A K A D E M I K •
BAKI
ÜÇ AYLlK EGiTiM, KÜLTÜR ve SANAT DERGiSi
.
150.000 TL . YAZ 1997
/
Akademik
BAKlŞ (Üç Aylık Eğitim, Kültür ve Sanat Dergisi) Yaz 1997 • Yıl: 1• Sayı: 2 • Fiyatı :150.000 TLSahibi
· .
: imaj Reklam Ltd. Şti. adına ishak POLATYayın Koordinatörü : Eyyup AKSOY Yayın Yönetmeni : M. Muhsin KALKIŞIM Yazı işleri MOdürü :Hasan AKÇAY Reklam Sorumlusu : Mehmet Ali SAVAŞ Halkla ilişkiler
Yayın Kurulu
: A. Selami YILDIZ
: Muammer GÜRBÜZ Recep YURT Bayram YILMAZ ibrahim iSLAM
Mehmet OYMAK
Mustafa Sami ÇETiN Abdullah BALAK Nihat DERiNDERE Kemal KAPAKLI Abdullah EKiNCi Sabahattin. YAŞAR idris KABALCI Mehmet HAZAR
-
Yazışma Adresi: P.K. :
63
ŞANLIURFA Tele-faks: (0.414) 21678
56Abone Bedeli
Mizanpaj ve Kapak Bilgi-işlem
Baskı-CIIt
: Yurtiçi (Yıllık) 600.000 TL (Altı Aylık) 300.000 TL Öğrenci (Yıllık) 400.000 TL : Akademik Bakış
: imaj Reklam
: Bayrak Matbaası 1 istanbul Temmuz 1997
Yazıların sorumluluğu yazariarına aittir.
Dergiye gönderilen yazılar, yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez.
iÇiNDEKiLER
EGiTiM
Dr. Mehmet OKUTAN: Örgütlerde Çatışma ve
Yönetimi. ...... : ...... 2 Abdullah GÜZEL :Temel Eğitimde Sistem Arayışı. ... 6
MÜZiK
Arş.Gör.Hasan SEVGiLi : Ney'in Ne Olduğuna Dair ... 8
TOPLUMSAL ÇEVRE
Güneş TÜFEKÇiOGLU :Köprüler ve Köpekler ... 13
DiL
Yrd.Doç.Dr.Erdoğan BOZ: Yabancılaşma ve Dilimiz .. 19
TARiH
Okt. Abdullah EKiNCi : Dört Halife Döneminde
Urfa ve Fethi ......... 22 Ôğr.Gör.Nimetullah AKAY: Nureddin Mahmud b.
Zengi. ... ;··· ... 26
HALKBiLiM
Ôğr.Gör.Kemal KAPAKLI : Şanlıurfa'da Doğumla ilgili Adetler ve Ninniler ... 30 Uzm.Abdusselaml YILDIZ : Şanlıurfa'da
Halk Hekimliği ... :···· ...... 34
COGRAFYA
Yrd.Doç.Dr.Recep YURT :Atatürk Baraj Gölünün Yakın Çevresi iklimine Olan Etkilerinin incelenmesi... ... 44
EDEBiYAT
O le ay Y AZI Cl : Derviş-IV ..... 53 Yrd.Doç.Dr.Bayram YILMAZ : Goethe'nin Doğu-Batı Divanı'ndan Temsiller ... .64 Ekrem KILIÇ : Göç ... ,. ... 55 Yrd. Doç.Dr. M.Muhsln KALKIŞIM : Şeyh Galib'in Bir Terc-i Bendini Şerh Denemesi ... 56 Mustafa SARI : Gecenin Üçüncü Biri ...... 62 Yrd.Doç.Dr.Muammer GÜRBÜZ : Turan Oflazoğlu'nun Sanatı ve Tiyatro ile ilgili Görüşleri ... 63 Abdülkadir SUMMA K : Gazel ... 66 Eyyup AKSOY: Harran'da Bahar ...... 67 Yrd.Doç.Dr.Kenan ERDOGAN : Hami-i Amidi,
DMinı'nın Bilinmeyen iki Nüshası ve Bir Gazeli, Bir Hammfım Tarihi ... 68 Nazlr AKALIN: Tüi-Hayal.. ... 74 Ôğr.Gör.Sellm AL TlNTOP : Mehmet Akif Ersoy'un Şiir Sanatının Hususiyetleri ... 75 Abdulnasır Yi NER : Yavru m ...... 79
22
