• Sonuç bulunamadı

Dijital dönüşüm ile şubeler satış noktasına dönüşecek!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Dijital dönüşüm ile şubeler satış noktasına dönüşecek!"

Copied!
63
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ŞUBAT 2021

w w w. i st et e k n o l o j i .c o m .t r

Dijital

dönüşüm ile şubeler satış noktasına

dönüşecek!

Türkiye’den çıkacak bir sonraki

unicorn marka Paycell olacak!

Yenilikçiliğin yeni tanımı ‘en hızlı tekno-bilimsel çözüm’

Turkcell Finanstan Sorumlu

Genel Müdür Yardımcısı Osman Yılmaz

TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav

AlbarakaTech Global CEO’su Ali Tuğlu

(2)

İÇİNDEKİLER

36 31

21

11

Girişimciler global düşünen ‘iyi liderler’ olmalı CIO’ların 2021’de

sahip olması gereken karakteristik özellikler!

2021’de veri stratejisini şekillendirecek dört eğilim

Turkcell ile çalışmak güvence veriyor

Geri dönüşü olmayan yeni çağın teknolojisi:

Yapay zeka

Turkcell Sanal Veri Merkezi ile fiziksel ortamlarda veri depolama sorununu ortadan

kaldırdık Turkcell, internet

altyapısından siber güvenliğe kadar en büyük teknoloji ortağımız!

Dijital dönüşüm ile şubeler satış noktasına dönüşecek!

AlbarakaTech Global CEO’su Ali Tuğlu

Vizyon Vizyon Tekno Görüş

Güncel

Güncel

Vizyon

Analiz Vizyon

Nişantaşı Eğitim Vakfı Kurucusu

Levent Uysal Ebilgi Genel Müdürü Umut Ergün Mynet Şirketler Grubu Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kurttepeli

ŞUBAT 2021

(3)

Analiz firması Gartner, COVID-19 salgını ile CEO’ların gelecek konusunda hala huzursuz olduğunu söylüyor. Bu nedenle CEO’lar zamanında kararlar alan ve uygulayan CIO’ları tercih ederken aynı zamanda da duygusal becerisinin incelikli ve destekleyici olmasını istiyor.

Pandemi ile CIO’ların paydaşlarını yönetme, iş birliği yapma ve verilen tepkiye göre ortamı değiştirme süreci devam ediyor.

Bu kriz ortamı güçlü liderlik ve temel duygusal beceri yeterliliklerine olan talebi de etkiliyor. Analiz firması Gartner da pandeminin neden olduğu değişikliklerin, CIO rolünde daha güçlü liderlik ve duygusal beceri ihtiyacını güçlendireceğini ve 2021’deki işe alım süreçlerinde bireysel kararlılık ve hassasiyetin CIO’lar için iki kritik özellik olacağını belirtiyor. Gartner TalentNeuron verileri ise kararlılık ve hassasiyetin işe alım süreçlerinde ilk 10’da yer aldığını

ve bu durumun mevcut çalışanları da kapsadığını gösteriyor.

Gartner’a göre kararlılık, kararları eyleme dönüştürmedeki gücü ifade ederken duyarlılık ise başkalarının zorluklarına karşı empati kurmanın ve buna göre davranmanın kalitesini tanımlıyor.

Yüksek performanslı CIO’lar kendini geliştirmeye kararlı Bir başka Gartner anketi, dijital çağda duygusal beceri geliştirmek isteyen CIO’ların, kendini geliştirme tekniklerini uygulayarak kriz zamanlarında öz farkındalıklarını, öz yönetimlerini ve ilişkilerini geliştirebileceklerini gösteriyor. Araştırmada BT ve iş liderlerinin büyük çoğunluğu, 10 yıl içinde ihtiyaç duyulan en önemli becerilerin yumuşak beceriler olacağını söylüyor.

Ankete katılan tüm CIO’lar öğrenme ve geliştirme konusuna günde ortalama 30 dakika harcıyor. Gartner’a göre bu yaklaşım, önemli olanın nicelik

değil, doğru davranışlara odaklanmaya harcanan zamanın kalitesi olduğunu gösteriyor.

Şeffaflık, en beğenilen duygusal beceri yetkinliği olarak

sıralanırken devamında ise otantik iletişim ve iş birliği geliyor. Anket sonuçlarına göre, ortalamanın üzerinde performans gösteren CIO’ların koçluk ve mentorluk yoluyla başkalarını geliştirme olasılığı da daha fazla. Yüksek performanslı CIO’lar, zamanlarının neredeyse yüzde 75’ini yönetmek yerine 1:1 ortamda ekibini dinlemeye ayırıyor.

Gartner’a göre bu davranışların ve uygulamaların getirdiği olumlu etkinin farkında olmak, kuruluşların aşı üzerine kurdukları stratejiler ve çalışanların işe döndüğü senaryodan çok daha önemli. CIO’ların sahip olduğu teknik becerilerden daha fazla olmasa da yumuşak beceriler de işe alım süreçlerinde oldukça belirleyici olacak.

Gartner’a göre kararlılık ve hassasiyet, insan kaynakları uzmanlarının CIO’ları işe alırken arayacakları kritik özellikler olacak.

sahip olması gereken karakteristik özellikler!

CIO’ların 2021’de

(4)

2020 yılındaki yatırımları değerlendiren ve 2021 planlarını anlatan Murat Erkan; ana odak alanları olan techfin, dijital servisler ve şirketlerin dijitalleşmesine odaklanan Dijital İş Servisleri’nde önemli bir büyüme ivmesi yakaladıklarını belirterek, “Bu dönemde müşterilerimizin değişen talep ve ihtiyaçlarına yönelik olarak dijital servislerimize yenilerini eklemeye devam ettik.” dedi.

2021’in öncelikli alanlarında dijital servisler var

2020 yılında olduğu gibi 2021’de de öncelikli yatırım alanlarının dijital servisler olacağını söyleyen Murat Erkan, müşteri memnuniyetinin en önemli göstergeleri olduğunu belirterek, stratejilerini tüketici beklentilerine dair verileri baz alarak tasarladıklarını söyledi.

2020 yılında dijital servislerin

kullanımlarının önemli ölçüde arttığını belirten Erkan, pandemide üzerinde en çok çalıştıkları servislerden birinin TV+

olduğunu belirtti.

Turkcell mühendisleri tarafından geliştirilen TV+ Ready ürününün, takıldığı televizyonu akıllı TV’ye dönüştürdüğünü söyleyen Erkan, “TV+ Ready içerisindeki TV+ uygulaması sayesinde kullanıcılar 150’den fazla

Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, ekonomik ve sosyal açıdan salgının etkisinde geçen 2020 yılını değerlendirdi ve 2021’de atacakları adımların sinyalini verdi.

2021’e yön verecek

Turkcell güçlü altyapısı ve

üstün teknolojisi ile

(5)

canlı TV kanalına ve binlerce filme diledikleri her ekrandan ulaşabiliyor. Zengin bir içerik deneyimi hedefiyle çalıştığımız TV+, salgın döneminde üzerinde en çok çalıştığımız servislerden biri oldu. 2021’de de öncelikli alanlarımızdan biri olacak.” diye konuştu.

2021 BiP Meet’in yılı olacak

Pandemiyle birlikte uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasına bağlı olarak ortaya birçok yeni ihtiyacın çıktığını ve bu ihtiyaçların başında video konferans uygulamalarının geldiğini söyleyen Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, “Bu ihtiyaca cevap verebilmek için BiP Meet uygulamasını geliştirdik.

BiP Meet’e 2021’de daha fazla yetkinlik kazandıracağız.” diyerek, BiP Meet’in kullanıcıların kişisel verilerini korurken, hızlı ve güvenli biçimde uzaktan toplantı yapabilme imkanı sunduğunu vurguladı. BiP Meet’in yabancı rakipleri karşısında çok güçlü bir şekilde piyasaya girdiğini söyleyen Erkan, “Kişisel veri güvenliğini sağlamak, en az hızlı bir hizmet sunmak kadar önemli ve değerli. Uygulamamız bu açıdan hem güvenilir hem kolay kullanımlı hem de yetkin.”

dedi. Murat Erkan, başta uzaktan çalışma ve uzaktan eğitim alanları olmak üzere dosya transferi ihtiyacına cevap veren ‘lifebox transfer’ uygulamasının da kullanıcılara paylaşmak istedikleri dosyayı e-posta adresi aracılığıyla karşı tarafa güvenli bir şekilde gönderme seçeneği sunduğunu belirtti.

2021’in gözde yatırım alanı e-ticaret olacak

Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, müşterilerinin pandemi döneminde artan online alışveriş ihtiyacına güvenilir

bir seçenek sunmak amacıyla geliştirdikleri teknolojik pazar yeri ‘Turkcell Pasaj’ın 2021’de hızla büyüyeceğini kaydetti.

Deloitte’un araştırmasına göre, tüketicilerin yüzde 73’ünün online alışverişlerde birden fazla kanal kullanmayı tercih ettiklerini, yüzde 78’inin ise markaların müşteri servislerine mobil cihazlardan bağlanmak istediklerini dile getiren Erkan, “Tamamen Turkcell mühendislerince geliştirilen Turkcell Pasaj’a Dijital Operatör ve turkcell.com.tr üzerinden ulaşılabiliyor. Türkiye’nin önde gelen tedarikçilerinin yer aldığı Turkcell Pasaj’da akıllı telefon, yeni nesil teknolojiler, elektrikli ev aletleri, kişisel bakım ürünleri, oyun bilgisayarları, sporcu ürünleri, müzik ve hobi ürünleri olmak üzere binlerce çeşit elektronik ürün Turkcell güvencesiyle müşterilere sunuluyor. Turkcell Pasaj ile 2021’de e-ticaretin güçlü oyuncularından biri olacağız.”

ifadelerini kullandı.

