• Sonuç bulunamadı

İDARİ YARGILAMA HUKUKU PRATİK ÇALIŞMA - II

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "İDARİ YARGILAMA HUKUKU PRATİK ÇALIŞMA - II"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İDARİ YARGILAMA HUKUKU PRATİK ÇALIŞMA - II

24.12.2019 OLAY I

İstanbul ili Esenler ilçesinde gerçekleştirilen trafik denetiminde, (A)’nın korsan taksicilik yaptığı belirlenmiş, ilgili idari birimce onbeş gün süre ile trafikten men edilmiş, aracı bağlanmış ve 2500 TL idari para cezası uygulanmıştır. Denetim sırasında (A)’nın aracında yolcu olan (B)’ye de Ruhsatsız ticari taşımacılık hizmeti almaktan dolayı 344 TL idari para cezası uygulanmıştır.

(A) ve (B) bu işlemlerin hukuka aykırı olduğunu düşünmektedir.

1) Olayda (A)’nın açacağı davada görevli ve yetkili mahkemeyi belirtiniz.

Görevli yargı koluna ilişkin tespiti yaparken uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girip girmediği ve kanunla idari yargının görev alanı dışına çıkarılan işlemlerden biri olup olmadığı değerlendirilmelidir.

Kabahatler Kanununun 27. Maddesine göre, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir.

Kabahatler Kanununun 27. Maddesine 8. Fıkrası: İdarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde;

idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görülür.

Olayda idari para cezası ile birlikte trafikten men cezası verilmiş olduğundan hukuka aykırılık iddialarını konu alan iptal davalarında İstanbul İdare Mahkemesi görevli ve yetkilidir.

2) Olayda (B)’nin açacağı davada görevli ve yetkili mahkemeyi belirtiniz.

Yalnız idari para cezası uygulandığından kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. İdari yargının görev alanına girmez.

OLAY II

Ulaştırma Bakanlığı ile (T) A.Ş. arasında konusu otoyol içinde tünel yapımı olan bir imtiyaz sözleşmesi mevcuttur. (T) A.Ş. tarafından tünel yapımına başlanılmış ve 4 ay sonra Ulaştırma Bakanlığı’nın yol güzergahında değişiklik yapması gerekmiş bu nedenle tünelin yapım maliyeti artmıştır. (T) A.Ş. zararının tazmini için dava açmıştır.

1) Söz konusu davada görevli ve yetkili yargı yerini belirtiniz.

İmtiyaz sözleşmesi idari sözleşmedir. İmtiyaz sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar, Danıştay Kanununun 24. Maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay’da görülür. Danıştay görevli olduğundan yetki konusunda araştırma yapılmaz.

2) İmtiyaz sözleşmesinde tahkim şartı öngörülmüş olsaydı vereceğiniz cevap değişir miydi?

4501 sayılı Kamu Hizmetleri İle İlgili İmtiyaz Şartlaşma Ve Sözleşmelerinden Doğan Uyuşmazlıklarda Tahkim Yoluna Başvurulması Halinde Uyulması Gereken İlkelere Dair Kanun md.

(2)

2: Tahkim yolu: Tarafların doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlığı aralarındaki anlaşmaya göre hakem veya hakem kuruluna götürdükleri, usulü taraflarca belirlenebilecek özel bir yargılama faaliyetini ifade eder.

Sözleşmede, tahkim şartı bulunsaydı, sözleşmenin tarafları arasında ortaya çıkan uyuşmazlığı çözme konusunda idari yargı görevli olmayacaktı. Bu durumda taraflarca belirlenen milli/ milletlerarası tahkim usullerine göre hakemlerce uyuşmazlık çözümlenecekti.

3) Ulaştırma Bakanlığı ile (T) A.Ş. arasında yapılmış sözleşme yap işlet devret sözleşmesi yapılmış olsaydı 1. Soruya vereceğiniz cevap değişir miydi?

3996 sayılı Bazı Yatırım Ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanunun 5. Maddesine göre, idare ile sermaye şirketi veya yabancı şirket arasında yapılacak sözleşme, özel hukuk hükümlerine tabidir. Dolayısıyla yap işlet devret sözleşmesi özel hukuk sözleşmesidir. İdarenin özel hukuk sözleşmelerinin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda adli yargı görevlidir.

