diye tarif etmektedir. Schmidt,< H ) ve Biasio'da «ka­

rar terimi insan varlığının gerekli özelliği olarak ele alındığından çok yönlü durumların bütün reaksiyon olasılığı» ( 4 5 1 d*İye genişletilmiştir.

A. Kararın Tanımı:

«Hedefe yönelik eylem; hatırlanan geçmişi ve algılanan geleceği kapsa­

yan insanın sürekli yaşantısı içinde saklıdır. Karar bu sürekliliğin doğrultu­

sundaki bir kesiliş ile ortaya çıkar. Çünkü, insan hayatında problemsiz bir süreklilik mümkün değildir. Böylece bir süreklilik akışının kesilmesine veya bozulmasına yeni uyuşum formları isteyen fiziksel ve sosyal çevredeki veya kişİHkteki değişmelerdir. Bu kesilme, kişi tarafından çok değişik ve kendisi tarafından ilk anda kavranamayan bir karşılaşmadır. Bu kesilmeyi dışsal hareketteki duraklama ile içsel deneme davranışı gösterir. Bundan çıkan ne­

tice bir davranışın spesifik olarak kendini belli etmesidir. Bu davranış, karar davranışı olarak belirtilir...» ( 1 6 )

Bireylerin eylemleri ikiye ayrılabilir. Düşünüp taşınma, tartma ve he­

saplama sonucu girişilen eylemlerle, bilinçsiz (ya da yarı bilinçli) kendili­

ğinden cevaplayıcı olanlar; bu sonuncular o andaki ya da geçmişteki iç ya da dış koşulların sonucu olarak meydana gelirler. Genellikle, ilk tür eylem-

12) Ürs K. Hedinger, «Entscheidungen - Psychoîogİsch. Betrachtet, «Menschen im Entscheidıtngsprozess, der. A. Klose, R. Weiler, Wİen, Herder-Co, 1971, s. 120.

13) Hans Thomae, op. cit., s. 90.

14) Hans D . Schmidt, Leisfııngschance, Erfolgsenvarfung ıınd Entscheidung, Berlin, Duncker - Humblot, 1966, s. 21.

15) Silvio Biasio, Entscheidung als Prozess, Bern, Verlag Hans Huber, 1969, s. 29.

16) Urs. K . Hedinger, op. cit., s. 120.

(4)

lerden Önce yer alan süreçler ne olursa olsun bunların'hepsi «karar» terimi altında toplanabilir.< 1 T )

Karar durumu; problem durumu ve karar verme süreci veya problem çözme olayı olarak ifade edilebilir. < l f l J «Karar davranışı buna göre belirsiz olan durumu kişinin belirleme denemesidir. Bu belirleme sürekliliğinin tek­

rar meydana getirilmesi ve dışsal harketlerin belirlenmesi için, alternatifler içinde bir seçime imkan tanımalıdır. Yapış allaş tır ma olayı ve meydana ge­

len yapı bilişsel ve güdüsel görüşlerle incelenebilir.» ( 1 9>

«Açık olasılıklar alam değer görüşleri altında da örgütlenmelidir. Mo- tivasyonel manada Örgütlemenin görevi ortaya çıkacak sonuçlan değerlen­

dirmek ve birbirleri ile karşılaştırmaktır. Sonuçlann arzu edilirliğini ve ola­

sılığını önceden görme ve hüküm verme karar durumları İçinde ortaya çı­

kan ve aynı veya benzeyen, dolaysız veya dolaylı tecrübelere dayanır. Arzu edilirlik hükmü öncelikli durumlarda ihtiyaçların giderilmesine dayanır.

Belirli bir sonucun ortaya çıkmasındaki tatmin, sevinç ve refahın derecesi ne kadar yüksekse arzu edilirliğin değer veya faydasında o kadar büyüktür, s( M >

Buradaki arzu edilirliğin derecesi normal olarak fayda terimi ile ifade edilir. Ekonomiden alman fayda terimi ile Lev/in'in değer terimi aynı ma­

nadadır. ( 3 1 ) «Eğer karar verici için mükafaatlandırma olursa sonuç bir artı, eğer cezalandırma olursa eksi değere sahip olur.» m ı

Brim ve d.'i tam bir karar verme sürecinde şu safhaları belirlemekte­

dir. <*Î

1. Problemin belirlenmesi

17) Chester I . Barnard, Dic Führung grosser Örganisationen, Çev: Kari. W-Boet- ticher, Essen, Verlag W. Girardet, 1970, s. 157.

18) Dietrich H . Schuîz, Die Inittative ztt Entscheiâungen, Tübingeıı, 3.C.B. Mohr, 1977, s. 2, Dip. Notu 5.

—. Karar ve problem çözme için bak :

Brim ve d., «Personality and Decision Processes» Studies in the Sociai Psychology of Thinking, Stanford, 1962, s. 11.

D. W- Taylor, «Decision Making and Problem Solving,» Handbook o\

Organisations, der. J.G. March, Chicago, Rand McNally 1965, s. 48.

19) Urs K . Hedinger, op. cit., s. 120-121.

20) Ibid., s. 121. : v~r"

21) Kurt Lewin, Feidtheorie in der Soziahvissenschaften, Çev: A. Lang, W. Lohr, Bern, Verlag Pau Haupt, 1963., s. 21.

