• Sonuç bulunamadı

Prof. Dr. Mehmet Karaca

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Prof. Dr. Mehmet Karaca"

Copied!
121
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı Yayını

TEMMUZ - EYLÜL 2016 SAYI 73

Dosya: 1

Dosya: 1 BİLİM,

TEKNOLOJİ ve TOPLUM

Prof. Dr. Mehmet Karaca

Prof. Dr. Teoman Pamukçu, Prof. Dr. Erkan Erdil Prof. Dr. Aydan Turanlı

Orhan Bursalı Kenan Çolpan Dr. Ercan Çitil

Dr. Ulaş Mehmet Çamsarı Prof. Dr. Mete Tapan Yrd. Doç. Dr. Aslı Çalkıvik Yrd. Doç. Dr. Giovanni F. Mion Doç. Dr. Ebru Yetişkin

Doç. Dr. Yüksel Demir Prof. Dr. Güngör Evren Doç. Dr. Nurgül Balcı

C M Y CM MY CY CMY K

Otoyol lan Tekfen 220x280 mm.pdf 1 25.05.2016 14:46

(2)
(3)

Bilimsel Gelişmeye İTÜ Katkısı ve Fark Yaratan Ar-Ge Çalışmaları

Prof. Dr. Mehmet Karaca

Bilim, Teknoloji, Yenilik Politikaları

Prof. Dr. Teoman Pamukçu, Prof. Dr. Erkan Erdil

Disiplinlerarası Bir Alan Olarak Bilim, Teknoloji ve Toplum

Prof. Dr. Aydan Turanlı

Türkiye’de Toplum, Siyaset, Bilim, Gençler ve Öğrencilerin Sancar’dan Etkilenmesi Üzerine

Orhan Bursalı

İTÜ ARI Teknokent:

Teknolojik Kalkınma Yolunda Hızlı Adımlar

Kenan Çolpan

Üniversite ve Sanayiyi buluşturan güç:

İTÜNOVA Teknoloji Transfer Ofisi

Dr. Ercan Çitil

Teknoloji, Toplum ve Bağımlılık

Dr. Ulaş Mehmet Çamsarı

Teknolojiyle İlgili Bazı Çıkarımlar Üzerine…

Prof. Dr. Mete Tapan

Küreselleşme, Teknoloji, Siyaset

Yrd. Doç. Dr. Aslı Çalkıvik

Dünya gerçekten hareket ediyor mu?

Modern Bilimde, Gerçekçilik ve İnstrumentalizm

Yrd. Doç. Dr. Giovanni F. Mion

Medya Sanatları: Bir Bilim, Sanat ve Teknoloji Arayüzü

Doç. Dr. Ebru Yetişkin

ARI: Sanat ve Bilişim Displinlerarası Yüksek Lisans Programı

Doç. Dr. Yüksel Demir

Demiryollarımız İçin Yapılanlar ve Sonuçları

Prof. Dr. Güngör Evren

Yaşamın Sınırları Göller Bölgesi’nden Mars’a…

Doç. Dr. Nurgül Balcı

Teknokent Dosyası İTÜ' den Haberler İTÜ Vakfı'ndan Haberler Yayınlar

Spor Briç

TEMMUZ-EYLÜL 2016 | SAYI 73

......

12 18 22 26 30

35 33

40 42 38

44 48 52 60 64 68 104 109 113 119

İmtiyaz Sahibi:

İTÜ Vakfı adına Prof. Dr. Mehmet Karaca Yayın Kurulu:

Prof. Dr. Yıldız Sey Y. Müh. Naci Endem

Dr. Y. Müh. (Mimar) Doğan Hasol Prof. Dr. Mete Tapan

Kenan Çolpan Hatice Yazıcı Şahinli Kenan Mete Yazı İşleri Müdürü:

Hatice Yazıcı Şahinli Yayın Koordinatörü:

Kenan Mete

73. Sayı "Bilim, Teknoloji ve Toplum"

Dosyası Danışmanları:

Prof. Dr. Aydan Turanlı Prof. Dr. Hacer Ansal Reklam ve Halkla İlişkiler:

Fahri Sarrafoğlu Grafik Uygulama:

Murat Beşiktaş Gizem Çinik Katkıda Bulunanlar:

Gözde Ergüç, Osman Keskin, Erkan Mert Özoğul

Fotoğraf: Altan Bal, Engin Yıldırım, Osman Keskin

Yönetim Yeri:

İTÜ Vakfı Merkezi

İTÜ Maçka Yerleşkesi 80394 Teşvikiye / İSTANBUL

Tel: 0212 291 34 75 – 230 73 71 Faks: 0212 231 46 33

Baskı:

Azra Matbaacılık

Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi E Blok 1. Bodrum No.11 Topkapı Zeytinburnu / İSTANBUL

Tel: 0212 674 10 51 – 612 79 27 Yayın Türü:

Yaygın, Süreli

E-posta: basin@ituvakif.org.tr www.ituvakif.org.tr

Bu dergide yayımlanan imzalı yazılar yazarlarının görüşünü yansıtmaktadır.

Dergiyi ve Yayın Kurulu'nu bağlayıcı nitelik taşımaz.

İTÜ Vakıf Dergisi’nde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan kaynak belirtilmek koşulu ile alıntı yapılabilir.

VAKFI DERGİSİ

(4)

C M Y CM MY CY CMY K

AQUANIT_ILAN_22X28_1.pdf 1 21.04.2016 14:30

(5)

İTÜ Vakfı Yayınları Genel Dağıtım: İTÜ Vakfı Yayınları

İtuyayinlari.com.tr Online Sipariş: www.1773itu.com Satış:0212 230 73 71 – 246 64 05

ituvakif@ituvakif.org.tr

“Yunus 2005

Nadi Sosyal Bilimler Araştırması”

Ödülü

Yazıları ve Rölöveleriyle

Sedat Çetintaş

Yazar: Prof. Dr. Ayla Ödekan ISBN: 975-561-252-1 Basım Yılı: 2004 Boyutlar: 27 x 39 cm

Cilbent kutu içinde 79 sayfa metin + 108 sayfa rölöve föyleri.

Sedat Çetintaş, mimarlık tarihimizde sanatsal ve mimari değeri güçlü rölöve ve restitüsyonların yaratıcısı, 19. yüzyıl kültürü ile beslenmiş 20. yüzyılın ilk yarısında yaşayan bir Cumhuriyet aydını. O, Selçuklu dönemi ile Erken ve Klasik Dönem

Osmanlı mimarlığı tutkunu bir ‘Ülkügüder’. Sedat Çetintaş, anıtsal yapıtları çizimleriyle günümüze taşımakla kalmamış, yazılarıyla da mimar olarak toplumsal duyarlılığı sürekli diri tutmuş bir aydın. Ülküsü bir ‘Corpus’ oluşturmak. Amacı doğrultusunda yaklaşık 200 adet rölöve ve restitüsyon üretmiş.

Bu ürünlerden 108’i İTÜ Mimarlık Fakültesi Arşivi’nde bulunmaktadır. Bu kitap da, Sedat Çetintaş’ın bu arşivde yer alan yapıtlarını toplu olarak okuyucuya ulaştırmayı ve araştırmaya açmayı hedefliyor. Buna ek olarak, çizimleriyle tanıdığımız Sedat Çetintaş’ı yazılarından da okuyarak

‘ülkügider’liğinin insancıl boyutlarına da erişme olanağı veriyor. Bu nedenle, kitapta yazar sık sık Çetintaş’ın kendi anlatımlarına yer veriyor. Böylece kendi sözcük ve anlatım dilini okuyucuyla paylaşarak Çetintaş’ın özellikle eski yapıları koruma konusundaki savaşçı kişiliğini açığa çıkarıyor. ‘Sedat Çetintaş’ın inanılmaz rölöveleri karşısısnda insan şaşırıyor.

Şaşırmamız rölövelerin insan emeğinin ürünleri oluşundan.

Hele bilgisayara dayalı bir tasarım kuşağı içinde olduğumuz

günümüzde, bu çizimler doğal olarak inanılmaz geliyor’ diyor,

Prof. Dr. Ayla Ödekan.

(6)
(7)

Merkez : Ayazağa Kampüsü İTÜ Merkezi Derslik Binası giriş katı Maslak 212 276 58 92 İTÜ Vakfı kuruluşu olan Bu ürünleri satın alarak, İTÜ öğrencilerine BURS sağladığınız için teşekkür ederiz.

(8)
(9)

İçeRİk: İTÜ Vakfı Dergisi her sayıda özel bir "Dosya Konusu"nun yanısıra, özgün bilimsel makale, araştırma yazıları ve derlemelere;

İTÜ’deki tüm disiplinler ve disiplinlerarası konularda güncel bilimsel makalelere;

bilimsel ve teknolojik gelişmeler ve yeniliklerle ilgili haberlere; İTÜ öğretim elemanlarının akademik başarı, yenilikçi proje ve buluş, yayın haberlerine ilişkin metin ve görsel malzeme katkılarına açıktır.

Yazı BoYutu: İTÜ Vakfı Dergisi’ne gönderilecek makaleler 4 sayfa; 1850 sözcük (15 bin karakter) sınırını aşmamalıdır. Dipnotlar ve kaynaklar bu sınırlamaya dahildir.

Metİn YazıM ÖzellİkleRİ: Dergiye gönderilecek metin, Microsoft Word programıyla yazılmalı, yazıda 12 punto boyutu kullanılmalı, yazı karakteri olarak Times New Roman veya Arial tercih edilmelidir.

GÖRsel MalzeMe: Gönderilen yazıda kullanılacak fotoğraf, şekil, tablo vb. görsel malzemenin sayısı

makaleler için 5’i, haberler için 1’i aşmamalıdır. Görsel malzeme, kesinlikle metin içine yerleştirilmemeli, ayrıca iletilmelidir. Renkli, siyah-beyaz fotoğraf görsel gönderilebilir. Görsel malzemenin dijital imaj dosyası olarak JPG, TIFF, PSD formatlarında sunulmalı ve

çözünürlükleri 300 DPI’dan düşük olmamalıdır.

