• Sonuç bulunamadı

ffffi JP

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ffffi JP "

Copied!
36
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MİMAR

A y l ı k m e c Ü ç ü n c ü s e n e 19 3 3 S a y ı : I s t a n b u l F i a 11 1 l i r a

m u a

11

(2)

MİMAR a y l I K Y A P I S A N A T I v e K Ü L T Ü R Ü M E C M U A S I NEŞREDENLER: M İ M A R A B i D İ N , M İ M A R Z E K İ S E L Â H , M İ M A R A P T U L L A H Z İ Y A

A d r e s : M İ M A R A y l ı k M e c m u a A n a d o l u H a n N o . 2 0 İ S T A N B U L T e l . : 2 1 3 0 7

L ' a r c h i t e c t e : Revue mensuelle d ' a r c h i t e c t u r e . Der Architekt : l o n a t s h e f t e

f ü r B a u k u n s t

A B O N E Ş A R T L A R

M e m l e k e t içinde : E c n e b i m e m l e k e t l e r d e

Seneliği 12 Lira Seneliği

Altı aylığı Üç „

140 Fr. Frank 70 35 Altı aylığı

Üç „ 3 6

A b o n e bedellerinin posta ile gönderilmesi rica olunur.

M e m l e k e t içinde ve dışında hiç bir y e r d e vekilimiz yoktur.

R e k l â m s a y f a l a r ı t a r i f e s i t a l e p ü z e r i n e g ö n d e r i l i r .

M i m a r ı n K o l l e k s i y o n l a r ı 9 3 2 S e n e s i c i l t l i k o l l e k s i y o n u 1 4 L i r a

c i l t s i z k o l l e k s i y o n u 1 2 . 5 „ 9 3 1 S e n e s i c i l t l i k o l l e k s i y o n u 2 5 „ A r z u eden aboneler, 150 K u r u ş m u k a b i l i n d e yalnız

basılmış cilt kapaklarımızı tedarik edebilirler.

H a c ı I l a t i p S a l i h C İ C ^ I ~ i r ~ B . î . î r %

H e r n e v i m a l z e m e i i ı ı ş a i y e ; e h v e n f i a t l a s i p a r i ş k a b u l o l u n u r . A D R E S : S i r k e c i İ s t a n b u l T e l g : İ s t . B A K İ

T e l e : İ s t . 3 2 5 5 Z a d e

ç i m e n t o s a ç .

v e

(3)

A Y L I K Y A R I S A N A T I , Ş E H İ R C İ L İ K V E T E Z Y İ N İ S A N ' A T L A R M E C M U A S I

Ü ç ü n c ü s e n e

19 3 3

İ s t a n b u l

Y a z ı v e r e s i m l e r

(4)
(5)

K ö ş e g ö r ü n ü ş ü .

C e y l â n a p a r t m a n ı - Taksim

M i m a r S e d a t H a k k ı

Bu apartman Taksim bahçesi karşısında Emlâk şirketinin yeni ifraz ettiği bir arsa üzerine inşa edilmiştir, . P ,

Arsa, cadde ile bir sokağın birbirini katetti, ği yerdedir. Şekil itibarile müsellese yakın olması, üzerinde münasip bir plân yapılması hususunu güçleştirmiştir.

Arsanın Harbiveye doğru hafif bir meyli

vardır. Sabah güneşini Taksim bahçesi tarafından alır ve akşama kadar bütün gün güneş görür. Bu itibarla ve arsanın sahası nisbetinde cephesinin îazia oİmasile, üzerine inşa edilecek binanın haiz olması lâzım olan sıhhî şerait temin edilmiş bu- lunuyordu.

Binanın şu kısımları ihtiva etmesi isteni- yordu :

(6)

A r k a y ü z ü n g ö r ü n ü ş ü

K a r ş ı s e t l e r d e n ö n g ö r ü n ü ş

(7)
(8)

6 apartıman dairesi, zemin katında dükân- lar bodrum ve teras katında, icabında birbirile irtibatı olabilecek birer bar.

Apartman dairelerinin taksimatında iki mes- ele karşısında bulunuluyordu: Güneş ve manzara.

Taksim bahçesi ve apartımanın burun tarafı man- zaralı taraf olduğuna göre oturulacak odaları o tarafa koymak lâzımdı. Oturulacak odalar bilhas- sa, salon ve yemek odası olduğundan, salonları buruna ve yemek odasını Taksim bahçesi tarafına koymak lâzım oluyordu. Bu şekil hizmet kısmının da ayni tarafta olmasını icap ettirdiğinden, yatak odaları yan sokağa ve akşam güneşi gören cep- heye düşüyordu.

Bu cihet nazarı itibare alınarak yemek odası manzarasız ve fakat cenubu garbı tarafına, ya- tak odaları da şark cihetine alınmıştır.

Apartman şehrin iyi bir mevkiinde bulun- duğundan, kabul kısmına çok itina edilmiştir, ve bu kısım büyük tutulmuştur. Ona .mukabil, yatak odaları kısmı nisbeten daha küçüktür. Merdivenin mevkii tabiî olarak kendiliğinden çıkıyordu.

Cephe üzerinde bir yer oturma odaları aleyhine bir fedakârlık olacağından, binanın ortasında ve arsanın en geniş bir kısmında bulunması lâzımdı.

Zemin katında, apartman kapısı geniş cad- de üzerine açılmış, ve cephenin ortası, yani bina- nın sivri kısmı, dükkâna terkedilmiştir.

Apartman medhalinİn iki tarafında birer ka- pı daha vardır. Biri bodrum ve terastaki barların kapısı, diğeri dükân kapısıdır.

Giriş yeri asgarî ebattadır. İçerisine ayrıca

» bir camekân yapmak lüzumu görülmediğinden, ve kapının karşısındaki dıvar boydan boya ayna

(9)

Katlar p l â n ı . M i k y a s 1 : 1 5 0

olduğundan, bu mahzur bertaraf edilmiştir. Dö- şemenin beyaz mermerden, ve divalların gayet açık yeşil renkte cilâlı alçı sıvasından olması, giriş holünü daha büyük ve ferah göstermiştir.

Tavan iki kattır, ve indirekt ziya tertibatını havidir.

