• Sonuç bulunamadı

İlksen ORHAN HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI Tez Danışmanı Prof. Dr. Yurdagül YAĞMUR Doktora Tezi-2020

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "İlksen ORHAN HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI Tez Danışmanı Prof. Dr. Yurdagül YAĞMUR Doktora Tezi-2020"

Copied!
92
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MENOPOZAL KADINLARA UYGULANAN MOTİVASYONEL GÖRÜŞMENİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARINA

VE YAŞAM KALİTESİNE ETKİSİ İlksen ORHAN

HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI Tez Danışmanı

Prof. Dr. Yurdagül YAĞMUR Doktora Tezi-2020

(2)

2

T.C.

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

MENOPOZAL KADINLARA UYGULANAN

MOTİVASYONEL GÖRÜŞMENİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARINA VE YAŞAM KALİTESİNE

ETKİSİ

İlksen ORHAN

Hemşirelik Anabilim Dalı Doktora tezi

Tez Danışmanı

Prof. Dr. Yurdagül YAĞMUR

MALATYA 2020

(3)

3

İTHAF

Bu tezimi, kadının yaşam döngüsü içinde çıktığım bu yolculukta varlığıyla bana güç ve ilham veren, bu süreçte gösterdiği sabır için sonsuz minnettarlık duyduğum sevgili kızım Doğa Selin’e adıyorum.

İlksen ORHAN

(4)

•••

Yayın Tarihi DokUmanNo

KABUL ONAY FORMU Revizyon No

tNôNÜ ÜNiVERSiTESi Revizyon Tarihi

5,\{;L1K DiLiMLERi l::NSTIT0S0 Sayfa No

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ

SAGLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜ GÜ

MENAPOZAL KADlNLARA UYGULANAN MOTIV ASYONEL GÖRÜŞMENİN SAGLIKLI YAŞAM BiÇİMİ DA VRANIŞLARlNA VE YAŞAM KALİTESiNE ETKİSİ

DOKTORA TEZİ

DANIŞMAN

PROF. DR. YURDAGÜL Y AGMUR

HAZIRLAYAN İLKSEN ORHAN ERGİN

Jürimiz tarafından $?k/,Ç,f/20W.tarihinde yapılan tez savunma sınavı sonucunda bu tez oybirliği -loytelduğu.�le başarılı bulunarak ... /.��Anabil im Dalı Doktora Tezi olarak kabul

etmiştir.

Jüri Üyelerinin Unvanı Adı Soyadı

1. Prof. Dr. Rukuye AYLAZ 2. Prof. Dr. Yurdagül YAGMUR 3. Doç. Dr. Tuba UÇAR

4. Doç. Dr. Fatma KORUK

5. Dr. Öğr. Üyesi Özlem DOGAN YÜKSEKOL

İmza

···�···

ONAY

Bu tez, lnönU Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim Yönetmeliği'nin ilgili maddeleri uyarınca yukarıdaki jüri üyeleri tarafından kabul edilmiş ve Enstitü Yönetim Kurulu'nun .. ./ ... ./20 ... tarih ve 20 ... ./ ... sayılı Kararıyla da uygun görülmüştür.

Enstitüsü Müdürü

(5)

5

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... vii

ABSTRACT ... viii

SİMGELER VE KISALTMALAR ... ix

ŞEKİLLER DİZİNİ ... x

TABLOLAR DİZİNİ ... xi

1. GİRİŞ ... 1

1.1. Araştırmanın Amacı ... 3

1.2. Araştırmanın Hipotezleri ... 3

2. GENEL BİLGİLER ... 4

2.1. Klimakterik Dönem ve Evreleri ... 4

2.1.2. Menopoz Çeşitleri ... 5

2.1.3. Menopozal Dönemde Görülen Değişiklikler ... 5

2.1.4. Çevresel ve Yaşam Biçimi Değişiklikleri ... 10

2.2. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları ... 11

2.3. Yaşam Kalitesi ... 14

2.3.1. Menopozal Dönem ve Yaşam Kalitesi ... 15

2.4. Motivasyonel Görüşme ... 16

2.4.1. Motivasyonel Görüşme Yönteminin Temel İlkeleri ... 16

2.4.2. Motivasyonel Görüşme Uygulaması ... 17

2.5. Menopozal Kadınlara Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Kazandırmada ve Yaşam Kalitesini Yükseltmede Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşiresinin Rolü ... 19

3. MATERYAL VE METOT ... 20

3.1. Araştırmanın Türü ... 20

3.2. Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Zaman ... 20

3.3. Araştırmanın Evren ve Örneklemi ... 20

3.4. Veri Toplama Araçları ... 21

3.4.1. Tanıtıcı Bilgi Formu (EK-2) ... 21

3.4.2. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği-II (EK-3) ... 22

3.4.3. Menopoza Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeği (EK-4) ... 22

3.5. Verilerin Toplanması ... 23

3.6. Araştırmanın Uygulanması ... 25

(6)

6

3.6.1. Hemşirelik Girişimi ... 25

3.6.2. Motivasyonel Görüşme Basamakları ... 25

3.7. Araştırmanın Değişkenleri ... 32

3.8. Verilerin Değerlendirilmesi. ... 34

3.9. Araştırmanın Etik İlkeleri ... 34

3.10. Araştırmanın Sınırlılığı ... 35

4. BULGULAR ... 37

5. TARTIŞMA ... 44

6. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 50

KAYNAKLAR ... 52

EKLER ... 61

EK-1. Özgeçmiş ... 61

EK-2. Tanıtıcı Bilgi Formu ... 65

EK-3. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği-II (SYBDÖ-II) ... 66

EK-4. Menopoza Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeği (MÖYKÖ) ... 69

EK-5. Motivasyonel Görüşme Tekniği Katılım Belgesi ... 72

EK-6. Tez çalışması Sırasında Uzman Görüşü Alınan Kişiler ... 73

EK-7. Gönüllü Bilgilendirme ve Onay Formu (Deney Grubu) ... 74

EK-8. Gönüllü Bilgilendirme ve Onay Formu (Kontrol Grubu) ... 75

EK-9. Munzur Üniversitesi Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Kurulu Etik Kurul İzni 76 EK-10. Tunceli Sağlık Müdürlüğü Kurum İzni ... 78

EK-11. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği-II Kullanım İzni ... 79

EK-12. Menopoza Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeği Kullanım İzni ... 80

(7)

7

TEŞEKKÜR

Yüksek lisans ve doktora eğitimim boyunca ve tezimin tüm aşamalarında desteğini esirgemeyen, bana göstermiş olduğu her türlü bilimsel destek, sabır ve emekten dolayı değerli hocam, danışmanım Prof. Dr. Yurdagül YAĞMUR’a çalışmam süresince her türlü yardım ve desteğini gösteren, değerli komite üyelerim Prof. Dr.

Sayın Rukuye AYLAZ’a ve Doç. Dr. Sayın Tuba UÇAR’a,

Tez çalışmama katılan tüm kadınlara ve destekleriyle çalışmanın yapılmasına olanak sağlayan Tunceli İl Sağlık Müdürlüğü ve Aile Sağlığı Merkezi’ndeki sorumlu tüm ekibe, desteklerini esirgemeyen Dr. Öğr. Üyesi Emine KAPLAN SERİN’e,

Çıktığım bu yolculukta sonsuz destekleriiçin sevgili annem Saime ORHAN ve babam Yusuf ORHAN’a, tezimi yazma sürecimde gösterdiği anlayış, özveri, ilham ve coşku için sevgili kızım Doğa Selin’e sonsuz kere teşekkür ederim.

İlksen ORHAN

(8)

vii

ÖZET

Menopozal Kadınlara Uygulanan Motivasyonel Görüşmenin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarına ve Yaşam Kalitesine Etkisi

Amaç: Bu araştırma, menopozal kadınlara uygulanan motivasyonel görüşmenin sağlıklı yaşam biçimi davranışları ve yaşam kalitesi üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapıldı.

Materyal ve Metod: Araştırma randomize kontrollü deneysel araştırma modelinde yürütüldü.

Araştırma öncesinde yapılan güç analizi sonucunda araştırma 68 deney, 68 kontrol olmak üzere toplamda 136 kadın ile yürütüldü. Araştırma verileri Ocak-Haziran 2019 tarihleri arasında toplandı ve verilerin elde edilmesinde Tanıtıcı Bilgi Formu, SYBDÖ II ve MÖYKÖ kullanıldı. Deney grubundaki kadınlara araştırmacı tarafından ASM’lerde 6 oturumluk MG uygulaması ve 2 defa izlem görüşmesi yapıldı. Kontrol grubundaki kadınlara herhangi bir girişim uygulanmadı. Verilerin analizinde sayı, yüzdelik, ortalama, standart sapma, ki-kare, Bonferroni testi, bağımsız gruplarda t testi, ve tekrarlı ölçümlerde ANOVA testi kullanıldı.

Bulgular: Deney grubu kadınlarda SYBDÖ-II; sağlık sorumluluğu, beslenme, manevi gelişim, kişiler arası ilişkiler, stres yönetimi alt boyutları ve ölçek toplam puanlarında ön test, ara test ve son test grupları arasında istatistiksel olarak önemli fark olduğu ve puan ortalamalarının olumlu yönde artış gösterdiği saptandı (p<0.001).

Deney grubu kadınların MÖYKÖ; vazomotor, psikososyal, fiziksel ve cinsel alan alt boyutları ön test, ara test ve son test grupları arasında istatistiksel olarak önemli fark olduğu saptandı (p<0.05). Ayrıca deney ve kontrol grubundaki kadınların son test SYBDÖ-II puan ortalamalarının tüm alt boyutlar ve ölçek toplam puan ortalamalarının istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulundu (p<0.05). Deney ve kontrol grubundaki kadınların son test MÖYKÖ vazomotor, psikososyal, fiziksel ve cinsel alan puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak önemli olduğu saptandı (p<0.05).