‘Gamer’lara Turkcell desteği

Murat Erkan, “Pandemi döneminde daha da büyüyen küresel oyun pazarından Türkiye’nin daha fazla pay

almasına katkı sağlamak için 2020’nin son çeyreğinde hayata geçirdiğimiz ‘Gameventure’

programımız da 2021’de gelişme beklediğimiz iş alanları arasında yer alıyor. Program aracılığıyla yerli oyun pazarında yer almak isteyen genç oyun yazılımcılarına eğitim ve finansman yardımı yapacağız, Gameventure üzerinden geliştirilen oyunların piyasaya sürülmesinde de destek vereceğiz. Bu sayede Turkcell’in

‘oyun iş ortağı’ olarak bu sektörde de yer edinmesine olanak sağlayacağız.” diye konuştu.

Geleceğin teknolojileri Turkcell’den çıkacak

Erkan, gelecek 10 yılda dünyayı şekillendirecek teknolojilerin birçoğunun bugün Turkcell

tarafından etkin şekilde kullanıldığını

ifade ederek, “Yakın gelecekte daha da yaygınlaşacak teknolojilerin başında yapay zeka teknolojisi geliyor. Yapay zekayı hayatımızın

(6)

her alanında daha yaygın şekilde görmeye başlayacağız. Bu noktada en önemli potansiyel büyüme alanlarından birisi de nesnelerin yapay zekası (AIOT) olarak adlandırılan ve yapay zekanın IoT ile birleştiği alan. Yapay zekanın bu alanı dönüştürmesi ile birlikte giyilebilir teknolojiler, akıllı ev ve akıllı şehir teknolojileri, otonom fabrikalar ve üretim araçları gibi akıllı endüstri çözümleri ile birlikte çok önemli bir değişim yaşanacak.” dedi.

Erkan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burada hem Türkiye’nin hem de Turkcell’in çok büyük bir potansiyeli

olduğunu düşünüyorum. Turkcell’in bu alanlarda şimdiden pek çok ürün ve servisi bulunuyor. Dijital İş Servisleri şirketimizi bu alanlarda daha çok hizmet verebilmek için kurduk. Dijital İş Servisleri aracılığıyla şirketlerin dijital dönüşümüne bulut teknolojileri, veri merkezi hizmetleri, siber güvenlik, bilgi teknolojileri ve nesnelerin yapay zekası alanlarında katkı sağlamayı sürdürüyoruz.”

2021 büyüme yılı olacak

Turkcell olarak 2019’da belirledikleri üç stratejik odak alanı techfin, Dijital İş Çözümleri

ve dijital servislerde bu yıl olduğu gibi 2021’de de hızlı büyümeyi sürdüreceklerinin altını çizen Murat Erkan, “Önümüzdeki dönemde bu alanlarda hızlı bir büyüme yaşanacak, bunun Türkiye için ekonomik anlamda büyük bir fırsat yaratacağı düşüncesindeyiz. 2021’de Türkiye ekonomisi sıçrama yapacağı bir döneme girecek. Bu ivmeden güç alarak büyüme yılı olarak gördüğümüz 2021’de de teknoloji alanında üstlendiğimiz öncü rolümüzle yeni teknolojileri ülkemize kazandırmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

Pandemi sürecinde ortaya çıkan sosyal ve ekonomik koşullarla mücadele ederken pek çok yeniliğe hızlıca adapte olduklarını söyleyen Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, bu süreçte beş kritik noktanın ön plana çıktığını belirtti:

● Yaşanan değişim ve dönüşüm telekom sektörünün önemini bir kez daha ortaya koydu.

Değişimden ekonominin, eğitimin ve iş dünyasının minimum seviyede etkilenmesini sağlamanın tek yolu güçlü bir telekom sektörüne sahip olmaktan geçiyor. Turkcell olarak bu dönemde elimizdeki teknolojik altyapıyı, bilgi birikimimizi ve deneyimlerimizi müşterilerimize kesintisiz ve kaliteli iletişim sunmak için seferber ettik.

● Evlerde geçirilen sürenin uzaması ve uzaktan eğitim, evden çalışma süreçlerine geçişle birlikte fiber internet bağlantısına olan ihtiyaç bir kez daha ortaya çıktı. Bu bakımdan

ülke kaynaklarının verimli bir şekilde kullanılması için altyapı yatırımlarını odak yapacağımız bir modeli hızla hayata geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu sayede kaynaklarımızı üst yapıda, ülkemize daha fazla değer kazandıracak projelere ayırabiliriz.

● Pandemi süreci yerli ve milli dijital servislerin önemini de bir kez daha ortaya koydu. Turkcell olarak BiP, BiP Meet, Yaani arama motoru, YaaniMail, TV+, fizy, lifebox, Dergilik ve Paycell gibi hayatın her alanına dokunan dijital servislerimizle global oyunculara bağımlı olmadan kendi ayakları üzerinde duran bir ekosistem kurmayı başardık.

Kendi dijital servislerimizi zenginleştirmeli ve hayatımızın her alanına yaymalıyız.

● İnternette geçirilen süre artınca siber alandaki güvenlik konusu da önem kazandı. Biz Dijital Güvenlik Servisi’miz ile bireysel müşterilerimize, Siber Güvenlik

Merkezi’miz ile de kurumsal müşterilerimize güvenlik seçenekleri sunuyoruz. Kişisel verilerin güvenliğinin önümüzdeki dönemde çok daha önemli hale geleceğini düşünüyorum. O nedenle online dünyada daha da dikkatli olmalıyız.

● Alışkanlıklarımız hiç olmadığı kadar hızlı değişiyor.

5-10 yılda yaşanacak dijital dönüşümü 2020’de yaşadık. Bu dönemde kurumların işlerine kesintisiz devam edebilmeleri için sundukları hizmet ve ürünleri, eğer mümkünse dijital ortamdan erişilebilir hale getirmeleri gerektiğini gördük. Aynı şekilde online alışveriş ve mobil ödemenin de yaygınlaştığını görüyoruz.

Bu trendlerin hızlanacağını ve bu alışkanlıkların kalıcı hale geleceğini düşünüyorum. O nedenle şirketlerin de müşteri alışkanlıklarındaki bu hızlı değişimi iyi okumaları gerekiyor.

‘Pandemi sürecinde çok şey öğrendik’

(7)

Analiz şirketi Frost&Sullivan, 2018’de testlere başlayıp sonraki yıllarda aşamalı hale getirilen 5G teknolojisinin başlangıcından itibaren ilerleyişini takip ediyor.

Analist firmaya göre, COVID-19’un neden olduğu kesintiler, şirketler zayıf dijital bağlantının neden olduğu boşlukları kapatmaya çalışırken 5G ağ kapasitesi için de güçlü bir örnek oluşturdu.

Şirket, teknolojiye erişimi yeniden tanımlayan 5G’nin piyasada yaşanabilecek dalgalanmaların temeli olarak geniş bandı genişletip dijital dönüşümü yeni seviyelere yükseltmeye yardımcı olacağını öngörüyor.

5G ağ dilimleme ve yeni 5G özellikli cihazlar gibi ilgili teknolojiler ise uygulanabilir ağ teknolojisi olarak 5G’nin büyümesinde etkili olacak.

Ek olarak, yeni cihazlar ve daha

düşük maliyetli müşteri tesis ekipmanıyla (CPE) eşleştirilen 5G sabit kablosuz erişim (FWA), yeni sabit mobil yakınsama çözümlerinin genişletilmesine de yardımcı olacak. Frost&Sullivan ise 164 ülkedeki mobil operatörler 4G sunarken, kalan 31 ülkenin hala FWA tabanlı çözümler talep ettiğine inanıyor.

COVID-19 ile telekomünikasyon endüstrisinin abonelerde ve 4G ile 5G FWA hizmetlerinin gelirlerinde bir artışa tanık olduğunu söyleyen Frost&Sullivan, 5G FWA’in daha hızlı dağıtım ve on-boarding sunarak dağıtım süresini haftalardan bir günden daha aza indirdiğini ve 100 Mbps’ye kadar indirme hızları sunduğunu belirtiyor. Analiz firması aynı zamanda, büyük çoklu giriş ve çıkış (MIMO) ile yüksek

performanslı şirket içi son kullanıcı cihazlar veya CPE ile desteklendiği takdirde, 5G FWA’in mobil geniş bant maliyetini yüzde 25’e kadar azaltma potansiyeline sahip olduğunu söylüyor.

FWA, yerel yönetimler ve düzenleyiciler tarafından ulusal gündemlere de taşınıyor. Bazı ülkeler halihazırda ulusal geniş bant planlarına FWA’i dahil ediyor.

Sağlık ve eğitim sektörlerindeki faaliyet artışları da 5G’deki gelişmeleri yönlendiriyor ve buna karşılık 5G FWA için yüksek talep doğuyor. Ek olarak, hükümetlerin salgınla savaşmasına yardımcı olmak için 4G/5G FWA paketleri başlatılıyor. Frost&Sullivan, tüm bunların ışığında FWA’in daha fazla benimsenerek 5G teknolojisinin 4G’nin başarısını devralmaya hazır olduğunu ifade ediyor.

Frost&Sullivan’a göre, dünya çapında 164 ülkede 406 mobil operatör aracılığıyla sunulan 4G sabit kablosuz erişimin başarısını, 5G

teknolojisinin üstlenme zamanı geldi.

5G teknolojisi

4G’nin başarısını devralmaya hazır

(8)

2020 yılı, dünyanın daha hızlı hareket ettiğini ve işletmelerin geleceklerini tanımlayan tehditlere ve fırsatlara yanıt verirken daha çevik ve hızlı hareket etmeye hazır olmaları gerektiğini gösterdi. Söz konusu sürekli hazır olma durumu ise yakın zamanda değişmeyecek.

