• Sonuç bulunamadı

Akciğer Kanserinde Kemoterapiye Yanıtın Tahmini ve Değerlendirilmesinde

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Akciğer Kanserinde Kemoterapiye Yanıtın Tahmini ve Değerlendirilmesinde"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yanıtın Tahmini ve Değerlendirilmesinde

99 Tc m -MIBI Tutulumu, Ön Rapor #

Celal KARLIKAYA*, Mahmut YÜKSEL**, Naki GÜLŞEN*, T. Fikret ÇERMİK**, Osman HATİPOĞLU*

* Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı,

** Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı, EDİRNE

ÖZET

Teknesyum 99m hekzakis 2-metoksi izobutil izonitrilin(99Tcm-MIBI) tutulumunun, kemoterapi duyarlılığının tahminindeki değerini belirlemek amacıyla, primer akciğer kanserli 20 olguda, tedavi öncesi sintigrafi ile tedavi yanıtı arasındaki ilişki in- celendi. Ayrıca, kemoterapi yanıt değerlendirmesindeki yararını belirlemek amacıyla da, 11 olguda, 2. kür kemoterapi son- rasında sintigrafi tekrarlandı. Yanıt değerlendirmesi toraks bilgisayarlı tomografi ve bronkoskopi ile yapıldı. 99Tcm-MIBI sin- tigrafisi 555-740 MBq 99Tcm-MIBI’nın intravenöz (IV) enjeksiyonundan 15 dakika sonra, supin pozisyonda, anterior ve poste- rior planar görüntüler alınarak uygulandı. Anterior ve posterior görüntülerde tümör ve karşı taraf normal akciğerden ilgi alanları çizilip, elde edilen ortalama piksel sayımları (geometrik ortalamaları) oranlanarak erken planar 99Tcm–MIBI tümör tutulum oranı (tümör/normal akciğer, T/NA) hesaplandı. Kemoterapi duyarlılığının tahmini için yapılan değerlendirmede, yanıt alınan grupta (Y+, n= 9) T/NA = 1.59 ± 0.19 iken yanıt alınmayan grupta (Y-, n= 11) 1.34 ± 0.19 idi; ancak istatistik- sel açıdan anlamlı değildi (p= 0.1486). Kemoterapi yanıt değerlendirmesi için yapılan değerlendirmede ise Y+grupta T/NA oranı tedavi öncesinde 1.51 ± 0.35 iken tedavi sonrasında 1.31 ± 0.25’e düştü; ancak istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p= 0.107). Bu verilere karşın, görsel değerlendirmelerde, Y+gruptaki bazı olgularda belirgin tutulum kaybı olduğu izlendi.

Sonuç olarak, 99Tcm-MIBI sintigrafisinin kemoterapi duyarlılığının tahmininde ve yanıt değerlendirmesinde yararı olabilece- ği ve ileri araştırmalara değer olduğu kanısına vardık.

Anahtar Kelimeler: Akciğer kanseri, sintigrafi, 99Tcm-MIBI, kemoterapi, yanıt değerlendirmesi.

SUMMARY

The Value of 99Tcm-MIBI Uptake in Prediction and Evaluation of the Chemotherapeutic Response in Pri- mary Lung Cancer, Preliminary Report

In order to evaluate the value of 99Tcm-MIBI uptake in the prediction of chemo-sensitivity, relationship between pretreat- ment scintigraphy and treatment response were studied in 20 cases with primary lung cancer. Additionally, in order to de- termine its value in the evaluation of treatment response, the scintigraphy was repeated in out of 11 patients after the se- cond chemotherapy cycle. Treatment response was determined with thorax CT and bronchoscopy. Anterior and posterior planar images were taken 15 minutes after injection of 555-740 MBq 99Tcm-MIBI intravenously. Region of interest (ROI) was drawn over the tumor (T) and contra-lateral normal lung area (NL) in each position and mean average counts per pixel (ge- ometrical average) were obtained from which 99Tcm-MIBI tumor-to-normal lung uptake (T/NL) ratios were calculated. In

(2)

Günümüzde gerçek bir epidemi durumunda olan akciğer kanseri (AK), Amerika Birleşik Devletle- ri (ABD)’nde kadın ve erkek popülasyonunda ölüme neden olan tüm kanserlerin %28’inden sorumludur ve her yıl, dünya genelinde, yaklaşık 1 milyon kişinin akciğer kanserinden öldüğü he- saplanmaktadır (1). AK’lı hastalarda tedaviye yanıtının tahmini ve değerlendirmesi dahil birçok klinik problem süregelmektedir.

