emre aracı
21. yüzyılda yalnız bir
neo-romantik
Ktiylfftr Serhan litili
f
:r>fnit ri flıır: Sttodc 11Dr. Emre Aracı müzikolog, besteci, or¬
kestra şefi ve Andante yazarı olarak uzım za¬
mandır ülkemizin müzik gündeminde yet alan seçkin btr müzisyen. Aracı artık sadece Tür¬
kiye'de ve uzun yıllardır yaşadığı Britanya’da değil dünya müzik piyasasında da adından Sıkça söz ettirecek gibi gözüküyor- W&met Çfassıcs firması, sanatçının Osman fr padişah bestelen aranjmanlarını ve kendi eserlerim fnvitation to the Seragtıo adıyla bir CD kay¬
dında topladı ve önümüzdeki aylarda fam dünyada satışa sunacak Ülkemiz adına se¬
vindirici bfi diğer husus da Warner firmasının bu projeyi hiçbir masraftan kaçınmayarak sûr) derece özen// hazırlanmış zengin bir kitapçık eştiğinde müzikseverlere sunacak olması.
Türk basınında “Emre Aracı Sultan Ab- düfaz/z'i Warner Çfassıcs Sanatçısı YapiT şeklinde akis bütan bu proje ashnda Am¬
er rmn yıllardır iğneyle kuyu kazarcasına yaptı¬
ğı çalışmaların güzel bir meyvesi, Türkiye'nin Avrupa Bitliği kapısında beklediği şu dönem¬
de albüm. ülkemizin ta 1800 ferin sonundan ben Avrupa'yla kültürel anlamda da içli dışlı Olduğunu ispatlıyor. Halta daha Heri gidersek Aracının önce Kafan Müzik albümleri ve şim¬
di de Warner Classics albümü, Türkiye'nin Osmaniı İmparatorluğunun hüküm sürdüğü yüzyıllardan ben Avrupa medeniyetine ek¬
lemlenmiş bir ülke olduğunun adeta kanıtı.
Yakın dostu Eyüp Sabrı Çarmıklı ile be¬
raber Boğaziçi Mehtaplarında Sultan Portre¬
leri CD'sı ite başladığı çalışmalarını halen Nurol Holding desteğiyle yürüten Emre Ara¬
cı, kültür sanat sponsorluğunun her zaman¬
kinden önem kazandığı günümüzde Holding
Yönetim Kurulu Başkant Nur ettin Çarmık-
tı'om kayıt projelerine verdikte destekten bahsederken adeta gözleri ışıldıyor. Umarız Çarmıhır ailesinin bu anlam!) sponsorluğu, şimdiye kadar daha ziyade konser, lastiği destekçiliği ekseninde gelişen özel teşebbü¬
sün dikkatini biraz da böyle s i CD kaydı pro¬
jelerine çeker. Eh ne de olsa konser gider, kayıt katır!,.
Başlığa da taşıdığımız gibi Emre Aracı kendisini “21. yüzyılda yalnız bir neo-roman- tık’ olarak tanımlamaktan boşlanıyor. Ama söyleşimiz sırasında anladık ki hoşlanmadığı b\r şey arar. Çatışmalarının ve müzikte ilgi duyduğu alanların sadece OsmanlI'daki çok¬
sesli mûztk denemelerim araştırmak ve gün yüzüne çıkarmaktan ibaret olduğunun sanıl¬
masını istemiyor. Uzun söyleşimizde kendisi- m tüm yönleriyle tanıtmaya gayret etlik.
Çimdi sizlen Emre A/acıyia Ingiltere'de¬
ki evine dönmeden önce yaptığımız söyleşiy- h baş bırakıyoruz.
Xizr
iritsitr
îrmirdi'
dti ayam tutu "finiş¬
ti yeterek anmada bir 'ama'" utarak göndn-
ruz. X/z
ha lammlmttiidâtt
artmııurjranın naz?
V&tirrizc “giydirilen"
hu elbiseden sifafdtgfrrndayar tart?
Hu
t
a mm lama vı ilk olarak «(»yadımdan\dl ı yıkarak çok saydığım değerli Takır Sa¬
it Halrmın Ankara rakım ca geçtiğimiz sene Dışişleri Mensupları fişleri Dayanıma Derneği yararına vermiş oklunum bir kon¬
ferans, öncesi ildeki takdim korunmasında yapmıştı, Beni aynı /anımda Türkiye ile Ingiltere. Barı ile Doğu anısında da hir
“aracı olarak ran un İnmişti Sayın I kıl man.
bu ifade, n/on /umanılır çalışmalarımı sa¬
kından rakip ederek hana çok vol gösteren k ı> metli bir dünya m samımı son denece ye¬
nlide bir tespitidir. I allı beş in kendisi de öyle bir kişîlikciı /atcıı
vl-
benimbugün
ifa¬de etmeye çalışılırını delerleri akademik dünyada ilk keşfettiğini tusun (anlan birisi¬
dir. Sıkılmak ne kelime, sanatımda ve ha- '‘-it stilimde ikide etmeye çalıştığım bir tür Tıcn-rtmıanri/JiT olarak tasvir edebilece¬
ğin bn değerlerin belki henüz kssurlı ama belirli çevrelerce anlaşılarak ı ak d ir ve ifade edilmesi doğrusu beni çok mutlu ediyor.
L'A
n>
-njntti,>ttir,at
''ite nr\i irtîreftiğjııizi fiçtkrr artsınız?
Hir sanatçı yaşadığı topimmın aynasıdır, soluduğu havanın etkisiyle ortaya çıkardığı eserleri ise nıhıınuıı bir tür yansımasıdır, bir sanatçı bazen de andıtı aıııa çevresinde bu¬
lamadığı o farklı dünyayı önce şuurunda ııhisiıırtır ve ardından sanat eserimle ortaya
çıkartarak ölümsüzleştirir, \rtık o eser ona karşı ilgi besleyen herkesin ortak malı ol¬
muştur ve o kişilerin havadarına da farklı bir arkını ve şemam katarak yepyeni boyııtlardii kendi organik hayatına devanı eder, bir -sa¬
nat eserine o ölümsüzlüğü veren dc her ye¬
ni dbneınde kav uşuığıı yepyeni, taptaze kiiidiktır zaten. Tıpkı 2000 sene sonra arke¬
olojik bit kazıda ortaya çıkan bir Greco-Ro¬
man Anı i mu ıs heykelinin zarif hatlarının in¬
san şmumum esletik algılamasında o dııku- nakh hassasiyeti yarattığı gibi. Sanatçıva ömür veren ise çevresindeki toplumdan gördüğü ilgi. sevgi ve alakadır. Ama bunun ardından hemen şu mı Lİa söylemeni gerekir ki. şeritle göre ilgisizlik de sanatçının haya¬
tına başka bit anlam katar - ona kendi hayal dünyasının sınırlarını zorlama savaşımla hir kamç-ı olur yalnızlığın O soğuk. ürkütücü ve karanlık köşeleri.
Dede EfendTye sahip çıkmamız
gerektiği kadar Adnan Saygurfa da
sahip çıkmalıyız.
Bir neoMomantiğin günlüğünden,,.