Akademik BAKlŞ ·Yaz 1997, S.2 TARiH
Dört Halife Dönemi'nde Urfa ve Fethi
Arap-Bizans münasebetlerinin çok eski çağ
Iara dayandığı bilinmektedir. islamiyetin zuhuru sıra'sında Arap-Bizans münasebetleri karşılıklı ti- cari faaliyetler şeklinde kalıplaşmış olmakla be- raber, Hz.Muhammed'in 628'de Bizans im- paratoru Heraklius (61 0-641 )'a gönderdiği
mektup ve islam ordularının Bizans sınıra da-·
yanmaları, Müslümanlar ile Büanslılar arasında
bir anda siyasi, askeri ve idari münasebetlerin
doğmasına sebep olmuştur. Filistinde Bizans ha- kimiyetine indirilen ilk darbe Ecnadin zaferidir.
(13/634) Hz. Ömer (634-644) devrinde Şam (635), Kudüs (638) Antalya, Halep ve Urfa çev- resinin (18-21/639-642) alınması X. yüzyıla
kadar sürecek olan Arap-Bizans mÜcadelesinin belirtisi idi. (ABU'L-FARAC,s, 175-178/ÇETiN, s,22-23/iBN ESiR-A, 415-568) Arap-Bizans mü- cadelesi çerçevesinde değerlendirebileceğimiz
bir başka girişim de Urfa ve çevresine yapılan fetih girişimleridir.
Süryanl Mihail bu girişimleri, Hz. Ömer'in Su- riye'ye gelişi ile başlatır. Hz.Ömer'in Suriye'ye geldiğinde Hereklius'un generallerinden Urfa'da bulunan Hovannes'in Kınnesrin'e Hz.Ömer'in
yanına gelerek Suriye'nin doğusuna girmemeleri için yıllık yüzbin dahakan vermeyi kabul ettiğini
bildirdiler. Bunu haber alan Heraklius hid- detlenip Hovannesi tutukiatarak haracın öden- mesinden vazgeçirmiştir. Yıllık haracın öden- mesinden vaz geçilmesi üzerine müslümanlar bir yol sonra ei-Cezire bölgesine girmeye başladılar
(ABU'L-FARAC,s.178). Bu girişimlerden biri de, Seyf bin Ömer'in rivayetine göre Celula sa-
vaşından sonra 16.yüzyılın Recep ayında Ömer b. Malik'in yardımcılarından olan Ziyad b. Han-
zal'nın Urfa'ya kadar gelmiş oimasıdır. (WEL- HAUSEN, s.170/IŞILTAN A,s.80)
lll -VI. yy Arasında Roma'ya bağlı kalmış bu- lunan bölge (IŞIL TAN-B, s.61) Hz. Ömer dev-
ı·ı HRÜ. Fen-Edebiyat Fak. Ş. URFA
Okt. Abdullah EKiNCi*
rinde müslümanlar Suriye ve Babilanya'ya sahip olunca bu iki memleketin arasında bulunan Me- zopotamya da kendiliğinden düşmeye mahkum
olmuştur. Bu bölgede oturan arami halk Mo- nofizit inançlarından dolayı Bizans ortodoksi'si
tarafından sürekli şekilde zorlanmış olması Müs-
lümanların bölgeye girişini kolaylaştırmıştır. Arap göçerleri bölgeyi baştan başa kaplamış ve zaman zaman Edessa (Urfa) ve Hadra'da hüküm
sürmüştür. Böylece, bölge Ara,p istilası altına geç- mek için hazırlanmıştı. {HANiGMANN, s.36/
ÇETIN, s.22, 23) Müslümanlar saldırılarına Su- riye'den başlamıştır. Bizanslılar, Ebu Ubeyde b.
