• Sonuç bulunamadı

STRES, BAŞA ÇIKMA VE ERGENLİK Ebru Basut*

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "STRES, BAŞA ÇIKMA VE ERGENLİK Ebru Basut*"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ebru Basut*

ÖZET

Amaç: S tr e sin in s a n y a ş a m ı ü ze r in d e k i e tkile ri ile ilgili ça lışm a la rın s a y ıs ı g id e r e k a rtm a k ta d ır. B u y a z ın ın am acı, str e s v e b a ş a ç ık m a ka vra m la rı ile ilgili g e n e l bilgiler v e rm e k ve ergenlerde stre sle b a ş a çıkm anın etkileri ile ilgili ça lışm a sonuçlarını g ö zd e n geçirmektir. Yöntem: Ergenlerde stres ve b a ş a çıkm a ile ilgili çalışm alar y a z ın d a n ta ra n m ış ve sonuçları değerlendirilm iştir. Sonuçlar: Y apılan çalışm alarda, erg en lik d ö n e m in d e y a ş a n a n s tr e s etke n leri ve etkili b a ş a ç ık m a örüntülerinin k u lla n ıla m a m a sın ın p e k çok du yg u sa l, ru h sa l ve d a vra n ışsa l so ru n ile ilişkili o lduğu belirlenmiştir. Tartışma: Çok fa r k lı alanlarda birçok y e n i str e s e tk e n iy le k a rş ıla ş a n ergenin, e tkili b a ş a ç ık m a örüntüleri e d in m e s i ve k u lla n m a sın ın , ru h s a l ve d a v r a n ış s a l so r u n la rın ö n le n m e s i v e te d a v is in d e y a ra r lı o la ca ğ ı s o n u c u n a u la şılm ıştır.

Anahtar sözcükler: B a ş a çıkm a, ergenlik, stre s SUMMARY: STRESS, COPING AND ADOLESCENCE

Objective: T he n u m b e r o f s tu d ie s a b o u t th e e ffects o f s tr e s s on h u m a n life are increasing b y time. The object o f th is review is to g ive g en era l inform ation a b o u t s tr e s s a n d coping a n d to review th e re su lts o f th e s tu d ie s a b o u t the e ffects o f coping w ith s tr e s s on a d o lescen ts. Method: T he s tu d ie s a b o u t the effects o f coping w ith s tr e s s on a d o le s c e n ts w ere se a r c h e d a n d their re s u lts w ere e v a lu a te d . Results: A t th e stu d ie s , it is in d ica ted th a t a b s e n c e o f effective coping p a tte r n s are rela ted to a se r ie s o f p h ysiological a n d behavioral p ro b lem s. Discussion: It is co ncluded th a t havin g effective coping stra teg ie s a n d using th e m is im portant f o r a n a d o le s c e n t w h o fa c e s w ith m a n y s tr e s s fu l e v e n ts in very d iffe re n t a re a s o f life.

H aving effective coping strategies is im portant fo r th e p revention a n d the trea tm en t o f m a n y psychological a n d behavioural p ro b lem s o f a d o lescen ts.

Key Words: A d o lescen ce, coping, str e s s

GİRİŞ

İnsanlar yaşam larının her anında bedensel, zihinsel ve ruhsal pek çok uyaranla karşı karşıya kalmaktadır. Söz konusu uyaranlar, bireyin içinde bulunduğu denge, düzen ve uyum durum unu etkileyebilir. Yaşanan olay, kişiye sıkıntı verecek, yeniden uyum sağlamasını gerektirecek, alıştığı yaşam ve çözüm biçimlerini sorgulatacak ve/ya da değiştirecek nitelikteyse birey, bu zorlu olayın üstesinden gelmek ve yeniden rahatlayıp uyum sağlamak için çabalayacaktır. Bu noktada stres ve başa çıkma kavramları önem kazanmaktadır.

Stres ile ilgili ilk çalışmalar tıp alanında başlamış, çeşitli davranışsal ve psikolojik sorunların ortaya çıkmasında, sürmesinde stresli yaşam olaylarının etkin bir neden olarak tartışılmaya başlanması ile pek çok araştırmacı konuya ilgi göstermiş ve farklı tanımlamalar yapılmıştır. Folkman ve Lazarus tarafından geliştirilen tanımlamaya göre stres, bireyin huzur ya da genel iyilik durumu ile ilgili değerlendirdiği ve/ya da kaynaklarını aşan veya

*Psk., T.C. S a ğ lık B a k a n lığ ı Is p a r ta D evlet H a sta n e s i, Isp a rta

zorlayan "kişi-çevre etkileşim i" sonucunda yaşanmaktadır (Folkman 1984, Folkman ve Laza­

rus 1985, Lazarus 1976, 1993). Başa çıkma ise bireyin iç ve dış dünyanın yarattığı gereksinim ve zorlukları gidermek, onları kontrol altında tut­

mak, gerginlikleri azaltmak için gösterdiği bilişsel ve davranışsal çabalardır.

