• Sonuç bulunamadı

LİMİTED ŞİRKET ORTAĞININ MAHKEME KARARIYLA ORTAKLIKTAN ÇIKARTILMASI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "LİMİTED ŞİRKET ORTAĞININ MAHKEME KARARIYLA ORTAKLIKTAN ÇIKARTILMASI"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

LİMİTED ŞİRKET ORTAĞININ MAHKEME KARARIYLA ORTAKLIKTAN ÇIKARTILMASI

Mustafa YAVUZ19

ÖZ

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre limited şirket ortakları, “şirket sözleşmesinde öngörülen sebeplerle ortaklıktan çıkarma” ve “mahkeme ka- rarıyla haklı sebebe dayanılarak ortaklıktan çıkarma” olmak üzere iki şekilde ortaklıktan çıkarılabilir. Ortakların mahkeme kararıyla ortaklıktan çıkarılabil- mesi için; haklı sebeplerin varlığı, şirket genel kurulunun bu yönde karar al- ması ve açılan davada mahkemenin çıkarma talebini uygun bulması gerekir.

Limited şirketten çıkartılan ortak, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini isteme hakkını haizdir. İşte bu çalışmada, limited şirket or- tağının mahkeme kararıyla ortaklıktan çıkartması hususu tüm yönleriyle ele alınmış ve değerlendirilmiştir.

Anahtar Sözcükler: Limited şirket, şirket ortağı, ortaklıktan çıkarma, haklı sebep, ayrılma akçesi.

1. GİRİŞ

Limited şirketler, kişisel öğeleri ağır basan genellikle küçük ve orta öl- çekli işletmelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulmuş ticaret şirketleridir.

Bu yönüyle şirket ve ortak arasındaki ilişki ve ortakların birbirleri arasındaki ilişkinin mahiyeti, düzenlenmesi ve gelişimi önem arz etmektedir. Limited şir- ketlerde ortak ile şirket arasındaki ve ortakların birbirleri arasındaki önemli konulardan birisi, ortaklıktan çıkarmadır. Şirketlerde zaman kaybına sebep olan ve aynı zamanda birçok davanın konusunu oluşturan ortaklıktan çıkarma müessesesi, şirketlerin varlığını sürdürebilmesi açısından önemlidir (Özcan, Eylül 2014, 129).

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda (T.C. Yasalar, 14.02.2011) (TTK) li- mited şirkete, haklı sebeplerin varlığında ortağı/ortakları şirketten çıkarma davası açma hakkı tanınmıştır. Şirketin devamı ve ortaklar arasındaki barışın sağlanması, bir ortağın davranışı veya kişiliği nedeniyle imkânsızlaşmakta veya ciddi biçimde tehlikeye düşmekte ise diğer ortaklar bu duruma yol açan ortağı şirketten çıkarmak suretiyle huzur içinde faaliyetlerine devam edebilme

19 Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi

*

*

(2)

imkânına kavuşmaktadır. Ancak ortak sıfatının şirket tarafından zorunlu ola- rak sona erdirilmesi anlamına gelen çıkarma müeyyidesine başvurma, şirket için en son çare olmalıdır. Bunun yanında, limited şirketin haklı sebeplere da- yanarak ortağı çıkarma hakkı, sözleşme ile bertaraf edilemez. Fakat şirket bu hakkı kullanmaya da zorlanamaz; söz konusu hakkı kullanıp kullanmamaya takdir etme yetkisi tamamen şirkete aittir.

TTK’da limited şirketlerde ortaklıktan çıkarma, “şirket sözleşmesinde ön- görülen sebeplerle ortaklıktan çıkarma” ve “mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak ortaklıktan çıkarma” olmak üzere iki şekilde düzenlenmiştir. Bu çalışmada, öncelikle şirket sözleşmesinde öngörülen sebeplerle ortaklıktan çıkarmaya ilişkin kısa bir bilgi verilecek, daha sonra da limited şirket orta- ğının mahkeme kararıyla ortaklıktan çıkarılması hususu tüm yönleriyle ele alınacak ve incelenecektir.