Merdiven mahalli böyle bîr arsada ancak müdevver olabilirdi. Zira bu şekil az çok her cep- heye uygun, ve yer kaybolmamasmı temin eder.

Merdiven basamakları beton iskelet üzerine som mermerdir. Katlardaki sahanlıklar da mer- mer döşelidir. Dıvarlar cl:z irtifaına kadar Stucco Iustro, üst kısım ve tavan tutkallı boyadır. Pen- cere yuvarlak şekli aynen takip eder ve kayıtları merdivenin meyline müvazidir.

Korkuluk betondan ve üstü ince camlıklar İçerisinde yerli telörgüdür. Asansör kat kapıları da ayni şekilde müdevver ve telÖrgüden ibarettir.

Asansör işaretleri vt. düğmeleri nikel kaplı saç levha arkasına gizlenmiştir.

Asansör kabini yuvarlak plân üzerine sırf madeni çerçeve ve camdan ibaret olmak üzere hususî plânlara göre İtalyada yapılmıştır. Ziya tertibatı tavanına gömülmüştür.

Dairelerin giriş holü sekiz köşe ve mermer döşelidir.

Buradan apartımanın üç esas kısmına geçi.

lir. Karşıda salonların kapıları, bir tarafta hizmet koridoru, diğer tarafta yatak odaları koridoru vardır. Hizmet koridoru tarafında, miisafir ^cin diğer tarafta ev halkı için birer yerli gardrop var- dır. Bunun sayesinde bu hol gardrop halinden kurtulup bir kabul yeri halin: almıştır. Karşıdaki kapı biivük salona, sağdaki küçük salona soldaki de bir oturma veya çalışma odasına açılır.

Büyük salon iki kısımdır. Biri esas salon, diğeri de etraftaki sütunların arkasındaki kısımlar.

Küçük salon ile irtibat büyük bir kapı ile temin edilmiştir. Yemek odası ile küçük salon arasında büyük bir açıklık vardır, bu açıklık icabında bir

(10)

C a d d e n i n g ö r ü n ü ş ü

perde ile kapanabilir. Yemek odası ile mutfağın irtibatı bir ofis sayesinde olur. Ofis ile yemek odası arasındaki kapı çarpmadan ofise yemekler bir gişeden verilir, bunun sayesinde, sofra hizme.

tini görenin işi hafiflemiş olur.

Hizmet kısmı, mutfak, ofis, iki hizmetçi o- dası ve bir halâdan müteşekkildir. Kapısı ayrıdır ve bir hizmet merdiveni üzerine açılır. Mutfak garpte olduğu için pencere altında havalandırıl- mış bir dolap yapılamamıştır. Bu dolap aydınlık- ta, merdiven üzerine alınmıştır. Ayni yerde bil çöp borusu vardır.

Yatak odalarının bir balkonu vardır. Bu balkon iki çıkıntı kısmı birbirine raptetmek üzere tasavvur edilmişti, fakat bu şekil bir cumba ola- rak sayıldığından, nizamî çıkıntı hakkını biraz

tecavüz etmiş sayılmış, belediyece müsaade edil- memiştir. Şimdiki şekil ise, iki taraftaki cumbalar- la irtibatı olmadığından, çıkıntı olarak sayılma- maktadır.

Banyo dairesine son derece itina edilmiştir.

Döşeme ve dıvarlar kısmen mermer kaplı, benyu- ar döşemenin içinde gömülü, ve duş yeri ayrıl, mistir. Buranın bir tarafı cam diğer tarafı mu.

şamba perde ile kapanabilir, i avan çifttir ve alçaltılmıştır.

En üst kattaki daire, geriye çekilmiştir, ve daha küçüktür.

Binanın üstü teras ve bu terasa esas merdi- venden çıkılabildiği gibi, umumî bir çatı bahçesi olarak kullanıldığı takdirde iki hususî asansör ve ofis ve halâ için yerler şimdiden ayrılmıştır.

(11)
(12)

Uî Oi co

S a l o n k a p ı s ı n d a n i ç e r i s i n i n g ö r ü n ü ş ü .

(13)
(14)
(15)

Etraftaki korkuluğu bir çiçeklik teşkil ediyor ki, bu çiçeklik üzerine sonradan bir pergola y a . pıiıp burası ycşillendirilebilir.

Aşağıda bar ve sokak ile irtibat bu asansör- ler ile olacağı gibi, tehlike esnasında esas ve hiz- met merdivenleri kullanılabilecektir.

Barlara esas caddeden girilir. Zemin katın- da bir küçıik dükkân yeri ile medhal ve asansörle- rin kapılan vardır. Geniş bir merdivenle aşağıya inilir. Aşağıda bir gardrop yeri, halâlar, ofis, ve esas bar yeri var. Vantilasyon için katlarda, hollerin iki tarafına menfezler bırakılmıştır. Hiz- met merdiveni, asma kattaki yikama v e ku- rutma makinelerini havi bir çamaşırlıktan geçerek zemin katına varır. Hizmet giriş kapısı ve apart-

man kapıcı dairesi buradadır. Bu kısmın altında, bodrumda kalorifer mahallerile depo vardır.

Asansör makineleri ve su depolarının biri bodrumda, diğeri kulenin içindedir.

Dükkânların sahaları fazla büyük olmadığın- dan, asma katlı yapılmıştır.

Zeminin kesmesi, arsanın seviyesinden 3-4 metre derinde bulunmuştur.

Bina betonarme iskelet sisteminde ir:şa_-- edilmiştir. Beton ayaklar ayrı ayrı tabanlarla kesmenin içerisine gömülmüştür. Zemin altında da is'inet divalları içi boş beton bloklardan, bu blokların aralıkları mesafe mesafe betonarme ile doldurulmak şartile yapılmıştır. Bu suretle izolatör bir tsbaka sayesinde bodrum katı rutu- betten muhafaza edilmiştir.

Döşemeleri taşıyan hurdi'ler içerisi boş ve yan y a n a konmuş beton bloklar üzerindedir. Bu sistemde tavanın kalınlığı 30 santimden eksik

(16)
(17)
(18)

ı\z

v

ffffi JP

İ - 4 - 4 İ j-sMMfİ 1

E s a s c e p h e

olmakla beraber, katlar arasındaki izolâsyon fazlalaşmış oluyor.

