• Sonuç bulunamadı

HASTANEYE BAŞVURU ÖNCESİNDE ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMININ ARAŞTIRILMASI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "HASTANEYE BAŞVURU ÖNCESİNDE ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMININ ARAŞTIRILMASI"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ahmet AKICI

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji A.D.,İstanbul E-posta:aakici@marmara.edu.tr

HASTANEYE BAŞVURU ÖNCESİNDE ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMININ ARAŞTIRILMASI

SELF-MEDICATION IN CHILDREN

Narin AKICI1, Ayşe GELAL2, Tamay GÜRBÜZ1 ,Ömer CERAN3, Ahmet AKICI4

1 Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği,İstanbul.

2 Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji A.D., İzmir.

3 İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları A.D.,İstanbul.

4 Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji A.D.,İstanbul.

Özet

Çocuklarda akılcı ilaç kullanımının gereği gibi sağlanabilmesinde, ebeveynlerin bu konudaki tutum ve davranışlarının önemli rolleri bulunmaktadır. Bu araştırmada ebeveynlerin hastaneye başvuru öncesi çocuklarının tedavisinde ilaç/destekleyici tıbbi ürün kullanım alışkanlıklarının değerlendirilmesi amaçlandı. Tanımlayıcı tipteki bu araştırmada, İstanbul’daki bir eğitim ve araştırma hastanesi pediatri kliniğinin poliklinik ve acil servisine çocuklarının tedavisi için başvurmuş olan toplam 500 ebeveyne yüz yüze görüşme yöntemiyle anket yapıldı.

Hastaneye başvuru öncesi çocuklarına ilaç kullanan ve kullanmayan ebeveynlerin ankete verdikleri yanıtlar karşılaştırıldı. Çocukların %46.3’ünün mevcut şikâyetleri başladığında doktora gelmeden önce ilaç kullandığı (ortalama 1.5±0.8 adet) ve bu ilaçların büyük bölümünün analjezik (%56.7), solunum sistemi ilaçları (%20.5) ve antibiyotikler (%12.5) olduğu tespit edildi. Başvuru öncesi ilaç kullanan ve kullanmayan ebeveynlerin bazı özellikleri karşılaştırıldığında; eğitim durumları, yaşları, meslekleri, aylık gelirleri, sosyal güvencelerinin bulunması, çocukların yaş grupları bakımından gruplar arasında anlamlı farklılık bulunmadı (p>0.05). Buna karşın, başvuru öncesi ilaç kullanmış olanlarda ilaç kullanmamış olanlara göre destekleyici tıbbi ürün kullanımının da daha fazla (sırasıyla %37.7 ve %13.4) olduğu ve çocuklarına düzenli sağlık kontrolü yaptırmayanların yine bu grupta daha fazla (sırasıyla %81 ve %71.4) olduğu saptandı.Ebeveynlerin yaklaşık olarak yarısı sağlık kurumuna başvurmadan önce çocuklarına ilaç kullanmıştır. Kullanılan ilaçların çoğu analjezikler, solunum sistemi ilaçları ve antibiyotiklerdir. Ebeveynlere akılcı ilaç kullanımı konusunda eğitim verilmesi kendi kendine ilaç kullanımı sıklığını azaltabilir.

Anahtar Kelimeler:Kendi kendine tedavi, çocuk hasta, ilaç kullanımı, hastaneye başvuru.

Abstract

Parents sometimes exhibit the habit of self-medication for the diseases of their children. The attitude of the parents in this matter greatly influences the success of providing rational drug use for children. In this study, we aimed to investigate parental self-medication. In this descriptive study, 500 parents, who had visited the outpatient and emergency services of a pediatric department in a teaching and research hospital in İstanbul for the treatment of their children, were interviewed face to face. The answers of the parents to the questionnaires, who had and had not practiced self-medication, were compared. It was found that self-medication had been practiced by 46.3% of the parents and that their children had been given an average of 1.5±0.8 drugs, the majority of which were analgesics (56.7%), respiratory system drugs (20.5%) and antibiotics (12.5%). There were no statistically significant differences between the parents who had and had not practiced self-medication related to the education, age, profession, monthly income, and the presence of social security of the parents and the age groups of the children. The parents who had practiced self-medication were found to have used supportive medical products more frequently (37.7% vs 13.4%) and to have not taken their children to regular medical checkup (81% vs 71.4% ) (p<0.05). Approximately half of the parents have practiced self-medication. Majority of the self-medicated drugs have been analgesics, respiratory system drugs and antibiotics. Rational drug use education to parents may decrease the frequency of self- medication.

Key words: Self-medication; children; drug utilization; admission to the hospital.

