• Sonuç bulunamadı

2013’ün İlginç Bilimsel Gelişmelerinden Bir Demet

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "2013’ün İlginç Bilimsel Gelişmelerinden Bir Demet"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2013’ün İlginç Bilimsel Gelişmelerinden Bir Demet

ABD’de 16.000 kişi

karaci-ğer nakli bekliyor. Ancak ye-terli sayıda organ buluna-madığı için bunların ancak 7000 kadarına 2013’te kara-ciğer nakli yapılabildi. Ülke-mizdeki kayıtlarsa 2000’den fazla vatandaşımızın karaci-ğer nakli beklediğini, bunla-rın ancak yarısına nakil ya-pılabildiğini gösteriyor. Ja-ponya’daysa durum çok da-ha vahim. Karaciğer bekle-yen insanların sayısı, nakil için karaciğer sağlayabilecek ölüm vakalarının sayısından on kat daha fazla. İşte bu du-rum Japonya’daki Yokohama Şehir Üniversitesi Yenileyi-ci Tıp Bölümü’nden Takona-ri Takebe ve ekibini alterna-tif bir çözüm aramak üzere

harekete geçirmiş. Takebe ve ekibi geçtiğimiz yıl insan de-risinden alınıp embriyonik duruma geçmek üzere yeni-den programlanan hücreler-den mini-karaciğerler, baş-ka bir deyişle baş-karaciğer “to-murcukları” üretmeyi başar-dı. (Embriyonik kök hücreler başkalaşarak vücuttaki her türlü hücreye dönüşebildik-leri için önem taşıyor.) Üretilen karaciğer hücreleri başka iki tip hücreyle karış-tırıldığında, kendilerini da-marları da olan üç boyutlu yapılar biçiminde düzenliyor. Dolayısıyla Takebe ve ekibi insan embriyosunun işlevsel bir karaciğer oluşturma sü-recini yapay olarak tekrarla-mış oluyor.

Yaklaşık 5 milimetre uzunlu-ğundaki insan karaciğer to-murcukları bir fareye nak-ledildiğinde, gelişmiş bir or-gandaki şekerleri ve ilaçları metabolize etme gibi işlevle-ri yeişlevle-rine getirebiliyor. Fare-nin kendi karaciğeri işlev dı-şı bırakıldığında bile bu to-murcuklar fareyi iki ay ka-dar canlı tutabiliyor. Take-be karaciğer yetmezliği çe-ken bir insana bu tomurcuk-ların yüz binlercesinin akta-rılması gerekeceğini belir-tiyor. Ayrıca tomurcukların her hastanın kendi hücrele-rinden üretilmesi mümkün oluncaya kadar, alıcılar tıp-kı bütün bir organın naklin-de olduğu gibi organ reddine karşı bağışıklık sistemi baskı-layıcılarına ihtiyaç duyacak.

Karaciğer tomurcukları nak-linin on yıllık bir süre içinde mümkün olabileceği öngö-rülüyor.

Karaciğer “T

omurcukları

Yaşam Kurta

rabilir

Yandaki resme baktığınız-da kendinizi kötü hisse-diyorsanız belki de tripo-fobiniz olabilir. Tripofobi küçük delikleri olan nes-nelere karşı duyulan kor-ku anlamına geliyor. İki İn-giliz araştırmacı geçtiği-miz yıl tripofobiklerde en çok korku uyandıran nes-neleri inceledi.

Psychologi-cal Science’ta

yayımladık-ları araştırmada tripofobi-yi tetikleyen nesnelerin ço-ğunun görünümünün, par-laklık ve aydınlık/karanlık karşıtlığı açısından zehir-li hayvanlarınkini, örneğin sarı akrebinkini ve balon balığınınkini andıran ka-rakteristik özellikleri oldu-ğunu keşfetti. Sonuç olarak da tripofobinin zehirli

hay-vanlardan kaçınma yönün-deki bir içgüdünün uzantısı olabileceğini öne sürdüler.