Sonuç: Menopozal dönemdeki kadınlara uygulanan MG’nin, kadınların sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını ve menopoza özgü yaşam kalitelerini arttırmada etkili olduğu saptandı.

Anahtar Kelimeler: Menopoz, hemşirelik, motivasyonel görüşme, sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği, menopoza özgü yaşam kalitesi ölçeği.

(9)

viii

ABSTRACT

The Effect of Motivational Interview on Menopausal Women on Healthy Lifestyle Behaviors and Quality of Life

Aim: The aim of this study is to determine the effect of motivational interviewing on menopausal women on healthy lifestyle behaviors and quality of life.

Materials and Methods: The study was conducted in a randomized controlled empirical research model.

As a result of the power analysis conducted before the study, the study was conducted with 136 women, 68 for experimental and 68 for control group. The research data were collected between January and June 2019 and the Descriptive Information Form, HPLPL II and MENQOL were used to obtain the data. Women in the experimental group received 6 sessions of Motivational Interview (MI) and 2 follow-up interviews in ASMs by the researcher. No intervention was applied to the women in the control group. In the analysis of the data, number, percentage, mean, standard deviation, chi-square, Bonferroni test, t test in independent groups and ANOVA test for repeated measures were performed.

Findings: HPLPL II in the experimental group, health responsibility, nutrition, spiritual development, interpersonal relationships, stress management sub-dimensions and scale total scores were found to be statistically significant between pre-test, mid-test and post-test groups and the mean score increased positively (p <0.001). MENQOL of the experimental group of women; a statistically significant difference was found between the vasomotor, psychosocial, physical and sexual domain sub-dimensions of the pre-test, mid-test and post-test groups (p <0.05). In addition, it was found that the mean post-test HPLPL II scores of the women in the experimental and control groups were statistically significant (p <0.05). The difference between the mean scores of post- test MENQOLvasomotor, psychosocial, physical and sexual area of the women in the experimental and control groups was found to be statistically significant (p <0.05).

Result: MI applied to women in menopausal period was effective in increasing women’s healthy lifestyle behaviors and menopausal quality of life.

Key Words: Menopause, nursing, motivational interview, healthy lifestyle behavior scale, menopause specific quality of life scale.

(10)

ix

SİMGELER VE KISALTMALAR

MG :Motivasyonel Görüşme TÜİK :Türkiye İstatistik Kurumu FSH : Folikül Stümüle Hormon

LH : Luteinizan Hormon

ACOG :Amerikan Jinekoloji ve Obstetri Birliği HDL :Yüksek Yoğunlukta Lipoprotein LDL :Düşük Yoğunlukta Lipoprotein DSÖ :Dünya Sağlık Örgütü

ASM :Aile Sağlığı Merkezi

SYBDÖ-II :Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği-II MÖYKÖ :Menopoza Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeği SPSS : Statistical Package for Social Science HPLPL II :Health Promoting Lifestyle Profile II

MENQOL : The Menopause Specific Quality of Life Questionnaire

(11)

x

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil No Sayfa No

Şekil 3.1. Deney Grubu Girişim Şeması ... 24 Şekil 3.2. Akış Diyagramı ... 36

(12)

xi

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo No Sayfa No

Tablo 3.1. Deney ve Kontrol Grubundaki Kadınların Kontrol Değişkenlerinin

Karşılaştırılması ... 33 Tablo 3.2. Araştırma Verilerinin Analizinde Kullanılan İstatistiksel Yöntemler ... 34 Tablo 4.1. Deney ve Kontrol Grubundaki Kadınların Tanıtıcı Özelliklerine

Göre Dağılımı ... 37 Tablo 4.2. Deney ve Kontrol Grubundaki Kadınların Menopoza Yönelik

Özelliklerinin Dağılımı ... 38 Tablo 4.3. Deney ve Kontrol Grubu Kadınların Sağlıklı Yaşam Biçimi

Davranışları Ölçeği-II Ön test, Ara Test, Son Test Puan

Ortalamalarının Karşılaştırılması ... 39 Tablo 4.4. Deney ve Kontrol Grubundaki Kadınların Menopoza Özgü Yaşam

Kalitesi Ölçeği Ön Test, Ara Test, Son Test Puan Ortalamalarının

Karşılaştırılması... 42

(13)

1

1. GİRİŞ

Kadın sağlığı, ailenin ve toplumun sağlığı ile doğrudan ilişkili olması, halk sağlığı için önemli bir sorun oluşturması nedeniyle sağlık hizmetlerinin sunumumda ve uygulamasında öncelik taşımakta ve yaşam süreçlerine göre sağlık hizmetlerinin sunumu farklılık göstermektedir (1, 2). Son zamanlarda hızlı teknolojik gelişmeler her alanda olduğu gibi insanların sağlığını da etkilemiş, gerek tıbbi gerekse yaşam koşullarının iyileşmesi sonucundabeklenen yaşam süresi uzamıştır (3). TÜİK 2015 verilerine göre Türkiye’de kadınlar için doğuştan beklenen yaşam süresi 80,7 yıl (4) ve Türkiye’de ortalama menopoz görülme yaşının 45-47 arasında olduğu belirtilmektedir (5, 6, 7). Dolayısıyla kadınlar, yaşam döngülerinin üçte birlik gibi büyük bir bölümünü menopoz sonrası dönemde geçirmekte ve bu duruma paralel olarak menopozal dönemde karşılaşılacak sorunların önemi de artmaktadır (8). Menopoz döneminde azalmış östrojen üretimi çok çeşitli sistemik yan etkilere neden olabilmekte (5), erken dönem;

vazomotor, psikolojik ve atrofik problemler görülürken, geç dönemde ise kardiyovasküler hastalıklar, kanser ve kas ve iskelet sistemi hastalıklarının görülme oranlarında artış görülmektedir (6, 9, 10). Bu dönemde görülen sorunlar kadının menopoza yönelik tutumları ve sağlıkla ilgili yaşam biçimi davranışları ile ilişkili olarak ortaya çıkabilmekte ve farklı düzeylerde olabilmektedir. Dolayısıyla kadınların yaşam kalitesinde değişiklikler meydana gelmektedir (10). Kadınların doğurganlık dönemi ve menopoz dönemindeki sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını inceleyen araştırma sonuçlarına göre menopoz dönemindeki kadınların sağlıklı yaşam biçimi ve davranışlarının doğurganlık dönemindeki kadınlara göre daha kötü olduğu bildirilmiştir (11).

Menopozal dönemde, kadınlar menopozal döneme adaptasyonları için sağlığı teşvik edici davranış stratejileri ve rollerini uygulama konusunda bilgilendirilmelidir (12, 13). Yapılan çalışmada, postmenopozal dönemdeki kadınlarda sağlığı geliştiren ve teşvik eden yaşam tarzı ile yaşam kaliteleri arasında olumlu yönde bir ilişki varlığı bildirilmiştir (14). Günümüzde, yaşam tarzını ve sağlıklı yaşam biçimini geliştirmek toplumların temel gereklilikleri arasındadır (12). Ana rahminden yaşlılığa kadar yaşamın her döneminde sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının devamlılığı yadsınamaz bir gerekliliktir.

(14)

2 İran’da yapılan çalışmada gelişmekte olan ülkelerde orta yaş grubundaki kadınlar arasında sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının gelişmiş ülkelere kıyasla daha düşük oranlarda olduğu ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını geliştirmek için danışmanlık, eğitim gibi müdahale programlarına ihtiyaç olduğu belirtilmiştir (15). Sağlık davranışlarındaki değişimin, dış etkiye değil iç motivasyona dayandığına dair kanıtlar mevcut olup, bu bulgu, danışmanlık görüşmelerine, insan merkezli ve hedefe yönelik bir yaklaşım olan motive edici görüş kavramını getirmiştir (16). Son yıllarda özellikle uygun sağlık davranışları kazandırmak ve geliştirmek açısından etkili bir iletişim tekniği olan motivasyonel görüşme (MG) çalışmaları umut verici sonuçlar bildirmiştir (17). Yapılan son çalışmalarda davranış değişikliği ilkelerini içeren motivasyonel görüşme danışmanlığının, sedanter yaşamı ve depresif belirtileri azaltmada ve yaşam kalitesini yükseltmede etkili olduğu belirtilmiştir (18). Hosseini ve ark.’nın epilepsi hastalarında yaşam kalitesini yükseltmede MG’nin etkinliğini araştırdıkları randomize kontrollü çalışmalarında olumlu sonuçlar bulunduğu belirtilmiştir (19). Meta- analizlerde MG uygulaması ile aşırı kilolu bireylerde kilo kaybı konusundaistendik sonuçlara ulaşıldığı belirtilmektedir (20). Etkinliği birçok çalışmayla ispatlanmış olanMG tekniğimenopozal dönemde sağlığı teşvik edici davranışlar geliştirmede bu konuda alternatif tedavi arayışında olan kadınlar için rahatlıkla kullanabilir bir danışmanlık yöntemi olarak görülmektedir (18, 19, 21, 22).