Son yıllarda nükleer tıpta primer olarak miyokard perfüzyonu için kullanılan teknesyum 99m hek- zakis 2-metoksi izobutil izonitrilin (99Tcm-MIBI), bazı tümörlerde ve özellikle primer AK’da tutul- duğu ve tutulumunun tümör perfüzyonu, canlılığı (nekroz durumu), “grade”i ve anjiyogenezisi ile ilişkili olabileceği saptanmıştır (2). Ayrıca son çalışmalar 99Tcm-MIBI görüntülemesinin tümör- lerdeki “Multi-Drug Resistans Gen-1 (MDR1)”

aşırı yapımının in vivo tanısı için noninvaziv tanı- sal bir yöntem olabileceğini ve belki de bu şekil- de kemoterapiye duyarlılığın tahminini sağlaya- cağını düşündürmektedir (3). Ancak 99Tcm-MI- BI’nın klinikte, hasta yönetiminde yararlı olup ol- mayacağı ile ilgili veri çok azdır.

Bu çalışmanın amacı, 99Tcm-MIBI’nın primer AK’ın kemoterapiye duyarlılığının tahmininde ve tedavi yanıtının değerlendirilmesindeki değerini saptamaktır.

MATERYAL ve METOD

Kasım 1996 ile Mart 1997 tarihleri arasında, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hasta- lıkları Kliniği’ne başvuran, histolojik olarak AK tanısı konan ve daha önce herhangi bir antine- oplastik tedavi görmemiş, rastgele seçilmiş, ye- ni tanılı 22 olgu prospektif olarak çalışmaya alın- dı. AK tanısı için her olguya rutin olarak öykü ve fizik inceleme, posteroanterior (PA) ve lateral

akciğer grafisi, toraks bilgisayarlı tomografisi (BT), bronkoskopi ve endikasyonuna göre bron- koskopik forseps biyopsisi, fırçalama, bronş la- vajı, transbronşiyal iğne aspirasyonu veya transbronşiyal forseps biyopsisi yöntemleri; bu yöntemlerle tanı konulamayan olgularda da me- diastinoskopi veya torakotomi uygulandı. Alınan biyopsi örnekleri histopatolojik olarak değerlen- dirilerek tümör tipleri belirlendi. Bütün olgulara evreleme için batın ultrasonografi (USG), beyin BT, kemik sintigrafisi ve küçük hücreli akciğer kanserli (KHAK) olgularda ek olarak kemik iliği biyopsisi yapıldı. Çalışmaya tümörün büyüklüğü ve yaygınlığı veya medikal inoperabilite nede- niyle opere edilemeyen ve kemoterapi endikas- yonu konan olgular alındı. Tüm olgulardan yazı- lı aydınlatılmış onam alındı.

Kemoterapi öncesi planar 99Tcm-MIBI sintigrafisi çekildi. Çalışmada dönebilen tek başlı gama ka- mera (Philips Diagnost Tomo) ve dijital bilgisa- yar kullanıldı. Paralel delikli, düşük enerjili, yük- sek rezolüsyonlu (LEHR) kolimatör seçildi. Ga- ma kamera 99Tcm’nin enerji piki (peak) olan 140 keV fotopike ayarlandıktan sonra %20 pencere aralığı verildi. En az 4 saatlik açlığı takiben olgu- ların hepsine 15-20 mCi (550-740 MBq) 99Tcm- MIBI intravenöz (IV) olarak ön kol veninden ve- rildi. Radyofarmasötik enjeksiyonundan 15 dakika sonra gama kamera altına toraks bölge- sini alacak şekilde, sırtüstü yatar pozisyonda, anterior ve posteriordan 5’er dakikalık aralarla alınan görüntüler 128 x 128 matrikste ve “word mode”da bilgisayara kaydedildi. Elde edilen gö- rüntüler öncelikle görsel olarak değerlendirildik- ten sonra, anterior ve posterior görüntülerde PA akciğer grafilerindeki tümör kitlesi ile uyumlu alandan ve karşı taraf normal akciğerden (5 x 5 piksel) ilgi alanları çizildi ve piksel başına orta- the evaluation for chemo-sensitivity, T/NL ratio was 1.59 ± 0.19 in responder group (R+, n= 9), whereas 1.34 ± 0.19 in nonresponder group (R-, n= 11). But the difference was not significant statistically (p= 0.1486). In the evaluation for che- motherapy response, the T/NL was 1.51 ± 0.35 before and 1.31 ± 0.25 after the chemotherapy, in R+group (p= 0.107). Ho- wever, a marked decrease in 99Tcm-MIBI uptake was visually detected in some patients of R+group. In conclusion, we sug- gest that 99Tcm-MIBI may play a role in the prediction of chemo-sensitivity and in the evaluation of treatment response in lung cancer patients, and is worth for further studies.