2. ŞİRKET SÖZLEŞMESİNDE ÖNGÖRÜLEN SEBEPLERLE OR- TAKLIKTAN ÇIKARMA

TTK’nın 640/I. maddesinde yer alan “Şirket sözleşmesinde, bir or- tağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngö- rülebilir.” hükmü gereğince, limited şirket ortağının şirketten çıkarı- labileceği haller şirket sözleşmesinde düzenlenebilir.

Bu durumda bir taraftan şirkete, kendisi yönünden önemli olan sebeplerin varlığında şahsın- da bu sebepler gerçekleşen ortağı şirketten çıkarma ve istediği ortamı oluş- turma hakkı tanınmış, diğer taraftan da ortaklar açısından hukuk güvenliği sağlanmıştır. Zira ortaklar hangi hallerde şirketten çıkarılacaklarını bilerek hareketlerini ona göre ayarlayacaktır. Ancak, her limited şirket sözleşmesin- de ortaklıktan çıkarmayı gerektiren hususların gösterilmesi zorunlu değildir;

bu konuda takdir yetkisi şirkete aittir. Şirket dilerse ortaklıktan çıkarmaya ilişkin sebepleri şirket sözleşmesinde düzenlemeyebilir. Kaldı ki, ülkemizde mevcut kurulu bulunan limited şirketlerin birçoğunun şirket sözleşmesinde ortaklıktan çıkarmayı gerektiren nedenlere yer verilmemiştir.

Ortaklıktan çıkarmayı gerektiren sebepleri belirleme yetkisi, ku-

ruculara veya sonradan genel kurula aittir. Ancak b

ir ortağın şirketten çıkarılma sebeplerinin sonradan şirket sözleşmesine konulabilmesine dair sözleşme değişikliği, şirket sermayesini temsil eden tüm ortakların genel ku- rul toplantısında oy birliği ile karar almasıyla mümkündür (TTK md. 621/

(3)

III). Genel kurulun ortaklıktan çıkarmaya ilişkin kararı noter aracılığıyla orta- ğa bildirilir. Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir (TTK md. 640/II).

3. MAHKEME KARARIYLA HAKLI SEBEBE DAYANILARAK ORTAKLIKTAN ÇIKARMA

Limited şirketlerde ortaklıktan çıkarmayı düzenleyen TTK’nın 640. mad- desinin üçüncü fıkrasında “Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hali saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir. Anılan hüküm gereğince limited şirket ortaklarının haklı sebep- lerin varlığı halinde mahkeme kararıyla ortaklıktan çıkarılması mümkündür.

Belirtilen durumda ortaklıktan çıkartabilmek için üç şartın sağlanması gerek- mektedir. Bunlar; haklı sebeplerin varlığı, şirket genel kurulunun bu yönde karar alması ve açılan davada mahkemenin çıkarma talebini uygun bulmasıdır.

Ortaklıktan çıkarma davasının açılabilmesi için limited şirket sözleşmesin- de bir hüküm bulunmasına, haklı sebeplerin şirket sözleşmesinde gösterilmiş olmasına gerek yoktur. Haklı sebepler, şirket sözleşmesinde öngörülmüş ol- masına rağmen, bu sebepler arasında yer almayan bir haklı sebebe dayanarak da limited şirket bu davayı açabilir ve mahkeme söz konusu sebebi haklı sebep olarak kabul edip ortağı çıkarabilir (Tekinalp, 2013, 496).