Cerrah ve maiyetine karşı yurumeyi ka-
rarlaştırmıştı. Bu saldırıyı yaptırmak için ei-Cezire
halkı Bizans kralına haber göndermiş ve Şam'a
asker gönderilmesini istemişti. Bizans kralı da bu teklife göre hazırlıklarını başlattı. Bunu öğrenen
Ebu Ubeyde, Hz. Ömer'e bir mektup göndererek
Iraklılardan kendisine yardım gönderilmesini is- temiştir. Hz. Ömer mektubu alınca Sa'd'a mek- tup yazmış ve ona; Amr komutasındaki bir or- dunun Ebu Ubeyde'ye gönderilmesini, ei-Cezire
araplarını geri çevirmek için Süheyl b.Abd ko-
mutasındaki bir ordunun Rakka'ya, Abdullah b.ltba Nasibin'den Harran ve Urfa üzerine git- mesini ; diger yandan Velid b. Ukbe'nin ei- Cezire bölgesindeki Rabia ve Tenuh ar~pları üze- rine yollamasını, lyad b. Ganm'ın ise aypı şekilde
gönderilmesini ve savaş olması haliı:ıde karar verme yetkisininde iyad'a ait olm~sını bil- dirmiştir. (BREAKELMANN, s.45) Hz. Ömer, 639
yılında Amuas'da Ebu Ubeyde b. ei-Cerrah'ın
vebadan vefatından sonra iyad b. Ganm'ı Humus, Kınnesrin ve Mezopotamya'yı geçerek nüfuz alanını genişletmek görevi ile vali tayin etti. iyad senenin ikinci yarısında bu bölgeye girdi. ( iBN ESiR s.485 )
Gerek islam kaynaklarında gerekse Ermeni ve
. 23 TARiH
Süryani kaynaklarında da Müslümanların Urfa'yı
fethi hakkında verdikleri bilgiler birbirini des- tekler mahiyettedir. Özellikle Urfa'yı fetheden kumandanın iyad b. Ganm olduğu hakkında it- tifak sôz konusudur. Yanlız iyad'ın ei-Cezire fu-
tuhatıria başlamadan önce Irak'ta Sa'd b. Ebu Vakkas'a mı yoksa Suriye ordularına mı bağlı bu- lunduğ'Ü hakkında yeterli derecede bilgi yoktur.
iyad Ganm'ın Ebu Ubeyde'nin yerine geçmiş ol-
ması Suriye ordusuna bağlı bir kumandan olduğu
ihtimalini güçlendirmektedir. ibn Esir ve ibn Saad, iyad b. Ganm'ın sahabe olduğunu kay- detmektedir. ibn Esir onun künyesini iyad b.
Ganm b. Zübeyr b. Ebu Şeddat, ibn Rabia b.
Hilal b. Uheyb b. el Haris b. Fıhr el Kürsi ol- duğunu belirtmektedir. iyad b. Ganm ilk hicret edenlerden olup Bedir savaşına katılmış, Pey- gamber (s.a.v.) ile birlikte Hüdeybiyede bu-
lunmuştur. Kişilik olarak iyi huylu bir insan ola- rak tanındığı kaydedilmektedir. ( iBN ESiR - B - s.163, 164) Belazuri ise iyad'ın babasının asıl adının Abd Ganm olduğunu fakat iyad'ın islam'ı kabul edince bu isimden hiç hoşlanmayarak ken- disini iyad b. Abd Ganm yerine sadece iyad b.