Motivasyonel Görüşme, sağlıklı yaşam biçimi davranışları oluşturmada ve geliştirici davranışların kazanılmasında tercih edilen bir iletişim tekniği olarak karşımıza çıkmaktadır (18, 19, 23). Menopozal dönem birçok farklı sağlık problemlerini ve yakınmayı içeren, kadının yaşam kalitesini etkileyen önemli bir yaşam dönemidir (11). Menopozal kadınların, sağlıklarını geliştirmek için uygun yöntemlerle onların sağlık gereksinimlerine destek ve danışmanlık yapılması gerekliliği açıktır. Özellikle menopozal döneme uyumun sağlanmasında ve sürecin istendik düzeyde sürdürülmesinde önemli role sahip olan hemşireler tarafından yapılan danışmanlığın etkili olacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda araştırmanın, kültürden kültüre görülme oranlarıyla değişiklik gösteren menopozal yakınmalar ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını sürdürmede, dolayısıyla kadınların yaşam kalitesini arttırmada yol gösterici olabileceği ve literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

(15)

3 1.1. Araştırmanın Amacı

Araştırma, menopozal kadınlara uygulanan motivasyonel görüşmenin sağlıklı yaşam biçimi davranışları ve yaşam kalitesi üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır.

1.2. Araştırmanın Hipotezleri

H0a:Menopozal kadınlara uygulanan motivasyonel görüşme destekli danışmanlık, sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını etkilemez.

H1a:Menopozal kadınlara uygulanan motivasyonel görüşme destekli danışmanlık, sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını etkiler.

H0b:Menopozal kadınlara uygulanan motivasyonel görüşme destekli danışmanlık, menopoza özel yaşam kalitesini etkilemez.

H1b:Menopozal kadınlara uygulanan motivasyonel görüşme destekli danışmanlık, menopoza özel yaşam kalitesini etkiler.

(16)

4

2. GENEL BİLGİLER

2.1. Klimakterik Dönem ve Evreleri

Menopozal değişikliklerin olduğu ve üreme çağı ile senilite arasında kalan bu zaman dilimine klimakterik dönem/klimakteryum adı verilmektedir (5, 24). Kadın hayatında 40-45 yaşlarında klimakterik dönem başlar ve yaşlılık dönemi olarak tarif edilen seniyum’un başlangıcı olan 65 yaşına kadar devam eder (25). Bu dönem;

premenopozal dönem, menopozal dönem, perimenopoz dönem ve postmenopozal dönem olmak üzere 4 evreyi kapsar (3).

Premenopoz Evresi: Klimakteriyumun ilk fazı olan premenopozda menstrual siklus düzeni bozulmuş ve kadının fertilite şansı azalmıştır (25). Menopozdan 2-6 yıl önceki dönemi içine alan premenopozda disfonksiyonel kanamalar, vasomotor değişiklikler, yorgunluk, baş ağrısı, emosyonel rahatsızlıklar görülür (3, 26). Bu dönemde menstrüel siklus değişimleri nedeniyle istenmeyen gebelikler yaşanabilmekte ve ileri yaş gebeliklerin neden olabileceği sorunların yaşanmaması açısından kontrasepsiyon önem arz etmektedir (3).

Menopoz Evresi: Kadınlarda üreme fonksiyonları ilk menstrual kanama ile başlayıp menopozal dönem ile son bulmaktadır (5) ve menopoz ovaryumda başlatılan bir dizi değişikliğin sonucudur (24). Menopoz overlerde östrojen üretiminin belirgin azalmasıyla ovaryal fonksiyonların yitirilmesi sonucunda adetin kalıcı olarak kesilmesidir (5, 24, 27). Menopozal geçiş sırasında östrojen seviyeleri azalır, FSH ve LH seviyeleri artar.Adet kanamasının 12 ay kesintisiz olması ovaryal aktivitenin kaybolduğunun kanıtı olarak kabul edilmektedir. TUİK verilerine göre Türkiye’deki kadın nüfusunun 1/7’si menopozal dönemdedir ve menopoz genellikle 45-55 yaşları arasında görülmektedir (4, 8, 24). Dünyada ortalama doğal menopoz yaşının 52, Amerika’da ise 50-52 yaşlar arası olduğu belirtilmektedir. Türkiye’de bu yaş 45-47’ye kadar düşmektedir (5, 6).

Perimenopoz Evresi: Premenopozal dönemi, menopozu ve menopozal dönemden sonraki ilk bir yılı kapsar (25). Baş ağrısı, sıcak basması, terleme, huzursuzluk, unutkanlık, yorgunluk gibi yakınmalar bu dönemde oldukça sık görülmektedir (3).

(17)

5 Postmenopoz Evresi: Menopozdan sonraki 6-8 yıllık süreyi kapsayan bu dönemde kadındaki overal aktivite tamamen durmuş ve üreme fonksiyonları ortadan kalkmıştır (26). Kadındaki overial hormonların azalması ile ilişkili olarak osteoporoz, kıllanma, ciltte buruşma/sarkma, idrar kaçırma ve vajinal atrofi gelişmesi görülür (25).

2.1.2. Menopoz Çeşitleri

Menopoz, başlangıç yaşı ve oluş biçimine göre 2 şekilde sınıflandırılabilir.

Başlangıç Yaşına Göre

Erken (Prematür) Menopoz: Kadının 40 yaşından önce bilinmeyen nedenlerle adetten kesilmesi durumu olarak tanımlanmaktadır. Görülme nedenleri arasında ooferektomi, uzun süre emzirme, şişmanlık, hipotroidizm, aşırı radyasyona maruz kalma gibi durumlar sayılmaktadır (28).

Normal Menopoz: Kadının adetten kesilmesinin ortalama 45-54 yaşları arasında olması olarak tanımlanmaktadır (29).

Geç Menopoz: Kadının 55 yaşının üzerinde olmasına rağmen adet kanamalarının devam etmesi geç menopozolarak tanımlanmaktadır (29).

Oluş Biçimine Göre

Doğal (Fizyolojik) Menopoz: Kadında patolojik bir neden olmaksızın 12 ay boyunca menstruasyon kanamasının olmaması fizyolojik menopoz olarak tanımlanmaktadır (25).

Cerrahi Menopoz: Kadında görülen patolojik nedenler sonrası uygulananbilateral ooferektomi gibi cerrahi girişimler dolayısıyla overlerin alınması şeklinde görülen menopozcerrahi menopoz olarak adlandırılmaktadır (30). Cerrahi uygulamalar ve diğer tedaviler sonucu oluşan cerrahi menopoz sonrasında kadınlarda beden imajı değişiklikleri ve cinsel sağlığa ilişkin daha fazla olumsuzluğun görüldüğü, beklenmedik bir süreçte ve erken yaşta menopoza girmenin yakınmaların şiddetini artırdığı ve süreci daha karmaşık bir hale getirdiği vurgulanmaktadır (31).

2.1.3. Menopozal Dönemde Görülen Değişiklikler

Kadın hayatı, her biri kendine özel fiziksel, psikolojik ve hormonal değişiklikler gösteren çocukluk dönemi, ergenlik dönemi, cinsel olgunluk dönemi, menopoz ve yaşlılık olmak üzere beş farklı dönemi içermektedir (3, 29). Menopozal dönem doğal

(18)

6 değişikliklerin bir sonucu olarak özel problemler içeren, kadınların sosyo-kültürel, fizyolojik, psikolojik ve cinsel yönden etkilenmesine neden olan, yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkileyen fizyolojik bir süreçtir (5, 30, 32).

Kadında reprodüktifsiklus uzunluğundaki ve sıklığındaki değişikliklerle FSH ve LH’ın plazma konsantrasyonlarında eş zamanlı değişkliklere neden olur. Foliküler maturasyonu uyarmak için daha fazla FSH uyarımı gerekmektedir. Otuzlu yaşların başında FSH normal aralığı 6-10 IU/L’den 14-24 IU/L seviyelerine yükselir. Bu dönemde kadında östrojen seviyelerindeki azalmanın belirtileri olarak, düzensiz anovulatuvar kanamalar ve hoş olmayan semptomlar ortaya çıkmaya başlamaktadır (5).

Ovaryumlardaki foliküllerin tükenmesi ile östrojen üretimi durmakta ve overlerde atrofi meydana gelmektedir. Tüm bu değişiklikler sonucunda üreme siklusu ortadan kalkmakta ve menopoz görülmektedir (28).

Menopozal dönemde yaşanan kısa süreli sorunlar; vazomotor (sıcak basması, terleme, baş ağrısı, baş dönmesi, çarpıntı hissi, mide bulantısı), psikolojik (anksiyete, irritabilite, depresyon, iştahsızlık, uykusuzluk, unutkanlık) ve atrofik (vajinal kuruluk, dispepsi, üretralsendrom, ciltte kuruluk, tırnaklarda kırılma) değişikliklerdir. Menopozal dönemde yaşanan uzun süreli sorunlar ise kardiyovasküler hastalıklar ve kas ve iskelet sistemi hastalıklarıdır (9).

Vazomotor Değişiklikler

Vazomotor yakınmalar menopoza geçiş sürecinde kadınların birçoğunu etkiler, yakınmanın şiddeti, sıklığı ve süresi kadınlar arasında büyük farklılıklar gösterir (33).

Menopozal dönemde görülen semptomlara bakıldığında dönemin en karakteristik bulgusu sıcak basması ve gece terlemesidir. Vazomotor yakınmalar menopoza geçiş döneminde ve erken postmenopozal dönemde kadınların %60-90’ında görülmekte ve kadınların günlük yaşamlarını ve yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkilemektedir (6, 24, 29, 33-35).

Yüzde kızarma, gece terlemesi ve sıcak basması olarak bilinen ve genel de sıcak basması olarak adlandırılan vazomotor duyarlılık ya da sıcak basmaları östrojen miktarında azalma ve LH’ın aniden yükseldiği döneme rastlar ve vücut yüzeyinden ölçülebilir bir sıcaklık artışı olurken temel vücut ısısında azalma söz konusu olur (24, 34). Sıcak basması reprodüktifsiklus uzunluğundaki ve sıklığındaki değişimlerle aynı

(19)

7 zamanda, azalan over fonksiyonunun genellikle ilk fiziksel belirtisi olarak karşımıza çıkmaktadır (24).

