• Sonuç bulunamadı

Kronik solunum yetmezliği olan olgularda uzun süreli oksijen tedavisinin yaşam süresi üzerine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kronik solunum yetmezliği olan olgularda uzun süreli oksijen tedavisinin yaşam süresi üzerine etkisi"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

uzun süreli oksijen tedavisinin yaşam süresi üzerine etkisi

Hasan DÜZENLİ1, Ömer Tamer DOĞAN2, Serdar BERK3, Sefa Levent ÖZŞAHİN2, İbrahim AKKURT2

1Sinop Atatürk Devlet Hastanesi, Sinop,

2 Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Sivas,

3Doç. Dr. Yaşar Eryılmaz Doğubayazıt Devlet Hastanesi, Ağrı.

ÖZET

Kronik solunum yetmezliği olan olgularda uzun süreli oksijen tedavisinin yaşam süresi üzerine etkisi

Günlük ≥ 15 saat kullanılan uzun süreli oksijen tedavisi (USOT)’nin kronik solunum yetmezliği (KSY) olan hastalarda ya- şam süresini ve kalitesini artırdığı bilinmektedir. Ancak klinik pratiğimizde USOT kullanan olguların çok azının bu süre- nin üzerinde oksijen kullandıklarını gözlemlemekteyiz. Günlük 15 saatin altında oksijen kullananlarla hiç kullanmayanla- rın yaşam süresine ait veriler ise literatürde yetersizdir. Bu nedenle biz çalışmamızda KSY’li olgularda USOT’un etkilerini araştırmayı amaçladık. Kliniğimizde 1996-2001 yılları arasında USOT önerilen 305 KSY’li hastadan retrospektif olarak ilk bilgilerine ulaşılan 105’i prospektif olarak ortalama 20 ay takip edildi. USOT kullanan (grup 1) 71 hastanın yaş ortalama- sı 60 yıl ve %73’ü erkekti. Çeşitli nedenlerle kullanamayan (grup 2) 34 hastanın ise yaş ortalaması 63 yıl ve %53’ü erkek- ti. Her iki grubun altta yatan hastalıkları, sigara öyküsü, ilaç tedavileri ve solunum fonksiyon testi (SFT) değerleri arasın- da anlamlı farklılık yoktu (p> 0.05). Grup 1’deki hastaların yaşam süresi ortalama 50 ay iken, grup 2’deki hastaların 39 aydı (p< 0.05). Grup 1’deki hastaların kümülatif olarak toplam/saat oksijen kullanımlarıyla yaşam süresi (ay olarak) ara- sında korelasyon bulundu (r= 0.684, p= 0.001). Lojistik regresyon analizinde oksijen kullanım süresi bir saat arttığında ya- şam süresinde de 0.002 aylık artış görüldü. Bu artış istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (F= 48.44, p< 0.05). Grup 1’de- ki hastaların arteryel kan gazı (AKG) değerlerinde belirgin düzelme saptandı (p< 0.05), grup 2’deki hastalarda ise iyileş- me gözlenmedi (p> 0.05). Her iki grubun da SFT değerlerinde bazal değerlere göre anlamlı düşme saptandı (p< 0.05). Grup 1’deki yıllık FEV1 kaybı grup 2’deki hastalardan daha azdı, ancak aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>

0.05). Sonuç olarak, USOT’un KSY’li olgularda yaşam süresine olumlu etkileri olduğu kanısına varılmıştır.

Anahtar Kelimeler: USOT, solunum yetmezliği, yaşam süresi.

Yazışma Adresi (Address for Correspondence):

Dr. Ömer Tamer DOĞAN, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, 58040 SİVAS - TURKEY

e-mail: tdogan@cumhuriyet.edu.tr

(2)

Solunum sisteminin yeterli eksternal gaz deği- şimini sağlayamaması sonucu oluşan hipokse- mi ve/veya hiperkapni tablosuna solunum yet- mezliği denir (1,2). Deniz seviyesinde, istirahat halinde, oda havasında alınan arter kanında PaO2’nin 55 mmHg’nın altına inmesi, PaCO2’nin 45 mmHg’nın üstüne çıkması solunum yetmez- liği olarak kabul edilir (3). Bazı kaynaklarda ise PaO2’nin 60 mmHg’nın altında, PaCO2’nin 50 mmHg’nın üzerinde olması solunum yetmezliği olarak kabul edilmiştir. Solunum yetmezliği gaz değişim anormalliklerine göre; hipoksemik (Tip I) ve hiperkapnik (Tip II), klinik seyirlerine göre akut ve kronik solunum yetmezliği olarak sınıflanır (1-3).