Etrafındaki çirkinliklerden uzaklarda ütopik, İm/.urlu biı dünya aramaya
koş
ulur sanatçı ve aynen Claspar Dııvit! ITiedrich'in il aylan ir te (»esindeki yalın seyyahı tasvir etlen o muazzam tablosundaki gibi farklı bir bü> utta tuşlar ınuver.Lv ı kovalamaya. Ymacı ise insanlığa bir şev ler bırakabilmektir, Pla- ron’un Sempasnmui‘unda anlatEiftı gibi onun dünyaya getirdiği çotuk kendi sanat eseri¬dir. Yncak 21. vii/vılda s.uıurın da estetik çirkinlikle yarıştığı bîr dönemde feyzini ro¬
mantizmin fırçasından alan yaratıcı bir
insa¬
nın seçtiği
yol
hiç de kolay değildir. Çünkü karşısında çağın getirdiği acelecilik, ticarilik ve çabuk tüketim on unu mu yum «ıra suna¬rın kötü ve çirkin yüzünün de işlenmesi ge- fekriğini sav anan hır kısım farklı vönde va¬
rı cici insan olmasıdır, kabalık, şidder ve
vahşet dolu bir anarşik oıtam içerisinde or¬
taya kovduğu şjşırnçı nitelikreki dingin, ama yine de ateşli ve ilk bakışta hayret etti¬
rici lıoş. utla fıkı kont ansiyopel ama vinç de değişik yapıda ulan eserleri devamlı surene şok etkisi almış olmaya alışmış bir toplum tarafından keşfedilmeme tehlikesi ile karşı karşıyadır, Kserinden saçıları titreşimler hır yüzeye çarpar uma istediği akis teri gelme/.
İki/eıı hiç akis "dnıez ama sanatçı yiııe de inandığı uğurda yaraimuş'a devam eder. Her ne kadar yaptıkları kimilerine nostaljik hir demodelik olarak gözükse de bir devrin kaybolmuş zarafetini işlemekte hürdür sa¬
natçı, İste yalnız neu-romantik bir sanatçı¬
nın düdüğünden, benim kendi günlüğüm¬
den bir paragraf,
Tonal müzik hâlâ geçerli
Çağdaş ntudğp tmsd haiıyamuauz? Kuş kusan yit nü m un çağdaş aıüdğiadea bahsederken ttU/ttöUÜk hir' \ttptdaa htiiıst'fnıi'k muiukÜH df yit. Git atim ti t akımlanan hak/fğrufzda a ruh nuda iradinizi yatta gürdiS^tads var art?
1 'utsa iradi &3gtisj famrurv yaratmak peşinde misinin?
Çok şiikiir 1%0’h ve 70’I i yıllarda mi¬
maride ık olduğu gibi bir devrin estetik aıı*
Iay ışına hitap eden ei yri. karanlık ve soğuk çağdaş yaklaşım eski kuvvetini kaybetmiş dununda, Bana göre müzikte 12 um ve ato¬
nal yaklaşım, l'JöfHarın dışlan HTB'li se¬
vimsiz binaları gibidir Yanlış anlamayın, böyle akımlar şüphesiz müzik tarihini şe¬
killendirmiş ouemü evrelere damga vur¬
muştur ama bana ve benim sanatsal idealle¬
nme ters düştüğünü de uy nı zamanda çe¬
kinmeden tHdinmek isterim. Ama kimseye de ‘'bbytr raHnifğ aiw din ti vanan m?" dc- meııı. fevkler tartışılmaz, Ren sadece tonal müziğin hlJiı geçerli olduğunu düşünüyo¬
rum,
okadar. Çağdaş akımlara uymak gibi hir endişe de taşımıyorum doğrusu- Benim için önemli olan duygu lan mı ve içimde his¬
settiğim manevi yatı en iyi şekilde yansıtıl- bilmektir her zaman. Örneğin SİİKLIİUS‘u çok severim - hatta oruı ait orijinal hir imza çalışımı masamın duvarında asılıdır. 15ir de kendi el yazısıyla hrun sutça bir cümle yaz¬
mış imzasının altına hıı höyük besteci: “(Jm pûtside h demin unnrHc - Tercümesi "F*bt- diyn yefttita sahip, ebediyet yata uda yürüyen"
anlamına geliyor. Hem müziğiyle, hem fd- se fesiyle kendimi Çaşkovski ve Sibel tu s türü bir iıaji-lifik dramatiz.rnine çok yakın hissediyorum, Stbehııs ki devrinin modern akımlarına tıymak yerine hayatının nere-
17
ym bestecisi
Emre Aracı
22 Aralık T96S, Ankara
Klasik batı müziğine çocuk yâŞMidan itibaren bü¬
yük bir ilgi duyan Emre Aracı, evde piyano çalan ağabeyinin de etkisiyle piyano ağırlıklı ilk müzik derslerine İstanbul'da Rana Erksan'lâ badadı.
Müziğe mesleki kariyer düşüncesi ile profesyonel anlamda yönelmeye on »ekli yaşından sonra lise¬
yi bitirmesinin ardından karar veren Araer bu dö¬
nemde kısa bir Süre özel olarak Gülseren Sadak
■ İs piyano. Okan Etemınş <le teori- ve I. lonescu- Galfiiı ile orkestra şefliği çalıştı 1907 yılmda gitti¬
ği Londra’daki Kmgsv/ay College'dan müztk ön li¬
sans derecesi aldı Burada geç yaşında çalmaya başladığı viyolada gösterdiği haşandan dolayı Londra Okullan Senfoni Oıkeştnşsı’na kabul edil dı ve fcy orkeslrada iki sene tiydik yaph, Lond¬
ra’dan ayrılarak 1990 yılında gediği Edinburgh Üniversitesi Müzik Fakültesinden 1994 yıknda BMuö (Horts.) derecesi ite mezun oldu. Üniversi¬
tede kurduğu ve beş sane şefliğini yaptığı yaylı çalgılar orkestrası, Edinburgh Unfvorsity String OrchâSlra ilâ Iskoçya'nm çeşitli şehıriennm yanı sıra İngiltere dış-nda da şef olarak konserler var dı, &u konserlerde Türk bestecilerinin eserlerini ve kendi beslelermr de idare etme lırsatı buldu.