22) George C . Homans, Eİementarformen sozialen Verhaltens, Çev: Dieter Prokop, Köln, Westdeutscher Verlag, 1968, s. 45.

23) Brim ve d., op. cit., s. 9.

(5)

2. Gerekli bilgilerin temin edilmesi veya harekete geçirilmesi 3. Olası çözümlerin meydana getirilmesi

4. Bu çözümlerin değerlendirilmesi

5. Gerçekleştirilecek hareket tarzının seçilmesi 6. Konu olan eyleme geçmek

Bu safhalar mutlaka aynı sıradan geçmeyebüir, birbiri içine girmiş olarak da meydana çıkabilir. Bazı karar süreçleri tam değildir, yani bütün safhaları içine almazlar. Karar verme olayları üzerinde yapılan araştırma­

lar daha ziyade değerlendirme ve seçim kararı üzerinde yoğunlaşmıştır. (4.

ve 5. safhalar)

Karar duruınları bilgi işlem olayı olarak da anlaşılır. Bu duruma göre karar vericinin zihnindeki bilgilerle mi karar vereceği veya yeni bilgilerinde mi elde edilmesi gerektiği görüşünden hareket eder. ( 2 t )

1. Kararın Önemi:

Günlük hayattaki çeşitli davranışlarımız karar olarak tanımlanmak­

tadır, ( 2 5 ) ve «insanın karar davranışı bugün birçok bilim dalı araştırma programının odak noktasındadır.» (86> Bunun sebebi, bu bilim dallarının gittikçe İşlemsel olmuş olduğundandır. Daha ziyade bu son senelerde sınır­

ları genişlemiş ekonomi ve sosyal bilimler için söz konusu olmaktadır.

Tecrübeler göstermektedir ki, bu s bilim dalları komşu bilim dallarının bulgularım kullanmadan yeterli araştırmalara girememektedir. Karmaşık bilişsel bünyeleri yalnız birleşik çabalar ile açıklanabilen istatistik, mate­

matik, psikoloji, politoloji insanın karar davranışının araştırılmasında önem­

li bulgular ortaya koymuştur. Kısmen iç gözleme dayanan formal model­

ler ve kısmen var olan modellere matematiğin detaylı bir şekilde tatbik edilmesi İle çok önemli gelişmeler beklemek doğru olmayacaktır. Model­

lerin teorik doğruluğu yanında daha çok ampirik doğruluğu Önemli olmak­

tadır. Bu yalnız açıklayıcı modeller için değil normatif modeller içinde ge­

çerlidir. Çünkü, insan davranışı için prensipte insanın yetenekleri açısından elle tutulabilir ve gerçekleşebilecek şeyler norm olarak kabul edUmelidir.

Yoksa iktisatta insanın tam rekabetteki davranışı gibi normlar ortaya çıkar ki, bu şartları yerine getirmek mümkün gözükmemektedir. m )

24) Weraer Kirsch, Entscheidııngsprozesse C. 2 Informationsverarbeitungstheorie, VViesbaden, Verlag Dr. Th. Gabler. 1971, s. 24.

25) Heinrich Griem, op. cit., s. 41.

26) Claus C. Berg, Individuelle Enfscheidungsprozesse, VViesbaden, Verlag' Dr. Th.

Gabler, Î973, s. 21.

27) Ibid., s. 21.

Politoloji; Politika İlmî.

(6)

Kararı belirlemek veya önceden tahmin etmek basit bir dürtü - tepki davranışı altında ele alınamayacağı için insanın nasıl karar verdiği (black box) kapalı kutu olan bilişsel işleyişin de görülememesi yüzünden karar davranışı daima önemini koruyacaktır.

2. Kararın Kelime Anlamı:

«Karar, dilimizde düşünme ve muhakeme sonunda verilen hüküm (yargı), süreklüik, devamlılık, sükûn, sebat, düzen, ne az - ne çok (optimal) tahmin ve bu gibi anlamlar ifade eder. Kararsız ise sebatsız, sabırsız, hu­

zursuz, değişken anlamlarına gelir.» ( 2 S ) «İngilizce ve Fransızcada (parça, kısım) manasına gelen decision» ( 2 S ) «Latince kesmek, inkitas uğratmak, direnme ve muhalefeti sona erdirmek manalarına gelen decidere teriminden gelmektedir. »( 3 0 ) Bu (parça, kısım) geçmiş ve gelecek arasında meydana gelir ki kararın geleceğe dönük karakteri ön plana çıkar. Almanca'da bir şüphe veya çatışmanın bir yöndeki sonu manasına gelmektedir.0311 Bu terimin kuvvetli bir iş ve hareket (action) anlamı ihtiva ettiği görülmektedir. Burada söz konusu iş hareket, kararsızlık, istikrarsızlık, sabırsızlık, dalgalanma (indecision) halini sona erdiren oksiyonu ifade etmektedir. Görülüyor ki, karar kavramı, icradan ayrılmakla beraber gerçekte hareketsizlik ve karar­

sızlık halinde eylem ve harekete geçişi ifade etmektedir.» < l 3 2 ) Açıklamalar­

dan anlaşılacağı üzere Anglo - Sakson literatür kararın süreç Almanca lite­

ratür ise psikolojik yönü ile daha ziyade uğraşmaktadır.