Solunum pompası ve/veya akciğer parankimini etkileyen bazı hastalıklarda normal gaz değişi- mini sürdürmede kalıcı yetersizlik olabilir. Örne- ğin; interstisyel akciğer hastalıklarında kronik hipoksemik solunum yetmezliği vardır ve genel-

likle egzersizde veya ileri evrelerde dinlenme dö- nemlerinde de olur. Daha sık rastlanılan kronik hiperkapnik solunum yetmezliği ise; kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), uyku-apne sendromu, göğüs duvarı hastalıkları, nöromus- küler hastalıklar ve obezite-hipoventilasyon sendromu nedenleriyle oluşur (2). Bunların arasında en sık rastlanan, dünyada olduğu gi- bi ülkemizde de önemli bir sağlık sorunu olan KOAH’tır.

Son yıllarda kronik solunum yetmezliği olan ve özellikle KOAH’lı hastalarda evde uzun süreli oksijen tedavisi (USOT) uygulanmaya başlan- mıştır. USOT kullanımının akciğer fonksiyonları üzerine olumlu etkileri, yaşam süresini ve kalite- sini iyileştirmesi, alevlenme ve hastaneye yatış sıklığını azaltarak, tedavi maliyetlerini önemli öl- çüde azalttığı çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir.

Ayrıca, KOAH’lı hastalarda yaşam süresi üzerine olumlu etkisi olan tek tedavi yöntemi olduğu da SUMMARY

The effects of long-term oxygen therapy on survey in patients with chronic respiratory failure

Hasan DÜZENLİ1, Ömer Tamer DOĞAN2, Serdar BERK3, Sefa Levent ÖZŞAHİN2, İbrahim AKKURT2

1Sinop Atatürk State Hospital, Sinop, Turkey,

2 Department of Chest Diseases, Faculty of Medicine, Cumhuriyet University, Sivas, Turkey,

3Doç. Dr. Yaşar Eryılmaz Doğubayazıt State Hospital, Ağrı, Turkey.

Long-term (≥ 15 hours) oxygen therapy (LTOT) increases life-span and improves quality of life (QOL) in patients with chro- nic respiratory failure (CRF). However, in our clinical practice, we observed that very few patients are using oxygen the- rapy 15 hours or more. Furthermore, very few literatures about survival of non- or inadequate oxygen users were found.

Thus, the aim of this study was to assess the effect of LTOT in patients with CRF. A total of 305 LTOT recommended pati- ents with CRF in our clinic between 1996 and 2001 were found. A hundred and five patients with documented subject cha- racteristics were included the study and followed-up ~20 months prospectively. They were divided into two groups whet- her to take LTOT (group 1, n= 71) or not (group 2, n= 34). Average life-span of the patients was 50 months in group 1 and 39 months in group 2 (p< 0.05). Survival (months) in group 1 was significantly correlated with hrs of oxygen use (r= 0.684, p= 0.001). One more hour oxygen use was statistically significantly correlated with 0.002 months more survival (F= 48.44, p< 0.05) in group 1 in logistic regression analysis. In comparisons, there were significant improvement in the post-treatment blood gas values in group 1 (p< 0.05). There were significant decreases in PFT values in the post-treatment period when compared to baseline values in both groups (p< 0.05). There was a less decrease in FEV1values per year in group 1 than group 2 but difference was not statistically significant (p> 0.05). In conclusion our findings revealed that LTOT provides improvement of the life-span of the patients with CRF.

Key Words: LTOT, respiratory failure, life-span.

(3)

gösterilmiştir (4-6). Bu nedenlerle birçok ülkede USOT uygulanmaya başlamıştır. Ancak klinik pratiğimizde USOT kullanan olguların çok azının bu sürenin üzerinde oksijen kullandıklarını göz- lemlemekteyiz. Günlük 15-16 saatin altında ok- sijen kullananlarla hiç kullanmayanların yaşam kalitesi ve süresine ait veriler ise literatürde ye- tersizdir. Bu nedenle biz de bu çalışmamızda Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’nda 1996-2001 yılları arasında USOT alan hastalarımızda USOT’un hastaların yaşam süresine etkilerini araştırmayı amaçladık.

MATERYAL ve METOD

Bu çalışma Ocak 1996-Aralık 2001 tarihleri ara- sında, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Gö- ğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’nda hospitalize edilmiş olan ve USOT önerilen toplam 305 has- tanın sağlık kurulu kayıtlarına ulaşılarak yapıldı.

USOT öncesi ilk verilerine ulaşılan 175 hastanın bilgileri kaydedildi ve bunlar içinde dosyalarına ulaşılabilen 105 olgunun demografik özellikleri, USOT önerilme tarihleri, USOT önerilmesine ne- den olan tanıları, USOT önerilmeden önceki so- lunum fonksiyon testleri (SFT), arteryel kan ga- zı (AKG) değerleri, elektrokardiyografik özellik- leriyle adres ve telefon numaraları kaydedildi.