Iskoç asıllı br fianalsovar olan Lady Lucında Mac kay ve trchcape Aale Vakfı'ndan alrraş olduğu buış sayesinde Edinburgh Üniversitesi Münk Fakiılte- Ss'rtde The Life and Waffc£ of Ahmed Adnan Say
gun (Ahmed Açkıgn Soygun - Hayatı ve Esorfenl konulu ba doktora tûtı yazdı (İ999) Türkçe'ye ter¬
cüme etliği bu çalışması Yapı Kredıı Yayınlan tara¬
fından 2001 yılmda Ahmed Adnan Saygon - Do¬
ğu Batı Arası Müzik Köprüsü adı altında yayımlan¬
dı, 1 999-2002 yıllan arasında Türk Ekonomi Ban kaşı sponsorluğu sayesinde Cambridge Ünbersi- tesi'nde The Skülrter Genim tor Ottoman Sludies Araştırma Merkezi’nde The Other Denizellı: &■
usuppe Domzutlı Pastra, M a ster ol ıha Sullan’s Mus« başlıklı bir Map yazdı, i 990 yılında Lond¬
ra'da Ingiliz müzisyenlerden oluşan ve haten direk¬
törlüğünü yürüttüğü The Landan Academy of 0t- tornan Coud Mus*g topluluğunu kurdu, Buradaki amaa Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki çok¬
sesli eserlerin araştınlarak ortaya çıkartılması ve izahlı konserlerle dinleyicilere sunularak profesyo¬
nel kayıtlar gefçekleştirilmesıydi, Bu kapsamda Londra’da iki kayıt gerçekteşlirildı ve bunlar Katan Müzik tarafından Türkiye'de basıldı. OsmanlI Sara yı'ndan Avrupa Müziği (2000) ve Savaş ve Bünş:
Kınm 1053-56 (2002) adlarımı taşıyan bu albüm¬
lerde Sultan Abdülazız ve V. Murat gibi padişahla¬
rın. Guatellı Paşa ve Donızettı Paşa gibi Osmanlı sarayında görev yapmış olan İtalyan asıltı müzis¬
yenlerin marş, vals ve polka -mazurka tarzı essrterı nın kendi hazırladığı orkestrasyon ile dünya prömi¬
yeri kayıtlanna yet verikJi. Atacı aym zamanda kon¬
ser faaliyetleri olacak Londra'da Sl John's Smrth Styuane. St James's. Prccadtlly ve Cambndge'tk- Trinity Koleji şapeh gibi tarihi mekanlarda da te ma¬
lik dinletiler sundu. 1 3. İzmir ve 31. İstanbul Müzik Festivallerine katıldı. Uluslararası kongrelerde yer ak* ve akademik derçlerde yme bu alanda çeşitli makaleler yayımladı. Milattan bugüne kanar otuzu aşkın makalesi The Mu&cal T*nes, International Pteno, Cumucopıa, Toplumsal Tarifi. Orkestra, Andante ve Cumhuriyet Dergi g«bi kaymaklarda yayımlandı;
Boston Halk Kütüphanesi.
İskoç Ulusal
Portre
Galerisi, The Bntıah M ussum. Cambndge, hJew York, Saraybosna ve Viyana Ünıversiteten gibi kurumalar¬da da çeçıtlı konferanslar vördi. BBC Worfd Service.
Oassic FM ve Alman PDF gibi radyo kanallarında.
Avustralya ve çeşitli Türk televizyon kanaHennda bu çalışmalarına geniş yor varıl¬
dı. Dr. Emre Aracı, beste çalışmaların- ve tarihsel müzik araştırmalarını Çar-
■nıklı Aılesı'pin desteği ile sürdürmektedir.
Te ks esI i I i k-çoks e s I ilik
tartışmalarım artık aştığımıza inanıyorum
Türkiye, Cumhuriyet devnmleriyfo birlikte bir kültüm! kırılırı oya da uğradı. Geçmrçte sahip olduğumu t kimi değerlet bağlanımda bu kırıl¬
manın bize kazandırdıkları ve kaybettirdikten üzerine yorum yapar mısınız?
Cumhur iyet -OsmanlI lârtrşmalan hayli gün¬
demde şu anda. Şurası kesin kı insan geçmı şım belki bir süre için unutabilir ama asla kayıt¬
sız reddedemez. Nasıl bizlar bugün Cumhuri¬
yet dövemlennın örneğin kadın-erkek eşitliği konuşunda ve diğer pek çok konularda ülke¬
mize sağladığı kazançlar* unutamıyor isek. Mü¬
zik konusunda bu ülkede ne yazık kı uzun sü¬
redir bir tekEesthçokseslii tartışması surdu git¬
ti. Artık benim jenerasyonumda bu sorunun bi¬
raz olsun aşıldığı inancındayım Saygun'un ha¬
yal hikâyesini yazmış knnsi olarak biliyorum kı Cumhuriyet in ilk yıllarında rmtşıfci denildiğinde akla ilk ve tek getirilmesi gençken unsur çok- sesSü-ndirilrrtıŞ, armonize edilmiş halk müziği türüydü. Zıya Gökalp’ten de hayli etkilenen idare çoksesliliği Batfmn btr inkişafı olarak ka¬
bul ederken teksesliliği gen kalmışlık olarak ta nımladı. Halbuki Doğu nun o mistik müziğinin zenginliği Balı'da çoktan majör ve minör şek¬
linde fakirleştirilmiş makamsa! derinlikten kay¬
naklanmaktaydı. He yazık ki geleneksel musiki bu resmi görüşe ters düştü. Ancak bir taraftan da Aynı idare bızlere Saygon. Erkin, Rey gıh değerli btttffiüeri kazandırdı. Örneğin Yunus Emre çağdaş Türk müziği tarihçesinde çok örtumlı bu oratoryodur vb k-mse o e-ser içinde Saygon'u Türk makamlarını doğru şekilde kul lanmadığr yolunda elaftimnenmlidir çünkü o makamlar arlık Saygon'un kundı ifade dili ol muştur, evrensellik kavramı ds bu |ıp sentez¬
lerden geçer, Osrar Wılde boşuna (tetlomiş
"Hiçbir sanatçı etayfarı olduğu gibi görmez.
Gördüğü taktirde sanatçı olmaktan çıkar” di¬
ye. Bu arada Dublin’den yeni döndüm ve bu dâhi İrlandalInın evinin önünde durup onu an¬
maktan büyük haz duydum. Dede Elendi’ye sahip Çıkmamız gerektiği kadar Adnan Say gun'a da sahip çıkmalıyız, ben buna inanıyo¬
rum*
Bugün padişahlarımızın hayatını konu alan önemli operalarımız var. Örneğin Okan Demı- fiş'in IV- Murat operası, O elkiteyici esen öğ¬
renci öterak AKM'de muazzam dekorlar içeri¬
sinde seyrettiğim günü unutamem. Ama biî bunları ne Ölçüde dünyaya mâl edebiliyoruz?.
Senşîet sonra Oka/ı Bcy’in öğr-ûncisı olacağı mr nereden bilebilirdim? Ya bana, babası Mu- hıddin Sadak'm bagetim hediye eden değerli Gülseren Sadak...
Papyonumu muhakkak kendim bağlarım
Neden klasik müzik veya Maki lW $cytn kta-
Sanırım bu bir yarad lış meaelşiîL Klosık mü¬
zikten duyduğumzevki başka hiç tur müzik 1ü- fDnd&n duyamıyorum. Yo g@r>e-lde poşhmp- dernızm hariç, klasik muzığ-n her ddnemi ilgimi çakıyor. Mimariden modaya kadar her şeyin klasiğini tercih ediyor Olmam sanırım hiç ol¬
mazsa kendimi bağlı hıssetlrğım bir yaşam tu¬
ru içinde lularlıhk olduğunu gösteriyor. C&mb- rıdge'de yaşadığım yıllarda örneğin, bu tarihi üniversite şehrinin geçmiş yüzyıllara aıl hayat tarzım doyasıya lalına fırsatım oldu. Cam Irma- ğı'nda İngilizce'de "punt- denilen düz
fcâfldar-
l.urfrı yapılan gozihlilorden tutun da ‘dınner ın hiitl* dedikleri vc herkesin siyah akademik cüppelerim giyerek katıldığı 1 6, yüzyıldan kal¬ma tarihi salonlarda yüzlerce mum. ışığı alımda yenen akşam yemekleri. Hiç unulmuyorum bir keresinde Trinıly Koleji'n t larıhi şapelinde bir konser vermiştim. Sir l&BSC Ne^ton'ın koleji.
