• Sonuç bulunamadı

ALİ CİN; TÜRK EDEBİYATININ İLK YÛSUF VE ZÜLEYHÂ Hİ- KÂYESİ: ALİ NİN KISSA-YI YÛSUF U, TÜRK DİL KURUMU YA- YINLARI;1040, ANKARA 2011, 884 S.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ALİ CİN; TÜRK EDEBİYATININ İLK YÛSUF VE ZÜLEYHÂ Hİ- KÂYESİ: ALİ NİN KISSA-YI YÛSUF U, TÜRK DİL KURUMU YA- YINLARI;1040, ANKARA 2011, 884 S."

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ALİ CİN; TÜRK EDEBİYATININ İLK YÛSUF VE ZÜLEYHÂ Hİ- KÂYESİ: ALİ’NİN KISSA-YI YÛSUF’U, TÜRK DİL KURUMU YA-

YINLARI;1040, ANKARA 2011, 884 S., ISBN: 978-975-16- 2427-7*

Didem AKYILDIZ**

*Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.

** Arş. Gör. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, El-mek:

(2)

Kıssa-yı Yusuf, Hz. Yusuf peygamberin ibret dolu hayat hikâyesinin aşk, sevgi, umut, iha- net, kıskançlık, nefret gibi insanî duygularla zenginleştirilmesiyle birlikte yüzyıllar boyu çeşitli kişilerce çeşitli biçimlerde kaleme alınmış ve zevkle okunmuş dinî boyutlu bir hikâyedir. Edebî sahada, Kıssa-yıYûsuf, Yûsuf Mesnevisi, Yûsuf u Züleyha, Yûsuf u Zelîha gibi çeşitli adlarla anılan hikâyenin geçmişten günümüze bu kadar sevilmesi ve rağbet görmesinde, hikâyenin kaynağının kutsal kitaplara dayanmasının payı büyüktür.

Yûsuf kıssasının esasına dair belirtiler, tarihin ilk çağlarına kadar uzanmaktadır. Hikâye, ilk olarak bazı unsurlarıyla MÖ 14. yüzyılda eski bir Mısır hikâyesinde yer almıştır.1 Bununla birlikte Tevrat’ta da konu edinilen bu hikâye, İncil’de kısa bir şekilde yer alırken Kur’ân-ı Kerim’de YûsufSûresinde ayrıntılı bir biçimde bulunmaktadır.

Kutsal kitaplarda yer almasıyla birlikte, içeriğinde evrensel tema ve duyguları barındırması nedeniyle de hem Batı hem de Doğuda ünlenmiş bu hikâyenin kaynağını -kesin çizgilerle ayrılma- makla beraber- Batıda Tevrat, Doğuda ise (Arap, İran ve Türk edebiyatları) Kur’an-ı Kerim oluş- turmaktadır.

Kur’an-ı Kerim’de YûsufSûresinde 111 ayette anlatılmış, baştan sona tam bir hikâye hüvi- yetindeki tek hikâye olma özelliğine sahip bu hikâye yine Kur’an-ı Kerim’de “ahsenü’l-kasas” yani

“kıssaların en güzeli” olarak vasıflandırılmaya layık görülmüş bir hikâyedir.

İslamî edebiyatta, Arap ve Fars edebiyatlarından sonra Türk edebiyatında da birbirinden güzel, orijinal Kıssa-yıYûsuf eserleri verilmiştir. Bunlardan Türk Edebiyatında bilinen ilk Kıssa- yıYûsuf, H.630/M. 1233yılında yazılan ve Harezmli Ali, Kul Ali, Gul Gali gibi adlarla bilinen Ali’ye aittir.

Ali’nin hayatı hakkında bugüne kadar pek bilgi edinilememiştir. Tek bilinen eseri, Kıssa- yıYûsuf’tur.

Ali’nin Kıssa-yıYûsuf’unun edebiyatımızdaki en önemli özelliği, Türk edebiyatında yazıl- mış ilk Kıssa-yıYûsuf olmasıdır. Bunun dışında nazım şekli ve vezni ile de diğer Yûsuf kıssaların- dan ayrılmaktadır. Bilindiği gibi Türk edebiyatında bu eserden sonra yazılmış manzum Yûsuf kıs- saları çoğunlukla mesnevi nazım türünde olup aruz vezinlidir. Ali’nin eseri, dörtlüklerden oluşmak- tadır. İlk üç mısra kendi içinde kafiyeli olup dördüncü mısrasında “imdi” redifi bulunmaktadır.

