• Sonuç bulunamadı

Comparative analysis of fetal and neonatal outcomes of pregnancies from fresh and cryopreserved/thawed oocytes in the same group of patients

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Comparative analysis of fetal and neonatal outcomes of pregnancies from fresh and cryopreserved/thawed oocytes in the same group of patients"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DONDURULMUŞ/ ÇÖZÜLMÜŞ VE TAZE OOSİTLERDEN ELDE EDİLMİŞ GEBELİKLERİN FETAL VE NEONATAL SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Comparative analysis of fetal and neonatal outcomes of pregnancies from fresh and cryopreserved/thawed oocytes in the same group of patients

Paolo Emanuele Levi Setti, M.D.,a Elena Albani, Biol.Sc.,a Emanuela Morenghi, Ph.D.,b Giovanna Morreale, Biol.Sc.,a Luisa Delle Piane, M.D.,a Giulia Scaravelli, Ph.D.,c and Pasquale Patrizio, M.D., M.B.E., H.C.L.D.

a Department of Gynecology, Division of Gynecology and Reproductive Medicine and b Biostatistics Unit, Humanitas Clinical and Research Institute, Milan; c ART Italian National Register, National Center for Epidemiology, Surveillance and Health Promotion, National Health Institute, Rome, Italy; and d Department of Obstetrics, Gynecology and Reproductive Sciences, Yale University, School of Medicine, New Haven, Connecticut

Amaç : Benzer hasta grubunda taze ve dondurulmuş/ çözülmüş oositlerden elde edilen gebeliklerin fetal ve neonatal sonuçlarını karşılaştırmak.

Dizayn: Gözlemsel çalışma ve karşılaştırmalı analiz

Hastalar : Çalışmaya kriopreserve oositi olan 855 hasta dahil edilmiştir. Bu 855

hasta ‘dan 954 gebelik elde edilmiştir. 197 gebelik dondurulmuş/ çözülmüş oositlerden , 757 gebelik taze oosit sikluslarından elde edilmiştir.bu 2 grup karşılaştırılmıştır.

Sonuçlar: Terapötik abortus ve ektopik gebelik açısından 2 grup arasında fark

saptanmamıştır. Terapötik abortus için ( % 1.5, % 0.8 ) ve ektopik gebelik için ( %3.6, % 2.9 ). Ancak dondurulmuş/ çözülmüş oosit grubunda daha yüksek 12 hafta altı spontan abortus oranı izlenmiştir ( % 17.6, % 26.9). doğum esnasında majör anomali açısından gruplar arasında fark saptanmamıştır ( %2.8, % 4.6).

Doğum esnasındaki gestasyonel yaş açısından gruplar arasında fark olmamasına

(2)

rağmen , hem tekiz ( 2725± 727 gr) hem de ikiz ( 2128± 555 gr) gebelikler açısından , ortalama doğum ağırlıkları taze oositlerden elde edilen grupta ( 3231±615 gr , 2418±492 gr ) daha düşük saptanmıştır. Ancak 63 hastada toplam 138 gebelik hem taze oosit siklusu hem de dondurulmuş/ çözülmüş oosit siklusundan elde edilmiş olup, gruplar arasında fark saptanmamıştır.

Yorum : Sonuçlar dondurulmuş/ çözülmüş ve taze oosit siklusları arasında fetal

ve perinatal komplikasyonlar açısından fark olmadığını desteklemektedir. Taze oosit sikluslarından elde edilen gebeliklerde saptanan düşük doğum ağırlığı daha önce embryo kriopreservasyonlarından elde edilen gebeliklere benzer saptanmıştır. Ama bunun daha fazla sayıda çalışmalar ile desteklenmesi gerekmektedir.

Kriopreservasyon , İVF uygulamalarında uzun zamandır kullanılmaktadır.

Sperm kriopreservasyonu ilk defa 1954 yılında yapılmıştır. 1984 yılında dondurulmuş embryodan ilk bebek doğumu rapor edilmiştir. 1986 yılında ise oosit kriopreservasyonundan bebek doğumu gerçekleştirilmiştir.

Bugün günümüzde oosit kriopreservasyonu için çok sayıda endikasyon vardır.

Onkolojik hastalarda fertilite prezervasyonu için , çocuk sahibi olmaz arzusunu erteleme isteği bu endikasyonlar arasında sayılabilir. Bugün oosit krioprezervasyonu ASRM tarafından deneysel bir yöntem olmaktan çıkarıp ,

(3)

uygulama protokolleri arasına dahil edilmiştir. Son yıllardaki yayınlara göre dondurulmuş oosit ve embriyo sikluslarından elde edilen gebelik oranları taze sikluslarla kıyaslanabilir durumdadır. Kriopreservasyon esnasında embriyonun ve oositin fizyolojisi günümüzde anlaşılmış gibi görünmektedir.