Giriş

Kişilerin kendi inisiyatifleri ile ilaç kullanmaları, akut hastalık semptomlarını doktora gitmeden, daha kolay bir biçimde hafifletebilme isteğiyle sıklıkla başvurdukları bir yoldur [1-4]. Ancak kullanılan bu inisiyatif potansiyel riskleri nedeniyle her yaş gurubu için önemli olabilmekle birlikte, özellikle pediatrik yaş grubu için durum çok daha kritiktir [5,6]. Gelişmiş ülkelerde kişiler sadece tezgah üstü ilaçları reçetesiz alabilirken, ülkemizi

de aralarına dahil edebileceğimiz gelişmekte olan ülkelerde eczanelerden bir çok ilaca reçetesiz kolayca ulaşılabilmektedir. Bu durum tezgahüstü ilaçlar dışında hekim kontrolü altında kullanılması gereken birçok ilacın da ebeveynler tarafından gereksiz, yanlış kullanımına sebep olabilmektedir [7-10].

(2)

Yazıcı ve ark., sağlık kurumuna başvurmadan önce ebeveynlerinin inisiyatifi ile çocuklarda ilaç kullanım sıklığını %53.8 olarak bulmuştur [7]. ].

En sık kullanılan ilaç grubunu analjezikler (%40.6) ve antibiyotikler (%7.5) olarak bildirmişlerdir. Başka bir çalışmada ise sağlık ocağına başvuru öncesi ilaç kullanımının en çok 0-4 yaş grubunda olduğu ve en sık kullanılan ilaç gruplarının yine benzer şekilde analjezikler, antibiyotikler ve öksürük şurubu olduğu saptanmıştır [11]. Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi tarafından 4247 kişi ile yapılan bir anket çalışmasında da son bir yılda kendi kendine ilaç kullanım sıklığı %48.1, doktor tavsiyesi olmadan antibiyotik kullanım oranı da %26 olarak bulunmuştur [12].

Ülkemizde akılcı olmayan ilaç kullanımı yaygındır.

Bunda hasta veya hasta yakınlarının; hekimlerin;

eczacıların; ilaç endüstrisinin ve sağlık otoritesinin rolü vardır [2]. Bu araştırmada akılcı ilaç kullanım paydaşlarından olan ebeveynlerin hastaneye başvuru öncesi çocuklarının tedavisinde ilaç/destekleyici tıbbi ürün kullanım alışkanlıklarının değerlendirilmesi amaçlandı.

Materyal ve Metod

İstanbul Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Pediatri Kliniği’nin poliklinik ve acil servisine çocuklarının tedavisi için başvurmuş olan ebeveynler ile yüz-yüze görüşmenin yapıldığı, tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. 2009 yılı başında 3 aylık bir süre içerisinde toplam 500 ebeveyn 25 sorudan oluşan anketi cevaplamayı kabul etti. Ankete katılan ebeveynler gönüllülük esasına göre ve 0–

15 yaş aralığındaki çocukların o sırada refakatini üstlenen kişiler olmaları koşuluna göre belirlendi (Anketi yanıtlama oranı; %86.5). Doğum servisinden doğrudan pediatri kliniğine başvurusu yapılmış bebeklerin ebeveynleri araştırmaya dahil edilmedi. Anket sorusu yöneltilen ebeveynlere kendilerinin ve çocuklarının bazı sosyodemografik özelliklerini ilgilendiren soruların yanı sıra, hastaneye başvuru öncesi yaşananlar ile bu sırada ilaç/destekleyici tıbbi ürün kullanımına dair sorular yöneltildi. Ebeveynlerden ilaç kutularının getirilmesi talep edilmedi, sözel beyana dayalı yanıtlar anketör tarafından kaydedildi. İlave olarak, ebeveynlere çocuklarının tedavisinde ilaç kullanımı ile ilgili bilgi ve tutumlarını saptamaya yönelik bazı genel sorular yöneltildi. Hastaneye başvuru öncesi çocuklarına ilaç kullanmış ve kullanmamış olan ebeveynlerin ankete verdikleri yanıtlar birbirleriyle karşılaştırıldı.

Araştırma için etik kurul onayı alındı. Verilerin analizinde The Statistical Package for the Social Sciences (SPSS/Pct, version11.5) programı kullanıldı. Tüm ilaçlar uluslararası ilaç sınıflamasına (ATC - Anatomical Therapeutic and

Chemical) göre gruplandırıldı. İstatistiksel analizlerde Student t testi ve Ki kare testi kullanıldı, p<0.05 olduğunda istatistiksel olarak anlamlılıktan söz edildi.

Bulgular

Ankete katılan ve yaş ortalaması 31.2±8.0 olan ebeveynlerin %85.2’sini çocukların anneleri, %5.8’ini babaları, %9’u ise diğer yakınları oluşturmaktaydı. Ebeveynlerin çoğunluğunun ev hanımı (%84.8) olduğu saptandı. Ebeveynler arasında ilköğretim (%66.0) ve lise mezunu (%16.0) olanların çoğunlukta olduğu saptandı. Çocukların ailelerinin %95.0’inin İstanbul’da ikamet etiği, bu ailelerin çoğunun

(%80.2) sosyal güvencesinin

bulunduğu, %74.3’ünün aylık gelirinin 501- 1500 TL arasında olduğu, yarısından fazlasının (%58.2) 2 veya 3 çocuğa sahip oldukları saptandı (Tablo 1).

Ebeveynleriyle görüşülen çocukların %39.4’ünün süt çocuğu (1 ay - 24 ay) yaş grubunda olduğu ve bunu okul (6 yaş-15 yaş; %36.2) ve oyun çağındakilerin (25 ay-5 yaş; %21.0) izlediği saptandı (Tablo 2).

