• Sonuç bulunamadı

ÖZEL EĞİTİMLE İLGİLİ KAVRAMLAR ÖZEL EĞİTİMİN İLKELERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ÖZEL EĞİTİMLE İLGİLİ KAVRAMLAR ÖZEL EĞİTİMİN İLKELERİ"

Copied!
63
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZEL EĞİTİMLE İLGİLİ KAVRAMLAR

ÖZEL EĞİTİMİN İLKELERİ

(2)

ÖZEL EĞİTİM İLE İLGİLİ KAVRAMLAR

(3)

Her çocuğun benzer özelliklerinin yanı sıra kendine özgü farklı özellikleri de bulunmaktadır. Bazı çocuklar çeşitli

özellikleri nedeniyle daha fazla dikkat çekerken, bazı çocuklar engelleri

nedeniyle zıplamakta, koşmakta hatta oyun oynamakta zorlanabilmektedirler.

Özel Eğitim Gerektiren Çocuk

(4)

Akranlarından beklenen düzeyde

anlamlı farklılık gösteren çocuklar, özel eğitim gerektiren çocuklar olarak

nitelendirilmektedir.

(5)

573 Sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmündeki Kararname’de ise özel

eğitime muhtaç çocuklar beden, zihin, ruh, duygu, sosyal ve sağlık özellikleri ve durumlarındaki olağandışı ayrılıkları sebebiyle normal eğitim hizmetlerinden yararlanmayan 4-18 yaş grubunda

bulunan çocuklar olarak ifade edilmektedir

(6)

ÖZEL EĞİTİM NEDİR?

Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri, bu bireylerin tüm gelişim alanlarındaki özellikleri ile akademik disiplin alanlarındaki yeterliliklerine dayalı olarak uygun ortamlarda sürdürülen eğitimdir.

(7)

ZEDELENME

Bireyin psikolojik, fizyolojik, anatomik özelliklerinde geçici ya da kalıcı türden bir kayıp, bir yapı ya da işleyiş bozukluğu bulunmasıdır. Vücudun bir parçasının olmayışı, eksik oluşu, iyi işlemeyişi gibi. Örneğin, bacakların olmayışı, kolların felçli oluşu, parmakların tutmayışı, iyi görememe, işitememe, yüz felci, zihinsel gerilik gibi durumlar birer zedelenmedir.

(8)

YETERSİZLİ K

Yetersizlik (Impairment): Kişinin tıbbi teşhis sonucunda anatomik, fiziki ve psikolojik yapısı ile ilgili fonksiyonlarını kaybetmesidir ya da bunların eksikliğidir.

Birey zedelenme ya da sapma sonucu yaşamında bir takım güçlüklerle karşılaşmakta, bazı güçlüklerin üstesinden gelmede yetersiz kalmaktadır. Örneğin, bacakların olmayışı yürümede zorluk oluşturmakta, böylece yürüyememe, yürüyerek sonuçlandırılacak etkinliklerde yetersizlik halinin oluşmasına neden olmaktadır.

(9)

ÖZÜRLÜLÜK

Özür-Engel:Bireyin yaşamı boyunca çeşitli etmenlere bağlı olarak oynaması gereken bazı roller vardır.Birey yetersizlik nedeniyle bu rolleri yeterince yerine getiremezse yetersizlik özür engel durumuna dönüşür.

ENGELLİLİK (Handicapped): yetersizlik veya özür nedeni ile yaşa,cinsiyete,sosyal ve kültürel faktörlere bağlı olarak kişiden beklenen rollerin kısıtlanması veya yerine getirememesidir.

(10)

Özel eğitimin bireylere yararlı

olabilmesi ve amacına ulaşabilmesi için özel eğitimin ilkelerine önem verilmesi ve uygulanması gerekmektedir. 573

Sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmündeki Kararname’de özel

eğitimin ilkeleri şu şekilde sıralanmaktadır

Özel Eğitimin Temel İlkeleri

(11)

Özel eğitim gerektiren tüm bireyler ilgi,istek,yeterlilik ve yetenekleri

doğrultusunda ve ölçüsünde özel eğitim hizmetlerinden yararlandırılır

Özel eğitime erken başlamak esastır. Engelli bireylerin engelinin erken farkedilerek tanının erken konulması ve eğitime başlanması

engelli bireyin gelişimi açısından önemlidir.