Elimde mehter çevğoni, üzerimde frak, orkest¬
ra Lully’nın Marchu paur ta Ceremenle des Turcs'unü (Terklerin Tereni için Marş) çaÜıyör.
Sen de kilisenin bir ucundan diğerine orkest¬
raya doğru yürüyorum. Ne günlerdi onlar!
Klasik yaşam tarzından bahsederken, bul ara¬
da bzel sohbetimizde ne için sıklıkta papyon taktığımı sormuş tunuz - bu da bir tercih. Her zaman papyonlu değilimdir ama şunu de söy¬
leyeyim kı papyonumu muhakkak kendim bağ¬
larım çünkü lastikli hazır papyon hiç hoşuma gitmez.
Müziğe garı dönecek olursak,.. Tosça, Bul- terfly v© Manen Lcscauf ğibi Püctinı ûperaJa- fim dinler veya seyrederken hissettiğim link duygusallık, bir MahFer Adagıettn'şLinds beni başka bir boyuta taşıyor aynen Luthino Vis- coniii'fim Venedik'te gacon meşhur filminde yariill ığı O dram a lık tüyler ürpertici tablo gibi.
Vı&conti nın bir başka Filmi gözümün önüne ğı liyor: LucMg, Pen masalı Ncuachwansleın Külesi'ni İnşa ettiren va Rıchandi Wagnşr'e destek olmuş olan meşhur Bauyera kralının acıklı ve yalnız hayat hikâyesi. Sanala ve sa¬
natçıya destek olan 0 aşıl insan Bugün Wag- oor'in operalarının odaya çıkmış olmaamı Kral İl. Ludwıg'e borçluyuz. Aynen Madam von Meck'm Çaykovşk.ı'ye destek ofmuş olması gi¬
bi Bunlar beni duyğufcındıorken tur arşivde Sultan Abdülazız'ın de Wagner'e pars yardımı yapmış bduğunu tespit Ödiyorum vO ilk defo derginizde yayımlıyorum. İşti.- bunlar hayalıma anlam kalan güzellikler.
devse son .30 yılında ever viltiiil.-ml-vi tercih etmiştir. Manş den izim* hakini dairemde fırtınalı kış gecelerinde u imza vc
cümleberim vadece hu yut ima anlam vermekle kul mu/, b$ınü bir tüt kılavuz olur, İşte geç¬
mişi bugünde dolu dolu şakımak vc vaşaı- mak benim için kemli çalınma ortamımda hakîki bir Si bel in* imzasına uzun ıı/.un ba¬
kıl
rak mümkün olahiliv of. (3 heyecan, tarif edilmesi güç bit duygu. I l.ı
vatımdabunun paralellerini İniltine kuıfırki birçok icra¬
at unda da görebiliyorum: Adlıtan .Saygım ki¬
tabım, müzik tarihine yönelik makalelerinu padişah bestelerinden oluşan CD Kjm t tu¬
run. tarihi mekân I ardak i kim ver vl- konfe¬
ranslarım ve hatırata dayalı kendi
özgünbestelerim, görüyorum
ki hep yaradılışımı!!tarih yüklü duygusallığında kök bulup Hliz¬
lenmişler.
Edrrtburgh Üniversitesinde bir öğrenci olarak orkestra
kurmak istediğimde
“burada bu kadar profesör dururken sana ne oJLiyor?”diye sormadı
kimse.
İskoçya’mn o sisli ve mistik tabiatı
Hem TM'İW 'iir Aettt de ilutt 'da eğitim gfir- dtfğjifttiz
f{it!Hitiziİ' eğitiminde uy^uhtnnu sis¬
tem itti htr$iifi<ttrnf(ik durumdmmrt, (îszh m- IfdİğittİZ eksikliklersin iz nelerdir?
ben pedagog delilim ancak gördüğüm en büyük sorun - ki Imnon vadece müzik değil bütün eğitim sistemimiz için geçerli olduğunu
düşünüşemim
- okulderslerimi¬
zin yaratıcılıklan çok ezbercitiğc dayalı bir metotla oturtulmuş olmasıdır Tabii ben Ji) sene öncesinden bahsed Lorum. \e yazık ki benim okuduğum okulda,
eski İngiliz.Lisesi,
yimdiki NişantaşıAnadolu Lise¬
sinde o yıllarda
bir şiire müzikderslerine beden dersi öğretmeni girerdi; sonra da müzik tamamen tedrisattan kaldırıldı, be¬
nim I iıgil tere "deki eğitimde bulduğum en büyük
farklılık öğrenci-öğretmen arasillila- kı samimi aııu seviyeli yakınlık oldu. E {ani
"İH'n senin hiftügilrtünı dolaytsıyln her şeyi sett- elen tinini iri ililirim, ünümde her mmttn tele ti¬
ni ilikli tut" yaklaşımından çok uzak, Kdiıı- burgh [ niversitesi'nde bir öğrenci olarak
orkestrakurmak istet)iğim zaman da 'buru¬
da hu i'tttitır prnfesSr dururken sam ne Mu- rar?” diye sormadı kimse. I* sene önce
»IUçturduğum bıı topluluk. Kdinburgh I uis'crsits String O re he s t ra hâlâ devam ediyor biliyor musunuz? İki sene önceki İÜ.
yıl kutlamalarına beni de davet ettiler Or¬
kestraya Ladv Lueinda Mackay adında bir Iskoç aristokrat ressam banım sahip yıktı.
MarL'e kadar turneler yapıldı. Ben, kentti eserlerim de dahil pek
yokTürk be s ecemin yapıtlarım seslendirdim. 11er sene İskoçya turnesi sapılır, irili ufaklı değişik kalelerde konserler verirdik. İşte hayatıma anlam se¬
ren kişiliğimin oluyum süreci İsktjyyj'ııın o sisli, dumanlı, mistik tabiatında
şekilalma¬
şa başlamıştı. Lady Lutanda da beni çocuk¬
luğunun geçtiği o gizemli CÜcnapp Kale¬
şi ’ni zişarete görürdü, liüriüı bunlar bana ilham kasnağı oluşturmakta gecikmedi.