Eser, 12’li hece ölçüsüyle yazılmış olup bazen hece sayısında eksik veya fazla hece sayısı da ola- bilmektedir.

Eserin bir diğer önemli özelliği, dili konusundadır. Müellif hattı bulunmayan bu eser, bün- yesinde hem Doğu Türkçesi hem de Batı Türkçesi unsurları barındırması sebebiyle Türk Dili araş- tırmacıları tarafından “Karışık Dilli Eserler” olarak tabir edilen eserler arasında mühim bir rol oy- namaktadır.

Hem ilk olması sebebiyle hem de yazılış biçimi ve dil özellikleri bakımından farklılık gös- teren bu eserin yurt içinde2 ve yurt dışında yazma ve matbu şeklinde birçok nüshasının bulunması3, eserin Türk dünyasında çok sevildiği konusunda bize ipuçları vermektedir. Görüldüğü gibi birçok nüshası bulunan bu eser üzerinde yine yerli ve yabancı birçok araştırmacılar tarafından çeşitli ça- lışmalar yapılmıştır. Bunlardan ilki Houtsma’ya ait olup Brockelmann, Hüseyin Kazım Kadri, Saa-

1 Gönül Ayan (1997); “Ahmet Yesevi Etkisiyle Yazılan İki Yusuf u Züleyha,” Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sayı:3, Konya, s. 31.

2 Eserin Türkiye’de bulunan yazma nüshası ile ilgili bilgi için bk. Ali Cin, “Ali’nin Kıssa-i Yûsuf Eserinin Türkiye Nüs- hası” V. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bildirileri I, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2004, s.611-656.

3 Ayrıntılı bilgi için bk. Ali Cin, “Türk Edebiyatının İlk Yûsuf ve Züleyhâ Hikâyesi: Ali’nin Kıssa-yıYûsuf’u”, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2011, s.60.

(3)

det Çağatay, F. Fasayef, Hisamov, Steven West, ElmeddinElibeyzade ve EbulfeyzHüseynî’nin de çeşitli çalışmaları4 olmakla birlikte bu çalışmaların dışında Türkiye’de iki yüksek lisans tezi, biri Türkiye’de diğeri de Almanya’da5 olmak üzere iki doktora tezi yapılmıştır.

Bu doktora tezlerinden Türkiye’de yapılmış olanı Ali Cin’e6 aittir. 2011 yılında Türk Dil Kurumu’nda yayımlanan Cin’in bu çalışması,Giriş (s.13-66), İnceleme (s.67-140),Çeviri Yazılı Metin (s. 168-410) ve Dizin (s.411-873) bölümlerinden oluşan oldukça hacimli bir çalışmadır. Bu dört ana bölümün dışında giriş kısmının sonunda Yapım Ekleri Dizini (s.140-153) ve dizin kısmının sonunda Özel Adlar Dizini’nin(s. 874-884) verilmesi, araştırmacılar için ayrıca kolaylık sağlamak- tadır.

Çalışmanın Giriş kısmındaöncelikle Kıssa-yıYûsuf’un kaynağının kutsal kitaplara dayan- ması sebebiyle hikâyenin Tevrat, İncil ve Kur’an-ı Kerim’de geçen şekilleri verilmiştir. Bu üç kut- sal kitaptaki versiyonları belirtildikten sonra Ali’nin yazdığı Kıssa-yıYûsuf’un asıl kaynağını Kur’an oluşturduğu için yazar ayrıca Hz. Yusuf ve Hz. Yakub isimlerinin Kur’an’daYûsufsûresi dışında başka ayetlerde de geçtiğini, yine tanıklarıyla birlikte göstermiştir. Bundan sonra yazar, üzerinde çalıştığı eserin İslami kaynaklı olması sebebiyle hikâyenin Arap, İran ve Türk edebiyatla- rındaki yansımaları üzerinde durmuştur.

Yûsuf kıssasının edebî sahadaki ilk örnekleri, Arap edebiyatında görülmeye başlanmıştır.