İşletmelerin de gelecekteki yıkıcı olayları ele almak için gereken çevikliği kazanmaları, verileri nasıl kullandığına bağlı olacak.

Veri stratejisinde kurumları öne çıkaracak dört trend ise şunlar olacak:

Veri yönetişimi, hibrit bulut dünyasında merkezi bir aşamaya gelecek

IDC, 2021 yılında işletmelerin yüzde 90’ından fazlasının, altyapı ihtiyaçlarını karşılamak için şirket içi/paylaşımlı özel bulut, multi genel bulut ve eski platform karışımına güveneceğini tahmin ediyor. Bu nedenle kuruluşlar, giderek artan siber saldırıları ve veri gizliliği endişelerini gidermek için veri platformlarının hibrit bulutlarında tutarlı veri güvenliği, yönetişim, köken ve denetim sağlamaya odaklanmalıdır.

Makine öğrenimi herkes için erişilebilir hale geliyor

Kuruluşlar dijital olarak dönüşürken, katlanarak artan miktarda veri ve yeni teknolojilerin artan karmaşıklığı ile karşı karşıya kalacak. Teknolojiye olan ilginin artmasına rağmen, birçok kuruluş makine öğrenimine parça parça bir yaklaşım benimsiyor ve bu da gerçek anlamda veri odaklı olunmasını engelliyor. Kuruluşlar ancak makine öğrenimini operasyonel hale getirerek bu durumun üstesinden gelebilecek.

Bu nedenle şirketlerin bir makine

Yapay zeka, makine öğrenimi, 5G ile kullanımı artacak IoT cihazları ve bulut bilişim veri miktarında patlama yaratacak ve veri yönetimine hazır olan şirketler uzun vadede kazanan olacak.

2021’de veri stratejisini şekillendirecek

dört eğilim

(9)

öğrenimi modelinin işi etkileme yeteneğini anlaması, güvenmesi ve temas etmesi gerekecek. Tüm bunları yapabilen işletmeler, bir sonraki adımda hayatta kalmaya ve gelişmeye hazır olacak.

5G’nin yükselişi ile ortaya çıkan veri fırtınası

Telekomünikasyon sağlayıcıları, 5G’nin sunabileceği yüksek hızlı, düşük gecikme süresi ve daha güvenilir bağlantı sağlamak için mevcut ağlarını yükseltmeye devam ediyor. 5G’nin yükselişi ise IoT için muazzam bir bağlantı sağlaması ve içgörüyü her zamankinden daha yakın bir noktaya getirmesi açısından kuruluşların veri stratejisini etkileyecek. Bu noktada IoT’yi benimseyen kuruluşların, bu bağlı cihazlar tarafından oluşturulan veri fırtınasında gezinmeye hazırlıklı olması gerekecek.

Bu noktada şirketlerin verileri yönetmesi, IoT verilerini etkin bir şekilde yakalayıp hızlıca tek başına, veri ambarı veya veri gölü gibi diğer kaynaklardan gelen verilerle analiz etmelerini

sağlayan kurumsal veri bulutu kullanımlarına bağlı olacak.

Kurumsal veri bulutu ise veri yaşam döngüsünün her aşamasında verileri korurken anlamlı içgörüler de sağlayacak.

Yapay zekaya bir doz veri etiği

Şirketler ölçeklenebilir çözümler oluşturmak için yapay zeka kullandıkça itibar, düzenleme ve yasal riskler de artıyor.

Günümüzde ise etik yapay zeka konuşmaları, verilerin anonim hale getirilmesi etrafında dönüyor.

Dünyadaki birçok pazar ise AI inovasyonu için düzenlemeler oluşturmaya ve ulusal standartlar belirlemeye devam ediyor.

Yönetimi basitleştirmek ve yapay zeka sistemlerine güç sağlamak için kullanılan veri modelleri ve bilgi altyapılarındaki şeffaflık eksikliğini gidermek ise kurumsal veri bulutu aracılığıyla mümkün olacak.

Veri stratejisiyle geleceği garantileyen işletmeler

Veriler şüphesiz, 2021 ve

sonrasındaki belirsizlikler karşısında kuruluşların gereken çevikliği kazanmasına yardımcı olabilecek stratejik bir varlıktır.

Bununla birlikte, verinin artan önemi ve AI gibi yeni teknolojilerin artan kullanımı yeni zorluklar yaratacaktır. Bu zorluklar da kurumsal veri bulutunun gelecekteki iş gereksinimlerini etkinleştirmek için veri stratejilerini desteklemesini ve müşteriler ile iş için etkin bir şekilde hizmet vermek üzere her çalışanın verilere erişimini kritik hale getirir.

Kurumsal veri bulutları ayrıca maliyetleri kontrol etmeye, riskleri azaltmaya ve tüm veri varlıklarında tutarlı güvenlik ve yönetişim sağlamaya yardımcı olur. Kuruluşlar verileri keşfedilebilir, kullanılabilir, güvenilir ve uyumlu hale getirerek operasyonel verimliliği artırmak, yeni gelir akışları bulmak ve kesinti sırasında bile verimli müşteri deneyimi/hizmetleri sunmak için daha iyi bir konumda olacak.

(10)

Turkcell Bulut, Turkcell Tek Ofis, Güvenlik Çözümleri, Video Konferans Çözümleri ve Akıllı Çağrı Merkezi sadece kurumsal aboneler için geçerlidir ve fiber erişim ürünleri ile birlikte Turkcell Superonline ürünleridir. Turkcell Akademi Kurumsal, sadece kurumsal aboneler için geçerli, Turktell Bilişim Servisleri ürünüdür. Tüm ürünler hakkında detaylı bilgi için kurumsal müşteri temsilciniz ile görüşebilir, turkcell.com.tr/kurumsal adresini ziyaret edebilirsiniz.

(11)

Dijital

dönüşüm ile

Islak imza gereksiniminin azalmasıyla birlikte şube ile ilgili önemli bir dönüşüm evresinin yaşandığını söyleyen AlbarakaTech Global CEO’su Ali Tuğlu, “Bu yeni dönemde bankacılık sistemi yoğun emekle çalışan kurumlardan teknoloji şirketlerine doğru dönüşüyor. Bu anlamda bankacılık tarafında ilginç bir dönemin başladığını göreceğiz. Şube dışı kanallar daha da öne çıkacak ve iş süreçleri ciddi anlamda değişecek.” diyor.

AlbarakaTech Global CEO’su Ali Tuğlu

şubeler satış

noktasına

dönüşecek!

(12)

İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunu Ali Tuğlu... Ardından Virginia Tech Üniversitesi Bilgisayar Bilimi Bölümünde yüksek lisansını tamamlayan Tuğlu, bir süre ABD’de yazılım mühendisi olarak çalışmasının ardından, 1997 yılında Türkiye’ye dönüyor.

Bu süreçte 13 yıllık önemli bir bankacılık tecrübesi oluyor Ali Tuğlu’nun. Şu anda ise 6 yıldan uzun bir zamandır CIO görevini üstlendiği Albaraka Türk’ün finans ve teknolojiyi bir araya getiren yeni oluşumu AlbarakaTech Global’ın CEO’su olarak profesyonel hayatına devam ediyor.

Ali Tuğlu ile AlbarakaTech’i, dijital dönüşüm süreçlerini, Turkcell ile olan iş birliklerini ve elbette gelecek planlarını konuştuk...

“AlbarakaTech Global ile ürün ve hizmetlerimizi finans sektörüne sunmayı hedefliyoruz”

Ali Tuğlu, Albaraka’nın teknolojiyi en iyi kullanan bankalardan biri olma hedefinin, AlbarakaTech Global’ın temelini oluşturduğunu söyledi. Böyle bir teknoloji şirketinin hangi ihtiyaçtan gündeme geldiğini ise Tuğlu şöyle anlattı:

“Albaraka Türk, 2015’te

tamamlanan büyük bir dönüşüm projesinin ardından gerek bankacılık ürünleri gerekse teknolojik altyapı tarafı açısından farklı bir noktaya geldi.

AlbarakaTech Global, bir taraftan da bu deneyimi Albaraka Türk dışında da paylaşmak amacı ile kuruldu. Amacımız bir yandan Albaraka Türk’ün dünyanın en iyi katılım bankası olma vizyonuna daha fazla katkıda bulunabilmek iken aynı zamanda, geliştirilen

(13)

yönlendirilebilmesi anlamında hem banka hem de bizim tarafta çok daha verimli bir döneme girdik. Geliştirilen ürünlerin nihai değerlendirmelerinin çok daha rasyonel yapılabileceğini, doğru ve karlı projelerin daha hızlı belirlenebileceğini ve teknolojik gelişmelerin daha hızlı ve yakından takip edilebileceğini görüyoruz.”

“Yeni dönemde şubeler, satış noktası olacak”

Son dönemdeki dijital dönüşümün hızlanmasıyla birlikte bankacılık dinamiklerinde ciddi bir değişimin söz konusu ürün ve hizmetleri Albaraka

Bankacılık Grubu’nun diğer 16 ülkedeki bankalarında ve finans sektörünün geri kalan kısmında da sunabilmek.

Bu amaçla Albaraka Türk bünyesinde hizmet veren tüm yazılım geliştirme fonksiyonlarını AlbarakaTech Global çatısı altında topladık. BT Altyapı ve Operasyon Müdürlüğü ekibimiz ise Albaraka Türk bünyesinde hizmet vermeye devam ediyor.

Artık bir CIO rolünden ziyade, kendimi bir teknoloji şirketi yöneticisi olarak görüyorum.

Sanırım enerjinin doğru

olduğunu söyleyen Tuğlu, bu durumun Albaraka Türk’teki yansımalarını da değerlendirdi:

“Öncelikle bankalar olarak, evlerimizden çalışarak da koskoca bankaları idare etmenin mümkün olduğunu gördük.