Çocukların ¾’ünün düzenli hekim kontrolüne götürülmediği (%75.8), yeni doğan/süt çocuğu çağındaki çocuklardan “ayda en az 1 kez hekim kontrolüne götürülenler”in oranının %16.8 olduğu saptandı. Bu grupta ilaç vermeyen ebeveyn sayısı ilaç veren ebeveyn sayısına göre anlamlı olarak yüksekti (p<0.05). Mevcut sağlık sorunları nedeniyle çocukların büyük çoğunluğunun ilk başvurularının yapıldığı yerin kamu hastaneleri olduğu (%82.0) ve bunu birinci basamak sağlık kurumu (%10.8) ve özel sağlık merkezlerinin (%7.2) izlediği saptandı. Çocukların %54.9’unun şikayetleri başladıktan sonra ilk bir hafta içerisinde hastaneye başvurularının yapıldığı saptandı (Tablo 2).

Çocukların %46.2’sine mevcut şikayetleri başladığında henüz hastaneye başvurmadan önce ilaç verildiği saptandı. İlaç kullanmış olan

çocukların hastaneye başvuru

öncesi %86.2’sinin analjezik, %31.2’sinin solunum sistemi ilaçları ve %19.1’inin antibiyotik kullanmış olduğu (bu yüzdeler araştırmaya katılan tüm çocuklar için düşünüldüğünde ise;

sırasıyla %39.8, %14.4 ve %8.8) görüldü (Tablo 3).

Hastaneye başvuru öncesi ilaç kullanmış olan çocukların ebeveynlerinin beyan ettikleri ilaç kullanım gerekçeleri incelendiğinde ateş (%34.6), ağrı (%21.2), soğuk algınlığı (%19.1) ve öksürük (%9.1) en sık gerekçeler olarak saptandı (Tablo 4).

(3)

Hastaneye başvuru öncesi ilaç kullanmış olan çocukların ortalama 1.5±0.8 ilaç kullanmış olduğu saptandı. Ebeveynlerin bu ilaçları çocuklarının şikayetleri/hastalıklarının başlamasını takiben ortalama 1.9±6.8 gün sonra başladıkları ve bu ilaçların ortalama 4.6±9.8 gün kullandığı saptandı.

Hastaneye başvuru öncesi çocukların %24.6’sına ilaç dışı destekleyici tıbbi ürün kullandırılmış olduğu saptandı (Tablo 2).

Ebeveynlerin %72.5’inin çocuklarına ilaç verirken ilaç kutularının içerisindeki kullanma talimatlarını okudukları, bu kişilerin %15’inin kullanma talimatlarında yazılı bilgileri doğrudan anlamadığı, %16.6’sının ise kullanma talimatlarında yazılı olan yan etki ve uyarılara hiç dikkat etmediği görüldü.

Hastaneye başvuru öncesi ilaç kullanmış ve ilaç kullanmamış olan çocukların ailelerine ve kendilerine ait bazı özellikleri karşılaştırıldığında, ebeveynlerin incelenen sosyodemografik özelliklerinin birbirlerine benzer özellikler gösterdiği saptandı (p>0.05), (Tablo 1).

Ebeveynlerin yaş ortalamalarının karşılaştırılmasında da istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p>0.05), (sırasıyla; 31±8.4 ve 30.9±7.7).

Hastaneye başvuru öncesi ilaç kullanmış ve ilaç kullanmamış olan çocuklar ile ilgili karşılaştırılmalarda yaş grubu bakımından anlamlı bir farklılığın bulunmadığı saptandı. Aynı durum çocukların götürüldüğü sağlık kurumlarının dağılımı için de geçerliydi (p>0.05). Öte yandan

“çocukların düzenli doktor takiplerinin yapılması”

ve “destekleyici tıbbi ürün kullanımı” konularında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıkların bulunduğu saptandı (p<0.05). Buna göre hastaneye başvurmadan önce ilaç kullanmış olanların “düzenli doktor takiplerini daha az yaptırdığı”, destekleyici tıbbi ürünleri daha çok kullandığı saptandı (Tablo 2).

Tartışma

Kişilerin kendi inisiyatifleri ile ilaç kullanmaları sıklıkla başvurdukları bir yoldur [1-4]. Kişiler bu inisiyatifi hem kendileri hem de yakınları için kullanabilmektedir. Bu süreç; reçetesiz satılan tezgah üstü ilaçların (over the counter drugs, OTC) kullanılması, aile üyelerinin veya sosyal çevredeki diğer bireylerin ilaçlarının paylaşılması, daha önceki reçeteleme ile alınan ilaçlardan kalanların kullanılması, yine daha önce benzer bir durum için reçete edilmiş ilaçların tekrar doktora gidilmeden alınması veya ilaç dışı destekleyici ürünlerin tercih edilmesi şeklinde gerçekleşebilmektedir [3,4]. Sonuçta, ilaç israfı, antibiyotik direnci, süresi geçmiş yada uygunsuz saklanmış ilaçların kullanımı, ilaç toksisitesine

kayabilen kullanım hataları gibi pek çok tıbbi, sosyal ve ekonomik olumsuz durumlar ortaya çıkabilmektedir [2-13].