Teras 2 kat ruberoit ve Hydroteks ile tecrit edilmiştir. Döşeme kırmızı karoseramiktir. Daire- lerde salon ve yatak odaları kısmı parke ile dö- şenmiştir.

Harici sıva ve içeride kolonların sıvası mer.

mer sıvasıdır. Zemin katında kolonlar kısmen 6, kısmen 4, kısmen 2 santimlik mermer ile kaplan-

mıştır. Çıkıntı kısmı elektrikli, ve altı camdır. Bu- rası dükkânlara markiz vazifesini görür.

Harici kapılar demir ve nikel kaplı demirden olup mümkün olduğu kadar cam kısımları fazla yapılmağa çalışılmıştır.

Bilumum pencerelerin çerçiveleri demirdir.

Bunlar piyasada bulunan lama, gönye ve te- demirleri kullanılarak yaptırılmıştır. Camlar içer- den konma ve gönye çerçive ile tutturulmuştur.

(19)

B o y u n a k e s i m

Dahi.i kapılar, yatak odalarında kontrplake, sa- lonlarda ve holde iki taraflı karaağaç kaplamadır.

Bu kapılar da çok camlıdır, fakat istenildiği tak- tirde aralarına briz-biz 'koymak imkânı bırakıl- mıştır. Kapı ve pencere tokmakları hususî resim üzerine yaptırılmıştır.

Dairelerin hol, yemek odası, banyo, ve sa.

'onlarında elektrik tenviratı bina ile beraber yerli ve tavana gömülü veya asılı olarak yapılmıştır.

Bundan maksat, buralarda müşterilerin takacağı lâmbalarla laalettayin bir tenvirata mahal bırak- mamak ve odaların sekli ve büyüklüğü ile müte- nasip bir tenvirata imkân vermektir.

(20)
(21)

A

Ş e h i r c i l i k m ü s a b a k a s ı - S t u t t g a r t

Dipl. ing. M i m a • A h m e t S a b r i

Mimari tahsilini 1931 de Stuttgart'da Techn Hoch- sch. Prof. P. Bonatz'nin mektebinde en iyi bir derece ile bitiren mimar Ahmet Sabri İstanbula seldi. Kendisi Almanyada bir çok proje müsabakalarında birincilik almıştır. Memleketimiz mimari varlığında değerli bir unsur olarak çalışacak, eser yaratacak yeni arkadaşı- mızın birincilik almış bir kaç projesini bu sayıdan iti- baren dercediyoruz.

19 31 senesinin teşrinisanisinde Stuttgart be- lediyesi König, Hirsch, ve Breite caddeleri ara- sında bulunan adanın yıkılıp yeniden tanzimi ve bu ada karşısındaki belediye iş yurdunun büyü- tülmesi için [Stuttgart ve \Vürtemberg] mimarla- rı arasında bir müsabaka açtı,

Bu müsabaka şehrin istikbalde alacağı şekil hususunda çok mühim olduğu için, yapılacak

projeyi de, mimarinin ve şehirciliğin en son u- sullerine göre düşünmek mecburiyeti vardı. Tan- zimi istenen ada eski şehir umumî plânının ce.

nubi garbisine düşüyor. Bu mıntakada König caddesinden gelip Tübinger ve Ebehrad caddesi- ne ve Altepost meydanından gelip yine Tübinger ve Ebehard caddelerine giden iki ceryan birle- şiyor bu noktada iki taraflı gelen bu cereyanını en iyi bir surette tanzim etmek için König cadde- sinin genişlemesi için belediyece, binaların eski caddeden beş metre geriye alınması kâfi görül- müştür. Çünki yeni açılan istasyon ve Altepost meydanları arasında tesis edilen rabıta König caddesinin ceryanmı hafifletmiş oluyordu.

Demek oluyor ki garpten gelen umumî ce.

reyan artık buraya uğramadan geçiyor. Bunun

(22)

K"* p l â n ı .

için bu mıntakada sokağın muzır bir meydan şek- linde açılması muvafık görülmemiş, ancak gelip geçici cereyana müsait bir cadde olarak düşü- nülmüştür, Eğer orada bir meydan yapılmış olsa idi, cereyanın ağırlaşmasına setî?.biyet v&rilmiş olacaktı.

Hirsch ve Breite caddelerinin şehir cereya- nındaki mevkii ve ehemmiyeti ancak König c a d . desini eski şehir kısmı ile bir pasaj gibi birbirine bağlamaktan ibarettir. Bu iki cadde König cadde- sine nazaran metrede en 7-10 düşüyor bu suretle Breite ve Hirsch caddesinden şehir cereyanını kaldırmak icap ediyordu. Her ikisi de König caddesinin en cereyanlı birer noktasına çıkıyor, lar. Bu çıkış noktalarında cereyan çarpışmaları vücude gelmesi içindir ki bu fikri ileri sürülmüş bulunuyor. ^»a

Tanzimi matlup adanın hususî servis vezi- fesini gören şimal caddesinin Hirsch caddesine kad ar uzanması muvafık bulunmuştur. Schmale caddesini uzatmaktaki faidelerden biri de Breite ve Hirsch caddeleri König caddesine nazaran 7-8 metre kadar düştüğü için buradaki caddeyi uzat- madan arka tarafta sakin, kapalı bir mahal yap- mak imkânı pek güçtü, Halbuki bu cadde uzan- dığı zaman mesele kendisinden halledilmiş oldu.

Cereyan ve şehircilik noktai nazarından adanın tanzimi için düşünülen esaslı fikirler bunlardır.