Özellikle back-office tarafında yapılan işler mekan bağımsız, dağıtık olarak gayet rahat yapılabiliyor. Şube tarafı, tüm bunlara rağmen varlığını ispat etti. Şube işlem hacimleri düştü ama henüz şubecilik bitmiştir diyebileceğimiz bir sinyal almadık. Burada alışkanlıkları ve

Bankalar olarak,

evlerimizden

çalışarak da

koskoca bankaları

idare etmenin

mümkün olduğunu

gördük

(14)

nedeniyle maruz kaldıkları olası riskleri yönetmeye çalıştık. Aslında teknolojik olarak bu altyapı tüm bankalarda COVID-19 öncesinde de aktif ve güvenli bir şekilde kullanılan ama daha küçük grupların kullandığı altyapılardı.

Burada en önemli risk teknolojik değil insan riskiydi. O yüzden banka çalışanları açısından bakıldığında, güvenlik eğitimlerinin artmış olduğunu tahmin ediyorum.

Özellikle kurum içi oltalama testlerinin tüm kurumlarda yoğun olarak uygulandığını tahmin etmek zor olmaz.”

“Bankacılık sektörü, yoğun emekle çalışan kurumlardan teknoloji şirketlerine doğru dönüşüyor”

Bankacılık ve finans özelinde bildiğimiz gibi verinin ve veri kültürel farklılıkları bir numaralı

neden olarak düşünüyorum.

Başka türlü açıklamak mümkün değil; çünkü mobil ve internetten yapılamayan işlem tipleri inanılmaz miktarda azalmış durumda.”

“Regülasyon tarafında ise kimlik doğrulamanın uzaktan yapılabilmesine izin veren değişikliklerin gelmesi ile birlikte, yepyeni bir dönem başlıyor. Islak imza gereksiniminin azalması ile birlikte, şube ile ilgili çok önemli bir dönüşüm evresine giriyoruz. Bu yeni dönemde şubenin operasyonel bir işlem noktası olması için hemen hemen hiçbir neden kalmıyor.

Şubelere ihtiyacın azalacağını, şubelerin satış noktasına döneceğini ve fiziksel olarak da küçüleceklerini tahmin etmek mümkün. Bu anlamda bankacılık tarafında ilginç bir dönemin başladığını göreceğiz; çünkü geleneksel olarak bankacılık, neredeyse kuruluşundan beri şube üzerinden bir iş modeli geliştirmişti. Islak imza gereksiniminin ortadan kalkması ile birlikte şubelerin, iş modelinin ana bileşeni olma özelliğini kaybedeceğini düşünüyorum.”

Ali Tuğlu’ya bankacılık sektörünün kuşkusuz en önemli unsuru olan güvenliği de sorduk. İçinde bulunduğumuz süreç içerisinde ise Albaraka Türk’teki güvenlik çalışmaları hakkında Tuğlu, şunları paylaştı:

“Güvenlik, bankalar açısından iş yapış şeklimizin doğal bir parçası. Dış müşteri açısından risklerde çok farklı bir şey yoktu son dönemde. İç müşteri açısından, evden ilk defa çalışan çalışanlarımızın uzaktan erişim

analitiğinin önemi oldukça büyük.

Bu noktada Ali Tuğlu’ya bu alanda yaptıkları çalışmaları ve bankaların yakında bir IT şirketi gibi çalışıp çalışmayacağını sorduk. AlbarakaTech Global kurulurken, odaklanacağı alanlardan ikisi olarak yapay zeka ve veri analitiğinin belirlendiğini söyleyen Tuğlu, bunun bir süredir özellikle çalışılmış bir senaryo olduğundan bahsederek konuyu şöyle detaylandırdı:

“Uzun zamandır Albaraka Türk bünyesinde bu alanlarda bir odaklanma vardı; yapay zeka ve veri analitiği grubunun BT bünyesinde oluşturulması, yabancı ve yerli danışmanlık firmaları ile uzun yıllardır yapılan çalışmalar, 1 yıl süren çok

(15)

projeleri yürütüyoruz. Teknik olarak ise güncel yaklaşımlar ışığında geliştirdiğimiz yapay zeka modellerini servis olarak hizmet verebilecek şekilde mikro servis mimarisinde üretime alıyoruz. Veri analitiği tarafında şu ana kadar ağırlıklı olarak müşteri analitiği projeleri yapıldı. Yeni dönem projelerine baktığımda bunun yanı sıra kredi analitiği, risk analitiği ve çalışan analitiği gibi konuları da görüyorum. Yapay zeka tarafında yıllardır odaklandığımız chatbot projelerinin yanında ise Sahtekarlık Tespiti, Fiyatlama ve El Yazısı Tanıma projelerinden oluşan bir gündemimiz var.”

“Verinin önemi tüm işletmeler için çok öne çıktı. Hepimiz verilerimiz konusunda hassasız. Bu söylediklerim hem bireyler hem de kurumlar için geçerli. Bankalar bunun dışında kalamaz. Veri ile ilişkisi açısından bakıldığında, kapsamlı yapay zeka akademisi

ile tüm yazılım gruplarının yetkinliklerinin artırılması ve tabii ki çok sayıda proje... AlbarakaTech Global bünyesinde Yapay Zeka Müdürlüğü bir mükemmeliyet merkezi olarak çalışacak; çekirdek bir ekip ve tüm yazılım geliştirme içinde dağıtık olarak çalışan yapay zeka uzmanları...”

“Biz yapay zeka problemlerini sadece teknik olarak çözülmesi gereken bir problem olarak ele almıyoruz. Odağımızda, ürettiğimiz her yapay zeka ürününün değer üretmesi bulunuyor. Çok başarılı performans gösteren bir yapay zeka ürününün süreçlerde doğru konumlandırılmadığı takdirde istenen değeri üretemediğinin farkındayız. Bundan dolayı yapay zeka problemlerinde problemin geçtiği süreçleri detaylı ele alarak, iş süreçlerini iş sahipleri kadar içselleştirerek

bankacılık muhtemelen bu konuda en tecrübeli olan sektörlerden biridir. Veriyi değere dönüştürmek ve veri ile fark yaratmak istiyorsanız, tüm süreçlerinizi buna göre değiştirmeniz gerekiyor. Bunun sonucunda insansız, algoritmik iş modellerinin hayata geçtiğini görüyoruz ve görmeye devam edeceğiz. Teknolojiye şekil veren insanların yanınızda olması ile bunlar mümkün oluyor. Bu açıdan bakıldığında bankacılık sektörü de yoğun emekle çalışan kurumlardan teknoloji şirketlerine doğru dönüşüyor.”

“Hedefimiz; ekosistemin tüm oyuncularına ihtiyaç duydukları teknoloji desteğini sunmak”

Finans kuruluşu olmasının yanında fintech girişimleri de olan Albaraka Türk’ün kapsamlı bir teknoloji ve girişim ekosistemi oluşmuş durumda.

Bu ekosistemin detaylarından

(16)

geliştiriyoruz ve tamamen bu şekilde geliştirilmiş bir Mobil Framework’ümüz bulunmakta.

Ekosistem desteği konusunda örnek vermek gerekirse; Insha modeli iyi bir örnek. Insha’nın Almanya’da hayata geçirilmesi sırasında bir BaaS (Banking as a Service) çözümünü Ana Bankacılık tarafında kullandık ve bu kurumun bankacılık lisansını paylaştık. Teknoloji tarafında bizim tek yapmamız gereken, var olan Mobil Framework’ümüzü temel alarak müşterilerin kullanacağı mobil uygulamaların yazılması oldu. Bu kısım AlbarakaTech Global kaynakları ile hayata geçirildi. Bu şekilde tüm ekosistemimizde gereken yerde gereken desteği veriyoruz, çözümün tamamının bizde olması gibi bir beklenti yok.”

“Turkcell ile yakın çalışmamızın getirdiği sinerji, proje sayımızı da arttırdı”

Ali Tuğlu, Turkcell’in Albaraka Türk’ün en önemli teknoloji tedarikçilerinden biri olduğunu söyleyerek Turkcell ile yürütülen iş ortaklıklarına da değindi:

“Turkcell ile çok sayıda kritik projede birlikte çalışıyoruz.

Toplamda 13 değişik projemizi Turkcell ile yürütüyoruz. MPLS VPN, Kurumsal İnternet, Veri merkezleri arasında direkt fiber bağlantı, Kurumsal Veri Hattı Hizmetleri, 4G Hizmeti, Kurumsal Wifi Hizmeti, RadioLink Hizmeti, DDOS Koruma, VOIP, Bulk ve OTP SMS, GSM Hizmeti, DRC amaçlı kullandığımız Veri Merkezi Hizmeti ve MSISDN Hizmeti.

Geniş bir liste. Yıllar içinde, yakın çalışmanın getirdiği sinerji ile listemiz de uzadı.”

bahseden Tuğlu, mobil süreç ve teknolojilerin gelişimiyle sunulan çözümleri de anlattı:

“Teknoloji ve girişim ekosisteminde ilk olarak, Albaraka Portföy’den bahsetmek gerekir. Albaraka Portföy, bir yandan bireysel ve kurumsal tarafta yatırım fonları yönetirken, öte yandan kurmuş olduğu girişim sermayesi ve inovasyon fonları ile start-up ve teknoloji şirketlerine de yatırımlar yapmakta. Bu ekosistemdeki bir diğer önemli şirket Insha Ventures. Insha Ventures, Albaraka Türk bünyesinde başlatılmış olan girişimlerin büyütülmesi ve bağımsız birer şirkete dönüşene kadar yönetilmesi amacıyla kurulan şirketimiz. Başta Almanya’da kurduğumuz Neobank’ımız Insha olmak üzere Alneo, NakitBasit, Semosis ve KimlikBasit bu girişimlerden bazıları. Ekosistemin teknoloji ayağını ise bizim şirketimiz AlbarakaTech Global oluşturuyor. Bizim de hedefimiz bu ekosistemin tüm oyuncularına ihtiyaç duydukları teknoloji desteğini sunmak. Burada ayrı bir şirket olmasa da Albaraka Garaj’dan da bahsetmek lazım.