Özel Eğitimin Temel İlkeleri

(12)

Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim gerektiren bireyleri sosyal ve fiziksel çevrelerinden

mümkün olduğu kadar ayırmadan planlanır ve yürütülür.

Özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim performansları dikkate alınarak amaç,

muhteva ve öğretim süreçlerinde uyarlamalar yapılarak diğer bireylerle birlikte

eğitilmelerine öncelik verilir.

Özel Eğitimin Temel İlkeleri

(13)

Özel eğitim gerektiren her tür ve kademedeki eğitimlerin kesintisiz sürdürülebilmesi için her türlü

rehabilitasyonlarını sağlayacak kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılır.

Özel Eğitimin Temel İlkeleri

(14)

Özel eğitim gerektiren bireyler için

bireyselleştirilmiş eğitim planı geliştirilmesi ve eğitim programlarının bireyselleştirilerek

uygulanması esastır. Bu ilke özel eğitimin

bireyin ihtiyaçlarından hareketle planlanarak yürütülmesini öngörmekte, bu amaçla her

birey için ayrı ayrı bireyselleştirilmiş eğitim planı yapılmasını ve çerçeve programların

bireyselleştirilerek uygulanmasını esas kabul etmektedir.

Özel Eğitimin Temel İlkeleri

(15)

Ailelerin özel eğitim sürecinin her

boyutuna aktif katılımının sağlanması esastır. Bu ilkede ailelerin rolü

vurgulanmakta ve ailelerin tanılama dahil, özel eğitim gerektiren bireylerin eğitiminin her aşamasına aktif katılımı ve söz sahibi olması gerekli

görülmektedir.

Özel Eğitimin Temel İlkeleri

(16)

Özel eğitim politikalarının

geliştirilmesinde, özel eğitim gerektiren bireylerin örgütlerinin görüşlerine önem verilir. Gönüllü kuruluşların eğitimdeki rolünün giderek artma eğilimin

göstermesinin bir yansıması olarak özel eğitim politikalarının geliştirilmesinde

gönüllü kuruluşların katılımı sağlanmaktadır.

Özel Eğitimin Temel İlkeleri

(17)

Özel eğitim hizmetleri özel eğitim

gerektiren bireylerin toplumla etkileşim ve karşılıklı uyum sağlama sürecini

kapsayacak şekilde planlanır.

Özel Eğitimin Temel İlkeleri

(18)

ÖZEL EĞİTİMİN TARİHÇESİ

ÖZEL EĞİTİMİN NEDENLERİ

SINIFLANDIRILMASI

(19)

ÖZEL EĞİTİMİN TARİHÇESİ

(20)

Özel Eğitimimin Tarihçesi Bölümü

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI (YÖK) DERSLERİ

PLATFORMUNDA YER ALAN ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ TARAFINDAN HAZIRLANAN N. ARAL TARAFINDAN EDİTÖRLÜĞÜ YAPILAN ‘ÇOCUK GELİŞİMİ

UYGULAMALARI’ KİTABININ ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLAR BÖLÜMÜNDEN YARARLANILMŞTIR.

Gürsoy, F. 2020. Özel Gereksinimli Çocuklar. Çocuk Gelişimi Uygulamaları. Ed. N.Aral Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını.Erzurum

(21)

DÜNYADA ÖZEL EĞİTİM

Dünya’da özel eğitim kavramı 18. ve 19. Yüzyılda oluşmaya başlamıştır.

Antik çağlarda çocukların öldürüldükleri, ihmal ve istismara uğratıldıkları belirtilmiştir. Göçebe Kızılderili kabilelerin göç dönemine geldiğinde kabilelerin yaşlı ve bakıma muhtaç kişileri

çadırlarına yiyecek ve yakacak bırakarak onları son konaklama yerlerinde terk ettikleri

vurgulanmaktadır.