USOT önerilme tarihinden en az altı ay sonra ol- mak üzere hastaların kontrolleri kliniğimizde ya- pıldı. Kontrole gelemeyen hastalarla telefonla görüşüldü. Son kontrollerinde hastaların USOT alıp almadıkları kaydedildi. Ayrıca, hastalara SFT, AKG ve elektrokardiyografi tetkikleri yeni- den yapıldı. Kontrole gelemeyen hastaların son bilgileri dosyalarından elde edildi, diğer sorulara cevapları telefonla alındı.

Çalışmaya alınan hastalardan USOT alanlar grup 1, USOT önerilen ancak çeşitli nedenlerle alamayan hastalar da grup 2 (kontrol grubu) olarak alındı.

Çalışmamızın verileri rakamsal değerlere dönüş- türülerek SPSS (SPSS for Windows 10.0) paket programına yüklendi. Verilerin değerlendirilme- sinde eşler arasındaki farkın önemlilik testi (pa- ired Student-t) ve iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi (ki-kare) kullanıldı. Mevcut para- metreler arasındaki ilişkiler için korelasyon

(Spearsman’s) analizi yapıldı. Parametreler ara- sındaki ilişkide, değişik faktörlerin bağımlılık de- recesi için lojistik regresyon analizi kullanıldı.

USOT kullanan ve kullanmayanlardaki yaşam süresi (survi) analizi için Kaplan-Meier yaşam analizi yöntemi kullanıldı. Sayısal veriler; ortala- ma ± ortalamanın standart hatası (X ± SEM) olarak kaydedildi. İstatistiksel anlamlılık için, p<

0.05 kabul edildi.

BULGULAR

Çalışmaya alınan USOT önerilen ve kullanan grup 1’deki 71 hastanın yaşları ortalama 60 ± 1.22 (24-84) yıl, USOT önerilen fakat çeşitli ne- denlerle alamayan grup 2’deki 34 hastanın yaş- ları ise ortalama 63 ± 1.54 (44-78) yıl olarak bu- lundu ve aralarındaki fark istatistiksel olarak an- lamlı değildi (p> 0.05).

Grup 1’deki 71 hastanın 52 (%73)’si erkek, 19 (%27)’u kadındı. Grup 2’deki 34 hastanın 18 (%53)’i erkek, 16 (%47)’sı kadındı. Her iki grup- ta da altta yatan hastalıklar benzer bulunmuş ve ilk iki sırayı sıklık sırasına göre KOAH, KOAH + kor pulmonale almıştır (Tablo 1).

Tüm hastalar USOT önerildikten sonra en az al- tı ay, en fazla 70 ay takip edildi. Gruplar arasın- da takip süresi yönünden de fark yoktu. Grup 1 ortalama 19.5 ± 1.7 ay, grup 2 ortalama 18.6 ± 2.4 ay takip edilmişti (p> 0.05).

Grup 1 ile grup 2 arasında Kaplan-Meier istatis- tik yöntemiyle yapılan yaşam süresi analizinde, grup 1’de ortalama yaşam süresi 50 ± 4 ay iken, grup 2’de ortalama yaşam süresi 39 ± 5 ay olarak bulunmuş olup, USOT alan hastaların ortalama yaşam süresinin, almayanlara göre anlamlı olarak uzun olduğu görüldü. USOT kul- lanmayanlarda 20 aylık yaşam süresi olasılığı yaklaşık %60 iken, kullananlarda 20 aylık ya- şam süresi olasılığı yaklaşık %85 bulundu (Tab- lo 2,3) (Şekil 1).

Grup 1’deki hastaların günlük ortalama oksijen kullanımları 7.5 ± 0.5 saat/gün olarak bulundu.

USOT alan 71 hastadan yalnızca altı hastanın günlük kullanım süresi 15 saat ve üzerindeydi.

Bu nedenle 15 saat/gün ve üzerinde oksijen kul- lananlarla, altında kullanan hastaları istatistiksel olarak karşılaştıramadık. Bununla birlikte grup 1’deki hastaların kümülatif olarak toplam/saat

(4)

oksijen kullanımları ile yaşam süresi (ay olarak) arasında korelasyon bulundu (r= 0.684, p=

0.001). Lojistik regresyon analizinde oksijen kullanım süresi bir saat arttığında yaşam süre- sinde de 0.002 aylık artış görüldü. Bu artış ista- tistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (F= 48.44, p< 0.05) (Şekil 2).