Albaraka Garaj, erken-evre girişimcilere fon, lokasyon, eğitim ve koçluk hizmetlerini karşılıksız sunan bir hızlandırma programı.

Albaraka Garaj diğer şirketlerden farklı olarak Albaraka Türk bünyesinde yönetilmekte.”

“Özellikle bu ekosistem açısından bakıldığında, Açık Bankacılık tarafında sunmuş olduğumuz API’lerimiz çok önemli bir rol oynamakta. Bunun yanı sıra, Türkiye’de Mikroservis tabanlı yazılım geliştirme alanında öncü kurumlardan biriyiz. 2016’dan yılından beri Mikroservis tabanlı yazılımlar

“Sahip olduğumuz inisiyatifler ile değişime ayak uydurmada zorluk çekmeyeceğiz”

Albaraka Türk’ün gelecek planlamalarını ve hedefleri arasında hangi başlıkların yer aldığını sorarak

tamamladığımız sohbetimizde Ali Tuğlu, girişimcilik

konusunda da atik olduklarını gösteren değerli bilgiler paylaştı. Tuğlu sözlerini şöyle tamamladı:

“Son 5 yıla baktığımızda, bankacılık sistemine etkisi olan önemli gelişmeler oldu.

Teknolojinin geniş kitlelerce daha yaygın olarak kullanılmaya başlaması, fintechlerin

bankalar ile rekabet edebilecek çözümler geliştirmeleri ve pandemi bunlara örnek olarak verilebilir. Albaraka Türk olarak, tüm bunların öncesinde, start- uplara destek olmak, girişim sermayesi fonları kurmak, bizzat banka olarak girişimcilik yapmak ve en önemlisi finansal ekosistemler oluşturmak için planlar yaptık ve ardından hayata geçirdik. Bu yeni döneme Albaraka olarak çok hazır girdiğimizi düşünüyorum.

4 yıllık bir start-up hızlandırma programı olan, çok sayıda fintech’e çekirdek yatırımı yapmış, kendi girişimleri için girişim şirketi kurmuş, hem özel hem de borsada işlem gören girişim sermayesi fonlarına sahip ve bunların dışında tüm bu ekosisteme destek olan ayrı bir teknoloji şirketi sahibi olan çok fazla bankanın olduğunu sanmıyorum. Sanırım, saymış olduğum tüm bu inisiyatifler sayesinde, değişime ayak uydurmak konusunda çok zorluk çekmeyeceğiz.”

(17)

Türkiye’den çıkacak

bir sonraki unicorn

marka Paycell olacak!

Turkcell Finanstan Sorumlu

Genel Müdür Yardımcısı

Osman Yılmaz, herkesin

finansal servislere erişimini

sağlayarak tech-fin platformu

Paycell ile Türkiye’nin en

büyük ödeme platformu

olmayı hedeflediklerini

söyledi. Yılmaz, “Paycell’in

potansiyeline inanıyoruz ve

Türkiye’den çıkacak bir sonraki

unicorn marka olması için var

gücümüzle çalışıyoruz.” dedi.

(18)

beri Turkcell Finanstan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görevine devam ediyor.

Pandemi süreciyle birlikte, dijitalleşme de önemli bir hız kazandı.

Biliyoruz ki, finans dünyası bu değişim ve dönüşümün öncülerinden.

Bu noktada ani ve hızlı gelen bu değişimi siz nasıl yorumluyorsunuz?

Pandemi süreci ile birlikte Türkiye’de dijital dönüşümün

öncüsü Turkcell, güçlü altyapısı ile finans alanında da büyük başarılara imza atıyor.

Özellikle tech-fin dünyasına yenilikçi bir platform olarak dahil olan Paycell, yakın zamanda Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Paycell Android POS ile Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Gelir İdaresi Başkanlığınca tescillendi.

Şirketlerin iş süreçlerini kolaylaştıran ve kullanıcı deneyimini ön planda tutan bu girişimlerin arkasındaki ekibin liderlerinde biri ise Osman Yılmaz... Osman Yılmaz, finansal çözümlerden dijital dönüşüm ve Turkcell’in 2021 gündemine kadar pek çok konu hakkında yönelttiğimiz soruları yanıtladı...

Lisans eğitimini Ekonomi ve İşletme alanlarında London School of Economics and Political Science ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden alan Osman Yılmaz, ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde Finans Mühendisliği yüksek lisans programını, doktorasını da Özyeğin Üniversitesi’nde tamamladı. Yılmaz, profesyonel iş hayatına 2006 yılında Türkiye İş Bankası Hazine Bölümü’nde başladı ve sonrasında BNP Türk Ekonomi Bankası Hazine Bölümü’nde Bilanço Yönetimi Sorumlusu olarak görev aldı.

2008-2016 yıllarında ise HSBC Global Asset Management departmanında Yapılandırılmış Ürünler Kıdemli Fon Yöneticisi ve Sabit Getirili Fonlar ve Çoklu Varlık Fonları Grup Yöneticisi görevlerini yürüttü. 2016 yılı itibarıyla da Turkcell’de Hazine, Risk&Tahsilat Yönetimi Direktörü olarak işe başladı. Osman Yılmaz, 1 Ağustos 2018’den

değişen kullanıcı alışkanlıkları sonucu gerçekleşen

dönüşümden en çok etkilenen sektörlerin başında finans sektörü geliyor. Nakit kullanımında büyük düşüş gerçekleşirken yeni nesil ödeme platformları ve mobil ödeme kullanımı konusunda tüm dünyada adeta bir patlama yaşandı. Bu hızlı değişimi, tech- fin platformumuz Paycell ile biz de yakından deneyimledik.

(19)

Paycell’in potansiyeline

inanıyoruz ve Türkiye’den çıkacak bir sonraki unicorn marka olması için var gücümüzle çalışıyoruz.

Dijital stratejiyi şirketimizin kurumsal stratejisi ile

bütünleştirerek yeni iş modelleri geliştirmenin; dijitalleştirilmiş ürün ve hizmetlerimizi başarıyla sunmanın yanı sıra, Turkcell Finans olarak iç operasyonlarımızı da dijitalleştirme ve yeni nesil teknolojiler ile altyapımızı güçlendirme konusunda önemli girişimlerde bulunuyoruz.

Dijitalleşme, verinin hızla büyümesi, değişken risk ortamı ve giderek daha fazla bilgiye ihtiyaç duyan paydaşların yönetimi; Finans fonksiyonlarının içinde bulundukları kuralları değiştiriyor. Yıkıcı teknolojilerle strateji ve büyümenin sürekli değişken olacağı çevrelerde hızla hareket edebilmek ve hızlı adaptasyon çok büyük önem kazanmış durumda. İçinde bulunduğumuz dönüşüm çağı ile birlikte Finans fonksiyonunun değer yaratma şekli ve rolü de değişiyor. Bu bağlamda, Turkcell Finans olarak daha çevik, inisiyatifler hayata geçiren, stratejist şapkamızı öne çıkaracak “İnovasyon ve Değer Odaklı Finans Fonksiyonu”

vizyonumuzu hayata geçirdik.

Geleceğin Finans’ını tasarlarken, dönüşüm sürecinde doğru sonuçları elde etmek için yalnızca teknolojiye değil, Finans fonksiyonunun etkinlik ve verimliliğini arttırmayı hedefleyen işleyiş modelinin tüm bileşenlerine odaklandık.

İçinde yeni nesil ERPler, yeni nesil teknolojiler barındıran teknoloji ile uyumlandırılmış Paycell’in aktif kullanıcı sayısı

2020 yılı sonunda 4,6 milyona çıkarken, Paycell mobil uygulamamızın indirilme adedi 10 milyona yaklaştı. Paycell platformumuzun grup dışı gelir büyümesi yıllık bazda yüzde 85’lik artış gösterdi.

Finans sektöründe belki de 5-10 yıl içerisinde yaşanması öngörülen dijital dönüşüm çok hızlı bir şekilde hayatımıza girdi.

Herhangi bir banka kullanmadan temel bankacılık işlemlerini yapmaya olanak tanıyan Paycell gibi yenilikçi platformlar bu ihtiyacı karşılayacak şekilde büyümeye devam edecek.

Hem günlük yaşamda hem de e-ticaret tarafında ödeme sistemlerinin hızla dijitalleşmesi bu alanda çok büyük fırsatların bizi beklediğini gösteriyor.

Bankacılık sistemine dahil olmayan nüfusun yüzde 30’larda, nakit kullanımın ise yüzde 60’larda olduğunu göz önüne alırsak Türkiye’de bu alanda çok önemli bir ihtiyaç olduğu gözüküyor. Paycell ile banka hesabı olsun olmasın herkesin finansal servislere erişimini sağlayarak hayatı kolaylaştırmayı ve Türkiye’nin en büyük ödeme platformu olmayı hedefliyoruz.

yeni yetkinlikleri içeren etkili bir organizasyon yapısına geçiş yaptık. Yeni nesil teknolojimiz ile operasyonlarımızı daha modern, merkezi bir mimariye taşıyoruz, bu sayede çevik Finans için en önemli dönüşüm aracını hayata geçirmiş olacağız.

Turkcell’in özel finansal çözümler sunduğunu biliyoruz, bunlardan biraz bahseder misiniz?

Müşterilerimizin teknolojik ürünlere erişimini kolaylaştırmak için 2016 yılında Turkcell Finansman A.Ş.’yi kurduk.