YazaR İsMİ: Gönderilen makale, haber vb. metinlerde yazar ismi, unvanı ve çalıştığı kurum/görevi belirtilmelidir.

Metİn Başlığı:

Makalelerde başlık bulunmalıdır.

Dİpnot: Dipnotlar sayfa altında değil, metnin sonunda yer almalıdır. Metin içinde dipnot göndermeleri yer alacaksa, sıra numarası ile belirtilmeli ve metin sonunda da aynı sıra numarası ile yazılmalıdır.

kaYnaklaR: Metin sonunda yer almalı ve sıra numarası verilmelidir. Metin içinde kaynaklara gönderme varsa, parantez içinde gösterilmelidir. Kaynakça yazım düzeni; yazar soyadı, adı, basım tarihi, yayın adı, çevirmen adı-soyadı, yayınevi, basım yeri şeklinde olmalıdır.

Metin ve görsel malzeme elektronik ortamda e-posta ile veya CD’ye kayıtlı olarak, aşağıdaki iletişim adresimize gönderilmelidir.

hyazici@ituvakif.org.tr veya basin@ituvakif.org.tr tel. 0212 291 34 75 – 230 73 71

EĞİTİM

Doç. Dr. Selçuk Şirin Prof. Dr. Emine Erktin Prof. Dr. Güngör Evren Prof. Dr. Gülsün Sağlamer Prof. Dr. Lerzan Özkale Prof. Dr. Mehmet Karaca Dr. Y. Müh. (Mimar) Doğan Hasol Prof. Dr. Erol Kulaksızoğlu Prof. Dr. Ergün Toğrol Prof. Dr. Ahmet Fahri Özok Bülent Yalazı Zeynep Afşeören Mevlude Bakır İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı

Yayını NİSAN - HAZİRAN 2015 SAYI 68

5 kıtada 60 ülkeye yayılan ihracatı ve ABD’deki üretimiyle

globalleşen bir yıldız

Bakır İhracatında Lideriz.

Sarkuysan, 2014 yılında da İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri tarafından verilen “İhracatın Yıldızları Ödülleri”nde “Bakır Teller ve Örme Halatlar İhracatı”

kategorisinde 1. sırada yer aldı.

www.sarkuysan.com

Şirketler Topluluğumuz

(10)
(11)

Sevgili Okurlar,

“Bilgi güç kaynağıdır” diyen İngiliz düşünür Francis Bacon’ın bili- me ve bilimin uygulanmasına ilişkin düşüncelerinin 17. yüzyıl ve daha sonraki gelişmelerde büyük etkisi olmuştur. Bir bilimci ola- rak Bacon, doğayı doğrulukla bilmenin tek güvenli yolunun bilim olduğunu, bilimsel yöntemin insana doğayı denetleyeceği bilgiyi sağlayacağını ileri sürer. Bacon’ı sonraki yüzyıllardaki gelişme- ler de doğrulamış; bilimi ve bilimin bir çıktısı olarak teknolojiyi kalkınma modellerinin ana ekseni haline getiren ülkeler bugün dünyada her türlü gelişmeye yön veren güç haline gelmişlerdir.

Peki, Türkiye’nin bilim ve teknoloji serüveni nasıl ilerliyor? Bir bi- lim politikamız var mı ve bunun sonuçları topluma nasıl yansıyor?

Bir kalkınma modeli olarak bu alana ne kadar odaklandık; üretim ve yatırımlarımız bilim ve teknolojiye dayanıyor mu? Benzeri so- ruları uzatmak mümkün…

Dergimizin 73. sayısında bu sorulara biraz yanıt aramaya karar verdik ve “Bilim, Teknoloji ve Toplum” başlığı ile bir dosya hazır- ladık; başta İTÜ olmak üzere üniversitelerimizden uzman görüş- lerine sayfalarımızı açtık.

Dosyanın ilk yazısında Prof. Dr. Mehmet Karaca, çeşitli alanlarda karşılaşılan problemlerin araştırılması, geliştirilmesi ve çözümle- rin uygulanmasına öncülük eden araştırma merkezleri sayesinde bilimsel gelişmeye pozitif etki yapan İTÜ’de gerçekleştirilen temel bilimler, mühendislik bilimleri ve sosyal bilimlerdeki araştırma pro- jelerini ayrıntılı olarak anlatıyor.

ODTÜ Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Teoman Pamukçu ve Prof. Dr.

Erkan Erdil, ülkemizde tasarlanıp uygulamaya konan bilim, tekno- loji ve yenilik politikaları konusunda belirleyici olan Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi (UBTYS) 2011-2016’da yer alan bazı hedefleri irdeleyerek, bu hedeflerin hangi mevcut sorunları çöz- meye yönelik olduklarını tartışıyorlar.

İTÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Aydan Tu- ranlı, “Disiplinlerarası Bir Alan Olarak Bilim, Teknoloji ve Toplum”

başlıklı yazısında; pek çok üniversitede yüksek lisans, doktora ve hatta lisans programı olarak açılan bu alanla ilgili bilgi veriyor, programa duyulan ihtiyacın neden kaynaklandığını açıklıyor.

Aziz Sancar, Nobel Kimya Ödülü’nü alarak Türkiye’ye büyük bir gurur ve sevinç yaşattı. Sancar’ın bilim serüvenine uzun yıllardır yakından tanıklık eden, hakkında yazılar yazan Gazeteci Orhan Bursalı, Sancar’ın aldığı Nobel Ödülü ile Türkiye’de yarattığı etki- yi, siyasetten gördüğü ilgiyi ve Mayıs ayında Türkiye’deki ziyare- tinin yansımalarını aktarıyor.

Türkiye ziyareti sırasında İTÜ’ ye de konuk olup, bir dizi etkinliğe katılan Sancar’a, haber sayfalarımızda da geniş yer veriyoruz.

İTÜ ARI Teknokent, sürdürülebilir büyüme hedefleri ve yüksek katma değere dayalı teknolojik kalkınma yolunda hızlı adımlar atıyor. Genel Müdür Kenan Çolpan, Türkiye’de girişimcilik ekosis- teminin en iyi örneklerinden İTÜ ARI Teknokent’in öncelikli hedef- lerini; Dr. Ercan Çitil ise, Üniversitede geliştirilen Ar-Ge çalışma- larını sanayiye yönlendiren bir köprü olarak İTÜNOVA Teknoloji Transfer Ofisi’ni anlatıyor.

Mayo Klinik Tıp Fakültesi’nden Bağımlılık Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Ulaş Çamsarı, dosyamıza ABD’den katkıda bulunarak, teknoloji bağımlılığının insan hayatına yaptığı etkilere dikkat çekiyor.

Prof. Dr. Mete Tapan, yeni teknolojilerin geliştirilmesine yönelik yatırımlar kadar, toplumların bu teknolojileri özümsemeleri ve doğru biçimde kullanabilmeleri için gerekli eğitim öğretime de yatırım yapılmasının önemine değiniyor.

Yrd. Doç. Dr. Aslı Çalkıvik’in teknolojide yaşanan gelişme ve dönüşümlerin siyasetten ayrı düşünülemeyeceğini vurgula- yan “Küreselleşme, Teknoloji, Siyaset” başlıklı yazısı; İTÜ İn- san ve Toplum Bilimleri Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Giovanni F. Mion’un, Galileo ve Kopernik’in dünyanın hareketine ilişkin tezlerine odaklandığı “Modern Bilimde Gerçekçilik ve İnstru- mentalizm” başlığını taşıyan yazısı; Doç. Dr. Ebru Yetişkin’in

“Medya Sanatları: Bir Bilim, Sanat ve Teknoloji Arayüzü” konu- lu, bu alandaki inovatif çalışmaları aktaran yazısı da dosya konumuza ışık tutuyor.

İTÜ’nün mühendislik ve mimarlık ekseninde süren eğitimini sa- nat ile bilimsel bir temelde buluşturacak ARI: Sanat ve Bilişim Disiplinlerarası Yüksek Lisans Programı, Bilişim Enstitüsü bün- yesinde açılıyor. Programın içeriğini Doç. Dr. Yüksel Demir’den aktarıyoruz.

Prof. Dr. Güngör Evren’in “Demiryollarımız İçin Yapılanlar ve Sonuçları - Gösterişsiz Fakat Gerçek Bir Anıt: Sivas Erzurum Hattı” başlıklı yazılarını, önceki iki sayımızın dosya konusu

“Ulaştırma&Ulaşım” temasının devamı olarak okuyabilirsiniz.

Yaşamın Sınırları: Göller Bölgesi’nden Mars’a başlıklı yazı, Doç. Dr. Nurgül Balcı’nın Salda Gölü’ndeki araştırmalarının ilginç sonuçlarına değiniyor.

Teknokent Dosyası, İTÜ’den ve Vakıf’tan haberler, her zamanki ilginç içeriği ile Metin Tükenmez’in Spor yazısı ile bu sayımız- da da okurlarımızı bilgilendirmeyi sürdürüyoruz.

Dosya konularımızın içeriğini oluştururken, bize önerilerde bu- lunacak uzmanlardan destek alıyoruz. Bu sayımızda da Prof.

Dr. Aydan Turanlı ve Prof. Dr. Hacer Ansal, değerli fikirleri ile bize yol gösterip katkıda bulundular, kendilerine teşekkürleri- mizi sunuyoruz.

Konunun çok önemli ve geniş kapsamlı olması nedeniyle 74.

Sayımızı da “Bilim, Teknoloji ve Toplum” temasına ayıracağız.

İTÜ’lülerin katkılarını bekliyoruz.