Grup 1 ve grup 2’deki hastaların USOT sonra- sında bir yıl içindeki hastaneye yatış sıklığı sıra- sıyla; 1.3 ± 0.14 ve 2.1 ± 0.30 olup, hastaneye yatış sıklığı grup 1’de grup 2’ye göre belirgin olarak azalmıştı ve bu fark istatistiksel olarak anlamlıydı (t= 2.56, p< 0.05) (Tablo 4).

Gruplar USOT öncesi ve sonrasında solunum fonksiyon parametreleri yönünden istatistiksel olarak değerlendirildi. Her iki grupta da USOT öncesine göre son kontrollerinde SFT paramet- relerindeki azalma anlamlı olmakla beraber (p<

0.05), gruplar bu yönden karşılaştırıldığında grup 2’deki hastaların FEV1, FVC, FEF25-75 mutlak değerlerindeki düşme hızı, grup 1’deki hastalara göre bir miktar daha fazla bulundu.

Ancak gruplar arasındaki bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p> 0.05) (Tablo 5).

Gruplar kan gazı değerleri açısından USOT öne- rilmeden önceki değerleriyle son kontrol değer- Tablo 1. Solunum yetmezliğine neden olan hastalıklar.

Grup 1 (n= 71) Grup 2 (n= 34)

Hastalıklar Sayı % Sayı %

KOAH 37 52.1 14 41.2

KOAH + Kor pulmonale 20 28.2 12 35.3

İnterstisyel akciğer hastalığı 2 2.8 2 5.9

Bronşektazi 1 1.4 1 2.9

KOAH + İnterstisyel akciğer hastalığı 7 9.9 4 11.8

Tip 2 solunum yetmezliği (akciğer dışı nedenlere bağlı) 2 2.8 1 2.9

Astım 2 2.8 0 0

KOAH: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı.

Tablo 2. Grup 1 ve grup 2’nin yaşam süreleri arasındaki fark.

Olgular Ortalama yaşam süresi p

Grup 1 (n= 71) 50 ± 4 (42-59) ay Log Rank= 4.90

Grup 2 (n= 34) 39 ± 5 (29-49) ay p= 0.0268*

* p< 0.05 istatistiksel olarak anlamlı.

Tablo 3. Grupların yaşam süresi olasılıkları.

Değişkenler Grup 1 Grup 2 10 aylık yaşam süresi olasılığı %90 %80 20 aylık yaşam süresi olasılığı %85 %60 30 aylık yaşam süresi olasılığı %80 %60 40 aylık yaşam süresi olasılığı %70 %60 50 aylık yaşam süresi olasılığı %70 %60 60 aylık yaşam süresi olasılığı %35 %30

Yaşamsal Analiz 1.2

1.0 0.8 0.6 0.4 0.2 0.0 -0.2

0 10 20 30 40 50 60 70

Yaşam Süresi Olasılıkları

Grup Grup 1 Grup 2

Süre

Şekil 1. Grup 1 ve grup 2 arasındaki yaşam süresi farklarının analizi (Süre= ay, Yaşam Süresi Olasılıkları; 0.2= %20’ye, 1.0= %100’e denk gel- mektedir).

(5)

leri karşılaştırıldı. Grup 1’deki hastaların PaO2 değerleri ile arteryel oksijen satürasyonları USOT sonrası anlamlı olarak yükselirken (p<

0.05), grup 2’deki hastalarda SaO2değerleri or- talamasında azalma tespit edildi, fakat bu fark anlamlı değildi. PaCO2 değerlerinde ise grup 1’de USOT öncesine göre anlamlı düşüş gözle- nirken, grup 2’de bu yönlü bir değişiklik gözlen- medi (p> 0.05) (Tablo 6).

Grup 1’deki 71 hastanın 14 (%19.7)’ü, grup 2’de- ki 34 hastanın 13 (%38.2)’ü takip süresi içinde öl- dü. Gruplardaki hastaların ölüm oranı yönünden karşılaştırılmasında, aradaki fark istatistiksel ola- rak anlamlı bulundu (x2= 4.12; p= 0.042).

Tablo 4. Grupların hastaneye yatış sayıları yönünden analizi.

USOT öncesi USOT sonrası

Gruplar HY (sayı/yıl) HY (sayı/yıl) p

Grup 1 (n= 71) 2.4 ± 0.18 1.3 ± 0.14 < 0.05*

Grup 2 (n= 34) 2.0 ± 0.28 2.1 ± 0.30 > 0.05

t= 1.18 t= 2.56

p> 0.05 p= 0.004*

* p< 0.05 istatistiksel olarak anlamlı.

HY: Hastaneye yatış sıklığı, USOT: Uzun süreli oksijen tedavisi.

Tablo 5. Grupların USOT öncesi ve sonrası SFT değerleri analizi.