Financell markasıyla hizmet veren bu şirketimizle nakit kullanmadan ve bankacılık sistemine dahil olmaya gerek olmadan en son teknolojik ürünlere herkesin erişebilmesine yardımcı olmayı hedefledik. Örneğin, ev interneti abonelerimiz akıllı telefon ya da tablet gibi teknolojik ürün alışverişlerinde Financell’in taksit avantajlarından faydalanabiliyorlar. Özellikle pandemi sürecinde çok yoğun ilgi gören ve kullanıcı sayısı 550 bini aşan Superbox cihazımıza da yine Financell ile 24 ay taksitli bir şekilde erişilebiliyor. Faturasız hat sahibi müşterilerimiz de Turkcell Mağazaları’ndan akıllı telefon satın alırken Financell ile taksitlendirebiliyorlar.

Financell ile sadece bireysel müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor, KOBİ’lerimizin dijital dönüşümüne de destek sağlıyoruz. KOBİ’lerimize akıllı telefon, tablet, bilgisayar gibi ekipmanlarından kullandıkları yazılımların finansmanına kadar ihtiyaç duydukları her türlü desteği veriyoruz.

Kuruluşundan bugüne kadar 11

Paycell’in

aktif kullanıcı

sayısı 2020 yılı

sonunda 4,6

milyona çıkarken

Paycell mobil

uygulamamızın

indirilme adedi 10

milyona yaklaştı

(20)

ederek yemekhanemizdeki ödemelerde kullanıma açtık.

Yapay zeka kullanılarak farklılaştırılmış pek çok yeni müşteri deneyimi uygulamasını tech-fin dünyasında görmeye başlayacağız. 5G’nin kullanıma geçmesiyle günlük hayatımızı doğrudan etkileyecek pek çok değişimi hızlı bir şekilde yaşayacağız. Bunu en çok alışveriş deneyimlerimizde ve ödeme servislerinde hissedeceğiz. Nakit paraya, karta hatta bir cihaza bile dokunmadan tüm alışveriş sürecini tamamlamak ileride sıradan bir işlem olacak.

Kısa bir süre önce Paycell Android POS, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Gelir İdaresi Başkanlığınca tescillendi. Bununla birlikte neler değişti?

Şirketlere ne tür

ayrıcalıkları sunuyorsunuz?

2021 yılında bunun gibi yenilikçi çözümler devam edecek mi?

Şirketlerin iş süreçlerini kolaylaştıran, verimliliklerini artıran ve aynı zamanda da maliyetlerini azaltan

çözümlerimizi hayata geçirmeye devam ediyoruz. Paycell Android POS cihazı ödeme alan ileri nesil bir cihaz olmanın ötesinde şirketlerimizin farklı ihtiyaçlarına uygun çözümleri tek bir noktadan sunmasıyla öne çıkıyor. Büyük ölçekli şirketler Paycell Android POS üzerinde kendi ihtiyaçlarına yönelik özelleştirilmiş uygulamaları kolay bir şekilde geliştirebilirken, küçük ölçekli iş yerleri de Paycell Android market üzerinden stok yönetimi, raporlama, kampanya ve iletişim yönetimi gibi uygulamaları indirerek kullanabiliyor.

milyondan fazla kredi verdiğimiz Financell ile hem bireysel müşterilerimizin teknolojiye erişimini kolaylaştırmaya hem de KOBİ’lerimizin dijitalleşme yolculuğunda onlara destek olmaya devam edeceğiz.

Yeni nesil teknolojilerin tech-fin dünyasındaki etkilerini nasıl

değerlendiriyorsunuz?

Özellikle 5G teknolojisi de finans alanı için heyecan verici gibi görünüyor...

Turkcell olarak yapay zeka ve nesnelerin interneti gibi geleceği şekillendirecek yeni nesil teknolojilere yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bu alanlarda ilerleyen ülkelerin global anlamda daha etkin olacağını da göz önünde bulundurursak, yaptığımız çalışmaların sadece Turkcell’e değil Türkiye’ye de değer katacağına inanıyoruz. 1.300’e yakın Ar-Ge mühendisimizle Endüstri 4.0 kapsamında birçok teknolojiyi kullanarak dijitalleşmeyi bir adım öteye taşıyoruz. Yapay zeka ve görüntü işleme alanlarında geliştirdiğimiz çözümleri halihazırda kendi şirketimizde kullanmaya başladık. Örneğin, yapay zeka destekli yüz tanıma teknolojisini Paycell ile entegre

KOBİ’lerimiz ihtiyaçlarını bu platform üzerinden karşılayarak maliyetlerini önemli ölçüde azaltıyor olacak. Maliyetlerin yanı sıra, pandemi döneminde önemi artan temassız ödeme konusunda ise Paycell Android POS’ta QR tabanlı ödeme deneyimi sunuyoruz.

Paycell Android POS kullanan üye iş yerleri nakit, banka kartı, kredi kartı, yemek kartı ve QR kod ile ödemeleri destekleyen Paycell Android POS ile e-fatura keserek anında müşterilerine iletebiliyor.

Güçlü altyapımız üzerinden sunduğumuz Paycell Android POS cihazının Vergi Usul Kanunu 507 numaralı tebliğine uygun ilk POS cihazı olarak tescillenmesinden büyük mutluluk duyuyoruz.

Yenilikçi çözümlerimizle üye iş yerlerimizin ve müşterilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.

Son olarak, bu yılki planlarınızı da öğrenmek isteriz, ajandanızda neler var?

Pandeminin, tech-fin devrini 10 sene erkene aldığını düşünüyoruz. Türkiye’nin bir sonraki unicorn’unun bu alandan çıkması kuvvetle muhtemel. İşte tam bu noktada Paycell yatırımımız çok kıymetli bir yerde duruyor.

Paycell ile hedefimiz banka hesabı olsun olmasın, herkesin finansal servislere erişimini sağlayarak, müşterilerimizin ve üye işyerlerimizin hayatlarını kolaylaştırarak Türkiye’nin en büyük ödeme ve finansal servisler platformu olmak.

Turkcell olarak yapay zeka ve nesnelerin interneti gibi geleceği

şekillendirecek yeni

nesil teknolojilere

yatırım yapmaya

devam ediyoruz

(21)

internet

altyapısından siber güvenliğe kadar

Turkcell,

en büyük teknoloji ortağımız!

“Teknoloji ortağımız Turkcell ile internet altyapısı ve siber güvenlik

konusunda tüm bilgi birikimlerimizi paylaşarak birlikte hareket ediyoruz.”

diyen Nişantaşı Eğitim Vakfı Kurucusu Levent Uysal, Turkcell’in binlerce

öğrencinin aynı anda sisteme girerek yüz binlerce saat video izlemelerini

sağlayan bir altyapı sunduğunu ifade ediyor.

(22)

Dijitalleşme hızı 10 katlara çıktı. Özellikle eğitimin de içinde bulunduğu bazı sektörler için zorunluluk haline geldi. Kurumunuzu dijitalleşme konusunda nerede görüyorsunuz?

Maslak 1453 Neotech kampüsümüzle birlikte “dijital kampüs” yapısını ön plana çıkararak üniversitemizdeki tüm alanlarda dijitalleşmeyi ve dönüşmeyi tamamladık.

Üniversitemiz bünyesindeki birimlerimiz ile teknolojik tüm gelişmeleri takip ederek hem paydaşlarımıza hem de öğrencilerimize en uygun erişilebilir ve kullanıcı dostu uygulamalarla destek olmaya çalışıyoruz. Bu noktada, Nişantaşı Üniversitesi olarak teknolojik altyapıya yaptığımız yatırımlarla Türkiye’nin en iyi teknolojik altyapısına sahip üniversitesiyiz.

Ayrıca pandemi sürecinde uygulamaya başladığımız sanal kampüs platformumuz için gerekli altyapıyı üniversite olarak pandemi süreci başlamadan çok daha önce hazırladığımız için bu süreçle beraber YÖK’ün almış olduğu kararlarla en hızlı 1968 yılında Mersin’de dünyaya

gelen Nişantaşı Eğitim Vakfı Kurucusu Levent Uysal, eğitimini İstanbul Üniversitesi ve sonrasında Aston Amerikan Üniversitesi’nde tamamladı.

Doktora programı için halen Aston Amerikan Üniversitesi’nde eğitim gören Uysal, eğitimci bir ailenin çocuğu olarak, bu yolda onların mirasını devam ettirmek adına 2009 yılında Nişantaşı Eğitim ve Kültür Vakfı ile birlikte Nişantaşı Meslek Yüksekokulu’nun, 2012 yılında ise Nişantaşı Üniversitesi’nin kuruluşunda yer aldı. “O günden bugüne ülkemizin geleceği olan öğrencilerimize yatırım yapmaya devam ediyorum.” diyen Uysal, eğitime verdikleri önemin yanı sıra, ekibiyle birlikte teknoloji ile eğitimi bir araya getirecek çalışmalar üzerinde özverili bir şekilde çalışmaya devam ediyor.

Eğitimin teknoloji ile bir bütün olduğunu düşünen Levent Uysal ile Nişantaşı Üniversitesi’nin dijital dönüşüm yolculuğundan veri güvenliği ve teknolojinin eğitim sistemindeki önemine dair keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik...

ve en kesintisiz uzaktan eğitime başlayan üniversite olduk.

Pandemi öncesinde ve sonrasında kullandığınız teknolojilerden biraz bahseder misiniz?

Pandemi ile birlikte eğitimde dijitalleşme ön plana çıktı ve biz bu altyapıyı önceden tamamladığımız için aslında sürece üniversite olarak çoktan hazırdık diyebilirim. Halihazırda, yıllardır sanal platformda YÖK’ün izin verdiği çerçevede online dersler veriyorduk, pandemi ile beraber bunu daha geniş kapsamlı uygulamaya başladık.