Şehrin bu kısmı muhtelif ufak arsalara bö- lünmüştür ve bu parçalar hep ayrı ayrı şahıslara aittir. Şehrin bu kısmındaki arsanın kıymeti bazı noktalarda metre murabbaı bizim para ile 400 liraya kadar çıktığı görülmüştür. Ekonomi noktai nazarından bu mühim yerde her parça üzerinde

(23)

Ö n v e a r k a g ö r ü n ü ş l e r i ( M a k e t )

(24)

e

lEEHHiEEEahSIHEEEEr

• :i*. ü:.:: ...;:. ' r:

• i : i ; . , . - ^ ^ i ^ ı s a ^

Ö n ve y a n g ö r ü n ü ş l e r .

ayrı ayrı binalar yapmaktansa bunları büyük bir bina içinde toplayarak iki esas merdivenle mesele, yi halletmek daha doğru idi. Yalnız şimal kısmın- daki Landaur'e ait arsa diğerlerine nazaran büyük olduğu için ona daha hususî bir vaziyet vermek

münasip görülmüştür. \ König caddesi üstüne düşen kısmı ^ t ı ş a

Schmole caddesinin uzatılmasile ayrılan dig^Jjkıs- mı da kiralık bürolara hasredilmiştir. Bunlardan König caddesi üstündeki satış kısmını zemin ka- tından itibaren beşinci kata kadar kamilen vitrin , olarak ve en yukarı katı mağazalara ait hususî \ büro olarak yapmak muvafık bulunmuştur. Muh- telif şahıslara ait olan bu arsalarda bir bina yap- maktaki ikinci bir maksat bu binalar ileride bir kişinin alabilmesi imkânını hazırlamak ve büyük bir hal şeklinde kullanılmasını temin etmekti.

Bina hususî kısımlara ayrılmış yalnız Landaur'e

ait kısmın methali y a y a kaldırımından üç metre geri alınmıştır.

Şehircilik noktai nazarından bina etrafında bulunan diğer mühim binaların tesirini düşürme- mek için yapının daha sakin olarak inşası düşiı ııülmüş ve ezcümle sağ tarafta mimar Mendels- sohn'ın Scîıocken hal binası ve daha cenupla Tagoblatt kulesi gibi mühim eserlerin mimarî kıymetlerine hiç bir zarar verilmemesi noktası da nazardan kaçırılmamıştır.

Yukarıda bahsettiğimiz adanın karşısında bulunan belediye iş yurdu kendisinden hiç bir şey kaip ettirmiyerek Breite caddesinden 1 met- re kadar geri çekilerek bu mıntakaya çok lüzu- mu olan umumî bir garaj meydanı vücude ge- tirilmiş oldu. Bu suretle bu kısım dahi diğerleriie beraber umumî ahenge sokuldu.

(25)

D e m i r s ü t u n - K ö p r ü ü s t ü . - M i m a r A b i d i n . H a l k f ı r k e s ı s ü t u n u - S u l t a n a h m e t - M i m a r S e y f e t t i n Nasih.

O n u n c u y ı l t a k v e s ü t u n l a r ı

cumhuriyetin onuncu yıl dönümünü mem- leketin her köşesi candan kutluladı. Şehirlerde yükselen muhtelif taklar ve sütunlar şenlik duy- gularına şekil verdi. Bu muvakkat abidelerin ekseriyetini amatör zevkler tertip, tanzim ve ta- dil etti. Mahdut bir kısmı da mimarlar tarafın- dan şekillendirildi. Bu meyanda bir kaç genç Türk mimarı da vazife aldı.

Vaktin azlığına, evvelden hazırlanılamama- sına ve projelerin aynen tatbik imkânı buluna- mamasına rağmen mimar düşüncesi ile vücut bulan mahdut eserler sade fakat sanat vakari

taşıyan güzelliklerile şenlik günlerini daha bile- rek temsil etmekte idiler.

Bu sahifelerde Ankarada ve İstanbulda ya- pılan eserlerden resimlerini elde ettiğimiz bir kaçını neşrediyoruz.

Sultanahmet meydanında yeni tan~im edi- len parkın köşesinde, Divanyolu ve Alemdar caddelerinden görülecek bir tarzda mimar Sey- fettin Nasıhın yaptığı Halk fırkası sütunu çok müsait bir tesir yapmakta idi. Bu muvakkat sü- tun ahşap bir iskelet üzerine kırmızı kumaş ge- rilmek ve mesafe mesafe beyaz kuşaklarla ve

(26)

H a l k f ı r k a s ı s ü t u n u - m u h t e l i f g ö r ü n ü ş l e r .

(27)

/

D. D . Y. m u v a k k a t a b i d e s i - A n k a r a - M i m a r B e d r e t t i n H a m d i

tenvirat şeritlerile kuşatılmak suretile 25 metre kadar yükseklikte geniş bir kaide üzerine kurul- muştu.

Karaköy köprüsü üzerinde mimar Abidinin projesine göre İstanbul belediyesi tarafından kurulan ışık sütunu, köprünün inşaatına uygun olması için demirden yapılmıştır. Bu sütun kısa bir /amanda ikmal edildiği için bitirilemiyen ışık tertibatı tamamlanarak onuncu yıl dönümü hatırası olarak muhafaza edilecektir. Projesin- de gösterilen şakulî tepe projektörü yakında ye- rine konacak ve sütunun yivleri içeriden gizli olarak tenvir edilecektir-

B a ğ ç e k a p ı takı. M i m a r B e h ç e t v e Rebiî.

İş b a n k n s ı takı. M i m a r N i z a m e t l i n

Belediyenin kendi binası önünde ve Eminö- nünde yaptırdığı tak ve sütunların projeleri mi- mar Behçet ve Rebiî tarafından hazırlanmıştır.

İş Bankasının tak ve tenviratını mimar Ni- zamettin yapmıştır.

Bütün bu eserler asgarî zaman zarfında as- garî para sarfile meydana getirilmiştir.

Ankaranm en esaslı muvakkat abidesini Devlet demiryollarının, projesini mimar Bedret- tin Hamdinin hazırladığı sütunu teşkil etmekte idi-

(28)

B i r s a h i l e v i

M i m a r B e h ç e t S a b r i

Bu ev Boğaziçinin güzellikleri arasında;

hayatının son ve kıymetli vakitlerini geçirmek istiyen zengin bir manzara ressamı (Paysa- giste) için düşünülmüştür. Ev iki kısımdan mürekkeptir. 1 - Atelye kısmı. 2 - Aile ikamet- gâhı.. Bu kısımlar tamamile müstakildir. Fa- kat bir ev hayatının istediği ve lüzumu kadar birbirine bağlıdır.

Atelyeye doğrudan doğruya sokaktan giri- lir. Zemin katında gardrobu, halâsı, hizmet odası ve konuşmak ayni zamanda hususî ders- ler için büyük bir hol vardır. Bir merdiven res- samın atelyesine çıkar.

