Ege Çevre ve Kültür Platformu, 3 Nisan 2010 Cumartesi günü, İzmir- Ahmet Priştina Kent Arşiv ve Müzesi’nde, bir Forum düzenledi. Forumun konusu, “Madencilik Yasası Değişiklik Taslağı ve çevremize etkileri”ydi. Madencilik yasa taslağı hukuksal, toplumsal ve yaşamlar-çevresel boyutlarıyla değerlendirildi. Yirmi çevre hareketinin katıldığı Forum’da sözü olan herkes konuştu.
Kamu Yararı Değil, Madenci Yararı Düşünelmektedir
Bu yasa değişikliğiyle yaşamın, doğanın ve kaynaklarımızın düşünülmediği, hukuka uyulmadığı, ülkemizin ve halkın çıkarı yerine maden sektörünün çıkarına göre hareket edildiği belirtildi. Kamu yararının düşünülmesinde ısrarcı olduklarının altını çizdiler.
Egeçep Forumu’na katılarak birer konuşma yapan Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, Bergama eski belediye başkanı Sefa Taşkın ve Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır yaşam savunucularının yanında yer
aldıklarını söylendiler. Prof. Beyza Üstün, Ender Eren ve İzmir B.Ş.Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun gönderdiği ve başarı dileği içeren mesajlar okundu.
Kapitalizmin bir küresel sistem olduğunu, sistemin işbölümü gereğince Türkiye’ye madenlerden, sulardan,
ormanlardan, topraklardan, tarımdan vazgeçmesinin vaaz edildiği, ülkeyi yönetenlerin de bu telkine harfiyen uyduğunu söylediler.
Türkiye’nin 48.000 yerinde maden ruhsatı verildiğini, 1737 tane HES yapılması izni çıktığını, madencilik yasa taslağı daha yasalaşmadan Kozak Yaylasında 7.500 ağaç kesildiğini, Aliağa’nın gözden çıkarıldığını, Kışladağ’ın viran olduğunu, Efemçukuru’nda altın madeni işletilmesi halinde İzmir’in suyunun arsenik akacağını söyleyen yaşam savunucuları adı konmamış bir şekilde “Düyunu Umumiye” dönemi yaşandığını ve Madencilik Bakanlığı kurulmasının hazırlıklarının yapıldığının bilinmesini istediler.
Sözün ve gerçeğin gücüne inandıklarını, kamuoyunu harekete geçirecek bir etkinlik seferberliği sürecine girdiklerini ve ilkini de İzmir’de başlattıklarını ilan ettiler.
Milletvekillerine çağrı
Forumun sonunda 34 Egeçep bileşeniyle birlikte, Niğde-Ulukışla ve Köyleri Maden Karşıtı Hareket, Niğde Çevre Eğitim ve Kültür Derneği, İç Anadolu Çevre Platformu, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Aksaray Temsilciliği, Gümçed, Güzel Edremit Körfez Bekçileri Derneği, Ekoloji Kolektifi, Güzel Artvin Çevre Derneği, Türçep, Osmaniye çevre Platformu, Kazdağları İmeceevi’nin de altına imza koyduğu şu çağrıyı yaptılar.
“Sayın Milletvekilleri,
Size ülkenin her yanından sesleniyoruz.
04.03.2010 tarihinde Meclis Başkanlığı'na gelen 1/821 Esas numaralı Maden Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, insan ve çevre sağlığını hiçe sayan, biyoçeşitliği ve ekosistemi mahveden, yeraltı zenginliklerimizi şirketlerin talanına açan nitelikte düzenlemeler içermektedir.
Yaşam alanlarımıza ve ülkemize kıymayın. Bu yasanın lehinde el kaldırırsanız, yaşam alanlarımızın geleceğini ipotek altına sokan vekiller olarak tarihe geçeceksiniz. Bu yasa maden lobilerinin çıkarınadır, halkın ve ülkenin ve canlı – cansız yaşamın lehine değildir.
Çünkü Anayasa mahkemesinin ve Danıştay’ın kararları bypass edilerek, hukukun yol göstermesi göz ardı edilerek hazırlanan bir yasa taslağıdır. Maden İşleri Genel Müdürü Meclis’te çevre komisyonuna tasarının açıkça, “Kanunun bazı maddelerini Anayasa Mahkemesinin iptal etmesinin ardından sektörde ortaya çıkan sıkıntıları gidermek ve sektörün önünü açmak için hazırlandığını” (AA 18.3.2010) söylüyor. Altın Madencileri Derneği Genel Koordinatörü Muharrem Köse de, Altın madencileri lobisini temsilen “Biz yatırım ortamının sağlanmasını bekliyoruz” derken,
tasarıyı desteklediklerini ima ediyor.
Yaşamdan, çevreden, havadan, sudan, topraktan, tohumdan söz açan yok. Yaşam onları ilgilendirmiyor. Ama yaşam bizi ilgilendiriyor. Yaşam sizi de ilgilendirmeli. Maden lobilerinin çıkarlarını değil, halkın- ülkenin- yaşamın çıkarlarını savunmalısınız.
Maden yasası bu haliyle çıkarsa, küresel sermayenin isteklerini yapmış olacaksınız ama tarihin ve toplumun vicdanını kanatacaksınız.
Yaşama kıymayın!” ekolojistler.org\\ İzmir