Key Words: Lung cancer, scintigraphy, 99Tcm-MIBI, chemotherapy, response evaluation.

# Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği XXV. Ulusal Kongresi (5-9 Haziran 1999, İstanbul)’nde serbest bildiri olarak su- nulmuştur.

(3)

lama sayımlar elde edilerek geometrik ortala- malar hesaplandı. Tümör kitlesinin ortalama ak- tivite sayımları karşı taraf normal akciğer ortala- ma aktivite sayımlarına bölünerek tümör tutu- lum oranı (tümör/normal akciğer tutulum oranı, T/NA) hesaplandı.

Tümör evresi ve günlük aktivite düzeyleri kemo- terapiye uygun olan veya cerrahi tedaviyi kabul etmeyen 22 olguya kemoterapi uygulandı. Kü- çük hücreli olmayan akciğer kanseri (KHOAK) grubuna vinorelbin 30 mg/m21-8. günler + sisp- latin 25 mg/m21-3. günler; KHAK grubuna eto- pozid 100 mg/m2 1-3. günler + sisplatin 25 mg/m21-3. günler, 21 gün arayla verildi. Tedavi protokolünü bırakmayan ve 2. sintigrafiyi kabul eden 11 olguda iki kür kemoterapi (8–10 hafta) sonrası erken planar 99Tcm–MIBI çekimi tekrar- landı. Yanıt değerlendirmesi için kontrol toraks BT ve bronkoskopi yapıldı. Tedavi öncesi ve son- rası toraks BT’de saptanan lezyonun birbirine dik en büyük 2 çapı ölçülerek tedaviye yanıt oranı yüzde (%) olarak şöyle hesaplandı (4):

Kısaltmalar:

B: Başlangıç, TS: Tedavi sonrası,

Ç1 ve Ç2 : Lezyonun birbirine dik en büyük iki çapı.

Tümör yanıtı şu şekilde değerlendirildi:

Tam yanıt (TY): Tüm lezyonların tam olarak kaybolması.

Kısmi yanıt (KY): Tümörde %50 veya daha faz- la azalma.

Stabil hastalık (SH): Tümörde %50’den az kü- çülme veya tümörde %25’ten az artma.

İlerleyici hastalık (İH): Tümörde %25 veya daha fazla büyüme ya da yeni lezyonların ortaya çık- ması.

Yirmiiki olgunun tedavi öncesi erken planar

99Tcm-MIBI tutulum oranı (T/NA) ile tümör tipi ve tedaviye yanıt veren ve vermeyen hastalar arasındaki ilişki incelenirken tutulum saptanma-

yan bir olgu ile T/NA= 6.42 olan bir anormal de- ğer istatistik değerlendirme sırasında dışlandı.

Bağımsız grup ortalamaları parametrik varsa- yımlar yerine gelmediğinden Mann-Whitney U testi ile karşılaştırıldı. Gruplar arası ilişkiler “box- plot” grafik ile gösterildi. Onbir olgunun tedavi öncesi ve sonrası erken planar MIBI T/NA tutu- lum oranları Wilcoxon eşleştirilmiş 2 örnek testi ile karşılaştırıldı. İstatistiksel olarak p< 0.05 olan değerler anlamlı, p≥ 0.05 olan değerler ise an- lamsız olarak değerlendirildi.

Hesaplamalarda SPSS for Windows (Ver 8.0, li- sans no: Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi 2150673) ve MS Excel 97 paket programları kullanıldı.

BULGULAR

Planar 99Tcm-MIBI nitel değerlendirmesinde ça- lışmaya alınan 22 olgudan biri hariç hepsinde (%95) akciğer lezyonu ile uyumlu lokalizasyon- da radyoaktivite tutulumu görüntülendi. 99Tcm- MIBI tutulumu göstermeyen ve dışlanan olgunun akciğer lezyonu sol apikal 2 cm çaplı soliter no- dül şeklinde idi ve endobronşiyal bulgu vermi- yordu; tanısı supraklavuküler lenfadenopati bi- yopsisinden kondu ve KHOAK olarak değerlen- dirildi. Evreleme işlemleri sonrası T1N3M1, beyin metastazı saptandı.