Yapılan çalışmalarda bireyin karşılaştığı olayı değerlendirme sürecinin, strese karşı gösterdiği tepkileri, yaşanılan duyguları ve uyuma ilişkin ortaya çıkan sonuçları etkilediği ve bu nedenle yaşanan olayın bilişsel değerlendirmesinin önemli olduğu vurgulanmaktadır. Bilişsel değerlendir­

menin stres ve başa çıkma davranışları üzerindeki önemi nedeniyle kısaca özetlenmeye çalışılacaktır.

Bilişsel Değerlendirme

Lazarus ve Folkman tarafından geliştirilen bilişsel stres ve başa çıkma kuramında bilişsel değerlen­

dirme ve başa çıkma olarak iki süreç varsayıl­

m aktadır. Bu süreçler, stres ve stresle ilgili uyumsal sonuçların aracılarıdır (Folkman 1984).

Bu modelde karşılaşılan olayın bilişsel değerlen-

Ç o c u k v e G e n ç lik R u h S a ğ lığ ı D erg isi : 13 (1) 2 0 0 6

(2)

dirmesi, başa çıkma çabaları için anahtar kavram­

lardan biridir (David ve Suls 1999). En uç düzeyde ise bu görüşe göre “birey olayı bu şekilde tanımla­

madığı sürece, hiçbir olay evrensel olarak stres verici değildir" (Fleming ve ark. 1984). Üç çeşit bilişsel değerlendirmeden söz edilebilir:

Birincil değerlendirmede birey, karşılaşılan du­

rum da kendine ait herhangi bir şeyin tehlike altında olup olmadığını değerlendirir. Birincil değerlendirmeler, durumsal faktörlerden etki­

lenmektedir. Zarar ya da tehdidin doğası, olayın bildik ya da yeni bir olay olması, olayın nasıl mey­

dana geldiği, olayın meydana geldiği zaman ve beklenen sonuca ilişkin durum lar bu faktörler arasında sayılabilir (Folkman 1984). Ayrıca bireyin, kendisi ve dünya hakkındaki inançları, değerleri, taahhütleri ve hedefleri gibi bir dizi bireysel özellikler de birincil değerlendirme üzerinde etkili olmaktadır (Folkman 1984, McCrae 1984, Folkman ve Lazarus 1985).

Bireyin sahip olduğu başa çıkma kaynakları ve seçeneklerinin değerlendirilmesi, ikincil değer­

lendirme olarak tanımlanmaktadır. Birey burada

“Ne yapabilirim?" sorusunun yanıtını bulmakta ve karşılaşılan olayın birincil değerlendirmesi birey için önemli olduğunda ortaya çıkmaktadır.

Yani birey, zararın önlenmesi, üstesinden gelin­

mesi ya da eğer müm künse bunların olumlu yönde geliştirilmesi için neler yapılabileceğini değerlendirmektedir. Bir başka ifadeyle, ikincil değerlendirm e sırasında birey sahip olduğu fiziksel (bireyin sağlığı, enerjisi ve dayanma gücü vb.), sosyal (somut ve duygusal destek), psikolojik (inançlar, problem çözme becerileri, benlik saygısı, ahlaki değerler vb.) ve maddi (para, aletler vb.) başa çıkma kaynaklarının değerlendirmesini yapar (Folkman 1984).

Yeniden değerlendirme ise uygun stratejilerin iyice öğrenilmesi ve analiz edilmesi amacıyla kullanılan bir pekiştirme ya da ölçüt olabilecek bir model hazırlama sistemidir (Folkman 1984).

Başa çıkmanın dinamik yapılı ve sürece dayalı olması nedeniyle alman kararlara ilişkin yeni ara değerlendirm eler yapılması gerekebilir ve bu aşamada genellikle temel kurallar korunarak ya da çok gerekli ise değiştirilerek, amaca uygun yeni bilişsel yapılanmalar kurulur. Böylece birey karşılaştığı durum için en uygun başa çıkma davranışını belirleyerek stresin üstesinden gelebilmek için söz konusu davranışı uygulamaya başlar.

Stres ve başa çıkma ile ilgili olarak gerçekleştirilen çalışm alarda birçok araştırm acı başa çıkma davranışının temel boyutlarını tanımlamaya ve değerlendirmeye çalışmıştır. Yapılan faktör analiz­

lerinde, başa çıkma davranışları farklı adlandı­

rılmış olsalar da benzer faktör yapılarının ortaya çıktığı görülmektedir. Yapılan çalışmalarla ortaya konan genel başa çıkma kategorileri; problem odaklı başa çıkma - duygu odaklı başa çıkma, yaklaşma - kaçınma, ilgilenme - ilgilenmeme (disengagement), problemi ele alma - uzaklaşma ve stres verici durumun tehdidini azaltmak üzere yeniden değerlendirme olarak bildirilmektedir (Folkman 1984, Folkman ve Lazarus 1986, Coyne ve Downey 1991).

