• Sonuç bulunamadı

Turizmde karbon ayak izi Beş yıldızlı otel örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Turizmde karbon ayak izi Beş yıldızlı otel örneği"

Copied!
76
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

NİĞDE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

TURİZMDE KARBON AYAK İZİ: BEŞ YILDIZLI OTEL ÖRNEĞİ

ALİ BURAK YAVUZ

Haziran 2020

(2)
(3)

T.C.

NİĞDE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

TURİZMDE KARBON AYAK İZİ: BEŞ YILDIZLI OTEL ÖRNEĞİ

ALİ BURAK YAVUZ

Yüksek Lisans Tezi

Danışman

Prof. Dr. Mustafa BAYRAK

Haziran 2020

(4)

Ali Burak Yavuz tarafından Prof. Dr. Mustafa BAYRAK danışmanlığında hazırlanan

“TURİZMDE KARBON AYAK İZİ: BEŞ YILDIZLI OTEL ÖRNEĞİ” adlı bu çalışma jürimiz tarafından Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ Ana Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Başkan : Prof. Dr. Afşin GÜNGÖR (Akdeniz Üniversitesi)

Üye : Prof. Dr. Mustafa BAYRAK (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi)

Üye : Dr. Öğr. Üyesi Fuat KAYA (Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi)

ONAY:

Bu tez, Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulunca belirlenmiş olan yukarıdaki jüri üyeleri tarafından …./…./20.... tarihinde uygun görülmüş ve Enstitü Yönetim Kurulu’nun …./…./20.... tarih ve …... sayılı kararıyla kabul edilmiştir.

.../.../20...

Prof. Dr. Murat BARUT MÜDÜR

(5)

TEZ BİLDİRİMİ

Tez içindeki bütün bilgilerin bilimsel ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

(İmza)

(Ali Burak YAVUZ)

(6)

IV ÖZET

TURİZMDE KARBON AYAK İZİ: BEŞ YILDIZLI OTEL ÖRNEĞİ

YAVUZ, Ali Burak

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Makine Mühendisliği Anabilim Dalı

Danışman : Prof. Dr. Mustafa BAYRAK

Haziran 2020, 63 sayfa

Artan dünya nüfusu ve teknolojik gelişmeler sonucu enerji kaynaklarının yoğun kullanılması kaynakların tükenmesi ve küresel ısınmanın artmasına sebep vermektedir.

Bu amaçla bilim insanları başta enerji olmak üzere dünya üzerindeki kaynakların tüketimi sonucu oluşan zararların tespit edilmesi ve en aza indirmesi amacıyla karbon ayak izi kavramını öne sürmüşlerdir.

İnsan faaliyetleri arasında önemli bir yeri olan turizm sektörü enerjiden gıdaya farklı birçok alanda yüksek oranda tüketim faaliyetleri içermektedir. Buradan hareketle yapılan bu tez çalışmasında beş yıldızlı bir otelin en çok tüketim yaptığı alanları dikkate alınarak karbon ayak izi hesabı yapılmıştır. Tez çalışmasında kullanılan örnek otel Antalya ilinde 1907 yatak kapasiteli ve 5 yıldızlıdır. Otel 12 ay boyunca Antalya’da hizmet vermektedir. Otelin en yoğun emisyon kaynakları olan elektrik, su, LNG ve motorin kalemleri dikkate alınarak karbon ayak izi tespiti yapılmıştır. Yapılan çalışmada otelin son 5 yıllık tüketimleri göz önüne almıştır. Son 5 yılda karbon ayak izi farklılık gösterse de ortalama yıllık 5.3 tonluk bir emisyon atmosfere salınmaktadır.

Ayrıca bu tez çalışmasında Karbon ayak izinin tespitinin yanı sıra azaltılması için gerekli önlemlerde belirtilmiştir.

Anahtar Sözcükler: Karbon ayak izi, turizm, çevre, enerji tasarrufu, yenilenebilir enerji

(7)

V SUMMARY

CARBON FOOTPRINT IN TOURISM: A FIVE STAR HOTEL EXAMPLE

YAVUZ, Ali Burak

Niğde Ömer Halisdemir University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Mechanical Engineering

Supervisor : Professor Dr. Mustafa BAYRAK

June 2020, 63 pages

As a result of the increasing world population and technological developments, the intensive use of energy sources causes the depletion of resources and the increase of global warming. For this purpose, scientists have suggested the concept of carbon footprint in order to detect and minimize the damages caused by the consumption of resources, especially energy, around the world.

The tourism sector, which has an important place among human activities, includes high consumption activities in many different areas from energy to food. In this thesis study based on this, carbon footprint calculation was made by taking into consideration the areas where a five-star hotel consumes the most. The sample hotel used in the thesis study has a 5-star and 1907 bed capacity in Antalya province. The hotel has been serving in Antalya for 12 months. By taking into account the electricity, water, LNG and diesel items, which are the most intense emission sources of the hotel, carbon footprint detection was made. The study has taken into account the last 5 years of consumption of the hotel. Although the carbon footprint varies in the last 5 years, an average emission of 5.3 tons per year is released into the atmosphere. In addition, in this thesis study, besides the determination of the carbon footprint, the necessary measures for its reduction are specified.

Keywords: Carbon footprint, tourism, environment, energy saving, renewable energy

(8)

VI ÖN SÖZ

Bu yüksek lisans çalışmasında Antalya iline bağlı Boğazkent bölgesinde bulunan beş yıldızlı bir otelin enerji tüketimleri baz alınarak son beş yıla ait karbon ayak izi hesaplanmıştır. Otelin enerji tüketimleri detaylı olarak incelenmiş olup enerji tüketiminin azaltılabilmesi için önerilerde bulunulmuştur.

Yüksek lisans tez çalışmamın yürütülmesi esnasında, çalışmalarıma yön veren, bilgi ve yardımlarını esirgemeyen ve bana her türlü desteği sağlayan danışman hocam, Sn. Prof.

Dr. Mustafa BAYRAK' a en içten teşekkürlerimi sunarım. Yüksek lisans tez çalışmam esnasında tecrübelerine başvurduğum Prof. Dr. Afşin GÜNGÖR, Prof. Dr. Murat GÖKÇEK, Dr. Öğr. Üyesi İsmail Sadık YAVUZ ve Arş. Gör. İsmet Faruk YAKA’ya müteşekkir olduğumu ifade etmek isterim. Bu tezin hazırlanması esnasında mekanik sistemler ve elektriksel sistemler hakkında sık sık yardımlarına başvurduğum kıymetli Elk. Y. Müh. Sinan TEKBAŞ’a ve Mak. Müh Perçin Sümer’e minnet ve şükran duygularımı belirtmek isterim.

Bu tezi, tüm öğrenim hayatım boyunca maddi ve manevi koruyuculuğumu üstlenen babam Nuh YAVUZ’a, annem Ülkü YAVUZ’a ve kardeşim Mustafa Furkan YAVUZ’a ithaf ediyorum.

(9)

VII İÇİNDEKİLER

ÖZET ... IV  SUMMARY ... V  ÖN SÖZ ... VI  ÇİZELGELER DİZİNİ ... IX  ŞEKİLLER DİZİNİ ... X  SİMGE VE KISALTMALAR ... XI 

BÖLÜM I. GİRİŞ ... 1 

BÖLÜM II. KURAMSAL BİLGİLER ... 3 

2.1.Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Genel Bakış ... 3 

2.1.1. Rüzgar enerjisi ... 4 

2.1.2. Güneş enerjisi ... 6 

2.1.3. Hidroelektrik enerji ... 7 

2.1.4. Jeotermal enerji ... 7 

2.2. Enerji Verimliliği ... 8 

2.3. Karbon Ayak İzi ... 9 

2.4.Turizm ... 11 

2.4.1.Turistik konaklamalarda enerji kullanımı ... 12 

2.5. Literatür Özeti ... 14 

BÖLÜM III. MATERYAL METOD ... 20 

3.1. Otel Konaklama ve Personel Bilgileri ... 22 

3.2. Otelin Aydınlatma Özellikleri ... 25 

3.3. Otel su ısıtma sistemleri ... 27 

3.4. Otel Isıtma-Soğutma Sistemleri ... 29 

3.5. Otel Havalandırma Sistemleri ... 32

(10)

VII

3.6. Basınçlı Hava Tesisatı ve Buhar kazanı ... 33 

3.7. Otelde Enerji Tüketen Bazı Yardımcı Ekipmanlar ... 35

3.8. Defra ... 35 

BÖLÜM IV. BULGULAR VE TARTIŞMA ... 37 

4.1. Otel Elektrik Tüketimleri Kaynaklı Karbon Ayak izi ... 38 

4.2. Otel Su Tüketimleri Kaynaklı Karbon Ayak izi ... 41 

4.3. Otel LNG Tüketimleri Kaynaklı Karbon Ayak izi ... 44 

4.4. Otel Motorin Tüketimi Kaynaklı Karbon Ayak izi ... 47 

4.5. Otelin Son Beş Yılına Ait Toplam Karbon Ayak izi ... 50 

BÖLÜM V. SONUÇ ... 52 

5.1. Öneriler ... 54 

5.1.1. Aydınlatma sistemleri için öneriler ... 54 

5.1.2. Havalandırma tesisatı için öneriler ... 54 

5.1.3. Sıhhi tesisat için öneriler ... 55 

5.1.4. Genel öneriler ... 56 

KAYNAKLAR ... 58 

ÖZGEÇMİŞ ... 63 

(11)