Görsel değerlendirme için, 2 ayrı olgunun akci- ğer grafisi, tedavi öncesi ve tedavi sonrası 99Tcm- MIBI toraks görüntüleri Resim 1 ve 2’de gösteril- mektedir. Birinci olgu 74 yaşında erkek, 4 cm çaplı sağ parahiler tümörü olan KHAK olgusudur (Resim 1A). 99Tcm-MIBI toraks görüntülemesin- de tümörle aynı lokalizasyon ve boyutlarda, yo- ğun radyoaktivite tutulumu tedavi sonrasında belirgin azalma göstermektedir (Resim 1B, 1C).

İkinci olgu 70 yaşında, erkek, evre IV epidermo- id karsinomlu olgudur. Sağ üst lobda tam atelek- taziye yol açan 4.5 x 5.5 cm boyutlarında lezyo- nu vardır (Resim 2A). 99Tcm-MIBI toraks görün- tülemesinde tümörle aynı lokalizasyon ve boyut- larda, yoğun radyoaktivite tutulumu ve tedavi sonrası bu tutulumda azalma izlenmektedir (Re- sim 2B, 2C).

Yarı-nicel (semi-quantitative) değerlendirmeye alı- nan 21 olgunun yaşları ortalama 64 ± 7 (50-74) yıldı ve hepsi erkekti. Onbeş (%72) olguda bron- Yanıt = (B Ç1 x Ç2) - (TS Ç1 x TS Ç2) x 100

(B Ç1 x B Ç2)

(4)

koskopik biyopsi, fırça ve lavaj, 2 (%10) olguda transbronşiyal iğne aspirasyonu, 2 (%10) olguda transbronşiyal forseps biyopsisi, 1 (%4) olguda mediastinoskopi ve 1 (%4) olguda da torakotomi

ile histopatolojik tanıya ulaşıldı. Onüç (%62) olgu- da epidermoid karsinom, 5 (%24) olguda KHAK, 1 (%4) olguda adenokarsinom ve 2 (%10) olguda tiplendirilemeyen KHOAK saptandı.

Resim 1. Yetmişdört yaşında erkek hasta, 4 cm çap- lı sağ parahiler tümörü olan KHAK olgusudur (Resim 1A). 99Tcm-MIBI toraks görüntülemesinde tümörle aynı lokalizasyon ve boyutlarda, yoğun radyoaktivite tutulumu ve tedavi sonrasında belirgin azalma görül- mektedir (Resim 1B, 1C).

Resim 2. Yetmiş yaşında erkek hasta, evre IV epider- moid karsinomlu olgudur. Sağ üst lobda tam atelek- taziye yol açan 4.5 x 5.5 cm boyutlarında lezyonu vardır (Resim 2A). 99Tcm-MIBI toraks görüntüleme- sinde tümörle aynı lokalizasyon ve boyutlarda, yoğun radyoaktivite tutulumu ve tedavi sonrası bu tutulum- da azalma izlenmektedir (Resim 2B, 2C).

A

B B

C C

A

(5)

İstatistik değerlendirmeye dahil edilen 20 AK’lı olgunun T/NA oranları hesaplandı ve ortalama ± SD= 1.45 ± 0.32 (1.08-2.22) bulundu.

Kemoterapi duyarlılığının tahmini için yapılan değerlendirmede yanıt vermeyen grubun 99Tcm- MIBI T/NA ortalaması 1.34 ± 0.19 iken, yanıt veren grubunki 1.59 ± 0.19 olarak bulundu (Tablo 1). Yanıt vermeyen grup ortalaması daha düşük olmasına karşın istatistiksel olarak an- lamlı bulunmadı (Şekil 1).