Çalışmamızda ankete katılan

ebeveynlerin %46.2’si doktora gitmeden önce çocuğuna ilaç vermiştir. İstanbul- Ümraniye’de ve Antalya’da yapılmış benzer çalışmalarda da sırasıyla ebeveynlerin %60.2’ sinin ve %43.5’inin doktora başvurmadan önce çocuklarına ilaç verdiği saptanmıştır [11]. Yazıcı ve ark.nın çalışmasında ise kasım-ocak ayları arasında üst solunum yolu enfeksiyonu ile başvuran çocuklarda ebeveyn inisiyatifi ile ilaç kullanım oranı %53.8 olarak bulunmuş ve ebeveynlerin verdikleri ilaçların %40.6’sını analjeziklerin, %18.9’unu antitusiflerin, %7.5’ini de antibiyotiklerin oluşturduğu bildirilmiştir [7].

Benzer mevsimde yapılan bizim çalışmamızın sonuçları ile (kullanılan ilaçların %56.7’sını analjezikler, %20.5’ini solunum sistemi ilaçları, %12.5’i de antibiyotiklerdir) bu sonuçlar benzerlik göstermektedir.

Çalışmamızda ebeveynler tarafından çocuklarına en sık verilen ilaç grubu yüksek ateş ve ağrı nedeniyle analjeziklerdir. Bu sonuç birçok çalışmanın sonucu ile uyumludur [6,7]. Ateş, çocukluk çağında en sık görülen semptomdur.

Hem bu neden hem ailelerin yüksek ateşe bağlı çocuğun nöbet geçirmesi korkusu hem de bu grup ilaçlara ulaşmanın kolaylığı ve belki halk arasında “en zararsız” ilaç olarak kabul edilmesi, her evde bir analjezik bulundurulma olasılığının yüksekliği analjeziklerin en çok kullanılan ilaç grubu olmasında rol oynuyor olabilir [11]. Ancak yanlış dozlam yetersiz tedaviye veya toksisiteye sebep olabilmektedir. Yüksek ateş ile acil servise başvuran çocukların ebeveynlerinin başvuru öncesindeki ilaç kullanımları ile ilgili olarak bilgi alındığında ebeveynlerin %51’inin yanlış doz kullandığı görülmüştür. Parasetamol kullananların %62’si, ibuprofen kullananların ise %26’sı yanlış dozda vermiştir [14]. Toronto ve Riyad’da yapılmış iki çalışmada da yine ebeveynlerin parasetamol kullanımlarındaki yanlış dozlama dikkat çekilmiştir [15,16 ].

Solunum sistemi ilaçlarının analjezik ilaçlardan sonra ebeveynler tarafından çocuklarına en sık verilen ilaç olması anketin yapıldığı mevsim ile ilişkilidir. Etkililiğine ve güvenliliğine dair tartışmaların devam ettiği bu ilaç grubunun mevsimsel de olsa en sık kullanılan ilaçlar arasında olması dikkat çekicidir [17]. Öksürük ve soğuk algınlığı ilaçlarının 2 yaş altındaki çocuklarda kullanılması Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından önerilmemektedir. 2-11 yaş arası çocuklar için de bu ilaçların güvenliliğine ilişkin verilerin halen toplandığı FDA raporunda belirtilmektedir [18].

(4)

Özellikle yanlış doz, birden fazla etkin maddeyi tek preparatta bulunduran formülasyonlar ve çocuk için uygun olmayan preparatlar güvenlilik açısından tehlike oluşturmaktadır [19]. İnfant ve çocuklarda çoğunluğu ebeveynlerin yanlış kullanımına bağlı ciddi advers etkiler rapor edilmektedir [17]. Ankara'da bir hastanede ayaktan tedavi olan ve hastane eczanesine başvuran 159 hasta ile yapılan anket çalışmasında hastaların %13.2'sinin kendi kendine kullandığı ilaçları yanlış kullandığı saptanmıştır [20]. Çalışmamızda ankete yanıt veren ebeynlerin %27.5’inin ilaç kullanım talimatını okumadığı, okuyanların %15’inin bu talimatları anlamadığı, %16.6’sının ise kullanma talimatlarında yazılı olan yan etki ve uyarılara hiç dikkat etmediği gözönüne alınırsa bu grup ilaçlar çocuklar için ciddi risk taşımaktadır. Bu koşullarda akılcı ilaç kullanım paydaşlarından olan eczacılara ebeveynlerin eğitimi konusunda büyük sorumluluk düşmektedir.