Ganm olarak isimlendirdiği kaydedilmektedir.
(BELAZURI, s.146/IŞIL TAN-B, S.77)
PEYGAMBER (s.a.v.) döneminde Müslüman
olması, Bedir savaşına katılmış olması, Hu- deybiye antiaşmasında bulunması, onun, Pey- gamber (s.a.v.) döneminde yararlıklarda bu- lunduğunu göstermektedir. iyad b.Ganm Hz.
Muhammed (s.a.v.) dönemi sonrasında da bir takım yararlıklar göstermiştir. Taberi, iyad b.
Ganm'ın Hz. Ebu Bekir döneminde görev al-
dığını belirtmektedir. Bu dönemde Hz. Ebu Bekir onu Şem ve Necid bölgesi arasında en-Nebbac bölgesine göndermiştir. (TABERi, s.346) Buradaki irtidat hareketlerini bastırdıktan sonra Hz. Ebu Bekir H. 121de onu Irak üzerine sevk etmiştir.
Taberl, Hz. Ebu Bekir'in bu konuda iyad Ganm'e bir mektup yazdığını belirtmektedir. (TA- BERi, s.346)
Hz. Ömer öncesi bu şekilde hizmetleri olan iyad b. Ganm, Ebu Ubeyde'nin vefatından sonra Suriye orduları başkumandanlığına vekalet et- miştir. Bundan sonra Hz. Ömer'in onu Hıms, Kınnesrin ve ei-Cezire üzerine emir tayin etmesi üzerine iyad 18 yılı Şaban ayının ortasında per-
şembe
günü,yanında
5000ki şi bulunduğu
'haldeei-Cezireye doğru hareket etti. (IŞIL TAN-B, s.SO) iyad b.Ganm'ın öncü kuvvetleri Rakka'ya geldi.
iyad ordusu ile birlikte Rakka sarayının ka-
pılarından biri olan Ruha kapısı önüne geldi. Bir müddet müslümanlar üzerine ok ve ateş atıldı.
Müslümanlar bunlardan yaralandı. Bunun üze- rine iyad ok ve taşların yetişemediği biryere kadar çekildi. Şehrin etrafında dolaştı, hasat za-
manı da olduğundan şehir pek dayanamadı. 5 veya 6 gün sonra şehrin patriği iyad'a aman ta- lebini bildiren bir elçi gönderdi. Bunun üzerine iyad onlarla bütün ahali, nefisleri, malları ve şe
hirleri üzerine aman vermek üzere sulh yapıldı.
iyad çiğnedikleri ve elde ettikleri toprağın Müs- lümanlara ait olduğunu söyledikten sonra haraç vermeleri şartıyla araziyi onlara terketti. Kadınlar
ve çocuklar hariç kalede bulunan her erkeğin bir dinar vermeleri gerektiğini söyledi. Rakka ahalisi bunun üzerine şehrin kapılarını onlara açtı. (iBN ESiR-B,s.l72) iyad b. Ganm Rakka'dan sonra Harran'a doğru giderek Bacudde mevkiine geldi.
Öncü Kuvvetlerini ileri gönderdi. Harran ahalisi
kapılarını kapadılar. Kendisi buraya ulaşınca Har- ran ahalisinden Hirmaniler kendisine elçi gön- dererek onun ewela Ruha (Urfa)'ya gitmesini ve bu şehir ile sulh şartlarına kendilerinin de razı olacağını ve onunla hri~tiyan ahali arasında ta- vassut edeceklerini bildirdiler. iyad b. Ganm'e hediyeler vererek gönderdiler. lyad bunun üze- rine Ruha (Urfa)'ya gelir. Ruha ahalisi bir müddet müslümanlara ok ve ateş atmış sonra muharipleri onlara karşı çıkmıştı. Müslümanların onları he- zimete uğratmaları üzerine Urfa halkı şehirlerine
ilttica etmek zorunda kalmışlar ve sulh talebinde bulunmuşlardır. iyad b. Ganm sulh tekliflerini kabul ederek (639) onlara şu mektubu yazmıştır.