Onbir hastada 2 kür kemoterapi uygulandıktan ortalama 2 hafta sonra, toraks BT ve erken pla- nar 99Tcm-MIBI çekimleri tekrarlanarak 99Tcm- MIBI T/NA oranları ile yanıt durumu karşılaştırıl- dı. Bir olgu tam yanıt (TY), 7 olgu kısmi yanıt (KY), 2 olgu stabil hastalık (SH), 1 olgu ise iler- leyici hastalık (İH) olarak değerlendirildi. Tedavi- ye yanıt veren (TY, KY) grupta (n= 9) 99Tcm-MI- BI T/NA tutulum oranı 1.59 ± 0.19 iken, verme- yen (SH, İH) grupta 1.34 ± 0.19 idi, ancak ara- da istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunma- dı. Tablo 2’de yanıt ve tedavi durumlarına göre, tedavi öncesi ve sonrası, 99Tcm-MIBI T/NA tutu- lum oranları görülmektedir. Tedavi sonrası T/NA tutulum oranları azalma eğiliminde olmasına

karşın istatistiksel olarak anlamlı değildi. Bu 11 olguluk grupta tedavi yanıtı olan ve olmayanlar arasında da istatistiksel anlamlı fark bulunmadı.

Şekil 2’de tedavi öncesi ve sonrası yanıt veren ve vermeyen olguların 99Tcm-MIBI T/NA tutulum oranlarının dağılımı görülmektedir. Bir olguda tedavi öncesine göre, sonrasında belirgin artış, birinde hafif artış ve diğerlerinde azalma olduğu görülmektedir.

TARTIŞMA

AK tanı, evreleme, tedaviye yanıt ve nükslerinin saptanması amacıyla nükleer tıp metodları da kullanılmaya başlamıştır. Birçok radyofarmasö- tik bu amaçla denenmektedir. Bu maddelerin çoğu düşük duyarlılık, zayıf özgüllük, hazırlama zorluğu, IV enjeksiyondan sonra uzun bekleme süresi gibi dezavantajları nedeniyle rutin olarak kullanılamamaktadır. Bunlardan bazıları 67Ga,

201T1, 99Tcm-MIBI gibi radyofarmasötikler, mo- noklonal antikorlar, pozitron emisyon tomografi (PET) gibi tekniklerdir.

Son yıllarda 201T1’e alternatif olarak geliştirilen

99Tcm-MIBI yaygın olarak miyokard perfüzyon ajanı olarak kullanılmaktadır. 1980’lerde tümör- lerde de biriktiği saptanan 99Tcm-MIBI yüksek enerjisi, kısa yarılanma ömrü ve düşük radyoak- tivitesi nedeniyle 201T1’e oranla 5-10 kat fazla dozda IV enjeksiyona imkan tanır. Bu nedenle gö- rüntü kalitesi ve rezolüsyonu daha iyidir. Katyonik ve lipofilik bir madde olan 99Tcm-MIBI’nın, hücre membranlarında bulunan negatif elektrik potansi- yel farkı vasıtasıyla hücre içine girdiği ve mito- kondri ile sitoplazmada biriktiği gösterilmiştir (2).

Tümör hücrelerinde artan metabolik ihtiyaç nede- niyle hücre membranında negatif elektrik potan-

Tablo 2. Yanıt ve tedavi durumlarına göre 99Tcm-MIBI T/NA tutulum oranları.

Erken planar 99Tcm-MIBI T/NA (ortalama ± SD)

Tedavi cevabı Tedavi öncesi Tedavi sonrası Wilcoxon (p)

Yanıt var (TY, KY)* (n= 8) 1.51 ± 0.35 1.31 ± 0.25 0.107

Yanıt yok (SH, İH)** (n= 3) 1.28 ± 0.14 1.21 ± 0.06 0.285

Toplam (n= 11) 1.45 ± 0.32 1.28 ± 0.22 0.056

* TY: Tam yanıt, KY: Kısmi yanıt,

** SH: Stabil hastalık, İH: İlerleyici hastalık.

Tablo 1. Yanıt durumuna göre, tedavi öncesi

99Tcm-MIBI T/NA oranları.

99Tcm-MIBI T/NA

Yanıt durumu Ortalama ± SD

Var (KY + TY)* (n= 9) 1.59 ± 0.19 Yok (SH + İH)** (n= 11) 1.34 ± 0.19

Toplam (n= 20) 1.45 ± 0.32

* KY: Kısmi yanıt, TY: Tam yanıt,

** SH: Stabil hastalık, İH: İlerleyici hastalık.

(6)

siyel farkı artmıştır. Bu nedenle de tümör hücrele- rinde 99Tcm-MIBI birikimi daha fazladır. Tümör hücrelerinin 99Tcm-MIBI “uptake” derecesi tümör hücresinin metabolik aktivitesinin yanısıra tümör dokusunun kan akımı ve hacmi, nekrotik ve stro- mal doku komponentleri, çevredeki inflamasyo- nun derecesine bağlıdır.