Arap edebiyatında yazılan Kıssa-yı Yusuflar, çoklukla nesir biçiminde olup içinde zaman zaman şiir parçaları da bulunmaktadır.7 Kıssa-yı Yusuf yazma geleneğini devam ettiren ve belkide en gü- zel örneklerinin verilmesiyle birlikte Türk edebiyatında dahi çok sevilen ve örnek alınan eserlerin ortaya konduğu bir edebiyat da Fars Edebiyatıdır. Fars edebiyatından Firdevsî’nin ve özellikle Molla Cami’nin yazdığı eserin Türk edebiyatında yazılmış Yûsuf kıssalarına örnek teşkil ettiği bilinmektedir. Türk edebiyatında XIII.-XIV. yüzyıllarda yazılmış Yûsuf kıssalarının daha çok Kur’an ve tefsirler dayanaklı olduğu, dinî kimliği ağır basan ve halka dinî bilgiler verme gayesi taşıdıkları için de dil bakımından sadelik gösteren eserler olduğu bilinmektedir.8 Bu geleneğin devamında XV. yüzyılda Molla Cami’nin de büyük etkisiyle başta Hamdullah Hamdi olmak üzere Türk şairlerinin hikâyenin dinî boyutunun yanı sıra şairlerin kendi düşünce ve tasarılarıyla okuyu- cuya zevk aldırmak için yaptığı ilavelerin de bulunduğu edebî değeri yüksek eserler verilmeye başlanmıştır. Cin, eserinde Arap ve Fars edebiyatında yazılan Kıssa-yıYûsuflardan bahsettikten sonra yukarıda belirttiğimiz Türk edebiyatındaki örnekleri üzerinde durmuştur. Yazar öncelikle eserin Türk edebiyatındaki örneklerini manzum ve mensur yazılmalarına göre iki ayrı kısımda ince- lemiş, ayrıca mensur yazılanlardan “Müstakil olarak yazılanlar” ve “Müstakil olarak yazılmayıp diğer eserlerin içinde yer alanlar” şeklinde daha da ayrıntılı bir biçimde ele almıştır. Bunlardan başka yine eserin “Klasik edebiyattaki yansımaları” başlığı altında, eserde geçen çeşitli unsurlara Klasik edebiyat metinlerinde hangi telmihlerde bulunulduğu üzerinde durmuştur.

Eserde Kıssa-yıYûsuf’un dinî boyutu ve edebî sahadaki görünüşleri belirtildikten sonra üzerinde çalışılan metne geçmeden evvel, bu metnin yazıldığı dönem ve bu dönemin önemli kültür merkezlerinden Harezm ile bu coğrafyada yaşayan Oğuz Türkleri hakkında bilgi verilmiştir.

4 Ayrıntılı bilgi için bk. Ali Cin, age s.63.

5 Hakan Yaman, “Die Yusuf-Legende in der Versionvon Ali Nach dem DresdenerManuskriptEb. 419 (Dresden Eb. 419 Yazmasına Göre Ali’nin Kıssa-i Yusuf’u” Doktora Tezi, GeorgAugust Ü, Almanya, 2005.

6 Ali Cin, (2004) Ali, Kıssa-i Yûsuf (H.630/M.1233) Metin- İnceleme-Dizin, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Ensti- tüsü, Doktora tezi, Ankara.

7 Ali Cin, age, s.37.

8 İsmail Hikmet Ertaylan (1948), “Türk Dilinde Yazılan İlk Yûsuf veZüleyhâ", İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebi- yatı Dergisi, İstanbul s.212

(4)

Bilindiği gibibünyesinde hem Doğu hem de Batı Türkçesi unsurları bulunan eserler, “Ka- rışık Dilli Eserler” olarak anılmaktadır. Ali’nin Kıssa-yıYûsuf’u da bu eserler arasında önemli bir yer teşkil etmektedir. Bu eserler üzerinde araştırma yapmış Türkologların eserlerde görülen bu durum hakkında birbirinden farklı görüşleri bulunmaktadır. Ali’nin eseri de söz konusu eserler arasında yer aldığından Cin bu konu hakkındaki bilgi ve görüşleri “Karışık dilli eserler” başlığı altında etraflıca ele almıştır.