3. Ekonomik ve Sosyal Bilimlerde Karar :

İnsan karar süreçleri ve kararları eskiden beri ekonomik ve sosyal bi­

limlerin dikkatini çekmiştir. Çeşitli disiplinler değişik yaklaşımlarla insanın bu aktivitesine bakmışlardır. Karar davranışının görünüşüne verilen ağırlıkla orantılı olarak bu davranış bilimsel disiplinlerin araştırma programlarında çok değişik olarak geliştirilmiştir. Böylece insan karar davranışı bireyde ve gruplarda / organizasyonlarda araştırılmıştır. Başka bir görüş açısı ile karar davranışı çeşitli durumlarda, belirlilik, riziko ve belirsizlik altında ele alın­

mış ve bu üçlü ayınm değişik hipotezlerle karakterize edilmeye çalışılmıştır.

28) Kemâl Tosun. İsletme Yönetimi C. 1. Genel Eesaslar, İstanbul, Fakülteleı Matbaası, 1971, s. 157.

29) Wilhelm H. Bierfelder, Optimales Injormationsverhaİten im Entscheidııngsprozess der Unternehmung, Berlin, Duncker - Humblot, 1968, s. 164.

30) Kemâl Tosun, op-, cit., s. 157.

31) Der Sprach-Brockhaus, 7. B. VViesbaden* F.A. Brochhaus., 1968, s. 167.

32) Kemâl Tosun, op. cit., s. 157.

(7)

Bunun için problemlere deskriptif (açıklayıcı) olafak yaklaşılmış, «nasıl karar veriliyor?» ve normatif (kural koyucu) olarakda «nasıl karar veril­

meli?» sorularına cevap aranmıştır. İçinde davranış bilimlerinin bulguları işlenen bazı-yaklaşımlar dışında ekonomik modellerde rasyonel davranan bir karar sübjesi ele alınır. m ) Karar sübjesine çok sayıdaki alternatif açık­

tır ve rasyonel davranışta hedefe götüren en uygun alternatif seçilir. Diğer bir deyişle, karar sübjesi kararı sonucu meydana gelecek faydayı maksimize etmiş olacaktır. Rasyonellik, ister kişinin ister grubun olsun, eldeki kıt kaynakla rla meydana getirilen faydanın derecesidir. Rasyonellik prensibi ile hareket eden (homo oconomicus) insan uzun zaman literatürde çeşitli şartlar altında ve verilerle incelenmiş th. Homo oconomicus ile tanımlanan bu dav­

ranış kuralı eğer karar sübjesi alternatiflerin miktarım ve hareketinin so­

nuçlarını biliyorsa ussaldır. Homo ocomİnicus modelinde varsayılan bilgi­

lerin nasıl meydana geldiği, problemin nasıl meydana çıktığı ve durumun karar sürecini nasıl etkilediği ele alınmadığından kapalı model olarak gö­

rülür. ^

Karar modellerini deskriptif olarak inceleyen literatür bireysel karar süreçleri ile bireysel karar süreci davranışı teorisi arasında fark olduğuna işaret etmektedir. ( ! a 5 ) Bireysel karar süreçlerinin normatif açıklanması eğer gerçek karar davranışına dayanırsa başarı sağlayabilir.

Davranış Bilimleri tarafından etkilenmiş modern karar teorisi açık modeller çerçevesi içinde karar davranışını psikolojik, sosyolojik ve sos- yalpsikolojik öğrenme, algılama, düşünme teorileri ve bunun gibi davranış­

sal faktörlerle açıklamağa çalışmaktadır. Böylece homo oconomicus mo­

deli aşılmış ve karar araştırmaîanndaki duraklamada giderilmiş bulunmak­

tadır. c f e a I

Geleneksel karar teorisini tenkit eden diskriptif (açıklayıcı) modeller ile rasyonellik terimi başka bir mana kazanmıştır. Bu konuya giren ilk defa Simon olmuştur. Görüşlerinin temelinde karar sübjesinin;

1. Tam olarak bilgiler elde edemiyeceği,

2. Karar sonuçlarını sıralayamayacağı ve değerleyemeyeceği,

33) Bak: Edmund Heinen, op. cit, s. 8.

— Herbert A. Simon, op. cit., s. 56.

— James G. March, Herbert A. Simon, Organisation und Individuıtm, Çev'.

Albin Krczal, VViesbaden, Verlag Dr. Th. Gabler, 1976, s. 129.

34) Werner Kirşch, Entscheidungsprozesse C. J. Verhaltenswissen$chaftlicke Ans&tze der Entscheidıtngstheorie, VViesbaden, Verlag Dr. Th. Gabler, 1970, s. 25.

35) Richard M. Cyert, James G . March, A Bchavioral Theory of the Fırın, Englewood Cliffs, N. J. Prentiçe-Hali, Inc., 1963, s. 13, .

(8)

3. Alternatifleri aynı anda dikkate alamayacağı, noktalan yatar. <0 1 )

Bu noktaları veri olarak aldığımız zaman gelişmiş bir rasyonellik te­

rimi uygulama alanı bulmaktadır. Buna göre bir hareket bilinçli olarak bir karar sürecinin sonucunda tartıldığı zaman rasyonel olmaktadır.