3.1. Haklı Sebebin Varlığı

TTK’da ortaklıktan çıkarmada hangi hallerin “haklı sebep” olarak kabul edileceği açıklanmamıştır. Bununla birlikte, bahsi geçen Kanunun 245. mad- desinde yer alan kollektif şirketlerin feshi yönünden öngörülen haklı sebepler, limited şirketlerde ortaklıktan çıkarmada da uygulanabilecektir. Anılan mad- dede haklı sebep; “şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkânsız kılacak veya güçleştire- cek şekilde ortadan kalkmış olması” şeklinde tanımlanmış ve özellikle; ‘bir ortağın şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması, bir ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları ye- rine getirmemesi (Ek ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, yan edim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, gibi), bir ortağın kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticaret unvanını veya mallarını kötüye kullanması, bir orta- ğın uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı üstüne aldığı

(4)

şirketin işlerini yapmak için gerekli olan yeteneği ve ehliyetini kaybetmesi’

hususları haklı sebep olarak sıralanmıştır. Ancak, haklı sebep halleri mezkûr maddede sayılanlarla sınırlı değildir.

Öte yandan, doktrinde ve uygulamada özellikle; ortağın şirket mükel- lefiyetlerini yerine getirmemesi, rekabet yasağını ihlal etmesi, bağlılık ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması, tali edim mükellefiyetlerini ifa etmemesi veya eksik ifa etmesi, ortağın zimmetine para geçirmesi, aşırı ku- mar düşkünlüğü ve bunun ortağı olduğu şirkete zarar vermesi, diğer ortaklara veya yakınlarına karşı rencide edici sözler sarf etmesi, haksız fiilde bulun- ması, ortağın yaşlılık, hastalık veya sakatlanma sonucu gerekli niteliklerini yitirmesi, tutuklanma gibi uzun süre ortaklık yönetiminden uzak kalması, şirket müdürü ve yöneticisi iken şirketin zorunlu defterlerini ve hesaplarını (düzgün) tutmaması, şirketi kötü yönetmesi gibi durumlar ortaklık ilişkilerini sarsan haklı sebepler olarak kabul edilmektedir (Beşok, 2010, 90).

Haklı sebep, ortağın şahsında bulunabilir ya da daha sonradan, ortağın kusuru olmaksızın da ortaya çıkabilir. Haklı sebeple çıkarmada, ortağın kişi- liğinden kaynaklanan sübjektif haklı sebepler söz konusudur. Ancak, şirket- ten izahat istemek, çekimser kalmak, şirket aleyhine dava açmak, yöneticileri eleştirmek gibi durumlar haklı sebep olarak kabul edilemez.

3.2. Genel Kurul Kararı

TTK’nın 640/III. maddesinde, her ne kadar haklı sebeple çıkarmada bir genel kurul kararından bahsedilmemişse de, aynı Kanunun 616/I-h madde- sinde bir ortağın şirketten çıkarılması için mahkemeden istemde bulunulması hususu genel kurulun devredilemez yetkileri arasında sayılmıştır. Bu nok- tada, mahkemeden haklı sebeple çıkarma talebinde bulunulması için genel kurulun karar alması şarttır. Genel kurul kararı, özel bir dava kuralıdır ve ortaklıktan çıkarma davasının dinlenme şartıdır. Söz konusu çıkarma me- selesinin genel kurulun önüne getirilmesini şirket müdürleri veya ortakları sağlayabilir. Şirket müdürleri bu konuyu doğrudan genel kurulun gündemine alabileceği gibi diğer ortak veya ortakların müdürlere başvurarak genel kuru- lun gündemine eklenmesini isteyebilir (Gözüyeşil, 2012, 122-123). TTK’da ortaklıktan çıkarma davasının, genel kurul tarihinden itibaren ne kadar süre içerisinde açılacağı düzenlenmemiştir. Ancak, söz konusu dava, dürüstlük kuralı çerçevesinde ve dava hakkını kötüye kullanmaksızın açılmalıdır.