Bu kısımdan sonra incelenen eserin özelliklerine geçilmiştir. Öncelikle eserin adı, yazarı, yazılış tarihi üzerinde durulmuş, eser üzerinde yapılmış çalışmalar, eserin ait olduğu dil sahası ve eserin nazım şekliyle birlikte eserin nüshaları ayrıntılarıyla belirtilmiştir. Eserin yazma ve matbu şeklinde yurt içinde ve yurt dışında olmak üzere çeşitli nüshaları bulunmaktadır. Cin’in verdiği bilgilere göre, eserin yazmalarının büyük bir kısmı Türkiye dışında olup Türkiye’de bir el yazması ve 2-3 matbu nüshası bulunmaktadır. Yurt dışında özellikle Kazan’da eserin birçok el yazması mevcuttur. Ancak bu yazmalar müellif nüshası değildir. Ayrıca Ali’nin eseri 1800’lü yıllarda Ka- zan’da birçok kez basılmıştır.9

Çalışmanın İnceleme bölümü, imla, ses ve şekil bilgisikısımlarından oluşmaktadır.Yazar bu bölümde özellikle Türkçe kelimelerin kök ve eklerinin yazılışları, ses değişiklikleri ve morfolojik yapıları üzerinde durmuştur. Cin, eserin imla özellikleri hakkında bilgi verirken üzerinde çalışılan nüshaların çoklukla harekesiz olduğu ve bu nüshaların yazımında da tutarlı bir imladan bahsedile- meyeceği bilgisini vermiş ve metnin imlasının Uygur geleneği ile Arap-Fars geleneğinin özellikle- rini bünyesinde barındırdığını ifade etmiştir. Bilindiği gibi Türkçede bulunan damak n’si, k ve g sesleri, Arap harflerinde tek işaretle (kef harfi) karşılanmaktadır. Bu da kelimenin okunuşunda bazı tereddütlere yol açmaktadır. Günümüzde ince sıradan kelimelerde bulunan g sesinin Eski Türkçede k sesiyle karşılandığı bilinmektedir. Bu sesin hangi dönemde tonlulaştığı Arap harfli yazımdan dolayı kesinlik kazanamamıştır. Fakat yaygın görüş, Eski Anadolu Türkçesi döneminde bu değişi- min başladığı şeklindedir. Cin, metni transkribe ederken bu sesin bulunduğu kelimeleri Eski Türk- çeye uygun şekilde k sesi ile okumayı yeğlemiştir.

Eserin Ses bilgisi bölümünde ses nöbetleşmeleri başta olmak üzere eserde görülen çeşitli ses olayları örnekleriyle birlikte detaylı bir şekilde incelenmiştir. Eserde Doğu ve Batı Türkçesine ait ses hadiselerinin birlikte görülmesi dışında yine eserin belli başlı fonetik özellikleri içerisinde, bazı nöbetleşmeler ayrıca dikkat çekmektedir. Yazarın verdiği bilgilere göre ç/ş nöbetleşmesi ese- rin nüshalarında sıklıkla görülen bir ses hadisesidir.10 Yazar bu seslerin başta, ortada ve sonda gö- rünüşlerini bol örnekle izah etmiştir.

İncelemenin Şekil Bilgisi kısmında ise yazar, incelenen metinde tıpkı fonetik açıdan görü- len Eski Türkçe ve Eski Anadolu Türkçesi özelliklerinin birlikte bulunması hususunun eserin mor- folojik yönünde de görüldüğünü belirtmiştir. Bununla birlikte metinde bulunan yapım ekleri bahsi- ne geçilmiş ve bu ekler tanıklarıyla birlikte gösterilmiştir. Daha sonra sırasıyla metinde geçen İsim, Zamir, Sıfat, Zarf, Edat ve Fiilkategorileri detaylı bir şekilde incelenmiştir. Bunun dışında inceleme bölümünün sonunda metinde yer alan yapım ekleri ve yapım eklerinin geçtiği yerlerle ilgili ayrıca bir dizin sunulmuştur.

Çalışmada İnceleme kısmından sonra metnin okunuşuna geçilmiştir. Cin, çalışmasını hazır- larken biri matbu (Manisa nüshası) ve beşi el yazması (Berlin, Kazan, Azerbaycan ve Milli Kütüp- hane nüshası) olmak üzere altı nüshadan faydalanmış, metni oluştururken de eldeki bu nüshaların en eskisi ve en okunaklısını ana metin olarak ele alarak edisyon kritikli bir metin oluşturmuştur.

9Ali Cin, age, s.60.