Tripofobinin O

lası Kökeni

(2)

Zihin okuma bilimkurgunun favori konularından. Teknolojik gelişmelerse bu konuyu kurgu-dan gerçekliğe taşıma yönünde ilerliyor. Geçtiğimiz yıl yapılan araştırmalarda zihin okumanın gerçekleştiği üç deney yapıldı. Her ne kadar iletilen bilgiler ba-sit motor hareket komutları ol-sa da, bu heyecan verici bir ge-lişme.

Şubat ayında Duke Üniver-sitesi’nden araştırmacılar iki la-boratuvar faresinin beynini bir-birine bağladı. Deneyde fareler-den biri, iki kaldıraçtan sağda-kine ya da soldasağda-kine bastığın-da korteksindeki bir elektrot bir sinyal yakaladı. Araştırmacılar bu sinyali sinyal atımlarına dö-nüştürdü. Bu atımlar da inter-net üzerinden, başka bir farenin korteksine yerleştirilmiş olan elektrota iletildi. Daha önceden iki farklı tipteki atımı ayırt ede-bilecek biçimde eğitilmiş olan

bu ikinci fare gelen sinyale gö-re kaldıraçlardan birine bas-tı. Sinyali alan fare denemelerin %64’ünde doğru kaldıraca bastı. Bu oran mükemmel olmasa da rastgele seçim yapacağı duruma göre çok daha iyi.

Nisan ayında Harvard Üniver-sitesi’nden araştırmacılar elekt-roensefalografi (EEG) cihazı-na bağlanmış insanların fare-lerle zihinsel bağlantı kurabil-diğini gösterdi. Bir insanın be-yin dalgaları ultrason atımları-na dönüştürülüp farenin motor korteksindeki belirli bir bölge-ye iletildiğinde fare kuyruğunu salladı.

Ağustos ayındaysa Washington Üniversitesi’nden araştırmacı-lar iki insanın beyni arasında ilk defa bir arayüz kurdukları-nı açıkladı. Deneyde proje li-deri Rajesh Rao başına bir EEG başlığı takıp bir video oyunu oy-namaya başladı. Çalışma

arka-daşı Andrea Stocco’ysa kampü-sün başka bir yerinde internet üzerinden Rao’ya bağlıydı ve sol motor korteksinin kafatası böl-gesine dokunan bir elektroman-yetik atım kaynağı vardı. Rao sa-dece düşünce yoluyla “ateş” ko-mutunu verdi. Bir bilgisayar be-yin dalgalarını aldı ve Stocco’ya sinyal atımları gönderdi. Sinyali alınca Stocco’nun eli klavyedeki “ateş” tuşuna bastı.

Bu tür tekniklerin günün birin-de felçli insanların fizik tedaviy-le iyitedaviy-leşmesine yardımcı olabitedaviy-le- olabile-ceği düşünülüyor. Stocco çeşit-li sinyallerin iyileşmekte olan-lara iletilmesiyle rehabilitasyon sürecinin hızlandırılabileceğini düşünüyor. Ancak tabii ki bu ve benzeri tüm uygulamalar şim-dilik kurgudan ibaret ve bunla-rın ne kadar mümkün olabilece-ğini kestirmek zor.

Zihin Okuma G

erçekleşti

Bilim ve Teknik Ocak 2014

>>>

Fransa’da geçmişte Neander-taller’in yaşadığı bir bölgede-ki kazı alanında, deri işlemede günümüzde de kullanılan özel bir aletin bir benzeri bulun-du. Arkeologlar farklı iki alan-da deriyi parlatmak ve su geçir-mez hale getirmek için kulla-nılan aletin dört örneğini bul-du. Yaklaşık 51.000 yıl öncesi-ne ait aletler ren geyiği

kemik-leri taşlara sürtülüp yontularak üretilmiş. Yerleşmiş kanıya gö-re Homo Sapiens’ler Avrupa’ya 43.000 yıl önce geldi. Bazı ar-keologlara göre “orada karşılaş-tıkları ve onlara göre aptal olan Neandertaller’e özelleşmiş ke-mik aletleri nasıl kullanacak-larını öğrettiler”. Yeni buluntu-larsa durumun bundan fark-lı olabileceğini düşündürüyor. Ya modern insanlar ve

dola-yısıyla sahip oldukları bilgiler Avrupa’ya sanıldığından daha erken ulaştı ya da Neandertal-ler kemikNeandertal-lere şekil verip kullan-mayı zaten biliyordu.