(5)

Diğer taraftan, haklı sebeplerle bir ortağın çıkarılmasını talep etmeye ka- rar verirken eşit işlem ilkesine uygun davranılmalıdır. Bu ilke, genel kurulun takdir yetkisinin sınırını oluşturmaktadır. Aynı sebebe dayanarak bir ortak için çıkarma talep etmek, diğer bir ortak içinse daha hafif bir çözüm öngörmek eşit işlem ilkesine aykırılık oluşturur (Dirikkan, 2005, 67).

Bir ortağın haklı sebep dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulmasına ilişkin genel kurul kararı, temsil edilen oyların en az üçte iki- sinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabilir (TTK md. 621/I-h). İki şartın da aynı anda sağlanması gerekir.

Son olarak belirtelim ki, hakkında çıkarma karar verilen ortak, genel kurul kararının iptali veya butlanının tespiti için dava açabilir (TTK md. 622, 445, 447).

3.3. Mahkemenin Kararı

Haklı sebebe dayanılarak ortağın şirketten çıkarılması için genel kurulun karar alması şart olmakla birlikte, genel kurulun kararıyla ortak çıkarılmış olmaz. Genel kurulun kararı sonrasında ayrıca ortaklıktan çıkarma davası açılması gerekmektedir. Mahkeme, genel kurul tarafından bildirilen olayların haklı sebep olup olmadığına karar verir. Bu sayede aslında ortak da korun- muş olmaktadır. Sadece genel kurul kararıyla çıkarma gerçekleşmiş olsaydı, bu durumda ortaklar açısından mağduriyetler doğabilir ve söz konusu yöntem kötüye kullanılabilirdi.

Çıkarılma davasının konusu, ortağın ileriye dönük olarak ortaklıktan çı- karılmasıdır. Ortaklıktan çıkarma davasına bakmaya yetkili ve görevli mah- keme, şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesidir. Açılan davada şirket tüzel kişiliği davacı, çıkartılmak istenen ortak/ortaklar ise davalı konumundadır. Ortaklar bireysel olarak çıkarma davası açamazlar. TTK’nın 1521. maddesi gereğince, haklı sebeple çıkarma davasında basit yargılama usulü uygulanır.

Ortaklıktan çıkarma talebini değerlendiren mahkemenin, her şeyden önce çıkarmaya gerekçe olarak gösterilen haklı sebebin yerinde olup olmadığını, ortak hakkında verilecek çıkarılma kararı ile şirket içindeki ahenksizliğin gi- derilip giderilemeyeceğini, en son çare olması gereken çıkarma isteminde bu- lunmadan önce başka çarelere başvurulup başvurulmadığını kontrol ve tespit

(6)

etmesi beklenir. Mahkeme, objektif bir değerlendirme yaparak ve gerekti- ğinde uzman bilirkişinin görüşünü de alarak çıkarılmaya gerekçe olarak gös- terilen nedenin/nedenlerin haklı olup olmadığını takdir eder. Bu kapsamda mahkeme, her somut olayı, koşullar ve menfaatler dengesi açısından ayrı ayrı değerlendirerek ve her olaydaki bütün verileri göz önünde bulundurarak çıkarma için haklı sebebin bulunup bulunmadığına karar verir (Yavuz, Mart 2009, 195).

Ortağın çıkarılmasına dair mahkeme kararı yenilik doğurucu nitelikte- dir. Çıkarılma, bu yoldaki kararın kesinleştiği tarihten başlayarak geleceğe etkili hukuki sonuçlarını doğurur. Kararın kesinleşme tarihine kadar ortak- lıktan doğan hak ve sorumluluklar devam eder. Kararın kesinleştiği tarihten itibaren ise ortak; ortaklık sıfatını kaybeder ve buna bağlı olarak haklarını kullanamaz, genel kurula katılamaz, oy kullanamaz ve kar alamaz (Tekinalp, 2013, 496). Ayrıca ortaklık sıfatının kaybedilmesiyle birlikte kanunun ya da şirket sözleşmesinin ortağa yüklediği tüm hak, borç ve yükümlülükler sona erer. Ortaklıktan çıkarmaya ilişkin mahkeme kararı tescil ve ilan edilir. Or- taklıktan çıkarma, iç ilişkide mahkeme kararının kesinleştiği tarih itibariyle, dış ilişkide ise tescil ve ilan ile sonuç doğurur.