Küçük şaş ran beri içimde klasik müzik sevgisi taşıyan bir insan olmama rağmen müziğe mesleki karış er düşüncesi ilu gey yaşta yönelmemden ötürü bamı
îjdevirde rûrkiye’deki k o nservaı matla im kapıları kapalıydı. Nitekim pek çok profesyonel tav siye de o saatten sonra başarı sağlamanın pek miinıkiin olamayacağı görüşünde sj.
bitlendi. Onlar da kendilerine göre haklıy¬
dılar tabii; Londra'ya I9K7 sonbaharında vardım. Doğrusu beni son derece teşvik edici, yapıcı vc olumlu bir ortam içerisinde buldum kendimi. I taşanında hiç vıvnla çal¬
mam işken bu enstrümanda bir senede bü¬
yük ayama kaydettim ve Kral iş et Miizîk Ok allatın m yeşilli sınavlarını geçerek Londra Okulları Senfoni Orkestıasi'ııa ka¬
bul edildim, bu orkestranın üyesi olarak Kov al Vlherr Hail. Royal Festival Mail ve Karhicun gibi dünyanın oneınlı salonlarında düzenlenen konserlerde yalına imkânını «I- d ü. Hu gerçekten de buna büyük bit mm i vusyon sağladı. Nitekim Royal A User t Halikla bir konserde arka sırada hir vişnla- eı olarak Çjy kovskî'nin tı ateşli I&/2 l ’cer- fffrir*niı top atışları eşliğinde çaldığım anda yaşadığım o ilk heyecan bugün dahi hâl,i içimdedir. O yıllarda değerli Kuşen (îii- neş'ten ödünç almıştım viyolayı da, hiç unutmuyorum. Artık bugün viyola çalmıyo¬
rum ama benim iyin amaç zaten o önemli tecrübeleri yaşamaktı. Sanırım ışı hir eğiti¬
min en önemli parçası ila ternik derslerden
çok. aldığımız gerçek başar deneyimi. ,So-
yın bestecisi
ntiçia hayat 1 jıf anızca ulaşmak değil, u amaca ulaşmak iyin veri Ecri mücadelede edinilen tecrübelerle olgun, bilinçli ve bil¬
gili bir kimilik haline ,140iinek; insanın kendi k içi liftin i keşfederek yavaş yavaş onaya bir kimlikle çıkması. Hu, zaman alan ve insan hayat mm sonuna kadar devam eden bir sü¬
reç tabii. Sir Mlchacl Tippetı ve Giaıı Çar¬
kı Mcitotti "ilii listecileri ti sofralarında bu¬
lunmuş olmak da bana ilk ağızdan hiç bir ders kitabının diretemeyeceği biletleri sağ¬
ladı. Nitekim Menetti yazımı Andan/dtûn 9. sayısı için hazırlamıştım, okurlarınız ha¬
tırlayacaktır. Heniın genç nesle tavsiyem ne pahasına olursa olsun içlerindeki sesi di ilk¬
ine teri. taklitten kaçınarak içlerinde no his¬
sediyorlarsa kendilerine o şekilde bir hayat çizmeye çalışmalarıdır.
Kendi ülkemde uzun zaman görmezden gelinelim
Wanrrr Cbifsirs firması itirafından (.'i i kaydının u yayınlanmak nfması umd bir duy zu? Hu toyu hakkında bizfcri bdgdrndinr mi-
fitliz?Tabii çok heyecan verici- Marrrrr Cfas- sds için intifadan i/f iki Srrag/io adıyla hazır¬
lanan bu al hu m bizim Kalan . Vfizik' ten çı¬
kan Osmanfı Saray fada Avrupa Müziği ve Savuş ıt Hani', Kının 1853 - 5 $ albümlerin¬
den seçme eserlerden olıışrunıİm 11 ş bir kompilusyondur. VVamer bunu dön dilde - İngilizce, Fransızca, Almanca ve 'Türkçe resimli ve kapsamlı bir kitapçık ilavesiyle
"tam fiyat" (full-pncc) kategorit; inden ya¬
yınlıyor., Ilıt, müzik tarihçem iz açısından
hakikateli
çok
önemlibir lısıdisv.
SııltanYbdiiİJZİıdı Wanior
sanatçısı yapabilmiş ij|-makıaıı büyük mutluluk duyuyorum, War- ner bu t-lllmm için son derece özendi, çok şık bir kapak tasafııiıı yapıtlar. Tüm dünya¬
da Mayıs '<01111 Hazma ta başt iıihanvkı dağı- tlılıa başlanacak, japtıııya'dan, Amerika kı¬
tasına, Avustralya’ya katlar. OsmanlI'daki çoksesli müziği incelemeye başladığını za¬
man kentli ülkemde ne yazık ki küçük bîr kesim bunu hep küçümsedi. < J İlerini i kö¬
şeleri tide bir iki satırla geç iştin! ilen ya da hiç yazmadılar, kalan Müzik"ren son derece kaliteli baskılar çıkmasına rağmen, kı de¬
ğerli llasan Sabık a bu hususta çok şeyler borçluyuz, sağlıksız dağı tını ve bilinçsizlik yüzünden bu Gizler havaalanları. Milli Sa¬
raylar ftibı kilit yerlere bir türlü ulaşamadı.
( ]kesitle çalışmalarını mal etmek arzusu taşıyan bir sanatçı için bu çok üzücüdür an¬
cak Wamer ğibi dünyanın büyük bir kuru¬
luşu nlava el .ıtlıftı zaılıaıı olayın çapı da derhal değişi veriş tır. Nitekim buruya yel¬
in etlen t’nlee Internet’c bakıyordu m tkı
\\\fin}fr Ccrttifiny, W amer Kîziizrrhtnd, I Var- Iter t A.
-hepsinin wcb sitelerinde dtıha al- hiinı çıkmadan tin tanıtlın Lir yapılmış hile, Zl. yüzyılda Avrupa’yla ente^rasv onunu sağlamaya çalışan bir Türkiye için bir devir padişah tamı m böyle besteler yaptığı ıit I Yunur ,1 k red misyonu ile dünya yu ra mı ma k sanırım çok faydalı olacak. Bu bağlantının komi ması uda dostum Ateş Orta'nın çok yardımı oklu.
Hu mkt&da Ateş Orga i/e yap fiğini- ortak (ahşnndarrfan biraz süz edelim mi?
Ortaokul yıllarımda sik sık kitapçıları dolaşır İngilizce kitapları karıştırırdım. Bir defasında İngilizce bir Beethoven biyogra¬
fisi gürdüm rafla, kitap İngiltere'de şaşım¬
larmış. Ancak yazan kişi bir Türk: Ateş Or¬
ga. Hayret içinde kalmıştım. Aradan nere¬
deyse 15 yıl geçti (âlıIIbutiğe de yaşadı¬
ğım yıllarda dostlarıın Siıiaıı ve Arın Buy¬
ruk ta roğlu beni Ateş ile tanıştırdılar. Arın Bayraktaroğhı, Yreş’in babasının meşhur kitabı Hir Türk Mim »in Öyküsü"nü Türk¬
çe'ye çevirmişti. Ortaklaşa ilk CO çalışma¬
mız olan Osmanlı Sanıyı 'fidan Avrupa Ut'izr 0 albümünün kasır projesini görüşmek için (kımbridge'dc E.M.Forstur, Rupen lirnoke ve Yirginia UoûİI gibi şair ve yazarların bit zamanlar toplandığı meşhur ‘/‘be Otvkardda buluşup çay içtiğimiz akşamüzeri hâla güz¬
lerimin önündedir. Ardından iki CU daha kaydettik beraber ve şimdi dördüncüye başlayacağız. Yakın dostluğumuz. Meş'in
Hacı Emin EfemJi’nm notaları
Ankara doğumla olmama rağmen bilinçli ço¬
cukluğum ve ilkokuldan liseye kadar eğilim yıl larırn hep İstanbul'da geçli, yazları Suadi ye'de, kışlarıysa Nişantaşı'nda Hacı Emin Elendi Sokak'tu, 6u sökağırı benim ıçm farklı bir önemi var. Hacı Emin Elendi Osmanlı İm paratorluğu'nda ilk nota matbaasını kuranlar¬
dan ve ben seneler sonra emun notalarına Londra'da Bntish Lıbrâry'de ulaçtım ve onlar dan dünya prömiyeri kayıtlar gerçekleştirdim.