Bu çalışmanın amacı kriopreserve oosit elde edilen hastalarda , taze ve dondurulmuş / çözülmüş siklus ‘ lardan elde edilen gebeliklerin fetal ve neonatal sonuçları karşılaştırılmıştır.

Materyal- metod

Çalışmaya 2004-2009 yılları arasında ART tedavisi alan 855 hasta dahil edilmiştir. Taze sikluslarda en fazla 3 oosit kullanılmıştır. Aynı şekilde dondurulmuş sikluslarda da en fazla 3 oosit kullanılmıştır. Krioprezervasyon tekniği yavaş dondurma ve hızlı çözülme şeklinde uygulanmıştır. Bütün oositler intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu yöntemiyle insemine edilmiştir.

Dondurulmuş oositlerden elde edilen embriyoların transferinden önce endometrial hazırlık östrojen/ progesteron ile gerçekleştirilmiştir.

Çalışmadaki tüm oositler , taze, dondurulmuş / çözülmüş ve hem taze hem dondurulmuş/ çözülmüş oosit siklusundan gebelik elde edilen aynı hasta grubundan sağlanmıştır. 24 haftadan büyük gebelikler sonuçlanan gebelik, altında sonuçlanan gebelikler ise abortus olarak kabul edilmiştir. Terapötik abortuslar ve ektopik gebelikler de çalışmada değerlendirilmiştir. İVF/İCSİ

(4)

sikluslarında taze ve çözülmüş sikluslardan elde edilen embriyoların transferinden elde edilen gebelikler kıyaslanmıştır.

Sonuçlar

855 hastadan elde edilen 954 klinik gebelik öalışmaya dahil edilmiştir. 757 gebelik taze oosit sikluslarından elde edilmiş, ve 197 gebelik dondurulmuş oositlerden elde edilmiştir. Sadece taze siklustan 687 gebelik, sadece dondurulmuş siklustan 129 gebelik ve hem taze hem de dondurulmuş siklustan ise 138 gebelik elde edilmiştir. Oosit eldesi esnasında ortalama yaş taze oosit siklusu grubunda 34±3.7 , ve dondurulmuş siklus grubunda ise 33.8 ± 3.8 ‘ idi.transfer edilen embriyo ortalaması ise 2.6±0.6 ve 2.4±0.7 ( taze ve dondurulmuş sikluslarda ) ‘ idi.

Dondurulmuş oositlerden elde edilen 197 gebelikten 134 tanesi doğum ile, 53 tanesi spontan abortusla , 3 tanesi anomali nedeniyle terapötik abortusla 7 tanesi ektopik gebelikle sonuçlanmıştır. Taze oosit sikluslarından elde edilen 757 gebelikten 584 tanesi doğum ile , 145 tanesi spontan abortus ile , 6 tanesi terapötik abortus ile , 22 tanesi ektopik gebelikle sonuçlanmıştır.

(5)

Taze oosit grubunda doğuma ulaşan gebelik oranı daha yüksek olarak tespit edildi ( % 77.1, %68 p=0.08), ve daha az gebelik kaybı gözlendi ( % 17.6, % 26.9 p= 0.003). ektopik gebelik ve terapötik abortus oranları açısından fark saptanmadı. Dondurulmuş / çözülmüş oosti grubundan elde edilen gebelik grubunda terapötik abortus endikasyonları Arnold chiari sendromu (1), turner sendromu ( 1), ve trizomi 18 ( 1) idi. Taze oosti gebelik grubunda terapötik abortus endikasyonları genitoüriner malformasyonlar (1), gastroenterik malformasyonlar (1), solunum sistemi anomalileri (1), ve kromozomal

(6)

anomaliler ( 3) idi. Krioperezerve oosit grubundan elde edilen 134 gebelikten 123 ‘ü tekil , 11’ i ikiz gebelikti. Bu grupta hiç üçüz gebelik izlenmedi. Taze oosit embriyo transferi grubunda 444 tekil gebelik , ve 124 ikiz gebelik , 16 üçüz gebelik elde edilmiştir. Üçüz gebelikler değerlendirme dışına alınmıştır.

Ortalama gebelik ağırlıkları 3107±664 gr ve 2725±727 gr ( dondurulmuş ve taze sikluslarda , sırasıyla ) olarak hesaplanmıştır. Doğum haftaları dondurulmuş/

çözülmüş siklus grubunda tekizlerde 38.4±2.6 hafta , ikizlerde 35.4±1.7 hafta , taze sikluslarda tekizlerde 38.5±2.7 hafta ve ikizlerde 35.4±1.7 hafta olarak hesaplanmıştır. 2 grup arasında doğum esnasındaki gebelik haftaları arasında fark olmamasına rağmen , hem ikiz hem tekiz gebeliklerde , taze oosit gebeliklerinde doğum ağırlıkları anlamlı derecede düşük saptandı. Dondurulmuş siklusa ait 145 doğumda , doğum esnasında veya postnatal dönemde saptanan 4 anomali mevcuttu . 1 gastroenterik, 1 extremite, 2 genitoüriner. Taze embriyo transferi grubunda 740 adet doğan bebekte 34 major anomali saptandı. 1 sinir sistemi anomalisi, 17 kardiyovasküler anomali, 2 gastroenterik anomali, 7 genitoüriner , 1 iskelet sistemi anomalisi, 4 extremite , 3 kromozomal anomali.