IX

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 3.1. Otelde bulunan odaların adet ve alanları ... 21 

Çizelge 3.2. Otel havuz özellikleri ... 22 

Çizelge 3.3. 2019 yılına ait otelin oda ve yatak verileri ... 23 

Çizelge 3.4. Son 5 yıla ait otel konaklama ve personel sayısı ... 24 

Çizelge 3.5. Otel aydınlatma ekipmanlarının kapasitesi ... 26 

Çizelge 3.6. Eşanjör detayları ... 27 

Çizelge 4.1. Otelin son beş yılına ait yatak satış miktarları ... 37 

Çizelge 4.2. Otelin son beş yılına ait elektrik tüketimleri ... 38 

Çizelge 4.4. Otelin elektrik tüketiminden kaynaklı karbon ayak izi ... 40 

Çizelge 4.5. Otelin son beş yılına ait su tüketimleri ... 42 

Çizelge 4.6. Defra su emisyon faktörü ... 42 

Çizelge 4.7. Otelin su tüketiminden kaynaklı karbon ayak izi ... 43 

Çizelge 4.8. Otelin son beş yılına ait lng tüketimleri ... 45 

Çizelge 4.9. Defra lng emisyon faktörü ... 46 

Çizelge 4.10. Otelin lng tüketiminden kaynaklı karbon ayak izi ... 46 

Çizelge 4.12. Defra motorin emisyon faktörü ... 48 

Çizelge 4.12. Otelin motorin tüketiminden kaynaklı karbon ayak izi ... 49 

Çizelge 4.13. Otelin son beş yılına ait karbon ayak izi miktarları ... 50 

Çizelge 5.1. Aydınlatma sistemleri için tasarruf miktarı ... 54 

(12)

X

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 2.1. Enerji tüketim oranları ... 3 

Şekil 2.2. Fosil yakıtların rezerv ve kalan ömrü ... 4 

Şekil 2.3. Tureb 2019 rüzgar enerjisi raporu ... 5 

Şekil 2.4. Dünya genelinde güneş enerjisi enerji atlası 2019 raporu ... 6 

Şekil 2.5. Enerji verimliliğinin bilimsel alan uygulamaları ... 8 

Şekil 2.6. Türkiye’ye gelen turist sayısının 10 yıllık değişimi ... 12 

Şekil 3.1. Alva donna exclusive hotel & spa genel görünüm. ... 20 

Şekil 3.2. 2019 yılına ait satılan yatak sayısındaki artış ve azalış eğrisi ... 24 

Şekil 3.3. Konaklama ve personel sayılarının yıllara göre değerleri ... 25 

Şekil 3.4. Kaskad sistem kombi bağlantıları ... 28 

Şekil 3.5. Otelde bulunan chiller sistemi (kazan dairesi-1) ... 29 

Şekil 3.6. Otelde bulunan chiller sistemi (klima santrali odası-1) ... 29 

Şekil 3.7. Standart bir odada bulunan fan-coil ünitesi ... 30 

Şekil 3.8. Genel havalandırma fancoil cihazları 1 ... 31 

Şekil 3.9. Genel havalandırma fancoil cihazları 2 ... 31 

Şekil 3.10. Vrf sistem dış ünite ve iç ünite gösterimleri ... 32 

Şekil 3.11. Otelde kullanılan klima santrali örneği ... 32 

Şekil 3.12. Otelde kullanılan hücreli tip aspiratörler ... 33 

Şekil 3.13. Otelde bulunan buhar kazanı örneği ... 34 

Şekil 3.14. Hava tankı, kompresör ve kurutucu bağlantısı ... 34 

Şekil 3.15. Otelde kullanılan su yumuşatma cihazı örneği ... 35 

Şekil 4.1. Otelin elektrik tüketiminden kaynaklı karbon ayak izi dağılımı ... 41 

Şekil 4.2. Otelin su tüketiminden kaynaklı karbon ayak izi dağılımı ... 44 

Şekil 4.4. Otelin motorin tüketimi kaynaklı karbon ayak izi ... 50 

Şekil 4.5. Otelin son beş yılına ait karbon ayak izi miktarının dağımı ... 51 

Şekil 5.1. Sleev geçiş örneği ... 56 

(13)

XI

SİMGE VE KISALTMALAR

WWF World Wide Fund for Nature (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) IEA International Energy Agency (Uluslararası Enerji Ajansı) TÜREB Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği

DEFRA Department for Environment, Food &Rural Affairs (İngiltere Çevre, Tarım &Gıda Köy İşleri Bakanlığı)

GSYİH Gayrisafi Yurt İçi Hasıla

WTTC World Travel & Tourism Council (Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi) WRI World Resources Institute (Dünya Kaynakları Enstitüsü)

EIA Energy Information Administration (ABD Enerji Bilgi İdaresi Başkanlığı)

MAKÜ Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi

VRF Variable Refrigerant Flow (Değişken Debili Soğutucu Akışkan Sistemi) EER Energy Efficiency Ratio (Enerji Verimlilik Oranı)

COP Coefficient Of Performance (Performans Katsayısı)

(14)

1 BÖLÜM I

GİRİŞ

Enerji insanlığın var oluşundan günümüze kadar insan yaşamı için vazgeçilmez bir olgu haline gelmiştir. İnsanoğlu yerleşik hayata geçtikten sonra yerleşim yerlerini enerji kaynaklarına yakın olacak şekilde seçmiştir. Su kenarları ve ormanların etrafında oluşturulan yerleşim yerleri bu durumun en güzel örnekleridir.

Gelişen teknoloji ve yaşam şartlarının iyileşmesi sonucu, nüfus artmış ve dolaylı olarak enerji kaynaklarının kullanımı yüksek seviyelere çıkmıştır. Bu durum enerji kaynaklarının hızlı bir şekilde tükenmesine ve çevrede telafisi zor zararlar oluşmasına sebep vermektedir.

20. ve 21. yy’da sanayi ve teknoloji devrimlerinin sonucu olarak fosil enerji kaynakları sanayileşme yarışı kapsamında yoğun olarak kullanılmıştır. Fosil yakıtlı enerji kaynaklarının yüksek oranda kullanılmasının çevreye verdiği zararın sonraki yıllarda farkına varılmış ve günümüzde de bu zararların artarak devam ettiği görülmüştür. Asit yağmurları, CO2 salınımı, İklim değişikliği, Küresel ısınma fosil yakıtlı enerji kaynaklarının yoğun kullanımı sonucu ortaya çıkan olumsuz etkilerin başında gelmektedir.

Fosil yakıtların en çok kullanıldığı alanlar insanların barındığı yerlerdir. Bu yerlerin başında ev, hastane, otel vb. gibi kapalı mekanlar gelmektedir. Bu mekanlarda ısıtma, soğutma, aydınlatma vb. faaliyetlerde fosil yakıtlar direkt ve dolaylı olarak yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Özellikle sağlık, kültür, eğlence alanlarını kaplayan turizm sektörü bu alanda yüksek enerji tüketimiyle dikkat çekmektedir.

Turistler özellikle otel konaklamalarında yoğun olarak enerji tüketmektedir. Kış ve yaz aylarında ısıtılması-soğutulması, turistlerin konfor şartlarını en yüksek düzeyde tutmak için havuz, disko, sauna vb. gibi noktaların enerji tüketimi ve bu faaliyetlerin gerçekleşmesi için arka planda enerji tüketimi, otelin enerji tüketim kalemlerine örnektir.

(15)

2

İnsan faaliyetlerinde kullanılan fosil yakıtlı enerji tüketiminin çevreye verdiği zararların tamamı karbon ayak izi ile ifade edilebilir. Karbon ayak izinin tespiti ve azaltılması sürdürülebilir dünya ve çevre açısından oldukça önemlidir. Buradan hareketle bu tez çalışmasında yoğun olarak enerji tüketilen alanlardan biri olan turizm sektöründe bir otelin karbon ayak izinin hesabı yapılmıştır. Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden olan Antalya ilinde bulunan otel 5 yıldızlı ve 1907 yatak kapasitesine sahiptir.

(16)

3 BÖLÜM II

KURAMSAL BİLGİLER

Bu bölümde yapılan tez çalışmasının alanıyla kuramsal bilgiler incelenmiş ve özetlenmiştir.

2.1.Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Genel Bakış

Enerji talebi artışı Dünya üzerinde neredeyse tüm ülkelerin en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir. Son 20 yılda enerji tüketimi yaklaşık olarak %40 oranında artış göstermiştir (WWF, 2011). Enerji kaynağı olarak kullanılan doğalgaz, kömür ve petrol gibi fosil yakıtlar küresel enerji tüketimi üzerinde %82’lik orana sahiptir (IEA 2014).

Şekil 2.1’de enerji tüketim oranları detaylı olarak gösterilmektedir (BP Energy Outlook to 2035, 2014).

Şekil 2.1. Enerji tüketim oranları

Enerji tüketimindeki bu hızlı artış sebebiyle fosil yakıt rezervleri hızla azalmaktadır.