4. AYRILMA AKÇESİ

Ortaklıktan çıkarma sonucunda, ortak sıfatının sona ermesi bir yandan bu sıfata bağlı hak ve borçların sona ermesine, diğer yandan ayrılan ortağın ayrılma akçesinin ödenmesini talep hakkının doğmasına yol açar. Ayrılma akçesi, ortağın şirkete karşı kanuni bir talep hakkıdır. Ortak, ayrılma akçe- si isteme hakkından yoksun bırakılamaz. Ayrılma akçesi, şirketten ayrılan ortağa, şirket tarafından ödenen, ayrılan ortağın sahip olduğu esas sermaye paylarının ayrılma tarihindeki gerçek değerini karşılayan nakit ve/veya ayın bedeldir (Tekinalp, 2013, 497). Zira TTK’nın 641/I. maddesi, “Ortak şirket- ten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir.” hükmünü havidir.

Ayrılma akçesinin hesaplanma ve ödenme şekli TTK’nın 641. ve 642.

maddelerinde detaylı bir şekilde düzenlenmiş ve ayrılma akçesinin ödenme- sinde “esas sermaye payının gerçek değerine uyması” şartı öngörülmüştür.

Esas sermaye payının “gerçek değerine uyan” ifadesinin anlamı ve gerçek değerin nasıl hesaplanacağı ve belirleneceği hükümde veya gerekçede açık- lanmamıştır. Hükmün gerekçesinde sadece ibarenin en azından bilanço değe-

(7)

rini ifade ettiği ve “gerçek değerine uyan” ifadesinin yorumunun öğreti ve yar- gı kararlarına bırakıldığı belirtilmiştir. Bu durumda payların gerçek değerinin hangi değeri ifade ettiği sorusunu cevaplandırmak gerekir. Payların gerçek de- ğerine uyan ayrılma akçesinin hesaplanabilmesi için, şirketin gerçek değerinin hesaplanması yani ortaklığın “yaşayan şirket değeri”nin, işletme finansmanı alanındaki ifade şekliyle “işleyen teşebbüs değeri”nin tespit edilmesi gerekir.

Gerçek değer tasfiye değerinden farklıdır. Ortağın çıkarılmasına karşın ortak- lık devam ettiği için ortaklığın tasfiye bilançosuna göre tespit edilen tasfiye de- ğeri, yaşayan şirket değerinden daha düşüktür. Bu sebeple çıkarma durumunda şirketin tasfiye değerini ortaya koyan tasfiye bilançosu değil, yaşayan şirket değerini gösteren özel bir bilançonun hazırlanması ve ortaklığın yaşayan şir- ket değerinin hesaplanması gerekir (Şahin, 2012, 856).

Şirketin ayrılma payını ödemede sıkıntıya düşmemesi için ayrılma akçesinin muaccelliyeti, TTK’nın 642. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Kanun koyucu şirketin, dolayısıyla kalan ortakların da menfaatini gözeterek çıkarılan ortağın payının kullanılabilir kaynaklardan ödenmesini uygun bulmuştur.