Atelye bütün Boğazın manzarasını almak için evin üst katma konulmuş ve evin diğer kısımlarından ayrı bir irtifa istiyen burasına istiklâl ve hususiyet verilmiştir. Ressam çalış- ma ve ders holünden merdivenle yatak odası- na evden hususî bir merdivenle de hemen atel- yesine çıkabilir. Atelyede kenarda camla bö- lünmüş kısım model soyunma ve tuvaleti için- dir. Şimalden büyük penceresi daima sabit bir ışık veriyor. Ressam akademik resim de çalışa- bileceğinden ayni zamanda tavandan da ziya temin edilmiştir.

Aile ikametgâhına bir ön bahçeden geçil- dikten sonra girilir. Gardrop W. C. hol var ve bir merdiven esas kata çıkıyor. Hizmetçi odası tam yerinde hem sokak kapısına hem mutfak ile alâkalıdır. Hizmet için yeşillikle ayrılmış bir diğer avlu var. Oradan girilirse hizmetçi halâsı, kiler, mutfak ve ofis vardır.

Ofisten yemek çıkaran bir dolap vardır. Yu- varlak bir merdiven esas kata ve bodruma iner.

Bodrumda çamaşırlık, kömürlük, bir kalorifer odası ve şarap mahzeni vardır. Bu katta başka bir şey yoktur. Arsa küçük ve istenilen şeyler büyük olduğundan bina «Pilotis» 1er üzerine alınmış bu suretle hem güzel bahçe kısımları hem de esas katın daha yüksekte manzaralı ve rutubetten korunması temin edilmiş oluyor.

Esas katta hol ve W. C. bir de misafir odası..

Karşıdan büyük salona girilir. Salon beyhude ye- re bölmelerle tecrit edilmeyip her ihtiyacın hu- susiyetine göre köşelere ayrılmıştır. Kadın kö- şesi, müzik köşesi, konuşma köşesi, çalışma köşesi ve yemek odası yanında ikinci ve ufak bir ofis vardır. Yemek çıkaran dolap işlemedi- ği zaman yuvarlak merdivenden hizmet yapı- lacaktır.

(29)
(30)

Holden diğer bir kapı evin gece bayatı ge- çirilen yatak kısmı koridoruna açılır. Burada erkek çocuklar, kız çocuk ve karıkoca yatak odaları vardır. Bursaı tam sabah güneşi alabi- lecek şekilde cihetlendirilmiştir.

Evin gündüz hayatı geçirilen büyük sa-

londa pencereler yere kadar indirilmiş eski Türk yalılarmdaki gibi manzaraya hail olan hiç bir dclu kıs.m bırakılmamıştır. Önünde bir te- ras var. Açıkta bir merdiven dahi hemen bah- çeye inebilir. Bu şekilde ev tabiat ile, deniz ile doğrudan doğruya birleştirilmiştir.

(31)

TOTOTO

, . H . m ı ±

~tq

CD - o I—)

d) OTUBMAvryEMEK ODASI

@ yEMEK MASASI

® MİSAFİR ODASL

@ OCAK,

© y / K T A K ODAOI

© H E L A

® KİLAP^

® S A M A N L I K . ® AHIt-V

S O K A K . .

M . -4 . 3 3 3 . MIMAta^.

K ö y e v i

M i m a r Arif H i k m e t

Resimde görülen ev bir köylü ailesine mahsustur ve bir yatak ve misafir odası, bir sofayı ve bir halâ, kiler, samanlık ve ahırı ih- tiva eder. Binanın bir yüzü sokak diğer yüz- leri bahçeye bakar. Bahçenin etrafı duvarla ihata edilmiştir. Sokaktan evvelâ bahçeye gi- rilir ve üzeri saçakla örtülü bir yoldan asıl bi- nanın kapısına vâsıl olunur. Kapıdan girince bir pabuçluk vardır. Burası vestibül vazifesi görür. Köylü ayakkaplarını burada çıkarır ve

oradan sofaya girer. Sofa köylünün yemeğini pişirdiği, yediği, ve oturduğu yerdir. Etrafa sedirler vazedilmiştir ve ortada bir de masa vardır. Köşedeki ocak köylünün yemeğini pi- şirmeğe yaradığı gibi kışın da sofayı ısıtır. Ön etraf duvarları kâmilen taştır. Oda bölmeleri ahşap ve bağdadi üzerine sıvadır. Tavan ve dö- şemeler keza ahşaptır. Dam örtüsü olarak kat- ranlı bez kullanılmıştır. Bu ev soğuk bir iklim için düşünülmüştür.

(32)

M i m a r î a k u s t i ğ i

Prof. M ü h e n d i s S a l i h M u r a t

M e t h a l

Bir odada tevlit edilen bir ses, savt menbaı ne şekilde olursa olsun, odaya ait bazı sebepler- den dolayı dinleyenlerin kulağına bozuk gelir.

Binaenaleyh mimarî akustiği b;r noktadan mi- marlar ve diğer taraftan ses mühendisleri için pek mühim bir ilim şubesidir. Son zamanlarda bu şube layık olduğu ehemmiyetle tetkik edilmek, te olup iyi neticeler elde edilmiştir. Mimarî akus- tiğe ait yüzlerce sahifelik eserlerin adedi gün geç- tikçe artmaktadır.

Odalardaki ses bozuklukları muhtelif tip- lerde olup bunlarda ( I ) gürültü bozukluğu, ( 2 ) geçici sesler bczukluğu, ( 3 ) vüs'at bozukluğu ve hattî olmıyan bozukluk, ( 4 ) tekerrür bozuklu-

ğudur, Bunların ilk üçü mühim olup dördüncüsü ilk iki bozuklukla alâkadardır. Bu makalelerimiz- de bu bozukluklara temas edeceğiz. Bu bozuk- luklara ait tafsilâta girişmezden evvel gürültüyü tarif ve tetkik edelim.