Düşündükçe bu beni çok hey ocflnlandıı iyot Çünkü ben İnsanların hayatında bazı tesadüf¬
lerin eSâfimda ıstıKbale dönük mânâlar içerdi ğıne inanan bir kışıyım. Bir asır önce bu sokak sağlı sollu hanedan mensubu sultan ve şehza¬
delerin konukları ile sıralıymış. Ben im müziğim de estetik alarak tekrardan yansıtmaya çalıştı ğ m bir zarafet dönemi bu. Çimdi ise ne acıdır ki beton yığını durumunda.
Ortaokula başlar başlamaz Türkiye Filarmoni Derrsğı're kayıt oldum. Herhalde derneğin en genç üyesiydim. Taksim’deki Atatürk Kültür Mcrkozi'nde haftalık verilen İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası konserlerine üçüncü sıra¬
dan tek başıma abonman, biletim vardı. O kon¬
serleri hiç kaçırmazdım
Selimiye kışlasından yükselen mehtap
EscfİĞfiaiîkt ilgili yaşadığınız bir anınız varsa okullarımızla paylaşır mumuz?
Var tabii. Keman konçertomun Prag kaydım buğunu kadar pok çok değişik ortamda dinle dım ama en san bir hadise yaşodmı kı bu m de cinden etkiledi. Derginizin yaran da olan Me- mei Alı Alabora, bu ğun beni yazmakta olduğu yüksek lisans. tezi ılu ilgili olarak aradı ve o ak şam evcncı davet elli. Boğaj’a hakim, Top kıpı Sarayı ve Kur Kulesi’m do gören
o
muhteşem Cihangu dairesinde yere kadar camlar olduğu qıbr açıldı ve Içş bir amtuansfa gecenin 3 Tin¬de lahit» gbı güzel İstanbul manzarasına karşı Konçertoyu çalmaya başladık. Derken daha At- tegro'ııun Ortalaundu Sofim iye kışlasının arka sundan devasa ve sapsan bir mehtap doğmaz mı" Güzlenm doldu. Cihafı da telefonla aradık.
İşte hassas nıhhl, yaratıcı inüantam reel dün yadan farklı ama ortak bir boyutta buluşmaları böyle oluyor. Söyleşinin başında değindiğim noo-ronfrarılrzrn 21. yüzyılda böyle yaşanıyor.
Veya kendisine özel bir sipariş üzerine besle i|
haf ettiğiniz Ingiltere Kraliçesi İl. Ekzabeth’tçnı bir sabah posta kulunuza Buckinğham PakfCO damgalı bir teşekkür mektubu atıldığı zaman...
Fikret’in vefakar oğlu
F.ı remeli to Hm lük (Halûk'un Vedaı), T^vFık Fik¬
ret'in Eiyrıı ifcnı taşılan pırının bariton va or¬
kestra için bestelenmiş halidir, 1 SK)9 yılında is- koçya'ya gidon oğlu Halûk'a hitaben yazılmış olan bu şiir beni derinden etkilemiş?! "Sen İs¬
koç illerimin Risk, yağmurlu, kari.', buzlu fakat [iş
«ra Uğraş, onur vo özgürlük dolu uygarlaşmış kOŞıjlûrıflO gidıyOrsun.l" mıaralarıyla açılır bu dramatik Şiir. Ülkemden uzaklarda bir asra ya¬
kın bir zaman spnra bu insanların ruhlar ını yad ölmek istedim, Işkoçlarla dolup taşan lanhı konser salonumuzda. Oyca Türkiye benim hu e:ı Ilımalarımdan habersizdi O yıllarda, Senden sonra lam sayfa bir yarı Çıkh bir gazetede. Bü¬
yük harflerle âklam manşelı enteresandır "Fik¬
ret'in velakâr oğlu" diye. Oysa röportajı yapan kışı hilmiyordu benim hatamın admm da Fikret olduğunu,..
İngiliz doktor
Sanırım hk albümümün çıktığı yıl!ardı. Bor gaze¬
tede benımte ilgili bir haber çıkmış, ‘Ingilte¬
re'de yaşayan müzikdojı doktoralı Emre Ara' C*'iHn kaydı' diye. Ben de zaman zaman CD mağazalarım dolaşır, kim olduğumu söyleme¬
den »ilgi almaya çalışırım, Yine böyle bir Ziyarette Bc-yOğlu'ndtı bir mağazaya CÜ'mı sordum Aldığım cevap entereaandı: 'Siz fn- y-lız doklar bey' n çıkarlîığı CD'yi arıyorsunuz aanınm". ‘Evel" dedim vo ilave etlim: “O Ingiliz CböklOr benim", "Ne kadar da güzel Türkçe konuşuyorsunuz", "Hayır efendim, ben Türk'üm, sadece bu çalışmalarımı Ingiltere'de yürütüyorum, doktoram ise müzik doklorasf Şaşkın bakışlar alıyorum. Bir keresinde de İn"
qıltete'de bindiğim bir taksi Dr. Aracı olduğum için benden para almak istemiyor: ‘Sız O kadar insanın bayalım kurtarıyorsunuz'. Yine hp dok¬
toru zannediliyorum anlaşılan - “Evel" diyo¬
rum "müzisyen olmak da bir lür insan sağ¬
lığına - ruh sağlığına hizmet!"
i i irk i yo su ya ha t terinde vo İHmi l-i imde sık vık ziyaretleriyle daha da pekişti, Türk mü¬
zik çevrelerinin bugUiK kadar Ateş'i tanı .mlamıyla tanımamış olmaları ileni hop şj- şırfn;ı> *e ü/mllıstür. Ta kı Andante onu da yazarlar kadrosuna karıncaya kadir. Ne ta¬
lihli bir kazanç. Dolayımla onunla bflyk^i tarihi CD kayıt çalışmaları üzerinde urt.ık- laya çalışıyor olmak bana büyük mutluluk veriyor.
Hayvanlar karnavalı
■Vre aynra Dışişleri Bakanlığımızın deste¬
ciyle Türkiye ’nin
tfeğifik büyükelçiliklerini
ifo-htşanik knnferansiar veriyoıyu/ttiz, ila gezite- tinizden birinde başınızdan geçen kemik bir frp telefmm hadisesi vat. Okurianmtzla da
pj/ylflpt mısınız?
