-2-
KÖTÜLÜK PROBLEMİ
• Kötülük Sorununun Tanımı
• Kötülüğün Kaynağı ve Teodiseler
Kötülük Sorununun Tanımı
• Kötülük kavramını daha çok kötü olan şeylerden hareketle tanımlamak mümkündür.
• Bu anlamda kötülük, ‘fiziksel engel ve acı, zihinsel engel ve ıstırap, psikolojik rahatsızlıklar, karakter bozuklukları, adaletsizlik, doğal afetler ve ahlaki kötülük’ kavramlarını kapsar niteliktedir.
• Kötülük iki kategoride ele alınmaktadır:
i. Doğal Kötülük ii. Ahlaki Kötülük
• Doğal kötülükler daha çok insan iradesinden bağımsız olarak meydana gelen ve insanların acı çekmelerine veya ölmelerine sebep olan doğal afetler ve ölümcül hastalıklar ve fiziksel engellilikleri içermektedir.
• Ahlaki kötülük ise, insanın özgür iradesinin bir sonucu olarak ortaya çıkan öldürmek, yaralamak, yalan söylemek, çalmak, dürüst olmamak iki yüzlülük, korkaklık vb. ahlaki olmayan karakter ve davranışları ifade eder.
• Epikür, St. Augustine, David Hume ve J. L. Mackie gibi teist ve ateist düşünürlerce ifade edilmiştir.
• Kötülük problemi temelde şu iki önermenin nasıl bağdaştırılabileceği ile alakalıdır:
i. Mutlak Bilgi, kudret ve iyilik sahibi olan Tanrı vardır.
ii. Âlemde kötülük vardır.
• Bu iki önermenin birlikte tutarlı bir şekilde savunulamayacağını savunan ateistler buradan, ya Tanrı’nın var olmadığını, ya da teistlerin öngördüğü sıfatlara sahip olmadığını ileri sürmektedirler.
• Örneğin ateist felsefeci Mackie, ’Tanrı’nın her şeye gücü yeter’, ‘Tanrı bütünüyle iyidir’ ve ‘kötülük vardır’ önermeleri arsında çelişki bulunduğunu savunmaktadır.
• Teistlerin kötülüğün varlığını Tanrı’nın iyiliğiyle veya adaletiyle bağdaştırma çabalarına ise ‘teodise’ adı verilmektedir.
Kötülüğün Kaynağı ve Teodiseler
• Platon ile sudûr anlayışını benimseyen Plotinus ve Yeni-Eflatuncu filozoflara göre kötülüğün kaynağı maddedir.
• Farabi ve İbn Sina da bu anlayışı benimsemiştir. Onlara göre kötülük maddenin ilahi nizamı tam olarak yansıtma potansiyelinden yoksun olmasından kaynaklanmaktadır. Bu anlayışa göre, insanın maddi bir yönünün bulunduğundan hareketle, özellikle doğal kötülüğü açıklamak için ortaya konan bu ilkenin ahlaki kötülükle de ilişkilendirilebileceği anlaşılmaktadır.
• Sudûrcu anlayışı benimseyen birisi için bu anlayış tatmin edici gözükebilir.
Ancak klasik teist anlayışın kabul ettiği yaratma fikrine inanan bir kimse için maddi âlem de Tanrı tarafından yaratıldığından dolayı, onun eksik yaratılması ilgili ilahi sıfatların mutlaklığını da tartışmaya açacaktır.
• Farabi ve İbn Sina’ya göre aslî olan iyiliktir. Kötülük arızidir. Hatta İbn Sina’ya göre kötülük yetkinliğin/kemalin bulunmayışı olduğundan müstakil bir varlığa sahip değildir.
• St. Augustine de benzer bir görüşü daha önce savunmuştur. Ona göre kötülük Tanrı’nın yarattığı bir şeyin işlevini yitirmesidir.