(22)

Bazı Eskimo kabilelerinde ise yaşlılar ve

bakıma muhtaç bireyler yakın akrabalarınca soyularak köyden uzak bir yerde buzların üstünde donmaya bırakıldığı bilinmektedir.

(23)

Eski Mısır gibi bazı toplumlarda engelli olarak dünyaya gelen veya sonradan engelli olan

bireylerin, anne ve babaların işledikleri bir

günahın cezası olduğuna inanılırdı. Bu bireylere yardım eden veya koruyan kişilerin Tanrı

tarafından cezalandırılacağı korkusu yaygındı.

Tanırının takdir ve sevgisini kazanmada engelli bireyleri ortadan kaldırmanın veya onlara eziyet etmenin etkili olacağına inanılırdı

(24)

Büyük dinlerin ortaya çıkması ile birlikte özel gereksinimli bireylere yapılan kötü davranışlar günah işleme veya sevap kazanma amacıyla yerini koruma ve merhamete bırakmıştır. Bu

alandaki 1789 yılında Itard ‘ın Fransa’nın Aveyron ormanlarında bulunan 12 yaşındaki zihinsel

engelli Victor isimli çocuğunu eğitmeye

başlaması özel eğitim alanındaki ilk bireysel çalışma olarak kabul edilmektedir.

(25)

İlk körler okulu Fransa’da 18. Yüzyılda açılmıştır.

Bunu İngiltere, Almanya ve Rusya’da açılan

görme engelliler okulları izlemiştir. Görme engelli Louis Braille (1809-1852) kendisi gibi görme

engelli insanların kullanabilecekleri, kabartılmış altı nokra esasına dayanan, dokunma duyusuyla algılanan bir sistem geliştirmiştir. Altı kabartmalı nokta esasına dayanan sistem bugün hala

kullanılmaktadır.

(26)

1800’lü yıllarda psikiyatri kliniğinde doktor olarak çalışan Maria Montessori zihinsel yetersizliği olan çocuklar için eğitimsel müdahalenin tıbbi tedaviden daha etkili olabileceği sonucuna varmıştır. Çocukların çevrelerindeki uyaranları artırmak için

duyulara dayalı eğitim programı geliştirmiştir.

(27)

Avrupada 18. yüzyılın başlarında ortaya çıkan özel eğitim çalışmaları ABD’de 19. yüzyılda görülmüştür.

ABD de önceler hayırseverlik üzerine kurdukları kurumlar 1817 yılından itibaren kendi ihtiyaçlarını karşılama üzerine tasarlanmış ve bu kurumların amacı bakım ve koruma olmuştur. Ödeneklerin çoğu özel kurum veya kişiler tarafından karşılanmıştır.

Devlet okulları 20. yüzyılın başlangıcında özel gereksinimli çocuklar için çalışmalara başlamıştır.

(28)

ABD de 1960 lı yıllarda özel gereksinimli çocukları diğer çocuklardan ayrı sınıflarda veya bireysel eğitim alacakları sınıflarda program uygulamaya başlamışlardır.

Kaynaştırma açısından da 1960 yılından

sonra gelişmeler hızlanmış ve 1970 yılından itibaren pek çok ülkenin yasalarında yer

almıştır.

(29)

Amerika’da engelli çocuk ve gençlere 1960 yılından sonra yasalarla yurttaşlık haklarının tanındığı ve eğitim kurumlarına çeşitli sorumluluk yüklendiği

görülmektedir.

Engelli bireylerinin yakınlarının gösterdiği çabalar yasaların çıkmasında ve toplumun engelli bireylere yönelik tutumların değişmesinde etkili olmuştur. Daha sonraki yıllarda çıkarılan yasalarla, engelli çocuk ve

gençler ayrımcılıktan korunmaya çalışılmış ve eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için fonlar oluşturulmuştur.

(30)

İşitme engelli çocuklar için önceleri Fransa’da 1755 yılında ilk işitme engelliler okulu açılmış, bu okulu

İngiltere, Almanya, Amerika’da açılan işitme engelliler okulu takip etmiştir.