Özellikle doğalgaz ve petrol rezervleri kritik noktalarda yer almaktadır. Şekil 2.2’de küresel enerji kullanımında tüketim payı yüksek olan doğalgaz, petrol ve kömür fosil yakıtların güncel rezervleri gösterilmiştir. Bu kritik durum yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve bu kaynaklara artan yönelimin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir (Yılmaz ve Öziç, 2018).

32,80%

24,20%

29%

4,50%

6,80%

2,70%

0,00%

5,00%

10,00%

15,00%

20,00%

25,00%

30,00%

35,00%

Petrol Doğalgaz Kömür Nükleer Hidroelektrik Yenilenebilir Enerji

(17)

4

Şekil 2.2. Fosil yakıtların rezerv ve kalan ömrü

Yenilenebilir enerji kaynakları belli bir döngü içerisinde sürekli olarak devam eden enerji kaynağı olarak ifade edilebilir. Kömür, doğalgaz ve petrol gibi fosil enerji kaynaklarına alternatif olarak kullanılmaktadır. Çevreye karbon salınımı yaymayan, sürdürülebilir ve uzun vadeli verimli enerji kaynaklarıdır. Özellikle elektrik üretiminde dünya genelinde yenilenebilir enerji kaynakları önemli bir yere sahiptir. Dünya üzerinde elektrik üretiminin yüzde 23,7’si yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmaktadır (Ren21, 2016). Fosil yakıtlardan enerji elde etme teknolojisi daha eski ve gelişmiş olduğu için yenilenebilir enerji kaynaklarına göre birim enerji maliyeti düşüktür. Ancak teknolojinin ilerlemesi, çevresel kaygılar, finansal iyileştirmeler ve yeni pazar imkanları sayesinde yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji eldesi fosil yakıtlarla rekabet etme gücüne hızla ulaşmaktadır (Karagöl ve Kavaz, 2017).

2.1.1. Rüzgar enerjisi

Rüzgar enerjisi yenilenebilir enerji kaynakları kapsamında en geniş kullanım alanına sahip enerji kaynaklarından biridir. Rüzgar enerjisi elektrik üretimi ihtiyacının karşılanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Yatırım maliyetleri ve elektrik üretim kapasitesi diğer enerji kaynaklarına göre daha fazla tercih edilme sebebidir. Yüksek rakımlı noktalarda ve rüzgar veriminin iyi olduğu yerlerde türbin aracılığıyla, rüzgarın kinetik enerjisinin öncelikle mekanik enerjiye daha sonrasında ise elektrik enerjisine

0 200 400 600 800 1000

Rezerv Yıllık Üretim Kalan Yıl Ömrü Kömür Doğalgaz Petrol

(18)

5

dönüşümü sonucu enerji üretilmesi rüzgar enerjisinin sürdürülebilir bir kaynak olarak çok önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. (Yılmaz ve Öziç, 2018).

Jeopolitik konumu açısından Türkiye’de rüzgar potansiyeli zengin bir ülkedir. IEA verilerine göre 2050 yılında elektrik üretiminin %18’lik kısmı rüzgar enerjisi ile üretilebilecektir (IEA, 2019). Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği’nin (TÜREB) Temmuz 2019’da yayımladığı istatistiklere göre ülkemizde rüzgar enerjisi ile elektrik ihtiyacının

%7,40’ı karşılanmaktadır. 2015-2019 yılları arasında türbinlerden üretilen rüzgar gücü yaklaşık olarak %140 oranında artmıştır. Şekil 2.3’de son 5 yıla ait rüzgar güçleri detaylı olarak gösterilmektedir.

Şekil 2.3. Tureb 2019 rüzgar enerjisi raporu

Türkiye rüzgar enerjisi kullanımı açısından birçok ülkeyi geride bırakmıştır. Ülke üzerinde hem enerji potansiyelinin yüksek olması hem de rüzgar hızının fazla olması rüzgar enerjisinden faydalanma yüzdesini de arttırmaktadır. Ülkemizde en fazla rüzgar enerjisi gücü üreten ilimiz 1.462,20 MWm gücü ile İzmir ilidir. En fazla rüzgar enerjisi üreten bölgemiz ise %37,66’lık oranla Ege bölgesidir. Türkiye’nin 2019 yılı verilerine göre 7.615 MWm Kurulu rüzgar gücü mevcut olup rüzgar enerjisi kullanımına verilen destek artmaktadır (Enerji Atlası, 2020).

4.718,00

6.106,00

6.872,00

7.369,00 7.615,00

2015 2016 2017 2018 2019

Kurulu Rüzgar Gücü(MWm)

(19)

6 2.1.2. Güneş enerjisi

Türkiye, rüzgar enerjisi potansiyeli gibi güneş enerjisi içinde hem iklim koşulları hem de coğrafi konumu açısından önemli bir enerji potansiyeline sahiptir. Ülkemizde güneşlenme süresi birçok ülkeye göre çok fazladır. Güneş enerjisinden elektrik ve sıcak su üretimi için faydalanılmaktadır. Güneş enerjisi binalarda sıcak su kullanımı, tarım faaliyetlerinde ısıtma, küçük bazlı işletmelerde elektrik üretimi olarak kullanılmaktadır.

Türkiye’de her ne kadar güneşlenme süresi fazla olsa da maliyet açısından elektrik enerjisi üretmekten ziyade sıcak su üretimi için kullanılmaktadır. Fotovoltaik panel kullanımı fosil yakıt kullanımının sadece %0,04’ü kadardır (Mohtasham, 2015).

Teknolojik ilerleme ile birlikte güneş enerjisi üretim maliyetleri ve depolama kapasiteleri konuları üzerine yapılan yatırımlar artmaktadır. Ülkemizde 2017 yılında güneş enerjisi sistemleri ile 2.429 GWh elektrik üretimi gerçekleştirilmiştir (Enerji Atlası, 2020).

Ülkelere göre güneş enerji santralleri kurulu güçleri karşılaştırıldığı zaman 131.000 MW ile Çin en başta gelmektedir. Türkiye ise bu sıralama 5.095 MW kurulu güç ile 12.

Sırada yer almaktadır (Enerji Atlası, 2020). Ülkeler bazında güneş enerji santralleri kurulu güçleri Şekil 2.4’de detaylı olarak gösterilmiştir.

Şekil 2.4. Dünya genelinde güneş enerjisi enerji atlası 2019 raporu

131000 51000 49000 45550 19700 18300 12700 8000 7200 6730 5600 5095

KURULU GÜÇ MW

(20)

7 2.1.3. Hidroelektrik enerji

Hidroelektrik enerji suyun potansiyel enerjisinin kinetik enerjisine dönüştürülmesi sonucu üretilen enerji türü olarak adlandırılmaktadır. Hidroelektrik enerjisinin en önemli avantajları olarak yakıt maliyetinin olmaması, uzun ömürlü olması, bakım giderlerinin düşük olması ve iş istihdam imkanı sunması olarak düşünebilir (Yılmaz ve Öziç, 2018). Türkiye’de hidroelektrik santrallerinde 2019 yılında 641 kurulu hidroelektrik santrali bulunmakta olup kurulu gücü 28.358 MWe ve yıllık elektrik üretimi yaklaşık olarak 73.841 GWh’dir (Enerji Atlası, 2020). Hidroelektrik enerji, yenilenebilir enerji kaynakları arasında en büyük enerji potansiyeline sahiptir.

2.1.4. Jeotermal enerji

Jeotermal enerji kaynağı ısı olan, maliyeti düşük ve çevreye zararı olmayan elektrik üretimi, ısıtma ve ısınma ihtiyacını karşılama gibi amaçlar için kullanılan yenilenebilir enerji kaynaklarından biridir. Jeotermal enerji aynı zamanda turizm amaçlı ve sağlık sektöründe de kullanılmaktadır (Yılmaz ve Öziç, 2018). Ülkemiz yerkabuğu yapısından dolayı jeotermal enerji potansiyeli bakımından birçok ülke arasında ilk sıralarda yer almaktadır (Kemik, 2011). Türkiye’de 48 jeotermal enerji santralleri bulunmakta olup kurulu gücü 1.303 MW, yıllık elektrik üretimi ise yaklaşık 7.775 GWh’dir (Enerji Atlası, 2020).

(21)

8 2.2. Enerji Verimliliği

Günümüzde enerji verimliliği yaygın olarak, en uygun maliyetli ve güvenli enerji kaynağı türlerinden biri olarak kabul edilmektedir (Allen vd., 2018). Enerji verimliliği dünya çapında enerji geçiş stratejilerinin temelini oluşturmaya başlamıştır. Birçok ülke maliyet açısından büyük ölçekli fayda sağlamak amacı ile enerji verimliliğinden daha fazla yararlanmayı benimsemektedir. Özellikle küresel ısınmanın artması ve enerji kaynaklarının azalması sebebi ile enerji verimliliğine gösterilen ilgi önemli bir boyuta ulaşmıştır. Enerji sistemlerindeki teknolojik değişimler toplumsal yapıda yeniden şekillenmeye başlamıştır (Miller vd. 2019). Enerji geçişlerinin sosyal etkilerini doğru bir şekilde yorumlayabilmek teknolojik gelişmeleri anlamak açısından enerji verimliliği önemli bir rol oynamaktadır (Sovacool, 2014).

