• Sonuç bulunamadı

> İnfertil erkeklerde ace geni insersiyon/delesyon poliformizminin seminal içerikle ilişkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "> İnfertil erkeklerde ace geni insersiyon/delesyon poliformizminin seminal içerikle ilişkisi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ERKEK ÜREME SAĞLIĞI Derleme

212

Anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE), anjiyotensin I’i (AT1) fizyolojik olark aktif oktapeptit olan anjiyotensin II’ye çeviren membran bağımlı dipeptit karboksipep- tidazdır. Anjiyotensin II, renin-anjiyotensin sisteminde su-elektrolit dengesini ve kan basıncını regüle eden içeriklerden birisidir. İnsanlarda ACE geni 17. kromozom q23’de lokalizedir. ACE’in memelilerde; kan, vasküler endotel, renal epitel ve leydig hücrelinde olan sACE ve yalnızca erkek germ hücrelerinden salınan tACE olmak üzere iki izoformu mevcuttur.

Serum ve doku ACE aktivitesi genellikle ortak bir ACE gen aktivitesi ile birliktelik gösterir. ACE genindeki ACE gen insersiyon ya da delesyon (I/D) polimorfizmi 16. gendeki sekanstaki bir tekrarlama ile ilişkilidir. ACE D/D taşıyıcılarındaki ortalama ACE aktivitesi ACE I/I genotipindekilere göre iki kat fazla olmakla beraber, I/D genotipindekilerde orta düzeylerdedir. Testis gibi çeşitli organlardaki serum ACE seviyelerinin varyasyonlarının

%47’sinden ACE I/D polimorfizmi sorumlu tutuluyor.

Farelerle yapılan bir çalışmada tACE eksikliği sonucu sperm migrasyonundaki defekt ve zona pellisudaya bağ- lanmaki sorun nedeni ile infertilitede azalma saptanmış.

Yine başka bir çalışmada ACE den yoksun faredeki fertilite sACE değil de tACE’in yeniden ekspresyonu ile yeniden kazanılmış. Bu nedenle tACE genindeki defektlerin erkek infertilitesinde rol oynayacağı düşünülmüş

Spermatazoa üzerinde reaktif oksijen radikalleri (ROS) üretiminden sorumlu membran bağımlı NAPDH oksidaz aktivitesini ve oksidatif stresi potansiyelize eden AT1 reseptörleri mevcut olup bunlar sperm motlitesini kontrol ederler. Bu çalışmada infertil erkeklerdeki ACE I/D gen polimorfizminin sperm ile ilişkisi araştırılmış.

Çalışmaya spermiogram sonuçlarına göre 102 nor- mospermi, 97 astenozospermi, 98 astenoteratospermi ve 108 oligoastenoteratospermi (OAT) olarak 4 gruba ayrılan 420 kişi alınmış. Lökositospermi, hipertansiyon,

diyabet, kriptorşidizm, varikosel, anormal karyotip ve Y kromozom delesyonu olan hastalar çalışma dışı bırakıl- mış. Tüm hastaların sperm analizi, hipoozmotik şişme testi (HOS), ACE gen polimorfizm analizi, sperm akrosin aktivitesi ve seminal 8-izo-PGF2, total antioksidan kapasi- tesi (TAC) ve alfa-glukozidaz aktivitesi ölçülmüş. Semen örnekleri 30 dakika likefaksiyon için bekletildikten sonra WHO kriterlerine göre değerlendirilmiş. Saflaştırılmış spermatozoada akrozin aktivitesi ve HOS testi ile memb- ran bütünlüğü araştırılmış. Seminal içerikler ise semen örneğinin santrfüjü sonrası bakılmış seminal plazmada araştırılmış. PCR yöntemi ile ACE gen poliformizmini araştırmak için kan örnekleri alınmış ve sonuçlar ile ista- tiksel analiz yapılmış.

Sonuçlarda; seminal alfa-glukozidaz, akrosin aktivitesi, HOS testi ve TAC değerleri bütün infertil erkek gruplarda anlamlı olarak azalmış olarak saptanmış. OAT grubundaki seminal 8-izo-PGF2 normospermik hasta grubu ile karşı- laştırıldığında anlamlı olarak azaldığı görülmüş. PCR ile saptanmış ACE I/I genotip sıklığı normal sperm değerleri olan hasta grubunda diğer üç gruba göre anlamlı oranda fazla, ACE I/D genotip sıklığı OAT grubunda diğer üç gruba göre anlamlı oranda fazla ve ACE D/D genotip sık- lığı ise OAT grubunda normal ve astenozospermik gruba göre daha fazla saptanmış.