Bu Sayıda

Saygılarımızla, Yayın Kurulu

(12)

d O S ya 1

BİLİM, TEKNOLOJİ

ve TOPLuM

(13)

Bilimsel Gelişmeye İTÜ Katkısı ve Fark Yaratan Ar-Ge Çalışmaları

İTÜ, çeşitli alanlarda karşılaşılan problemlerin araştırılması, geliştirilmesi ve çözümlerin uygulanmasına öncülük eden araştırma merkezleri sayesinde bilimsel gelişmeye pozitif etki yapmaktadır. İTÜ’de 13 ar-Ge Merkezi mevcuttur. Bu merkezlerin bir amacı da disiplinlerarası çalışmalara ortam sağlamaktır. İTÜ araştırma üniversitesi olma niteliğini teknoloji üretme gücüyle birleştirerek üniversite-sanayi işbirliği modeli ile ar-Ge etlinliklerini desteklemektedir…

Prof. dr. Mehmet Karaca

İTÜ Rektörü

1. “Bilim İçin Bilim” ve uygulamalı Bilim

İTÜ’de yapılan araştırmalar, bilimsel ge- lişmeye doğrudan katkıda bulunan kitaplar, makaleler vb. yayınlar ve proje bazlı Ar-Ge çalışmaları olarak iki başlık altında topla-

nabilir. İlk türden araştırmalar bir bakıma

“bilim için bilim” tabiriyle tasvir edilebilir, bazı alanlarda dünyadaki özel üniversite- lerce ihmal edilebilirler ve bu açıdan İTÜ gibi devlet üniversitelerinin "raison d’être (varlık nedeni)"ini teşkil ederler. Bu ilk tür çalışmaları takip etmek ve anlamlandırmak derin uzmanlık gerektirir, dünyada az sayı- da kişinin uğraşısıdır. Bu alanlarda gelişme

yavaş fakat diğer çalışmalarla bütünleştik- çe temelden dönüştürücü karakterde olur.

Başta temel bilimler olmak üzere, İTÜ’nün tüm bölümlerinde bu tür çalışmalar yapıl- maktadır.Bu makalede önce İTÜ’de ger- çekleştirilen temel bilimler ve mühendislik bilimleri, sonra da sosyal bilimlerdeki araş- tırma projelerinden bahsedilecektir.

2. Temel Bilimler ve Mühendislik Bilimleri Esaslı araştırma Projelerine Örnekler

İTÜ, çeşitli alanlarda karşılaşılan prob- lemlerin araştırılması, geliştirilmesi ve çözüm- lerin uygulanmasına öncülük eden araştırma merkezleri sayesinde bilimsel gelişmeye po- zitif etki yapmaktadır. İTÜ’de 13 Ar-Ge Mer- kezi mevcuttur. Bu merkezlerin bir amacı da disiplinler arası çalışmalara ortam sağlamak- tır. İlave olarak, öğretim üyelerimizin öncülü- ğünde disiplinler arası araştırma veriminin artırılması amacı ile çalışma grupları oluştu- rulmuştur. İTÜ araştırma üniversitesi olma niteliğini teknoloji üretme gücüyle birleştire- rek üniversite-sanayi işbirliği modeli ile Ar-Ge etkinliklerini desteklemektedir (http://www.

ariteknokent.com.tr/tr adresinden ayrıntılı bil- giye ulaşılabilir). Ayrıca Avrupa Birliği ile en- tegrasyon çerçevesinde yürütülen araştırma projelerine http://www.abmerkezi-arastirma.

BİLİM, TEKNOLOJİ VE T OPL u M

1

(14)

itu.edu.tr/yayinlarimiz/proje-katalogu adre- sinden erişilebilir.

Yukarıda sözü edilen merkezlere üç ör- nek, İTÜ-MEMS (Nano/Mikro Elektromeka- nik Sistemleri Laboratuvarı), İTÜnano (Nano- teknoloji Araştırma Merkezi) ve İTÜ Havacılık Araştırma Merkezidir. Bu merkezlerde yürü- tülen projeler ise tek bir alanla sınırlı kalmayıp birçok alanı kapsamaktadır. Aşağıda çeşitli örnekler verilmiştir.

Bir sporcunun form durumu takibine yönelik Tekstil Teknolojileri

Bunlardan biri olan “Non-woven teks- til yüzeyine mikro kanal sistemi entegras- yonu ile biyosensör tasarımı ve üretimi”

projesinde, bir sporcunun fiziksel aktivite esnasındaki form durumunu izleyebilme- sini sağlayabilecek, tekstil tabanlı, esnek ve giyilebilir bir mikro akışkan sistem ta- sarlanması amaçlanmıştır. Simüle edilmiş vücut terindeki laktat seviyesinin, giyile- bilir tekstil yüzeyinden herhangi bir güç sistemine ihtiyaç duymadan kapiler etki ile vücuttan toplanıp analizinin yapılması yenilikçi ve öncü bir çalışmadır.

doğal damar benzeri bir yapı iskeleti üretilmesi

Bir diğer çalışmada ise göbek kordon kanından izole edilen mezenkimal hüc- reler vasküler endotel büyüme faktörü yardımıyla endotel hücrelere başarıyla farklılaştırılmıştır. Bu farklılaşmanın en- dotel hücreler üzerindeki etkisi ve önemi polidimetilsiloksan (PDMS) yapı iskelet- leri kullanılarak araştırılmış ve doğal da- mar benzeri yapı iskeletinin üretimi ve

bu yapı iskeletlerinin hücre büyümesi ve farklılaşmasını olumlu yönde etkilediği gösterilmiştir. Diğer yapı iskeleti çalışma- larıyla karşılaştırıldığında, bu çalışmanın en büyük avantajı üretilen yapı iskeletinin üç boyutlu yapıda olması ve istenen da- mar çapına uygun olarak üretilebilmesi- dir. (Şekil 1)

İmmünobiyolojik Hastalıklar'ın tanılanmasına katkı

Biyolojik hücre yönlendirilmesi uygu- lamalarına yönelik dielektrofrez taban- lı mikroakışkan sistemlerinin tasarımı, üretimi ve karakterizasyonunu konu alan çalışmada ise ilgilenilen parçacık/hücre tipinin karmaşık bir parçacık/hücre top- luluğundan ayrıştırılması için dieletrofrez tabanlı mikroakışkan çip-üstü sistemler üretilmiştir. Çalışma kapsamında incele- nen Jurkat ve Daudi hücrelerinin birbir- lerinden ayrıştırılması, B ve T lenfosit ya- pılarının incelenmesi ve incelenen örnek üzerinde bu hücrelerin sayılarının ortaya konması, immünobiyolojik hastalıkların tanılanmasında, ilgili hastalıkların gelişi-

mine yönelik uzun süreli öngörü oluşma- sında kritik rol oynamaktadır. (Şekil 2)

İTÜ Havacılık Araştırma Merkezi çatı- sı altında da havacılık sektöründe öncü araştırmalar gerçekleştirmektedir.

uçak Kabinleri Filtrasyonu

Boeing ve İTÜ arasında 2013 yılın- da imzalanan işbirliği ile başlayan bir projede uçak kabinleri içerisinde çeşitli sebeplerden ötürü oluşan organik kirle- ticilerin (VOC) filtrasyonu için nanofiber, metal köpük gibi malzemelerin kullanıldı- ğı fotokatalitik oksidasyon ile çalışan yeni teknoloji filtrelerin geliştirilmesi ve bu ge- liştirilen filtrelerin test edilmesi amaçlan- maktadır. Şu anda geliştirilmiş olan filtre- lerin, farklı kirleticiler için uçaklarda kısa ve uzun uçuşlarda VOC profiline uygun şekilde UV-LED’ler ile çalışan fotokatalitik reaktör sisteminde verimlilik test çalışma- ları devam etmektedir.

yeni nesil uçuş karar destek algoritmaları

Avrupa Birliğinin SESAR WP-E progra- mı kapsamında desteklenen AUTOFLY-Aid projesinde ise uçakların taktik seviyede dinamik 4-Boyutlu rota yönetimi ile çar- pışmadan kaçınma ve verimli uçuş rotaları planlamaya yarayan yeni nesil uçuş karar destek algoritmaları geliştirilmiştir. Ayrı- ca Avrupa Birliğinin SESAR Horizon 2020 Şekil 1: PDMS yapı iskeleti şekilleri

“Non-woven tekstil yüzeyine mikro kanal sistemi entegrasyonu ile biyosensör tasarımı ve üretimi”

projesinde, bir sporcunun fiziksel aktivite esnasındaki form durumunu izleyebilmesini

sağlayabilecek, tekstil tabanlı, esnek ve giyilebilir bir mikro akışkan sistem tasarlanması

amaçlanmıştır.

(15)

BİLİM, TEKNOLOJİ VE TOPLUM

programı kapsamında desteklenen ve İTÜ’nün en aktif paydaşlardan biri olarak yer aldığı COPTRA: COmbining Probable TRAjectories” projesi, uçuş rotalarının uçuş öncesinde yüksek doğrulukta planlanabil- mesi ve uçuş sırasında yüksek güvenlikte operasyonunun sürdürülebilmesi için uçuş rotalarındaki belirsizliklerin, hava trafiği akı- şı ve planlaması üzerindeki olasılıksal etki- lerini analiz etme ve bunların kontrol edile- bilir limitlerde tutulması için mekanizmalar geliştirmeyi amaçlamaktadır.

İHa’ların çevik manevra kabiliyeti TÜBİTAK’ın öncelikli alanlar Ar-Ge pro- jelerini destekleme programı çerçevesin- de desteklenen insansız hava araçlarında (İHA) otonom çevik manevra kabiliyeti ve manevra planlaması için kontrol sistemi ta-

sarımı projesi ise özellikle askeri uygulama- larda kullanılacak İHA’ların tasarımını amaç- lar. İHA’ların ve opsiyonel olarak pilotlu uçan hava araçlarının otonom olarak yapabile- cekleri manevra kümesinin genişliğini art- tırmak, bu manevralar sonucu oluşabilecek uçuş zarfı kaynaklı kontrol kayıplarını önle- mek ve bu sayede İHA’ların savaş alanın- daki tehditler altında uçabilir kalma süresini uzatmak bu projenin en önemli çıktılarıdır.

(Şekil 3)

Biyomedikal alanındaki Çalışmalar İstanbul Teknik Üniversite bünyesinde yüksek teknolojili, özgün tıbbi cihazların geliştirilmesi amacıyla kapsamlı araştır- ma faaliyetleri gerçekleştirilmektedir. Bu faaliyetlerdeki temel amaçlardan biri ger- çekleştirilen bilimsel yeniliklerin sadece araştırma seviyesinde kalmaması ve in- sanlığa fayda sağlayacak üstün nitelikli teknolojilere dönüşmesidir. Üniversitemiz bünyesinde üretilen teknolojilerden biri her yaştan kadında meme kanserinin teşhisi amacıyla kullanılacak mikrodalga meme tomografi (MMT) cihazıdır (Şekil 4). Elektronik ve Haberleşme Müh. bün- yesinde gerçekleştirilen bilimsel çalış- maların bir sonucu olan MMT cihazı, T.C.

