Dijital Teknolojilerin
Eğitimde
Etkin
Kullanımı
Dr. Öğretim Üyesi Mutlu Şen Akbulut [Boğaziçi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi,Dijital Teknolojilerin
Eğitimde Etkin
Kullanımı
Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını nedeniyle, Mart 2020 itibariyle onlarca ülkede okullar kapatıldı ve dünyadaki öğrenci nü-fusunun yaklaşık %90’ı bu süreçten etkilendi. Yaşanan bu değişim, okulla-rın yalnızca öğretim yapılan binalar olmadığını hepimize hatırlattı. Her ne kadar eğitimde dijital dönüşüm dünya genelinde birçok ülkenin gün-deminde olsa da bu kadar kısa bir sü-rede böyle büyük çapta bir dönüşüm gerçekleştirmek için hiçbir ülkenin planı ve altyapısı hazır değildi. Eği-timde teknoloji kullanımı son yirmi yılda artmış olsa da yapılan araştır-malar bilgi ve iletişim teknolojileri araçlarının öğretimi ve öğrenmeyi destekleyen potansiyelinden hâlâ kısıtlı ölçülerde yararlanabildiğimizi gösteriyor. Bunun bir nedeninin de teknolojiyi eğitim amaçlı kullanmak söz konusu olduğunda, birçok öğret-menin bu noktada etkin deneyimlere sahip olmaması, dolayısıyla kendile-rini buna hazır hissetmemelerinden kaynaklandığı düşünülüyor.
Dijital
Dönüşüme
Hazır mıyız?
Elbette ki böyle bir dönüşümü gerçekleştirebilmek için en önemli faktör olan öğretmenler, acil durum uzaktan öğretim (emergency remote
teaching) sürecinden en çok
etkile-nenlerden oldu. Normal şartlar al-tında uzaktan eğitim veya çevrimiçi öğrenme uzun planlamalar gerekti-ren ve özellikle ders materyallerinin, ödevlerin ve değerlendirme yön-temlerinin titizlikle planlanmasını gerektiren bir süreç iken salgın krizi öğretmenlerin hızlı bir şekilde du-ruma uyum sağlamalarını ve uzak-tan eğitime devam edebilmek için dijital araçları hızlıca kullanmaya başlamalarını gerektirdi. Bu neden-le, uzmanlar 2020 bahar döneminde yapılan eğitimin uzaktan eğitimden farklı olduğunu, bulunduğumuz du-rumu ifade etmek için acil durum uzaktan öğretim ifadesinin daha doğru olacağını söylüyor. Özellikle “normal” zamanlardaki eğitim öğre-tim süreçlerinde bile teknoloji kulla-nımına hazır olmayan öğretmenler için, salgın durumunun hem kendi-leri hem de öğrencikendi-leri için getirdiği kaygılarla birlikte, bu ani teknoloji kabulü oldukça stresli bir hâl aldı. Ancak, sürecin pozitif yönüne bak-mak istersek teknoloji kabul mo-deline göre, bu zorunlu durumun algılanan faydayı artırdığını ve ge-nel olarak öğretmenlerin teknoloji kabulünü olumlu yönde etkileyece-ğini söylemek mümkün.
Denklemin diğer tarafını dü-şündüğümüzde ise dijital yerliler olarak anılan ve teknolojinin içine doğan günümüz öğrencilerinin basit teknolojik araçları kullanma işine daha kolay uyum sağladığını söyleyebiliriz. Öte yandan, sürekli teknoloji ile etkileşim hâlinde olan öğrencilerin iletişim, problem çöz-me ve bilgi inşası gibi becerilerinin daha gelişmiş olacağı tartışılsa da bazı araştırmacılar bunun bir mit olduğunu iddia ediyor. Aslında gü-nümüz üniversite öğrencilerinin bile teknolojik araçları ve kelime işlemci programları mesajlaşma ve sosyal medya sitelerinde paylaşım yapma gibi daha basit amaçlarla kullandıklarını göz önünde bulun-durduğumuzda, öğrencilerin hayat-larının her alanında var olan tek-nolojik araçları eleştirel düşünme, bilgiyi sentezleme ve değerlendir-me gibi üst düzey bilişsel amaçlarla kullanacağını düşünmenin yerinde bir beklenti olmayacağı açık.