Amerikan Jinekoloji ve Obstetri Birliği (ACOG) 2014 bülteninde vazomotorsemptomların yönetimi ile ilgili olarak östrojen ve östrojenle birlikte progesteron kullanımının vazomotor semptomlar üzerinde A kanıt düzeyinde etkili bir yöntem olduğunu belirtmiştir. Aynı şekilde vazomotor semptomların yönetimi için düşük ortam sıcaklığı, uygun giyinme, soğuk içecekler tüketme gibi uygulamalar önerilmekte, hormon replasman tedavisi kullanımının bireyselleştirilerek ve risk/yarar dengesi gözetilerek kullanımı önerilmektedir (28, 36). Yapılan çalışmalarda egzersiz ile vazomotoryakınmalar arasında farklı sonuçlar elde edilmekle birlikte genel olarak yakınmaların azaldığı bildirilmiştir (37). Ayrıca E vitamini kullanımının, soyalı ürünlerin, karayılan otu, sarı kantaron bitkilerinin tüketiminin, akupunktur, yoga, refleksoloji gibi uygulamaların vazomotor yakınmalar üzerinde etkili olduğu belirtilmektedir (38-41).

Uyku ile İlgili Değişiklikler

Azalan östrojendüzeyleri menopozal kadının uyku siklusunda değişikliğe neden olarak rahat bir uyku uyumayı zorlaştırır (5). Menopozal dönemde vücuttaki östrojen miktarının azalması sonucunda düzenli uyku üzerinde önemli rolü olan serotonin metabolizması azalarak uyku sorunlarına neden olabilir (28). Yaşla birlikte uykunun 3.(derin uykunun erken fazı) ve 4. (derin uyku ve gevşeme) fazı azalır ve kısa aralıklarla uyanmalar söz konusu olur (5, 24). Uyku aralığındaki değişiklikler sıcak basması ve gece terlemelerinin sonucu olabilmekle birlikte menopozun en yaygın ve en rahatsız edici etkilerinden biridir (5, 9, 24, 28). Yapılan çalışmalarda yoga, gevşeme egzersizleri, akupunktur ve akupres, fiziksel aktivite, masaj gibi uygulamaların olumlu uyku davranışı geliştirmede ve kadınların yaşam kalitesini arttırmada etkili olduğu belirtilmiştir (42, 43).

Emosyonel Değişiklikler

Bu dönemdeki fizyolojik ve biyokimyasal değişmeler, orta yaş stresi ve kültürel özellikler kadındaki emosyonel dengeyi etkilemektedir. Kadında en sık görülen rahatsızlıklar, sinirlilik, inişli-çıkışlı duygusal durum, anksiyete, depresyon, hafıza kaybı, ağlama nöbetleri ve ajitasyondur (5, 26). Östrojenin azalmasına bağlı olarak serotonin metabolizmasında oluşan değişimin depresyona yol açtığı bilinmektedir (3,

(20)

8 26, 33, 35). Ayrıca östrojen eksikliğine bağlı olarak oluşan vazomotor semptomlar da psikolojik rahatsızlıklara zemin hazırlayabilmektedir. Bunun ötesinde orta yaş dönemindeki kadın, adölesan olan çocuklarıyla baş etme ve çocukların evden ayrılması, yaşlanmış anne/babanın bakım ihtiyacı, aile bireylerinin kaybı, yoksulluk, eşden ayrılma gibi sebepler kadının yaşadığı stresi daha da çok arttırmaktadır. Batı ülkelerindeki kadınlar, yaşlanmayla birlikte statü ve rol kaybından dolayı stres yaşamakta, Hindistan ve Uzakdoğu gibi ülkelerde yaşayan kadınlarda, yaşlılıkla birlikte toplumda saygın bir statü kazandıklarından depresyon daha az görülmektedir.

Kültürümüzde ise yaşın ilerlemesi kadına, ailesi ve toplum içinde statü kazandırmaktadır (3, 25).

Cinsel Değişiklikler

Menopoz döneminde cinsel sağlık, kişisel özelliklerden, östrojen ve androjen miktarının ciddi oranda azalmasına, kronik sağlık sorunlarından, fiziksel sınırlılıklara, davranış kalıpları ve sosyal değerlerden, kişiler arası etmenlere kadar farklı birçok unsurdan etkilenir (28, 44). Menopozal dönem öncesi ve sonrası kadınların cinsel fonksiyonlarının incelenmesi amacıyla yapılan çalışmada menopoz öncesi kadınların

%45.6’sının, menopoz sonrası kadınların ise %92.5’inin kadın cinsel işlev bozukluğu yaşadığı ve menopozun kadınlarda cinsel işlev bozukluğu için risk faktörü olduğu belirtilmiştir (45). Bu dönemde düzenli cinsel aktivitenin sürdürülmesi ve eşler arası iletişimin artırılması, vajinal lubrikanlar, vajinal nemlendiriciler, düşük dozajlı vajinal östrojen kremler, halka terapisi veya vajinal tablet, kegel egzersizleri ve yoga gibi önerilerde bulunulmaktadır (44).

Cilt, Saç ve Deri Değişiklikleri

Östrojenin azalmasına bağlı olarak hiperpigmentasyon yanında kollajen bağ dokusu ve elastik lifler azalır ve subkutan yağ dokusunun atrofisi ile deri turgorunda bozulma ortaya çıkar. Bu değişiklikler ciltte kuruluk, buruşma, kırışma, memelerde sarkma, saç/kıllı bölgelerde beyazlamalar gibi şikayetlere ve dolayısı ile kadının özgüven ve öz saygısının zedelenmesine neden olur. Tırnaklar, östrojen azalması ile daha ince ve kırılgan hale gelir (5, 24, 28). Ayrıca deri kanser insidansının 50 yaşından sonra artış gösterdiği bilinmektedir (24). Sağlıklı beslenme, egzersiz, bol su içilmesi, lipozom içeren kozmetik ürünlerin kullanımı, yaşa daha uygun giysilerin tercihi, yeni saç kesimi gibi uygulamaların önemi göz önünde bulundurulmalıdır (25, 28).

(21)

9 Ürogenital Değişiklikler

Menopozal dönemde atrofik değişikliklerin etkileri genellikle üreme sistemi ve üriner sistemde meydana gelmektedir. Östrojen miktarının azalması ile oluşan atrofik değişikliklerden biri olan ürogenital yakınmalar menopozal kadınlar arasında çok sık görülen sorunlardan biridir (46). Kadınlar bu dönemde vulvada pruritis, dizüri, sık idrara çıkma, üriner inkontinans ve üriner sistem enfeksiyonları, konstipasyon, libidoda azalma, yetersiz ve geç uyarılma, orgazm olamama, disparoni, orgazmik kasılmalar ve orgazm yoğunluğunda azalma, cinsel ilişki sıklığında azalma ve seksüel aktivite esnasında üriner inkontinans gibi problemler yaşamaktadırlar (3, 26, 47). Yapılan çalışmalarda östrodiol içeren vajinal halka kullanımının cinsel ilişki sırasında meydana gelen vajinal kuruluğu ve ağrıyı azalttığı belirtilmiştir. Disparoniyi önlemede suda eriyen yağların (hindistan cevizi yağı gibi) kullanımı önerilmektedir. Ayrıca hidroklorik asit, vitamin E ve A içeren vajinal tabletlerin kullanımının da vajinal atrofiye bağlı semptomları azalttığı saptanmıştır (9, 25, 46).

Kardiyovasküler Değişiklikler

Perimenopozal dönemle birlikte kardiyovasküler lipid profili değişmekte ve bu değişiklikler nedeniyle kadınların kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskleri artmaktadır (5). Östrojen yetersizliği sonucu artan total kolesterol koroner kalp hastalığı için önemli bir risk oluşturur. Bu dönemde serumda yüksek yoğunlukta lipoprotein (HDL) düzeyi azalır ve düşük yoğunlukta lipoprotein (LDL) düzeyi artar. LDL artışı, kolestorel birikimine neden olarak, damarlarda arteroskleroz gelişmesine yol açar (5, 26). Bu dönemde yaş, erken menopoz, genetik öykü, diyabet, hipertansiyon ve sigara kullanımının kardiyovasküler hastalıklar için risk faktörü olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Kadınlar sigara kullanmama, sağlıklı beslenme, egzersiz gibi konularda desteklenmelidir (25).

Gastrointestinal Değişiklikler

Bu dönemde yaşla birlikte gastrointestinal sistemde değişiklik olsada yiyeceklerin doğru biçimde çiğnenmesi konusu ele alınmalıdır. Östrojen eksikliği diş etlerinde atrofik değişikliklere neden olabilir ve çiğneme etkilenir. Kötü diş hijyeni, diş hastalıkları ve çiğneme problemlerine neden olabilir. Yaşla birlikte midedeki Hidroklorik Asit seviyesi düşer, peristaltik hareket, boşalma süresi ve belirli maddelerin (B vitamini, demir, kalsiyum) absorbsiyonu azalır (24).

(22)

10 Kas-İskelet Sistemi Değişiklikleri

Menopozal dönemle birlikte ortaya çıkan kas-iskelet sistemine ilişkinyakınmalar kas/eklem ağrıları, hareketlerde azalma, vücut hacminde ve tüm motor hareketlerde düşüş şeklinde görülmektedir (3). Kemik mineral kaybı (Osteoporoz) yaşlanmanın doğal bir sonucudur. Bu durum hem kadınlarda hemde erkeklerdegörülmesine rağmen over fonksiyonunun durmasından sonra mineral kaybı hızlandığı için kadınlarda erkeklere göre 15-20 yıl daha erken gerçekleşir (5). Osteoporoz kemiklerde kırılma riskini artırır. Uzun kemikler, kalça ve vertebra kırıkların en sık görüldüğü bölgelerdir (9). Kadınların osteoporozdan korunmak için daha çok alternatif tedavi yöntemlerini tercih ettiği, düzenli fiziksel aktivitenin ve soya ürünleri tüketmenin yakınmalar üzerinde etkili olduğu belirtilmektedir. Günde en az 30dk yürüyüş gibi aktivitelerin yapılması, östrojene ek olarak kombine kalsiyum tedavisi, D vitamini desteği, prebiyotik tüketimi, vitamin A ve E alımı osteropozun önlenmesinde ve tedavisinde önerilmektedir (5, 9, 46, 48, 49).