Sağlık Bakanlığından alınan izinler ve Üniversitemizle İstanbul Üniversitesinin birlikte yapmış olduğu protokol çerçe- vesinde, Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde klinik test aşamasında bulunmaktadır.

Dünyada ilk kez gerçekleştirilen bu tek- nolojiyle dokuları iyonize etmeyen düşük güçlü mikrodalgalar kullanılarak, mevcut teknolojilerden çok daha etkin ve daha ekonomik görüntüleme yapılmaktadır.

Gerçekleştirilen bir diğer teknoloji, cer- rahi müdahale sırasında kanserli doku- ların patolojiye gitmeden belirlenmesine olanak veren ve yine mikrodalgaları kul- lanan Emaliz doku tanımlama cihazıdır.

Bu özgün teknolojinin hayvan deneyleri başarıyla sonuçlandırılmış ve klinik çalış- malarına başlanması için gerekli aşama- lar tamamlanmak üzeredir. Benzer biçim- de Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesiyle ortak yürütülen bir diğer çalışmadaysa Şekil 3: İHA otonom çevik manevra kabiliyeti ve manevra planlaması

Şekil 2: Sürekli akışın olduğu bir sistemde tercih edilen DEP tabanlı ayrıştırma tasarımı a) Şematik görünüm, elektrot çifti zıt kutuplu gerilim uygulandığını belirtmek için farklı renklerde gösterilmiştir. Şekil içindeki detayda elektrot parmaklarının ve aralarındaki boşluğun genişliğinin 50µm olduğu gösterilmiştir. b) DEP tabanlı ayrıştırma için üretilen sistem.

Bir diğer çalışmada ise göbek kordon kanından izole edilen mezenkimal hücreler vasküler endotel büyüme faktörü yardımıyla

endotel hücrelere başarıyla

farklılaştırılmıştır.

(16)

beyin kanamalarının sürekli biçimde iz- lenebilmesi amacıyla mikrodalga temelli bir görüntüleme sisteminin ön klinik ça- lışmaları devam etmektedir.

3. Sosyal Bilimler Esaslı araştırma Projelerine Örnekler

İTÜ’de İnsan ve Toplum Bilimler, Eko- nomi, Şehir Bölge Planlama ve İşletme Mühendisliği bölümlerinde sosyal bilim- ler çalışılmaktadır. Bu çalışmalar içinden sosyal yenilikçilikle ilgili olan iki AB Birliği projesi, örnek olarak ele alınabilir.

Sosyal yenilikçilik

Yenilikçilik (inovasyon) kavramının gündemimize yakın dönemde yoğun bir şekilde girmesi, 2008’de başlayan ekono-

mik krizin etkisi ile olmuştur. Bu tartışma- larda genelde ürün geliştirme anlamında teknik yenilikçilikler konu edilmektedir.

Yenilikçilik olgusunun formel analizinin 20.

Yüzyılın başlarına dayandığı ve üstelik ilk çalışmaların teknik değil, sosyo-kültürel bakış açılarını yansıttığına dair bulgular vardır. Ayrıca, Schumpeter’in (1912) kla- sik Ekonomik Kalkınma Teorisi kitabı da yenilikçilik teorisinin öncüsü kabul edilir.

Günümüzde yenilikçiliğe ekonomik ve teknik bakış açısının baskın çıktığı inti- baı olsa da, daha detaylı incelemeler ve istatistikler sosyal yenilikçiliklerin de çok yaygınlaştığını bize göstermektedir. Son yıllarda toplumsal ihtiyaçları daha iyi an- lamak, karmaşık sorunlara yeni çözümler bulmak ve karar alma süreçlerine meş-

ruiyet kazandırmak amacıyla halkın sos- yal yenilikçilik süreçlerine dahil edilmesi önem kazanmaktadır.

Sosyal yenilikçiliğin çok çeşitli tanım- ları vardır. Bunlardan birine göre, sosyal yenilikçilik“ toplumsal ihtiyaçları veya problemleri mevcut sosyal pratiklere da- yanarak yapılabileceğinden daha iyi kar- şılamak veya çözmek için belirli faaliyet alanları veya sosyal bağlamlarda ortaya çıkan yeni bir sosyal pratikler kombinas- yonudur.” Bu çerçevede geçmişten gü- nümüze gelen sosyal yenilikçilik örnekleri arasında anaokulları, adil ticaret (fair tra- de), kütüphaneler, itfaiyeler, mikrofinans ve ölümcül veya kronik hasta bakımevleri (hospice) sayılabilir. Sosyal girişimcilik de yakın dönemde popülerleşen bir sosyal yenilikçilik kategorisi olarak Türkiye’de de yaygınlaşmaktadır. Örnekler arasında tarimsalpazarlama.com ve Çöp(m)adam sayılabilir.

İstanbul Teknik Üniversitesi sosyal bi- limlere ilişkin araştırmaları da bünyesinde artırarak barındırmaktadır. Bu çerçevede

“sosyal yenilikçilik” temalı, Avrupa Birliği destekli iki büyük projenin Türkiye ayağı İTÜ’de yürütülmektedir:

SI-DRIVE (Social Innovation: Driving Force of Social Change, http://www.

si-drive.eu/)

SEISMIC (Societal Engagement in Science, Mutual learning in Cities, http://

www.seismicproject.eu/).

Sı dRıVE: Sosyal yenilikçilik: Sosyal değişim İtici Gücü

SI DRIVE projesinin amacı, sosyal ye- nilikçiliğin doğasını, özelliklerini ve etkile- rini belirlemek; Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerindeki sosyal yenilikçilik örnekle- rinin haritasını çıkarmak, seçilen örnekle- ri derinlemesine analiz etmek ve sosyal yenilikçiliğin gelişimine katkıda bulun-

(a) (b)

Şekil 4: Geliştirilen tıbbı cihaz teknolojilerinin örnekleri (a) MMT: Mikrodalga meme tomografi cihazının (b) Emaliz kanserli doku tanımlama cihazı

Üniversitemiz bünyesinde üretilen teknolojilerden biri her yaştan kadında meme kanserinin teşhisi amacıyla kullanılacak mikrodalga meme tomografi (MMT) cihazıdır.

dünyada ilk kez gerçekleştirilen bu teknolojiyle dokuları iyonize etmeyen düşük güçlü mikrodalgalar kullanılarak, mevcut teknolojilerden çok daha etkin ve daha ekonomik

görüntüleme yapılmaktadır.

İTÜ araştırma Laboratuvarları

(17)

BİLİM, TEKNOLOJİ VE TOPLuM

destek vermektedir. Sosyal yenilikçiliğin doğasının, özelliklerinin ve sosyo-ekono- mik etkilerinin ölçülmesi ve incelenmesi bağlamında, ve temel politika alanlarında uzman akademisyenlerin liderliğinde bi- limsel araştırmalar yürütülmekte, saha ve vaka çalışmaları yapılmakta; sonucunda kuram üretilmekte, yöntem geliştirilmekte ve politika önerileri sunulmaktadır.

Diğer bir büyük proje olan ve AB 7.

Çerçeve Programı kapsamında destek- lenen ‘Bilimde Toplumsal Sorumluluk, Kentlerde Karşılıklı Öğrenme’ konulu SEiSMiC Projesi, Avrupa’nın büyük kent- sel sorunlarının üstesinden gelinmesi- ne vatandaşların katılımını sağlayarak, sosyal yenilikçiliğin gereksinimlerini tanımlayarak ve kentsel politikalar ve araştırma stratejilerinin geleceğine kat- kı sağlayarak yardımcı olmayı hedefle- yen bir projedir. Proje, etkin ve yaygın olarak üzerinde uzlaşmaya varılmış çö- zümler önermek üzere kent paydaşlarını bir araya getiren çeşitli ağlar/networkler oluşturmaktadır. Bu ağlara yaratıcı yol- larla halkı dahil ederek, araştırmanın vatandaşlardan ve vatandaşların da araştırmadan öğrenmesini sağlamaya çalışmaktadır. SEiSMiC Projesi’nin üç temel hedefi bulunmaktadır. Proje, önce- likle geniş bir yelpazedeki kent paydaş- larını yerel düzeyde harekete geçirmeyi hedeflemektedir. Projenin ikinci hedefi, farklı deneyimleri ve yerel düzeydeki sosyal yenilikçilik konularını Avrupa kent- ve İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme

Fakültesi, Ekonomi ve İşletme Mühen- disliği öğretim üyelerinden oluşan bir grup olarak çalışmalarını sürdüren proje ekibi, projenin Türkiye’deki tek temsilcisi ve uygulayıcısıdır. SI-DRIVE, FP7 kap- samında finanse edilmektedir. İstanbul Teknik Üniversitesi, SI DRIVE projesine, projenin 7 temel politika alanının dördün- de (Çevre, Enerji, Fakirlik ve İstihdam) etkin ve kapsamlı çalışmalar yaparak maktır. Dahası, eğitim, istihdam, çevre,

enerji, mobilite ve ulaşım, sağlık, fakirlik ve sürdürülebilir kalkınma gibi 7 temel politika alanını ele alarak Avrupa 2020 ve Birleşmiş Milletlerin Milenyum Kalkınma Hedefleri doğrultusunda çalışmalar yap- maktır. Bu proje kapsamında 16 Avrupa Birliği üyesi ülke ve 10 Avrupa Birliği üye- si olmayan ülkedeki üniversite ve bilimsel araştırma merkezleri çalışmalarını sür- dürmektedir. Bu amaçlar doğrultusunda

avrupa Birliğinin SESaR WP-E programı kapsamında desteklenen auTOFLy-aid projesinde uçakların taktik seviyede dinamik 4-Boyutlu

rota yönetimi ile çarpışmadan kaçınma ve verimli uçuş rotaları

planlamaya yarayan yeni nesil uçuş karar destek algoritmaları

geliştirilmiştir.