Enerji verimliliği dünya çapında ulusal ve bölgesel hükümetlerin düşük maliyetli bir çözüm olarak önemli bir politika stratejisini temsil etmektedir. Enerji tasarrufu yapmak ve iklim değişikliklerinin vereceği zararı en aza indirebilmek amacı ile ülkeler arası çeşitli çalışmalar başlamıştır. Uluslararası Enerji Ajansına göre küresel enerji verimliliğine yapılan yatırım %3 dolar artışı ile 2017 yılına göre 236 milyar TL artış göstermiştir (IEA, 2018). Aynı şekilde enerji verimliliği bilimsel insanları tarafından da önemli bir ilgi görmektedir. Şekil 2.5’de bu durum ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Enerji verimliliği mühendislik, ekonomi ve sosyal hayatta geliştirilen farkındalık stratejileriyle daha geniş kapsamda uygulanmaktadır (Dunlop, 2019).

Şekil 2.5. Enerji verimliliğinin bilimsel alan uygulamaları

8,40%

4,70%

5,60%

4,40%

3,60%

2,60%

11,10%

13,50%

29,30%

16,80%

Çevre Bilimleri Fizim Bilimleri Malzeme Bilimleri Matematik Bilimleri Kimyasal Bilimler Sosyal Bilimler

Diğerleri Enerji Mühendislik Bilimleri

Bilgisayar Bilimleri

(22)

9 2.3. Karbon Ayak İzi

Karbon ayak izi, insan faaliyetlerinin çeşitli tüketimleri sonucunda üretilen ve karbondioksit birimlerinde ölçülen sera gazı miktarını ifade etmektedir. Değişen iklim koşulları ve küresel ısınmanın etkisi ile karbon emisyonunun artması uluslararası bir sorun haline gelmiştir. Enerji kaynaklarının azalmasıyla birlikte son yıllarda karbon ayak izi değerlendirmesinin önemi artmıştır. Karbon ayak izi sera gazı emisyonlarının miktarının belirlenmesi için bir ölçüt olarak kullanımı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Karbon ayak izi tahminleri, artan sera gazı emisyonları ve hızlı iklim değişikliği sonucu günümüzde daha aktif olarak karşımıza çıkmaya başlamıştır. Karbon ayak izi doğrudan veya dolaylı olarak bir faaliyet tarafından serbest bırakılan karbondioksit emisyon miktarının birikimidir. Bu karşılaştırılabilir yaşam döngüsü etki değerlendirilmesi ve küresel sürdürülebilirliğin bir göstergesi olarak belirtilmektedir. Karbon ayak izi değerlendirilmesi için üretim süreci öncesinde gerekli olan dolaylı emisyonların, üretim esnasındaki doğrudan emisyonların ve bir sürecin yaşam döngüsünün tüm aşamaları hesaplanmalı ve nicel yaklaşımlarda bulunulması gerekmektedir (Muthu, 2015).

Karbon ayak izi küresel iklim değişikliği tehditlerine karşı kamuoyundaki tartışmalarda, hükümet ve iş dünyasında yaygın olarak kullanılan bir terim haline gelmiştir. Karbon ayak izi tahminleri yaşam döngüsü düşüncesini ortaya koymayı amaçlamaktadır.

Karbon ayak izi ile ilgili bir araç geliştirmeyi amaçlayan DEFRA (Çevre, Gıda ve Köy İşleri Dairesi) her yıl düzenli olarak halka açık bir veri raporlaması yapmaktadır (Wiedmann ve Minx, 2007). Karbon ayak izi hem tüzel olarak hem de kurumsal olarak hesaplanabilmektedir. Kişisel karbon ayak izi ikiye ayrılmakta olup insan faaliyetleri sonucunda üretilen emisyon miktarıdır (Kitzes vd., 2007). Birincil karbon ayak izi kişilerin kullandığı elektrik enerjisi, ısıtma soğutma enerjileri, tükettiği yakıt türleri bu grupta belirtilmektedir. İkincil karbon ayak izi ise ürünlerin tüm yaşam döngüsünü belirtmektedir. İmalat süreci, mevcut durum ve sonrası için dolaylı tüm emisyonların karbondioksit cinsinden değerlendirilmesidir (Kitzes vd., 2008). Kişisel karbon ayak izi hesaplamaları bireylerde enerji tüketimi konusunda bir farkındalık oluşturmakta olup gereksiz enerji tüketiminden kaçınmaları konusunda bir yol göstermektedir.

Kurumsal olarak karbon ayak izi hesaplamaları ise 3 aşamadan oluşan ve birbirleri arasında sistematik bir değerlendirme ile yapılmaktadır. İlk aşama karbon ayak izi

(23)

10

üreten tüm aktivitelerin toplamıdır. Bu aşamada kurumların enerji ihtiyacını karşılarken tüketilen yakıtların ürettiği emisyon miktarıdır. İkinci aşama kurumların soğutma sistemleri ve sıcak suya bağlı emisyonlarla birlikte tüketilen elektrik enerjisinin oluşturduğu emisyon miktarlarıdır. Üçüncü aşama ise kurumların kendi bünyesinde mevcut olmayıp kurum faaliyetleri sonucunda emisyon yaratan aktivite miktarlarıdır (Turanlı, 2015). Kurumsal karbon ayak izi hesaplamaları sonucu doğaya verilen olumsuz hasarın etkileri azaltılmakta ve sürdürülebilir bir firma imajı oluşturulmaktadır.

(24)

11 2.4.Turizm

Turizm dünyada birçok ülkede ekonominin önemli bir sektörüdür. Dünya üzerinde bacasız sanayi olarak da belirtilen turizm iş istihdamları ve ekonomi üzerinde çok önemli bir yere sahiptir. Örneğin 2016 yılında turizm küresel GSYİH (Gayrisafi yurt içi hasıla) üzerinde %10,2 katkıda bulunmuştur. (WTCC,2017). Turizm faaliyetlerinin önemli bir kısmı özellikle Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerdeki turizm merkezlerinde gerçekleşmektedir. Türkiye’de Akdeniz bölgesine kıyısı olmasından dolayı her yıl birçok turiste ev sahipliği yapmaktadır. 2019 yılında Türkiye’yi yaklaşık olarak 48.6 milyon turist ziyaret etmiş olup ülke ekonomisine %12.1 oranında fayda sağlamıştır (WTTC, 2019). Son 10 yılda ülkemize yapılan ziyaret oranı yaklaşık olarak %150 artış göstermiştir (Kültür ve turizm bakanlığı). Şekil 2.6’da bu durum detaylı olarak gösterilmiştir.

Turist sayısındaki bu yüksek artış sayesinde ülke ekonomisine önemli katkıda bulunmuştur. 2018 yılında Türkiye’de turizm faaliyetlerinden 29.512.926 milyar dolar gelir elde edilmiştir (Kültür ve turizm bakanlığı). Özellikle Akdeniz bölgesinden bulunan ve bünyesinde birçok tarihi ve doğal güzellikleri barındıran Antalya ili yılın dört mevsimi birçok turist ağırlamaktadır. Jeopolitik konumu sayesinde özellikle Rusya, Almanya ve birçok Arap ülkesinden turist çekmekte olup Antalya ili tüm dünyanın turizm odağı haline gelmiştir. Antalya ilini tek başına, ziyaret eden turist sayısı baz alındığında ülke turizmin %34’lük kısmını oluşturmaktadır (kültür ve turizm bakanlığı)

Her ne kadar turizm sayesinde gelir artışı ve istihdam meydana gelse de bu durum turistlerin konaklamasında çeşitli zorlukları da beraberinde getirmektedir. Turizm faaliyetleri sonucunda ulaşım, çevre kirliliği, elektrik tüketimi vb. gibi mevcut ülkeye çözülmesi gereken birçok sorun çıkmaktadır. Tüm dünyada yaşanan bu artış büyük bir sorun haline gelmiştir. Bu faaliyetler sonucu, karbon emisyon miktarının artması turizmde yeni bir kavram geliştirilmesine neden olmuştur. Artan karbon emisyonu sorunu çevresel, ekonomik, sağlık vb. gibi temel faktörleri baz alarak karbon ayak izi ile ifade edilmektedir. Karbon ayak izinin azaltılması ile sürdürülebilir turizmin devamının sağlanması amaçlanmaktadır.

(25)

12

Şekil 2.6. Türkiye’ye gelen turist sayısının 10 yıllık değişimi

Tüm dünyada turizm sektörünün olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi için sürdürülebilir turizm kavramı üzerinde çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Sürdürülebilir turizm kavramı bir sistem veya sürecin yok olmadan sonsuza kadar devam etmesi anlamına gelmektedir. Turizm sektöründeki artış öncelikle çevre kirliliğini arttırmaktadır. Gereksiz ve fazla enerji tüketimiyle birlikte karbon emisyonu artış göstermekte olup hava kirliliği başlı başına bir sorun haline gelmektedir. Sürdürülebilir turizm kapsamında insanlar bilinçlendirilerek gereksiz enerji tüketiminden kaçınılmalıdır (Özdemir ve Tuna, 2016).