Besleme. Bu iyad b. Ganm'ın Ruha (Urfa) Pis- koposuna mektubudur. Bana şehrinizin kapılarını
açar, ahaliden erkek başına bir dinar, iki mudd hububat verecek olursanız, şahsınız, malınız ve size tabi olanlar emindedirler. Volum. şaşırmış olanları doğru yola getirmek, köprü ve yolların ıs
lahı, müslümanlara karşı iyi niyet taşımak va- zifenizdir. Allah şahit olsun. (BELAZURi, s.1 7 4).
Belazuri, Davut b. Abd-el Amld rivayeti ile
şöyle bir mektuptan bahsediyor.
"Besleme. Bu iyad'ın ve müslıümanların Urfa ahalisine mektubudur, onlara canları, malları, ka-
rıları, şehirleri ve değirmenleri üzerine aman ver-
2'-ı
TARiH
dim. Şart olarak .üzerine va'z olanı etsin ... "(BE- LAZURi,s.174). Yine Belazuri Bekir b. ei-Haysam rivayeti ile de iyad b. Ganm doru bir at üzerinde olduğu halde şehrin kapıısında durdu. Urfa ahatisi onunla mabedieri ve civarları onlarda kalmak;
mevcut olanlardan başka kilise inşa etmemek ve .müslümanların onlara, düşmaniarına karşı yar-
dım etmeleri şartıyla sulh yaptılar. (BE- LAZURi,s.17 4/IŞILT AN-B, s.49-50).
iyad b.Ganm Urfa'yı aldıktan sonra Harran ve Samsat'ı da aym sulh şartları ile fethetti. Bundan sonra Saruç (Suruç) Qarğisıya ve Ard ei-Bayda'ya giderek arazisini aldı. Kaleleri halkı ile Ruha sulhu şartı ile sulh etti. Samsatın sulh aktını boz- duğu haberini duyar duymaz, iyad b. Ganm oraya döndü ve bölgeyi fethedinceye kadar mu- hasara etti. Bu arada Ruha halkının da ahdi boz- dukları haberi geldi. Bunun üzerine iyad onların üzerine yürüdü. Ruhalılar onlara şehrin kapılarını açtılar. iyad Ruha'ya bir amil tayin etti. Orada miktar kuwette bıraktı. Sonra Ra's al-ayn'ın fethi için yola çıktı. Böylece Urfa ve çevresinin fethi Hz. Ömer döneminde iyad b. Ganm tarafından tamamlanmış oldu. Bölge fatihi kyad b. Ganm'ın yöre halkı ile yaptığı antlaşmalara topluca ba- kılacak olursa şu prensipleri nazar-ı dikkate alın
mıştır:
-Cizyelerini ödedikleri sürece canları, malları, kadın ve çocukları, şehirleri ve degirmenleri em- niyettedir.
-Kiliscleri ve çevresindekiler onlara aittir. Bun-
lara dakunulmayacak ve yıkılmayacaktır. Mevcut
olanlardan başka kilise inşa etmeyecekler, çın çalmayacaklar, faskalya tes'id etmeyecekler, haç- larını göstermiyeceklerdir.
-Yolunu bulamayanlara yol gösterecekler, yol ve köprüleri tamir edecekler, müslümanlara iyi
"nasihat" edecekler.
