• Sonuç bulunamadı

Bunu görmezseniz, bu yeni konuma uygun politika da geliştiremezsiniz.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Bunu görmezseniz, bu yeni konuma uygun politika da geliştiremezsiniz."

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bu genel seçimde Kürtler –daha doğrusu PKK çizgisindeki Kürtler- ilk kez doğrudan bir aday çıkardılar ve desteklenmesi çağrısında bulundular. Daha önce Avrupa Parlamentosu’na yine aynı partiden Feleknaz Uca seçilmişti ama kitlenin genel seçime bu denli angaje olması, destek çağrılarının yapılması söz konusu değildi.

Genel seçime yönelik bu tutum değişimi, bir süre önce yapılan başka bir saptamayla doğrudan bağlantılıdır: Avrupa Kürtlerinden ya da bu alandaki Kürtlerin büyük bölümünün geleceklerinin burada olmasından söz ediliyor. Bu saptamanın kendisi –onu yapanlar için- devrim

niteliğindedir. On yıl önce böyle bir saptama düşünülemezdi, dahası mücadeleye ihanet olarak görülürdü.

Kürtler kendilerini ne kadar özgün görürlerse görsünler, birçok konuda Türklerin geçtikleri aşamaların büyük oranda benzerlerini tekrar ederek geçiyorlar.

Aynı sorunu yıllarca Türkiyeli sol örgütler de yaşamışlardı. Türkiyeli kitlenin geleceğinin burada olduğunu, büyük bölümünün burada kalıcı olduğunu en son onlar görebilmişti.

Bunu görmezseniz, bu yeni konuma uygun politika da geliştiremezsiniz.

Yılların ihmalinin ardından birdenbire politika geliştirmeye kalkarsanız da acemiliğiniz hemen göze batar. Acemilikten de öte ne olup bittiğini bile anlamakta zorlanırsınız. Bunun nedeni, Almanya örneğinden hareket edersek, burasını Kürdistan sanmaktır. Toplumsal kültürü ve işleyiş mekanizması bambaşka olan bir ülkede bulunduğunuzu ve üstelik burada küçük bir azınlık olduğunuzu bir türlü anlayamaz ve hatta kabul de edemezsiniz.

Kürtlerin bu ülkede kalıcı oldukları kabul edilmiş ise, bu insanların önemli kurumlarda yer almaları gerekir. Burada da akla hemen Federal Parlamento gelir. Gerçi bu konuda daha önce belirli bir deney birikimi vardır. Kuzey Ren Vestfalya (NRW) eyaletinde Sol Parti bünyesinden iki milletvekili eyalet parlamentosuna girmiş, ama hükümet kurulamaması sonucu kısa süre sonra yeniden yapılan seçimde Sol Parti yüzde 5 barajını geçemediği için iki milletvekili yeniden seçilememişti.

(2)

Federal Parlamento düzeyinde yaşanılan ilk deneyimdir.

Başarılı olabilirsiniz veya olmayabilirsiniz. Seçim bu, kazanabilirsiniz de kaybedebilirsiniz de.

Sorun kazanmak ya da kaybetmekten öteye gerçekçi olabilmektir. Gerçeğe yakın değerlendirmeler yapabilmektir.

Bunu hiçbir şekilde göremediğimi belirtmem gerekir.

Kürt arkadaşlar Almanya seçim yasasını iyi bilmedikleri gibi, kendilerine ilişkin rakamları da aşırı abartıp, bunların üzerinden politika yürütmeye kalkıyorlardı.

Önce seçmen sayısından başlayalım:

Almanya’da Kürt kökenli Alman vatandaşlarının sayısı ne kadardır?

Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının sayısı 800 bin kadar…

Önceki bir yazıda da açıklamıştım: Türkler genellikle vatandaş sayısıyla seçmen sayısını eşitler ve aynı hatayı Kürtler de yapıyor.