2.4.1.Turistik konaklamalarda enerji kullanımı

İnsan faaliyetlerinin bir sonucu olarak milyarlarca ton CO2 ve diğer sera gazları atmosferi kirletmektedir. Bununla beraber küresel ısınmaya neden olmaktadır. Yapılan son hesaplamalara göre insan faaliyetleri günümüzdeki mevcut oranda sera gazı üretmeye devam ederse dünya yüzeyinde ortalama sıcaklığın önümüzdeki yüz yıl içerisinde 2°C’den 6°C’ye kadar yükseleceği beklenmektedir (WWF, 2019). Akdeniz bölgesinde ise mevcut sıcaklıkların 2031 ila 2060 yılları arasında 1-3°C yükselmesi beklenmektedir. Böyle bir sıcaklık artışı su seviyelerini, kıyı bölgelerini, biyolojik çeşitliliği ve özellikle turizm gibi ilgili tüm ekonomik faaliyetleri etkileyecektir (Houlihan, 2009). İklim değişikliği sorunu temelde bir enerji problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü yapılarda elektrik ve fosil yakıtların kullanımı ile ilişkili CO2

emisyonları enerji kullanım düzeyi ile yüksek derecede ilişki içerisindedir (WRİ, 2019).

0,00 5.000.000,00 10.000.000,00 15.000.000,00 20.000.000,00 25.000.000,00 30.000.000,00 35.000.000,00 40.000.000,00 45.000.000,00 50.000.000,00

2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018

TURİST SAYISI)

YILLAR

(26)

13

ABD Enerji Bilgi İdaresi Başkanlığına (EIA) göre binalar toplam enerji tüketiminin yaklaşık olarak %44ünü kapsamaktadır (Architecture2030, 2019). Yapı sektörleri arasında otel tesisleri enerji tüketimi açısından ilk sıralarda yer almaktadır (HES, 2019).

Enerji, otel sektöründe sunulan çeşitli hizmet çeşitliliği, müşterilerin daha fazla kaliteli olanak talebi ve günün 24 saati faaliyet göstermeleri nedeni ile yoğun olarak kullanılmaktadır (Parpairi, 2017).

Dünya Turizm Örgütüne göre turizmin ara sıra stabil kalmasına rağmen neredeyse kesintisiz bir büyüme gösterdiğini açıkça belirtmektedir. Uluslararası turist ziyaretçi rakamları 1950’de 25 milyondan 2014 yılında 1133 milyona ulaşmıştır. Ayrıca 2010 ve 2030 yılları arasında turist ziyaret sayılarının yılda %3,3 oranında artması beklenmektedir (Parpairi, 2017). Turizmin küresel ekonomi üzerinde büyük bir payının oluşturmasıyla birlikte büyük zorlukların ortaya çıkmasına da zemin hazırlamaktadır.

Turizm faaliyetleri ihtiyaç duyulan bina ve alt yapılar nedeni ile artan üretimle birlikte enerji talebinin de artması sebebi ile ekosistemin kötü etkilenmesine neden olmaktadır.

Tipik bir otel binasında ısıtma-soğutma, havalandırma gibi iklimlendirme elemanları enerji tüketiminin %50’sini, sıcak su kullanımı ise %15-20’sini oluşturmaktadır (HES, 2019).

Bir oteldeki enerji tasarrufu potansiyeli oldukça önemlidir. Genellikle kullanılan enerjinin büyük bir bölümü gereksiz israf ve kontrolsüz kullanımdan kaynaklanmaktadır. Termostat kontrollerinin termal konforunun gerektirdiğinden çok daha yüksek ayarlanması veya gereksiz su kullanımı bu hususa örnek olarak verilebilmektedir. Gecelik oda maliyeti ile enerji tüketimi arasında bir ilişki olmadığı için genellikle otel müşterileri gerektiğinden fazla ve dikkatsiz bir şekilde enerji tüketmektedir. Çeşitli çalışmalar sonucu otellerde kontrollü bir şekilde enerji tüketimi sonucunda %10-15 oranında enerji tasarrufunun mümkün olduğu gözükmektedir. Enerji kullanımı, su kullanımı ve atık yönetimi üzerinde olumlu etkisi olan önemli miktarda sürdürülebilir strateji mevcuttur (Parpairi, 2017).

(27)

14 2.5. Literatür Özeti

Artan enerji tüketiminin etkilerinin belirlenmesinde önemli bir parametre olan karbon ayak izi bilimsel literatürde ciddi bir çalışma alanı oluşturmuştur. Bu bölümde karbon ayak izi alanında yapılmış ulusal ve uluslararası bilimsel tez ve makaleler incelenerek yapılan çalışmalar özetlenmiştir.

Gonzalez ve Yousif (2015), yapmış oldukları çalışmada orta Akdeniz’deki Gozo adasında bulunan bir otelin enerji verimliliği açısından öncelik vermesi gereken enerji tasarruflarını araştırmışlardır. Binanın bulunduğu konum ve binanın fiziksel şartlarından dolayı öncelik vermesi gereken durumun aydınlatma olduğunu söylemişlerdir. Bu konu hakkında mevcut durumunda elektrik tüketiminin 12000 kWh/ yıl olduğunu, LED sistemlerinin kullanılması sonucu elektrik tüketiminin 8000 kWh/yıl, güneş ışığı ve LED sistemlerin her ikisinin bir arada kullanılmasıyla birlikte elektrik tüketiminin 6000 kWh/yıl olacağını hesaplamışlardır. Sıcak su üretimi için güneş panelleri kullanımının, ısıtma ve soğutma verimliliği için bina yalıtımının çok önemli olduğunu, yaz aylarında kullanılmak amacı ile bina gölgelendirme sistemlerinin kullanılması gerektiğini belirtmişlerdir.

Yaka vd. (2015), yapmış olduğu çalışmada Akdeniz Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulunun karbon ayak izi tespitini yapmışlardır. Hesaplama verileri olarak elektrik tüketimi ve personel ulaşımı sonucu oluşan karbon salınımlarını kullanmışlardır. Defra Annex 2014 hesaplama kriterleri kullanılarak üniversite içerisinde bulunan binanın karbon ayak izi miktarının 98.307 kg/yıl olarak hesaplamışlardır.

Mekonnen vd. (2016), yapmış oldukları çalışmada 2010 yılını referans alarak 2035 yılında Türkiye’deki elektrik ve ısıtma tüketimlerinin su ayak izi ve karbon emisyonunu araştırmışlardır. 2035 yılındaki elektrik ve ısı tüketimlerindeki su ayak izini tahmin edebilmek için 4 enerji senaryosunu incelemişlerdir. Güncel Politikalar Senaryosu, Yeni Politikalar Senaryosu, Verimli Dünya Senaryosu ve Uluslararası Enerji Ajansının 450 Senaryosunu kendi aralarında kıyaslamışlardır. Enerji senaryoları arasında 450 senaryosu ile güneş, rüzgar ve jeotermal enerjinin elektrik ve ısı üretimine katkısının

%19,6 oranında artacağının ayrıca yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının daha

(28)

15

fazla yaygınlaşması ile karbon emisyonunda %66, su tüketiminde %12’lik bir azalmanın da sağlanabileceğini belirtmişlerdir.

Pal vd. (2017), yapmış oldukları çalışmada bir binanın yaşam döngüsüne bağlı optimize edilmiş tasarım ile sadece operasyonel performansa bağlı optimize edilmiş tasarım arasındaki karbon ayak izi farkını araştırmışlardır. Farklı yapı izolasyonları, ısıtma sistemleri, pencere alanlarını tasarım değişkenleri olarak belirlemişlerdir. Isıtma sistemleri tasarımının karbon ayak izinde baskın bir rol oynamasından dolayı yaşam döngüsüne bağlı optimize edilmiş bir tasarımda %9 oranında karbon ayak izinin azaltılacağını belirtmişlerdir.

Kyriaki vd. (2017), yapmış oldukları çalışmada Yunanistan’da bulunan Apolimeni Petra otel binasını baz alarak solar termal sistemlerin kullanımının çevreye ve karbon salınımına etkisini araştırmışlardır. Otelin sıcak su kullanımı ve ısıtma ihtiyacı yağlı kazanlar ile sağlandığından dolayı yıllık enerji tüketimini karşılayabilmek amacı için yağ kazanı yerine güneş kollektörleri ile ısı pompası kombinasyonunu gerçekleştirmişlerdir. Tasarlanan sistem ile enerji verimliliğinin sağlandığını ayrıca karbon emisyon oranının %67 oranında azaldığını belirtmişlerdir.

Ramachanderan vd. (2017), yapmış oldukları çalışmada enerji modellemesi yapılmasının karbon ayak izi üzerindeki etkisini araştırmışlardır. Temel bir binadaki mevcut veriler ile enerji modellemesi yapılmış bina tasarımını karşılaştırmışlardır.

Tasarımı yapılan binada doğal havalandırma alanlarının arttırılması ile havalandırma ihtiyacının karşılandığı görülmüştür. Mevcut aydınlatma sisteminde LED lamba kullanılması ve aydınlanma ihtiyacına göre tasarım yapılması ayrıca çatı katı için ilave zemin yalıtımı ve gölgelendirme sistemleri ile gün ışığının kontrolünün sağlanması sonucu enerji tüketiminin %31 mevcut CO2 salınımın ise 383673 kg azalacağını belirtmişlerdir.