Reçeteye tabi ilaçların sadece reçete ile alınabileceği 17 Şubat 2005 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Yönetmelik’te açıkça belirtilmiştir [21]. Yönetmelik ve ardından yayınlanan Kılavuz ile ilaçların reçeteye tabi olma kriteri “doğru kullanılsalar bile, tıbbi gözetim altında kullanılmadıklarında doğrudan veya dolaylı şekilde sağlık açısından tehlike oluşturmaları” olarak belirtilmiştir [22]. Ne yazık ki ülkemizde bu özellikleri taşıyan birçok ilaç halen reçetesiz olarak satılmaktadır. Çalışmamızda ebeveynler tarafından çocuklarına verilmiş, reçetesiz alınmış ilaçlar arasında üçüncü sırada antibiyotikler yeralmaktadır. Günümüzde antibiyotikler gerek halk tarafından gerekse hekimler tarafından bilinçsizce kullanılan ilaçlar arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Ülkemizde toplumda antibiyotik kullanım sıklığı ve hekimlerin antibiyotik reçete etme sıklığı ile ilişkili tutum ve davranışlarının belirlenmesi amacıyla Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi tarafından 4247 kişi ile yapılan bir anket çalışmasında son bir yılda kendi kendine ilaç kullanım sıklığı %48.1, doktor tavsiyesi olmadan antibiyotik kullanma oranı %26, kendi kendine antibiyotik kullanımının nedeni %51.3 oranında soğuk algınlığı olarak bildirilmiştir [12]. Antibiyotiklerin bilinçsiz kullanımı ilaca bağlı yan etkileri arttırmakta, ortaya çıkan ilaç direncine bağlı olarak enfeksiyonların tedavisi zorlaşmakta ve tedavi maliyeti yükselmektedir [23]. “Direnç gelişmesi” sorunu nedeniyle bilinçsiz antibiyotik kullanımı en önemli toplumsal problemlerden birisini oluşturmaktadır. Akılcı ilaç kullanım paydaşlarından olan hasta ve hasta yakınlarının bu konuda bilinçlendirilmesi hem kişi, toplum sağlığı hem de ülke ekonomisi açısından çok önem taşımaktadır.

DSÖ tarafından yayınlanan kılavuzda, minör semptomların tedavisi için kişilerin kendi inisiyatifleri ile tezgah üstü ilaç almaları sağlık için ayrılmış kısıtlı kaynakların kullanılmasında yararlı olabileceği ve iş gücü kaybını önleyebileceği belirtilmektedir [24]. Ancak ilaç kullanım talimatında belirtilen koşullara uyulmadığı durumlarda ilacın yarar potansiyelinin her an zarar verme potansiyeline dönüşebileceği de yine kılavuzda ayrıntıları ile vurgulanmaktadır [24].

Ebeveynlerin okuma-anlama ve matematik becerileri ilaç kullanım talimatını doğru anlayabilmelerini etkilemektedir [25,26]. Ankete katılan ebeveynlerin %13.8’inin okula gitmediği, %66’sının da 5-8 yıllık ilköğretimi bitirdiği gözönünde bulundurulursa ilaç kullanım talimatının doğru algılanamamasına bağlı ciddi olumsuz etkilerin ortaya çıkma riskinin bulunabileceği öngörülebilir. Bununla birlikte ebeveynlerin çoğu ilaçları kullanmadan önce kullanma talimatını okuduğunu beyan etmiştir.

Ancak %54’ü bazen anladığını belirtmiştir.

Katılımcılar ilaç kullanma talimatını okusalar da anlamayabilmektedirler. Bu durum gereksiz ya da hatalı ilaç kullanımına yol açabileceği gibi, anlamamaya bağlı olarak başka durumlarda da kişinin ilaç kullanma talimatı okuma isteğinin azalmasına yol açabilir. Çalışmamızda ebeveynlerin ilaç kullanım talimatlatını ne düzeyde anladığı, ilacı doğru seçip, doğru uygulayıp-uygulamadığı sorgulanmamıştır.

Sağlık güvencesi olmayan ebeveynlerin çocukları için tezgah üstü ilaç kullanma sıklığının sağlık güvencesi olanlara göre daha yüksek olduğunu bildiren çalışmaların yanı sıra gelir düzeyi arttıkça tezgah üstü ilaç kullanım oranının arttığını bildiren sonuçlar da vardır [11,27,28].

Çalışmamızda ebeveynlerin doktora gitmeden önce çocuklarına ilaç verip-vermemesinin sağlık güvencesi ve gelir düzeyi ile ilişkisi bulunamamıştır.

Araştırmaya katılanların %25’i çocuğunun mevcut şikâyeti başladığında ilaç dışı tedavi kullanmıştır.

En sık kullanılan tedavinin bitki çayları (90 adet) olduğu tespit edilmiş ve ebeveynlerin %69.9’u kendi tecrübelerine dayanarak ilaç dışı tedavi yöntemini uyguladıklarını ifade etmiştir. Bu veri göz önüne alındığında bireysel eğitimin birçok şeyi değiştirebileceği anlaşılabilmektedir.