Akustik üzerindeki tetkiklerile meşhur o- lan H. Fletcher'ye göre, muayyen tekerrürleri haiz olmıyan sesler «gürültü» namı altında tas- nif edilmektedir. El çırpma, kâğıt hışırtısı, yazı makinelerinin sesleri, sokakta nakliye vasıtaları- nın sesleri birer gürültü misalidir. Ses yahut mu- siki tonlar sınıfına girmiş bütün ses tipleri gürül- tü sınıfına girerler. Gerçi gürültü dalgalarıda söz ve musiki dalgaları gibi hava ihtizazlarile nakle- diliyorsa da gürültü dalgalarının şekilleri diğerle- rinden farklı olup pek karışıktır. Gürültünün şid.

det ve tekerrür gayeleri musiki ve söz gayelerin- den büyük olup gürültü dalgalarını bozmıyarak nakletmekte güçtür.

Söz yahut musiki bir büyük holdeki samilere ya doğrudan doğruya veya radyo veya telefon sisteminde olduğu gibi, elektrik usulile naklolu- nursa odada mevcut diğer seslerden dolayı bir

tedahül vukua gelir. Dinlenmesi istenilen sese karışan bu zait seslere mühendisler «gürültü»

derler.

Mi man akutistikte gürültü meselesi, odalar- daki gürültüyü azaltmak yani (bilhassa gürültülü yerlerde) sakin odalar yapmak meselesi şeklini alır. Bu iş gizli telefon muhaberesine mahsus bir kişilik telefon odalarndaın başlıyarak gürültülü büyük makinalar civarındaki ofisler ve binalara kadar gider. Odalarda gürültüyü azaltmak mese- lesi odanın mahiyetine, gürültünün şekline ve diğer âmillere bağlı olan bir meseledir. Umumi.

yet itibarile, bu iş fazla tekniğe lüzum göstermez.

Mihaniki ihtizazların kullanılan malzemeye tesiri hakkında bilgiler akliselim ve tecrübe yardımla- rile takviye edilirse mesele kolayca halledilebilir.

Bu mesele iki yoldan tetkik edilebilir.

Birinci yol, odada gürültü hasıl eden men.

baların tevlit ettikleri savt miktarını azaltmak- tır. Bu yol, mümkün ve tatbiki kabil olduğu tak- dirde, hem ucuz ve hem de en kestirme yoldur.

Bu usul de bir kaç yoldan tatbik edilebilir; mese- lâ, odaya mahsus olan makinenin şekli değiştirile- bilir, yani ayni maksadı gören hususî makine ya- pılır. Yahut makine savtı bel'eden malzeme ile ya kısmen veya tamamen setredilir.

Diğer ahvalde ses menbaınm gönderdiği az kudretler savt dalgalan sulp ci^im'er tari- kile tannan satıhlara naklolunur ve burada gürül- tü hasıl olabilir. Bu gibi hallerde savt yahut ihti- zaz menbalarile tannaneler arasıne lâstik, mantar, keçe ve saire gibi maddeler koymak icap eder.

Meselâ sert döşeme (parke) sathında sürülen sandalyelerin hasıl edecekleri gürültüyü azaltmak için sandalye ayaklarına lâstik veya kösele taban- lar koymak muvafıktır.

Gürültü menbaı insan sesi ise bu usuller tat- bik edilemez; burada savt mücerritlerinin ha.

tiplerin yakınına konması uzağa konmasından daha iyi netice verir. Odanın muayyen bir nokta- sında sessizlik isteniyorsa mücerritlerin o nok- taya tatbiki lâzımdır.

Gürültü menbaları hariçte ise mesele sesi kesme tertibatına müncer olursa da burada da havada ve sulp cisimlerdeki ihtizazları birbirin- den tefrik etmek zarureti karşısında kalırız. Kala- balık sokaklardaki nakliye vasıtalarının husule getirdikleri gürültü gibi had ahvalde pencereleri ziya ve hava verme vazifelerine nihayet vererek, görmek ve ziya ile havayi sun'î vasıtalarla temin etmek yegâne çaredir. Bu takdirde havalandırma vasıtasının gürültüsü idaremiz altına getirilebilir.

Bazı ahvalde çift katlı pencereler kullanmak mu- vafıktır. Herhalde bu işte pencerelerin rolü pek büyüktür. Kapılar masif olmalı ve iyice kapana- bilmelidir. DıvaTİar, döşeme ve tavan gibi büyük satıhlar sulp cisimlerde doğan ihtizazları odada sese kalbetmek üzere tannane rolünü oynarlar.

Odada bulunmıyan savt menbaı yakınına mü- nasip mücerritler koymakla bu ihtizazların nak- li azaltılabilir. Mücerritler oda aksamından bir veya bir kaçını teşkil ediyorsa mesele daha müş~

(33)

küldür. T a v a n l a r üst kattaki gürültüyü nakletme- leri itibarile pek mühimdir. Gerçi döşeme ile al- tındaki tavan arasında savt naklini azaltacak hususî tertibat yapılabilirse de bu iş bina inşa- sında düşüniilmemişse sonradan tatbiki çok zor-

dur.

Odalardaki gürültüyü haddi asgariye indir- mekle iş bitmez; odadaki tantanayı da azaltmak lâzımgelir. Gürültülerin envai ile tantanenin fizi- kî cephesini gelecek makaleye bırakıyorum.. Kerçi mimarı akustik prensiplerinin tatbik edildikleri y e r d e tantaneye bir derece lüzum varsa da bunu asgarî ve iktisadî hadde indirmek mühim bir meseledir. Odalarda gürültüyü azaltmak için en kestirme yol oda cidarlarını sesi beleden malzeme ile örtmektir. Bunun müessir olabilmesi için oda- da mevcut eşyanın sesi beletme kabiliyetini ev- velden bilmek lâzımdır. Odadaki eşyanın sesi bel

etme kabiliyeti malûm ise belki savtı bel'eden malzemeden az miktar kullanmakla maksat ha- sıl olur. Fakat odanın bel' kabiliyeti fazla ise tan- tane müddetini azaltmanın gürültüyü azaltmak hususunda faidesi yoktur.

Sinemalar, konferans salonları ve tiyatro- lar gibi büyük binalar akustik bakımından büyük mese'eler çıkarır.

Konuşulan odalarda psikolojik tesir akın- da tantanenin gürültüye karşı aksi tesiri artar.