Parpairi (2017), yapmış olduğu çalışmada yenilenebilir enerji stratejileri ile enerji tasarrufu sağlayan otelleri araştırmıştır. Viyanada bulunan Stadthalle otelinin sıcak su üretimi için 130 m2 güneş enerjisi panellerini ve elektrik üretimi için 93 m2 fotovoltaik panellerinin kullanıldığını, bahçe sulama ve tuvalet temizliği için kuyularda biriken yağmur sularını kullanarak enerji tasarrufunun %90’a yakın artış gösterdiğini ayrıca

(29)

16

Avustralya’da bulunan Couran Cove oteli için elektrik üretiminin rüzgar türbinleri tarafından desteklenerek karbon emisyon oranının %70’lik bir azalma gösterdiğini otel verilerini baz alarak hesaplamıştır. Yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının enerji tasarrufu ve sürdürülebilir çevre açısından önemli bir yere sahip olduğunu belirtmiştir.

Becchio vd. (2017), yapmış oldukları çalışmada Akdeniz bölgesinde bulunan tarihi yapılı 9366.3 m2’lik klima alanına sahip bir oteli temel alarak ısıtma ve soğutma tüketimlerini en aza indirgemeyi amaçlamışlardır. Gereken ısıtma ve soğutma ihtiyaçlarını, sıcak su kullanımı için gereken enerjiyi belirlemişlerdir. Isı geri kazanım sistemlerinin enerji kazanımlarını, fotovoltaik paneller ile üretilen enerjiyi hesaplamışlardır. Enerji taleplerini azaltmak için fotovoltaik panel kurulumlarının artması, temiz hava için fanlarda akış kontrolünün yapılması ve havalandırma tesisatında ısı geri kazanım sistemlerinin yapılmasının gerektiğini belirtmişlerdir.

Michopoulos vd. (2017) yapmış oldukları çalışmada Kıbrıs’ta bulunan 77 adet oteli baz alarak sıcak su üretimlerinin nasıl gerçekleştirdiklerini ve en düşük enerjili tüketimin hangi teknoloji olduğunu araştırmışlardır. Yenilenebilir enerji kaynakları ve dizel yakıtlı kazanların sıcak su üretimlerini kendi aralarında kıyaslamışlardır. Hava kaynaklı ısı pompaları ile güneş enerji sistemlerinin kombinasyonun en düşük birincil enerji tüketimine yol açtığını ayrıca hava kaynaklı ısı pompaları kullanımının dizel yakıtlı kazanlara göre 8 aylık periyotta %45,7 12 aylık periyotta %43,6 daha az enerji tükettiğini ve 8 aylık periyotta %45,9 12 aylık periyotta %43,6 daha az karbon emisyonunun gerçekleştirdiğini belirtmişlerdir.

Kresteniti (2017), yapmış olduğu çalışmada Selanik’te bulunan otellerin enerji performanslarına ilişkin verileri toplayarak enerji tasarrufu ve enerji performansı için 72 farklı senaryoda simülasyon çalışmalarını incelemiştir. Simülasyon sonuçlarına göre bina kaplama önlemlerinin karbon ayak izini önemli ölçüde azalttığı görülmüştür.

Güneş gölgeleme önlemleri ile yıllık birincil enerji tüketiminin %60 oranında, aydınlatma sistemlerinde LED lamba kullanımı sonrası enerji tüketiminin %35 oranında azaldığını belirtmiştir.

Shaikh vd. (2017), yapmış oldukları çalışmada ulusal olarak elektrik üretimi senaryolarının karbon ayak izi üzerine etkilerini araştırmışlardır. Mevcut durum,

(30)

17

Türkiye Hükümeti Kalkınma Planı ve yenilenebilir enerji odaklı kalkınma planı olarak üretim senaryolarını üç farklı şekilde ele alarak kıyaslamışlardır. 2030 yılına kadar her senaryodaki su tüketimi, elektrik tüketimi ve elektrik üretiminden kaynaklı sera gazı emisyonlarını baz alarak analiz etmişlerdir. Analiz sonuçlarına göre yenilenebilir enerji odaklı kalkınma planı uygulanarak mevcut duruma göre %46.3, resmi hükümet kalkınma planına göre %16.9 oranında su tüketiminin azalacağı ve mevcut duruma göre

%39, resmi hükümet kalkınma planına göre %15 oranında karbon emisyonunun azalacağını belirtmişlerdir

Demirci (2018), yapmış olduğu çalışmada Akdeniz bölgesinde bulunan bir konutun akdeniz iklim şartlarına göre ve ortalama bir ailenin enerji tüketimine bağlı olarak oluşan karbon salınımını hesaplamıştır. Yapılan hesaplamalar sonucunda karbon salınımını azaltmak için alınması gereken önlemleri belirlemiştir. Fotovoltaik paneller ile elektrik üreterek, sıcak sulu termal sistemleri ile sıcak su üretimi sağlanarak karbon ayak izinin azaldığı ve enerji verimliliğinin arttığını belirtmiştir.

Penz ve Polsa (2018), yapmış oldukları çalışmada sera gazı emisyonlarının azaltılması için şirketler tarafından gerçekleştirilen çalışmaları ve alınan önlemleri araştırmışlardır.

Ulaşım, taşımacılık, ısıtma-soğutma sistemleri, elektrik tüketimleri sonucu oluşan sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik yapılan çalışmaları belirlemek amacı ile 14 farklı şirket ile görüşme sağlamışlardır. Şirketlerden alınan bilgiler doğrultusunda sera gazı emisyonlarının azaltılması için güneş enerjisi sistemlerini kullanmak, yapılarda izolasyonu arttırmak, elektrik ile çalışan otomobiller kullanmak, gereksiz enerji tüketiminden kaçınmak gibi çeşitli önlemler alınarak sera gazı emisyonlarının azaltılmasının mümkün olduğunu belirtmişlerdir.

Yavuz vd. (2018), yapmış oldukları çalışmada enerji tasarrufu açısından iklimlendirme sistemlerinin geliştirilmesi gerektiği konusunda önerilerde bulunmuşlardır. Klima sistemlerinde elektrik şebekesinden çekilen akım miktarları ölçülmüş olup en fazla enerji harcayan ekipmanın kompresör olduğunu tespit etmişlerdir. Klima sisteminde bulunan akışkanın sıcaklık ve basınç değerlerinin artması ile enerji tasarrufunun sağlandığını belirtmişlerdir.

(31)

18

Finck vd. (2018), yapmış oldukları çalışmada farklı inşaat yıllarında yapılmış olan ve tek bir ailenin yaşadığı 3 farklı tipteki bir yapıda ısıtma sistemleri için model tahmini kontrollerinin yapılması sonucu karbon ayak izine etkisini araştırmışlardır. Farklı kontrolörlerin ısıtma performansına etkisi, enerji verimliliği, enerji maliyeti ve karbon ayak izine etkisini kıyaslamışlardır. Tüm kontrolörler için karbon yoğunluğu ile ısıtma yükü arasında pozitif bir korelasyon olduğunu belirtmişlerdir.

Kumaş vd. (2018), yapmış olduğu çalışmada MAKÜ Bucak Sağlık Yüksekokulunda karbon ayak izi tespitini yapmışlardır. Karbon ayak izi hesabı yapılırken Defra Annex hesaplama kriterlerini kullanmışlardır. Karbon ayak izi hesabı yapılırken binanın elektrik tüketimi, ısınma verileri ve personellerin ulaşım verilerini baz almışlardır.

Binanın toplam CO2 salınımının 217.503 kg/yıl olarak hesaplamış olup binanın karbon salınımı miktarının en fazla benzinli araçlardan ve doğalgazdan kaynaklı olduğunu belirtmişlerdir.

Medina vd. (2019), yapmış oldukları çalışmada Gran Canaria adasında bulunan bir otelde parabolik güneş kollektörü tasarımının etkilerini incelemişlerdir. Çatı alanını dikkate alarak kollektör alanını 36.9 m2’ye göre tasarlamış olup üretilen enerji performansının yaklaşık olarak 18.86 kW olduğunu ve yıllık 45.08 MWh enerji ürettiğini hesaplamışlardır. Otelin sıcak su enerji talebi yıllık 420 MWh olup tasarlanan kollektör ile bu enerji ihtiyacının %10 kadarını karşılayabildiğini ayrıca 40 m2’lik yassı levha güneş kollektörlerine göre %350 daha fazla enerji üretimi sağlayabildiğini belirtmişlerdir.

Fantilli vd. (2019), yapmış oldukları çalışmada yapılarda kullanılan yüksek dayanımlı beton ile normal dayanımlı betonun karbon ayak izine etkisini araştırmışlardır. Yüksek yapılı binalarda ve alçak yapılı binalarda kullanılan beton farkını incelemek amacı ile 14, 30 ve 60 katlı bir yapı tasarlayarak yapısal analizlerini gerçekleştirmişlerdir. Yapısal malzemelerin üretimi nedeniyle atmosfere salınan CO2 gazının etkisini de göz önünde bulundurarak yüksek yapılı binalarda performans stratejisinin belirlenmesi gerektiğini ve alçak yapılı binalarda normal dayanımlı beton kullanarak karbon ayak izinin azaltılabileceğini belirtmişlerdir.