Üu^iine katlar Viyana, Lıriıcy, Dub¬
lin. Ltibliyana. Londra ve Kahire elçilik¬
lerimiz için konferanslar verdim. İhtişam¬
lı re z idamlarda e1'ki bir devrin zarafetini tatmak halâ mümkün. Türkiye'nin, bacı¬
ları OsmanlI'dan kalma çok muhteşem el¬
çilik binalar? var, kahire'deki örneğin Nil Irtnajvı kenarında İsir saray. Londra'daki dün t: m İl-rindin yakın dostlarım BOyükel-
çı veBayan Korkmaz Ha klanı
m ııdüzen¬
lediği huş gecedeki konuşmam sırasında birisinin cop telefonu çelilı. Sanıyorum konsenu t livardan gelen bir grup Mısırlı öğrenciden birine aitti bıı telefon. Ama
çalan melodi de armonisiyle, melodisiyle meşhur bir klasik müzik parçası. Bir yan¬
ılan anlatıyor, dîfter yandan eseri çıkart¬
maya çalışıyorum. Sonunda buluyorum:
S .ti n t -Kae nv'ırı / furt anlar Karnavalı' n d a n
birbolüm ama hangi bölüm olduğunu çı¬
kartmış delilim. Ve sözlerime bir ilâve ya¬
pıyorum: “Nttyvanfnr Katamadı her ne ka¬
dar
bu gtvrbf kanferanstmızın kamını değilse dr bu müzikal katkıya teşekkürler!" \ idin¬
dim da eseri kastederek bir açıklamada daha bulu nu yorum: W arak han# haytan olduğuna maalesef söyleyemeye*eğim". Bir an¬
ıl
la ortaya çıkan eş manâlı hğı fark edi yu¬
nun Ltiiı;■ iş işten geçmiş. Yüzüm kıpkırmı¬
zı
ve hemen konuşmamı toparlıyorum.
Sanmm Mısırlı gruptakiler olayı fark et¬
mediler çok şiikiîr,
Pili Türkiye'de başka resmi kuruluşlar dan denek giirüyor musunuz?
Dışişleri Hakanlığı gibi I ürk Silahtı Kuvvetleri de ilenim çalışmalarımla yakın¬
dan İlgilendi, kara kuvvetleri komutanı¬
mız Sayın Orgeneral Vytaç Yalman iıcni makamlarında kabul ettiler ve direktifleri doğrultusunda Ankara'da TSK Vrmonı Mızıkası Vrşivleri’ntle çalışmalar yaptık.
(iUJlcUİ Baştı'nİÜ korno konçertosu orta¬
ya çıktı ve daha pek çak kısmetli lazım¬
larla karşılaştık, 1 la ita arşivde İ.a Tmziafa operasının yazma partisyonunun üzerine üç Osmanlı subayı ıtot düşmüşler: “My bu narayı bir gün açarak (dan nteşlek/aşinrttn ıza diye haşlıyor hitap ve bmııı takiben "frizler bugün bu müzs# Şftlıynruz. ileridir sîzler daha da inkişaf edeerksiniz" şeklinde bir ifade
kullanılmış. Bizim daha burdur gibi bilin¬
meyen ne notalarımız, ne delerlerimiz vur kim lıîlir? Milli bir mıizck arşivimiz olma¬
dan nereye varabiliriz? Ihı çalışma Esirin ar¬
dından TSK Armoni Mızıkası ve Hilkcnı Senfoni Orkestrası gCçt İğimiz -.enenin sonbaharında BıLkecıt Kanser Salonunda tarihi bir dinleti sundular - katılmayı çok islerdim a mu maalesef mümkün ulamadı.
Geleceğin İngiliz basbakamy- la ortak bir kitapta buluştu
Sohbetimize tarihli başladık, isteneniz tarihle u oktu 1 a y a hm. Hİ%* biraz The (rfanddeii bahsedebilir miyiniz? A iye yaşa¬
mak için küde bil yer seçtiniz? Lonelra’ya uşak değil mi?
The Grand deki dairem beıum için bir
ytn bestecisi
zumun kapsülü udet;i. İnğilEcroniıı ıuh ilinde d e n i zv hakini bir tepenin üze¬
nindi: dürün İm tmüi/zmn güzellikteki KfanJ tstel t MÜ 3 yılı ruhi ki açılımdan hu yana eski ki vasini hiç ka\ he t Enemiş. Kral
VII-
Ttlujrd ve Azatlıj (ihrkıie otelin es¬ki sakinleri, sanki lıâlâ buradalar, kristal sihuj urları vc lambri tin unları ile dondum I- nıiL1} hir zaman karesi gibi adeta. Tıpkı es¬
ki notaları topladığım ırıbi oturduğum bi¬
nanın eski kartpostallarını ve hatıratını da toparlamaya alışıyorum. Nitekim geçtiği¬
miz sene bina Hiu, yılını kınladı. Ben arş i - ı imden olıısan bir sergi düzenledim ve hu holleri i ıı milletvekili de kutlamaya kat il¬
di. Kentlini yu an muhafazakâr partinin ba¬
şında bulunan Vlichael Ifotvurd- kciKÜd-
Sânatsal patronaj dernek kİ yaşıyormuş hâlâ
Yakın dönemdeki projeleriniz hakktnda bilgi alabilir miyiz?
Bildiğiniz gibi on son yi ne Kalan Müzik’ten Bo¬
ğazımı Mehtapları'nds Sultan Portreleri adlı bir albümüm yayınındı. Bu, çok heyecan verici bir p^Ojeydı VO belki do bugüne kadar yaptığımız uluslararası boyutlardaki an büyük kayıl çalış¬
ması atdu. Sayın Eyüp Sabo Çarmıklı uzun bir suredir çalışmalarımı takıp -etmekteymiş. Halta OsmanlI Sarayından Avrupa Müziği CD'sim çevresindeki pek çok bosuma hediye etmiş..
Londra Üniversitesi nde verdiğim bir konferan¬
sın ardından benimle irtibata geçti. Bc-ndon ye¬
ri bir CD kaydetmemi istedi, CD'nin önsözün¬
de ve diğer pek çok röportajda da söylediğim gibi içinde bulunduğumuz materyalistik dünya¬
da çoğu yatırımcıların maddiyata yönelik teşeb¬
büsleri arasında böylenine karşılık bekknım-c- yen brr şekilde sanala değer veren bir yaklaşım borıı sadttee duyguF-andırmakla kalmadı, 21, yüzyılda çoklan kaybolup gitmiş olan, geçmiş yüzyıllara ait, Cömert bir sanatsal patronajın da hâlin mevcut olduğunu gösterdi. 8u çalışmanın aynı zamanda Doğu ile Batı kültürleri arasında dengeli bir şekilde kurduğu musiki bütünlüğü¬
nün. çağdaş
dünyamızda
küresel anlaşmazlık l&rm aynı eksende yaşandığı bu gerilimİF dö¬nemde brr tür ryı niyet girişimi olarak değerlen¬
dirilmesini arzu ederim, 0U vesileyle CD'nin her salhasmda İlgisini esirgemeyen Sayın Os¬
man Çanmrkü'ya ve büyük desteklerinden -ölürü başla Sayın Nur Otun Çarmıklı Olmak üzere bu tün ÇartTuklı Aıiesı'ne buradan tekrar teşekkür el>nek islerim, Kurul Holdingin bu değerli kat¬
kısı ülke müzrk tanhimizin korunarak kaydedil¬
mesi ve diğer kuruluşlara da örnek olması açı¬
şından kanımca çok önemli.
ne
T/rf
in tarihçesini yay,atağınıı söv İrdiğim /aman,"ftm ri? ti vs özü# ti mz*ı- nm"
demez mi! T.ğer muhafazakâr parti çelecek seçimlerde haşa getirse Ingiltere bavbakıırn ile lıoş hır ortak çalışmam ı il¬inti* olacak. Cıörijyürsiınui ilgi .ı kınını sa¬
dece müzik değıt. Vnıa lıir insanın hu varı¬
nı ZCIlgİn. kıtın da İm bilirini
Hu sevtfi soh/krt içitt fo/ trşckiür rshrrz.