2.1.4. Çevresel ve Yaşam Biçimi Değişiklikleri

Menopoz tedavisinde kullanılan çok sayıda non-farmakolojik tedavi yöntemi vardır. Östrojen agonisti ve antagonistiolan fitoöstrojenler, soya ve ürünlerinde, kırmızı yonca, keten tohumu, melek otu (Dong Quai) kökü ekstresinde bulunmaktadır (9, 26).

Yapılan çalışmalarda fitoöstrojenlerin vazomotor semptomlarda, anksiyeteyi gidermede yardımcı olduğu, kemik mineral yoğunluğunu artırdığı ve kemik erimesini önlediği yönünde sonuçlar alınmıştır (39, 50, 51).Vücutta antioksidan etkisiyle bilinen ve yağda çözünen E vitamininin menopozal dönemdeki kadınlarda sıcak basmalarını azalttığı gözlenmiştir (40, 47). Yer elmasından türetilen fitoprogestinlerin ise progesteron yerine kullanılabileceği ileri sürülmektedir (26). Ayrıca menopozal kadın için kendi kendine yardım gruplarına katılma, meditasyon, yoga, refleksoloji, masaj, akupunktur, akupres gibi günlük yaşam içine yerleştirilen alternatif tıp yöntemlerinin genel sağlığın ilerletilmesine ve menopozal sağlık sorunlarının sağaltımına katkısı önemli düzeydedir (9, 41, 52).

(23)

11 2.2. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları

“Bireyin sağlığını etkileyebilen bütün davranışlarını kontrol edebilmesi, günlük aktivitelerini düzenlerken kendi sağlık durumuna ve statüsüne uygun davranışları seçmesi”sağlıklı yaşam biçimi olarak tanımlanmaktadır (21, 53). Bireylerin yaşam tarzları sağlıklarıyla doğrudan ilişkili olmakla birlikte bu davranışları alışkanlık şekline dönüştüren birey sağlıklı olabilir ve sağlığını geliştirebilir. Hastalıkların önlenmesi de bu davranışlarla doğrudan bağlantılıdır (21, 54).‘’Bireyin kendi sağlığını geliştirme ve kendi sağlığı üzerindeki kontrolünü arttırma gücünü kazanması’’ise sağlığın geliştirilmesi olarak tanımlanmaktadır. DSÖ sağlık hizmetlerinin odağını hastalıktan korunma/önlenme ve sağlığın teşviki olarak değiştirmiştir (21). Sağlığı geliştirici davranışların kullanılması hastalıklardan korunmada, erken tanı yöntemlerinin kullanılmasında ve sağlığın sürdürülmesinde temel oluşturmaktadır (55, 56). Sağlığın teşviki ve geliştirilmesi ise, bireyleri fiziksel, zihinsel ve ruhsal faaliyetlerde bulunmaya teşvik eden tüm başlıkları içermektedir (21). Sağlığın teşviki ve geliştirilmesinin temel amacı, sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını sağlamaktır (57). Sağlıklı yaşam tarzlarının kişilerce erken uygulamaya geçirilmesi sağlık açısından önemlidir (58). DSÖ verileri kişilerin sağlıkla ilgili kalitelerinin %60’ının bireylerin tutum ve yaşam şekillerinden kaynaklandığı belirtirken, gelişmiş ülkelerde meydana gelen ölümlerin %70-80’indenve gelişmekte olan ülkelerdeki ölümlerin %40-50’sinden bireylerin yaşam tarzına bağlıolarak ortaya çıkan hastalıkların sorumlu olduğunu bildirmiştir(14, 59). Sağlığı geliştirici davranışlar, bireylerin sağlığını koruyabilmeleri ve kontrol edebilmelerinin en iyi yollarından biridir (14). Bireylerin sağlıklı yaşam biçimi davranışları beslenme, fiziksel aktivite, manevi gelişim, sağlık sorumluluğu, kişilerarası ilişkiler ve stres yönetimini başlıklarını içermektedir (10, 55).

Manevi Gelişim, bireyin iç kaynaklarının geliştirilmesi üzerine yoğunlaşır. İlişki kurma ve gelişme ile gerçekleşebilir. İlişki kurma, bireyin evrenle ilişkide olması ve uyum içinde olduğunu hissetmesi olarak tanımlanmaktadır. Gelişme, bireyin yaşamındaki gayeler için çalışması ve iyi olma konusunda gücünü en üst seviyeye çıkarmasıdır (55). Manevi gelişim, bireylerin kendisinin ve varoluşlarının ötesindeki güçtür. Farklı bir tanımıyla, hem fiziksel boyutu kapsar hem de onun ötesindeki bireysel farkındalıktır. Dolayısıyla bireyin, yaşamın amacını ve anlamını yakaladığı yer onun manevi gelişim alanını oluşturmaktadır. İnsanın manevi yanıduygusal, fiziksel ve sosyal yanı kadar önemlidir ve bu boyutların hepsiyle ilişkilidir. Bireylerin hastalık ve sağlık

(24)

12 davranışlarını sorgulamalarında, zorlukların üstesinden gelebilme becerisi kazanmalarında, değişimlere uyum sağlamalarında, yeniden iyileşme gücü ve umudu bulmalarında manevi gelişimin olumlu yönde etkisi olduğu bilinmektedir (53).

Sağlık Sorumluluğu, fiziksel, sosyal, ruhsal iyilik durumunun korunması ve geliştirilmesi için kişilerin üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmesidir. Her birey kendi sağlığından sorumludur. Hastalıklardan korunmada temel olan unsur kişilerin bireysel olarak alacakları önlemlerdir (60). Diğer tanıma göre ise sağlık sorumluluğu, zamanında medikal bakım, testlerin düzenli yaptırılması, düzenli ağız bakımı, ilaçların doğru kullanımı, hastalık sürecinde doğru adımları izleyebilmek, sağlık sistemini doğru şekilde kullanmak, kilo kontrolünü sağlamak olarak belirtilmektedir (54).

Bireyin sağlığına ilişkin alabileceği sorumluluk düzeyleri:

 Bireyin sağlığı ile ilgili sapmalar ve değişiklikler olabileceği, bu durumu fark edebilmesi için vücudunu ve kendini tanıması gerekliliği ve yaşanan sorunda sağlık kuruluşuna başvurması,

 Tıbbi kontrolleri ve tetkikleri düzenli olarak yaptırması,

 Sağlıkla ilgili konularda yeniliklere açık olması,

 Sağlığını sürdürmesi, koruması vegerekli önlemleri alması olarak belirtilmektedir (53).

Fiziksel Aktivite, vücudun fonksiyonel işlevleri ile ilişkilidir. Bu boyut fiziksel uygunluğun sağlık ile ilişkisi, kas gücü, kas dayanıklılığı, kardiyovasküler dayanıklılık, esneklik, vücut kompozisyonu bileşenlerini içerir (54). Bu tanıma sportifetkinliklerle birlikte egzersiz, işyeri fizik aktiviteleri, ev ve bahçe işleride dahil edilmektedir (61).

Fiziksel aktivite bireylere ekonomik açıdan fazla yük getirmeyen ve bunun yanı sıra insan sağlığı üzerinde yüksek düzeyde olumlu etkiye sahip korunma yöntemi olarak görülebilir. Bireylerin düzenli şekilde fiziksel aktivite yapması, toplumun genel sağlık durumu üzerinde de olumlu yansımalar yapacaktır (62). Fiziksel aktivitenin düzenli olarak yapılması, sağlıklı büyüme ve gelişmede, karakter gelişiminde, istenmeyen kötü alışkanlıkların engellenmesinde, sosyal ilişkileri geliştirmede, kronik hastalıklardan korunmada veya hastalıkların tedavisinde, yaşlı bireylerin etkin bir yaşlılık dönemi geçirmelerinde özetle; hayat boyunca yaşam kalitesinin yükseltilmesinde önemli farklılıklar oluşturabilmektedir (53).

Beslenme, “Her yaş grubu için önemli olan ve çevresel etmenlerin başında gelen beslenme, büyüme/gelişme, sağlığın korunması ve hayatın sürdürülmesi için besinlerin

(25)

13 kullanılması’’ olarak tanımlanmaktadır (63). Duygusal, fiziksel, sosyal ve zihinsel yönden sağlıklı olmanın temel bileşenlerden biri “yeteri kadar, dengeli ve sağlıklı beslenme”dir (64). Beslenme alışkanlıkları ve bazı hastalıklar arasında güçlü bir ilişki olup bireylerin sağlıklı olabilmeleri açısından besin öğelerini yeterli ve dengeli olarak tüketmeleri gerekmektedir. Besin öğelerinden herhangi biri veya birkaçı alınmadığında, fazla yada yetersiz alınması durumunda büyüme ve gelişmenin engellendiği, sağlıkla ilgili parametrelerin bozulduğu bilimsel çalışmalarla belirtilmiştir (65). Son yıllarda yapılan çalışmalar sağlıklı yaşam için doğru beslenme uygulamalarının gerekli olduğunu açıkça ortaya koymuş bulunmaktadır (64).