Çalışmamızda mevcut sağlık sorunları nedeniyle çocukların büyük çoğunluğunun ilk başvurularının yapıldığı yerin kamu hastaneleri olması (%82.0) ve bunu birinci basamak sağlık kurumu (%10.8) ile özel sağlık merkezlerinin (%7.2) izlemesi çarpıcıdır. Birinci basamakta çözüm bulacakları çoğu hastalık için hastaların 2. ve 3. basamak sağlık kurumlarına müracat etmelerinde yayınlanan “Sağlık Uygulama Tebliği” nin de etkisi olmuş olabilir. Bu Tebliğ ile 15 Haziran

(5)

2007 tarihinden geçerli olmak üzere; devredilen SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı sağlık hizmetlerinde uygulama birlikteliği getirilmiş; Bağ- Kur, SSK ve Emekli Sandığı mensuplarının 'sevk almadan' anlaşmalı özel veya üniversite hastanelerine gitmelerinin önünü açılmıştır. Hastaların 1. Basamak sağlık hizmetlerinden yararlanmaları için bu konuda ülke çapında bilgilendirme kampanyalarının yapılması sınırlı olan ülke kaynaklarının verimli kullanılmasında fayda sağlayabilecektir.

Sınırlılıklar:

1- Araştırmanın kış mevsiminde yapılmış olması hastaneye başvuru yakınmalarının çeşitliliğini ve kullanılan ilaçların türünü etkilemiş olabilir. Bu nedenle sonuçların genelleştirilebilirliği sınırlıdır.

Tüm mevsimlere yayılmış, daha kapsamlı araştırmaya ihtiyaç vardır.

2- Çalışmada tek bir sağlık kurumuna başvuran hastalara ait veriler incelenmiştir. Bu nedenle örneklem tüm Türkiye özelliklerini yansıtmayabilir.

3- Ebeveynlerden alınan ilaçlara ait bilgilerin ilaçların kutularını görerek doğrulanmamış olması hatırlamaya bağlı biasa neden olmuş olabilir.

4- Ebeveynlerin ilaç isimlerini hatırlamada yaşadıkları sıkıntı nedeniyle ilaç isimleri/etkin maddeleri kaydedilememiştir.

Sonuç

Akılcı ilaç kullanımı (AİK), “hastaların klinik ihtiyaçlarına uygun ilaçları, kişisel gereksinimlerini karşılayan dozlarda, yeterli bir süre boyunca, kendilerine ve topluma en az maliyet ile kullanmaları” olarak tanımlanmıştır [2].

AİK sürecinde hekim, eczacı, hemşire gibi sağlık mesleği mensuplarının yanı sıra hasta ve hasta yakınlarına da önemli görevler düşmektedir [13].

AIK sürecinin paydaşlarından olan ebeynlerin çocuklarının tedavisinde ilaç kullanımını hekim kontrolünde sağlamaları konusunda bilinç düzeylerini artırıcı faaliyetlerde bulunulması özellikle solunum yolu ilaçları ve antibiyotiklerin istismarını, yan etkilerini azaltacaktır. Birçok hastanın ilaç kullanım talimatında yazılı olanlara dikkat etmemesi gerçeği eczacıların tezgah üstü ilaç kullanan bu kişilerin eğitiminde aktif rol oynayabileceğini düşündürmektedir.

Teşekkür: Araştırmanın verilerinin toplanmasındaki katkılarından ötürü Zehra Sucuoğlu, Gözde Hanedar, Emine Özdemir, Zehra Baydaş’a teşekkür ederiz.

(6)

Kaynaklar

1. Figueiras A, Caamaño F, Gestal-Otero JJ.

Sociodemographic factors related to self-medication in Spain. Eur J Epidemiol 2000;16:19–26.

2. World Health Organization. WHO Policy perspectives on medicines. Promoting rational use of medicines: core components. Geneva; 2002.

3. Pfaffenbach G, Tourinho FSV, Bucaretchi F. Self- Medication Among Children and Adolescents. Curr Drug Saf 2010; 5: 324-28.

4. De Bolle L, Mehuys E, Adriaens E, Remon JP, Van Bortel L, Christiaens T. Home medication cabinets and self- medication: a source of potential health threats?. Ann Pharmacother 2008;42(4):572-9.

5. Yong D and Knopf H. Self-medication among children and adolescents in Germany: results of the National Health Survey for Children and Adolescents (KiGGS). Br J Clin Pharmacol 2009; 68(4): 599–608.

6. Trajanovska M, Manias E, Cranswick N, Johnston L. Use of over-the-counter medicines for young children in Australia. J Paediatr Child Health 2010; 46:5–9.

7. Yazıcı N, Yalçın SS, Yurdakök K, Sarıkayalar F. Parental Self Medication in Children with Upper Respiratory Tract Infection. Turkiye Klinikleri J Pediatr 2007; 16:19-24.

8. Castel JM , LaporteJR, Reggi V, Aguirre J, Buschiazzo PM, Coelho HL , et al. Multicenter study on self- medication and self-prescription in six Latin American countries. Drug Utilization Research Group, Latin America.

Clin Pharmacol Ther 1997;61(4):488-93.

9. Hayran O, Karavus M, Aksayan S. Help-Seeking Behavior and Self-Medication of a Population in an Urban Area in Turkey: Cross Sectional Study. Crotian Medicak Journal 2000;41(3):327-32.

10. Fuentes Albarrán K, Villa Zapata L. Analysis and quantification of self-medication patterns of customers in community pharmacies in southern Chile. Pharm World Sci 2008; 30:863–868.

