ETİK KAVRAMININ
TARİHSEL GELİŞİMİ
TARİHSEL GELİŞİMİ
Felsefi etik anlayışına Antik Çağ Çin felsefesinde ve Antik Yunan felsefesinde rastlanır.
Bu dönemlerde ortaya çıkan felsefi etik anlayışları, ortaya çıktıkları çağ ve bölgenin kültür ve toplumsal yapısıyla yakından ilişkilidir.
Demokritos’un fikirlerinin bir kısmı etik
sorunlara dairdir ve etik görüşü doğa
felsefesine dayanır. Materyalist etik anlayışında
etik anlayışında ölçülü olmak huzur ve dinginliği
TARİHSEL GELİŞİMİ
Sofistler ise daha farklı ve göreli bir etik anlayışını benimsemişlerdir; genel geçer anlamda kabul görülebilecek, doğru olabilecek hiçbir ölçü yoktur, her şeyin ölçüsü insana bağlı olduğu gibi etiğin ölçüsü de kişiye bağlıdır.
Etikte görecelilik ve öznelliği savunan ilk düşünce Sofistlerindir. Bu yüzden etik düşüncesini önemli kılar.
3
TARİHSEL GELİŞİMİ
Sofistlerin etik yaklaşımını önemli kılan diğer unsur da sofistlerin etik anlayışlarını özgür yurttaşlarla sınırlamayıp
genelleştirmeleri, kölelerinde erdem sahibi olabileceğini, erdemleri öne sürebileceğini öne sürmeleriydi.
Demokritos ve daha sonraki Yunan
filozoflarının etik görüşlerin de kölelere,
TARİHSEL GELİŞİMİ
Sofistlerin göreceliliğine karşı çıkan Sokrates erdemin ve bilginin kaynağının kişinin içinde bulunabileceğini öne
sürmüştür. Burada bilgi erdemdir ve etik açısından üstün olmak bilgiye
dayanmaktadır. Sokrates’in bu düşüncesi bilgiye dayalı etik düşüncelerinin ilk
örneklerindendir.
5
TARİHSEL GELİŞİMİ
Ahlak felsefesinin mucidi olarak kabul gören Sokrates’in fikirlerini öğrencisi Platon’un yazdığı diyaloglardan öğrenmek mümkündür. Sokrates, erdemin iyiyi kötüden ayırma bilgisi olduğunu düşünmektedir ve erdem bilgi yoluyla öğrenilir.
Erdemi neden olduğunu bilmekten başkalarına
rahatsızlık vermeden toplum içinde yaşayarak
herkese karşı adaletli olmak gücünden ibaret
görür. Diğer bir ifadeyle, toplum içinde yaşayan
TARİHSEL GELİŞİMİ
Platon etik sorunlarını devlet ve toplum kavramlarıyla birlikte ele almış ve bireysel etikten ziyade toplumsal etik üzerine yoğunlaşmıştır. Platon’un etik anlayışı da çoğu Yunan filozofu gibi soylulara, köle olmayan yurttaşlara yöneliktir. Ona göre toplumun çoğu ahlaklı olma, erdem edinme gibi yeteneklerden yoksundur. Bu nedenle toplumsal etikte sınıflar arasında bir ahlaksal bağ olduğu söylenemez.
7
TARİHSEL GELİŞİMİ
• Antik dönemlerde Aristoteles, Sokrates, Platon, Eflatun, Descartes vb.
disiplinlerin içinde yer alan etik veya ahlak kavramları sonraki süreçte dinler, ideolojiler, düşünürler ve diğer bilim adamlarının düşünceleriyle şekillenir.
• Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam’ın ortaya
TARİHSEL GELİŞİMİ
15. yy dan itibaren Tanrı ve din merkezli etik anlayışından kaymalar görülmeye başlar.
Bir kısmı sosyoloji, davranış bilimleri ve felsefe alanlarında tanınmış Durkheim, Comte, Weber, Piaget, Kant gibi isimler davranış ve etik kavramlarına geniş perspektif kazandırmışlardır.
Sanayi Devrimiyle birlikte yaşanan teknolojik ve ekonomik gelişmeler insanların etik ve ahlak kavramlarına verdiği önem azalmış, son dönemler de bu kavramların önemi artmıştır.
9