Kişilerarası İlişkiler, bireylerin yakınları ile iletişimini ve iletişimdeki süreklilik düzeyini göstermektedir (55). Her insan toplum içerisindeki diğer insanlarla iletişim kurmak zorundadır (54). Kişilerarası ilişkilerin doğru şekilde kurulabilmesi, sürdürülebilmesi ve bu durumdan doyum alınabilmesi için kişilerin birbirleri ile duygu, düşünce ve isteklerini paylaşabilmeleri beklenir (66). Kişilerarası ilişkilerin yetersiz düzeyde olması bireylerde yalnızlık, aile bireyleri arasında sorunlar, mesleksel yetersizlik, doyumsuzluk hissi, stres, fiziksel hastalıklar gibi birçok yaşamsal alanda olumsuz etkilere neden olmaktadır (67). Yakın arkadaşlar, yakın aile ilişkileri, gönüllülük, toplumsal katılım ve ilişkilerde güven kavramları yüksek düzeyde iyi oluşu ifade eden kavramlardır. Bunların aksine toplumsal izolasyon ve yalnızlaşma duyguları hastalıklı bir sürecin ve yaşam tarzının habercisi olarak karşımıza çıkmaktadır (54).

Stres Yönetimi, Stres, “insanların birtakım içsel ya da dışsal etmenlerin etkisinde kalarak yapısal bozukluğa uğraması’’ olarak tanımlanmaktadır. Farklı bir tanımıyla ise stres, bireyin sosyal ve fiziksel ortamdan kaynaklanan uygunsuzşartlar dolayısıyla, bireyin bedensel ve psikolojik sınırlarının zorlanması ve bu nedenle de kişilerin kapasitelerinin üzerinde çaba sarf etmesidir (68). Stres yönetimi ise bireyi baskı altında tutan etkenle karşı karşıya kaldığında doğru ve etkili başetme yöntemi kullanarak, stresin en aza indirilmesini sağlamak olarak ifade edilmektedir (69).

Bireylerin stres faktörleri ve strese karşı verdiği cevaplar farklılık göstermektedir (53).

Bu süreç, bireyin olumlu veya olumsuz çabalarının bütünüdür. Stres yönetimi, koşulları yönetme, strese neden olan durumlardan uzak durma, gevşeme yöntemleri, vücut egzersizleri, sosyal faaliyetlere katılım, davranış değişikliği geliştirme, kişisel veya kişilerarası problemleri çözmek için çaba sarfetme ve bireyin zihinsel, davranışsal olarak dengeli, kaliteli yaşam sürmesini sağlayan teknikleri içermektedir (53, 69).

(26)

14 2.3. Yaşam Kalitesi

Daha önceleri yaşam kalitesi kavramı gelir düzeyi düşük ve geri kalmış toplumların sorunu olarak görülmekle birlikte 1960-1970 yıllarında felsefeciler, sosyal bilimciler ve politikacılar yaşam kalitesi ve yaşam standartları kavramları ile ilgilenmeye başladılar (70). Günümüzde ise sağlığın değerlendirilmesinde kullanılan geleneksel göstergeler (beklenen yaşam süresi, hastalık, ölüm gibi) kişilerin sağlık düzeyini tanımlamada yetersiz kalmakta ve bu durumdan yola çıkılarak kişilerin sağlık durumlarının ötesinde, kişilerin iyilik halini de kapsayan yaşam kalitesi kavramı ile duruma netlik kazandırılmaya çalışılmaktadır (71). Bugün toplumların ulaşmaya çalıştığı en önemliamaçlardan birisi olan yaşam kalitesi, Maslow’un temel ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidi ile ilişkilendirilmekte ve bireysel ihtiyaçların niceliğinin yanında niteliği (kalitesi) ile de ilgilenmektedir. Yaşam kalitesinde bireyin yaşam süresinin uzunluğu yerine bu sürenin kalitesi, gelirin iyi olmasından ziyade gelir düzeyinin kişiyi tatmin etmesi gibi konular üzerinde durulmaktadır (72).

Son zamanlarda farklı bilim dallarında oldukça yoğun kullanılan ve çok boyutlu (fiziksel, ruhsal alan ve sosyal aktivite) bir kavram olan, “Yaşam Kalitesi”ni tanımlamak epeyce zordur (73, 74). Bazı kaynaklarda yaşam kalitesi “bireyin algıladığı bedensel kapasite sınırları içinde başardığı tatmin edici sosyal durum” olarak tanımlanırken (71), DSÖ yaşam kalitesini “bireylerin içinde yaşadıkları kültür ve değerler sistemi içinde, amaçları, beklentileri, ilgi alanları ve yaşam standartları alanında hayattaki pozisyonlarını nasıl algıladıkları” olarak tanımlamaktadır (75, 76).

Yaşam kalitesi kavramı, dinamik bir nitelik taşıması ve sürekli gelişim içeriyor olması nedeniyle çok yönlü özellikler taşımaktadır. Genel olarak bireysel "iyi oluş"

olarak tanımlanan yaşam kalitesi sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve kültürel etmenler olmak üzere bazı temel alanlardan etkilenmektedir (76). Yaşam kalitesi kavramı birey üzerinde ki tüm durum ve faktörleri kapsamaktadır. Buna bağlı olarak, yaşam kalitesi bireysel hareketlilik, kişiler arası ilişkiler, cinsiyet, yaş, medeni durum, sağlık durumu, depresyon, ilaçlara bağımlılık, intellektüel fonksiyon, seksüel fonksiyon, kişisel inançlar, iş yaşamı, sosyal destek, günlük yaşam aktiviteleri gibi birçok göstergeyi içermektedir (72, 76). Yaşam kalitesi objektif ve sübjektif göstergeler olmak üzere iki şekilde incelenmektedir (72). Fonksiyonel normlar ve yaşam tarzıyaşam kalitesinin objektif göstergelerini yansıtırken, kişinin yaşamı hakkındaki duyguları,

(27)

15 beklentilerinden etkilenmesi, önceki tecrübeleri ve mevcut şartlarını algılamasısubjektif göstergeler olarak tanımlanmaktadır (70).

2.3.1. Menopozal Dönem ve Yaşam Kalitesi

Dünya çapında orta yaştaki kadınların genel sağlık durumu ve refah düzeyleri önemli bir halk sağlığı sorunu olarak görülmekte ve kadınların menopoza girdikleri yıllarda %80'inden fazlasının çeşitli problemler yaşadıkları ve bu durumun yaşam kalitelerinde bir düşüşe yol açtığı bilinmektedir (77). Menopoz döneminde hormonal değişimlere bağlı olarak vazomotor yakınmalardan emosyonel belirtilere, cinsel fonksiyon değişikliklerinden kas-iskelet sistemi sorunlarına kadar farklı vücut sistemleriyle ilişkili belirtiler ortaya çıkabilmekte, kadının aile ve iş yaşamında, benlik algısında değişimler meydana gelebilmektedir (12, 71). Yapılan birçok çalışma, menopozal dönemindeki kadınlar arasında genel yaşam kalitesi, menopoz semptomları ve cinsel fonksiyonlar arasında ilişki olduğunu belirtmektedir (78).

Kadınlar arasında fizyolojik ve psikososyal değişikler farklı şiddette ve sürede yaşanmakta olup, beden ve ruh sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Kadınların yaşlanma ile ilgili kaygıları, doğurganlık yeteneklerinin kaybı, beden imajındaki değişiklikler, yaşanan sağlık sorunları, sosyal ve sembolik anlamlarla birleşerek yaşam kalitesini düşürmektedir (12, 79). Yapılan çalışmalarda menopozal dönemin yaşam kalitesini etkilediği belirtilmektedir. Kadınların menopozal dönemde yaşadığı vazomotor semptomların günlük yaşamlarını olumsuz yönde etkilediği belirtilmektedir (34). Zivdir ve Sohbet’in 500 kadınla yaptığı çalışmaya göre, menopozal dönemde algılanan utanç ve suçluluk duygusu arttıkça, kadınların yaşam kalitesinin azaldığı bulunmuştur (1). Başka bir araştırmada ise menopozal dönemde görülen yakınmaların kadınların beden, ruh sağlığı ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilediği belirtilmiştir (80).

Aynı toplum içinde bile kadınların, deneyimlerine paralel olarak menopozu algılama şekillerinin farklı olduğu, menopozda yaşadıkları deneyimle birlikte yaşam kalitelerinin de etkilendiği bilinmektedir (81). Kadınlar, bu dönemi herhangi bir fizyolojik veya psikolojik sorun yaşamadan geçirebilecekleri gibi, menopozal yakınmaları sık yaşadıkları ve yaşam kalitelerinin negatif yönde etkilenebileceği bir dönem olarak da geçirebilirler (28).

Menopozal dönemdeki kadınların yaşam kalitesinin korunması ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi sağlık alanındaki önemli hedeflerden biridir (12). Yapılan

(28)

16 çalışmalarla farkındalık yaratma ve menopoz semptomlarının erken teşhisinde kadınlara yardımcı olunabileceği belirtilmektedir (77).

2.4. Motivasyonel Görüşme

Motivasyonel görüşme (MG), kararsızlığın çözümü yoluyla motivasyonu artıran etkili bir danışma yöntemidir (22). 1983 yılında ilk kez tanımlanmış olanMG yöntemi, ilk başta alkol sorunu yaşayan bireylerinmotivasyonunu değiştirmek amacıylakullanılan kısa süreli bir müdahale yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Miller ve Rollnick tarafından yapılan tanımıyla MG; hasta kişilerin problemlerini keşfetmelerine ve çözmelerine yardım ederek davranışsal değişimler sağlamak için öneri verilen danışan merkezli bir görüşme biçimidir (82). Değişik sağlık problemlerinde1990 yılından itibaren, özellikle kronik sağlık sorunlarında, davranış değişikliği oluşturmada önemli bir yere sahiptir (83-86). MGdavranış ve tutumu değiştirme ile ilgili iletişime odaklı bir görüşme yöntemidir (87).