11. Uskun E, Uskun SB, ÖztürkM, Kişioğlu AN. Sağlık Ocağına Başvuru Öncesi İlaç Kullanımı. STED 2004;13(12): 451-454.

12. .http://www.rshm.gov.tr/index.php?option=com_content&t ask=view&id=2288. Erişim 17.04.2013

13. World Health Organization. The rational use of drugs.

Report of the conference of experts. Nairobi, 25-29 November 1985. Geneva 1987.

14. Li SF, Lacher B, Crain EF. Acetaminophen and ibuprofen dosing by parents. Pediatr Emerg Care 2000;16(6):394-7.

15. Goldman RD, Scolnik D. Underdosing of acetaminophen by parents and emergency department utilization. Pediatr Emerg Care 2004;20(2):89-93.

16. Alomar M, Alenazi F, Alruwaili N. Accuracy of acetaminophen dosing in children by caregivers in Saudi Arabia. Ann Saudi Med 2011; 31(5): 513–17.

17. Bell EA, Tunkel DE. Over-the-counter cough and cold medications in children: are they helpful? Otolaryngol Head Neck Surg 2010;142(5):647-50.

18. http://www.fda.gov/drugs/drugsafety/postmarketdrugsafet yinformationforpatientsandproviders/drugsafetyinformatio nforheathcareprofessionals/publichealthadvisories/ucm05 1137.htm. Erişim 17.4.2013.

19. Condren M. Ensuring Safe Use of Over-the-Counter Cough and Cold Products in Children. J Pediatr Pharmacol Ther 2009; 14(3): 124–26.

20. Özçelikay G. Akılcı ilaç kullanımı üzerinde bir pilot çalışma. Ankara Ecz Fak Der 2001;30(2) 9-18.

21. T.C. Sağlık Bakanlığı. Beşeri tıbbi ürünlerin sınıflandırılmasına dair yönetmelik. Resmi Gazete, 17 Şubat 2005; 25730.

22. T.C. Sağlık Bakanlığı. Beşeri tıbbi ürünlerin sınıflandırılmasına dair kılavuz. http://www.iegm.gov.tr.

23. Çalangu S. Antibiyotik kullanma sanatı. Halk Sağlığı Bülteni 1988; 1(3):23-5.

24. World Health Organization. WHO Guidelines for the Regulatory Assessment of Medicinal Products for Use in Self-Medication. Geneva, 2000.

25. Bi T , Tong S, Parton KA. Family self medication and antibiotic abuse for children and juveniles in a Chinese city. Soc Sci Med 2000;50:1445-1450.

26. Lokker N, Sanders L, Perrin EM, Kumar D, Finkle J, Franco V, et al. Parental misinterpretations of over-the- counter pediatric cough and cold medication labels.

Pediatrics 2009;123(6):1464-71.

27. Kogan MD, Pappas G, Yu SM, Kotelchuck M. Over-the- counter medication use among US preschool-age children. JAMA 1994;5;272(13):1025-30.

28. Aoyama I, Koyama S, Hibino H. Self-medication behaviors among Japanese consumers: sex, age, and SES differences and caregivers' attitudes toward their children's health management. Asia Pac Fam Med 2012;

11;11(1):7.

(7)

Tablo 1. Hastaneye başvuru öncesi ilaç kullanmış ve kullanmamış olan çocukların ebeveynlerine ait bazı sosyodemografik özellikler .

Sosyo-demografik özellikler İlaç (+) İlaç (-) Toplam

İstatistik Ki kare testi

n % n % n %

Ailenin sahip olduğu çocuk sayısı

Tek 66 28.6 86 32.0 152 30.4

p>0.05

2-3 132 57.1 159 59.1 291 58.2

4 ve üstü 33 14.3 24 8.9 57 11.4

Toplam 231 100.0 269 100.0 500 100.0

Görüşülen ebeveynin mezun olduğu öğrenim durumu

Okul bitirmemiş 29 12.6 40 14.9 69 13.8

p>0.05

İlköğretim 148 64.1 182 67.7 330 66.0

Lise 41 17.7 39 14.5 80 16.0

Üniversite 13 5.6 8 3.0 21 4.2

Toplam 231 100.0 269 100.0 500 100.0

Görüşülen ebeveynin mesleği Ev hanımı 195 84.4 229 85.1 424 84.8

p>0.05

Diğer 36 15.6 40 14.9 76 15.2

Toplam 231 100.0 269 100.0 500 100.0

Ailenin ortalama aylık gelir durumu

500 TL ve altı 33 14.5 26 9.7 59 11.9

p>0.05

501-1000 TL 104 45.6 149 55.8 253 51.1

1001-1500 57 25.0 58 21.7 115 23.2

1500 üstü 34 14.9 34 12.7 68 13.8

Toplam 228 100.0 267 100.0 495 100.0

Ailenin sosyal güvencesi olma durumu Var 190 82.3 211 78.4 401 80.2

p>0.05

Yok 41 17.7 58 21.6 99 19.8

Toplam 231 100.0 269 100.0 500 100.0

Ailenin sürekli ikamet yeri İstanbul 222 96.1 253 94.1 475 95.0 p>0.05

Diğer şehirler 9 3.9 16 5.9 25 5.0

(8)

Tablo 2. Hastaneye başvuru öncesi ebeveynleri tarafından ilaç verilmiş ve verilmemiş olan çocuklar ile ilgili bazı özelliklerin karşılaştırılması.