İTÜ araştırma Laboratuvarları

(18)

korumak ve dünya sıralamasında daha da ön sıralara çıkmak ana hedefimizdir.

İTÜ’nün 3. Nesil Üniversite kavramıyla özdeşleşen bu yaklaşımı, geleceğe gü- venle bakmamızı sağlamaktadır.

dipnotlar:

1 Çalışmamda bana destek olan üzere öğretim üyelerimiz Doç. Dr. Sencer Ecer, Prof. Dr. Tüzin Baycan, Prof. Dr. Levent Trabzon, Prof. Dr. Alper Ünal ve Prof. Dr. Gökhan İnalhan’a teşekkür ede- rim.

2 Bu çalışmalara ulaşmak için öğretim üyelerimi- ze ayrılmış web sayfalarına müracaat edilebilir.

Genelde hangi bölüm ile ilgili araştırmalar merak ediliyorsa o bölümün web sayfasında öğretim üyelerinin web sayfalarına giden linkler mevcut- tur. Ayrıca hocalarımızın akademi.itu.edu.tr altın- da da web sayfaları vardır.

3 http://www.itu.edu.tr/ituarastirma/arastirmalar/

arastirma-merkezleri

4 Çalışma gruplarının alanları ve yürüttükleri pro- jelere http://calismagruplari.itu.edu.tr/ adresin- den erişilebilir.

5 Kallen, H. (1932). Innovation. In E.R. Seligman

& A. Johnson (Eds.), Encyclopaedia of the Social Sciences (Vol. 8., pp. 58-61). London: Macmillan;

Tarde, G. (1903). The law of imitation. New York:

Henry Holt and Company; Ogburn, W. F. (1966).

Social Change with Respect to Culture and Ori- ginal Nature (1st ed. 1922). Oxford: Delta Books.

6 Howaldt, J., Butzin, A., Domanski, D., & Kaletka, C. (2014). Theoretical Approaches to Social Inno- vation - A Critical Literature Review. A deliverable of the project: “Social Innovation: Driving Force of Social Change” (SI-DRIVE). Dortmund: Sozialfor- schungsstelle.

7 Schumpeter, J.A. (1912). Theorie der wirtschaft- lichen Entwicklung. Berlin: Duncker & Humblot.

8 Howaldt, J., Butzin, A., Domanski, D., & Kalet- ka, C. (2014). Theoretical Approaches to Social Innovation - A Critical Literature Review. A de- liverable of the project: “Social Innovation: Dri- ving Force of Social Change” (SI-DRIVE). Dort- mund: Sozialforschungsstelle.

9 http://www.socialinnovationexchange.org/ca- tegories/read/social-innovations-expert-opini- ons-status-quo-and-future

10 ABC of Social Innovation July 2011, Publisher:

Forum for Social Innovation and Social Entrepre- neurship, Erika Augustinsson.

11 http://www.copmadam.com/tr/

12 Türkiye’de Sosyal Girişimcilik Vakaları, 2012, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları 386, Araş- tırma 4.

ca destekleyecek iki eylem projesinden biridir. Proje, Lahey’de bulunan Platform 31 ve Viyana’da bulunan Avusturya Tek- noloji Enstitüsü tarafından koordine edi- len 13 proje ortağı kuruluş tarafından yürütülmektedir. İstanbul Teknik Üniver- sitesi, bu projenin Türkiye’deki tek ayağı olarak çalışmalarını gerçekleştirmekte ve projeye destek vermektedir.

SEISMIC Projesi Mimarlık Fakülte- si Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde yürütülmektedir. Proje kapsamında Tür- kiye’de İstanbul, Hatay ve Muş illerini kapsayan, çeşitli sivil toplum örgütlerinin ve devlet kurumlarının temsilcilerinin de dahil olduğu bir ulusal ağ kurup,Türkiye kentleri için paydaşlarca tanımlanan so- runlar, çözüm önerileri, kentsel vizyon ve sosyal yenilikçilik alanlarını ilgili kurum- larla paylaşarak inisiyatif geliştirmektedir.

4. Sonuç: İTÜ, Temel Bilimler, Mühendislik ve Sosyal Bilimler araştırmalarında Öncü

Görüldüğü üzere İTÜ, temel bilimler, mühendislik ve sosyal bilimler alanların- da dünya ile bütünleşmiş ve etki çapı dünya ölçeğinde olan araştırmalara imza atmaktadır. Bu araştırmaların başarısı hem akademisyen kalitemiz hem de fi- ziksel imkanlarımızın genişliği ile doğru orantılıdır. Bu doğrultudaki çalışmala- rımız hız kesmeden devam edecektir.

Bu çerçevede bilimsel alana da taşınan uluslararası rekabette Türkiye’nin en önde gelen üniversitesi olarak yerimizi sel araştırma gündemine dahil etmek ve

JPI Urban Europe (Kentsel Avrupa Ortak Program Girişimi) Programı’nın stratejik araştırma gündeminin sosyal boyutunu geliştirmektir. Projenin üçüncü hedefi ise, JPI Urban Europe ve diğer Avrupa programlarının girişimlerinin, projelerinin ve sonuçlarının tüm kent aktörlerine ye- rel, bölgesel, ulusal ve Avrupa düzeyinde aktarılmasıdır. Projenin, bu çok düzeyli, çok aktörlü, bütünleşik ve kapsayıcı yak- laşımı ile araştırma faaliyetlerinin arttırıl- masına, yeni kavramlar ve çözümlerin hedeflenmesi ve kabul edilmesine, sos- yal yenilikçiliğin güçlendirilmesine ve kentsel alandaki Avrupa’nın ihtiyaçları, farkındalığı ve çözümlerindeki ortaklıklar ve farklılıkların tanımlanmasına yardımcı olacağı beklenmektedir. SEiSMiC bilim dünyası ile toplum arasında bir köprü oluşturmak üzere 10 Avrupa ülkesinde;

Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Al- manya, Macaristan, İtalya, Hollanda, İs- veç, Türkiye ve İngiltere’de ulusal ağlar/

networkler oluşturarak kentliler ve kent- lerdeki aktörler ile yapısal bir diyalog ve karşılıklı öğrenme platformu yaratmayı amaçlamaktadır. Bu ağlar, geniş bir yel- pazede toplum, iş dünyası, sivil toplum kuruluşları, gençlik, medya, araştırmacı- lar ve politikacıları içeren kent paydaşla- rından oluşmaktadır.

SEISMIC, Yedinci Çevre Programı (FP7) kapsamında finanse edilen ve Kentsel Avrupa Ortak Program Girişi- mi’ni (JPI Urban Europe) üç yıl boyun-

(19)

T

ürkiye 1960-80 yılları arasında it- hal ikameci, 1980’lerden sonra ise daha dışarıya dönük bir kalkınma stratejisi izlemiş üst-orta gelir kategori- sinde gelişmekte olan bir ülkedir. Diğer

tüm politikalarla birlikte bilim ve teknoloji politikası da sanayileşme stratejisindeki bu radikal değişimden etkilenmiştir: İşlet- melerin kamu tarafından konan hedeflere uyum sağlamak durumunda oldukları arza

Prof. dr. Teoman Pamukçu Prof. dr. Erkan Erdil

ODTÜ İktisat Bölümü

Firmaların yenilik faaliyetlerinin desteklenmesi ve

üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesi için teknoloji parkları, kuluçka merkezleri ve teknoloji transfer ofisleri gibi arayüzler oluşturulmuş olsa da üniversitedeki bilginin sanayiye transferine yönelik ciddi bir stratejinin varlığı hususu belirsizliğini

korumaktadır. Özellikle erken evre yatırımlar için dengeli ve büyüyen bir risk sermayesi piyasasının desteklenmesi için elverişli koşulların yaratılması ivedi önem arz etmektedir. ayrıca, girişimcilik teşviklerinin daha etkili olabilmesi için işletmelerin kuruluşu, işletilmesi ve sonlandırılmasına ilişkin düzenleme ve prosedürlerin iyileştirilmesi elzemdir…

BİLİM, TEKNOLOJİ VE TOPLuM

Bilim, Teknoloji,

Yenilik Politikaları *

(20)

bilim teknoloji ve yenilik politikaları konu- sunda belirleyici olmaktadır. Bu makale- nin geri kalanında UBTYS 2011-2016’daki bazı hedefleri irdeleyeceğiz; bu hedefle- rin hangi mevcut sorunları çözmeye yöne- lik olduklarını tartışacağız, hangi politika tedbirleri aracılığıyla hayata geçirilmeye çalıştıklarını inceleyeceğiz ve son olarak bu tedbirlerin özlü bir uygunluk, etkinlik ve verimlilik değerlendirmesini yapacağız.

UBTYS 2011-2016’daki hedeflerden aşağıdaki beşinin, bilim teknoloji ve ye- nilik stratejisi açısından önemli olduğunu düşünüyoruz:

- Üniversitelerde yürütülen araştır- maların ticarileştirilmesi: Bu süreç çeşit- li şekillerde işleyebilir, örneğin üniversi- telerden çıkan start-up firmalar ya da bir şirketin küçük bir bölümünün ayrılması sonucu kurulan yeni şirketler (spin-off), araştırmacı ve öğrenci hareketliliği, söz- leşmeli araştırma projeleri, ortak araş- tırma projeleri, yenilikçi kamu alımları, lisanslama, danışmanlık, eğitimler, resmi ya da gayrı resmi ağlar, rekabetçi küme- ler, vb. Bu hususlar Türkiye’nin görece zayıf bir performansa sahip olduğu Kü- resel Rekabetçilik Endeksi’nde de vur- dayalı teknoloji politikası yaklaşımının ha-

kim olduğu 1980 öncesi dönemi takiben, özellikle 1990’ların ortalarından itibaren TÜBİTAK tarafından firmaların araştırma geliştirme faaliyetlerine sağlanan des- teklerle birlikte, son yirmi yılda bilim ve teknoloji politikası araçlarının sayısında ve çeşitliliğinde önemli bir artış yaşan- mıştır. Hibeye dayalı doğrudan ya da vergi temelli dolaylı teşvikler, firmaların Ar-Ge faaliyetlerini, girişimciliği, üni- versite sanayi işbirliğini, araştırma so- nuçlarının ticarileşmesini, yurt dışında üniversitelerde ve özel sektörde çalışan- ların yurda dönüşünü, üniversitelerdeki araştırma merkezlerinin etkin işleyişini, akademisyenlerin ulusal önceliklerin ol- duğu alanlarda bilimsel araştırma pro- jeleri yürütmelerini hedeflemektedir.