Ekonomik teorili kapalı karar modelleri formal ve rasyonel karar mantığının hükmedici niteliği ile tanımlanır, yani emredici mantık olarak ele alıınır. Bu kapalı modellerden davranış büimlerinin yardımı ile meydana getirilen açık modeller rasyonel bireyin bilişsel sınırlarını ortaya koymak­

tadır. Sosyal Milimler açısından, ekonomik karar modellerdeki bireyin problem çözmede her şeyi hesaplayamayacağı ve sosyal etkilerinde dikkate alınmadığı tenkiti gelmektedir. Psikolojik araştırmalar bireylerin çeşitli mo­

tifler tarafından yönetildiğini ve hiçbir zaman fayda maksimizasyonu hedefi ile uyuşmadığını göstermiştir. Bireylerin rasyonellik kuralına ihtiyacı olduğu zannedilen karar süreçlerinde niye başka başka karar verdiklerini; bireylerin güdüsellik bünyesindeki değişmelerin şimdiye kadar gördüğümüz ekonomik karar süreçlerindeki değişmelerden çok daha fazlaolmasına bağlayabUi- riz. ^3S>

4, Karar Davranışının Sınırlandırılması:

Karar insanlık tarihinin oluşumu ve gelişiminde daima odak bir feno­

men olarak görülmüştür. Felsefi Antropoloji, insanın çevreye doğru olarak uyabilmesine işaret etmekte ve kendi kendine karar verebilme ile zorunlu­

luğunu insan varlığının en önemli özelliği olarak belirtmektedir. Karar verme özelliği «insanın varlık sebeplerinden biridir.» 0 3 9* İnsan, karar verebilen bir hayvandır diye de tarif edUebilir. < i 0 )

Davranışlarımızın çoğu karar vermeyi gerektiren bir durum karşısında olup ve bu durumu değerleyip bilişsel bir süreçten geçirip eylemde bulun­

mamız sonucu meydana gelir. Hayvanlardaki davranışların kararları sonu­

cu meydana gelmediği bilinmektedir. Onlardaki içgüdü insandaki bilişsel süreç yerine geçmiştir. «Hayvan toplumlarında bilinç idrak yoktur ya cia çok aşağı derecededir.» H 1 ) Eğer insan ve hayvanın davranışlarını karar fonksiyonu ile açıklamak istersek :

37) Herbert A. Simon, op. cit., s. 81.

38) Claus C. Berg, op. cit., s. 25.

39) Werner Schramm, Philosophische Slıtd'ıen zum Begriff der Entscheidung Basel Verlag Paul Haupt, 1940, s. 81.

40) Irwin D. J. Bross, op. cit., s. 6.

41) Sulhi Dönmezer, Sosyoloji, fi. B. İstanbul, Hüsnütabiat Matbaası, 1976, s. 8.

(9)

insanda Hayvanda

D = f (K)

D = f (İçgüdü) D ^ f (K)

Davranış Psikolojisinde «insan; kendini davranışında gösterdiğinden başka bir şeküde görülemez.» i m Davranış, yalnız çevreden gelen uyarım­

ların yalın bir fonksiyonu değüdir. Bunun yanında çevreden gelen uyarım­

lardan hangilerinin algılanacağına ve nasıl algılanacağını belirleyen kişilik ve insanlar arası etkileşim gibi faktörler de vardır. Gruplar içinde yaşayan insanın davranışı bu etkileşimden kuvvetle etkilenir. Formülle ifade eder­

sek; D — f (U) ve açarsak, D = f (K,U,E). (K, kişilik faktörlerini (süb­

jektif tutumları, bekleyişleri tecrübeleri) U, çevreden gelen uyarmalar, E, davranışa etki eden sosyal etkileşimler ifade etmektedir.)

Bir tüketicinin bir mal almasını karar verme eylemi olarak ele aldığı­

mızda bu eyleme tesir eden faktörleri Kassarjian - Robertson şöyle gös­

teriyorlar :

Uyanın objciı

ŞekÜ : 1 <4B>

Karar verme önce psikolojik bir olaydır, süreç olarak kişisel ve örgütsel olabildiği için tesir eden faktörlerde daha ziyade bu bilim dallarının öğeleri­

dir.

42) VVerner Correll, Padagogische Verhaltenspsychologie, 2. B. München, Ernst Reinhardt Verlag, 1967, s. 12.

43) Harold H. Kassarjian, Thomas S. Robertson, a The nature of consumer Behavior,»

Perspectives in Consumer Behavior, der. Harold H . Kassarjian Thomas S. Robert­

son, Illinois, Scott, Foresman and Company, 1968, s. 4.

(10)

«Karar süreçlerini normatif kurallarla organizasyon öğretisi işlemekte, buna karşılık kişilerin davranışlarım ve kollektif karar verme durumlarını geçerli olarak tasvir edici ve açıklayıcı olarak Motivasyon Psikolojisi, ve Sosyoloji ele almaktadır.» ( 1 4 )

insan

Arzu/ar İhtiyaçtcu*

ötritimter

Medafi

Şekil : 2 <«>

Karar davranışını Leavitt'in davranış modelinden hareketle şöyle açık­

layabiliriz :

«İnsan davranışı, organizasyonların içinde ve dışında olmak üzere bü­

yük bir çoğunlukla seçim veya karar davranışı olarak karakterize edilir.»