Lazarus (1976), başa çıkmanın çok genel bir kavram olduğunu ve tüm başa çıkmaların genel olarak 2 kategoriye ayrılabileceğini savunmak­

tadır. Bunlar "doğrudan eylem" ve "hafifletici davranışlar"dır. Doğrudan eylemler, çevreyle girişilen ilişkiler sonucunda ortaya çıkan hasar, tehdit ya da kavgalarla görülen, bireyin çevresi ile olan ilişkisini kendi lehine değiştirmeyi içeren davranışlardır. Bu davranışlar, tehlikeye karşı hazırlık, saldırganlık, kaçma ve hareketsizlik biçiminde olabilir. Stresi hafifletici davranışlar ise kişiyi rahatsız eden stres duygularını azaltmak, stres durum undan kaçınmak ya da strese katla­

nabilmek için ortaya çıkar. Stres hafifletici davra­

nışlar, sıkıntıyı yumuşatmak ya da azaltmak yani kısaca rahatlamak için çaba harcamak anlamın­

dadır. Bireyin yaşadığı sıkıntı ve stresi hafifletmek için kullandığı alkol, trankilizan ve sedatifler belirtiyi gidermeye yönelik davranış biçimleridir ve bu yolla birey, duygusal olarak rahatsız edici durum larda kendini daha iyi hisseder ve işlev­

lerini daha etkili ya da görece daha rahat bir şekil­

de sürdürür.

Başa Çıkmanın İşlevleri:

Araştırmacılara göre başa çıkmanın işlevi genel olarak bireyi ya da ailesini olumsuz fiziksel ya da psikolojik sonuçlardan korumaktır (Folkman 1984, Holahan ve Moos 1986). Aldwin, Folkman ve Lazarus (1976), başa çıkmanın sıkıntıya yol açan sorunun ele alınması (problem odaklı başa çıkma) ve duyguların düzenlenm esi (duygu odaklı başa çıkma) gibi iki önemli işleve sahip olduğunu belirtmektedir (Aktaran Lazarus 1993).

Folkman ve Lazarus (1980), başa çıkmanın iki işlevinin de çok stresli etkileşimlerde ve karşı­

Başa Çıkmanın Sınıflandırılması

(3)

laşılan duruma uygun olarak kullanıldığını belirt­

mektedir.

Problem odaklı başa çıkma; sorunlu insan-çevre ilişkisinin, problem çözme, karar oluşturma ve / ya da hareket yoluyla kontrol edilmesi için kullanılır.

Böylece sıkıntıya neden olan problemlerle başa çıkmak amaçlanmaktadır (Folkman 1984). Prob­

lem odaklı başa çıkma, gereksinimlerin azaltılması ya da ortadan kaldırılması ve/ya da gereksinim­

lerle başa çıkmak için kaynakların artırılmasına yönelik doğrudan eylemler biçiminde olabileceği gibi çevreye de yönelik olabilir (Folkman ve Lazarus 1986, Patterson ve McCubbin 1987).

Problem odaklı başa çıkma davranışları, durumu değiştirmek için baskın olmaya yönelik doğrudan çabalar şeklinde olabileceği gibi, so runu n çözümüne yönelik serinkanlı, mantıklı ve incelikli çabalar şeklinde de olabilir.

Duygu odaklı başa çıkma ise, duyguların ya da sıkıntının düzenlenmesini, karşılaşılan gereksinim­

lerin sonucu olarak hissedilen gerginliğin azaltılmasını amaçlar (Folkman 1984). Kendini kontrol altına alma, sosyal destek arama, kaçınma- sakınma, sorum luluğu kabullenme ve olumlu değerlendirm eler duygu odaklı başa çıkma çabaları içerisinde yer almaktadır (Folkman ve Lazarus 1986).