800 bin Türkiye kökenli Alman vatandaşı var demek, bu kadar oy potansiyeli var demek değildir, çünkü seçimde oy kullanabilmek için 18 yaşını bitirmiş olmak da gereklidir. Nüfusun genç

olmasından hareketle seçmen sayısı bu rakamın yarısından biraz azdır, diyelim 350 bin kişi kadardır.

300 bin Kürt kökenli Alman seçmeni bulunduğu saptaması yapılırsa, bu büyük bir abartma

(3)

demektir. 350 bin kişi içinde Kürt kökenli seçmen sayısı 100 bin kişiden fazla değildir, çünkü Türk kökenliler arasında Alman vatandaşlığı oranı Kürtlere göre daha fazladır. Almanya’da hem Türk kökenlilerin sayısı fazladır, hem onların göçü daha eskidir ve hem de Kürtlerin vatandaşlık başvuruları son yıllarda yoğun olarak –PKK ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle-

engellenmektedir.

Ek olarak, bütün Kürt kökenli seçmenlerin çağrıya uyarak istenilen adaya oy vermesi de söz konusu değildir. Kürtlerin arasında da seçime gitmeyen mutlaka vardır (Türkiye kökenli Alman seçmenin genel seçime katılma oranı 2009 yılında yüzde 18’dir ve Türk kökenlilerin seçime gitmeyip Kürt kökenlilerin tümünün seçime katıldığını söylemek mümkün değildir.) Ek olarak, seçime katılan Kürtlerin tümünün aynı partiye ve adaya oy vermesi de söz konusu değildir.

Almanya’da sayısı eskisine göre azalmış olmakla birlikte KOMKAR gibi başka bir Kürt örgütü daha bulunuyor ve kitlesi içinde Alman vatandaşı olanların oranı yüksektir.

Bu nedenle Kürt kökenli seçmen sayısını 300 bin gibi çok abartılı bir rakamla belirleyip, bunların tümünün de istenilen adaya oy vereceğini düşünmek mümkün değildir.

Almanya’da Kürtlerin önemli bir bölümü NRW eyaletinde yaşıyor. Eskiden beri Sol Parti içinde çalışan Ayten Kaplan da bu eyalette adaylığını koydu. Avrupa Barış Meclisi içinde kısa süre birlikte çalıştığımız Ayten Kaplan’ın seçilebileceğine baştan beri ihtimal vermiyordum.

Sol Parti’nin eyalet aday listesinde 11. sıradaydı. 2009 seçiminde parti bu eyaletten 11 milletvekili çıkarmıştı ama aradan geçen dört yılda parti oy kaybetmişti ve yeniden 11 kişinin seçilmesi mümkün değildi.

Eyalet seçiminde bu partinin aldığı oy ortadaydı. Sadece bu eyalette değil Almanya genelinde Sol Parti’nin oy kaybetmesi söz konusuydu.

Çok sayıda seçim araştırması ve geçtiğimiz dört yılda yapılan eyalet meclisi seçimleri bu gerçeği defalarca göstermişti.

Aday olursunuz, partiyi desteklersiniz, kazanır ya da kaybedersiniz; bunlara denilebilecek bir

(4)

şey yok; sadece gerçekçi olmak gerekir.

Kesin kazanacağız, söyleminin anlamı yoktu, çünkü kesin kazanılmayacağı belliydi.

Nitekim de öyle oldu.

Ayten Kaplan’ın küçük bir oy farkıyla kaybettiği açıklaması ise gerçek durumu yansıtmıyor.

Sol Parti bu eyalette 10 milletvekili çıkardı, ama bunun önemli bir nedeni FDP’nin yüzde 5 barajını aşamayarak Federal Meclis’e girememesidir. Bu durumda FDP’nin bu eyalette aldığı oy (diğer eyaletlerde olduğu gibi) barajı geçen partiler arasında paylaştırıldı. FDP barajı

geçebilseydi Sol Parti NRW’den 8 en fazla 9 milletvekili çıkarabilirdi.