(32)

19

Yan vd. (2019), yapmış oldukları çalışmada Xuzhou şehrinde farklı tipte ve özellikte olan binalar üzerinde karbon ayak izi matematiksel modellemesi yapmışlardır. Binaların optimal enerji sistemi karbon ayak izi ile mevcut enerji sistemi karbon ayak izi dağılımı arasındaki ilişkisini araştırmışlardır. Hazırlanan modelleme sonrası elektrik tüketiminin yarıya düşürülmesi sonucu karbon emisyonunun %9-16 oranında azaldığı, doğal gaz tüketiminin yarıya düşürülmesi sonucu karbon emisyonunun %34-39 oranında azaldığı sonucuna ulaşmışlardır. Doğal gaz tüketiminin azaltılması sonucu karbon ayak izinin azaltılmasında çok etkili bir yöntem olabileceğini belirtmişlerdir.

(33)

20 BÖLÜM III

MATERYAL METOD

Ülkemizde deniz turizmi denilince ilk akla gelen şehirlerimizden birisi Antalya’dır.

Tarihi ve doğal güzellikleriyle beraber Akdeniz ikliminin etkisi ile birçok turistin ilgi kaynağı olmuştur. Bu çalışma kapsamında Antalya ili, Serik ilçesinde bulunan bir otel seçilmiştir. Alva Donna Exclusive Hotel & SPA beş yıldızlı bir otel olup Boğazkent bölgesinde bulunmaktadır. Tesisin Antalya havaalanına uzaklığı 40 km, şehir merkezine uzaklığı 50 Km’dir. Tesis 2005 yılında kurulmuş olup 64.000 m2’lik bir alanda hizmet vermektedir. Tesisin genel görünümü Şekil 3.1’de otel genel görünümü gösterilmektedir.

Şekil 3.1. Alva donna exclusive hotel & spa genel görünüm.

Seçilen tesisin ana blok ve yan bloklarla birlikte toplamda 8 blok ve 724 adet odası bulunmakta olup yılın her günü hizmet vermektedir. Tesiste bulunan odaların hepsi aynı tipte olmayıp mimarileri farklı tasarlanmış odalar mevcuttur. Otelde bulunan bazı odalar özel tasarlanmış olup standart bir oda özelliklerinden farklıdır. Otelden alınan mimari projelere göre otel kapasitesi 1907 kişi olarak belirtilmekte olup tesiste bulunan toplam

(34)

21

yatak sayısı daha düşüktür. Çizelge 3.1’de farklı tipteki odaların adetleri ve detayları gösterilmektedir.

Çizelge 3.1. Otelde bulunan odaların adet ve alanları

Oda Tipleri ve

Bilgileri Oda

Adetleri *Oda kapasitesi

(Kişi Sayısı) Oda Alanları

(m2) Toplam Oda Alanları (m2) Standart Oda 254 3 27 6.858

Deluxe Standart Oda 198 2+1 30 5940 Quadruple Oda

(4 Kişilik) 57 3+1 30 1710

Deluxe Quadruple

(4 Kişilik) 26 3+1 48 1248

Aile Odası 95 4 41 3895

Ranzalı Aile Odası 21 3+2 41 861 Deluxe Aile Odası 30 4 41 1230 Superior Aile Odası 12 4 50 600

Paşa Suit 4 4 66 264

Sultan Suit 3 4 81 243

Royal Suit 12 4 125 1500

Junior Suit 4 2 48 192

Executive Suit 6 2 77 462 Presidential Suit 1 4 180 180 Madonna Suit 1 2 175 175

TOPLAM 724 2120 - 25.358

*Oda kapasiteleri yatak sayılarını ifade etmemektedir.

Otel alanı içerisinde 7 adet toplantı salonu olmakta olup toplam 1220 m2’lik bir alanda ve 1530 kişiyi ağırlayacak kapasiteye sahiptir. Tesis sadece turizm amaçlı değil seminer, toplantı gibi etkinliklerde de müşterilerine kapılarını açmaktadır. Otelde 2 adet tenis kortu, 2 adet SPA merkezi 2 adet ana restoran, 6 adet a’la carte restoran, 1 adet mini golf sahası bulunmaktadır. Ayrıca 7 adet açık ve 2 adet kapalı olmak üzere toplamda 9 adet havuz mevcut olup 4 adet havuz müşterilerin istekleri doğrultusunda

(35)

22

ısıtma sistemleri aracılığı ile ısıtılmaktadır. Çizelge 3.2’de otelde bulunan havuzların detayları gösterilmiştir.

Çizelge 3.2. Otel havuz özellikleri

Havuz İsimleri Havuz

Hacmi(m3) Havuz

Derinliği(cm) Isıtılma Özelliği

Ana Açık Havuz 2850 140 - Kaydıraklı Yüzme

Havuzu 380 110 Mevcut

Mini Kulüp Havuzu 80 35 Mevcut Küçük Kaydıraklı Yüzme

Havuzu 85 70 -

Maden Suyu Havuzu 560 140 -

Kapalı Havuz 250 140 Mevcut

Deniz Suyu Havuzu 20 35 -

VİP Açık Havuz 1064 140 -

VİP Kapalı Havuz 190 140 Mevcut

Toplam Hacim (m3) 5479

3.1. Otel Konaklama ve Personel Bilgileri

Alva Donna Exclusive Hotel & SPA sadece deniz turizmi için inşa edilmiş bir otel olmadığı için kış aylarında da hizmet vermeye devam etmektedir. Genel olarak turistlerin konakladığı tesiste aylara göre konaklama sayısı ve konaklama sayısına bağlı personel sayısı da değişkenlik göstermektedir. Özellikle yaz aylarında otelde çalışan personel sayısı 700-800 kişi arasında değişmektedir. Otelden alınan verileri incelediğimiz zaman özellikle yaz aylarında gelen turist sayısında önemli bir artış gözükmektedir. Kış aylarında ortalama doluluk oranı %30-40 civarlarında iken yaz aylarında doluluk oranı %80-90 civarlarına çıkmaktadır.

(36)

23

Otelden alınan verilere göre 2019 yılında turist sayısında beklenenden daha fazla bir artış gözükmüştür. Tüm yıl boyunca faaliyet gösteren tesis 8 ay boyunca tam kapasite olarak hizmet vermiştir. 2019 yılında otel 374.970 yatak satışı gerçekleştirmiş olup son 5 yıldaki en fazla yatak satışı gerçekleşmiştir. Çizelge 3.3’de aylara göre personel sayısı, satılan yatak sayısı ve otelin doluluk oranı detaylı olarak gösterilmiştir.

Çizelge 3.3. 2019 yılına ait otelin oda ve yatak verileri

Aylar Mevcut Oda Sayısı

Mevcut Yatak Sayısı

Satılan Oda Sayısı

Satılan Yatak Sayısı

Otel Doluluk Oranı(%)

Personel Sayısı

Ocak 446 1.160 6.143 10.861 30 378

Şubat 446 1.160 5.970 10.297 29 375 Mart 724 1.760 10.831 19.261 35 645 Nisan 724 1.760 11.904 23.021 42 566 Mayıs 724 1.760 18.478 37.474 69 765 Haziran 724 1.760 20.488 43.556 80 799 Temmuz 724 1.760 21.317 48.269 88 817 Ağustos 724 1.760 22.271 50.328 92 798 Eylül 724 1.760 21.648 45.344 83 742 Ekim 724 1.760 21.527 44.039 81 648 Kasım 446 1.160 11.880 20.160 58 268 Aralık 446 1.160 5.518 10.140 29 412 Toplam 7.576 18.720 177.975 362.750 67 7.213

Kış aylarında gelen turist sayısının azalmasından dolayı otele ait yan bloklar kapatılmış olup sadece ana binada hizmet vermeye devam etmiştir. İlkbaharın gelmesiyle birlikte özellikle Rusya ve Ukrayna’dan gelen turist sayılarında bir artış gözlemlenmiştir. Yan bloklarda daha çok aile odalarının bulunmasından dolayı ve gelen turistlerin bu odaları tercih etmesinden dolayı otel mart ayında tam kapasite çalışmaya başlamıştır. Kış ayına göre ilkbahar ayında turist sayısı neredeyse 2 katına çıkmıştır. Turist sayısının artmasına bağlı olarak otelinde kendi bünyesinde çalıştırdığı personel sayılarında bir artış gözükmektedir. Şekil 3.2’de aylara göre satılan yatak sayısının artış ve azalış grafiği gösterilmiştir.

(37)

24

Şekil 3.2. 2019 yılına ait satılan yatak sayısındaki artış ve azalış eğrisi

2005 yılında kurulmuş olan tesis, turist sayısındaki artışlar neticesinde sürekli olarak oteldeki bazı bölgelerde yenileme işlemleri yapılmıştır. Her ne kadar tesis kendi bünyesinde yenileme çalışmaları yapsa da turist sayıları sadece tesisin hizmetlerine bağlı değişkenlik göstermemektedir. Turist sayılarının farklılık göstermesinde ülke ekonomisi, iklim, ülkeler arası ilişkilerde etkilidir. Bu yüzden son 5 yılda turist sayıları değişkenlik göstermektedir. Çizelge 3.4’de son 5 yıla ait konaklama ve personel sayıları detaylı olarak gösterilmiştir.