Le Bouthillier ve arkadaşları, 26 hastada yaptık- ları bir çalışmada 99Tcm-MIBI planar ve SPECT görüntüleme metodları ile AK’lı hastaları %96 duyarlılıkla tespit etmişlerdir. Bu çalışmada ak- ciğer kanseri, planar ve SPECT tekniği ile aynı duyarlılıkla saptanmıştır (5). Aktolun ve arka- daşları ise AK’lı 38 hastada primer tümörü pla- nar görüntülerde %89, SPECT görüntülerde ise

%93 duyarlılık ile saptamışlardır (6). Gümüşer ve arkadaşları 30 AK’lı hasta ile yaptıkları çalış- mada, primer akciğer tümörünü planar teknikle

%97, SPECT ile %100 duyarlılıkla tespit etmiş- lerdir (7). Bizim bulgularımızda MIBI’nın duyarlı- lığının yüksek olduğunu gösteriyordu. Yirmibir olguluk serimizde, MIBI planar görüntüleme me- 11

Yanıt yok (SH + İH) T/NA

2.4

2.2

2.0

1.8

1.6

1.4

1.2

1.0

9 Yanıt var (KY + TY)

Şekil 1. Tedaviye yanıt veren ve vermeyen olgula- rın tedavi öncesi erken planar 99Tcm-MIBI T/NA oranları “box-plot” grafiği.

Şekil 2. Tedavi öncesi ve sonrası 99Tcm-MIBI T/NA tutulum oranları.

2.5

2.3

2.1

1.9

1.7

1.5

1.3

1.1

0.9

Tedavi öncesi Tedavi sonrası

Yanıt vermeyen Yanıt veren L/NA

(7)

todu ile, primer tümörü sadece 1 (%5) olguda saptayamadık.

Kostakoğlu ve arkadaşlarının yaptığı bir çalış- mada, 46 AK’lı hastaya 99Tcm-MIBI sintigrafisi çekilmiş daha sonra bronkoskopik biyopsi yapıl- mıştır (11). Biyopsi kesitleri immünhistokimya- sal yöntemlerle incelenerek Pgp düzeyleri belir- lenmiştir. Bu çalışmada tümör dokusunda Pgp düzeyleri arttıkça, tümörde 99Tcm-MIBI birikimi- nin azaldığı tespit edilmiştir. Klinik olarak 99Tcm- MIBI birikimi daha az olan AK’lı hastaların ke- moterapiye dirençli olacağı düşünülebilir.

Yamamoto ve arkadaşları 12 KHAK’lı hastada yaptıkları çalışmada, tümör yanıtı ile T/NA oran- ları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptayamamalarına karşın, tedaviye yanıt veren hastaların T/NA oranlarını daha yüksek bulmuş- lardır (12).

Kao ve arkadaşlarının 15 KHAK’lı hasta ile yap- tıkları çalışmada, tümörde 99Tcm-MIBI tutulumu ile kemoterapi cevabı ve sürvi arasında pozitif korelasyon bulmuşlardır (sırasıyla p= 0.022 ve p< 0.001) (13).

Ceriani ve arkadaşlarının 31 AK’lı, hasta ile yap- tığı çalışmada ise, tümör cevabı ile tedavi önce- si T/NA tutulum oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulmuşlardır [tam yanıt orta- lama T/NA= 2.95 (2.20-3.25), kısmi yanıt orta- lama T/NA= 2.15 (1.77-2.40), yanıt yok ortala- ma T/NA= 1.70 (1.47-1.75)] (14).

Bom ve arkadaşlarının 25 KHAK’lı olguda, MIBI tutulumu ile kemoterapiye yanıt arasındaki iliş- kiyi inceleyen çalışmasında kısmi ve tam yanıt veren grupta vermeyen gruba göre T/NL oranını anlamlı derecede yüksek bulmuşlardır ve yük- sek MIBI tutulumu gösteren KHAK’lılarda kemo- terapiye yanıtın vermeyenlere göre daha iyi ol- duğu sonucuna varmışlardır (15). Ancak kanti- tatif analizin ve bunun içinde tomografik kesitle- ri yani SPECT görüntülemenin yararını vurgula- mışlardır. Bu çalışmada T/NA oranı 3’ün üstün- de iken iyi, 1.7’nin altına indiğinde kötü kemote- rapi yanıtı bildirilmiştir.

