• Sonuç bulunamadı

Ülser Tedavisinde Kullanılan İlaçlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ülser Tedavisinde Kullanılan İlaçlar"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ülser Tedavisinde Kullanılan İlaçlar

1-Mide pH’sı üzerine etkili bileşikler

A-Asiditeyi yükselten bileşikler

B-Antiülser, antiasidik bileşikler

2-Laksatif ve pürgatifler

3-Antidiyareikler

4-Emetik ve antiemetikler

(2)

Mide suyu pH = 1.5-2.5 pH < 1.5 : hiperasidite

Mide suyu asiditesini azaltan, oral verilebilen, lokal etkili bileşikler kull. pH = 3-5 arasında olacak bir ayarlama yapılır. Aksi halde pH> 5 ise GASTRİN salgılanır.

HCl salgılanmasını sağlar.

NÖTRALİZANLAR: Hiperasidite ile oluşan peptik ülser (Mide ve duodenum ülseri) ve

hiperasiditeye bağlı diğer semptomlarda kullanılan maddelerdir.

MİDE PH SI ÜZERİNE ETKİLİ BİLEŞİKLER:

A-ASİDİTEYİ YÜKSELTEN BİLEŞİKLER (MİDE ASİDİNİ ARTIRICI İLAÇLAR) B- ANTİASİDİK, ANTİÜLSER BİLEŞİKLER

(3)

Herhangi bir nedenle midede aşırı HCl salgılanması Hiperasidite

özofagus, mide, duodenum mukoza yaralanmaları uzun süreli hiperasidite

Ülserasyon oluşumu

Ülser oluşmasında iki ana faktör :

a) Agressif faktörler : Aşırı mide asit sekresyonu

Aşırı pepsin sekresyonu ve aktivasyonu

b) Protektif faktörler : Mide mukozasının agressif faktörlere karşı korunma mekanizması.

Ülser tedavisinde –agresif faktörlerin önlenmesi, azaltılması, ortadan kaldırılması -protektif faktörlerin güçlendirilmesi

Peptik ülser tedavisinde kullanılan ilaçların sınıflandırılması :

Antiasit ilaçlar

Asit salgılanmasını azaltan ilaçlar

(4)

Antiasit İlaçlar

Antiasit ilaçlar, mide mukozasının salgıladığı hidroklorik asidi nötralize ederek mide

suyunun asitliğini azaltan ve oral alınan lokal etkili ilaçlardır. Bu grup ilaçlara gastrik antiasitler de denilir.

Mide mukozasındaki paryetal hücrelerden salgılanan hidroklorik asit, mide suyunun pH’sını mide boşken pH = 1’e indirir. Mide suyu pH’sının ilaçlarla 2’ye yükseltilmesi H+

konsantrasyonunun azalmasını ve pepsinin aktif durumda tutulmasını sağlar. Mide suyunun pH’sı aynı zamanda gastrin salgılanmasını da etkileyen önemli bir faktördür. PH:4.4 üstüne çıktığı zaman gastrin salgılanması belirgin şekilde artar.

Mide mukozasındaki hücreler tarafından salgılanan prostaglandin E2’nin de asit ve pepsin salgılanmasını düzenlediği saptanmıştır.

Midede asit ve pepsin salgılanması ile gastrin salgılanması arasında etkinlik gösteren negatif feed-back mekanizma vardır. Bu mekanizma antiasitlerin etkinliğini kısıtlar.

Antiasitler-Peptik ülserde:

1)Ülser nedbeleşmesini kolaylaştırıp hızlandırmak

2) Ülser ağrısını hafifletmek Nötralizan etki

3) Ülser nüksünü önlemek

4) Ülserli dokuda parçalanmış hücre tabakası proteinlerini

çöktürerek bir kabuk oluşumunu sağlayıp mide sıvısının Astrenjan etki

etkisini önlemek

5) Suda süspanse olan ilaçlarla ülser yüzeyini, bir tabaka

(5)

Anti asitler midede HCl ile reaksiyona girerek

bazik metal tuzları ve metal hidroksitleri oluştururlar:

Al, Mg; Ca sistemik etkili olmayanlar

NaHCO

3

; Al(OH)

3

sistemik etkili olanlar

Sistemik etkili olanlar anyonik yapıları,

Sistemik etkili olmayanlar katyonik kısımları ile nötralizasyonu

sağlarlar.