İstatistiksel olarak 2 grup arasında konjenital anomali açısından fark izlenmedi.

Hem taze , hem de dondurulmuş siklustan gebelik elde edilmiş 63 hastada analiz edilen veriler açısından anlamlı fark tespit edilmedi.

(7)
(8)

TARTIŞMA

Bu çalışmadaki veriler tek merkezden , oosit krioprezervasyonlu gebelerin kendi taze veya dondurulmuş oositlerinden elde edilen gebeliklerin sonuçlarını vermesi açısından yapılan en geniş serili çalışmadır. Buradaki veriler oosit kriopreservasyonunda , taze ve dondurulmuş sikluslardan elde edilen gebeliklerde belirgin farklılık olmadığını göstermektedir. Bu çalışmadaki veriler literatürde de gösterildiği gibi , yavaş dondurma yönteminin vitrifikasyon yöntemine göre daha güvenli bir prosedür olduğunu göstermektedir.

Dondurulmuş embryolar 25 yıldan uzun süredir kullanılmaktadır, taze İVF/ İCSİ sikluslarına göre dondurulmuş sikluslarda daha yüksek doğum ağırlıkları bildirilmiştir. Embriyo krioprezervasyonu ile elde edilen gebeliklerin taze sikluslara göre daha iyi sonuç vermesi , taze sikluslarda kontrollü overyan hiperstimülasyonun advers etkisine bağlı olabilir. Dondurulmuş sikluslarda dondurma çözme işlemine dayanıklı embriyoların transferi ile daha iyi gebelik sonuçları sağlanabilmektedir. Oosit krioprezervasyonunun başarılı kullanımı , embriyo kriprezervasyonuna göre etik ve hukuksal anlamda daha avantajlı konumda durmaktadır. Aynı zamanda kanser hastalarında fertilite prezervasyonunda oosit dondurma önemli yer tutmaktadır.

Günümüzde , kadınlar annelik yaşını 30- 40 ‘ lı yaşlara ertelemektedir. Bu da kadınların doğurganlık potansiyellerinde azalmaya yol açmaktadır.

Krioprezervasyon ile genetik annelik, ilerleyen yaşlarda bile korunabilecektir.

(9)

Wennerholm UB. ( 2009, Hum Reproduction ) Ve arkadaşlarının yaptıkları yakın zamanlı, 22 çalışmayı irdeleyen bir derlemede; oosit vitrifikasyon yöntemi ile elde edilen gebeliklerin , spontan gebelikler ile arasında obstetrik ve neonatal sonuçlara arasından benzer olduğu bildirilmiştir.

Sonuç olarak ; son yıllarda oosit kriopreservasyou önemini arttırmıştır. Oosit dondurmada potensiyel limitler ve güvenlilik ileri çalışmalarla desteklenmelidir.

Bu çalışmada dondurulmuş çözülmüş sikluslarda artmış bir advers etki izlenmemiştir. Yavaş dondurma ve vitrifikasyon teknolojisi başarılı reprodüktif kapasite gösteriyor gibi görünmektedir. Bu çalışma fertilite arzusunu ertelemek isteyen kadınlar için, ve yumurta donor bankalarını cesaretlendirecek gibi görünmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

2009 年 5 月 23 日檢驗暨生物技術學系第一屆授服典禮 台北醫學大學醫學檢驗暨生物技術學系的第一屆授服典禮於 98 年 5 月 23

However, the most frequent referral reason among the pregnants who underwent FE was history of previous child or fetus with cardiac anomaly in the high-risk group (20%)

This procedure was repeated two times at 72 h (T3) and day 7 (T7) Results: The group that included infants with clinical and laboratory findings of sepsis considered as

Methods: A total of 162 primigravid pregnant women were categorized into four groups based on their body mass index (BMI), age, gravida (number of pregnancies), parity (number

“second” stages of labor, and age, gravida, parity, gestational week, caesarean indication, hospital stay, blood transfusion requirement, maternal outcomes such as intraoperative and

Adolescent pregnacies are being considered as high risk group of pregnancies when compared with reproductive aged ones expediting perinatal and neo- natal complications such

The findings of this retrospective cohort study on women with singleton deliveries who expe- rienced complicated or uncomplicated pregnan- cies with HG did not reveal