Neandertaller

’in

Alet Becerisi

(3)

Öklit’ten beri matematik-çiler aralarında sadece bir sayı olan, yani aralarında-ki fark 2 olan sonsuz sayı-da asal sayı çifti bulunabi-leceği tahmininde bulunu-yor. Her ne kadar sayılar art-tıkça asal sayıların ortala-ma aralığı gitgide artıyor-sa da kanıtlar artıyor-sayı doğru-sunda ne kadar ileri gidilir-se gidilsin her zaman ikiz asal sayılara rastlanabilece-ğini düşündürüyor. Sağda-ki şeSağda-kil sol üstte 1’den başla-yıp sağ altta 625’e kadar iler-leyen asal sayıları gösteriyor. İkiz asal sayılar yeşil renk-le gösteriliyor. Yine de ma-tematikçiler için bu tür

des-tekleyici kanıtlar ispat nite-liği taşımıyor. Matematikçi-ler en az yüz yıldır ikiz asal sayılarla ilgili bu tahmini is-patlamaya çalışıyor. Geç-tiğimiz yılın baharındaysa bu konuda önemli bir geliş-me yaşandı. New Hampshi-re Üniversitesi’nden, alanın-da pek de bilinen biri olma-yan Yitang Zhang adlı mate-matikçi, aralarındaki fark 70 milyondan az olan sonsuz sayıda asal sayı çifti buluna-bileceğini ispatladı. Bu, ikiz asal sayılarla ilgili söz konu-su tahminin ispatı için ni-hai hedef olan 2’lik farktan epey uzak, ancak Temmuz sonunda matematikçiler söz konusu sınırı 5414’e indir-meyi başarmış durumdaydı.

İkiz Asal Say

Sürpriz Geliş

me

Çizim Hafsa Olcay

35 yıldan uzun bir süre bo-yunca 24 milyon kilometre-den fazla yol kat ekilometre-den

Vo-yager 1 nihayet

yıldızlarara-sı uzaya ulaştı. Böylece ilk defa insan yapımı bir nesne heliosferin, yani Güneş’ten kaynaklanan atomaltı par-çacıklarla dolu görünmez “balon”un ötesine geçmiş oldu. Ölçümler Voyager 1’in yıldızlararası uzaya 2012’nin Ağustos’unda çıktığını gös-teriyor. Ancak araştırmacı-lar uzay aracının çıkışını teyit eden kanıtları ancak geçtiği-miz Eylül ayında elde edebil-di. Şimdi araştırmacılar uzay aracının en güncel

lerini inceliyor. İlk gözlem-ler, uzak yıldızların şiddetli patlamaları sırasında yayılan hızlı protonların ve elektron-ların uzaya yağdığı bir bölge-ye ait. Bilim insanları bu par-çacıkları uzayda kurulu de-tektörlerle daha önce de in-celiyordu, ancak uzayın yeni gözlemlenen bu bölgesinde olduğu gibi radyasyondan ve Güneş’in manyetik girişi-minden büyük ölçüde kur-tulmaları mümkün olmuyor-du. Şimdi araştırmacıları yıl-larca sürecek gözlemler ve incelemeler bekliyor.