Kişilik ostttikUri

Tut um (ar

1

\

1 1

~fîtgılanıcı oğfanma va

Şekil : 3 «•»

44) Manfred, D. Frei «BetıiebsvvirtschafÜiche und sozio-psychologische Bestimmungs- faktoren des unterhenmerichen Entscheİdııngsprozesses,» Management Interna­

tional Review, No. 2 - 3, 1971, s. 67.

45) Harold J. Leavitt, Grundlagen der Fiihrııngspsychologie, Çev; Udo Abel, Miinc- hen, Verlag Modeme Industrie, 1974, s. 18.

(11)

diye Kaufmann ( i 0 ) makalesine girmektedir. Brim karar davranışı «belirsiz olan durumu kişinin belirlemesi» a î ) diye izah etmektedir. «Karar verme bir davranış olarak ele alındığına göre önce bireyin davranışı hakkında genel bir model geliştirmek yararlı olacaktır. Davranış, bir uyarım karşı­

sında, bireyin gösterdiği bir amaca yönelen tepkidir. Bireyin kişiliği, algı­

ları, güdüleri, tutumları, geçmiş deneyleri, bekleyişleri, grubuyla örgütün değerleri, kavrayışı gösterdiği bu tepkide rol oynar. Ayrıca, bireyin dav­

ranışı öğrenme ve toplumsallaşma yoluyla çevresine de bağlıdır.» < m İnsandaki karar verebilme gücü, daha ziyade psikolojik' ve sosyolojik bir araştırma konusu olarak ele alınmaktadır. Bunların yanında davranış başka bilimlerin yardımı ile açıklanmaya çalışılmaktadır. Fonksiyonla ifade etmek istersek:

D — F (Psikolojik, Sosyolojik, Sosyalpsikolojik Antropolojik) D = K; eşitliğine göre,

K = f (P, S, SP, A )

eğer bu faktörleri öğelerine göre açarsak,

K = f (Güdü, Öğrenme, Algılama, Kişilik, Grup, Kültür, Tutum) fonksiyonunu elde ederiz. Bu fonksiyon tabii ki davranışı açıklamağa ça­

lışan bilim dallarının artması ile daha da genişler ve daha fazla öğelere ayrılır.

B. Kararın Öğeleri 1 — Karar Veren:

«Karar veren mevcut seçeneklerden bir tercih yaparı» ( 5 0 > kişi veya grubu yansıtır diye kısaca tarif edüebilir. Karar veren, kişisel de olsa ör­

gütsel de olsa mutlaka insandır. Literatürde karar verme durumu ile kar­

şılayan ve karan verecek olan kişiye «karar sübjesi» ( 5 1 ) veya «aktör» < 5 2 >

denir.

Psikolojik bir yaklaşımla karar veren, a kendisinde karşılaşılan bir duruma reaksiyon olarark ve gerekli uyuşumu sağlamak için düşünerek, de-

46) Klaus Kaufmann, «Verhalten in Organisatİonen,» Soziologie* im Biickpunkt der 47) Brim ve d., op. cit, s. 27.

48) Oğuz Onaran, Örgütlerde Karar Verine, Ankara Sevinç Matbaası, 1971, s. 149.

49) Kurt Lev/in, op. cit., s. 271.

Unternehmungsführung, der. R. Schnutenhaus, Herne/Berlin Verlag Neue VVirtschafts Briefe, 1974, s. 27.

50) Hans Thomae, op. cit., s. 18.

51) Werneı* Kırsçh, op. cit., s. 29.

(12)

ğerleyerek ve iradesi ile isteyerek psişik bir olay meydana getiren» < f l 3 ) kim­

sedir diye tarif edilmiştir.

2 — Problem

Bir karar olayımn başlangıcına sebep belli dış olaylar veya içsel ge- lişirnlerdir. Karar gerektiren bütün durumlarda «kişiliğin» önünde bir prob­

lem vardır. Kosiol, bir karar sürecini bir ve/veya birçok problemin tespitini çözümlenmesi bakımınd-an son uygun ilişki olarak görmektedir.( 5 4 ) Cyert/

March «eğer organizasyon bir veya birden fazla amacı tatmin etmede başa­

rısızlık gösterirse veya bu başarısızlığın yakın gelecekte gerçekleşmesini beklerse» ( 5 5> problem tanınmıştır diye açıklamışlardır. Problemli bir du­

rumu meydana getirici eleman amaç belirsizliğidir.

3 — Alternatif:

Kişi veya grubun (örgütün) karar verebilmesi için mutlaka önünde alternatifler bulunmalıdır. «Çünkü ancak çok boyutlu durumlarda ve çeşitli alternatifler arasından seçim yapılabUir. <5B> Alternatif kelimesi tekil olarak kullanılsa dahi mutlak «çoklu» bir durumu ifade eder. Alternatifler veya alternatif, tercihe meydan verecek olan seçim yollandır.