FDP’nin Federal Parlamentoya girmemesini sağlayan CDU, Sol Parti değil. Sol Parti’nin bu konuda hiçbir rolü bulunmuyor. Az rastlanan bir durum söz konusu oldu ve barajı geçemeyen sağ bir partinin oylarından sol bir parti de yararlandı (normalde bunun tersi olurdu).

İrade dışında oluşan bu elverişli durumu sanki kendisi oluşturmuş gibi yorumlamak doğru değildir. Ayten arkadaşımız önemli bir farkla seçimi kaybetti.

Bu durumu Frankfurter Allgemeine Zeitung’un 24 Eylül günü verdiği Seçim Ek’inde de görmek mümkündür. Almanya’daki bütün seçim bölgelerinde partilerin aldıkları oylar ve 2009

seçimleriyle karşılaştırması verilmiş.

NRW eyaletinde Sol Parti’nin oylarını artırdığı tek seçim bölgesi bulunmuyor. Bazı seçim bölgelerinde yüzde 3-4 gibi oranlarda oy kaybedilmiş.

Beklenen bir durumdu ve hal böyle iken nasıl olur da 2009’daki gibi Sol Parti’nin bu eyaletten 11

(5)

milletvekili çıkaracağı düşünülebilir.

10. milletvekili FDP’nin hediyesidir.

Seçimde elden gelen yapılmıştır ama yetmemiştir. Bunda garip yan bulunmuyor. Garip olan gerçeklikle ilgisi bulunmayan değerlendirmelerdir.

Yanlış değerlendirmelerin psikolojik temelini anlamak zor değil. İşin içinde Alman seçim yasasını bilmemek de var ama psikolojik temel de var:

Bu ülkede küçük bir azınlık durumundasınız. Bunu anlamak gerekir.

Çok abartılı bir rakam olan 300 bin Kürt kökenli seçmeni kabul etsek bile, Almanya genelinde seçmen sayısı 61 milyondur. 300 binin tümünün seçime katılıp istenilen adaya oy verdiği

varsayılsa bile, büyük rakamın içinde oran binde beştir. Gerçek oran ise bunun daha altındadır.

Sokaktaki militan kitleye bakarak bunu seçime yansıtmak mümkün değildir. Bu insanların büyük bölümü Alman vatandaşı değildir, dolayısıyla oy kullanması da mümkün değildir.

Referanslar

Benzer Belgeler

mızı çok yakın zamanda gerçekleşen seçimler ne- ticesinde Yönetim Kurulu Başkanı olan Sayın Osman Çıralı ve Meclis Başkanı olan Sayın Mustafa Büyük-

Sonuç olarak eğer bu tweetler ve hesap Celalettin Ekinci’ye ait ise seçim yasaklarının başla- dığı bir dönemde Muğla İl Milli Müdürü büyük bir suç

21 Palmer, S.. Aynı durum çer ksel ya da çağrışımsal bağlamda hem davranışımız açısından hem de algılanmış olan açısından geçerl d r.. Aynı durum aynı

İl Genel Meclisi Başkanı İskender Nazlı, Yozgat’ta 33 köy yolunun ulaşıma kapalı olduğunu ve yol açma çalışmalarının İl Özel İdaresi tarafından aralıksız olarak

Sonuç olarak, Alman Edebiyatı’na olumlu katkılarda bulunan birinci kuşak ve onların devamı niteliğinde olan ikinci ve üçüncü kuşak Türk yazarların Alman Edebiyatı’na dil

Euro Bölgesi’nde açıklanan Mart ayı Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) verisi aylık bazda yüzde 1,0 ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,3 oranında artış

Aile Yaşam Merkezinde Gerçekleşen toplantıya, Şefaatli Belediye Başkanı Müjdat Karaca, Ak Parti İlçe Başkanı Yusuf Özdemir, CHP İlçe Başkanı Ömer İşgüzar, Deva

sayın kona, galiba afrikada türkiye adında yeni bir ülke var siz orayı anlatmışsınız.ben de acıdım .allah türkiye cumhuriyetini o halden saklasın.yoksa bizim ülkeden