Savtı bel'eden malzemenin mevcut olmaması yüzünden odadaki gürültü seviyesi artmakla kal- mayıp hem gürültü ve hem de ger!ci bozukluklar- dan dolayı kelimelerin anlatılması zorlaşır ve bu yüzden hatiplar sağırla konuşur g'bi bağırırlar ve binnetıce odanın konforii bozulur,

- Bitmedi .

P r o j e m ü s a b a k a l a r ı lâyihası

( M a b a a t v e s o n )

Jüri

Madde 12 — Jüri heyeti Akademi meclisi aza- sından üç dekoratör, bir ressam bir mimar, bir heykeltraş ve sipariş ve- ren m a k a m tarafından gösterilecek

iki murahhastan mürekkeptir.

Madde 1 3 — Jüri azası müsabakaya iştirak ede- mez. Jüriden olup ta müsabakaya iştirak edenler iştiraklerini Akademi meclisine bildirirler. V e yerlerine Akademi meclisi tarafından tezyini- ciler birliğine mensup zevattan inti- hap edilecek olanlar kaim olur.

Madde 1 4 — Jüri reyleri hafidir.

Madde 1 5 — Müsabakalarda yaptırılacak eserin ehemmiyetine göre iki veya üç mü- kâfat verilir. Mükâfat miktarı işin

ehemmiyetine göre sipariş veren makamla Akademi meclisi tarafın- dan tesbİt edilir. Birinci gelen eser sahibine mükâfatla beraber sipariş verilir.

Madde 1 6 — Mükâfat iki olduğu takdirde birin- ciye mükâfata tahsis edilen meblâğ yekûnunun % 60 şı ikinciye '/•: 40,

üç mükâfat olduğu takdirde bu nis- bet birinci »için % 50 ikinci % 30, üçüncü için % 20 dir.

Madde 1 7 — Sipariş alan san'atkâr projesinin tatbiki esasında memleket haricin- deki ihtisas ve malzemeden istifade etmek zarureti Akademi meclisinin tasdikile tesbit edilmedikçe yalnız

Türk san'atkârlarmı çalıştıracak ve yerli malzeme kullanmağa mecbur- dur.

Madde 18 Sipariş alan san'atkâr projesini tat- bikinin mes'uliyetini mütekeffil ve isin hitamına kadar nezareti taahhüt eder.

Madde 1 9 — Mükâfat olarak verilecek madde müsabakanın ilânında alâkadar ma.

kam veya şahıs tarafından kazanan- lara verilmek üzere müsabakanın icra edildiği mahal noterliğine ve jüri emrine tevdi edilir.

Madde 2 0 — Mükâfatlar sipariş yaptırılmadığı takdirde dahi verilir.

Madde 21 — Siparişin icrası, müddet, malzeme ve lediyat şeraiti sipariş veren ma- kam ile siparişi alan san'atkâr ara- sında yapılacak bir mukavele ile tes- bit edilir.

Madde 22 — Sipariş veren makamla san'atkâr arasında çıkacak ihtilâf ihtisas ve teknik isine taallûk ettiği takdirde Akademi meclisi hükümlüğüne mü- racaat edilir.

Madde 23 — Birinci gelen proje sahibine fotoğ- rafı alındıktan sonra iade edilir.

San'atkâr bu proejde sipariş veren makamla kendi arasında bir uyuş- ma neticesi olarak tesbit edilen kı- sımlardan maada hiç bir tadilât ya- pamaz.

S O N

(34)

H a b e r l e r

M i m a r î s e r g i

Almanyada, 931 senesinde mimarî tahsilini bitirerek, mimar diploması alan ve 933 senesine kadar Profesör (Bonatz) ın yanında çalışan, mimar Ahmet Sabri İstanbula gelerek Almanya- da, 9 sene zarfında vücude getirdiği eserlerle Güzel San'atlar birliği mimarî şubesi delâleti ile, İstanbul Halkevi salonunda bir sergi açmiş- tır. Teşhir ettiği eserler arasında Almanyada konkur kazanmış olanları vardır.

Elektrik fiatları

Son zamanda Istanbulda elektrik fiatı ki- lovatı, 16,75 kuruşa indirilmiştir. A n k a r a d a elekt.

ıİk kilovatı 22, İzmirde 24 kuruştur. Maalesef Türkiye şehirlerinde; Avrupa şehirlerine nazaran elektrik bir lükstür. Bu sebeple gerek tesisat ma- liyetinin ve gerek istihlâk fiatının yüksek olma- sından elan Istanbulda, gaz yakan bir çok ma- halleler vardır. Yapı erbabını bilvasıta alâkadar eden elektrik, su, gaz gibi medeni vasıtaların, memleketimizde makul bir maliyette olmasını düşünerek ve arzu ederek bu münasebetle dikka- te değer bazı vak'aları kaydediyoruz.

Istanbulda elektrik Hatlarının çok yüksek olmasından, bazı sinemalar, hususî motör koya- rak elektrik ceryanı istihsal etmek için birkaç ay evvel belediyeden müsaade almışlardır.

Yapılan hesaba göre, tesisat masrafı hariç olmak üzere, istihsal masrafı kilovat başına ( 4 ) kuruşa gelmektedir ki ( 1 6 , 3 0 ) kuruş ile arasında müthiş bir fark vardır.

Geçen sene Beyoğlunda büyük bir otelin de kendi kendine elektrik istihsal etmeğe başladığı bunun üzerine bu otele hususî tarife tatbik edildi- ği öğrenilmiştir.

Fazla elektrik istihlâk eden müesseseler için bu hususî tarife şayanı memnuniyettir. Fakat halk için de düşünülecek bir meseledir. Çünkü, elekt- rik masrafını göz önünde tutan, küçük inşaat sa- hipleri binalarında, elektrik, gaz gibi hayatî ihti- yaçları mecburen temin edememektedirler.

G ü z e l s a n ' a t l a r birliği m i m a r î k ı s ı m k â t i p l i ğ i n d e n

Bir müddet evvel gönderilen hüviyet vara- kalarını bazı arkadaşlar elan doldurarak birliğe iade etmemişlerdir. Tanzim edilen sicil işlerinin ikmali için, bunları göndermemş olanların fa- tografları ile lütfen birliğe irsalini rica ederiz.