Ortağa ayrılma akçesinin ödenmesinin sermayenin korunması ilkesine zarar vermemesi için anılan maddede ödeme bedelinin başlıca üç kaynaktan elde edilmesi öngörülmüştür. Buna göre ayrılma akçesi; şirket kullanılabilir bir özkaynak üzerinde tasarruf ediyorsa20, ayrılan kişinin esas sermaye payları devredilebiliyorsa21 ve esas sermaye ilgili hükümlere göre azaltılmışsa ayrılma ile muaccel olur (TTK md. 642/I). Öte yandan, TTK’da, ayrılma akçesinin ödenmeyen kısmı için ortağın menfaati ile şirketin menfaati arasında bir denge de kurulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla, anılan maddenin ikinci fıkrasında;

“Ayrılan ortağın ayrılma akçesinin ödenmeyen kısmı, şirkete karşı, bütün alacaklılardan sonra gelen bir alacak oluşturur. Bu husus yıllık raporda kullanılabilir özkaynak tutarının tespiti ile muaccel hâle gelir.” hükmüne yer verilmiştir. Böylece, ortak bir alacak hakkı elde ederek, şirket ise faiz işlememesi ve öz sermaye belirleninceye kadar herhangi bir ödeme yükümü altına konulmayarak korunmuştur.

20 Hukukun genel ilkeleri ayrılma akçesinin ayrılma ile muaccel olmasını gerekli kılar; bu kural burada da geçerlidir. Ancak anılan kural şirketin “kullanabilir öz sermayesi” varsa uygulanır. Bu da somut olayın özelliklerine bağlıdır. “Kullanılabilir öz sermaye” şirketin serbest yani bir amaca bağlanmamış yedekleri ve zararları dikkate alınarak belirlenir. Öz sermaye ayrılma payının ödenmesine yetmiyorsa esas sermayeden ödenmesi gereken miktar belirlenir. Bu miktar esas sermayenin azaltılması yolu ile serbest hâle gelir. (Türk Ticaret Kanunu Tasarısı Adalet Komisyonu Raporu, Esas No:1/324, S.Sayısı:96)

21 Ayrılma akçesinin muaccel olabilmesi için ortağın ayrılabilmesi gerekir. Ortak ayrılamıyorsa, genel kurul gerekli onayı vermemişse ayrılma akçesi de muaccel olmaz.

1

2

1 2

(8)

5. SONUÇ

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre limited şirket ortakları, “şirket sözleşmesinde öngörülen sebeplerle ortaklıktan çıkarma” ve “mahkeme ka- rarıyla haklı sebebe dayanılarak ortaklıktan çıkarma” olmak üzere iki şekilde ortaklıktan çıkarılabilir.

Ortakların mahkeme kararıyla ortaklıktan çıkarılabilmesi için üç şartın birlikte sağlanması gerekir. Bu şartlar; haklı sebeplerin varlığı, şirket genel kurulunun bu yönde karar alması ve açılan davada mahkemenin çıkarma ta- lebini uygun bulmasıdır. TTK’da ortaklıktan çıkarmada hangi hallerin “haklı sebep” olarak kabul edileceği açıklanmamıştır. Ancak bahsi geçen konuya ilişkin uygulama, anılan Kanunda haklı sebeple ilgili düzenlemelerin yer al- dığı hükümler de dikkate alınarak öğreti ve yargı kararları ile şekillenecektir.

Mahkemeden haklı sebeple çıkarma talebinde bulunulabilmesi için genel kurulun bu yönde karar alması zorunludur. Genel kurul böyle bir karar alma- dıkça ortaklıktan çıkarma davası açılamaz; açılsa dahi mahkeme tarafından bu dava reddedilir. Genel kurulun söz konusu kararı, temsil edilen oyların en az üçte ikisi ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunlu- ğu ile alması gerekir. Genel kurul kararı sonrasında şirket tarafından, şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde ortaklıktan çıkarma davası açılır. Söz konusu davayı açma yetkisi şirket tüzel kişiliğine ait olup, şirket ortakları, alacaklıları veya diğer üçüncü kişiler doğrudan bu davayı açamazlar. Mahkemenin, şirketin talebini uygun bularak ortağın çıkarılma- sına karar vermesi halinde çıkarma işlemi, bu yoldaki kararın kesinleştiği tarihten başlayarak geleceğe etkili hukuki sonuçlarını doğurur. Kararın ke- sinleşmesiyle birlikte, ilgili ortağın ortaklık sıfatı ve buna bağlı olarak hak ve yükümlülükleri sona erer.