Çizelge 3.4. Son 5 yıla ait otel konaklama ve personel sayısı

Yıllar Satışa Hazır

Yatak Sayısı Satılan

Yatak Sayısı Otel Doluluk

Oranı Personel Sayısı 2019 514.420 362.750 67,0 7.213

2018 551.800 348.657 63,1 6.765

2017 569.800 343.245 60,2 6.167

2016 525.720 299.553 56,9 5.468

2015 482.380 357.727 74,1 6.331

Son 5 yıllık periyotta konaklama ve personel sayılarına bakıldığı zaman en fazla turist sayısının 2019 yılında olduğu en düşük turist sayısının ise 2016 yılında olduğu gözükmektedir. 2016 yılında hem ülkemiz hem de seçilen tesiste turist sayısında

10.861 10.297

19.26123.021

37.47443.55648.26950.328

45.344 44.039

20.160 10.140 0

10.000 20.000 30.000 40.000 50.000 60.000

Satılan Yatak Sayısı

(38)

25

azalmalar gözükmüş olup 2017 yılının ortalarına doğru turist sayısı artmaya başlamıştır.

Turist sayısındaki artış ile birlikte otelin personel sayısı da aynı oranda artmıştır. Şekil 3.3’de konaklama sayıları ve personel sayılarının artış-azalış eğimleri gösterilmiştir.

Şekil 3.3. Konaklama ve personel sayılarının yıllara göre değerleri

3.2. Otelin Aydınlatma Özellikleri

Otel 64.000m2’lik bir alanda kurulmuş olup sınırlarının içerisinde tenis kortu, açık havuzlar, restoran, bar, lobi ve konaklama alanlarıyla birlikte kompleks bir yapıya sahiptir. Yıl boyu hizmet veren otelde sadece kullanım alanları değil bahçe, görsel içerikli alanlar, gösteri alanlar, sahil alanları gibi mekanlarda aydınlatılmaktadır. Genel olarak bina aydınlatılması tasarruflu ampul, havuzlar led ampul, çevre aydınlatması ise özel bitki aydınlatmaları ve glop aydınlatmaları ile sağlanmaktadır. Kullanılan aydınlatma ekipmanları sabit ışık akısı ile değil ihtiyaca göre ışık akısı belirlenerek yapılmıştır. Otelin aydınlatma için ortalama saatlik tüketimi 249.772 W olarak hesaplanmıştır. Çizelge 3.5’de otelin aydınlatma sistemleri detaylı olarak gösterilmiştir.

362.750 348.657 343.245

299.553

357.727

7.213 6.765 6.167 5.468 6.331

0 50.000 100.000 150.000 200.000 250.000 300.000 350.000 400.000

2019 2018 2017 2016 2015

Satılan Yatak Sayısı Personel Sayısı

(39)

26

Çizelge 3.5. Otel aydınlatma ekipmanlarının kapasitesi

Mekân Aydınlatma Cinsi Tüketim/Saat Işık Akısı Adet Toplam Tüketim(W) Çevre

Aydınlatma Yansıtmalı Direk Tipi 180 2.370 95 17.100 Çevre

Aydınlatma Bitki Aydınlatma 60 730 168 10.080 Çevre

Aydınlatma Glop 55 4.200 34 1.870

Çevre

Aydınlatma Tenis Aydınlatması 400 8.600 4 1.600 Ana Blok1 Tasarruf Ampul 13 845 1.022 13.286 Ana Blok1 Tasarruf Ampul 18 450 509 9.162 Ana Blok2 Tasarruf Ampul 13 845 1.019 13.247 Ana Blok2 Tasarruf Ampul 18 450 509 9.162 Ana Blok3 Tasarruf Ampul 13 845 1.019 13.247 Ana Blok3 Tasarruf Ampul 18 450 510 9.180 Ana Blok4 Tasarruf Ampul 13 845 1.019 13.247 Ana Blok4 Tasarruf Ampul 18 450 510 9.180 Ana Blok5 Tasarruf Ampul 13 845 1.019 13.247 Ana Blok5 Tasarruf Ampul 18 450 509 9.162 Ana Blok6 Tasarruf Ampul 13 845 1.019 13.247 Ana Blok6 Tasarruf Ampul 18 450 509 9.162 Ana Blok7 Tasarruf Ampul 13 845 1.019 13.247 Ana Blok7 Tasarruf Ampul 18 450 512 9.216

Deluxe LED 5 250 4.416 22.080

Havuzlar LED 400 2.210 100 40.000

Toplam (1 saatlik tüketim) 249.722

Otelin ıslak hacimleri sensörlü aydınlatma değil müşterilerin kullanımına göre açma- kapama olarak ayarlanmıştır. Oda aydınlatması elektronik sistemi bağlı olmuş olup müşterilerin odadan çıkması ile birlikte otomatik olarak kapanmaktadır. Açık havuz

(40)

27

aydınlatması, bahçe ve çevre aydınlatması da otomatik sisteme bağlı olarak otelin isteği doğrultusunda gün ışığı azalmaya başladığı zaman devreye girmektedir.

3.3. Otel su ısıtma sistemleri

Otelde toplam 9 tane havuz bulunmakta olup havuzların 4 tanesi ısıtılma özelliğine sahiptir. 1 adet açık havuz yalnızca kış aylarında ısıtılmakta olup 3 adet kapalı havuz hem kış aylarında hem yaz aylarında ısıtılmaktadır. Otelin havuz suyu ısı eşanjörleri ile ısıtılmakta olup kapalı havuzlarda gün ışığından yararlanma imkanı bulunmamaktadır.

Kaydıraklı yüzme havuzu 380 m3 hacme sahip olup 350 kW güce sahip bir eşanjör ile ısıtılmaktadır. Kaydıraklı yüzme havuzu açık yüzme havuzu olduğu için yaz aylarında güneş ışığından faydalanmaktadır. Bu sebepten dolayı sadece kış aylarında ısıtılmaktadır. Mini kulüp havuzu çocuk havuzu olmakta olup havuz hacmi 80 m3’dür.

Çocuk havuzu 60 kW güce sahip bir eşanjör ile ısıtılmaktadır. VIP kapalı havuz 190 m3, genel kapalı havuz 250 m3 hacme sahip olup 175 kW güce sahip bir eşanjör ile ısıtılmaktadır. Çizelge 3.6’da eşanjör detayları gösterilmiştir.

Çizelge 3.6. Eşanjör detayları

Havuz İsmi Eşanjör Kapasitesi (kW)

Eşanjör Çapı (mm)

Eşanjör Uzunluğu (mm) Kaydıraklı Yüzme Havuzu 350 kW 133 900

Mini Kulüp Havuzu 60 kW 76 570 Kapalı Havuz 175 kW 114 900 VİP Kapalı Havuz 175 kW 114 900

Otel hem yaz sezonunda hem de kış sezonunda turistler tarafından ilgi görmektedir. Bu sebepten ötürü otel tüm yıl boyunca tam kapasite hizmet vermeye çalışmaktadır.

Özellikle kış aylarında kullanım sıcak suyu tüketimi artış göstermektedir. Otelin mekanik tesisatı incelendiği zaman temiz su, sıcak su tesisatının yanında bir sirkülasyon hattı mevcuttur. Sirkülasyon hattı sayesinde müşteri sıcak suyu kullanmak istediği an sıcak suyun mevcut hattan gelmesini beklemek zorunda kalmamaktadır. Yıllık ortalama 12.000 kişiye kapılarını açan otelde 24 saat boyunca sıcak su üretimi gerçekleşmektedir.

Otelde sıcak su üretimi sıcak su kazanı ve kaskad sistemleri ile sağlanmaktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Türk vatandaşları için 2.2 hektar olarak ölçülen ekolojik ayak izi büyüklüğü,. dünyanın en az

Su ayak izi, birim zamanda harcanan (buharlaşma dahil) ve/veya kirletilen su miktarı ile ölçülmektedir. Bir bireyin, toplumun veya iş kolunun su ayak izi; bireyin

• Hesaplama ve sürdürülebilirlik değerlendirmesinden sonra (Aşama 1-3), su ayak izini azaltmak ve sürdürülebilirliğini geliştirmek için tepki stratejileri öncelikli olarak

• Kendi bölgenizde yetişen meyve ve sebzeleri tercih edin ve mümkünse kendi meyve ve sebzelerinizi kendiniz yetiştirin.. • Mevsimi dışında taze meyve ve sebze satın

X ve Z jenerasyonuna ait katılımcıların, dijital ayak izinin kavramsal tanımı ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıkları, yine benzer şekilde, dijital

Dünya Bankası, iklim değişikliği ile küresel mücadele için ülkelerde sera gazı emisyonlarının azaltımı çabalarına katkı sağlamak ve piyasa temelli

 Geçen ayki elektrik tüketimi notunda, imalat sanayi ile ilgili öncü göstergeler ve elektrik tüketimi verisinden yola çıkarak Eylül’de sanayi üretiminde

Bu çalışmada 1995-2014 yıl aralığında elektrik tüketimi, karbon emisyonu ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi incelenecektir. Bu ilişkinin incelenmesi için karbon