Bu nedenle uzaktan eğitim sü-recinde dijital araçların etkin kul-lanımını sağlayabilmek için öğret-menlere çok büyük bir rol düşüyor. Yaşadığımız küresel salgın, okulların yalnızca derslerin yapıldığı bir bina olmadığını hatırlattığı gibi öğret-menlerin dijital çağdaki rolünün nasıl dönüşmesi gerektiğini düşün-memiz için de bir fırsat sundu. Gü-nümüzde, öğrencilerin 21. yüzyıl becerilerini geliştirmek eğitimin en önemli amaçlarından biri olarak ka-bul ediliyor. Bu becerileri geliştirebil-mek için de dijital teknolojileri etkin bir şekilde kullanmak gerekiyor. Eği-timde teknoloji entegrasyonunun sağlanabilmesi ve dijital dönüşümün gerçekleştirilebilmesi için birçok pro-fesyonel organizasyon, öğretmenler ve öğretmen adayları için gerekli olan teknoloji yeterlilikleri ile ilgili standartlar ve çerçeveler sunuyor.
Uluslararası Eğitim Teknolojile-ri Birliği (International Society for Technology in Education –ISTE) ta-rafından öğretmenler için hazırla-nan standartlara göre öğretmenler, 21. yüzyıl becerilerini sergileyen ve aynı zamanda 21. yüzyıl için öğren-me deneyimleri tasarlayabilen birey-lerdir. 21. Yüzyıl Becerileri için Or-taklık (Partnership For 21st Century Skills -P21) oluşumu, günümüzde en önemli görülen 21. yüzyıl becerilerini şu şekilde sıralıyor: iletişim
(commu-nication), eleştirel düşünme (critical thinking), iş birliği (collaboration) ve
yaratıcılık (creativity). Uzaktan eğitim deneyimleri sırasında öğrenciler yal-nızca kavramları değil, 21. yüzyılda başarılı olabilmeleri için gerekli olan bu becerileri de dijital araçların etkin kullanımı sayesinde öğrenebilirler. Ancak bu amaca geleneksel yüz yüze ortamlarda zaman ve mekân kısıtla-maları nedeniyle çoğunlukla kullan-mak zorunda kaldığımız öğretmen odaklı yöntemlerle değil; ters-yüz öğrenme veya proje temelli öğrenme
gibi aktif katılımı gerektiren pedago-jileri kullanarak ulaşabiliriz. Bunun için de öğrencilerin karmaşık sorula-ra cevap asorula-rarken grup çalışmalarına dâhil olmalarını, beraber problem çözmelerini ve farklı teknolojilerden faydalanmalarını sağlayacak aktivi-teler tasarlayabilir; bunları yaparken de iş birliği, iletişim ve yaratıcılık gibi becerilerini geliştirmelerini hedefle-yebiliriz.
Geleneksel mi
Uzaktan mı?
Cevap Karma!
Uzaktan eğitim, ders veren kişi ile öğrencinin fiziksel olarak aynı or-tamda bulunmadığı ve iletişim için çeşitli teknolojilerin kullanıldığı bir sistemdir. Türkçede uzaktan eğitim terimi daha yaygın olarak kullanılsa da literatüre bakıldığında e-öğrenme, çevrimiçi (online) öğrenme ve uzak-tan öğrenme terimleri ile de benzer kavramlar ifade ediliyor. Ülkemizde uzaktan eğitim birçok öğretmen ve öğrenci için ilk defa tecrübe ediliyor olsa da uzaktan eğitimin “gelenek-sel” eğitimle karşılaştırılması yeni bir olgu değil. Başlangıçta uzaktan eği-tim yalnızca tam zamanlı çalışanlar, askerler ve uzak bölgelerde ikamet eden kişiler gibi geleneksel olmayan öğrencileri hedeflese de artan tekno-lojik imkânlar ile özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde birçok eğitim kurumu uzaktan eğitim tecrübelerini sistemlerine dâhil etmeye başladılar.
Yapılan araştırmalar incelendi-ğinde uzaktan eğitimin geleneksel yüz yüze eğitime göre daha etkili bir yöntem olup olmadığıyla ilgili farklı sonuçlar elde edildiği görülüyor. An-cak özellikle, nüfus yoğunluğunun artması ve dijital yerlilerin eğitim ihtiyaçlarının değişmesiyle, gelenek-sel eğitim olanaklarının günümüz bireylerinin eğitim talebi karşısında yetersiz kalacağı düşünülüyor. Buna bağlı olarak, son yıllarda çevrimiçi öğrenme deneyimlerinin, özellikle “harmanlanmış öğrenme” biçimin-de, yüksek öğretimde giderek daha fazla etki kazandığı görülüyor.