10 Ayrıntı için bk. Ali Cin, age, 82

(5)

Ana metin içerisinde eksik bir bölüm bulunduğunda ise bu eksiklikleri gidermek için diğer nüsha- lardan faydalanmış ve metin tamiri yapmamıştır.

Cin’in çalışmasının son bölümünde metnin söz varlığı hakkında detaylı bilgi sahibi olabile- ceğimiz Dizin bölümü yer almaktadır. Dizin kısmı dil araştırmacılarına kolaylık sağlamak için gramatikal dizin dediğimiz ayrıntılı bir yöntemle hazırlanmıştır. Yazar metinde geçen bütün keli- meleri ve kelimelere gelen ekleri alfabetik bir sırada düzenlemiştir. Bununla birlikte metinde geçen yabancı kaynaklı kelimeler maddelenirken o kelimenin hangi dile ait olduğu da parantez içinde belirtilmiştir. Bir kelimenin metinde bazen imla ve fonetik bakımdan birden fazla versiyonu geçe- bilmektedir. Yazar bu çeşitlenmeleri de birbirlerine göndermeler yaparak madde başı olarak almış- tır. Kelimelerin anlamlandırılma hususunda ise kelimelerin metindeki anlamları titizlikle seçilmiş ve bağlama göre kelimenin kendisinden önce veya sonrasında bulunan kelime de ayrıca belirtilmiş- tir. Dizin kısmının sonunda metinde geçen özel adlardan oluşan bir de Özel Adlar Dizini bulun- maktadır. Yusuf kıssasında adı geçen kişiler hakkında bilgi sahip olmak isteyen araştırmacılar için bu dizinin çok faydalı olacağı kanısındayız.

Hem Türk dili tarihi açısından hem de Türk dili ve edebiyatındaki Kıssa-yıYûsufgeleneği açısından büyük bir önem taşıyan ve aynı zamanda karışık dilli eserler arasında da önemli yeri bulunan bu kıymetli eseri bizlerle tekrar buluşturan Ali Cin’e bu titiz çalışmasından dolayı teşekkür ediyoruz.

KAYNAKÇA

AYAN, Gönül (1997), “Ahmet Yesevi Etkisiyle Yazılan İki Yusuf u Züleyha,” Türkiyat Araş- tırmaları Dergisi, sayı:3, Konya, s. 31.

CİN, Ali, “Türk Edebiyatının İlk Yûsuf ve Züleyhâ Hikâyesi: Ali’nin Kıssa-yıYûsuf’u”, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2011.

CİN, Ali, “Ali’nin Kıssa-i Yûsuf Eserinin Türkiye Nüshası” V. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bildirileri I, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2004, s.611-656.

ERTAYLAN, İsmail Hakkı, "Türk Dilinde Yazılan İlk Yûsuf veZüleyhâ", İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, İstanbul 1948

Referanslar

Benzer Belgeler

In this study, cefazolin (Scheme 2) as the model anti-inflammatory drug was incorporated in macrobeads prepared from sodium alginate/magnetic nanoparticles and under external

Yûsuf Hakîkî, dîvânında yer alan “Es-sabru miftâhu’l ferec” 104 redifli manzumesinde, Allah’a ulaşma yolunda âşıkların türlü badirelerden geçmesi

Bu eserler, şerh edilen metnin kapsamına, şarihin tahsil durumuna ve bilgi birikimine göre farklılık gösterse de, Klasik Türk edebiyatı metin şerhi araştırmaları

Burada dikkat edilecek bir husus da şudur: Her türlü bilgi değil, İbn Kesîr(ö.774/1373)’in el-Bidâye’nin başında ifade ettiği gibi şeriatin, nakline izin

Paris Dikilitaşına gelince, büyük Fira­ vunlardan İkinci Ramsese ait olup İstanbul taşından yüz elli, iki yüz yaş kadar gençtir, fakat İstanbul taşından

Spectral analysis wase applied to obtain the Alpha, Beta, Theta and Gamma band power of EEG signal under different music stimuli.. The power at each band of each channel was used as

Effects of walking program on decreasing fatigue in acute myelogenous leukemia patients receiving chemotherapy 中文摘要

Stigmaeus shabestariensis Haddad Irani-Nejad,Lotfollahi and Akbari, 2010 and Prostigmaeus khanjanii Bagheri and Ghorbani, 2010 were determined in Afyonkarahisar and