Yukarıda sözü edilen işlevlere bakıldığında; stres yaratan bir durum da ya da bir sorun ortaya çıktığında kullanılan başa çıkma davranışının nasıl tanımlandığı ya da hangi başa çıkma davra­

nışının kullanıldığından çok duruma uygunluğu önem kazanmaktadır. Folkman (1984), bir başa çıkma davranışının olum lu sonuçlarının olup olmadığının, gereksinim, kullanıldığı bağlam ve uygulama yeteneği ile sınırlı olduğu görüşünü ileri sürmektedir. Genel olarak problem odaklı başa çıkmanın, duygu odaklı başa çıkmaya göre ruh sağlığı ile olum lu ilişkisinin daha güçlü olduğu çeşitli araştırmalarla desteklense de, kimi araştırmalarda tersi sonuçlara da rastlanmaktadır (Aktaran Glyshaw ve ark. 1989). Özetle hiçbir başa çıkma örüntüsü özünde iyi ya da kötü değildir, ancak durumun gerektirdiği başa çıkma ile kişinin kullandığı başa çıkmanın uygunluğuna bağlı olarak, iyi ya da kötü sonuçlara neden olmaktadır (Lazarus 1993).

En uygun başa çıkma dağarcığı, hem duygu hem problem odaklı başa çıkma örüntülerinin birleşi­

minden oluşmaktadır. Ancak birey karşılaştığı durumda duygusal dengesini yeniden sağlamak

için duygu odaklı başa çıkmaları kullanır ve problem odaklı başa çıkmaları kullanmazsa, ortaya olumsuz psikolojik sonuçlar çıkacaktır (Solomon ve ark. 1988).

Ergenlerde Stres ve Başa Çıkma

Ergenlik dönemi, belirgin ve hızlı fizyolojik, psikolojik ve sosyal gelişimlerin görüldüğü, çeşitli gelişimsel görevlerin gerçekleştirilmesi gereken ve çocukluktan yetişkinliğe geçişi ifade eden bir yaşam dönem idir (Renk ve Creasey 2003).

Ergenler bu dönem de, pubertenin getirdiği fizyolojik değişiklikler, yaşam deneyimleri ile zenginleşen bilişsel kapasiteye uyum sağlamak, aile ve anne babadan bağımsızlık beklentilerini karşılamak, kendi cinsiyeti ve karşı cins ile sosyal roller geliştirmek, akademik gereklilikleri gerçek­

leştirmek, meslek seçimi ve plan yapmak, yetişkin rollerine hazırlanmak gibi pek çok stresli durumla karşı karşıya k alm ak tad ırlar (Patterson ve McCubbin 1987).

Ergenin yaşam dönemi boyunca ilk kez karşılaştığı ve toplumca ulaşılması beklenen hedefler, ergenin kullandığı ya da kullanacağı başa çıkma örüntü- lerini daha da önemli hale getirmektedir. Ergenle­

rin tüm bu hedeflerle başa çıkması da oldukça zordur. Bu dönemde başa çıkma, "bilişsel, sosyal ve davranışsal becerilerin; belirsiz, önceden kestirilemeyen ve stresli durumlarda daha esnek bir şekilde idare edilebilm esi"ni gerektirir (Bandura 1981, Aktaran Patterson ve McCubbin 1987). Bu gibi nedenlerle stres ve başa çıkma ile ilgili çalışmalar sürdürülürken ergenlik dönemi önemli görülmüştür. Ayrıca yapılan araştırmalar, erg en ta ra fın d a n g e liştirile n başa çıkm a örüntülerinin, yetişkinlik dönemindeki başa çıkma örüntülerinin çekirdeğini oluşturduğu, sağlıklı yetişkinliğin temellerinin bu dönemde önemli ölçüde atıldığı ve ergenlikteki deneyimlerin izle­

rinin yetişkinlik dönemine taşındığı belirtilmek­

te d ir (Compas ve ark. 1985, P atterso n ve McCubbin 1987).

Ergenlerin başa çıkma örüntülerini edinmeleri sırasında farklı kaynaklardan yararlandıkları belirlenmiştir. Patterson ve McCubbin (1987), bu kaynakları dört başlık altında toplamıştır: a) benzer olaylar ile başa çıkmada daha önceki kişisel deneyim, b) diğerlerinin, özellikle aile bireylerinin başarılarının ya da başarısızlıklarının gözlenmesi ile oluşan değişik deneyim ler, c) kendi fiz­

yolojilerine ilişkin algıları ve hassasiyetleri konu­

sundaki düşünceleri ve d) özellikle anne-baba,

(4)

akranlar ve önemli diğer kişiler tarafından yapılan sosyal yönlendirmeler.

Anne babaların çocuk ve ergene yönelik tutu­

munun başa çıkma davranışlarının oluşumunda çok önemli bir etkiye sahip olduğu belirtilmek­

tedir. Aile içi bağlılığın hissedildiği ve çatışmanın daha az olduğu ailelerde, çocuğa destek ve güven hissi sağlanması ile kendilerini güvenli hisseden çocuklar çevreleri ile girdikleri etkileşimlerde daha aktif olacaklardır. Aksine, kendilerini çok güvenli hissetmeyen çocuklar ise stresli durumları daha tehlikeli algılayacak ve kaçınmacı başa çıkmaları daha çok kullanacaktır (Holahan ve Moos 1986, McKernon ve ark. 2001). Aktif bir şekilde keşfeden ve uyumlu çözümler üreten anne babalar, ergenlere aktif başa çıkma için model olurken katı ya da pasif başa çıkmacı anne babalar ergenlere bu yönde m odel o lu ştu ra cak tır (Shulman 1993).