-Bu şartlara riayet etmezlerse himaye gör- miyeceklerdir. (FAYDA-s.150)
Bu şartlardan sonra Urfa ve çevresindeki hal- kın süratle müslüman olmaya başladığını gö- rüyoruz. O sırada Urfa'da bulunan ve sayıları çok az olan bir Hristiyan kitlenin inançlarını Bi- zans devrine nazaran daha rahat yaşadıkları ve huzurlu oldukları kaydedilmektedir. (AGI- RAKÇA,s.96). Bölge idari açıdan da ehem-
miyetini kaybetmemiştir. Bu dönemde bölgenin idari olarak bağlandığı merkez Hıms'tır. ilk za- manlarda Bizans devrinde olduğu gibi bütün diyar-ı Mudar'ın merkezi olarak Urfa seçilmiştir.
iyad b.Ganm'ın ei-Cezire'de bulunduğu za- manlarda bu şehirde ikamet ettiği ,an- laşılmaktadır. (BELAZURi,s.174/IŞILTAN,s.90)
iyad b. Ganm'ın 20(641) yılında vefat etmesi üzerine Hz. Ömer onun yerine Said b.Amr b.Hızyan'ı ei-Cumahi'ye tayin etti. (BE- LAZURi,s.172). Bu şahız ei-Cerime'ye iyad'ın or- dusunun (19 Ağustos 639) sağ kanadına ku- mandanlık ediyordu. (BELAZURi,s.172/IŞILTAN, s.50) fakat Said b. Amr b. Hızyam bölgede kısa bir süre emirlik yaptı. Hz. Ömer Said b. Amr b.
Hızyam'ın vefatı üzerine Hıms emirliğine Umeyr b. Sa'd ei-Ensari'yi tayin etti. Umeyr b. Sa'd ei- Ensari, emirliği döneminde şiddetli bir mü- cadeleden sonra Raı'sulayn (Ayn al-varda)'ı fet- hetmiştir. (IŞILTAN,s.56).
Hz.Osman, halifeliği zamanında bölge ile il- gilenmiş, Umeyr b. Sa'd'ın hastalanarak gö- revinden affını rica etmesi üzerine onu Hıms emirliğinden almıştır. Hıms ve Kınnesrın'ı da Hz.
Muaviye'nin emrine vermiştir. (TABERi,s.2866/
IŞILTAN,s.l02) Belazuri, Halife Hz. Osman'ın Umeyr'ı ei-Cezire valiliğinden aziettiğini ei- Cezire ve Sugur'u Muaveyi'ye verdiğini kay- detmektedir. Ayrıca Halife Hz.Osman Hz. Mu- aviye'ye Şımsat'a gaza etmesini veya ettirmesini emretmiştir. Muaviye de Habib b.Meylama ile Şatvan b. ei-Muattal'ı göndermiştir. Bunlar da Ar- miniya'yı Ruha (Urfa) sulhu şartı ile fethetmiştir.
Bir başka rivayette ise maiyetinde mezkur iki zat bulunduğu halde bu gazayı bizzat Muaviye'nin yapmış olduğu kaydedilmektedir. Halife Osman'ın bölge ile olan ilgisi bununla sınırlı kal- mamıştır. Hz.Osman zamanında Muaviye b.Ebi Sufyan'ın yönetiminde iskan edilme-ye baş
lanmıştır. Hz.Osman'ın isteği üzerine Muaviye, Ruha bölgesinde Mudar kabilesini şehirden uzak yerlere yerleştirdi. Mudartıların iskan edil- melerinden sonra "Mudarlıların diyarı "anlamına gelen "Diyar-ı Mudar" adı verildi. (i.A.,s.601) Bu isim ei-Cezire'nin batı ve güneybatı kısımlarıdır.
Bölge Harran merkez olarak Urfa ve Suruç ta-
raflarını kapsamaktadır. Bu tabir ortaçağ son-
larına doğru unutu lmaya başlanmıştır. (BAY- KARA,s.24) Halife Osman'ın iskan politikasını
25
TARiH
böyle de görmek mümkündür. Halife, Mu- aviye'ye müslümanları şehir ve kasabalardan uzak yerlere yerleştirmesini ve kimsenin üzerinde herhangi bir hakkı olan yerleri işgal et- memeler!fle müsaade etmemesini istemiştir. Mu- aviye de bu emir üzerine Temim kabilesine men- sup ol:ınlar ei-Rabia'ya. Kays, Asad ve
başkalarılidan oluşan bir grubu ei-Maribin ve ei- Mudaybire, Mudar grubuna mensup olan ka- bileleri de Diyar-ı Mudar nahiyelerine yer- leştirmiştir. (i.A.,s.601~BELAZURi,s.178/ AGI- RAKÇA,s.96).