Alternatifler seçim veya tercih için kişi veya grup tarafından ulaşıla- bUeceği eylem sahasının içinde bulunmalıdır. Bir alternatif karar verici tarafından belirlenen gaye sisteminin içinde geçerli, eğer dışında bulunu­

yorsa geçersizdir. Tabii ki gayeye hizmet edecek her alternatif geçerlidir, fakat bulunduğu pozisyon geçerlilik derecesini belirler. Bu dereceleme «az, yeterli, tam» olarak kaba bir şeküde ayrılabilir. Kesin bir geçerlilik için iki şart öne sürülür. (">

1) Boyutlar belli olmalıdır. Yani alternatifin kantitatif veya kalitatif değerleri bihnmelidir.

52) \Vayne Lee, Psychologîsche Entscheıdungsiheorie, Çev : Helmut Jımgeımann Weinheim, Beltz Verlag, 1977, s. 40.

53) SÜvio Biasio, op. cit., s. 39.

54) Erich Kosiol ve d., Organisation des Entscheidııngsprozesses, Berlin, Duncker - Humblot, 1959, s. 13.

55) Richard M. Cyert, James G . March, «The Behavİoral Theory of the Firm»

New Perspectives in Organization Research, der W. W. Cooper. H . W. Sheİly, New York, 1964, s. 295.

56) Hans Thomae, op. cit., s. 47.

57) Oskar Griin, Das Lernverhalten in Entscheidııngspıozessen der Unternehmıuıg, Tübingen, J.C.B. Mohr, 1973, s. 447.

(13)

2) Ulaşılacak hedefler en az ve en yüksek diye formüle edilmiş olma­

lıdır. X kadar kâr veya ciro gibi. Boyutlar ve hederler ne kadar iyi bir ta­

ban dayanırsa alternatiflerde o kadar geçerli bir görünüm kazanırlar. A l ­ ternatiflerin tam olarak değerlendirilmesi, gereksiz karar verme süreçlerinin bertaraf edilmesine ve asıl karar verme süreçlerinin ele alınmasına yol açar.

Ampirik çalışmalar alternatiflerin geçerlilik derecesinin karar verme sü­

reçlerinin akışına ve sonuçlarına tesir ettiğini göstermiştir.

Thomae, kişisel - psikolojik araştırmasında karar verme durumunda olan kişinin önünde alternatiflerin bulunması halinde endişe durümunu çöz­

düğü veya olmadığı haline göre daha azalttığını tesbit etmiştir. ( S 8 ) Alter­

natifler yalnız bir kararın çıkış pozisyonunu belirlemezler, karar kriterleri­

nin tespitini, sıralanmasını ve ağırlığının belirlenmesine de yardımcı olur­

lar. Belirli durumlardaki çözümler için çok sayıda alternatif bulunabilir.

İşte bu zaman alternatifler gayeye uygunluk derecesine göre sıralanır ve

«alternatifler, bir karar verme süreci içinde amacı gerçekleştirmeye yatkın karşılıklı tartılan ve amaca uygunluğu araştırılan şeylerdir» { 5 9 } diye, de

tarif edilebilir. s ~~

4 — İrade:

Felsefi - psikolojik literatürde karar, bir irade olayı olarak veya seçim ile iradenin kararda birleşmesi olarak dolaylı bir şekilde vurgulanır. İrade, dürtülerin sonucunda bir tarzda hareket etmeyi gerçekleştiren insanın özel-, ligidir. ( e o>

İrade öğesi karar sürecini önce isteme fiili ile sona erdirdiğini vurgular.

Bir alternatifi gerçekleştirerek çok yönlü durumun değişmesine irade sebep olur. Bu Özelliğinden dolayı literatürde karar «irade teşkili» ve «irade uy­

gulaması» olarak da ifade edilir». ( 0 1 )

Kural olarak bir iradenin harekete geçişine seçim sebep olur. Buna karşılık hadenin harekete geçişine hiçbir veya çok az ilişkili bir seçim fiilide sebep olabilir.

a) Seçim:

Literatürde karar daha ziyade şu özelliklerle tarif edilir.( e 2 ) ' 1 —- Seçim, tercih,

2 — Alternatifler, 3 — İrade,

58) Hans Thomae, Konflikl, Entscheidung, Verantwortımg, Stuttgart, Verlag, W.

Kohlhammer, 1974, s. 77-116."

59) VVinfrled Hamel, op. cit, s. 52.

60) Heinrich Griem, op. cit., s. 33.

61) Oskar Grün, «Entscheidung» Handwörterbuch der Organisatİon, der- Erwin Grochîa, Stuttgart, C . E . Poeschel Verlag, 1969, s. 480.

(14)

4 — Belirsizlik, ileriye dönük olma, 5 — Büinçlilik,

Seçim en aşağı iki hareket tarzı arasından çıkan bir eylemdir. Seçim­

den, eğer karar veren takdir ve yorum sahasına sahipse bahsedilebilir. Bu­

rada tercihin varlığı, takdir ve yorum sahasının ne kadar bir boyuta sahip olması gerektiği sorusunu ortaya çıkarır. Çeşitli hareket tarzı olasılık­

ları altında seçim karar kriterine ihtiyaç gösterir. Bu kriterler amaçların belirtileridir. Sosyal bilimlerde standartlardan ve normlardan söz edilir.