Harmanlanmış öğrenme
(blen-ded learning) yüz yüze ve
çevrimi-çi öğrenme etkinliklerinin karma olarak kullanıldığı bir sistem olarak tanımlanabilir. Yüz yüze ve çevri-miçi öğrenme etkinliklerinin etkin
yanları göz önünde bulundurularak tasarlanan derslerin öğrenme çıktı-larını, derse katılımı ve motivasyo-nu olumlu yönde etkilediğine yöne-lik birçok çalışma bulunuyor. Hem ihtiyaç duyulan bu harmanlanmış deneyimleri destekleyebilmek hem de şu anda içinde bulunduğumuz gibi tamamen çevrimiçi acil du-rum uzaktan eğitim deneyimlerine hazırlıklı olmak için ülkemizdeki tüm eğitim ve öğretim kurumları-nın bu ihtiyaçlara karşılık verebile-cek öğrenme yönetim sistemlerine (learning management systems) ve içeriklere sahip olmaları, hizmet içi öğretmen eğitimlerinin bu de-neyimleri tasarlayabilmek için ge-rekli olan becerilere odaklanarak planlanması ve mevcut altyapıların iyileştirilmesi uzun vadede atılması gereken adımlardan en önemlileri olarak öne çıkıyor.
Etkin Uzaktan
Eğitimin Formülü:
Etkileşim
Acil durum uzaktan öğretim adaptasyonu sırasında birçok öğ-retmen sınıfta yapacağı aktiviteleri çevrimiçi ortama taşımak için vi-deo konferans araçlarını kullanma-ya ve öğrencileriyle aynı ortamday-mış gibi iletişim kurmaya başladı. Bununla birlikte öğretmenlerin di-jital araçları kullanmalarını destek-lemek adına birçok platform kulla-nılabilecek araçların listelerini pay-laşmaya başladı ve kısa zamanda bu listeler incelemeye zamanımı-zın yetemeyeceği kadar çoğaldı. Bu bağlamda, UNESCO’nun hazırladığı listenin dijital araçların kapsam-lı bir listesine ulaşmak isteyenler için oldukça iyi bir kaynak olduğu söylenebilir. Ancak teknoloji en-tegrasyonu söz konusu olduğunda, yalnızca bir aracın nasıl kullanıla-cağının öğrenilmesi bu aracın eği-tim için etkin kullanılabileceği an-lamına gelmiyor. Uzaktan eğitimde de kullanılan araçlardan çok, ister tamamen asenkron ister tamamen senkron çevrimiçi etkinliklerden oluşsun, dersin başarısını artıracak en önemli faktörün etkileşim oldu-ğu düşünülüyor.
Uzaktan eğitimde etkileşim şu üç boyutla ifade ediliyor: öğrenci-öğrenci etkileşimi, öğrenci- öğrenci-öğret-men etkileşimi ve öğrenci-içerik etkileşimi. Yapılan araştırmalar bu üç türden etkileşimin doğru oran-larda tasarıma dâhil edildiği uzak-tan eğitim derslerinin öğrenciler tarafından daha etkili olarak de-ğerlendirildiğini, ayrıca derse ka-tılım ve öğrenci başarısı açısından da daha verimli olduğunu göste-riyor. Özellikle fiziksel olarak aynı ortamda bulunulamayan, tama-men çevrimiçi yürütülen dersler-de öğrenci-öğrenci etkileşimi sos-yal bulunuşluğun, yani bireylerin kişisel özelliklerini yansıtabilme ve diğerleri ile olan iletişim kura-bilme yeteneğinin desteklenmesi için büyük önem taşıyor. Yukarıda da bahsedilen iş birliği, problem çözme ve iletişim gibi becerilerin desteklenmesi için uzaktan eğitim ortamlarında sosyal bulunuşluğu desteklemek gerekiyor. Bunun için de grup çalışmalarına, araştırmaya ve tartışmaya dayalı topluluklar oluşturmak şart.
Elbette ki bu etkileşimleri ta-sarlamak ve araştırmaya dayalı öğrenme toplulukları oluşturmak kolay bir iş değil. Uzaktan eğitim aktivitelerinde nihai amaç öğren-cilerle etkileşimi artırmak ve 21. yüzyıl becerilerini geliştirmeye yö-nelik deneyimler tasarlamak olma-lı. Ancak o zaman var olan dijital teknolojileri amacımıza uygun ve etkili bir şekilde kullanabiliriz.