A. Graham Bell’in 1876 yılında telefonu icat etmesi,

işitme engellilerin eğitimde işitme araçlarını kullanmaya başlamasını sağlamıştır.

(31)

Özel gereksinimli çocukların örgün eğitimlerine 18. yüzyılda başlanmasına rağmen, üstün

yetenekli çocuklarla yapılan ilk çalışma 14.

yüzyılda sadece Türklerde görülmüştür.

İngiltere, Fransa ve Almanya’da üstün

yeteneklilerin değerlendirilmesine yönelik tedbirler 1918 yılından sonra alınmaya

başlamış ve bu çocuklar için 1918 yılında Lousville kentinde özel bir sınıf açılmıştır.

(32)

Diğer ülkelerde de benzeri yasal düzenlemeler yapıldığı gözlenmektedir. Yasal düzenlemeler çerçevesinde özel gereksinimli çocuklar 1963 yılından itibaren koruma altına alınmış, mesleki eğitimleri, mesleğe uyumları ile ilgili önlemler alınmaya başlanmıştır.

Danimarka, Hollanda, İtalya, İrlanda, Lüksemburg, Portekiz ve İspanya’da engellilerin istihdamları, rehabilitasyonlarına yönelik yasalar

bulunmaktadır.

(33)

Fransa’da 1975 yılında çıkarılan yasa,

engellilere yönelik düzenlemeleri, çocuk ve yetişkin olmak üzere iki şekilde ele almış ve engelli bireylerin eğitim ve sosyal

entegrasyonları için maddi yardımlar sağlanmasında sorumluluk devlete verilmiştir.

(34)

Almanya’da 1974’te engellilerin

korunmasına yönelik yasal düzenlemeler yapılmıştır. İngiltere’de engellilerin tedavi, bakım, eğitim ve rehabilitasyon

hizmetlerinin yanı sıra işe yerleştirme, mesleki eğitim gibi yardım hizmetlerini sağlayan yasal düzenlemeler

bulunmaktadır.

(35)

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 20 Aralık 1993 tarihinde yapılan toplantısında ‘Engelliler İçin Fırsat Eşitliği’ konusunda ‘Standart Kurallar’

başlığıyla kapsamlı ve ayrıntılı haklar bildirgesi onaylanmıştır.

Dünyadaki birçok ülke özel gereksinimli çocukların kaynaştırma aracılığıyla

eğitilebilmeleri için yasalarında düzenlemeler yapmıştır.

(36)

İlk kaynaştırma çalışmaları bilinçli bir entegrasyon anlayışına dayanarak yapılmamış devlet okulları içinde açılan özel sınıflar şeklinde olmuş, 1960’lardan sonraki dönemde de çok önemli gelişmeler yaşanmıştır. İtalya’da 1971 yılında, Norveç’te 1976 yılında, İngiltere’de 1974 yılında, Amerika’da ve Fransa’da 1975 yılında çıkarılan yasalarla özel gereksinimli çocukların akranları ile birlikte genel eğitim sınıflarında eğitim görmeleri yasal olarak kabul görmüştür.

(37)

Amerika Birleşik Devletlerinde 1975 yılında kabul edilen Tüm Engelli Çocukların Eğitimi Yasası okul çağındaki özel gereksinimli çocukların eğitim

hizmetlerinden yararlanmasını amaçlayan

kapsamlı bir yasadır. Bu yasada en az kısıtlayıcı ortamlardan söz edilmiş, bireysel eğitim

programının hazırlanması yasal olarak güvence altına alınmıştır. Bu yasada 1990 yılında değişiklik yapılmış ve bu yasa Özürlü Bireylerin Eğitimi

Yasası adını almıştır.

(38)

Türkiye’de özel eğitim Osmanlı döneminde başlamış ve özel

gereksinimli bireyler, yaşlılar evinde koruma altına alınarak becerilerine uygun işlerde çalıştırılmışdır

(39)

Enderun mektepleri Osmanlı devleti döneminde kurulmuştur. Enderun

mekteplerinin üstün yetenekli çocukların eğitiminde öncü olduğu söylenebilir.