OLAY III

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, 21.10.2019 tarihli işlemi ile lisans almaksızın bayilik faaliyeti yapan şirketin lisans alınıncaya veya lisans gerektirmeyen faaliyet gösterecek hale getirilinceye kadar mühürlenmesine karar vermiştir. Şirket yetkilileri söz konusu mühürleme işleminin dayanağı olan Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinin hukuka aykırı olduğunu düşünmektedir.

1)İdari yaptırım kararının dayanağı olan Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinin iptali davasına konu edilmesi halinde görevli ve yetkili mahkemeyi belirtiniz.

İdari yargı kolunun görev alanı içinde görevli mahkemenin tespiti için, uyuşmazlığın DK. m. 24 uyarınca Danıştay’ın ve 2576 s. K. m. 6 uyarınca Vergi Mahkemesi’nin görev alanına giren bir uyuşmazlık olup olmadığı değerlendirilmelidir. Olayda, iptal davasına konu edilen Ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlem olduğundan bu dava, Danıştay’ın ilk derece mahkemesi sıfatıyla görecektir. Danıştay görevli olduğundan yetki konusunda araştırma yapılmaz.

OLAY IV

Ankara Vergi Dairesi, mükellef (G)’nin vergisi tahakkuka yapılan itirazın reddine karar vermiştir.

Bunun üzerine (G) Ankara İdare Mahkemesinde iptal davası açmıştır.

1) Ankara İdare Mahkemesinin ilk inceleme aşamasında nasıl bir karar vermesi gerekir? Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir mi?

İdari yargı kolunun görev alanı içinde görevli mahkemenin tespiti için, uyuşmazlığın DK. m. 24 uyarınca Danıştay’ın ve 2576 s. K. m. 6 uyarınca Vergi Mahkemesi’nin görev alanına giren bir uyuşmazlık olup olmadığı değerlendirilmelidir. Bu ikisinin görev alanına girmeyen uyuşmazlıklarda genel görevli mahkeme İdare Mahkemeleridir. Belirtilen şekilde görevli mahkeme saptandıktan sonra yetkili mahkeme (İYUK md. 32-37 hükümleri değerlendirilerek) tespit edilir.

2576 s. K. m. 6:

Vergi mahkemeleri:

(3)

a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları,

b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları,

c) Diğer kanunlarla verilen işleri, Çözümler.

Olayda tahakkuk işlemine yapılan itirazın reddi işlemi mevcuttur. Bu işleme karşı açılacak olan iptal davası 2576 s. K. m. 6 uyarınca vergi mahkemeleri görevlidir. Yetkili vergi mahkemesi İYUK md. 37 de düzenlenmekte olup, Uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren, zam ve cezaları kesen Dairenin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesidir. Dolayısıyla Ankara Vergi Mahkemesi görevli ve yetkilidir.

Ankara İdare Mahkemesi ilk inceleme aşamasında, İYUK md. 15/1(a) uyarınca davayı görev veya yetki yönünden reddederek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar vermelidir.

İYUK md. 15/4 uyarınca bu karara karşı kanun yoluna başvurulamaz.

OLAY V

“12.11.1999 tarihinde Bolu ili ve çevresinde meydana gelen depremde, davacının babasına ait ve Sakarya’da yer alan ağır hasarlı konutundan dolayı kabul edilen hak sahipliğinin iptal edilmesine ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açtığı davada; davacının babasına ait ağır hasarlı binanın 6 nolu bağımsız bölümünde oturduğunu beyan etmesi nedeniyle hak sahipliği talebinin kabul edildiği, daha sonra yapılan ihbar ve şikayetler üzerine yapılan incelemede, davacının 6 nolu konutta değil, babasıyla birlikte 8 nolu konutta oturduğunun tespiti üzerine hak sahipliğinin iptal edildiği, bu nedenle depremden önce babasıyla birlikte oturan davacının hak sahibi olarak kabulü mümkün olmadığından, gerçeğe aykırı beyan üzerine tanınan hak sahipliğinin iptal edilmesine ilişkin davalı idare işleminde hukuka aykırılık görülmediği gerekesiyle davanın reddine karar veren Ankara 2. İdare Mahkemesinin 28.10.2004 gün ve E:2003/2059, K:2004/1598 nolu kararının; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir1.”

1) Yukardaki istem özeti verilen Danıştay Kararında, davacı hak sahipliğinin iptal edilmesi işlemine karşı iptal davası açmıştır. Bu davanın, ilk inceleme aşamasında Ankara İdare Mahkemesi nasıl bir karar vermelidir?