Teknolojik
Araçların
Kullanımı İçin
Tavsiyeler
UNESCO dışında da birçok top-luluk acil durum uzaktan öğretim sürecinde kullanılabilecek plat-formların ve araçların listelerini hazırlamaya ve öneriler sunmaya devam ediyor. Bu araçların kullanı-mında şu tavsiyelerin göz önünde bulundurulması önemli:
Bütün içeriğinizi çevri-miçi ortama taşımaya çalışmayın. Acil uzaktan öğretim sırasında veya sonrasında öğrencilerinizin derse gelmeden bir materyali ince-lemelerini istiyorsanız asla bir kita-bın bütün bir ünitesini tarattığınız dokümanı öğrenme yönetim siste-mine yükleyip öğrencilerinizi ileri tuşuna basarak bunu adım adım okumasını beklemeyin. Konuya dair ilgi çekici bir video bulun, reh-ber sorular ile tartışma forumu ha-zırlayın ve içerikle etkileşimi artıra-cak bir yöntem bulun.
Öğrencilerinizle etkileşi-mi artırmak için uzaktan yapacağı-nız görüşmelerde öğrenci sayısını düşük tutun. Mümkünse çalışmaları üzerine dönüt sağlayın. Bunun için ücretsiz video konferans programla-rını (Zoom, Hangouts, Skype) veya var ise okulunuzun öğrenme yöne-tim sistemini kullanabilirsiniz, eğer yoksa Moodle, Google Classroom, Ed-modo gibi ücretsiz platformları kul-lanabilirsiniz.
Öğrenciler arası etkileşi-mi ve sosyal bulunuşluğu artırın. Grup çalışmaları ve akran geribildiri-mi aracılığıyla öğrencileriniz arasın-daki iletişimi ve iş birliğini sürdürün. Bunun için de kullanabileceğiniz çok sayıda dijital araç mevcut.
Kazanımlarınız, aktivite-leriniz, dijital araçlarınız ve değerlen-dirmeniz arasında mutlak bir uyum olmasına özen gösterin. İyi bir öğre-timsel tasarım ancak bu uyum ile mümkün olabilir.
Uzaktan Eğitim
Sürecinin Yönetimi
Elbette ki uzaktan eğitimde her süreç yüz yüze ortamlarda olduğu kadar kolay yönetileme-yebilir. Uzaktan eğitim sürecinde öğretmenlerin en çok zorluk yaşa-yabileceği konulardan biri şüphe-siz sınıf yönetimidir. Her ne kadar video konferans platformlarındaki tüm öğrencileri sessize alma gibi fonksiyonlar bu hızlı adaptasyon günlerinde öğretmenlerin yardı-mına koşsa da bunlar uzun vadede işe yaramayacaktır. Uzaktan eğitim sürecinde, yüz yüze süreçlerde ol-duğu gibi, hazırlıktan değerlendir-me adımına kadar her aşamanın derinlemesine planlanması ve yüz yüze eğitimden farklılıklarının göz önünde bulundurulması gerekiyor.
Yaşadığımız tecrübeler yalnız-ca kriz döneminde uzaktan eğitim sürecinin yönetimi için değil aynı zamanda öğrencilerimize internet etiği kurallarına uyma ve dijital va-tandaşlık becerilerini kazandırmak için de çok önemli bir fırsat sunu-yor. Günümüzün en önemli
beceri-lerinden biri olan dijital vatandaş-lık ve onun alt becerilerinden biri olan dijital okuryazarlık tüm öğ-retmenlerin öğrencilerine kazan-dırması gereken bir yetkinliktir. Bu becerilere sahip öğrenciler yalnızca uzaktan eğitim deneyimlerinde de-ğil, günlük hayatlarında da içinde bulundukları dijital çağda sorumlu bireyler olmayı ve çevrimiçi davra-nışlarını uygun bir şekilde yönet-meyi öğreneceklerdir.
Dijital Vatandaşlık
Dijital vatandaşlık, dijital tek-nolojileri ve çevrimiçi ortamları kullanırken bireylerin güvenli ve etik bir şekilde nasıl davranması gerektiği ve aynı zamanda çevri-miçi topluma katılma becerisi ola-rak tanımlanan bir terimdir. Dijital vatandaşlık ISTE tarafından öğren-ciler için hazırlanan standartlar arasında da yer alır ve öğrencilerin birbirine bağlı dijital bir dünyada yaşama, öğrenme ve çalışma
hak-larını, sorumluluklarını ve fırsatla-rını tanıması ve güvenli, yasal ve etik yollarla hareket etmesi gerek-tiği olarak tanımlanır.