Çalışmamızda istatistiksel olarak anlamlı bir so- nuç elde edemememiz, hasta sayısının azlığına bağlı olabilir. Ayrıca MDR geni ile beraber Topo-

izomeraz II düzeyinin azalması veya glutatyon-S transferaz enzim aktivitesinde artış gibi çeşitli mekanizmalar da çoğul ilaç direncinde rol oy- narlar. Bu nedenle tümörde MIBI birikimi tam olarak ilaç hassasiyetini göstermez (8). Kanı- mızca Pgp düzeyi ile, tümörün tedaviye yanıtı arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla, daha ge- niş prospektif çalışmalar yapılması gerekmekte- dir.

Çalışmamızda 11 hastanın kemoterapi öncesi ve sonrası planar 99Tcm-MIBI T/NA oranları arasın- daki fark ile tedavi yanıtı karşılaştırıldı. Tedaviye yanıt veren hastaların tedavi sonrası T/NA oran- larının ortalaması tedavi öncesine göre düşüktü.

Fakat arada istatistiksel olarak bir anlamlılık saptayamadık (p> 0.05).

Ceriani ve arkadaşlarının, 15 hastada 99Tcm-MI- BI SPECT yöntemi ile yaptıkları çalışmada, te- daviye yanıt veren 10 hastada 99Tcm-MIBI tutu- lum oranı azalmış, yanıt vermeyen 5 hastada ise tutulum oranı değişmemiş veya artmıştır (14).

Çalışmamızda, tedavi öncesi ve sonrası oranlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farkın bulunmamasına 99Tcm-MIBI planar tekniğini kul- lanmamız neden olabilir. 99Tcm-MIBI SPECT tek- niği ile daha hassas ölçümler ve daha iyi rezo- lüsyon sağlanabilmektedir. Her 2 teknikle yapı- lacak çalışmaların birbiriyle karşılaştırılması da- ha doğru ve Ceriani ve arkadaşlarının çalışması ile uyumlu sonuçlar verebilir.

Sonuç olarak, nükleer tıp metodlarının akciğer tümörünün evrelemesi, tümör histolojisini tahmin etme, tümörün tedaviye yanıtını tahmin etme ve- ya tümörün tedaviye yanıtını izlemede yararlı olup olmadıkları halen araştırılmaktadır. Radyo- lojik yöntemlerin yetersiz kaldığı, nekroz ve rezi- düel hastalık ayrımı ve tedavi yanıtının izlenmesi ve tahmini gibi bazı alanlarda bu yöntemlerden yararlanılabilir.

Yeni bir radyofarmasötik olan 99Tcm-MIBI ile yaptığımız bu ön çalışmada primer akciğer tü- mörünü planar yöntem ile %95 duyarlılıkla sap- tadık. 99Tcm-MIBI görüntüleme metodunun teda- vi yanıtının izlenmesi ve tedaviye yanıtını tahmin etmek için yararlı olmadığını, ancak bu ön veri- lere göre ileri araştırmaları hakettiğini düşündük.

Ucuz ve kolay uygulanabilirliği bu alanda daha

(8)

etkin bir yöntem olarak son yıllarda ortaya ko- nan PET uygulamalarına göre üstünlük olarak ortaya çıkabilir.

KAYNAKLAR

1. Boring CC, Squires TS, Tong T. Cancer statistics. CA Can- cer J Clin 1992; 42: 19-38.

2. Piwnica-Worms D, Kronauge JF, Chiu ML. Uptake and retention of hexakis (2-methoxyisobutyl isonitryle) tech- netium (I) in cultured chick myocardial cells. Mitoc- hondrial and plasma membrane potential dependence.

Circulation 1990; 82: 1826-38.

3. Allabhaneni VR, Chiu ML, Kronauge JF, Piwnica-Worms D. Expression of recombinant human multidrug resistan- ce p-glycoprotein in insect cells confers decreased accu- mulation of technetium-99m-MIBI. J Nuc Med 1995; 35:

510-4.

4. Parrat E, Pujol JL, Gautier V, et al. Chest tumor response during lung cancer chemotherapy. Computed tomog- raphy vs fiberoptic bronchoscopy. Chest 1993; 103:

1495-502.

5. Le Bouthiller G, Taillefer R, Lambert R, et al. Detection of primary lung cancer with Tc-99m-sestaMIBI (abstract). J Nuc Med 1993; 24: 140.