Sonuç olarak, verilen sübvansiyonlar ve vergi muafiyetlerinin tutarı önemli sevi- yelere ulaşmış, Türkiye’yi OECD ülkeleri arasında Ar-Ge harcamalarında kamu payı sıralamasında % 25 ile beşinci ülke konumuna taşımıştır.

Bu fonlar, Türkiye ekonomisinin reka- betçiliğini, kişibaşına düşen milli gelirini ve bilim ve teknoloji altyapısını güçlendi- rerek yüksek teknoloji ihracatını artırmayı hedefleyen strateji dokümanlarına uygun olarak tahsis edilmiştir. Türkiye’nin bu politika çerçevesinin sektörel düzeydeki gelişme önceliklerini ve Avrupa Birliği’ne aday ülke olarak bilim teknoloji ve yeni- lik alanlarında yasal düzenlemelerini AB mevzuatı ile uyumlaştırma, bu alanlarda- ki hedefleri ve politika araçlarını Avrupa Araştırma Alanı’nın önceliklerine uyarlama gerekliliklerini de göz önüne alması gerek- mektedir. Artan sayı ve çeşitlilikteki destek mekanizmalarının ve strateji dokümanları- nın arasında, başarılı olup olmadıklarını ve politika yapıcıların karşılaştıkları sorunları belirlemek için geçen onyılda uygulanan politikaların çıktılarının değerlendirilme vaktinin geldiğini düşünmekteyiz. Türki- ye’de bilim, teknoloji ve yenilik alanlarında sağlanan desteklerin bugüne kadar kap- samlı bir etki analizi yapılmadığı gerçeği göz önüne alındığında bu çabanın ne ka- dar gerekli olduğu daha belirgin bir biçim- de ortaya çıkmaktadır.

Şekil 1’de Ulusal Bilim, Teknoloji ve Ye- nilik Stratejisi (UBTYS) 2011-2016’nın stra- tejik hedefleri gösterilmektedir. Üç dikey ve altı yatay hedeften oluşan bu strateji ülkemizde tasarlanıp uygulanmaya konan

gulanmaktadır. Bilimdeki uzmanlaşma ile teknolojilerdeki uzmanlaşma arasın- daki kısıtlı korelasyon Türkiye’de üniver- siteden sanayiye bilgi transferinin kısıtlı olduğunu göstermektedir. Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu’nun (BTYK) yirmi üçüncü toplantısı ile UBTYS 2011-2016 bu hu- susa odaklanılmaktadır. Bu kapsamda Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi oluşturulmuştur. Bu endekse girebilen üniversiteler teknoloji transfer ofisleri kurulması için sağlanan desteğe başvu- rabilirler. 2013 ve 2014 yıllarında on adet teknoloji transfer ofisi desteklenmiştir.

Politika karışımının (policy mix) çeşitli araçlarla (finansal ve finansal olmayan,) çeşitlendirilmesi bu alanda yaşanan zorluğun üstesinden gelme noktasında önem arz etmektedir.

Şekil 1: Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi (UBTYS) 2011-2016’nın Stratejik Çerçevesi

Kaynak: Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi (UBTYS) 2011-2016.

Risk sermayesi ve iş melekleri piyasalarının yeterince gelişmemiş

olması ve ayrıca "start-up"

yaratılmasını destekleyen politikalarının sayı ve çeşitlilik olarak yeterli olmaması Türkiye’de

yenilikçi işletmelerin kurulması ve geliştirilmesinin önündeki önemli

engelleri oluşturmaktadır.

(21)

BİLİM, TEKNOLOJİ VE TOPLuM

- Özel sektörün (özellikle mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelerin) Ar- Ge ve yenilik kabiliyetlerinin artırılma- sı: İşletmelerin, özellikle mikro, küçük ve orta ölçekli olanlarının, düşük massetme kapasiteleri Ar-Ge ve yenilikçilik perfor- mansının artırılmasının önünde ciddi bir engel teşkil etmektedir. KOSGEB veri- lerine göre mikro, küçük ve orta ölçekli işletmeler Türkiye’deki işletmelerin % 99,9’unu, istihdamın ise % 78’ini tem- sil etmektedir. Bu işletmeler çoğunlukla tekstil (% 14), mobilya (% 14), metal ürünler (% 14), ağaç ürünleri (% 10) ve gıda (% 8) gibi geleneksel, orta ve düşük teknolojili sektörlerde faaliyet göster- mektedirler. Özel sektörün ve KOBİ’lerin Ar-Ge ve yenilik yatırımlarının artırılması için çeşitli politika tedbirleri bulunmakta olup, 2011-2016 Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik stratejisi KOBİ’lerin bu alan- da oynayacakları rolü vurgulamaktadır.

Mikro, küçük ve orta ölçekli işletmeler ile diğer özel sektör firmalarının öğrenme becerilerini, massetme kapasitelerini ve Ar-Ge ve yenilik yeteneklerini artırmak için (Ar-Ge ve inovasyon belgeleri için destek sağlanması, bilgi yoğun hizmet sektörünün desteklenmesi gibi) özgül politika tedbirlerinin tasarlanması ve uy- gulanması önem arz etmektedir.

- Finansmana erişimde stratejik yaklaşımı benimsemek: Dünya Ekono- mik Forumu’nun yayımladığı 2015-2016 Küresel Rekabetçilik Raporu’na göre, risk sermayesine erişim Türkiye’nin en kötü sıralamaya (93) sahip olduğu gös- tergelerden birisi. Gelişmemiş risk ser- mayesi ve melek yatırımcı piyasaları, - Yenilikçi, ve hızlı büyüyen start-

up firmaların sayısının artırılması:

Bu husus ülkenin yenilikçilik ve ekonomik performansı açısından önem arz etmek- tedir. Risk sermayesi ve iş melekleri piya- salarının yeterince gelişmemiş olması ve ayrıca "start-up" yaratılmasını destekleyen politikalarının sayı ve çeşitlilik olarak yeterli olmaması Türkiye’de yenilikçi işletmele- rin kurulması ve geliştirilmesinin önünde önemli engelleri oluşturmaktadır. Bu du- rum aynı zamanda eğitimli ve nitelikli insan kaynağının girişimciliği bir kariyer seçene- ği olarak görmesini de engellemektedir.

Erken evre finansmanının yetersiz düzeyde oluşu risk sermayesi piyasasının gelişme- sinin önünde de önemli bir engeldir. Aralık 2011’de alınan BTYK kararları bu soruna değinmekte ve çözümü için çeşitli politika tedbirleri hedeflemektedir. Diğer taraftan, Hazine Müsteşarlığı da melek yatırımcıla- rın çerçeve şartlarını iyileştirmek için çeşitli çalışmalar yürütmektedir. Ocak 2012’de kurulan Girişimcilik Konseyi de yenilikçi ve teknoloji tabanlı start-up’ların sayısını artır- mayı amaçlamaktadır.

start-up oluşturmaya yönelik nicel ve çe- şitlilik olarak kısıtlı politika tedbirleri ile birlikte Türkiye’de yenilikçi iş ortamının oluşturulmasının önünde önemli birer bariyer oluşturmaktadır. Mevcut strate- jilerin etki değerlendirmesi yapılmalı ve politika karışımı bu değerlendirmelere göre geliştirilmelidir. Girişimcilik destek- lerinde sık sık değişikliğe gitmenin yeni- lik ekosistemini istikrarsızlaştırabileceği gözden kaçırılmamalıdır.

- Araştırma personelinin ulaşıla- bilirliğinin ve niteliğinin artırılması:

Farklı mevcut göstergelerdeki puanla- rının da ortaya koyduğu üzere Türkiye bilgiye dayalı sektörlerde oldukça düşük bir performansa sahiptir. Bu durum kıs- men istihdamın büyük bölümünün tarım, inşaat ve turizm sektörlerinde olmasıyla açıklanabilir. Bu husus kamu nezdinde de uzunca bir süredir Türk araştırma ve yenilik sisteminin ciddi bir sorunu olarak değerlendirilmekte ve bu alanlara çeşit- li politika müdahaleleriyle kısmi de olsa iyileştirmeler elde edilmeye çalışılmak- tadır. Mevcut stratejiler ve eylem planları bu alandaki kararlılığın devam ettiğinin göstergesidir. İnsan kaynağının işletme- lerin massetme kapasitesini artıracak şekilde iyileştirilmesi, araştırmacıların niceliğinin ve niteliğinin artırılması için ilave çabalar ve çeşitli politika tedbirleri gerekmektedir. BTYK’nın Aralık 2011 ve Haziran 2012 tarihli kararları bu alanda atılan adımları desteklemektedir.

Tablo 1'de özetlenen yapısal sorun- ların çözümüne yönelik çeşitli araçlar yandaki tabloda özetlenmektedir. Herbir sorunu ele alan politika tedbirinin/eyle- minin değerlendirmesine bu tabloda yer verilmektedir. Politika tedbirlerine ilişkin en önemli eksiklik destek programları- nın değerlendirilmesine yönelik çalış- maların bulunmamasıdır. Bilim, Sanayi ve Teknoloji bakanlığı bünyesinde bir değerlendirme ofisinin kurulmuş olma- sı ileriye dönük bir adım olarak değer- lendirilse de, değerlendirme kültürünün oluşturulması, kamu Ar-Ge finansmanı sisteminin, politika ve politika tedbirle- rinin sistematik olarak değerlendirilmesi için uluslararası geçerliliği olan ölçütlere dayalı etkili bir mekanizma oluşturulma- sı acil gerekliliklerdir. Bu nedenle, sis- tematik etki analizi ve değerlendirmesi olmadan mevcut finansman sisteminin

Mikro, küçük ve orta ölçekli

işletmeler ile diğer özel sektör firmalarının öğrenme becerilerini, massetme kapasitelerini ve ar-Ge ve yenilik yeteneklerini artırmak için (ar-Ge ve inovasyon belgeleri için destek sağlanması, bilgi yoğun

hizmet sektörünün desteklenmesi gibi) özgül politika tedbirlerinin tasarlanması ve uygulanması önem

arz etmektedir.