Ortalama sperm sayısı, motilitesi, hızı, morfoloji yüz- desi, akrosin aktivitesi, HOS testi, seminal alfa-glukozidaz ve TAC değerleri ACE I/I genotipi olan grupta diğer I/D ve D/D alleli olan gruplara göre anlamlı oranda yüksek saptanmış. ACE D/D ve I/D genotipi olanlarda ACE I/I genotipi olanlara göre daha yüksek değerlerde seminal 8-izo-PGF2 saptanmış.

Bu çalışmada infertil erkeklerde ACE D/D, normal sperm değerleri olanlarda ise ACE I/I genotipi sıklığının daha fazla olduğu gözlemlenmiş. Oksidatif stresin bir gös- tergesi olan seminal 8-izo-PGF2 miktarının normospermik

> İnfertil erkeklerde ace geni insersiyon/delesyon poliformizminin seminal içerikle ilişkisi

Adel A. Zalata, Heba K. Morsy, Abd El-Naser Badawy, Samir Elhanbly, Taymour Mostafa Journal Of Urology. 2012 Vol. 187, 1776-1780

(2)

Güncel Makale Özeti ERKEK ÜREME SAĞLIĞI

213 erkekler ile karşılaştırıldığında ACE D/D genotipi olanlarda

anlamlı derecede arttığı gösterilmiş. Seminal total anti- oksidan kapasitesi infertil grupta normospermik grupa göre, ACE D/D genotipi olan grupta ise ACE I/I genotipi olan gruba göre anlamlı derece azalmış olarak saptamış.

Epidimal fonksiyonun bir göstergesi olan alfa-glukozidaz aktivitesinin ACE D/D genotip olanlarda azaldığı saptan- mış. Böylece epididimal transit sırasında spermatazoalar oksidatif hasara karşı savunmasız kaldığı düşünülmüş.

ACE D/D genotipi olan infertil erkeklerdeki sperm akrosin aktivitesi ve membran bütünlüğün azalması reaktif oksi- jen radikallerinin fazla üretilmesine dayandırılmış. Bunun da sperm akrozomal membranın peroksidasyonu sonrası

sperm-oosit füzyonun etkilediği ortaya konulmuş.

Bu çalışmada gösterilmişki ACE gene delesyonları anormal seminal plazma değişkenleri ile birliktelik gös- terir. ACE D/D genotip taşıyıcısı olanlarda, pro-oksidatif etkisi ile erkek infertilitesi patogenezinde önemli rol oynayan oksidatif stres daha fazla oranda bulunmaktadır.

Ancak yine de daha geniş sayıda katılımcının olduğu aynı etnik ırktan kontrol grupları ile karşılaştırılma yapılmış çalışmalara ihtiyaç vardır.

Çeviri:

Dr. Serdar Kalemci, Prof. Dr. A. Barış Altay

Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı

Referanslar

Benzer Belgeler

Bundan 3000 yıl önce Akdeniz’in doğusunun daha sıcak olan sularından batıya doğru yola çıkan gemiler, hem masmavi uçsuz bucaksız bir denizin bilinmeyenine hem de

We usually come across corneal lipid deposits in dogs as; corneal dystrophy which is hereditary and observed in both eyes successively, corneal degeneration as a result of the

Although frequency of D allele was higher in the sarcoidosis patients group, significant difference was not observed between the D allele frequencies of two groups.. Many studies

When we have compared the echocardiographic values between patients and controls; LV end-diastolic dimension, LV end-systolic dimension, posterior wall thickness were

Sürdürülebilir kalkınmanın temel hedefi ekonomik büyümeyi sağlamak herkes için Sürdürülebilir kalkınmanın temel hedefi ekonomik büyümeyi sağlamak, herkes için

Bu retrospektif çok merkezli çalışmada, evre I LG-ESS tanılı 24 hasta araştırıldı ve prognostik faktörler ve sağkalım verileri incelendi. Erken evre LG-ESS

Beton ağırlık barajlarda genellikle baraj memba yüzeyinin düşeyle yaptığı açı çok küçüktür, bu nedenle. yapılan analizde memba yüzeyi

In this study, no association was determined between angiotensin converting enzyme gene I/D polymorphism genotypes, and serum and synovial fluid angiotensin