Voyager 1 Yı

ldızlararası

Uzaya Kavuş

tu

(4)

Bilim ve Teknik Ocak 2014

>>>

Caltech’te malzeme bilimi ve uygulamalı fizik profesörü Harry Atwater Güneş enerji-sinden yararlanma verimini katlayarak artırabilecek bir tasarım öne sürdü. Şu an pi-yasada var olan güneş panel-leri tek bir yarıiletken mal-zemeden, genellikle silikon-dan yapılan güneş hücrele-rinden oluşuyor. Bu

malze-me de Güneş’ten gelen ışı-nım yelpazesinin sadece dar bir dalga boyu aralığında-ki kısmını soğurabiliyor, gü-neş ışığındaki enerjinin bü-yük bir kısmı ısı olarak kay-boluyor, paneller tipik olarak enerjinin %20’den az bir kıs-mını elektriğe çevirebiliyor. Ancak Atwater ve arkadaş-larının tasarladığı sistem en az %50 verime sahip

olabi-lir. Bu tasarımda güneş ışığı-nı bir prizmaışığı-nın yaptığı gibi -her biri farklı bir renk üre-tecek olan- 6 ila 8 farklı dalga boyundaki bileşenlerine et-kin biçimde ayrıştırabilen bir sistem yer alacak. Her renk onu soğurabilecek bir yarıi-letkenden yapılmış olan hüc-relere dağıtılacak. Sistemin nihai tasarımı kesinleşme-miş, ancak Atwater

piyasa-daki pek çok sistemden da-ha basit olacağını öngörüyor ve bu yüzden de bir prototip üretildikten sonra kolayca ti-carileşebileceğini düşünüyor.

Üstün Verim

le Güneş

Enerjisi

Gelişen teknolojiler ve ar-tan bilgi birikimi beyin araş-tırmalarını hızlandırmış ol-sa da hâlâ beyne dair bütün-cül bilgilerden büyük ölçüde yoksunuz. Beynin bir bütün halinde nasıl çalıştığı, han-gi hücre kümelerinin hanhan-gi- hangi-leriyle ne tür bağlantılar kur-duğu bilinmiyor. 2013 yılın-da Avrupa ve ABD hükümet-leri sinir hücrehükümet-lerinin nasıl bağlantılar kurduğunu ve na-sıl senkronize olarak çalıştı-ğını ortaya çıkarmayı amaç-layan dev bir projeye fon sağ-lamak üzere büyük taahhüt-lerde bulundu. Ocak ayında Avrupa Komisyonu beynin işlevsel bir sayısal versiyonu-nun oluşturulması amacıyla İnsan Beyni Projesi’ne 1 mil-yar avro ayırdı. Nisan ayın-daysa ABD başkanı Barrack Obama, İlerleyici

Yenilik-çi Nöro-teknolojilerle Beyin Araştırmaları (BRAIN) giri-şimini duyurdu. Bu girişim-le, beyindeki bölgelerin na-sıl bağlantılandığını araştır-mak üzere yapılacak çalışma-lar desteklenecek. Olası araş-tırma konularından biri de ilk defa beyindeki tüm hüc-re tiplerinin bir envanterinin oluşturulması. Bir fare bey-ninde bile binlerce hücre tipi olduğu düşünülüyor. Bir baş-ka hedef bir milyon hücrede-ki elektriksel ethücrede-kinliğin aynı anda ölçülmesi (şimdiye ka-dar sadece birkaç yüz kaka-dar hücreninki ölçülebiliyordu). Tabii bu araştırmaların orta-ya çıkaracağı terabitler dolu-su bilginin değerlendirilebil-mesi için hesaplamalı ve ista-tistiksel yeni yaklaşımlara ih-tiyaç duyulacağı tahmin edi-liyor. BRAIN’in uzun vadeli

bütçesi belli değilse de fede-ral bilim, sağlık ve savunma kuruluşlarının projeye 2014 için 110 milyon dolar ayırdı-ğı açıklandı.