Mide HCl + Mg bilesikleri Al Ca Mg Al Ca Cl n Ince b.larda -HCO3 / CO3= dengesinde MeCO3 Feçesle atilir

-PO4=ile çöker f eçesle atilir -Yag asidi ile sabun olusur.

(6)

Sistemik etkili antiasitler (anyonik antiasitler):

• Sodyum bikarbonat

, ALKA-SELTZER®, BİOGASTRİN®,

BİSMAN®, SODYUM BİKARBONAT®, SEL DE GASTRİN®

• Kalsiyum karbonat

, BİOGASTRİN®, CALCİA®,

CALCİUM-D-REDOXON®, RENNİE®, NATABEK®, MİLKOLAKS®

MideHCl’i barsaklardaki NaHCO

3

’ı nötralize eder. Anyonik antiasitler HCl’i midede

nötralize ettikleri için barsaklarda NaHCO

3

birikir:

metabolik alkaloz

NaHCO

3

etki hızlı başlar, kısa sürede kaybolur.

Böbrek, kalp

yetmezliği ve hipertansiyon

vakalarında kontrendike.

CaCO

3

tek başına kullanılmaz;

konstipasyon

a neden olur.

(7)

Sistemik etkili olmayan antiasitler (katyonik antiasitler):

Bunlar alüminyum, kalsiyum ve magnezyum bileşikleridir ve mide asitini nötralize ettikten sonra suda çözünen klorür tuzu haline dönüşürler. Metalin çok az kısmı absorbe olur; ince barsak suyundaki doğal bikarbonatı çöktürerek alkaloz gelişmesini önlerler. Mide asidini hem nötralize hem de adsorbe ederler.

Bu grup bileşikler: Hidrate katyon verirler: [Al (H2O)6] +3 [Mg (H2O)6] +3

Tablo : Sistemik etkili olmayan antiasitler

(8)

Mide asidinin nötralizasyonu:

Özellikle alüminyum hidroksit invivo şartlarda hidrolitik deprotonizasyon reaksiyonu

verir.

[Al (H

2

O)

6

]

+3

+ H

2

O [Al (H

2

O)

5

OH]

+2 +

H

3

O

+

penta akua kompleks bir su kaybı ve dimerizasyon

2[Al (H

2

O)

5

OH]

+2

+ 2H

2

O [Al

2

(H

2

O)

8

(OH)

2

]

+4 +

H

3

O

+

okta akua dihidroksi alüminyum kompleksi dimer katyon

Mg(OH)2 + 2HCl MgCl2 + 2H2O

Al(OH)3 + 3HCl AlCl3 + 3H2O

Mg2Si3O8. nH2O + 4HCl 2MgCl2.H2O + 3SiO2 . H2O +H2O

Al5Mg10(OH)31(SO4)2.nH2O + 31 H+ 5AlCl3.nH2O + 8MgCl2.nH2O + 2MgSO4.nH2O + n.H2O

Al O Al O Al O Al O ... OH OH OH OH OH OH OH OH deprotonizasyon deshidratasyon

Polimer zincir ve siklik polimer Mide suyunda bulunan protein, amino ac. ve mukoza ile etkileşir

(9)

Karışım Antiasitler:

hem

anyonik

hem

katyonik

özelliklere sahip olup

amfoter

olarak nitelenebilirler

(MgCO3)4 , Mg(OH)2 , nH2O Bazik Magnezyum Karbonat

AlO (OH)2 CO2 Na Dihidroksi aluminyum sodyum karbonat

Mg6Al2(OH)16CO3 .4 H2O Hidrotalsit (Aluminyum Magnezyum hidroksit karbonat hidrat

(MgCO3)4, Mg(OH)2 , nH2O + 10 HCl 5MgCl2 + nH2O + 4 CO2

AlO (OH)2 CO2Na + 4 HCl AlCl3 + NaCl + H2O + CO2

(10)

Asit Salgılanmasını Azaltan İlaçlar

(Asit Sekresyon İnhibitörleri)

Agressif faktörler: Histamin Asetilkolin

Gastrin

H+-K+-ATPase- Asit pompası üzerine etkili türevler:

Bu grup ilaçlar,

• H2-histamin antagonistleri (simetidin, ranitidin ve benzerleri),

• Antikolinerjikler-Kolinerjik M1-muskarinik antagonistler (pirenzepin),

• Antigastrin

• Paryetal hücre membranındaki proton pompasını inhibe eden bileşikler, • Gastrointestinal Hormonlar