Mevcut karardan, deprem nedeniyle mağdur olmuş kişilere yapılan konut tahsisi işleminin idarece sonlandırılmış, bu işleme karşı dava açılmış olduğu görülmektedir. Burada davacının Ankara İdare Mahkemesinde açtığı dava ile ilgili İdari yargı kolunun görevli olacağı açıktır. Zira idarece tesis edilmiş bir idari işlem mevcuttur. Görevli mahkemenin idare mahkemesi olacağı da anlaşılmaktadır.

Yine bu sonuca ulaşmak için DK. m. 24 uyarınca Danıştay’ın ve 2576 s. K. m. 6 irdelenir. Yetkili mahkemenin saptanması için iki hükme dikkat etmeliyiz.

İYUK md. 32 Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla bu Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir. İYUK m. 34 uyarınca taşınmaz malın bulunduğu yer, olaya göre Antalya İdare Mahkemesi görevli ve yetkili mahkemedir. Olayda taşınmaz tahsis işlemi mevcut olduğuna dikkat edildiğinde yetkili mahkemenin

1 Danıştay 11. Daire Esas No:2005 / 1816 Karar No:2006 / 1795 Karar Tarihi:11.04.2006.

(4)

taşınmazın bulunduğu yer idare mahkemesi olduğu sonucu ortaya çıkar. Sakarya İdare Mahkemesi yetkilidir.

Mahkeme ilk inceleme aşamasında Ankara İdare Mahkemesi ilk inceleme aşamasında, İYUK md.

15/1(a) uyarınca davayı görev veya yetki yönünden reddederek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar vermelidir.

2) İdari yargı yerleri arasında yetki uyuşmazlığı ne şekilde çözümlenir? Açıklayınız.

(Burada sorunun kurgusu, Ankara İdare Mahkemesinin dosyayı gönderdiği, Sakarya İdare Mahkemesinin de kendisini yetkisiz görmesi halinde ne yapılacaktır? Bu anlatılacak.)

Görevsizlik ve yetkisizlik hallerinde yapılacak işlem:

Madde 43 – 1. İdare ve vergi mahkemeleri, idari yargının görev alanına giren bir davada görevsizlik veya yetkisizlik sebebiyle davanın reddine karar verirlerse dosyayı Danıştaya veya görevli ve yetkili idare veya vergi mahkemesine gönderirler.

a) Görevsizlik sebebiyle gönderilen dosyalarda Danıştay, davayı görevi içinde görmezse dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir.

b) Görevsizlik veya yetkisizlik sebebiyle dosyanın gönderildiği mahkeme kendisini görevsiz veya yetkisiz gördüğü takdirde, söz konusu mahkeme ile ilk görevsizlik veya yetkisizlik kararını veren mahkeme aynı bölge idare mahkemesinin yargı çevresinde ise, uyuşmazlık bölge idare mahkemesince, aksi halde Danıştayca çözümlenir.

2. Görev ve yetki uyuşmazlıklarında Danıştay ve bölge idare mahkemesince verilen kararlar ilgili mahkemelere bildirilir ve bu husus taraflara tebliğ olunur.

3. Danıştay ve bölge idare mahkemesince görev ve yetki uyuşmazlıkları ile ilgili olarak verilen kararlar kesindir.

Olayda Sakarya ve Ankara İdare Mahkemeleri farklı Bölge İdare Mahkemesinin (İstanbul BİM ve Ankara BİM) yargı çevresinde yer aldığından, yetkili mahkemeyi Danıştay belirleyecektir.

OLAY VI

(H), Konya Devlet Hastanesinde 23.01.2019 tarihinde ameliyat olmuştur. Ameliyat sonrası sağlık sorunları iyice artan (H)’nin karnında ameliyat sırasında sargı bezi unutulduğu ortaya çıkmıştır. (H), Sağlık Bakanlığına karşı 21.02.2019 tarihinde Konya İdare Mahkemesinde tam yargı davası açmıştır.

1) Konya İdare Mahkemesi ilk inceleme aşamasında nasıl bir karar vermelidir? Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir mi?

İYUK md. 14 uyarınca a) Görev ve yetki, b) İdari merci tecavüzü, c) Ehliyet, d) İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) Süre aşımı, f) Husumet, g) 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadıkları, Yönlerinden sırasıyla incelenir.

Olayda (H), idari eylemden dolayı zarara uğramıştır. Ve (H) tam yargı davası açmadan önce, yetkili idari makama başvurarak bir ön karar almadan tam yargı davası açmıştır.

İYUK md. 13 uyarınca İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir.