2.4.1. Motivasyonel Görüşme Yönteminin Temel İlkeleri

İlk olarak William Miller tarafından sözü edilmiş olan MGtekniğinin temel ilkeleri şu şekilde açıklanmaktadır (82).

Empati göstermek

Burada kişilerin hissettiklerini ve bakış açılarını yargılamadan, eleştiri yapmanın tersine sıcak, destekleyici, saygı duyan bir yaklaşım tarzı benimsenmektedir.

Danışmanın bunu uygulaması, danışanla aynı fikre sahip olduğu anlamına gelmemekle birlikte başkasının anlatmaya çalıştıklarının ne olduğunu anlamaya çalışma esasına dayanmaktadır. Bu uygulama farklı düşünen ve davranan bireylerin kabullenilmesini içermektedir. Yansıtmalı dinleme yönteminin etkin bir biçimde kullanılması empati gösterilmesinde esas noktadır (88).

Çelişki geliştirmek

MG sırasında bireyin, şimdiki değer yargıları ile amaçları arasında oluşan çelişkileri görmesi sağlanmaya çalışılmaktadır. Kişilerde çelişki geliştirmek için danışanlara “gelecekte kendilerini nasıl görmek istedikleri’’ sorusu yöneltilerek, bulundukları yer ile olmak istedikleri yer arasındaki çelişkiyi anlamaları sağlanmalıdır (89).

(29)

17 Direnci çözmek

Değişim aşamasında direnç, beklenen bir süreçtir ve kişilerin değişime karşı oldukları anlamına gelmez. Motivasyonel görüşme danışan ve danışman arasında bir mücadele olmayıp, kaybeden veya kazanan yoktur. Danışmana düşen danışana değişim yönünde yeni bir bakış açısı, yeni bir ivme kazandırmaktır (87, 90).

Öz yeterliliği desteklemek

Öz yeterlilik algısı, bireyin herhangi bir konuda sorumluluklarını yerine getirme ya da başarma noktasında kendisine duyduğu inancı ifade eder. Değişme sorumluluğu tamamen bireyin kendisine aittir ve danışmanın görevi burada sadece değişim sürecini kolaylaştırmaktır. Ancak danışanın değişime yönelik hiçbirçabası ve ümidi yoksa değişim gerçekleşemez. Bu nedenle MG sırasında danışanların öz güvenlerini artırarak değişimin zorluklarını aşabileceklerine inanmalarını sağlamak önemli bir noktadır (89).

2.4.2. Motivasyonel Görüşme Uygulaması Motivasyonel Görüşme Uygulama Basamakları

MG’nin özellikle ilk aşamalarında hastaların istendik yönde değişmeye dair motivasyonlarını arttırmaya odaklanılır. Bu süreçte MG’nin dört temel tekniği olan;

 Empati gösterme,

 Çelişki geliştirme,

 Direnci çözme,

 Öz yeterliliği destekleme kullanılarak hastaların yaşadığı semptomları hafifleterek yaşam kalitelerinin yükseltilmesi hedeflenilmektedir (88, 91).

Motivasyonel görüşmelerde beş yöntem kullanılmaktadır. Bunlar açık uçlu sorular yöneltmek, özellikle yansıtmalı dinleme yapma, özetleme, kabullenme ve değişimi konuşma şeklindedir. Değişimi konuşmak için kullanılacak yöntemler arasında açıklayıcı sorular sormak, durumu ayrıntılandırmak, uç noktaları sorgulamak, geleceğe bakmak, hedefleri ve değerleri ortaya çıkarmak uygulanacak aşamaları oluşturmaktadır.

Bireylerin değişim sürecini üstlenmeleri konusunda gelinen noktayla ilgili değerlendirme yapma, sorun ve değişimi özetleme yöntemine gidilmektedir. Anahtar sorularla gerektiğinde bilgi ve tavsiye verilebilir (82, 91).

(30)

18 MG Yönteminde ilk aşama değişim için motivasyon kurulmasıdır. Bunun için ilk adım Önemlilik ve Güven-Yeterlilik konusunda cetvelin uygulanması ve değerlendirilmesi oldukça önemlidir. Bu amaçla 0 ile 10 arasında bir derecelendirme cetveli kullanılarak değerlendirme yapılmaktadır. Cetvel üzerinde 0 “hiç önemli değil”

ve 10 “çok önemli” olarak derecelendirilmektedir.

MG uygulamalarında ilk aşamada danışanın konuya verdiği önemliliğin öğrenilmesi ile başlanılmaktadır. Bu amaçla “... Bu konu sizin için ne kadar önemli?”

sorusu sorularak danışanın verdiği puan 0’dan 10’a kadar bir cetvel üzerinde işaretlenmektedir. Danışanın kendini çok düşük derecelendirmesi söz konusu ise

“neden 4 değil 1” veya “4 değil 7 olması için ne gerekir” diye sorularak danışan için değişimin önemi araştırılmaktadır. Derecelendirmede danışanın 5’i işaretlemesi durumunda derecelendirmenin artı ve eksi yönleri tartışılmaktadır.

MG’nin diğer bir bileşenide güven ve yeterlilik konusunda kişinin kendini değerlendirmesidir. Danışanlardan önemlilik testinde olduğu gibi 0’dan 10’a kadar bir cetvel derecelendirmesi yapmaları istenmektedir. Cetvelde 0“hiç güvenmiyorum” ve 10

“çok güveniyorum” şeklinde ifade edilmektedir. Danışana kendini hangi dereceyi uygun gördüğü sorularak ve “Eğer...düşünseydiniz, bunu başarmakta kendinize ne kadar güveniyorsunuz?” sorusu yöneltilmektedir. Aynı şekilde danışanın soruya verdiği dereceye göre artı ve eksileri tartışılarak, geçmiş deneyimleri gündeme getirilir ve danışan değişim için yüreklendirilir. Önemliliğe ilişkin verilen puanın düşük olması durumunda o konunun üstüne odaklanmak doğru olacaktır. Danışana uygulanan önemlilik ve güven-yeterlilik cetvelleri arasında derecelendirmede ciddi bir farklılık olması durumunda düşük olan üzerine odaklanılmaktadır. Önemlilik ve güven- yeterlilik derecelendirmesinin eşit olması durumunda ise önemlilikten başlanılmalıdır (88, 90, 92).

MG destekli görüşme planı içeriği aşağıdaki şekilde yapılandırılmaktadır.

 MG destekli danışmanlık için destekleyici ve uygun ortam oluşturulması.

 Danışmanlık yapılması planlanan konuya yönelik önem testinin danışanlara uygulanması.

 Danışanlara açık uçlu sorular sorulması.

 Danışanlarla birlikte konu üzerindeki engelleri ve bu konudaki engelleri nasıl aşabileceklerini keşfetmesini sağlama

(31)

19

 Danışanlara konu üzerinde kendi çözümlerini bulmalarına destek olma.

 Konu hakkındaki çelişkilerin ortaya çıkarılması.

 Çift taraflı yansıtma tekniğinin uygulanması.

 Konu ile ilgili pratik bilgiler konusunda eğitim gereçleri ve yöntemlerinin uygulanması ve bilgi paylaşımının sağlanması.

 Konu ile ilgili güven testinin uygulanması, danışanın kendi öz-etkililiğinin farkına varmasının sağlanması (83).

2.5. Menopozal Kadınlara Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Kazandırmada ve Yaşam Kalitesini Yükseltmede Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşiresinin Rolü

Menopozal dönemkadınların %30-75 kadarı bu döneme ilişkin semptomlardan en az birini yaşamaktadır. Dolayısıyla hemşireler menopozal yakınmalar yaşayan kadınlar ile oldukça sık karşılaşabilmektedir. Hemşirelerin bütüncül yaklaşımda kadını tanıma, yaşama uyumunu kolaylaştırmakve daha kaliteli bir yaşam sürdürebilmesini sağlamak için yaşam kalitesini ve etkileyen faktörleri değerlendirmeleri gerekmektedir (26, 46). MG menopozal yakınmalar ile baş etmede, menopoza yönelik sağlıklı yaşam tarzı geliştirerek yaşam kalitesini arttırmada kullanılan alternatif yöntemlerden birisidir.

Menopozal dönemde davranış değişikliği kazandırılması beklenen konularda MG yöntemi rahatlıkla kullanılabilir. Özellikle kadınları sağlıklı yaşam biçimi davranışlarına yöneltmede kullanılabilecek oldukça etkili bir yöntemdir (89). Alternatif tedavilerin yanı sıra kadınların menopozal döneme ilişkin yakınmalarla başetmeye yönelik yeterli düzeyde bilgiye sahip olmaları da gerekmektedir. Kadınlara menopoza ilişkin bilgi vermek, kadınların yaşam kalitelerini değerlendirmek, kadının temel gereksinimlerini karşılama konusunda sağlık eğitimi ve danışmanlık yapmak kadın sağlığı hemşiresinin görev ve sorumlulukları arasında yer almaktadır. Ayrıca kadınların sağlığı koruyucu ve geliştirici yaşam biçimi davranışlarını uygulamalarında aktif rol almalarını sağlamak, kendi sağlıklarına ilişkin karar verme sürecine katılabilmelerini sağlamak da hemşirelerin sorumlulukları arasında yer almaktadır (26). Hemşireler eğitici, danışman, araştırmacı, uygulayıcı ve destekleyici rollerini kullanarak menopozal dönemdeki kadınların sorunlarının çözümünde önemli rollere sahiptir. Bu nedenle; araştırmamız menopozal kadınlara uygulanan motivasyonel görüşmenin sağlıklı yaşam biçimi davranışları ve yaşam kalitesi üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapıldı.