(11)

Histamin H

2

-Reseptör Blokörleri :

1966 da ASH ve SCHILD Histaminin en az iki farklı reseptörü olduğunu açıklamışlardır:

H1-Reseptör etkileşmesi ile *kapiller permeabilitede artış

*bronşlarda kontraksiyon

*ileum ve midede kontraksiyon

H2-Reseptör etkileşmesi ile *mide asit sekresyonunda artma

*atriyum stimülasyonu *uterus relaksasyonu

H1-Reseptör Antagonistleri : Lipofilik özellikte tersiyer amin türevleri-Fizyolojik pH= 7.4’te

katyonik özelliktedirler.

H2-Reseptör Antagonistleri : 5 üyeli hidrofilik karakterli heterosiklik bileşikler ve taşıdıkları yan

zincir bazik özellik gösterir.

Histaminin H2-reseptörlerini, histamin ile yarışmaya girerek bloke ederler yani H2

reseptörleri üzerinde histaminin kompetitif antagonistleridirler. Kimyasal yapıları histamine benzer ve imidazol grubuna bağlı uzun bir yan zincir içerirler.

1972 yılında ilk bulunan H2 reseptör blokörü burimamitve daha sonra bulunan metiamit, yan zincirinde tiyoüre grubu içerirler.

N N H NH C NH CH3 S S CH3 S NH C NH N N H CH3 Burimamit Metiamit

(12)

• Metiamit

ve

Burimamit

’in yan etkileri (kemik iliği

depresyonu)

nedeniyle

günümüzde

kullanımları

yoktur.

Daha sonra sentez edilen ve ilaç olarak kullanılan

ilk H

2

reseptör blokörü

simetidin

dir ve

tiyoüre

grubu

yerine

siyanoguanidin

yapısı taşımaktadır.

H

2

reseptör blokörlerinin en önemli etkileri,

histaminin midedeki asit salgılanmasını stimüle eden

etkisini güçlü bir şekilde bloke etmeleridir.

Bu grup ilaçlar günümüzde peptik ülser tedavisinde en

çok tercih edilen, en fazla kullanılan ilaçlardır.

(13)

• H

2

reseptör blokörleri, parasempatolitik ilaçlara oranla çok daha

güçlü ilaçlardır.

• Paryetal hücreler tarafından salgılanan

intrinsik faktör

ün

miktarını da azaltırlar:

B

12

vitamini

absorpsiyonu

için gerekir

B

12

vitamin eksikliği oluşturur.

• Sadece stimüle edilmiş asit salgılanmasını değil, bazal

salgılanmayı ve istirahat halindeki salgılanmayı da inhibe

ederler.

(14)

H2 reseptör blokörü ilaçların kimyasal yapıları histamine benzer. İmidazol yapısına bağlı uzun bir yan zincirden oluşurlar.

H2 reseptör blokörü ilaçların yapı-aktivite ilişkilerini üç kısımda incelemek mümkündür:

Aromatik halka : Histaminin yapısında bulunan imidazol halkası, ilk bilinen H2 reseptör blokörü simetidinde ana yapı

olarak şeçilmiştir. İmidazol halkasının izosteri olan heteroaromatik halkalar (furan, tiyazol ...) da aynı aktiviteyi gösterirler.

Beşinci konuma metil sübstitüentinin girmesi ile aktivite artar...

X- Ara zincir : Ara zincirde X ile ifade edilen kısım, –CH2- , -O- ve -S- olabilir. Heteroatom

olmayabilir. Ancak aromatik yapı ile bazik azotlu yapı arasındaki dört atomlu uzaklık aktivite için gereklidir.

*Bazik karakterli yan zincir : Maksimum aktivite için pKa = 0.9-0.4 arasında olmalıdır. Bunu sağlayacak siyano (CN), nitro (NO2), sülfamoil (SO2NH2) gibi elektron çekici gruplar sübstitüent olarak tercih edilir.

(15)

Simetidin : N-Siyano-N’-metil-N’’-2-(5-metil-1H-imidazol-4-il)metiltiyoetilguanidin İlaç olarak çıkarılmış ilk H2 reseptör blokörüdür. Vücutta yaygın şekilde dağılır, kan beyin engelini az da olsa geçtiği saptanmıştır.