Değişkenler USOT öncesi USOT sonrası t p

Grup 1 (n= 55) FEV1(mL) 1005 ± 49.2 920 ± 45.4 2.036 < 0.05*

FVC (mL) 1902 ± 90.4 1699 ± 89.2 2.612 < 0.05*

FEF25-75(mL) 591 ± 38.2 536 ± 36.9 2.127 < 0.05*

Grup 2 (n= 23) FEV1(mL) 1066 ± 80.7 887 ± 67.0 2.584 < 0.05*

FVC (mL) 1813 ± 169.4 1492 ± 109.6 2.419 < 0.05*

FEF25-75(mL) 734 ± 63.8 547 ± 71.5 2.983 < 0.05*

* p< 0.05 istatistiksel olarak anlamlı.

USOT: Uzun süreli oksijen tedavisi, SFT: Solunum fonksiyon testi.

Tablo 6. Grupların USOT öncesi ve sonrası kan gazı değerlerinin analizi.

Değişkenler USOT öncesi USOT sonrası t p Grup 1 (n= 67) PaCO2(mmHg) 55.2 ± 1.57 50.0 ± 1.34 2.664 < 0.05*

PaO2(mmHg) 47.5 ± 1.10 56.6 ± 2.20 4.032 < 0.05*

SaO2(%) 79.3 ± 1.30 84.6 ± 1.38 2.680 < 0.05*

Grup 2 (n= 28) PaCO2(mmHg) 53.6 ± 2.29 52.0 ± 2.28 0.639 > 0.05

PaO2(mmHg) 47.5 ± 1.41 49.2 ± 2.45 0.648 > 0.05

SaO2(%) 81.7 ± 1.54 80.3 ± 1.91 0.530 > 0.05

* p< 0.05 istatistiksel olarak anlamlı.

USOT: Uzun süreli oksijen tedavisi.

Grup 1 70 60 50 40 30 20 10

0 0 2000 4000 6000 8000 10.000 12.000 14.000 16.000

Toplam oksijen kullanımı

Süre

Şekil 2. Toplam kullanım (kümülatif) süreleri ile yaşam süresine ait değerlerin düzlem üzerindeki dağılımları (Süre= ay, toplam oksijen kullanımı/saat olarak).

(6)

TARTIŞMA

USOT’un esas amacı kronik solunum yetmezlik- li hastalarda yaşam süresini uzatmak, yaşam kalitesini iyileştirmek, akciğer fonksiyonlarını stabil halde tutmak ve hastaların günlük aktivi- telerini sürdürmelerini sağlayarak hastaneye ya- tış sıklığını azaltmak ve bu hastalardaki tedavi maliyetini düşürmektir. Bunun için hastaların te- daviye uyumu ve takiplerinin düzenli yapılması gerekmektedir (7,8).

Çalışmalarda USOT önerilen hastaların çoğunlu- ğunun KOAH ve/veya kor pulmonale tanısıyla takip edildikleri belirtilmiştir (9,10). Bizim çalış- mamızda da USOT önerilen hastaların altta ya- tan hastalıkları incelendiğinde; hem grup 1’de hem de grup 2’de KOAH ve KOAH + kor pulmo- nale ilk iki sırayı almaktaydı. Hastaların dağılımı literatür bilgileriyle uyumluydu.

USOT’da en önemli sorun tedaviye uyumdaki yetersizlik ve önerilere yeterince uyulmaması- dır. Yapılan pek çok çalışmada USOT önerilen hastaların çoğunun verilen önerilere uymadığı görülmüştür (11-13). Ülkemizde Atış ve arka- daşlarının yaptıkları çalışmada hastaların büyük bölümünün yetersiz düzeyde oksijen kullandığı tespit edilmiştir. Bu çalışmada eksik kullanım nedeni, büyük oranda bilgilendirme ve eğitim eksikliğine bağlanmıştır (14). Yine ülkemizde USOT’u etkin kullanan hasta oranları %26.1 ile

%42 arasında değişirken, ortalama günlük kul- lanım süresi 9.9 ± 7.2 ile 11.5 ± 6.5 saat arasın- da değişmektedir (14-17).

Bizim çalışmamızda altı yıllık dönem içinde kli- niğimizce USOT önerilen 305 hastadan, ancak 175 hastanın ilk bilgilerine ulaşılabilmiştir. Bu hastalardan 105’inin kontrolleri yapılabildi. Bu 105 hastadan yalnızca 71’i oksijen tedavisi al- maktaydı ve ortalama oksijen kullanım süreleri 7.5 ± 0.5 saatti. Hastalarımızın oksijen tedavisi- ne uyumundaki zayıflık büyük oranda hastaların evde veya hastanede kontrollerinin yapılmama- sına ve eğitim eksikliğine bağlandı. Hastalarımı- zın USOT’a olan uyumlarının durumu ve günlük kullanım saatleri düşüktü ve bulgularımız ülke- mizdeki verilerle uyumluydu.