Hem öğretim elemanlarımız hem de öğrencilerimiz zaten süreçte son derece deneyimli oldukları için dijital eğitime geçiş sürecine hiç zorlanmadan adapte olduk ve Türkiye’de bu işi en hızlı yapan üniversite Nişantaşı Üniversitesi’dir.

Pandemi dolayısıyla birçok işletmenin kapalı olmasından dolayı öğrencilerimizin bu süreçte özellikle sektörel eğitimlerden geri kalmamalarını sağladık. Sektörde edinecekleri

Üniversitemiz bünyesindeki birimlerimiz ile teknolojik tüm

gelişmeleri takip ederek

hem paydaşlarımıza

hem de öğrencilerimize

en uygun erişilebilir

ve kullanıcı dostu

uygulamalarla destek

olmaya çalışıyoruz

(23)

ettik; çünkü bizim en kıymetli hazinemiz öğrencilerimiz.

Uzaktan eğitim sürecinde, öğrencilerinize kesintisiz eğitim sunmak için IT altyapısı ve video konferans çözümleri gibi teknoloji yatırımlarınız oldu mu?

Pandemiyle birlikte tüm eğitimlerimizi uzaktan eğitim sistemimizle entegre ederek sürece adapte olan ilk

üniversitelerden biriyiz. Burada altyapı olarak Turkcell’e ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Hem derslerimizi depoladığımız alanlar hem de binlerce öğrencimizin aynı anda sisteme girerek yüz tecrübeleri dijital eğitim

platformuna taşıyarak çeşitli sertifika programları ile donanımlı öğrenciler eğitmeyi başardık.

Özellikle Enstitü’müz ve Sürekli Eğitim Merkezi’miz aracılığıyla sanal kampüsümüz ve dijital eğitim platformumuz üzerinden üniversitenin bir fayda merkezi olduğu gerçeğinden yola çıkarak hem öğrencilerimize ve velilerimize hem de eğitim almak isteyen yurttaşlarımıza bu anlamda kişisel gelişimlerini sağlayacak eğitimler sunduk.

Nişantaşı Üniversitesi’nin ana söylemlerinden bir tanesi “blended eğitim”dir.

Pandemi süreci ile beraber özellikle uygulama derslerinin yapılamamasından dolayı kurgulamış olduğumuz teknolojik altyapıyla donatmış olduğumuz sınıflarda blended eğitim ve hibrit eğitim modeline geçerek öğrencilerimizin isterlerse sınıfta yüz yüze isterlerse bilgisayar başında online eğitim almalarını sağladık. 360° sınıflarımızı öğrencilerimizin evlerine kadar götürdük ve bu sınıflarda öğrencilerimizin uygulamalı dersleri evlerinde bilgisayarların başında dahi almalarını temin

binlerce saat video izlemelerini sağlayan bir altyapıyı bizlere sağladılar. Bunun dışında şu an üniversite olarak yeni bir dijital eğitim firması ile beraber tüm dersleri ve eğitimleri tamamen dijital ortama taşıyacak %100 yerli ve milli bir platformun geliştirilmesi çerçevesinde yatırımlarımız devam ediyor.

Verinin ülke içerisinde barındırılması ve korunması oldukça önemli bir konu.

Bu konuda üniversite bünyesinde yürüttüğünüz projeler var mı?

Nişantaşı Üniversitesi olarak tüm kaynaklarımızın yerli ve

Turkcell’in altyapısı sayesinde hem derslerimizi

depoladığımız bir alana

sahip olduk hem de

binlerce öğrencimizin

aynı anda sisteme

girerek yüz binlerce

saat video izlemelerini

sağladık

(24)

Artık günümüzde bir ülkenin veri güvenliği sadece resmi kurumlarının veri güvenliği ile değil; şirketlerin ve markaların veri güvenliği ile ölçülürken, yerli ve milli çözümler de her geçen gün daha da önem kazanıyor.

Kullandığınız siber güvenlik çözümlerinde bu konuya önem veriyor musunuz?

Teknoloji ortağımız Turkcell ile internet altyapısı ve siber güvenlik konusunda tüm bilgi birikimlerimizi paylaşarak bu konuda birlikte hareket ediyoruz.

Öğrencilerimizin özlük bilgileri, sınav sorularının ve cevaplarının güvenliği, dijital arşiv ve küçük veri ile büyük veri noktasında dijital paydaşlarımızdan da destek alarak %100 yerli ve milli çözümler ile ülkemizin özellikle dijital eğitim ve dijital teknolojiler alanında ilerlemesine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bu çerçevede en büyük paydaşlarımız aslında öğrencilerimiz. Özellikle Yazılım Mühendisliği, Bilgisayar Mühendisliği ve Yönetim Bilişim Sistemleri bölümü öğrencilerimizi bu projelerin içerisine dahil ederek onları mezun etmeden doğrudan sektörel uygulamalar ile buluşmalarını öngörüyoruz.

Dijitalleşme odağında baktığımız zaman, kendi sektörünüzdeki konumunuza sahip olmak için nasıl fark yarattığınızı düşünüyorsunuz?

Öncelikle bu süreci bu kadar sorunsuz ve hızlı bir şekilde geçirmemizi sağlayan mevcut altyapımız ve gitmek istediğimiz yer olan dijital eğitim için vakfımızın yapmış olduğu altyapı yatırımlarının etkisi olduğunu söylemem gerekiyor. Nişantaşı Üniversitesi olarak erken hamle milli olması konusunda titizlikle

çalışmalarımızı yürütmekteyiz ve bu kaynakları kullanarak projeler üretmeye devam ediyoruz. YÖK ve TÜBİTAK öncülüğünde geliştirilen proje ve çağrılara öğretim elemanlarımızın katkı vermesi için üniversite içerisinde gelişmiş bir teşvik ve proje takip sistemi oluşturmuş bulunmaktayız. Yine Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın proje ve teşvikleri ile de üniversite olarak Türkiye’nin çok güçlü bir bölgesel üretim ve inovasyon merkezi olmasına katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bununla beraber Nişantaşı Üniversitesi olarak yerlileşme ve millileşme sürecine katkı sağlamak amacıyla öğrencilerimizin projelerini değerlendirmek, geliştirmek ve onları desteklemek adına üniversitemize Nishnova Kuluçka Merkezi diye bir yapı kurduk.

Bu yapı sayesinde kendi yerli ve milli kaynaklarımızı üretmeyi destekliyor, bu anlamda öğrencilerimizin ve genç yatırımcıların önünü açıyoruz.

yapmış olmamızın ve röportajın ilk kısmında da bahsettiğim gibi teknolojik yatırımlarımızı çok erken yapmış olmanın getirdiği avantaj ve pandemi sürecinin zorladığı şartlar kapsamında ister istemez sektörün öncüsü olmuş bulunmaktayız. Biz teknolojik altyapıya yaptığımız yatırım sayesinde şu anda Türkiye’nin en iyi teknolojik altyapısına sahip üniversitesi olmakla yetinmiyoruz.

Bu anlamda başka üniversitelere de destek olup rol model olarak gerek inovasyon paylaşımında gerek akademisyen paylaşımında gerekse teknik anlamda

tüm üniversitelerin Nişantaşı Üniversitesi’nin teknik ve uygulama altyapısına yetişmesini sağlamak için destek oluyoruz.

Ayrıca Nişantaşı Üniversitesi’nde okumayan üniversite

öğrencilerinin de üniversitemizde öğrenim gören öğrencilerimizin sahip olduğu haklarla eğitim ve öğretim almalarını sağlamak konusunda destek oluyoruz.

Turkcell ile gerçekleştirmeyi planladığınız yeni projeler var mı?

Turkcell, teknoloji alanında en büyük çözüm ortaklarımızdan.

Dijitalleşmeye dair tüm

adımlarımızı üniversitemizin ilgili öğretim elemanları ve Turkcell’in Ar-Ge biriminin koordinasyonu ile sağlıyoruz. Bunun yanında, Turkcell Akademi bünyesindeki sertifika programlarının geliştirilmesi konusunda dış paydaş olarak katkı sağlama girişimlerimiz mevcut. Yine dijital arşiv ve kurumsal çözümler noktasında Turkcell en önemli teknoloji partnerlerimizden biri olarak hep yanımızda yer alıyor.

Öğrencilerimizin

özlük bilgileri,

sınav sorularının ve

cevaplarının güvenliği,

dijital arşiv ve küçük

veri ile büyük veri

noktasında dijital

paydaşlarımızdan da

destek alarak %100

yerli ve milli çözümler

ile ülkemizin özellikle

dijital eğitim ve dijital

teknolojiler alanında

ilerlemesine katkı

sağlamayı amaçlıyoruz

(25)

Yenilikçiliğin yeni tanımı

‘en hızlı

tekno-bilimsel çözüm’

“Yenilikçilik artık eskiden olduğu gibi ‘fikir ve para arasındaki en kısa yol’ değil,

‘reel dünya problemlerine en hızlı tekno-bilimsel çözüm’

demek.” diyen TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav, bu yeni tanımın barındırdığı fırsatlar ile deneme yanılmanın eskisinden daha etkili olduğunu ama cesaret ve takım oyunu gerektirdiğini söylüyor.

oldukça başarılı bir isim... 70’li yılların başından beri bilgisayar evrim ve devrimlerinin içinde aktif olarak yer alan Ultav, ülkemizin değerli holding gruplarında yaptığı mühendislik, yöneticilik Cengiz Ultav, Ankara Fen Lisesi

ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği (Kontrol+Bilgisayar Opsiyonu Lisans ve Yüksek Lisans) ve Philips International Institute diplomaları ile akademik hayatında

ve danışmanlıklar ile kariyerini de parlak bir şekilde ilerletti.