Kararın en çok ifade edilen ve üzerinde ittifak olunan özelliği seçim­

dir. Karar, başka davranış ve eylem tarzlarından spesifik bir davranış olan seçim ile ayrılır. Bu seçim (tercih) özelliği yanında alternatif özelliği de aynı derecede kendini saydırmaktadır. Seçim ve alternatif çok dar manada birbirlerinden ayrılırlar, çünkü karar eylemi alternatiflerin var olmasına bağlıdır. Uygulamalı karar Öğretisi bu ayrımı, seçim olayı ve alternatiflerin var olmasını, kendi içine kapalı problem sahalarında ele alarak süreç içine yerleştirir. İrade özelliği ile seçimin yakın bağlantısı vardır. Çünkü, irade olmadan seçim yapılamaz ve bu özellikten dolayı yalnız insanın karar verebileceği görüşü savunulur. Belirsizlik ve büinçlilik özellikleri obje sa­

hasını daralttığından genel karar tanımı elemanları içine girmez. "i 4 )

Yukarıda sözü geçen ve genel kabul görmüş özelliklerle karar, irade ile alternatif «seçimi» ( 6 5 ) diye~ tarif edüebUir.

c) Karar Kriteri:

«Karar kriteri bilgi ile sonuç arasındaki ilişkiyi düzenleyen davranış yönlendirici emirdir.» ( 6 G )

«Davranışlar ile ilgili iktisat teorilerinin büyük bir bölümü fayda kav­

ramı, diğer bir deyimle bireyin kendi çıkarlarım en az zedeleyecek davra­

nışlarda bulunabilme özelliği üzerinde kurulmuştur. Akılcı birey daima en az emek, dolayısıyle en az gider ile en fazla geliri sağlayan davranışlarda bulunacaktır. Bu davranışlar cümlesi Pareto optimumu olarak tammlar,» ; n ı ) Optimizasyon'un altında yatan kriter rasyonellik kriteridir. Bu kriter altında her birey kazancını maksimize etmeye çalışır.t ö 8 ) Fakat her karar verici

62) Ibd., s. 476.

68) Ibid., s. 476-477.

64) Hans Thomae, op. cit., s. 90.

65) Dermiş. V. Lindley, Einführuııg in die Ensischeidııngstheorie, Çev. Ernst Unsin, Frankfurt/Main, Herder Herder, 1974, s. 3.

66) VVilhelm, H. Bierfelder, op. cit., 92.

67) Ahmet Sarpyener «Oyun Örnekleri» İşletme tktidası Enstitüsü, Yönetim Dergisi Yıl. 2 N. 5 İstanbul, 1976, s. 177.

68) Urs K . Hedinger, op cit., 123.

(15)

diğer karar vericileri ve alternatifleri kontrol altına alamadığı için maksi- mizasyonu gerçekleştiremez. Onun için karar verici veri şartlar ve diğer karar vericilerin davranışlarının etkisi altında kararını optimalleştirir. «Bü­

tün çabaların sonucu ulaşılmak istenen nokta, içinde bulunulan duruma uy­

gun, hedefe yönelik, çabuk optimal bir karara ulaşmaktır.» t ü ö ) Problemle karşılaşılan karar verici problemi çözmek için, kendi psikolojik özelliği içinde, algılayan, düşünen ve öğrenen bir varlık olarak, ancak sınırlı ras­

yonel harekette bulunabilir. Pareto optimumu altında yatan objektif ras­

yonellik kriteri yerini, kişinin psişik sisteminin davranışı etkilemesinden dolayı, sübjektif rasonelliğe bırakmıştır. «Bir karar birey açısından karar vermek için değerlediği alternatifler ve bügüer ile kendi değerleri uyuştuğu halde rasyonel (sübjktif rasyonel) olur.» ( 7 0 )

Organizasyon kuralda piüralistik bir amaç bünyesi gösterdiği için ter­

cih eylemi, yani karar çok kritere ihtiyaç gösterir. Bu kriterlerin başında rasyonelliğin geldiğini biliyoruz. Bazı kriterler ise «garantilik» gibi geneldir, bazılarıda karar verilecek probleme bağlı spesifik kriterlerdir.

Örneğin, işletme içinde finansman departmanı yatırım kararlarını finansal kriterlere göre, persoonel departmanı işgücü üzerindeki işgücü dev­

ri -devamsızlık gibi kriterlere göre kararlarım verir. Üst düzeylerde alt dü­

zeylere nazaran daha genel kriterler kullanılır.

Grup açısından bir karar, karara yönelik olarak grup içindeki değerler ve bügilerle uyuşursa karar rasyonel (objektif rasyonel) dir. Reber, «Kararın temelleri «amaçlar», objeleri «alternatifler» ve prensibi de gelenek, iç güdü his, sezgi değil, rasyonellikdir» t T 1 ) diyerek Simon'm sübjektif rasyonelliğini kabul etmemektedir.