(32)

20

3. MATERYAL VE METOT

3.1. Araştırmanın Türü

Bu araştırma, randomize kontrollü deneysel araştırma özelliğinde gerçekleştirildi.

3.2. Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Zaman

Araştırma 15 Ağustos 2018-30 Aralık 2019 tarihleri arasında Tunceli il merkezinde bulunan 2 farklı Aile Sağlığı Merkezinde (ASM) yürütüldü.

Tunceli il merkezinde faaliyet gösteren toplam 5 ASM bulunmaktadır.

Araştırma kura yöntemi ile belirlenen 1ve 3 nolu ASM’ler de yürütüldü.

1 ve 3 nolu ASM’de benzer olarak 4 hekim, 4 aile sağlığı elemanı, 2 yardımcı sağlık personeli ile 4 poliklinik, 1 hemşire odası, 1 aşı odası, 1 gebe-bebek izlem odası, 1 müdahale odası ve 1 eğitim odası bulunmaktadır. Uygulama sırasında ASM’lerde menopozal kadınlara MG ile ilgili herhangi bir girişim yapılmamaktaydı.

3.3. Araştırmanın Evren ve Örneklemi

Araştırmanın evrenini, Tunceli Sağlık Müdürlüğü 2018 güncel verilerine göre il merkezinde bulunan 1 ve 3 nolu ASM’lere kayıtlı 45-54 yaş aralığında 1442 kadın oluşturdu.

Araştırmanın örneklemi Menopoz Semptomları Değerlendirme Ölçeği ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II’nin kullanıldığı benzer bir çalışma (10) örnek alınarak yapılan Power analizine (G*Power 3.1.9.2) göre, eğitim sonrası MÖYKÖ toplam skoruna göre yapılan değerlendirmede çift yönlü önem düzeyinde 0.48 etki büyüklüğünde ve standart sapma 7.22 olarak alındığında Power: 0,80, :0,05 ve

:0,05 için tespit edilen örneklem sayısı 68 deney ve 68 kontrol grubu olmak üzere toplam 136 menopozal kadın olarak belirlendi. Araştırmanın örneklem grubu seçiminde 45-54 yaş grubundaki kadınlar ASM kayıt numarasına göre numaralandırıldı ve rastgele sayılar tablosu kullanılarak basit rastgele örnekleme yöntemi ile belirlendi. Gruplar arası bulaşı engellemek amacıyla 1 nolu ASM’den deney grubu verileri, 3 nolu ASM’den ise kontrol grubu verileri toplandı. Ancak deney grubundan ulaşım güçlüğü, başka bir ile taşınma, aile üyelerine bakım verme, sekonder hastalık tedavisi nedeniyle 6 kadın,

(33)

21 ulaşılamadığı için 2 kadın olmak üzere toplam 8 kadın; kontrol grubundan ise 5 kadın ulaşılamadığından, 4 kadın ise herhangi bir neden göstermeden son test uygulamasına katılmak istemediğinden toplam 9 kadın araştırmadan çıkarıldı. Araştırmadan çıkarılan kadınların yerine basit rastgele sayılar tablosundan yeni katılımcılar eklendi.

Araştırmacı tarafındanyeterli örneklem sayısına ulaşıncaya kadar kadınlar araştırma kapsamına alınmaya devam edildi ve araştırma 68 deney ve 68 kontrol grubu olmak üzere toplam 136 menopozal kadın ile tamamlandı.

Araştırmaya alınma kriterleri;

• Doğal yolla menopoza girmiş olan,

• Son 3 yıl içinde menopoza girmiş olan,

• Cinsel yönden aktif olan,

• Okur-yazar olan,

• Hormon Replasman Tedavisi almayan,

• İletişim kurabiliyor olan kadınlar araştırmaya dahil edildi.

Araştırmaya alınmama kriterleri;

• ASM kayıtlarına göre psikiyatrik bir tanı konulmuş olmasıdır.

3.4. Veri Toplama Araçları

Araştırmada veriler; Tanıtıcı Bilgi Formu (EK-2), Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği-II (SYBDÖ-II) (EK-3) ve Menopoza Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeği (MÖYKÖ) (EK-4) kullanılarak toplandı.

3.4.1. Tanıtıcı Bilgi Formu (EK-2)

Literatür doğrultusunda (12, 37-39) araştırmacı tarafından hazırlanan tanıtıcı bilgi formu; menopozal dönemdeki kadınların sosyo-demografik özelliklerini (yaş, eğitim düzeyi, gelir düzeyi, en uzun süre yaşanılan yer) ve menopoz öyküsünü (menopozda olma süresi, menopoza ilişkin bilgi alma durumu, menopoza yönelik düşüncesi ve menopozal şikayetlerde baş etme yöntemi kullanma durumu) içeren toplam 10 sorudan oluşmaktadır.

(34)

22 3.4.2. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği-II (EK-3)

Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği Walker ve arkadaşları tarafından 1987 yılında hazırlanmıştır (93). Ölçeğin sağlığı geliştirme davranışlarını değerlendirmek amacıyla sağlığın teşviki ve geliştirilmesi modeli çerçevesindeki araştırmalarda kullanılmasının uygun olduğu belirtilmiştir (10).

SYBDÖ-II, sağlığı geliştirici davranışların sıklığını ölçen 52 madde ve altı alt faktör içermektedir. Bunlar sağlığı geliştirici yaşam tarzının 6 alanını içeren, sağlık sorumluluğu, fiziksel aktivite, beslenme, manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler ve stres yönetimidir. Ölçeğin derecelendirmesi, hiçbir zaman (1), bazen (2), sık sık (3) ve düzenli olarak (4) olmak üzere 4’lü likert şeklindedir. Ölçeğin tamamı için alınabilecek en düşük puan 52 iken, en yüksek puan 208’dir. Ölçek puanının yükselmesi kişilerin belirtilen sağlık davranışını yüksek düzeyde uyguladığını göstermektedir. SYBDÖ-II ölçeğinin Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Bahar ve arkadaşları (2008) tarafından yapılmış olupölçeğin Cronbach’s alpha katsayısı 0.92 olarak saptanmıştır.

Ölçeğin alt boyutlarının güvenirlik katsayıları ise; sağlık sorumluluğu alt boyutunda 0.77, fiziksel aktivite alt boyutunda 0.79, beslenme alt boyutunda 0.68, manevi gelişim alt boyutunda 0.79, kişilerarası ilişkiler alt boyutunda 0.80, stres yönetimi alt boyutunda ise 0.64 olarak belirtilmiştir (55).

Bu araştırmada ölçeğin Cronbach’s alpha katsayısı 0.88 olarak bulundu. Bunun yanı sıra alt boyut Cronbach’s alpha katsayıları ise sırasıyla; sağlık sorumluluğu alt boyutu için 0.82, fiziksel aktivite alt boyutu için 0.81, beslenme alt boyutu için 0.49, manevi gelişim alt boyutu için 0.77, kişilerarası ilişkiler alt boyutu için 0.75 ve stres yönetimi alt boyutu için ise 0.55 olarak saptandı.

3.4.3. Menopoza Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeği (EK-4)

Ölçek John R. Hilditch ve arkadaşları tarafından menopozda sağlık durumuna özgü bir yaşam kalitesi ölçeği oluşturmak amacıyla 1996 yılında geliştirilmiş (94) ve 2007 yılında Kharbouch ve Şahin tarafından Türk toplumuna uyarlanarak geçerlilik ve güvenilirliği yapılmıştır (95).

MÖYKÖ 29 soru içeren likert tipinde bir ölçek olup vazomotor, psikososyal, fiziksel ve cinsel olmak üzere dört alandan oluşmaktadır. Her bir soru puanı 0 dan 6’ya doğru sıralanmış olup 0 puan kadınların o konuyla ilgili herhangi bir sorun yaşamadığını göstermektedir. 1 puan ise o konunun var olduğunu, yaşandığını ancak hiç

Referanslar

Benzer Belgeler

Kronik böbrek yetersizliği nedeniyle hemodiyaliz tedavisi alan hastaların yaşamış olduğu semptomları azaltmak ve savunma hatlarının güçlendirmek amacıyla Neuman

Lomber disk herni ameliyatı öncesi uygulanan duygusal özgürlük tekniği ve müziğin kaygı ve yaşam bulguları üzerine etkisini belirlemek amacıyla, ön test-son

Yüksek miktarda karbonhidrat ve az miktarda yağın alındığı vejetaryen diyetler hücresel insülin duyarlılığını artırır böylece diyabete karşı bir miktar koruma

Soonyoung ve Myoungjin’in el replantasyonu yapılan hastalara ağrıları için uyguladıkları sıcak su ayak banyosu sonrası, deney grubu ile kontrol grubunun ağrı puanları

Yapılandırmacı öğretim yöntem ve teknikleri göre hazırlanmış zaman yönetimi eğitiminin yönetici hemşirelerin yönetsel stres ve yaşam doyumlarına etkisini

Otizm spektrum bozukluğuna sahip olan çocuklar sosyal etkileşim becerilerinde sınırlılıklar yaşayan çocuklar olup, bu sınırlılıklar OSB’li çocuklarda görülen en temel

TECAR terapi uygulamasının hangi ölçüm zamanları arasında fark yarattığına ilişkin yapılan post-hoc analizine göre, egzersiz öncesi, egzersiz, TECAR ve 24 saat

İhtisas Kurulunun 24.12.2012 tarihli raporunda, &#34;Şahsın çiçekçide çalışırken gözüne çiçeklerin kenarına dikilen ağaç parçasının battığını ifade ettiği