Beynin Keşfine Y

önelik

Dev Girişim

(5)

Kaynaklar

• “100 Top Stories of 2013”, Discover, s. 16, 18, 19, 23, 25, 44, 49, 72January/February • http://www.technologyreview. com/featuredstory/513671/ultra-efficient-solar-power/ • https://www.sciencenews.org/ article/year-review-voyager-1-reaches-interstellar-space • https://www.sciencenews.org/ article/year-review-obama-unveils-brain-initiative • https://www.sciencenews.org/ article/twin-primes Şimdiye kadar dünya

üzerinde yaklaşık 1,2 milyon tür tanımlanmış, ancak mevcut tür sayısının çok daha fazla olduğu biliniyor. Bazı tahminlere göre 7 milyon civarında tür olduğu düşünülüyor. Dolayısıyla biyologlar sık sık yeni türlere

rastlayabiliyor. 2013 yılında da bilinen türler listesine yenilerinin eklendiğine şahit olduk. İşte onlardan bazı ilginç örnekler:

Güneş güvesi

Adını kanadındaki turun-cu daire desenlerinden alan güneş güvesi Stenoloba

sola-ris, Litvanyalı ve Bulgar

araş-tırmacılar tarafından Çin’in Yunnan bölgesindeki Bai-me Xue sıradağlarında keş-fedildi.

Yeni Bir Yarasa Cinsi Niumbaha superba olarak

ad-landırılan ve Güney Sudan’da bulunan çizgili yarasa türü aslında yeni bir cinsi tem-sil ediyor. Pentem-silvanya’daki Bucknell Üniversitesi’nden bir araştırma ekibinin bildir-diği kadarıyla, biraz kısa ka-natları ve daha dayanıklı diş-leri yeni bir cins olarak sınıf-landırılmasında etkili oldu.

Umut Veren Kirpi

Umut kirpisi, Coendou

spe-ratus, dünyanın tehdit

al-tındaki habitatlarından bi-ri olan Brezilya’nın Kuzeydo-ğu Atlantik kıyısındaki ağaç-larda yaşıyor. Yeni tür, ülke-deki Pernambuco Federal Üniversitesi’nden araştırma-cılar tarafından keşfedildi.

Rinjani ishak kuşu

Rinjani ishak kuşu kendi-ne has ötüşü sayesinde İs-veç Doğa Tarihi Müzesi’nden bir araştırmacının dikkatini çekti. Otus jolandae adı veri-len tür Endonezya’daki Lom-bok Adası’nda Gunung Rin-jani Milli Parkı’nda keşfedil-di. Görünümü kendisine ya-kın bir türünkine çok benze-diği için şimdiye kadar dik-katlerden kaçmış.

Yeni Bir Derin Deniz Balığı Pogonophryne neyelovi

ad-lı tuhaf görünümlü yeni bir deniz balığı türü balıkçılar tarafından Antarktika diş-balığı avı sırasında yakalan-dı. Çenesinden çıkan sivri uzantıdan dolayı daha önce tanımlanmış benzer 19 türü de kapsayan bir cinse dâhil edildi.

Referanslar

Benzer Belgeler

 Sefalotoraksta küçük bir çift keliser(ağız organı), büyük bir çift pedipalp,ucunda kuvvetli kıskaç ve 4 çift yürüme bacağı bulunur..  Abdomen- 7

Güneş’in atmosferi olan korona tabakası normalde görünmez – tam güneş tutmasında görünür..

-Gölsel ortamlarda; göllerin riizgar enerjisine kapalı bölgele ­ rinde oluşan bataklık veya turba- linyiı alanlarında laminalı olma ­ yan, canlı eşelemesine

En son olarak tahmin ve gerçek sonuç arasındaki farkı bulmak için çıkarma işlemi

Bu nedenle Yarasa, Kuş ve Yılan zararına karşı uzaklaştırıcı kovucu önlemler veya hayvanın yerleşkeden başka bir yere taşınması şeklinde önlemler

Dahas¬, lineer olmayan bir sistem için bir s¬n¬r denge nüfusunun kararl¬l¬¼ g¬, onun lineerle¸stirilmi¸si ile ayn¬d¬r (III(B): 4 < 0, p = 0 durumu hariç ki bu s¬n¬r

Son konaklar: Balık yiyen etçiller ve insan Arakonaklar: 2 arakonağı bulunmaktadır. Birinci arakonaklar :

Kitap 5x sayfa olsun. Buna göre, ilk durumda otobüsteki bayan sayısının kaç olduğunu bulalım. Çözüm:?. İlk durumda otobüsteki bayan sayısı x olsun. Cem’in 12 ayda her