Genel olarak çocuk ve ergenlerde stresle başa çıkma davranışlarıyla ilgili çalışmalarda, problem ve duygu odaklı başa çıkmaların insan gelişiminin farklı dönem lerinde geliştiği belirlenm iştir.

Problem odaklı başa çıkmalar daha erken yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Bulgular, okul öncesi yaşlarda bu becerilerin ortaya çıktığını ve yaklaşık 8-10 yaşlarına kadar bu becerilerin geliştiğini göster­

mektedir (Compas ve ark. 1991).

Problem odaklı davranışların erken gelişmesinin sebeplerinden ilkinin bu yaş döneminde yetişkin davranışlarının daha çok model alınması olduğu düşünülm ektedir. Bu durum un aksine duygu odaklı başa çıkma davranışları daha geç çocukluk ve erken ergenlikte ortaya çıkm aktadır. Bu farklılık; a) daha küçük yaştaki çocukların kendi duygusal yapıları hakkında daha az farkındalığa sahip olmaları, b) daha küçük yaştaki çocukların duygularını tanımamaları, c) diğerlerinin duygu odaklı başa çıkma örüntülerinin daha az görünür olması gibi nedenlerle öğrenilmesinin daha güç olması gibi faktörlere bağlanmıştır (Compas ve ark. 1991).

Başa çıkma, genellikle bireyin yeterlilikleri dahilinde, sorunları ele almak için iyi bir yöntem olarak anlaşılmaktadır ve kaynakların, zorluklarla başa çıkmada kullanılmasını gerektirmektedir.

Kişilerarası problem lere alternatif çözüm ler üretme yeteneği, problem çözmenin önemli bir parçasıdır ve çocuk ve ergenlerdeki davranışsal uyum la da yakından ilişkilidir. Duygusal ve davranışsal problemleri olan ergenlerin yaşıtlarına

oranla alternatif çözümleri daha az ürettikleri, duygu odaklı başa çıkmaları daha çok kullan­

dıkları ve stresli yaşam olayının olumsuz etkilerin­

den daha fazla etkilendikleri bildirilmektedir (Compas ve ark. 1988).

Ergenlik döneminde karşılaşılan sorunlara etkili çözümler üretilememesi ortaya çıkan başa çıkma davranışlarının kendisinin de bir gerilim kaynağı olmasına neden olabilir. Örneğin, sorunlardan uzaklaşmak amacı ile alkol ve madde kullanımına yönelmek ardından daha büyük sorunlar ve sonuçlar doğurabilir.

Toplum sallaşm anın önemli bir parçası olan arkadaş grubunun ergen için maddi yardım ve destek, bilişsel destek, duygusal destek ve öz saygıda yükselme gibi farklı işlevleri vardır (Cohen ve Wills 1985). Akran grubu aynı zamanda ergenin bazı maddeleri rahatlama ve sorunlardan uzaklaşma aracı olarak görmesinde önemli bir etken olabilmektedir. Ergenlik döneminde stresle başa çıkmanın bir yolu olarak alkol ve madde kullanımına (Johnson ve Pandina 1991, Ruchkin ve ark. 2000, Holahan ve ark. 2001, Koposov ve ark. 2002) ve sigara kullanımına (Siqueira ve ark.

2000) yönelme üzerinde arkadaş grubunun önemli etkisi olduğu bildirilmektedir. Stresli durumlar karşısında alkol ve madde kullanımına yönelen ergenlerin, psikolojik olarak olgunlaşmamış, kaçınmacı başa çıkmaları daha çok kullanan ve kendini idare etme yeteneği düşük bireyler olduğu da bildirilmektedir (Koposov ve ark. 2002).

Çocuk suçluluğunun önemli boyutlara ulaştığı g ü n üm ü zd e suça yönelen ergenlerin stres yaşantıları ve başa çıkma örüntüleri de araştırma konusu olm uştur. Yapılan çalışmalarda suça yönelen ergenlerin suç kabul edilen davranış öncesinde yaşam larında stresli yaşam olayı (özellikle istismar, ihmal, şiddete maruz kalma ve seksüel sarkıntılık) oranının yüksek olması ve bu durum la bağlantılı olarak taravma sonrası stres bozukluğu belirtilerini yüksek oranda sergileme (Steiner ve Garcia 1997, Ruchkin ve ark.