İstanbul Sultanahmet’te 1889 yılında Grati Efendi’nin İstanbul Ticaret Mektebinin bir bölümünde sağırlar okulunu açmasıyla sistemli ilk özel eğitim çalışmalarına başlanmıştır.

(40)

Okulun öğrenci sayısı başlangıçta 25-30 civarındayken, bir yıl sonra 45’e ulaşmıştır.

Bir yıl sonra görme yetersizliği olan bireyler için bir sınıf açılmış ve bu bireylere müzik ve kabartma alfabesi öğretilmiştir.

(41)

Okul 30 yıl eğitim ve öğretime devam ettikten sonra 1919 yılında kapatılmıştır. Daha sonra İzmir’de 1921 yılında körler okulu kurulmuş ve bunu 1923 yılında kurulan sağırlar okulu izlemiştir. Önceleri Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına bağlı olan bu okullar 1950 yılında Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmıştır .

Özel Eğitim Hizmetlerinin Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından Milli Eğitim Bakanlığına devredilmesi, özel eğitimin sağlık konusu olarak değil eğitim konusu olarak değerlendirilmesi açısından önemlidir.

(42)

Özel Eğitim Hizmetlerinin Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından Milli Eğitim

Bakanlığına devredilmesi, özel eğitimin sağlık konusu olarak değil eğitim konusu olarak değerlendirilmesi açısından

önemlidir.

(43)

Bunun sonucun da özel gereksinimli bireylerin eğitim almasının gerekliliği hayata geçirilmiştir.

Atatürk tarafından 1923 yılında uluslararası nitelikte Cenevre sözleşmesi imzalanması özel

eğitim açısından önemli bir adım olarak kabul edilir.

Türk Medeni Kanununda 1926’da özel eğitim konusuna değinilmiş ve anne-babaların çocuğun engelli olup olmamasına bakılmaksızın çocuğu yetiştirmekle sorumlu olan kişiler olduğu

vurgulanmıştır.

(44)

Korunmaya Muhtaç Çocuklar Yasası 1949 yılında çıkarılarak ilköğretim düzeyindeki çocukların

bakımı ve yetiştirilmeleri Milli Eğitim Bakanlığının sorumluluğuna verilmiş görme ve işitme engelli çocuklar için 1950’li yıllarda okullar açılmış ve bu çocuklar için programlar hazırlanmıştır. Bu

yıllarda personel yetiştirmede de önemli

gelişmeler olmuş, Gazi Eğitim Enstitüsünde “Özel Eğitim Şubesi” açılmıştır.

(45)

Özel gereksinimli çocukları belirlemek ve

rehberlik etmek için 1955 yılında Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinin temelini oluşturan

“Psikolojik Servis Merkezi” kurulmuştur.

Sonraları Ankara’da Yeni Turan ve Hıdırlıktepe ilkokullarında zihinsel yetersizliği olan çocuklar için özel sınıflar açılmıştır. Bu iki özel sınıf,

ülkemizde uygulanmakta olan “alt özel sınıf”

uygulamasının temelini oluşturmaktadır.

(46)

1957 yılında çıkarılan yasa ile korunmaya muhtaç çocuklardan özel gereksinimli olanlar Milli Eğitim Bakanlığınca güvence altına alınmıştır. Özel

gereksinimli çocukların hakları 1961 Anayasası ile devlet tarafından garanti altına alınarak özel

gereksinimli çocukların eğitimleri ilk defa bir yasada yer almıştır.

(47)

Özel gereksinimli bireylerle ilgili; 1971 yılında kabul edilen 1475 sayılı İş

Kanununun 50. maddesiyle “İşverenler 50 ve daha fazla işçi çalıştırdıkları iş yerlerinde

% 2 oranında sakat kimseye meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun bir işte

çalıştırmakla yükümlüdür” hükmü

getirilerek işverenlere sorumluluk verilmiştir

(48)

Özel eğitim açısından 1973 yılında

yürürlüğe giren 1739 sayılı Milli Eğitim

Kanunu önemlidir. Bu kanunun 8. Maddesi ile özel eğitimin genel eğitimin bir parçası olduğu kabul edilerek, özel eğitime genel eğitim sisteminde yer verilmiştir.