Halife Hz.Ömer ve Hz.Osman döneminde Urfa ve çevresinde fethedilen bölgelerin halki ile önce mali hususlar daha sonra da yeni kilise inşa
etmemek ve alenen ayin yapmamak şartı ile an-
laşma yapmışlardır. Bu antlaşmalarda ayrı ayrı şahıslar değil özellikle yöre halkının sivil reisieri olan piskoposlar muhatap kabul edilmiştir. Bölge
Hz.Osman'ın 35(656) şehid edilmesinden son- raki dönemde de öneminden herhangi bir şay kaybetmemiştir. Hatta Hz.Aii ile Hz.Muaviye ara-
sındaki mücadelenin sıcaklığını hep yaşamıştır.
Bu mücadelenin en mühim safhası Diyar-ı Mudar bölgesinin yanı başında Sıffın' da c ereyan et-
miştir. Bölge bu mücadelenin sonuçlanmasından
sonda Emeviler'e bağlı emirler tarafından idare . edilmeye başlamıştır.
KAYNAKLAR
AGIRAKÇA, Ahmet.1992."islam Kültüründen Gü- nümüze Kadar Şanlıurfa Tarihine Genel Bir Bakış".
Hz.ibrahim'i Anma Şanlıurfa !.Kültür ve Sanat Haftası
Faaliyetleri. GAZiANTEP
ABU'L-FARAC, GREGORY (BAR HABREUS), 1987 Abu'l Farac Tarihi, ANKARA
BA YKARA, Tuncer. 1988. Anadolu'nun Tarihi Coğ
rafyasına Giriş. ANKARA
BELAZURI, 1987. Futuhu'l Buldan. (Çev. Mustafa FA YDA). ANKARA
BREAKELMANN,Carl.1989. islam Ulusları ve Dev- letleri Tarihi. (Çev.Neşet ÇAGATAY) .ANKARA
ÇETiN, Osman.1989. Anadolu'da islamiyelin Ya-
yılışı. iSTANBUL
FAYDA, Mustafa. 1989. Hz.Ömer Zamanında Gayr-ı Müslimler. iSTANBUL
HANıGMANN, Ernest. 1970. Bizans Devletinin Doğu Sınırı. (Çev.Fikret ışıL~AN). iSTANBUL
ıŞıL TAN, Fikret-A-1960. Urfa Bölgesi Tarihi. iS- TANBUL
ışıL TAN,' Fikret-B-1 ~88. "Şanlıurfa Tarihine Genel Bir Bakış. Tarihi ~ve Kültürel Boyutları içerisinde Şan
lıurfa". GAP Sempozyumu. iSTANBUL
iBN ESiR-A.198·1.EI-Kamil Fi't-Tarih. C. ll. BEYRUT iBN ESiR-B. Usdu'I-Gabe fı-Marifet's-Sahabe.C.ıV.
BEYRUT
T ABERi.1988. Tarihu't-Taberi.C.I.KAHiRE
WELHAUSSEN, Julius. 1960. islamın En Eski Ta- rihine Giriş. (Çev.Fikret IŞıL TAN) iSTANBUL
"Diyar-ı Mudar". islam Ansiklopedisi.
"Diyar-ı Rabia". islam Ansiklopedisi.
1994. Süryani Mihail Vekainamesi (Çev.H.D. An- dersyan)T.T.K. Kütüphanesi (Yayınlanmamış Nüsha).