USOT’un kronik solunum yetmezlikli hastalarda yaşam süresini iyileştirdiği, nörofizyolojik bulgu- ları düzelttiği daha önce yapılan geniş serili ça- lışmalarda gösterilmiştir (4,5). USOT’un yaşam süresine olumlu etkisinin gösterildiği çalışmala- rın ortak özelliği, hastaların günde 15 saat ve üzerinde oksijen tedavisi almış olmalarıydı (4,5,18,19). “Nocturnal Oxygen Trial Therapy Group (NOTT)” çalışmasında kontrol grubu hastaları gece oksijen almışlardır ve günlük or- talama 19 saat kullanan grubun sürekli oksijen alan gruba göre mortalite hızı daha yüksek bu- lunmuştur. Bu çalışmada gece oksijen alanlar, oksijen almayanlarla karşılaştırılmamış olması- na rağmen, az da olsa oksijen tedavisi almanın hiç almamaya göre daha iyi sonuçlar vereceği kanısına varılmıştır (4). Danimarka’da yapılan güncel bir çalışmada, 15-24 saat/gün USOT alan 8487 hasta değerlendirildiğinde ortalama yaşam süresinin 1.07 yıldan 1.40 yıla çıktığı saptanmıştır (20).

Oksijen tedavisinin yaşam süresine etkisinin ol- madığı saptanan çalışmalar da vardır. Veale ve arkadaşları, orta derecedeki hipoksemik hasta- lardan USOT kullanım süresi < 15 saat/gün olanların yaşam süresini, USOT kullanım süresi

> 15 saat/gün ve üzeri olanlardan daha uzun bulmuştur (21). Ülkemizde yapılan bir çalışma- da ise Kurtar ve arkadaşları USOT alan 220 ol- guyu değerlendirmiş, > 15 saat/gün USOT alan hastaların ölüm riskinin 6.5 kat arttığını sapta- mıştır. Bu beklenmeyen durumu 15 saat ve üze- ri oksijen alan hastaların ağır olgular olmasına bağlamışlardır (22).

Çalışmamızda USOT alan hastaların almayan gruptaki hastalara göre yaşam süreleri yüksek, mortalite oranları düşük bulunmuştur. Bu bulgu geniş kabul görmüş literatür bilgileriyle uyum- luydu. Hastalarımızın ortalama oksijen kullanım süresi 7.55 saatti. Bu kullanım oranı literatürde- ki kullanım oranlarından düşüktü ve önerilen kullanım süresinin de altındaydı. Buna rağmen oksijen alan hastalarımızın yaşam sürelerinin daha uzun olmasını; günde 15 saatin altında kul- lanım olsa bile, oksijen tedavisiyle hayati organ- ları tehlikeye sokacak hipoksemiden kısmen de olsa uzak kalmış olmalarına bağladık.

(7)

Gorecka ve arkadaşları da yaptıkları araştırma- da günlük ortalama 13.5 saatlik oksijen kullanı- mının hastaların yaşam sürelerini etkilemediğini saptamıştır (23). Bizim çalışmamızda grup 1’de- ki 71 hastamızdan yalnızca altısının günlük oksi- jen kullanım süresi 15 saat ve üzerindeydi. Bu nedenle 15 saat/gün ve üzerinde oksijen kulla- nanlarla, altında kullanan hastaları istatistiksel olarak karşılaştıramadık. Bununla birlikte grup 1’deki hastalarımızın toplam oksijen kullanım saati arttıkça yaşam süresinde de aynı oranda artış olduğunu tespit ettik. Bu istatistiksel olarak da anlamlıydı. Oksijen kullanım süresinin her bir saatlik artışına karşın, yaşam süresinde de 0.002 aylık (0.06 gün veya 1.44 saat) artış ol- maktaydı. Bu sonuç da, oksijen kullanım süresi- nin artması ile yaşam süresi arasında olumlu yönde ilişki olduğunu göstermekteydi ve günlük oksijen kullanım saatinin mümkün olan en yük- sek düzeye çıkartılması gerektiğini düşündür- mekteydi. USOT’un yaşam süresi üzerine etkisi- ni araştıran çalışmalarda farklı sonuçlar elde edilmesinin olgu seçimindeki farklılıklara bağlı olabileceğini düşündük. Zira hastaların hipokse- mi düzeyleri, beden kitle indeksi, hastalığın şid- deti, eşlik eden hastalıklar, düzenli kontrollere gelip gelmemesi, sigara içimi gibi faktörler ya- şam süresini etkilemektedir (22,24,25).