Sorunlar Temel çıkarımlar

Üniversitelerde yürütülen araştırmaların ticarileştirilmesi

Politika karışımının çeşitli araçlarla (finansal ve finansal olmayan) çeşitlendirilmesi bu zorluğun üstesinden gelme noktasında önem arz etmektedir

Yenilikçi, ve hızlı büyüyen start-up firmaların sayısının artırılması

Risk sermayesi ve iş melekleri piyasalarının yeterince gelişmemiş olması, ve start-up yaratılmasını destekleyen politikaların sayı ve çeşitlilik olarak yeterli olmaması önemli engeller teşkil etmektedir.

Özel sektörün Ar-Ge ve yenilik kabiliyetlerinin artırılması

İşletmelerin (özellikle mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelerin) düşük massetme kapasiteleri Ar-Ge ve yenilikçilik performansının artırılmasının önünde ciddi bir engel teşkil etmektedir.

Finansmana erişimde stratejik yaklaşımı benimsemek

Mevcut stratejilerin etki değerlendirmesi yapılmalı ve politika karışımı bu değerlendirmelere göre geliştirilmelidir.

Araştırma personelinin ulaşılabilirliğinin ve niteliğinin artırılması

İnsan kaynağının işletmelerin massetme kapasitesini artıracak şekilde iyileştirilmesi ve araştırmacıların niceliğinin ve niteliğinin artırılması için ilave çabalar ve çeşitli politika tedbirleri gerekmektedir.

Tablo 1: Ulusal Araştırma ve Yenilik Sisteminin Yapısal Sorunları

(22)

başarılarının değerlendirilmesi müm- kün değildir. Son yıllarda Türkiye destek programlarının cenneti haline gelmiştir ancak henüz bu destek programlarını çıktılarının beklentilere uygun olup ol- madığı değerlendirilmemiştir. Dolayısıy- la, güçlüklerle nasıl başa çıkılabileceği hususu açık değildir: örneğin firmala- rın yenilik faaliyetlerinin desteklenmesi ve üniversite-sanayi işbirliğinin gelişti- rilmesi için teknoloji parkları, kuluçka merkezleri ve teknoloji transfer ofisleri gibi arayüzler oluşturulmuş olsa da üni- versitedeki bilginin sanayiye transferine yönelik ciddi bir stratejinin varlığı husu- su belirsizliğini korumaktadır. Özellik- le erken evre yatırımlar için dengeli ve büyüyen bir risk sermayesi piyasasının desteklenmesi için elverişli koşulların yaratılması ivedi önem arz etmektedir.

Ayrıca, girişimcilik teşviklerinin daha et- kili olabilmesi için işletmelerin kuruluşu, işletilmesi ve sonlandırılmasına ilişkin düzenleme ve prosedürlerin iyileştiril- mesi elzemdir. İşletmelerin kurulması ve işletilmesine ilişkin kurallar özellikle KO- Bİ’ler perspektifinden bakıldığında basit değildir ve KOBİ’lere uygun bir biçimde tasarlanmamıştır. Başvuru süreçlerinde bürokratik formaliteler halen gözlemlen- mektedir. Yasal çerçeve şeffaf ve güncel olsa da bazı durumlarda kayırmacılık anlayışının devam ettiği görülmektedir.

Uygulamaya konması gerektiği düşünü- len bir diğer tedbir ise yenilikçi ürün ve hizmetlere yönelik etkin bir standart be- lirleme sisteminin geliştirilmesidir.

Tablo 2’de BTY alanındaki sorunlar, bu sorunları çözmeye yönelik politika önlemleri ve bu önlemlerin uygunluk, et- kinlik ve verimlilik değerlendirmesi hak- kında bilgiler verilmiştir.

* Erkan Erdil, ODTÜ İktisat Bölümü ve Mehmet Teoman Pamukçu, ODTÜ Bilim ve Teknoloji Politikası Çalışmaları EABD. Katkılarından dolayı Bilim ve Teknoloji Politikası Çalışmaları Araştırma Görevlisi Maryat Demircan’a teşekkür ederiz.

Sorunlar Soruna yönelik politika tedbiri/

eylemi

Uygunluk, etkinlik ve verimlilik değerlendirmesi

Üniversitelerde yürütülen araştırmaların ticarileştirilmesi

• Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu

• Teknoloji Transfer Ofislerinin kurulması

• SAN-TEZ

• Üniversite-Sanayi İşbirliği Destek Programı

Bu tedbirler uygun olmakla birlikte araştırmanın ticarileşmesinin istenen düzeyde olduğunu söylemek mümkün görünmemektedir. Politika karışımının (finansal, finansal olmayan, vb.) zenginleştirilmesi gerekmektedir.

Yenilikçi, ve hızlı büyüyen start-up firmaların sayısının artırılması

• Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun – Tekno- Girişim Sermayesi Desteği Programı

• Rekabet Öncesi İşbirliği Projeleri Desteği

• KOBİ (Araştırma, Geliştirme ve Yenilik)Destek Programı

• Bireysel Girişimcilik Destek Programı

• Risk Sermayesi Destek Programı

• Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik Destek Programı

Erken evre yatırımların desteklenmesine ve risk sermayesi piyasasının

oluşturulmasına yönelik stratejiler bulunmaktadır. Ancak özellikle erken evre yatırımlar için dengeli ve büyüyen bir risk sermayesi piyasasının desteklenmesi için elverişli koşulların yaratılması ivedi önem arz etmektedir.

Özel sektörün Ar-Ge ve yenilik kabiliyetlerinin artırılması

• Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun

• Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı

• AR-GE, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı

• Uluslararası Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı

Ar-Ge ve yenilik ulusal, sektörel ve bölgesel politika karışımında önemli bir rol oynamaya başlamıştır. Politika yapıcıları arasında stratejik, uyumlu ve tümleşik politika çerçevesi geliştirilmesi hususunda artan bir kararlılık

gözlemlenmektedir. Politikalarda ve politika tedbirlerinde (hizmet, süreç, organizasyonel yapı ve iş modellerindeki iyileştirmeleri de kapsayan)geniş bir

‘yenilik’ tanımının benimsenmesi gerekmektedir.

Finansmana erişimde stratejik yaklaşımı benimsemek

• Bireysel Girişimcilik Destek Programı

• Risk sermayesi Destek Programı

• Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik Destek Programı

Mevcut stratejilerin etki değerlendirmesi yapılmalı ve politika karışımı bu değerlendirmelere göre geliştirilmelidir.

Girişimcilik desteklerinde sık sık değişikliğe gitmenin yenilik ekosistemini istikrarsızlaştırabileceği gözden kaçırılmamalıdır.

Araştırma personelinin ulaşılabilirliğinin ve niteliğinin artırılması

• Ulusal Genç Araştırmacı Kariyer Geliştirme Programı

• Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı

• Yurt İçi Doktora Sonrası Araştırma Destek Programı

• Yurt Dışı Doktora Sonrası Araştırma Burs Programı

• Uluslararası Deneyimli Araştırmacı Dolaşım Programı

Araştırmacı kariyerlerini desteklemek için ulusal Bilim ve Teknoloji İnsan Kaynağı Stratejisi ve Eylem Planı (2011- 2016) bulunmaktadır. Son on yılda tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli

% 176 artarken Tam zaman eşdeğer araştırmacılar % 148 artmıştır. Bilim ve teknoloji insan kaynağı arzının ve talebinin dengelenmesi ve bilim ve teknoloji alanlarında mezunların sayısının artırılması gerekmektedir. Yeni müfredatın tasarlanmasında sanayi ile işbirliğinin artırılması gerekmektedir.

Son on yılda hedeflenen araştırmacı sayısına nispeten kısa bir zamanda ulaşılmıştır. Yine de, araştırmacı sayısı, kadın araştırmacıların sayısı ve tam zaman eş değer araştırmacıların sayısı ilave politika tedbirleri vasıtasıyla daha çok artırılmalıdır.

Tablo 2: Bilim Teknoloji ve Yenilik Alanlarında Sorunlar, Politika Tedbirleri, Uygunluk, Etkinlik ve Verimlilik Değerlendirilmesi

dünya Ekonomik Forumu’nun yayımladığı 2015-2016 Küresel Rekabetçilik Raporu’na göre, risk sermayesine erişim Türkiye’nin en

kötü sıralamaya (93) sahip olduğu

göstergelerden birisi.

(23)

BİLİM, TEKNOLOJİ VE TOPLUM

İ

nsan zihninde çok farklı çağrışımlar ya- pan “Bilim, Teknoloji ve Toplum” birleşi- mi aslında 1970’lerden itibaren gelişen ve pek çok üniversitede yüksek lisans, doktora ve hatta lisans programı olarak açılan disiplinlerarası bir alandır. Özellik- le günümüzde böyle bir alana akademik disiplin olarak ihtiyaç duyulması günü- müzde teknolojinin toplum içinde yaşam biçimimizi belirleyen en önemli faktör haline gelmesinden dolayıdır. Koper-

nik Devrimiyle başlayan modern bilimin gelişimi Endüstri Devrimleri’nin (I. ve II.

