• Sonuç bulunamadı

Savaş Pilotlarına Akıllı Yardımcı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Savaş Pilotlarına Akıllı Yardımcı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

8 Bilim ve Teknik

Kendi kendini eğiten bir elektro-nik "yardımcı pilot" sayesinde ölüm-cül yara almış savaş uçakları üslerine geri dönebilecekler. Uçakların, "kontrol yüzeyi" denilen, örneğin ka-natların arka bölgesinde yükselme ya da alçalmayı ayarlayan hareketli par-çalar (aileron), ya da düşey kuyruk üzerindeki hareketli dümen parçaları yara aldıklarında, ya da sıkıştıkların-da pilotun atlayıp canını kurtarmak-tan başka yapabileceği fazla bir şey kalmıyor. Aynı aksaklık yolcu uçakla-rında meydana geldiğindeyse, sonuç

genellikle bir felaket . Gerçi pilotun devreden çıkıp uçağı "otomatik pilot" denen elektronik yardımcıya emanet etmesi çok yeni bir şey değil. Ancak, otomatik pilotlar, sağlam uçakları yö-netmek için geliştirilmiş aygıtlar.

ABD Uzay Dairesi NASA’de gö-revli mühendisler, zor zamanında pi-lotun imdadına yetişecek bir yardım-cı geliştirmiş bulunuyorlar. Sistem, akıllı yazılım programlarına dayanı-yor. Bunlara "sinirsel ağ" denidayanı-yor. Özellikleri, tıpkı canlı bir beyin gibi sınama ve yanılma yöntemiyle belirli bir iş yapmayı öğrenmeleri. NA-SA’nın Ames Araştırma Merke-zi’ndeki uzmanlar da, geliştirdikleri programa "uçak kullanmasını" bir F-15 uçuş simülatöründe öğretmişler. Akıllı yardımcı, savaş uçağının hızı, açısal durumu, kanatlar, kuyruk ve gövde üzerindeki kuvvetleri sürekli

izliyor ve bu değerlerin ne olması ge-rektiğini gösteren bir bilgisayar mo-deli ile karşılaştırıyor. Olan ve olması gereken arasında bir tutarsızlık sapta-dığında devreye giriyor. Uçuş verile-rini saniyede altı kez ölçerek, elde kalan kontrol yüzeylerini ve motorla-rı kullanarak uçağı nasıl normal uçu-şa döndürebileceğini hesaplıyor ve vardığı sonuçları uyguluyor. NASA mühendislerine göre pilot çoğu kez kontrolün yardımcısı tarafından ele alındığını fark etmiyor bile. Akıllı yardımcı, hünerlerini NASA’nın Dryden Uçuş Araştırma Merkezi de-ney alanında göstermiş. Düşman uçak takibi ve 360 derecelik burgu dönüşler gibi güç manevralarda bile uçağı başarıyla yöneterek kendini kanıtlamış.

New Scientist, 24 Nisan 1999

Savaş Pilotlarına Akıllı Yardımcı

Fransız araştırmacılar, biçimlerini, dolayısıyla da büyütme güçlerini ko-laylıkla değiştirebilen sıvı mercekler geliştirdiler. Bunlar, büyük kütleli ve ağır işleyen düzenekler gerektiren odaklama mekanizmalarının yerini al-maya aday. Sıvı mercekle, örneğin en-doskopi (hastaya yutturulan bir boruy-la içinin gözlenmesi), çok daha ayrıntı-lı bir biçimde yapılabilecek. Daha uzun dönemli bir hedefse biyonik (ya-rı mekanik, ya(ya-rı canlı) gözlerin yapıl-ması. Grenoble’daki Joseph Fourier Üniversitesi fizikçilerinden Bruno Berge’in beyin ürünü olan mercekler, aslında son derece basit. Yalnızca silin-dir bir kap içinde iki tuzlu su katmanı arasına yerleştirilmiş küçücük bir or-ganik silisyum yağından oluşuyorlar. Yağ damlası, saydam bir polimer yüzey

üzerine yerleştiriliyor ve yüzeyi çevre-leyen su dostu bir kaplama tarafından merkezde tutuluyor. Silindirin her iki tarafındaki tuzlu suya uygulanan vol-taj değiştirilerek, yağ damlacığının bi-çimi, birkaç milisaniye içinde değişti-rilrebiliyor.