İnternet Etiği Kuralları
(Netiquette)
Her öğretmenin sınıf yönetimi kurallarının yüz yüze sınıf ortamla-rında farklı olabileceği gibi uzaktan eğitim sırasında da yaş grubuna, kültüre, sınıf dinamiğine bağlı olarak farklı kurallara ihtiyaç duyulabilir. Özellikle iletişimin tamamen inter-net üzerinden senkron veya asenk-ron aktivitelerle tasarlandığı uzaktan eğitim sürecinde öğrencilere canlı dersler sırasında veya çevrimiçi tar-tışma forumlarında nasıl davranıl-ması gerektiğini anlatmak, iletişim kurallarını ve internet etiği (net-etik) kurallarını genel olarak belirlemek ve bu kurallara uyulması için öğren-cileri teşvik etmek uzaktan eğitim sürecinin yönetimini kolaylaştıra-caktır. İnternet etiği kuralları
ders-lerimizdeki genel görgü kurallarını tasarlarken yüz yüze ortamlardan farklılık gösteren kuralları düşünme-miz açısından rehberlik edebilir an-cak özetle internet etiğinin ana fikri gerçek yaşamda benimsenmeyen davranışları sergilememek üzerine kurulur. Ayrıca çevrimiçi tartışma
ve içerik paylaşımı konularıyla ilgili olarak öğrencilerinizden diğer birey-lere saygı, biçimsel özen ve içerikle ilgili özen konularına yoğunlaşma-larını isteyebilirsiniz. Bunların dı-şında gereksiz yere büyük harfler ile yazışmamak, özel simgeleri sık sık kullanmamak, esprili ya da alaycı
anlatımlardan kaçınmak, başkaları-nın düşüncelerini ve ürünlerini ken-dininmiş gibi yansıtmamak, kişilik haklarına ve özel yaşama saygı gös-termek en temel internet etiği kural-ları arasındadır ve uzaktan eğitimde etkileşim süreçlerinizi yönetmeniz-de işinize yarayabilir. n
Hepimiz COVID-19 tehdidinin bir an önce bitmesini
umuyoruz. Bu durum sona erse de tekrar başka bir nedenle acil uzaktan öğretim yapmamız gerekebileceği durumları da göz önünde bulundurarak, yaşadığımız süreçten ders çıkarmak çok önemli. Özellikle bahsedilen karma deneyimleri ve uzaktan eğitimin avantajlarını geleneksel yüz yüze öğrenme deneyimleriyle nasıl birleştirebileceğini düşünmek ve yeni öğrenilen dijital araçları 21. yüzyıl becerilerini destekleyecek şekilde günlük öğrenme
aktiviteleriyle entegre edebilmek bu süreçte bir öğretmenin edinebileceği en önemli becerilerden olacaktır.
Kaynaklar
https://en.unesco.org/covid19/educationresponse Erişim: 1 Mayıs 2020.
Davis, F.D., “Perceived Usefulness, Perceived Ease of Use, and User Acceptance of Information Technology” MIS Quarterly, Cilt 13, Sayı 3, s. 319-340, 1989. Pedró, F., “The new Millennium Learners: Challenging our Views on ICT and Learning: OECD-CERI.” http://www.oecd.org/dataoecd/1/1/38358359.pdf , 2006. Kirschner, P. A., & van Merriënboer, J. J., “Do learners really know best? Urban legends in education”, Educational Psychologist, Cilt 48, Sayi 3, s.169-183, 2013. https://www.britannica.com/topic/distance-learning Erişim: 2 Mayıs 2020.
Nortvig, A.M., Petersen, A.K., and Balle, S.H., “A Literature review of the factors influencing e-learning and blended learning in relation to learning outcome, student satisfaction and engagement.”, The Electronic Journal of e-Learning, Cilt 16, Sayı 1, s. 46-55, 2018.
Graham, C.R., “Blended learning systems: Definition, current trends, and future directions.” In: Bonk, C.J. and Graham, C.R., Eds., Handbook of Blended Learning: Global Perspectives, Local Designs, Pfeiffer Publishing, San Francisco, 3-21, 2006.
https://en.unesco.org/covid19/educationresponse/solutions Erişim: 1 Mayıs 2020.
Moore, M. G., “Three types of interaction”, The American Journal of Distance Education, Cilt 3, Sayı 2, s. 1-6, 1989.
Garrison, D.R., Anderson, T. ve Archer, W., “Critical Inquiry in a Text-Based Environment: Computer Conferencing in Higher Education”, The Internet and Higher Education, Cilt 2, s. 87-105, 2000.
Dewey, J., “How we think: A restatement of the relation of reflective thinking to the educative process.”, Boston, MA: D.C. Heath & Co Publishers, 1933. https://www.commonsense.org/education/top-picks/best-student-collaboration-tools