Ringbaek ve arkadaşları ile Clini ve arkadaşları yaptıkları çalışmalarda USOT alan hastaların hastaneye başvuru sayılarının USOT almayan hastalara göre daha düşük olduğunu saptamıştır (6,26). Bizim çalışmamızda USOT alan ve alma- yan hastaların hastanede yatış sıklığı (bir yıl içindeki yatış sayıları) karşılaştırıldı. USOT alan grupta USOT öncesi yıllık hastaneye yatış sayı- sının ortalama 2.4 ± 0.18’den 1.3 ± 0.14’e düş- tüğü görüldü. Çalışmamızda USOT’un hastane- ye yatış sıklığını azalttığını tespit ettik ve bu da- ha önce belirtilen çalışmalarla uyumluydu.

USOT’un hastaların arter kan gazlarında PaO2’de artış PaCO2’de azalma yönünde etki gösterdiği bilinmektedir. Yentürk ve arkadaşları yaptıkları çalışmada USOT alan 29 hastayı birinci yılın so- nunda değerlendirmişler, PaO2’nin 51 mmHg’dan 59 mmHg’ya çıktığını, PaCO2’nin 48 mmHg’dan 44 mmHg’ya düştüğünü saptamış- lardır (27). Yine bu çalışmada etkin USOT alan

hastaların SFT parametrelerindeki düşüşün da- ha az olduğunu saptamışlardır. Bizim çalışma- mızda da hastaların en az altı ay sonra SFT ve AKG parametreleri değerlendirilmiş, grup 1’de PaO2’de yaklaşık 9 mmHg’lık artış, PaCO2’de 5 mmHg’lık azalma gözlenmiştir. Grup 2’de bu yönlü anlamlı bir değişim gözlenmemiştir. Yine çalışmamızda grup 2’deki hastaların SFT para- metrelerindeki azalma, grup 1’deki hastalara göre istatistiksel olarak anlamlı olmamakla bir- likte bir miktar daha fazla bulunmuştur.

Sonuç olarak; USOT kronik solunum yetmezliği- ne girmiş hastalarda yaşam süresini uzatmakta ve hastaneye yatış sıklığını azaltmaktadır. Tüm bu etkiler hastaların tedaviye uyumuna ve takip- lerinin düzenli yapılmasına bağlıdır. Bunun için özellikle de ülkemizde sistemli bir kayıt ve kont- rol mekanizmasına ihtiyaç vardır. Ayrıca, USOT’un yaşam süresi üzerine etkisi ve optimal günlük kullanım süresinin belirlenmesiyle ilgili daha fazla sayıda prospektif araştırmalara ihti- yaç olduğu kanısındayız.

KAYNAKLAR

1. Erk M. Solunum yetmezliği. Erk M (editör). Göğüs Has- talıkları. İstanbul: İstanbul Ünv Yayınları, 2001: 701-20.

2. Ece T. Solunum yetersizliği. Arseven O (editör). Akciğer Hastalıkları. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri, 2002: 201-16.

3. Seaton A, Seaton D, Leitch AG. Respiratory failure. Crof- ton & Douglas’s Respiratory Disease. 4thed. Blackwell Scientic Publ, 1989: 526-38.

4. Nocturnal Oxygen Trial Therapy Group. Continuous or nocturnal oxygen therapy in hypoxaemic chronic obst- ructive lung disease: A clinical trial. Ann Intern Med 1980; 93: 391-8.

5. Medical Research Council Working Party. Long-term domciliary oxygen therapy in chronic hypoxic cor pul- monale complicating chronic bronchitis and emphyse- ma. Lancet 1981; 1: 681-6.

6. Ringbaech TJ, Viskum K, Lange P. Does long-term oxy- gen therapy reduce hospitalisation in hypoxaemic COPD? Eur Respir J 2002; 20: 38-42.

7. Dunne PJ. The demographics and economics of long- term oxygen therapy. Respir Care 2000; 45: 223-8.

8. Walshaw M, Lim R, Evans CC. Factors influencing the compliance of patients using oxygen consentrations for long-term home therapy. Respir Med 1990; 84: 331-3.

(8)

9. Resrich LJ, Paul EA, Briad GM. Assessment and follow up of patients prescribed long-term oxygen treatment.

Thorax 1993; 48: 708-13.

10. Ström K, Boman G. Long-term oxygen therapy in pa- renchymal lung disease: An analysis of survival. Eur Respir J 1993; 6: 1264-70.

11. Cienfuegos AI, Escribano P, Lopez EA, Salama Benoniel R. High prevalence of long-term domiciliary oxygen the- rapy with a low percentage of inappropriate prescription in the Madrid health care area. Evaluation of the correct use. Arch Bronconeumol 2000; 36: 139-45.