(49)

Özel eğitimle ilgili önemli gelişmeler 1980’li

yıllarda da yaşanmış ve 1982 yılında kabul edilen anayasa ile özel gereksinimli çocuklar için

önlemler alınmıştır. Önceleri Özel eğitim

alanında yapılan çalışmalar İlköğretim Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunan ayrı bir şube müdürlüğü tarafından yürütülürken, 1980’li

yıllarda bu alandaki çalışmaların yürütülebilmesi için “Özel Eğitim Genel Müdürlüğü” kurulmuştur.

(50)

. Bu müdürlük 1982 yılında Özel Eğitim Genel

Müdürlüğü Daire Başkanlığına dönüştürülmüştür 1983 yılında 2916 sayılı “Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Yasası’ ile özel gereksinimli bireyler için kapsamlı adım atılmıştır.

Bu yasada “Özel gereksinimli çocukların normal akranları arasında eğitilmeleri” ve “Özel eğitime erken başlamasının gereği” ilkelerine yer

verilmiştir

(51)

1990’lı yıllarda özel eğitim ve kaynaştırma

alanında geliştirmeler kaydedilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığının 1990 yılında düzenlediği XIII. Milli Eğitim Şura kararları doğrultusuna 1991 yılında 1. Özel Eğitim Konseyi toplanmış ve gündüzlü öğretime ağırlık verilmesi ve kaynaştırma

programlarının yaygınlaştırılması kararına varılmıştır.

(52)

Özel gereksinimli çocuklara fırsat eşitliği ve eşit katılım sağlamada 1997 yılında

yürürlüğe giren 573 sayılı Özel Eğitim

Hakkında Kanun Hükmünde Kararname çok etkili olmuştur

(53)

Bu kararname ile özel gereksinimli çocukların tümüne eğitim hakkı

sağlanmıştır. Ayrıca Kararname Türkiye’de özel gereksinimli çocuklara yönelik olarak hazırlanmış en kapsamlı yasal düzenleme özelliğini taşımaktadır.

Ayrıca 1997 yılında Başbakanlık Özürlüler İdaresi kurulmuştur.

(54)

Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinin 2000 yılında yürürlüğe girmesiyle birlikte özel

gereksinimli bireylere sunulacak özel eğitim

hizmetleri yönetmelikte ayrıntılarıyla açıklanmış ve tanılama aşamasından başlayarak yerleştirme ve değerlendirme aşamasına kadar özel eğitim hizmetinin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı belirtilmiştir.

(55)

Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği 2006 yılında yeniden düzenlenmiş ve özel eğitim kurumları Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme

Kurumundan alınarak Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmıştır. 2005 yılında 5378 sayılı “Özürlüler Kanunu” yürürlüğe girmiştir.

(56)

Bütün bu çalışmaların yanı sıra üniversitelerin özel eğitim bölümleri de özel eğitim alanına eğitimci ve uzman yetiştirmektedir. Üniversitelerde Eğitim Fakültelerinin 2016-2017 eğitim ve öğretim yılında yeniden yapılandırılması kapsamında Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından üniversitelere zihinsel, işitme, görme ve üstün zekâlılar öğretmenliği olmak üzere dört farklı alanda verilen lisans programlarının ismi YÖK tarafından “Özel Eğitim Öğretmenliği”

olarak belirlenmiştir.

Eğitim Fakültelerinin yanı sıra çeşitli dernek ve vakıflar da özel eğitim alanına katkı sağlamaktadır.

(57)

ENGELLİ OLMA NEDENLERİ

(58)

Engelli olmanın nedenleri

doğum öncesi,

doğum anı ve

doğum sonrası olmak üzere üç grupta ele alınmaktadır.