2002), stresle başa çıkmak için aile tarafından sağlanan sosyal d esteğ in y eterli dü zey d e sunulmaması ya da kullanılmaması (Tolan 1988, Johnson ve P an d in a 1991), d ah a yüksek savunmacılığa karşın daha düşük başa çıkma örüntüleri sergileme (Bartek ve ark. 1993, Steiner ve Feldman 1995), problem çözme ve sosyal destek aram a becerilerinde zayıflık , kaçınmacı başa çıkmaları daha çok kullanma (Johnson ve Pandina 1991, Ruchkin ve ark. 1999, Ruchkin ve ark. 2000),

(5)

stresi inkar etme ya da yaşanan stresi saldırgan davranışlar ile dışa vurma (Recklitis ve Noam 1999), psikosomatik şikayetleri yüksek oranda bildirme (Steiner ve Garcia 1997, Recklitis ve Noam 1999, Williams ve Hollis 1999, Ruchkin ve ark. 2000) gibi özelliklere sahip oldukları bildiril­

miştir. Araştırmalar sonuçlarında da görüldüğü gibi suçluluğun önlenmesi ve yeniden topluma k azan d ırılm a sü recin de etkili başa çıkma örüntülerinin edinilmesi önemli bir role sahiptir.

SONUÇLAR VE TARTIŞMA

insanların stres etkenlerinden arınmış bir ortamda yaşamaları sosyal bir varlık olmaları nedeni ile olanaklı görünmemektedir. Yukarıda özetlenmeye çalışılan bilgiler gösterm ektedir ki insanların yaşadıkları olayları algılayışları ve mevcut duru­

mun üstesinden gelmek için giriştikleri çabalar son derece önemlidir. Özelikle ergenlik dönemin­

de, pek çok alanda karşılaşılan stres etkenleri ve bu etkenlerle başarılı bir şekilde başa çıkmanın, yaşam d ön g ü sü içerisinde önem li old u ğu görülm ektedir. Etkili ve sağlıklı başa çıkma davranışları dağarcığından yoksun olan ergen, alkol ve m adde kullanım ından suça yönelime k adar pek çok alanda olum suz sonuçlarla karşılaşabilmektedir. Bu nedenle özellikle ergenlik dönemi içerisinde sağlıklı ve etkili başa çıkma davranışlarının edindirilmesi, koruyucu bir öneme sahiptir. Anne babanın iyi bir model oluşturama- dığı v e/y a da yetersiz kaldığı durumlarda, ruh sağlığı alanında çalışan profesyonel kişilerin söz konusu ergenlere destek oluşturabilmesi, sağlıklı bir toplumun gelişimi ve devamı açısından önem kazanmaktadır. Sözü geçen çalışmalarda ergen­

lerde suça yönelme, madde bağımlılığı, davranım bozukluğu konuları aile tutum ları ve çevresel etkenlerle yakından ilişkilendirilmektedir. Özel­

likle de ailenin ergeni yeterince etkin bir biçimde izleyerek yardımcı olamamasından söz edilmek­

tedir. Ergenlerin kimliklerini kazanma, benimseme ve ortaya koyma sürecinde yapabilecekleri ya da yaptıkları davranışlar ve farklı düşünceleri nedeniyle karşı karşıya kalabilecekleri olumsuz­

luklara karşı dayanıklı ve etkin olabilmeleri için öncelikle ailelerine, eğitim sorumlularına, çocuk ve ergen ruh sağlığı ekiplerine çok iş düştüğü açıktır. Gençler, sadece ergenlik çağında olmanın stresiyle değil aynı zamanda yaşadıkları süregen ya da episodik çatışma ve güçlüklerin stresiyle de baş etmek durum undadırlar. Bu da onların henüz deneyimler açısından yetersiz kaldıkları bir dönem de aktif başa çıkma yöntem leri kullanabilmeleri açısından etkin modellere ve

bilgi paylaşımına gereksinimlerini artırmaktadır.

Ana babaları, öğretmenleri ve yakınlan tarafından davranışları, düşünceleri, giysileri ya da tutkuları konusunda eleştirilmeleri ile yaşamlarının kontrol edilmesine karşı çıkma davranışları ve biçimle­

rinin yarattığı strese olduğu kadar, yaşıtları tarafından beğenilmeme, onaylanmama, dışlanma ve aşağılanmaya karşın güçlenmeleri ve etkin başa çıkma yöntemleri ile donanmaları gerekmek­

tedir. Ancak ergenlik dönemi bağımsızlık savaşı içinde gençlerin etkin başa çıkma yöntemleri yerine alkol, sigara ve benzeri yeni bağımlılıklara daha kolay ulaştıkları göz ardı edilmemelidir.