K*a* ben
Amiunti ve çak teşekkür eklerim. Türkiye'de çak önemli bir hoşlu¬ğu dol duruyor ve değerli bir misyonu yii*
rütilçorsunuz - benzer değerlere önem vt- ren insanları bir ataya getiriyor, birbirlerini ta n im a lir ı m sağlı yı irsi ın uz.
Bu albümdü Sultan II. Mahmud devrinde kurul¬
muş olan Muzika-yı Humşyun'un bağına 1 S56 yılında tayin edilen İtalyan Callisto Guatellı’nm 11 e 1 9-19001 û dönümlerde İstanbul'da yayım¬
ladığı, armonize edıtmış haliyle, çoksesli Türk muşı kışı eserlerinden bir fco-sito yör vordık. Gıı- atelli’nin İki kitapla topladığı ve kışa perçşlar- dün oluşan Arıe nazıonşh e Camı fjopolârı On- entalı antichi e modemi [Eski ve yem milli hava' lar ve popüler Oryantal Şarkı lar| adını taşıyan çalışmasının en büyük önemi devrin padişahı Sultan Abdülmecid ve aile* m in adlarım taşıma¬
sı. CD'mızio adındaki "Sultan Portreleri' ifade¬
si de buradan ğuhyar. Sonuçta bunlar birer musiki portresi sayılabilir. Albümün en çarptcı esen ise Barlolomeo Fisani (1Ö1 1-Î6) adında bu başka Mufifca-yı Mumayun müdürlüğü yap¬
mış olan I talyan m bir cenaze marşı olan beste¬
si. Bunu Pısam 1861 yılında vefal eden Suttan Abdülmecıd içm bestelemiş. "Sultan Abdülme cid’in mezan üzorindo bir gözyaşı damlaşr adı¬
nı ıçerûn yapıt günümüze Paris'teki IIL Napol- yon'a aıl Kraliyet KÜtÜphanear’ndb ulaşmış.
Son derece hüzünlü ve lirik, aynı zamanda dra¬
matik bir HSE-r. Notayı bizzat Paris'te keşfetti¬
ğim günkü heyecanının size il&dö ulmcm müm kün -değil. Unutulup gitmiş müzik tarihimizin bd- rer saçılmış İner tanesi gibi bu eserini- Musiki değerlerinin yanında tankı değerlen çok daha derin ve manâlı. Bütün bu eserlerin Orkestra aranjmanlarını ben hazırladım ve Prag'daki tari¬
hi Rudo-llınum binasının muhteşem Dvorak Konser Salon u'nda Prag Senfoni Oda Orkest¬
rası tarafından geçtiğimiz yılın Ağustos ayında kendi idaremde kayde-tuk. Kaydı daha önceki CD'lerımı de kaydetmiş olan Aloş Orga ger¬
çekleştirdi. Albümün son esen ise kendi bes 1em dan ve “Boğaziçi Mehtapları' adını taşıyan keman- konçertosu. Solist değerli kemancımız ve yakın dostum Cihat Aşkın idi
Emre AracTnın başlıca yapıtları
Şan ve orkestra
l-DCCu-dl in I İJİtlk [Tevfik I-ık rri'ııt l ljlük'ıın Vcdıı şim «I/ctİii-l-]. iEi.imc.ih vu lıCıvıik tukr-arıi, P/M
Orkestra
Kleig* fi>r l-'nkd | Ovman t.ıkd ivin -Yftıtl-lyj-ylı ç»1- fciLır rç CI
1»1
pilli İl,1
'1
‘E.tMjrckiî I’cınibrt ci I İRunphjk [Cicıuu \ c ZjIci
\İjınjiJ, tyuvlı vc vurmalı algılar), IW5
l'ıırtııh Simt-Hn^dor'u fiıjnü Man-h | I mk liıiynihclçıü'nin Mermim Muryıl, İki* vc ltjyj.n t')ı, ıkın Sarih? rk 'c ırkı jfl ■. jh, Fi (,‘J.IriEjII, 3 rf IH (kjl.ııı t I ı 1773
İn Sv-jıvh of
3
,1
.1
-'t Tiııtc Ekjvıp Zjınjnın hinde), |ıı- Kİlccrc Kuli^v-n II KlısühKilı'nı .Kk jilhıtcM için tböytlk orke-erj), 2002Solo çalgı ve orkestra
ISiıijTİuırıiü hy Mııtıoliftlll [ \bdtllluh Şinavi lliw>'|n hu^y.içp ktehruplan'ndın ti inlenerek f. Kcıtnın tÜrnifEnnııı Iv.ı^lı yj|j;ı];iı ı. 1lW7 * kulan t IİJ .«3.11
Şan ve piyano
Fıı Mcmımuraı tjırü |^ij>hcon Lcijdıluiı.'m
Ahim ıı;ı (-utpunmi. '' HI
lüyllit- F'rj^ıu: |SiciîFricU ^■"«■■u’uıi Uy II jüri iüccr
ınıcj. itkim İlli a, Jdiî
Dînil
eyin
Oamanlı S^rtyc’ndın Atnıpa Müziği_
Ijjntlr.ı l>-,ısı,ıaılı .S;i r.ı V Mil/rs^İ. AkjalcıniııjlKnnr-i' Arj?ı
KjIjh kliktik t!fl 177
Sıvaş V« Bir;: Kirim 1İS3-S6
(..■tur t-jkin tli-ı-ıuııl, htv Sjçdarn tJhcjüOmDpnirvıJ,
i .estyy Shrijıieı. Jiiftıf» t,viçıı3cırıvi;1k Rçhcrcj | İdle
Uıiyunn). I.Miidia (Klllıllıli Sany Mıivıfij
.-'Vkjılcnııvij'Krnre \r,K*ı k.ıl.ır. Mtoikcp
lyl
Boğaziçi Metıtaplan ndı Sullan Forlrelen
H..\lîta.-ı Kclrıjn KHinçermuj "fktftil^içi MchllplüiL"
Cillal Ajkın (kcnıjıt)
[hraj: ScnBbri tiılj Üıkcvnıı/Kmre Aratı kjlar M Firik (1)130.1
Invilnlion to the Serag lio Çihac .-Hkı m keman i
IİIC l.ı-Hldilh ı\Lüdı:ırty uf (Jıruji'ijıfi C'ihul Muıic/Enve AftiCı
Vt jırııcı Cliıik-ı 25rirt-(ıl4?2-2
Okuyun
£mre Aracı: Ahnıed Adnan Şayçjun - boğu Batı Arası Müzik Köprüsü
Yapı Kredi Yjyınbn. JsiJiıhuF. Zü.t t, JS[tN üTS-uk-
0Z2S4
Î2