6. Aktolun C, Bayhan H, Papuççu Y, et al. Assessment of tumour necrosis and detection of mediastinal lymph no- de metastasis in bronchial carcinoma with technetium- 99m-sestaMIBI imaging: Comparison with CT-scan. Eur J Nuc Med 1994; 21: 973-9.

7. Gümüşer G. Primer akciğer kanserli vakalarda Tc-99m- MIBI ve Tc-99m (v) DMSA’nın bilgisayarlı tomografi ile karşılaştırılması. Uzmanlık Tezi. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı 1997.

8. Moretti JL, Caglar M, Boaziz C. Sequeintial functional imaging with technetium-99m-MIBI can we predict the response to chemotherapy in small cell lung cancer. Eur J Nuc Med 1995; 22: 177-80.

9. Derebek E, Kırkali Z, Doğan AS, et al. 99Tcm-MIBI scintig- raphy in metastatic renal cell carcinoma: Clinical valida- tion of the relationship between 99Tcm-MIBI uptake and p-glycoprotein expression in tumour tissue (see com- ments). Eur J Nucl Med 1996; 23: 976-9.

10. Moretti JL, Azaloux H, Boisseron D, et al. Primary breast cancer imaging with technetium-99m sestaMIBI and its relation with p-glycoprotein over expression. Eur J Nuc Med 1996; 23: 980-6.

11. Kostakoğlu L, Kıratlı P, Ruacan S, et al. Association of tu- mor washout rates and accumulation of technetium- 99m-MIBI with expression of p-glycoprotein in lung can- cer. J Nuc Med 1998; 39: 228-34.

12. Yamamato Y, Nishiama Y, Satoh K, Takashima H. Evalu- ation of 99Tcm-MIBI to predict chemotherapotic responce in poatients with small cell lung carcinoma (abstract).

Nippon Igaku Hoshasen Gakkai Zasshi 1996; 56: 980-1.

13. Kao CH, ChangLai SP, Chieng PU, Yen TC. Technetium- 99m methoxyisobutilisonitrile chest imaging of small cell carcinoma. Relation to patient prognosis and chemothe- rapy response. Cancer 1998; 64: 64-8.

14. Ceriani L, Giovanella L, Bandera M, et al. Semi-quantita- tive assessment of Tc-99m-sestaMIBI uptake in lung can- cer: Relationship with clinical response to chemothe- rapy. N Med Communications 1997; 18: 1087-97.

15. Bom HS, Kim YC, Song HC, et al. Technetium-99m-MIBI uptake in small cell lung cancer. J Nucl Med 1998; 39:

91-4.

Yazışma Adresi:

Dr. Celal KARLIKAYA

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı 22030, EDİRNE

e-mail: celalk@trakya.edu.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

Dolayısıyla bu bağımsız değişkenlerin diğer bağımsız değişkenlere göre f değerlerinin, standartlaşmış katsayıların, yapı matris katsayılarının, kanonik

Kolorektal cerrahi girişimler sırasında eldivenlerin düzenli olarak değiştirilmesi (özellikle pelvik cerrahide, dominant olmayan el için, bir saatten kısa aralıklarla)

Mesleki eğitim merkezinde öğrenim gören ergenlerin, beden sağlığı durumuna göre öz-bakım gücü puan ortalamaları karşılaştırıldığında, en yüksek puanı

Ankara'da sosyoekonomik yönden farklı iki ilköğretim okulunda yapılan bir başka çalışmada, sosyoekonomik yönden iyi düzeyde olan bölgede bulunan okulun öğrencilerinin

Gruplar arasında pik inspiratuar basınç, plato basıncı, kompliyans değerleri arasında anlamlı fark saptanmazken; havayolu direnci bazal değerleri arasında alfentanil grubunda

Ayrıca, tüberkülozlu hastaların tedavi öncesi yüksek olan neopterin düzeylerinin tedavinin ikinci ayında belirgin dü- şüş gösterdiği, ancak kontrol grubunun seviyesi-

Bu çalışmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Akciğer Kanserleri Grubu tarafından Ocak 1990-Ekim 1998 tarihleri arasında 187 KHAK olgusundan parafin bloklarına ulaşılan

• Sınırlı evre hastalıkta, kemoterapi ve torasik radyoterapi standart tedavi yöntemleri olarak kabul edilmektedir. • Kombine tedavi ile intratorasik tümör kontrolünde