İlaç (+) İlaç (-) Toplam İstatistik

Ki kare testi

n % n % n %

Çocuğun düzenli olarak doktor takibi var mı?

Var (1 ay ve daha sık aralıkla) 24 10.3 60 22.3 84 16.8

p<0.05

Var (2-12 ay arası sıklıkta) 20 8.7 17 6.3 37 7.4

Yok 187 81.0 192 71.4 379 75.8

Toplam 231 100.0 269 100.0 500 100.0

Çocukların yaş grubu

Yeni doğan (0-30 gün)

4 1.7 13 4.8 17 3.4

p>0.05 Süt çocuğu

(1 ay-24 ay)

86 37.2 111 41.3 197 39.4

Oyun çocuğu (25 ay- 5 yaş)

49 21.2 56 20.8 105 21.0

Okul çağı çocuğu (6 yaş-15 yaş)

92 39.8 89 33.1 181 36.2

Toplam 231 100.0 269 100.0 500 100.0

Destekleyici tıbbi ürün kullanımı

Var 87 37.7 36 13.4 123 24.6

p<0.05

Yok 144 62.3 233 86.6 377 75.4

Toplam 231 100.0 269 100.0 500 100.0

Çocuğun şikayeti/hastalığı için ilk nereye başvurulmuş

Kamu hastanesi 190 82.3 220 81.8 410 82.0

p>0.05 Birinci basamak sağlık

kurumu

29 12.6 25 9.3 54 10.8

Özel sağlık merkezi 12 5.2 24 8.9 36 7.2

Toplam 231 100.0 269 100.0 500 100.0

(9)

Tablo 3: Hastaneye başvuran ebeveynlerin çocuklarının tedavisinde hastaneye başvuru öncesi kullanmış oldukları ilaçların dağılımı (a, İlaç kullanan çocukların yüzdesi; b, tüm çocukların yüzdesi; n=hasta sayısı”).

İlaçlar grupları ilaç sayısı % %a

(n=231)

%b (n=500)

[M] Kas iskelet sistemi ilaçları [N] Sinir sistemi ilaçları

199 56.7 86.2 39.8

[R] Solunum sistemi ilaçları 72 20.5 31.2 14.4

[J] Sistemik kullanılan antienfektifler 44 12.5 19.1 8.8 [A] Sindirim sistemi ve metabolizma

ilaçları

11 3.1 4.8 2.2

Diğer ilaçlar 25 7.1 10.8 5.0

Toplam 351 100.0

Analjezik ilaçlar: [M] Kas iskelet sistemi ilaçları ve [N] Sinir sistemi ilaçları Solunum sistemi ilaçları: [R]

Sistemik kullanılan antienfektifler: [J]

Sindirim sistemi ve metabolizma ilaçları: [A]

Tablo 4. Ebeynlerinin beyan ettikleri ilaç kullanım gerekçeleri.

Tanılar n %

Yüksek ateş 80 34.6

Ağrı 49 21.2

Soğuk algınlığı 44 19.1

Öksürük 21 9.1

Diğer enfeksiyonlar 5 2.2

Diğer tanılar 32 13.8

Toplam 231 100.0

Referanslar

Benzer Belgeler

Ebeveyn yakınlık durumu, yaş, en uzun süre yaşanılan yer, aile tipi, ekonomik durum, medeni durum, eğitim, çalışma durumu, sürekli ilaç kullanımı, hastalık durumu,

• Ameliyattan sonra ağrının önlenmesi için, başlangıçta ameliyattan sonra 15-60 dakika boyunca 25- 50 mg, sonra saatte 5 mg hızında infüzyon, en fazla 2 gün. • Rektal

Bi- reysel özellikleri ile ilgili sorular; yaş, cinsiyet, hangi okulda okuduğu, kaçıncı sınıfta olduğu, okul başarısı, sınav kaygısı, gelecek endişesi, ai- lesel

Yaşlanma ile ortaya çıkan farmakokinetik ve farma- kodinamik değişikler sonucu ilaç etkisinin değişmesi ve yaşlı hastaların önemli kısmının çoklu ilaç kullanı-

Miyokard İnfarktüsünde Hastaneye Başvuru Süresi ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları ile İlişkisi, Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü

İkinci bölümü ise hemşirelerin kendi hastalıklarının tedavisinde kullandıkları ilaçlar konusunda akılcılık düzeylerini incelemesine yönelik (hasta olduklarında

Ankara'ya ait birçok tab­ losu ile bu şehre pek çok hizmetler­ de bulunmuş bu çapta değerli An­ kara hemşehrisine o şehrin bir so­ kak ismini çok görmüş

Katılımcıların cinsiyet, yaş, eğitim durumu, gelir seviyesi ve meslek dağılımı gibi demografik özellikleri ile komşularının ve/veya yakınlarının tavsiyesi