Ultav, Microsoft’un SDD – Yazılım Geliştirme Disiplini üzerinde sertifika alarak kendi şirketini kurdu ve burada danışmanlık

(26)

yerine getirmeye çalışıyorum. TTGV kamu ve özel sektörün kurucuları arasında olduğu çok özel bir yapıya sahip. Başta Hazinemiz, Devlet Planlama Kurumu’muzun katkıları ve sonra Dünya Bankası, EBRD gibi uluslararası kuruluşların kredileri ile oluşturulan mali güç, özellikle KOBİ ve diğer firmalarımızın teknoloji projelerinin oluşturulması, yol alması ve başarıyla sonuca ulaştırılması amacıyla geriye ödemeli bir yapı içerisinde başarıyla kullanılıyor. Vakfın ilk 20 yılında, binlerle ifade edilen rakamlarda bu karakteristikteki projeler iş dünyamıza büyük katkılar sağladı. Son 10 yılda ise dünyadaki gelişmelere paralel olarak öncelikle iş dünyamız, proje bazlı teknoloji kullanımı konusunda inisiyatifi daha aktif kullanmaya başladı, aynı zamanda yenilikçilik ve girişimcilik çok önemli bir dinamik olarak ortaya çıkmaya hizmeti verirken 90’lı yılların

ortasında Vestel ile tanıştı. Bir süre sonra yönetici olduğu ve 25 yıldır çok sevdiği ve saydığı Vestel’de şimdilerde Ar-Ge, Strateji, Girişimcilik alanlarında icra ve yönetim kurullarında görev alıyor.

Bunun yanında yazılım alanında Türkiye’nin lideri Logo Yazılım’ın ve 30 yıldır da Türkiye’ye teknoloji alanında büyük katkıları olan TTGV –Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’nın yönetim kurulunda sektöre katkıda bulunmaya gayret ediyor.

Türkiye’deki dijitalleşmeyi ve Ar-Ge çalışmalarını, girişimciliği, yazılım sektörünü ve elbette TTGV’yi sorduğumuz Cengiz Ultav, değerli yorumlarını İşte Teknoloji okurları için anlattı...

Cengiz Bey vakıf olarak birtakım programlarınız olduğunu biliyoruz. Bu programların amacı nedir, bize biraz anlatabilir misiniz?

TTGV 30 yıldır Türkiye’nin teknoloji yolculuğunda, değerli yöneticiler liderliğinde çok önemli başarılara imza attı. Ben de bu yolculuğun son 10 yılında, yönetim kurulu üyeliği ve kurul başkanlığı görevini

başladı. Bu dönemde TTGV olarak biz de görevimizin yeni aşamasını ülkenin yenilikçilik ve girişimcilik potansiyelinin artırılmasına katkı olarak tanımladık. Ana aktivitelerimizi liseden iş hayatına kadar gençlerimizi yenilikçilik ve girişimcilik alanında donatmak, eğitmek, cesaretlendirmek, fonlamak veya fonlara ulaşmalarını sağlamak gibi alanlardan oluşan bir platformu yükseltmek etrafında topluyoruz.

Pandemi dönemiyle artan dijitalleşmeyi Türkiye özelinde nasıl değerlendirirsiniz? Bu bağlamda, geleceğe dair öngörüleriniz neler?

Pandemi olmasa da dünya; doğa, toplum ve insan etrafında oluşan dengesizlikler sebebiyle zaten bir kırılmaya doğru gidiyordu. Yaklaşık 500 yıllık bir doğrusallık döneminin

TTGV olarak ana aktivitelerimiz;

liseden iş hayatına kadar gençlerimizi yenilikçilik ve

girişimcilik alanında eğitmek ve fonlara ulaşmalarını

sağlamak

(27)

100 yıllık bir dijital devrim

gençlerin en önemli alet çantalarını yarattı. Yeniden bir sayfa açan bilim devriminde literatürü takip ederseniz Türk insanının yarattığı fizik alanında olsun, genetik alanında olsun yepyeni çözümlerin örnekleri hızla artıyor.

Artık yenilikçilik, eskiden olduğu gibi “fikir ve para arasındaki en kısa yol” değil, “reel dünya problemlerine en hızlı tekno- bilimsel çözüm” demek. Etraf bu yeni tanım içinde fırsatlarla kaynıyor, deneme yanılma eskisinden daha etkili ama cesaret ve takım oyunu gerektiriyor.

Girişimcilik; bu zengin yenilikçilik fırsatları içinde çok alanlı ve çok kültürlü takım oyunuyla, cesaretle, yılmadan, deneye yanıla çözümlere, yeni verimlilik ve katma değerlere ulaşmak demek.

Türkiye’deki teknoloji Ar- Ge yatırımları sizce yeterli mi? Size göre Türkiye’yi öne çıkaracak yatırım ve girişimler nelerdir?

Türkiye’nin başından beri sistematik olarak yaklaştığı sağlık ve savunma alanlarında teknoloji ve Ar-Ge yatırımları yüksek seviyede geri dönüşler ve yenilikçi çözümler yakalamaya başladı.

Yazılım konusunda da oyun sonuna geliyoruz. Geldiğimiz

noktanın karakteristikleri birçok bilim insanının özetlediği gibi toplum-ekoloji dengesinin yitirilmesi, kaynakların yerine konulamayacağı kadar büyüme ve tüketme, bunların yanında yapılabildiği kadar kandırmaca...

Pandeminin belki de tek olumlu yönü bu büyük resmin netleşmesi ve çözüm ve fırsatlar yönünde düşünme ve planlama için zorlamada bulunması oldu. Bu kırılmanın tüm belirtileri ortada, dünyanın her tarafında konfor alanları kayboluyor, belirsizlikler artıyor, artan belirsizlikler kendi fırtınalarını oluşturursa kaos ihtimali var, yeni nesiller geçmişin kule yapılarından çok kendi ağ yapılarını yeğliyor, büyük veri her yerde etkisini artırmaya başladı, bilim alanında özellikle fizik, biyokimya ve genetik alanlarında olağanüstü gelişmeler verimlilikler ve katma değerlerin ana etkeni olmaya başladı. Bütün bu kritik gelişmelerin fırsata çevrilmesi için bir uyum platformunun yola çıkarılması çok önemli. Bu uyum platformunun 3 taşıyıcı sütunu var:

İçiçelik, dayanıklılık ve döngüsellik.

İçiçelik, iş birliğinin ötesinde bir takım oyununun tarifi için kullanılıyor; çoklu alanlarda, çoklu kültürel takımların cesaretle bir arada çalışması. Dayanıklılık ise belirsizlik, kompleksite ve kaosu yok olmadan yönetme yeteneği olarak ortaya çıkıyor. Döngüsellik de doğa toplum ve insan bütünselliği için sadece atıkların değil veri, bilgi, enerji ve ekonomi gibi birçok alanda uç birleştirme görevi görüyor. Gençlerimizin bu uyum platformu üzerinde krizleri fırsata çevirme konusunda büyük fırsatları var. 400 yıllık bir endüstri devrimi 4.0 – 5.0 gibi versiyonlamalarla devam ediyor.

sektöründeki hareketlenmeler önemli. Ancak üretim ve tarım sektörlerinde yatırımların ve yatırım etkinliğinin artırılması da çok önemli. Üretim ve tarım sektörlerimiz geldiğimiz noktada dünyanın başka ülkelerinde olmayan bir esneklik ve çeşitlendirme gücüne sahip. Bu özelliklerin akıllı sistemleri daha çok içeren üretim evrimini hızlı takip etmesi, bu alanda yapılacak yatırımlarla büyük bir rekabet avantajını getirebilir. Akıllandırma, sadece dijitalizasyon ve yazılım içermiyor, bunun ötesinde büyük verinin her yönüyle dünya çapında kullanılması ve paylaşarak büyüme dinamikleri içinde ele alınması, veri analitiği, öngörü- artgörü gibi alanlarda doktora sayılarının artırılması gibi konular rekabet unsurlarının temelinde yer alıyor. Tasarım kabiliyetlerini estetik ve endüstriyel odağının dışında neredeyse verimliliği kişi ile özel buluşma noktalarına taşımak gerekiyor. Yazılım konusunda kodlama ve sistem/

servis oluşturmanın yanında, en hızlı ve en verimli algoritmaların mülkiyet haklarının sahiplenilmesi de yazılım işinin bilimin farklı alanları ile buluşmasını ve en yüksek geri dönüşü sağlıyor.

Yeniden bir

sayfa açan bilim

devriminde Türk

insanının yarattığı

fizik veya genetik

alanında olsun,

yepyeni çözümlerin

örnekleri hızla

artıyor

Referanslar

Benzer Belgeler

Ingenico GMP3 modül satın alımı için ise Ingenico Online İşlemler menüsünden,.. belirtilen

Ingenico GMP3 modül satın alımı için ise Ingenico Online İşlemler menüsünden, belirtilen

• 1.12 ve sonraki sürümlerde Ingenico GMP3 bağlantısı yapmak isteyen kullanıcıların bir kereye mahsus olmak üzere Hızlı Satış Ingenico Servis kurulumunu

Ingenico GMP3 modül satın alımı için ise Ingenico Online İşlemler menüsünden,.. belirtilen

• 1.12 ve sonraki sürümlerde Ingenico GMP3 bağlantısı yapmak isteyen kullanıcıların bir kereye mahsus olmak üzere Hızlı Satış Ingenico Servis kurulumunu

• 1.12 ve sonraki sürümlerde Ingenico GMP3 bağlantısı yapmak isteyen kullanıcıların bir kereye mahsus olmak üzere Hızlı Satış Ingenico Servis kurulumunu

- Hızlı Satış Kontrol Ekranı Geliştirmeleri - Fiş Sıra Numarasının Sıfırlanabilmesi - Çeşitli Menülerde Ekran Klavyesi.. - Belge Listesinde Günlük Alt Toplam Gösterilmesi

Ingenico GMP3 modül satın alımı için ise Ingenico Online İşlemler menüsünden,.. belirtilen