Sonuç olarak, gençleri içine düşebilecekleri zorluklardan çıkarmaya yönelik etkili müdahale yöntemleri kadar tutarlı, ısrarlı, kalıcı, çok yönlü ve çoğulcu bir katılımla gerçekleştirilen önleme ve destek çalışmalarına gereksinim olduğu açıktır.

KAYNAKLAR

B a rtek SE, K rebs DL, Taylor MC (1993) Coping, defending, a n d th e rela tio n s b e tw e e n m oral j u d g m e n t a n d m oral b e h a v io r in p r o s t i t u t e s a n d o th e r f e m a l e j u v e n i l e d elin q u en ts. J A b n o rm P sychol 102: 66-73.

C ohen B, Wills TA (1985) S tr e ss, social su p p o rt a n d th e b u ff e r i n g h y p o t h e s i s . P s y c h o l B u ll 9 8 : 3 1 0 - 3 5 7 . C om pas B, D avis GE, F orsythe C J (1985) C haracteristics o f life e v e n ts d u rin g a d o lescen ce. A m J C om P ysch o l 13:677-691.

C o m p a s B, M alcarne V, F ond a ca ro KM (1988) Coping w it h s t r e s f u l e v e n t s in o ld e r c h ild r e n a n d y o u n g a d o le s c e n ts . J C o n s u lt C lin P s y c h o l 5 6 : 4 0 5 - 4 1 1 . C o m p a s B E , B a n e z GA, M a lca rn e V v e a rk . (1991) Perceived control a n d coping w ith stress: a developm ental p ersp ective. J Soc Is s u e s 47:23-34.

C oyne JC , D o w n ey G (1991) Social fa c to r s a n d p s y c h o ­ p a th o lo g y: s tr e s s , social s u p p o r t a n d copig p ro c e s se s.

A n n u R e v P sychol 42:401-425.

D avid JP, S u ls J (1999) Coping effo rts in d a ily life: role o f big fiv e traits a n d problem appraisals. J Pers 67 :2 6 5 ­ 294.

F lem ing R, B a u m A, S in g er J E (1984) T o w a rd a n integ­

rative approach to th e s tu d y o f stre ss. J Pers Soc Psychol 46:939-949.

F olkm an S (1984) Personal control a n d s tr e s s a n d coping p r o c e s s e s :a th eo retica l a n a ly s is . J P ers S o c P sy c h o l 46:839-852.

F o lkm a n S, L a za ru s R S (1980) A n a n a ly s is o f coping in a m id d le-a g ed co m m u n ity sa m p le. J H e a lth Soc B e h a v 21:219-239.

F olkm an S, L a za ru s R S (1985) I f it ch a n g es it m u s t be a process: s tu d y o f em otion a n d coping during three sta g e s o f a college exam ination. J Pers Soc Psychol 48:150-170.

(6)

F o lkm a n S, L a za r u s R (1986) A p p ra isa l, coping, h e a lth s ta tu s a n d psychological sy m p to m s. J Pers Soc P sychol 50:571-579.

G ly s h a w K, C o h e n LH, T o w b e s LC (1 9 8 9 ) C op in g strategies a n d psychological distress: prospective an a lyses o f ea rly a n d m id d le a d o le s c e n ts . A m J C om P sy c h o l 17:607-623.

H o la h a n CJ, M oos R H (1986) P erso n a lity, coping a n d fa m i l y re s o u rc e s in s t r e s s re s ista n c e : a lo n g itu d in a l

a n a ly s e s . J P ers Soc P sychol 51:389-395.

H olahan C, Moos RH, H olahan CK ve ark. (2001) Drinking to cope, em otional d is tr e s s a n d alcohol u s e a n d a b u s e : a te n y e a r m odel. J S tu d Alcohol 62:190-198.

J o h n s o n V, P a n d in a R J (1991) E ffe c ts o f th e fa m il y en viro n m en t on a d o le sc e n t su b s ta n c e u se, delinquency, a n d coping sty le s . A m J Drug Alcohol A b u se , 17:71 -88.

K o p o so v RA, R u c h k in VV, E is e m a n n M v e ark. (2002) A lcohol u s e in a d o lescen ts fr o m northern russia: th e role o f th e social context. A lcohol A n d A lcohol 3 7 :2 9 7 -3 0 3 . L a za ru s R S (1976) P atterns o f A d ju stm e n t. Third edition, M cgraw-hill B o o k C om pany, N e w J e rs e y .

L a z a r u s R S (1993) Coping th eo ry a n d research: p a s t, p r e s e n t, a n d f u t u r e . P s y c h o s o m M e d 5 5 :2 3 4 - 2 4 7 . M cC rae R R (1984) S itu a tio n a l d e te r m in a n ts o f coping responses: loss, threat a n d challenge. J Pers Soc Psychol 46:919-928.