Kriterler ne kadar genelleşirse karar verme davranışına tesir edecek olan psikolojik ve çevre şartları o kadar kuvvetlenir. Tercih edicinin, yani karar sübjesinin alternatiflere ait kriteri ne kadar detaylı olursa takdir sahası da o kadar daraltılmış olur.

d) İyi Karar :

Karar hangi konuda ve yönde ele alınıp incelenirse incelensin mutlaka

«iyi» karar açısından incelenir, yoksa «kötü karar yani herhangi bir eylem ele alınmaz.» i m

69) Hans A. Roseııtstock, Die Entscheidung im Unternehmungsgeschehen, Bern Verlag Paul Haupt, 1963, s. 119.

70) Herbert A. Simon, s. 154.

71) Gerhard Reber, Personales Verhaitetı im Belrieb, Stuttgart, C , E . Poeschel Verlag, 1973, s. 2.

72) Wayne Lee, op. cit, s. 9.

(16)

«En iyi sonucu elde etmek için nasıl hareket edilmeli, hangi metodu kullanmalı iyi bir kararın nitelikleri nelerdir, gibi hususlar birçok bilim d-a- Iım uğraştırmaktadır... Psikoloji ile uğraşanlar da ekonomi, matematik, sosyoloji, mantık alanlarında çalışanlar gibi karar kavramım inceleme ça­

bası içindedirler... Psikologların çoğu kavram olarak tanımlanan «iyi» nin gerçek ve elle tutulur bir varlık olduğunu ileri sürmüşler, diğer bir grup ise değerlerin insandan insana değişeceğini sübjektif oldukları ve kati olarak tespit edilemiyecekleri üzerinde İsrar etmişlerdir. Böylece iki yaklaşım or­

taya çıkmış bulunmaktadır.

1) Bu yaklaşımda «iyi» tanımlanmış bazı değerleri iyinin parçası ola­

rak kabul edilmiştir.

2) İkinci yaklaşım ise genel kabul görmüş değerleri birleştirmiş ve meydana gelen bütüne «iyi» denilmesini teklif etmiştir.

Örneğin, olasılık kavramında, gerçek Ue risk, ve belirsizlik arasında bağıntı kurulmuş ve iyi ile gerçek arasındaki temel dayanışma çeşitli par­

çalara ayrılabUmiştir.» t T 3 ) Nicolaidis'e göre karar veren bireyler açısından iyi kararın ölçütleri şunlardır. t 7*J

1) Karar kendi yargılarına göre iyi olmalıdır.

2) Karar üstlerce iyi olarak değerlendirilmelidir,

3) Kararın etkinliği ya da kararı uygulayacak kimseler arasında bü karar mümkün olduğu kadar fazla kabul görmelidir.

4) Karar verenin çevresindeki başka kişilerde bu kararı iyi bulmalıdır.

Buradaki 1. faktöre «psikolojik iyi» 2, 3 ve 4, faktörlere «sosyolojik iyi» diyeceğiz. Bu ayırımımıza doğrultusunda aym anlamda bir ayrımı «süb­

jektif koşullar ve objektir koşullar» ( 7 3 ) olarak da görmekteyiz.

Sonuç olarak iyi kararın durumdan elde edilen sonuç ve karar verenin amaçlarını gerçekleştirme derecesi ile bağıntılı bir kavram olduğu ileri sürülmüştür.

Burada «iyi» kararı şöyle tanımlamak istiyoruz: İyi karar, diğer üye-<

ler üzerinde olumlu etkisi olan ve karar neticesinde karar verenin amaç­

larının karşılandığı karardır.

73) Salim Sen, İşletme Yönetimine Modeller Yoluyla Yaklaşım: İşletme Yönetimi Sürecinde Model Kullanma üzerine bir araştırma, Ankara, AITIA yayını, 1973, s. 2 - 3 .

74) Oğuz Onaran, op. cit. s. 68 den, Nicholas. G . Nicolaidİs, Policy - Decision ana Organization Theory, 1960 Ph. D. tezi, University of Southern Californİa, a. 151-152.

75) Kemâl Tosun, op. cit., s. 186.

Referanslar

Benzer Belgeler

A) Kaza, hükmetmek, emretmek, yaratmak ve gerçekleştirmek anlamlarına gelir. B) Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah’ın varlıklara karşı karar, emir ve fiillerini ifade etmek için

10.03.2000 tarih ve 4061 sayılı Ankara Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün yazısıyla o tarihteki parsel malikinin talebi üzerine 25 ada 1 parselde Meslek Lisesi

6 “ 5393 Sayılı Belediye Kanununun 20.maddesi gereğince, Belediye Meclisinin bir (1) aylık tatil ayının tespit edilmesi talebi görüşülmüş olup; yapılan oylamada 2009

282 “ Tekirdağ Merkez, Hürriyet Mahallesi 55 pafta, 1047 ada, 7 parselin imar planı değişikliği talebi görüşülmüş olup; yapılan oylamada talebin imar

MADDE 5 – (1) Belediye itfaiye teşkilatı; 29/11/2005 tarihli ve 2006/9809 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan, Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli

Nitekim, seçimlerde kullanılan oy pusulası ve zarfların sadece Yüksek Seçim Kurulu tarafından ve filigranlı olarak üretileceği, zarfların üzerinde Yüksek Seçim

Bu kararın alınmış olması 298 sayılı Kanundaki sandık kurulu işlemlerine karşı itiraz hakkını ortadan kaldırmamaktadır. maddesine göre, 7 kişilik sandık

İş Bankası A.Ş.. İş