(5)

Kanunla öngörülen zorunlu idari başvuru yolları tüketilmeden dava açılması, idari merci tecavüzüne sebebiyet verir.

Bu nedenle ilk inceleme aşamasında Konya İdare Mahkemesi, İYUK md. 15 /e) uyarınca dilekçelerin görevli idare merciine tevdiine karar vermelidir. (İdari merci tecavüzü mevcuttur.)

İYUK md. 15/4 görevli idare merciine tevdii kararına karşı kanun yoluna başvurulabilir.

OLAY VII

Ankara ili Keçiören Belediyesi pazaryerini genişletmek maksadıyla taşınmaza ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle mülkiyeti (M)’ye ait olan ve (K)’nin kiracı olduğu taşınmazla ilgili kamulaşma kararı alınmıştır.

1) Söz konusu kamulaştırma işleminin hukuka aykırı olduğunu düşünen karşı kiracı (K)’ nin iptal davası açması halinde mahkeme ilk inceleme aşamasında ne şekilde karar verir?

Bu konuda Danıştay içtihadı, mülkiyet hakkı sahibi olmadığından kiracının dava açma ehliyetinin bulunmadığı yönündedir.

“2577 sayılı Yasanın 2. maddesinin 1. fıkrası (a) bendinde iptal davaları idari işlemler hakkında yetki, şekil,sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır. Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır.

İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir. Aksi halde, kişilerin kendisine etkisi bulunmayan, menfaatlerini ihlal etmeyen idari işlemler hakkında da iptal davası açma hakkı doğar ve bu durum idarenin işleyişini olumsuz etkiler.İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesi için ön koşullardan olan "Dava açma ehliyeti" iptal davasına konu kararın niteliğine göre idari yargı yerince değerlendirilmektedir.

Davalı idare dava konusu idari işlemle 2942 sayılı Kanunun tanıdığı yetki çerçevesinde mülkiyetinde bulunan taşınmazın devrine ilişkin hakkını kullanmıştır. Mülkiyet hakkının anayasal güvence altında taşınmazın malikine ait ve onun tarafından kullanılabilecek ayni bir hak olduğu kuşkusuzdur.

Dava konusu uyuşmazlıkta taşınmazın devrine ilişkin işleminin iptali istemiyle kiracı olan davacının dava açma ehliyetinin var olduğunun kabulü halinde davalının mülkiyet hakkının kullanılmasını kısıtlayıcı bir durumun ortaya çıkacağı açıktır.

Bu durumda, davacının dava konusu işleme dava açma ehliyeti olmadığından işin esası incelenerek davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.2

Mahkeme ilk inceleme aşamasında İYUK md. 15/1(b) uyarınca davanın reddine karar verir.

Kamulaştırma işlemine karşı malik (M) iptal davası açabilir.

2 DANIŞTAY 6. DAİRE Esas No : 2003 / 3572 Karar No : 2005 / 62 Karar Tarihi : 13.01.2005.

Referanslar

Benzer Belgeler

İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) Madde 1 – 1. Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü,

Dö- şeme kaplamaları 30x30 sunî taş, doğ- ramalar metal kutu profil, iç duvarlar plastik boya, dış duvarlar ise, ince sıva üzerine akrilik boya yapılmıştır.. Çatı

Ahşap doğramalar, yüklenicisi : MKE Marangoz Fabrikası. Ahşap imalât, yüklenicisi : M.E.B. Ağaç İşleri Enstitüsü.. Kompleks iki bölümden meydana gel- mektedir.

Kıta Avrupası Hukuk Sistemi / Parçalı Yargı / İdari Rejim: Adli yargının yanında ayrı bir yargı kolu olarak İdari yargının da bulunduğu

4. Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, hâkim ve savcıların mali ve sosyal haklarına ve sicillerine ilişkin konularla, müfettiş hal kâğıtları- na

Bu durum, hasar veya travmaya bağlı olarak sekonder gelişebildiği gibi lenfatik sistemin iyi gelişememesinden ötürü konjenital de olabilir.. Lenf ödem, vücudun her

- 2018 yılı Haziran ayı sonu itibarıyla %15,7 olan sabit genişbant internet hizmeti yaygınlık oranının 2023 yılı sonunda.. %24,2’ye yükseleceği

"Madde 30. - Bu Kanunun 25 inci maddesi hükmüne aykırı hareket eden işverene ikimilyar lira idarî para cezası verilir... Bu Kanunda yazılı olan idarî para