M cK ernon WL, H o lm b e c k GN, C older C ve a rk. (2001) L o n g itu d in a l s t u d y o f o b s e r v e d a n d p e r c e iv e d fa m ily in flu e n c e s on p r o b le m - fo c u s e d c o p in g b e h a v io r s o f preadolescents w ith sp in a bifida. J Pediatr Psychol 26:41­

54.

P atterson JM, Mccubbin H I (1987) A d o lescen t coping style a n d behaviors: c o n cep tu a liza tio n a n d m e a su re m e n t. J A d o le sc 10:163-186.

R ecklitis CJ, N oam GG (1999) Clinical a n d developm ental p e r s p e c tiv e s on a d o le s c e n t coping. C hild P sych ia try H u m D ev 30:87-101.

R e n k K, C re a se y G (2003) T he re la tio n sh ip o f g en d er, g en d er identity, a n d coping strategies in late adolescents.

J A d o le sc 26:159-168.

R u ch kin V, E ise m a n n M, H a g g lo f B (1999) Coping s ty le s in d e li n q u e n t a d o le s c e n ts a n d control: th e role o f personality a n d p arental rearing. J Youth A dolesc 28:705­

717.

R u ch kin V, E ise m a n n M, H a g g lo f B (2000) Coping s ty le s a n d p s y c h o s o m a t i c p r o b le m s : a r e th e y r e la te d ? P sy c h o p a th 33:235-239.

R u c h k in VV, S c h w a b -sto n e M, K oposov R ve ark. (2002) Violence exposure, po sttra u m a tic stre ss, a n d p ersonality in ju v e n i l e d e lin q u e n ts . J A m A c a d C h ild A d o le s c P sych ia try 41:322-329.

S h u lm a n S (1993) Close relationship a n d coping behavior in adolescence. J A d o lesc 16:267-283.

Siqueira L, D iab M, B o d ia n C ve ark. (2000) A d o le sc e n ts becoming sm okers: The role o f stre ss a n d coping m ethods.

J A d o le sc H ea lth 27:399-408.

Solom on Z, M ikulincer M, A vitzu r E (1988) Coping , locus o f control , social support a n d combat-related posttraum atic s tr e s s disorder: A pro sp ective s tu d y . J Pers Soc P sychol 55:279-285.

S te in e r H, F e ld m a n S S (1995) T w o a p p ro a c h e s in th e m e a s u r e m e n t o f a d a p tiv e sty le . C om parison o f norm al, psychosom atic ill, a n d delinquent adolescents. J A m A ca d

Child A d o le sc P sych ia try 34:180-190.

Steiner H, Garcia B A (1997) Posttraum atic stre ss disorder in in ca rcera ted ju v e n ile d e lin q u e n ts . J A m A c a d C hild A d o le sc P sych ia try 36:357-365.

Tolan P (1988) Socioeconom ic, fa m ily , a n d social s tr e s s correlates o f adolescent antisocial a n d delinquent behavior.

J A b n o rm C hild P sychol 16:317-331.

Williams RA, Hollis HM (1999) H ealth beliefs a n d reported s y m p to m s a m ong a s a m p le o f incarcerated a d o le s c e n t fe m a le s . J A d o lesc H e a lth 24: 21-27.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sporcuların stresle başa çıkma stratejileri açısından genç ve büyükler kategorisinde yarışan sporcular arasında anlamlı bir fark bulunmadı (p>0.05) (Tablo 4)....

■ Eğer bireyler yaşadıkları olayları ya da stres kaynağı olarak gördükleri insanları tehdit olarak değerlendirmezse stres yaşamamakta, uyaranları tehdit

Ekinliğin sonunda, gruba sanat / edebi eserini yorumlamaları için kılavuzluk etmeye başlamalı, konuyu nasıl gördüklerini ve incelen sanat / edebi eserin merceğinden

Başhemşirelerin iş ve çalışma koşulları boyutu ile personel hizmetleri boyutu yönünden hastane müdürlerine göre daha olumlu değerlendirme yaptıkları ve örgütsel

Tablo 3.128’de, okul yöneticilerinin okul bahçesi, spor salonu, bilgisayar laboratuvarlarını okul dışı zamanlarda öğrencilerin kullanmalarına izin vermemesinden

Bu bölümde aile ve yaşam tarzından kaynaklanan ve sizde stres yaratan bir takım durumlar, bununla başa çıkma davranışlarına ait görüşler yer

Bu sınav, başarılı olmak ve hayatta mutlu olmak için tek yoldur?. Bu sınavı kazanamamak dünyanın

COVID-19 pandemisinde 0-17 yaş arası çocuğu olan annelerin algıladığı stres düzeyini ve stresle baş etme yöntemlerini belirlemeyi amaçladığımız bu çalışmada