Limited şirketten çıkartılan ortak, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini isteme hakkını haizdir. Ayrılma akçesi, şirketten ay- rılan ortağa, şirket tarafından ödenen, ayrılan ortağın sahip olduğu esas ser- maye paylarının ayrılma tarihindeki gerçek değerini karşılayan nakit ve/veya ayın bedeldir. Şirketin gerçek değeri ise ortaklığın “yaşayan şirket değeri”

üzerinde hesaplanması gerektiği öğretide kabul edilmektedir.

KAYNAKÇA

Beşok, Başak (2010). Türk Ticaret Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu Tasarısına Göre Limited Ortaklıkta Ortağın Ortaklıktan Çıkması ve

(9)

Çıkarılması, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi) İstanbul, Kadir Has Üniversitesi

Dirikkan, Hanife Öztürk (2005). Limited Şirket Ortağının Ayrılması ve Ayrılma Payı. Ankara : Yetkin Yayınları,.

Gözüyeşil, Fevzi Fırat (2012), Limited Şirketlerde Ortağın Çıkması ve Çıkarılması. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Ankara, Gazi Üniversitesi

Özcan, Zekai (Eylül 2014).” Limited Şirketlerde Ortaklıktan Çıkma ve Çı- karılma” Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi, 129 (2014)

Şahin, Ayşe (2012).” Limited Şirkette Ortağın Ortaklıktan Çıkması ve Çıkarılması”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi Özel Sayı, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununu Beklerken 10-11-12 Mayıs 2012 Sempozyum, C.18, S.2.

T.C. Yasalar (14.02.2011). 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu. Ankara:

Resmi Gazete (27846 sayılı).

Tekinalp, Ünal (2013). Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku. İstanbul : Vedat Kitapçılık

Türk Ticaret Kanunu Tasarısı Adalet Komisyonu Raporu, Esas No:1/324, S.Sayısı:96.

Yavuz, Mustafa (Mart 2009) “Limited Şirketlerde Ortaklıktan Çıkarma”

Yaklaşım, 195 (2009).

Referanslar

Benzer Belgeler

Mahkeme, Rize’de yapımı planlanan Melikom ve Uzundere-2 HES projeleri için çevre Bakanlığı’nın verdiği ’çED olumlu’ karar ının yürütmesini durdurdu.. Bu

Defalarca köylülerin üzerine jandarma ve polisi sald ırtan ve mahkeme kararı gelmeden inşaatı başlatmakta ısrar eden firma yetkilileri ise araçlar ın yakılmasıyla ilgili

başlanan tesisler için bütün izinlerin alındığını iddia eden Cargill yönetimi izin sürecinin başbakanlık yüksek planlama kurulu tarafından verilen Orhangazi'de

Daha sonra mobil santrallar çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan yönetmelik değişikliğiyle 'çED' olur raporu verilerek 1 Ağustos 2007'de tekrar faaliyete

Çevreciler ve hukukçular, hükümet üyelerinin söz konusu uygulamayla anayasay ı ihlal suçu işlediklerini belirterek Yargıtay Başsavcılığı ve Ankara

Mahkeme kararlarına rağmen hidroelektrik santrali inşaatlarının devam etmesine tepki gösteren Senoz Vadisi halkı, eylemlerine 22 Kas ım'da İstanbul, Altunizade'de

Coon Vadisi’nde sertifikal ı organik hayvan yetiştiriciliği yapan Jim Munsch "Bu kanun, çiftçilerin hayvanlarını beslemek amac ıyla genetik modifikasyon içermeyen yonca

TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, 24 Şubat 2009 tarihinde yaptığı basın açıklamasında, Bergama Ovacık Altın Madeni ile ilgili verilen yargı kararlarına karşı idarenin