Endüstri Devrimleri) gerçekleşmesine te- mel oluşturmuştur. Endüstri devrimleriyle başlayan süreç, enformasyon ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi, akıllı telefonlar, biyoteknoloji, nanoteknoloji, robotik ve sosyal ağların oluşumuyla yeni bir ev- rimsel sürece girmiştir. Son 30-40 yıldır yaşanan bu büyük dönüşüm, gerek hızı gerekse sosyal, ekonomik, siyasal, kültü- rel alanda yarattığı çarpıcı dönüşümler ile verili düşünce kalıplarını yerle bir etmiş- tir. Bu nedenle yaşamakta olduğumuz bu dönüşümü sadece teknik açıdan değil, tarihsel, siyasal, sosyolojik, kültürel, etik ve felsefi yönleriyle ele almak büyük bir aciliyet kazanmıştır. Her ne kadar Türki- ye gibi, gelişmekte olan ülkelerde tek- noloji üretiminden çok teknoloji transferi yapılıyor olsa da bu, teknolojinin sosyal yaşamı etkilemesi ve onun da toplumsal yaşam tarafından etkilenmesi gerçeğini değiştirmemektedir. “Bilim, Teknoloji ve

Prof. dr. aydan Turanlı

İTÜ Fen Edebiyat Fakültesi İnsan ve Toplum Bilimi Bölümü

Türkiye gibi, gelişmekte olan ülkelerde teknoloji üretiminden çok teknoloji transferi yapılıyor olsa da bu, teknolojinin sosyal yaşamı etkilemesi ve onun da toplumsal yaşam tarafından etkilenmesi gerçeğini değiştirmemektedir. “Bilim, Teknoloji ve Toplum”programları temelde bu karmaşık karşılıklı ilişkileri akademik bir çerçevede incelemeye çalışan programlardır…

Disiplinlerarası Bir Alan Olarak

Bilim, Teknoloji ve Toplum

https://pixabay.com/

(24)

“Bilim, Teknoloji ve Toplum” alanının İçerdiği alt disiplinler

Başlıkta da belirttiğimiz gibi “Bilim, Tek- noloji ve Toplum” disiplinlerarası bir alan- dır. Bu anlamda da, farklı disiplinlerin birleşiminden oluşmuştur. Bu disiplinler- den birisi “Bilim Felsefesi” dir. Bilim fel- sefesinin temel amaçlarından biri bilimin ne olduğunu ve bilimsel bilginin niteliğini araştırmak ve diğer disiplinlerden farkını ortaya koymaktır.

Diğer ilişkili disiplin “Teknoloji Felsefe- si” ve “Teknoloji Sosyolojisidir”. “Teknoloji Felsefesi” teknolojinin ne olduğunu; tek- nolojiyle bilim ilişkisini, teknolojinin sos- yal, kültürel, ekonomik, etik boyutlarını insan yaşamını nasıl belirlediğini ve insa- ni karar verme süreçleriyle nasıl belirlen- diğini, karar vericilerin kimler olduğunu Toplum”programları temelde bu karma-

şık karşılıklı ilişkileri akademik bir çerçe- vede incelemeye çalışan programlardır.

Kuşkusuz ki, bilimin ve tekniğin toplumla ilişkisini incelemek ve tartışmak yalnızca günümüze ait bir çaba değildir. Sosyal ve Beşeri Bilimlerin bilim, teknoloji, insan ve toplumsal yaşam arasındaki ilişkile- ri incelemesinin gerisinde uzun bir tarih yatmaktadır. Aslında sosyal bilimciler ve filozoflar Antik Yunan’dan itibaren bilimsel bilgiyi de içeren, en geniş anlamda bilgi- nin ne olduğu ve “teknik”ten nasıl ayrıldığı üzerine kafa yormuşlardır. Modern tekno- lojinin ilerlemesiyle birlikte bilim sosyo- logları, antropologları, bilim ve teknoloji felsefecileri “teknoloji” üzerine düşünüp fikir üretmişlerdir. 1920’lerde Viyana Çev- resi filozoflarının ortaya koyduğu sistema- tik bilim felsefesi anlayışı ve bu anlayışın Thomas S. Kuhn ve Paul Feyerabend gibi bilim felsefecilerinin görüşleriyle evrilme- si, 1970’lerden itibaren teknoloji felsefesi, sosyolojisi ve antropolojisi alanında görüş üreten “Bilim, Teknoloji ve Toplum” akımı- nın ortaya çıkmasına katkıda bulunmuştur.

“Bilim, Teknoloji ve Toplum” akımı- nın, temel özelliği ve ona gücünü veren yanı disiplinlerarası olmasıdır. Carl Hem- pel ve Moritz Schlick gibi Viyana Çevresi bilim felsefecileri, yalnızca teorik açıdan bilimin mantıksal çerçevesini çıkarmaya çalışırken, Kuhn ve Feyerabend gibi bilim felsefecileri, tarihsel ve sosyolojik açıdan bütünsel bir yapı içinde bilimin ne oldu- ğunu anlamaya çalışır. “Bilim, Teknoloji ve Toplum” alanında fikir üreten Wiebe Bijker, Bruno Latour, Trevor Pinch, Carl Mitcham, Langdon Winner, Val Dusek, Andrew Feenberg gibi sosyolog, antro- polog ve felsefeciler, analizlerini yalnızca mantıksal bir çerçeve içine sıkıştırmadan, teknoloji tarihinden örnekler vererek, bilim ve teknolojinin toplumla, kültürle ve insani değerlerle ilişkisini analiz ederler. Tekno- lojinin bir yandan bizim toplumsal yaşam biçimimizi belirlerken, diğer yandan da toplumsal süreçler tarafından nasıl belir- lendiğini göstermeye çalışırlar. Bunu ya- parken de “teknoloji” kavramının yalnızca yaşamımızı kolaylaştıran araçlar ve alet- lerden oluşmadığını, tam tersine bunların, toplum ve kültürlerin örgütlenme biçimiyle iç içe geçerek bir bütün oluşturduğunu ve

“bilim ve “teknoloji” analizinin bu bütünün incelenmesiyle mümkün olacağını vurgu- larlar.

ampirik ve kuramsal boyutlarıyla araştıran bir disiplindir.

Bir başka ilişkili alan “Bilim ve Tekno- loji Tarihi” dir. “Bilim ve Teknoloji Tarihi”

temel olarak özellikle modern bilimin ge- lişimi ve Endüstri devrimlerinin ortaya çı- kışıyla bilim ve teknolojinin tarihsel süreç içinde nasıl evrildiğini konu edinir.

Bilim ve teknolojinin analizi uluslarara- sı teknolojinin küresel alandaki yansıma- ları, iktidar ilişkilerinden savaşa, iktisattan kültürel alana, çok geniş çapta nasıl dö- nüşüm yarattığı incelenmeden yapılamaz.

Bu açıdan alanla ilgili disiplinlerden biri de “Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişki- ler’dir”.

Bu disiplinin diğer önemli alanlarından biri de Etik ve özellikle de Uygulamalı Etik’

dir. Çevre etiği, biyoetik, hayvan hakları, sanal dünya etiği gibi alanlar bu anlamda

“Bilim, Teknoloji ve Toplum” disipliniyle ilişkili alanlardır.

Bunlardan başka, kadın ve bilim-tek- noloji ilişkisine yoğunlaşan kadın ve bi- lim-teknoloji; edebiyatta, eğitimde ve sinemada bilim ve teknolojinin analiz edil- diği edebiyat, eğitim ve sinema gibi alan- larla bilim ve teknoloji ilişkisini inceleyen disiplinler; bilim ve teknolojinin, sosyal, kültürel ve politik analizine katkıda bulu- nurlar.

Türkiye’de “Bilim, Teknoloji ve Toplum”

“Bilim, Teknoloji ve Toplum” Programları özellikle 1970’lerden itibaren ABD, Birle- şik Krallık, Kanada, Avrupa ve Avustralya gibi dünyanın her yerinde bulunan üniver- sitelerde bağımsız bir çalışma alanı ola- rak yer almıştır. Programın disiplinlerarası niteliği ve sosyal ve beşerî bilimler pers- pektifinden bilim ve teknoloji çalışmala- rının analizinin yapılabilmesi, alanı cazip bir hale getirmektedir.

Bugün dünyanın en prestijli üniver- sitelerinden Harvard ve MIT'de de aynı adlı programlar vardır. Türkiye’de de İs- tanbul Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde 2000-2005 yıllarında The European Inter-University Association on Society, Science and Technology adlı, Av- rupa’da 17 (şu anda on iki üniversiteyle temsil edilen-bkz: http://esst.eu/) üniver- sitenin dahil olduğu bir birleşimin parçası olarak ikinci öğretim olarak aynı adla açıl- mıştır (bkz. http://www.teknoturk.org/doc- king/yazilar/tt000035-yazi.htm).

Endüstri devrimleriyle başlayan süreç, enformasyon ve iletişim

teknolojilerinin gelişmesi, akıllı telefonlar, biyoteknoloji, nanoteknoloji, robotik ve sosyal

ağların oluşumuyla yeni bir evrimsel sürece girmiştir. Son 30-40 yıldır yaşanan bu büyük dönüşüm, gerek hızı gerekse sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel alanda yarattığı çarpıcı dönüşümler

ile verili düşünce kalıplarını yerle

bir etmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

In this course, as a general, the concept of public economy, its aims and function, public choice theory, the role of public sector in the economy, the

Çünkü, bir yandan “b” katsayı tahminleri uluslararası sermaye piyasasındaki gelişmelere (uzun dönemde) uyum sağlarken, diğer yandan da FH bilmecesi ile ilgili literatürde

 Kendiliğinden oluşan üretici müdahalesinin mümkün olmadığı faktörlerdir. Pamuk bitkisi, gelişme devrelerinin tamamında düşük sıcaklıklara karşı çok

Bu çalışmada, daha çok mizahın toplumsal ve kültürel boyutuyla ilgilenildiği için bugüne kadar üretilmiş önemli mizah teorilerinin yanı sıra bazı sosyal teorilere

Bu bağlamda, çalışmanın amacı Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisinin işleyişi ile ilgili bir simülasyon modeli oluşturup, sistemde kaynakların

Yoon ve arkadaşlarının 93 Kore populasyonunda yaptığı bir çalışmada KOAH ile TGF-β C-509T promotor polimorfizmi arasındaki ilişkiyi araştırmış; 102

Kök hücre biyolojisi, pluripotensite, erişkin ve embriyonik ve kanser kök hücresi gibi önemli biyolojik kavramları ve bilimsel, etik, düzenleyici ve tescilli

• Mevlana Değişim Programı, Yurtiçinde eğitim veren yükseköğretim kurumları ile yurtdışında eğitim veren yükseköğretim kurumları arasında öğrenci ve öğretim