HS CH2CH2NH2 N HN CH3 N HN CH3 OH HCHO + N HN CH3 S NH2 S N HN CH3 NH C NHCH3 NCN H3CS C NHCH3 NCN

(16)

Ranitidin: N-2-5-(Dimetilamino)metil2-furanilmetiltiyoetil-N’-metil-2-nitro-1,1-etendiamin

Aminoalkilfuran yapısı içeren bir histamin H2 reseptör blokörü ilaçtır. Simetidin ve histamin molekülündeki imidazol halkası yerine yapıya furan halkası girmiştir. H2 reseptörleri

üzerinde histaminin etkisini kompetitif olarak bloke eder. Ranitidin, değişik yöntemler kullanılarak sentezlenebilir:I.Yöntem : N-metil-1-metiltiyo-2-nitro etenamin CH3S C CHNO2 NHCH3 CH3S C CHNO2 SCH3 + CH3NH2

(17)

+ HN CH2 CH2 NHCH3 N C

CHNO

2 CH2 CH2

CH

3

S

C CHNO

2

NHCH

3

A

(CH3)2NH O CH2OH HCHO

(CH

3

)

2

NCH

2 O CH2OH B r2 B O CH2B r

(CH

3

)

2

NCH

2 O CH2S H

(CH

3

)

2

NCH

2 H2S

A + B

Ranitidin

• II.Yöntem

(18)

Famotidin : 3-(((2-((diaminometilen)amino)tiyazol-4-il)metil)tiyo)-N'-sulfamoil propanimidamid

Histaminin yapısında bulunan imidazol halkasının yerine tiyazol halkası gelmiştir. Etki süresi daha uzundur. Famotidinin en sık görülen yan etkileri, baş dönmesi, baş ağrısı ve konstipasyondur.

(19)

K2CO3 CONCS H2N CN S N S + H2N N S CH2 NH2 NH S C ClCH2CH2CN NH3 CN S CH3I CN S N S C H2N S N H N H2N C N S S CH3 H2N S O2NH2 N S O2 NH2 H2N N C N S S C NH2 H2N Famotidin sentezi : H2N H2N N H2N C N S S CN CH3OH / N C N S S C OCH3 NH H2N H+

(20)

Nizatidin:

N-2-2-(dimetilamino)metil4-tiyazolilmetiltiyo

etil-N’-metil-2-nitro-1,1-etendiamin

Uzun etki süreli bir H

2

reseptör blokörüdür. Yan etkileri, terleme

ve urtikerdir.

N

S

CH

2

OH

(CH

3

)

2

NCH

2

+

S

NH

2

C

(CH

3

)

2

NCH

2

ClCH

2

COCH

2

OH

O2N CH C CH3 NH S CH3 NH2 S N S (CH3)2NCH2 HS CH2CH2NH2

CH NO

2

NH CH

3

C

N

S

(CH

3

)

2

NCH

2

S

NH

Referanslar

Benzer Belgeler

 Fibröz kaba yem yenmesi  Yetersiz su içilmesi  Yemlerin iyi çiğnenmemesi Klinik olarak  İştahsızlık  Hafif sancı  Ağırlı kaybı Sığır Primer:

Köpek balığı vatoz gibi kıkırdaklı balıklarda kanın yoğunluğu azotlu organik bir atık madde olan Trimetil amino oksit(TMAO) nedeniyle deniz suyuna göre

LMM nadir görülen, hızlı seyirli ve ölümcül bir durumdur. Kemoterapi uygulanması sırasında tedaviye dirençli bulantı-kusma ve baş ağrısı yakınması olan

Flöresan İSH (FİSH) yöntemi, meme karsinomlarında HER2 testi için uzun süredir kullanılan, doğruluğu kanıtlanmış ve altın standart olarak kabul edilen

Cemal Reşit Rey 1924 de Türkiyeye döndükten sonra Konservatuvarda muhtelif ders­ lerin hocalığım kabul ettiği gibi Şe­ hir Orkestrasının şefliğini de

Buna karşılık görev yapılan okul türü değişkenine göre bilim sanat merkezleri ve güzel sanatlar liselerinde çalışan öğretmenler lehine anlamlı bir farklılık

Through the adjustment of self-reflection international students could recognize the connection with the different culture and reaction with local residences by osmosis, to

In view of enhancing the teaching pedagogy of teachers, this paper sought to investigate the impact of Lesson Study (LS) in teaching pedagogy through the delivery