12. Emborg J, Mogensen S, Strom J. Long-term oxygen the- rapy in chronic respiratory insufficiency. Ugeskr Laeger 1998; 160: 7135-8.

13. Shiner RJ, Zaretsky U, Mirali M, et al. Evaluation of do- miciliary long-term oxygen therapy with oxygen con- centrators. Isr J Med Sci 1997; 33: 23-9.

14. Atis S, Tutluoglu B, Bugdayci R. Characteristics and compliance of patients receiving long-term oxygen the- rapy (LTOT) in Turkey. Monaldi Arch Chest Dis 2001; 56:

105-9.

15. Akçay Ş, Eyuboğlu FÖ, Çelik N. Oksijen konsantratörü reçete edilen hastalarda uzun süreli oksijen tedavisine (USOT) uyum. Tuberk Toraks 2001; 49: 13-20.

16. Tor M, Karakurt Z, Türker H ve ark. Evde uzun süreli ok- sijen tedavisi için konsantratör verilen hastalarımızın de- ğerlendirilmesi. Toraks Derneği 4. Yıllık Kongresi 30 Ma- yıs-2 Haziran 2001, İzmir.

17. Demirel H, Demir T, Mutlu B ve ark. Sürekli oksijen teda- visi alan olguların geriye dönük olarak değerlendirilme- si. Toraks Derneği 4. Yıllık Kongresi 30 Mayıs-2 Haziran 2001, İzmir.

18. Dubois P, Jamart J, Machiels J, et al. Prognosis of seve- rely hypoxemic patients receiving long-term oxygen the- rapy. Chest 1994; 105: 469-74.

19. Ström K, Boe J. Quality assessment and predictors of survival in long-term domiciliary oxygen therapy. Eur Respir J 1991; 4: 50-8.

20. Ringbaek TJ, Lange P. The impact of the Danish Oxygen Register on adherence to guidelines for long-term oxygen therapy in COPD patients. Respir Med 2006; 100: 218-25.

21. Veale D, Chailleux E, Taytard A. Characteristics and sur- vival of patients prescribed long term oxygen therapy outside prescription guidelines. Eur Respir J 1998; 12:

780-4.

22. Kurtar NP, Uçan ES, Şahbaz S ve ark. Uzun süreli oksijen tedavisi ve hasta uyumu. Toraks Dergisi 2007; 8: 163-9.

23. Gorecka CB, Gorzelak K, Slivinski P, et al. Effect of long term oxygen therapy on survival in patients with chro- nic obstructive pulmonary disease with moderate hypoksemia. Thorax 1997; 52: 674-9.

24. Chailleux E, Laaban JP, Veale D. Prognostic value of nut- ritional depletion in patients with COPD treated by long- term oxygen therapy: Data from the ANTADIR observa- tory. Chest 2003; 123: 1460-6.

25. Marti S, Munoz X, Rios J, Morell F, Ferrer J. Body weight and comorbidity predict mortality in COPD patients tre- ated with oxygen therapy. Eur Respir J 2006; 27: 689-96.

26. Clini E, Vitacca M, Foglio K, et al. Long-term home care programmes may reduce hospital admissions in COPD with chronic hypercapnia. Eur Respir J 1996; 9: 1605-10.

27. Yentürk EP, Umut S. Kronik obstrüktif akciğer hastalığın- da uzun süreli oksijen tedavisi etkinlik ve uyumu. Solu- num 2002; 4: 391-5.

Referanslar

Benzer Belgeler

!!!!NOT:Yüz yüze eğitim dersinizin olmadığı günler ders programınızdaki tüm derslere zoom üzerinden katılmanız

Bu durumda, bir insanın yaşam süresi, birim kütle başına ortalama ömür boyu entropi üretimi değerinin birim kütle başına birim zamanda entropi

SERBEST OKUMA METNİ KUMBARA Şiir öğrencilere okutulacak. DERS TÜRKÇE TÜRKÇE BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN

TRAFİK 1.Etkinlik Şiirin anlamını bilmediği kelimeleri bulma Cümlede

DERS HAYAT BİLGİSİ HAYAT BİLGİSİ HAYAT BİLGİSİ HAYAT BİLGİSİ HAYAT BİLGİSİ ETKİNLİK Ulaşım Araçlarında Güvenlik Ulaşım Araçlarında Güvenlik Ulaşım

100’den küçük doğal sayı- ların hangi onluğa daha yakın olduğunu belirler5.

ETKİNLİK Sayı örüntülerini 100’den küçük doğal sayılar arasında karşılaştırma ve7.

Yurtdışında çalışıp yaşamayı tercih eden işsizlerin bir önceki seçimde oy verdikleri partilere göre dağılımlarına baktığımızda özellikle İyi