Tüm düzenek, bir kondensatör (elektrik devrelerinde yükü depola-yan bir araç) gibi çalışıyor. Sıradan bir kondensatör, iki metal elektrot ve ara-larındaki bir yalıtkandan oluşur. Sıvı mercekteyse, iki su katmanı elektrot, yağ ve polimer de birlikte yalıtkan iş-levi görüyorlar. Voltaj uygulandığında su ve yalıtkanı ayıran arayüzlerde elektrik yükü artıyor. Ve aynı yükü ta-şıyan parçalar arasındaki elektrostatik itme nedeniyle yağ damlacığı şişiyor. Voltaj değiştirilerek de şişmenin düze-yi, böylelikle de mercek düzeneğinin odak uzunluğu ayarlanabiliyor.

Aynı etki, silisyumlu yağ ve su dı-şındaki sıvılarla da sağlanabiliyor. An-cak, güçlü bir mercek yapabilmek için, kırılma indisleri oldukça farklı sı-vılar kullanmak gerekiyor. Ayrıca damlacığın, mercek düzeneği taşınır-ken biçimini koruyabilecek yoğunluk-ta bir madde olması da şart. Çünkü aşırı titreşim, iki farklı sıvının birbirine karışmasına yol açabiliyor. Berge’in

şimdiki hedefi, merceğin boyutlarını kullanılabilir ölçülere yükseltmek. Buysa, göründüğü kadar kolay bir iş değil. Çünkü damlacık büyüdükçe, dağılmasını önlemek o ölçüde güçleşi-yor. Araştırmacı, ayrıca mercekleri tit-reşimden etkilenmeyecek bir duruma getirmeye çalışıyor. Bunları başarabi-lirse, sıvı mercekler, biyonik göz yapı-mında kullanılabilir. Göz sinirine yer-leştirilecek bir implant, voltajı değişti-rebilir ve böylece biyonik göz taşıyan kişi, istediği anda bakışını uzağa ya da yakına odaklayabilr.

New Scientist, 22 Mayıs 1999

Sıvı Mercekle Biyonik Göze Doğru

Biçim Değişirici

Merceğin biçimi voltaja bağlı olarak değişiyor. Tuzlu su Yağ damlacığı Voltaj Su dostu kaplama Yyağ damlacığının oturduğu saydam yüzey

Tuzlu su

Sıvı merceklerle donatılmış endoskoplar daha geniş odak değiştirme olanağı sağlayabilecek

Referanslar

Benzer Belgeler

her yıl önemli oranda artış görülmektedir. Adliyelerde yeni iş mahkemeleri kurulmasına ve Yargıtay’daki iş dairelerinin sayısı artırılmasına rağmen,

Rajabov Rajab KUCHAKOVICH, Tajik State University of Commerce, Tacikistan Prof.. Simon GELASHVİLİ, Ivane Javakhishvili Tbilisi State

(sukkulent) yaprakları ve gövdeleri, su almalarını sağlayan yüksek iyon yoğunlukları, su almayı devam ettirecek bazı organik bileşikleri sentezleyebilmeleri, tuzun

— Tuzlu alanlar, dünyanın neredeyse tamamında yayılış göstermektedir, tropik ve subtropiklerin mangrovlarından kuzey Avrupa’nın gelgit?. bataklıklarına, tuzlu çöllerden,

Bu çalışma da, kapasitesi dünya ihtiyacının çok üzerinde olan güneş enerjisinden yararlanılarak, kullanımı çok yaygın olmayan özel “Dimple Plate” (Gamzeli Plaka)

Bu kadar yargı cümlesinden sonra, tanımanın ve yakınlaşmanın nasıl kişiliği- mizi belirlediği, bizi nasıl “kişi” kıldığı üzerine bir şeyler söylemek konuyu uzat-

Bu çalışmanın amacı aerodinamik (laboratuar) ve aerodinamik + radyasyon (açık hava) şartlarında kurumakta olan tuzlu ve tuzsuz toprak yüzeyinden meydana gelen buharlaşmayı

Başta Almanya olmak üzere son bir kaç yılda Amerika ve İsviçre'de de bu tedaviye benzer fakat psöralen kullanılmadan tuzlu su ve ultraviyole ile tedavi