Engelli Olma Nedenleri

(59)

Annenin doğum öncesinde geçirmiş olduğu hastalıklar (özellikle hamileliğin ilk üç ayında geçirilen kızamıkçık, frengi, toksoplazma gibi), annenin yaşı,

beslenmesi,

hamilelikte kullanılan ilaçlar,

annenin sigara,alkol ve uyuşturucu maddeleri kullanması,

annenin radyasyona maruz kalması,

annenin yaşadığı psikolojik sorunlar,

akraba evlilikleri,

annenin geçirdiği kazalar, travmalar,

anne-çocuk arasındaki kan uyuşmazlığı,

kalıtsal olarak aileden geçen özellikler v.b.

doğum öncesi nedenler arasında yer almaktadır

Doğum Öncesi Nedenler

(60)

Doğum sırasında

bebeğin başına uygulanan basınç ve bebeğin doğum kanalında uzun süre kalması nedeniyle bebeğin beynine yeterince oksijen gitmemesi,

doğumun steril olmayan ortamlarda yapılması,

doğum sırasında vakum, forseps gibi aletlerin uzman olmayan kişiler tarafından kullanılması

bebeğin boynuna kordon dolanması,

bebeğin erken ya da geç doğması, zor doğması,

v.b. doğum sırasında yaşanan kazalar doğum anı nedenleri arasında yer almaktadır

Doğum Anı Nedenleri

(61)

Doğum öncesinde sağlıklı gelişen bebek,

doğum sonrasında yaşadığı olumsuzluklar ya da geçirdiği hastalıklar sonucu engelli olabilir.

Doğum sonrasında geçirilen menenjit gibi hastalıklar,

travmalar,

zehirlenmeler,

hastalıklarda yanlış ve geç müdahale,

enfeksiyonlara maruz kalma,

beslenme bozuklukları,

çocukların ihmal ve istismar edilmesi,

yetersiz çevre koşulları v.b. doğum sonrasındaki nedenler arasında sayılmaktadır

Doğum Sonrası Nedenler

(62)

KAYNAKLAR

Aral, N. ve Gürsoy, F. 2007. Özel Eğitim Gerektiren Çocuklar ve Özel Eğitime Giriş. İstanbul: Morpa Kültür Yayınları.

Gürsoy, F. 2020. Özel Gereksinimli Çocuklar. Çocuk Gelişimi Uygulamaları. Ed. N.Aral.Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını. Erzurum

Referanslar

Benzer Belgeler

Lisans eğitimini Kıbrıs’da Yakın Doğu Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü’nde 2015 yılında tamamladıktan sonra aynı yıl yine Yakın

Keza Siyaset Bilimi Anabilim Dalında Doktorasını yaptı ve 2005 yılında Kıbrıs’a dönerek Yakın Doğu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 1996 yılında başlamış olduğum lisans eğitimimi 2000 yılında tamamladım.. Doktora tez araştırmalarım ve almış olduğum

2003 yılında Bülent Ecevit Anadolu Lisesi Fen bölümünden mezun oldu.Lisans eğitimini Almanya Leipzig Üniversitesi’nde 2009 yılında, çift anadal yapıp

• Çocuğun engeli ile ilgili olarak doğduğu andaki tıbbi müdahaleler, engeli kabul etmemek için doktor doktor gezip bekledikleri cevabı alabilmek, hatta bu konuda tedavi

ö lü m yıldönüm ünde, Nadir N adi’yi anm ak için, en güzel yöntem in, yazılarını yeniden gözden geçirm ek olduğunu düşünm üştüm ; günlerdir kitaplannın birini

nişan merasimi , 12 Mayıs 1933 Cuma günü saat 16 da, Beyoğlunda Tokatlıyan salonlarında icra edileceğinden, lütfen teşrifleri, tezyidi meserretimizi mucip

PARİS — Köy enstitülerinin ku­ ruluş yıldönümü dolayısıyla Cumhu- riyet’te çıkan yazı ve haberler üzeri­ ne Abidin Dino, muhabirimizi tele­ fonla arayarak,