Y a n a n k ö y

146 evli (Cevizli) köyü bir müddet evvel kamilen yanmıştır. Dahiliye vekâleti bu köyün

360

yeniden inşası için Büyük Millet Meclisinden 25,000 lira tahsisat istemiştir. Köy yakında yeni- den inşa edilecektir.

Türk mimarlığı namına. Muhterem Dahili- ye Vekili Şükrü Kaya *Beyfendiden bu köyün plânının, İktisadî ve sıhhî evlerinin plânlarının tanziminin, T ürk mimarları arasında açılacak bir müsabaka ile yapılmasını rica ediyoruz. Millî bir vazife telakki ettiğimiz bu işi Türk mimarları can- dan yapacaklardır.

Bu dileğimizin, dikkate alınmasını, rica ede- riz.

Otel p r o j e s i m ü s a b a k a s ı

( A k a y ) idaresinin Yaîovada yaptırmağa karar verdiği ( 1 5 0 ) yataklı otel binasının proje-

linin tanzimi I ürk mimarları arasında müsabaka, y a konmuştur. Müddeti 20 Kânunuevvelde bite- cektir. Bu müsabakaya bir çok mimarların iştirak edecekle.ri öğrenilmiştir.

Bu ote] müsabakası ile bir sene zarfında, açılan müsabakaların adedi beşe varmaktadır.

Bu hadiselerle Tiirk mimarlarının nihayet mem- leketimizde, mimarlığımıza karşı uyanan itimada lâyık olduklarını görerek, göğüsleri kabarmakta- dır. Bununla beraber elan A n k a r a d a bir çok bü- yük eserler, yabancılara ısmarlanmaktadır. Yeni Emlâk Bankası, Temyiz mahkemesi, Nafıa Vekâ- leti gibi eserler, Viyanalı bir mimara ısmarlan- mıştır. Bu mimar ki şimdiye kadar yaptığı bina- ların projelerini en küçük detaylarına kadar kâmi.

len ( V i y a n a ) da hazırlamıştır. Bu projeleri ne hazırlarken ve ne de tatbik ederken, yanında, bir i ürk mimarını yardımcı olarak kullanmamış- tır. Ismarlama eser değil müsabaka ile kazanan eser istiyoruz.

Polis, j a n d a r m a m e k t e b i p r o j e m ü - s a b a k a s ı

Bir çok ecnebî ve Türk mimarlarının iştirak ettiği Ankara Polis, Jandarma mektebi proje mü- sabakasını genç arkadaşlarımızdan mimar Edip

Hikmet ve Reşat beylerin müşterek eserleri ka- zandı. Müsabaka hakkında gelecek sayımızda tafsilât vereceğiz. Yalnız bu neticenin tahmin ve temennilerimize uygun olarak genç Türk mimarı- nın lehine çıkması ilk sayılarımızdanberi ileri sürdüğümüz iddialarımıza hak ve kuvvet vermek- tedir.

T a y i n

Birlik İdare heyeti azasından mimar Naci Cemal beyin İstanbul Posta telgraf müdiriyeti mimarlığına tayin edildiği öğrenilmiştir. Muvaf- fakiyet temenni ederiz.

İmtiyaz sahibi: Mimar A. Ziya — Neşriyat müdürü: Mimar Abidin Matbaacılık ve Neşriyat T . A . Ş. - istanbul

(35)

Ü ç s e n e

Bugün Mimar üçüncü intişar senesini biti- riyor. Onu üç sene, y a l n ı z T ü r k m i m a r ı - n a itimat ve salâhiyet temin etmek prensip ve gayesile çıkardık. Memlekette bize verilen faaliyet sahasının darlığına rağmen bu mec- muayı yaşatmak İçin yenilen zorlukları, çeki- len sıkıntıları burada anlatmak niyetinde de- ğiliz.

Yalnız, mecmuanın bugünkü vaziyetine ba- karak, onu yerli ve ecnebi arkadaşlarile muka- yese ederek tereddütsüz diyebiliriz ki, Mimar artık Türk mimarını kendi memleketinde ve dünyanın her köşesinde temsil etmiye lâyık ve muktedir bir meslek mecmuası haline gelmiş- tir. Bunu zaten mecmua gönderdiğimiz bütün yabancı memleketlerden aldığımız takdir mek- tuplarından da anlıyoruz.

(Mimar) ı bundan sonra da gittikçe müte- kâmil ve ılerileyen medeniyetin süratli adım- larına uygun yürütmek, ilerletmek, sanat ve kültür seviyemize bağlıdır.

Mimar mecmuası üç sene evvel mesleki ihtiyaçlardan ve bu ihtiyaçların ehemiyetini, ileride alacağı vaziyeti görebilen bir iki genç mimarın teşebbüsünden doğdu. Muayyen gaye- lere muayyen yollardan yürüdü. Üç sene zar- fında meslekî sahada çok değerli ve verimli iş- lerde başlıca âmil oldu.

Memleketin her köşesi bugün Türk mima- rını tanıyor; Mimarın ismini ve işini bilmiyen yerler bugün yapıları için ona müracaat edi- yor.

Üç sene evvel en ufak bir tereddüt geçiril- meden doğrudan doğruya mütehassıs geçinen

(36)

ecnebilere havale edilen mühim binalar bu- gün Türk mimarlarının da iştirak edebileceği müsabakalarla yaptırılıyor.

Bu müsabakaların neticesinde daima Türk mimarlarının kazanmasile, şahsî menfaatleri bozulan birkaç insandan başka, herkes alâka- dar oluyor ve iftihar ediyor.

Türk mimarının olgunluğu memleketimiz- de olduğu kadar yabancı memleketlerde de takdir uyandırıyor.

Mecmuamıza Almanyadan, Fransadan, İtal- ya, Lehistan, Macaristan, Japonya ve Amerika- dan gönderilen meslekî mecmuaların bazıların- da Mimar mecmuasının ve Türk mimarlarının isimlerini ve eserlerini görerek seviniyoruz.

Bütün milletlerin en mühim sanat ve kül- tür propagandacısı olan mecmualar her mem- lekette büyük himayeler görür, fertler, cemi- yetler ve hükümet tarafından korunur. Bu sa- yede bunlar en itinalı bir tarzda şekillendiri- lerek gittikleri yerlerde en müsait tesirler ya-

ratırlar. Bilhassa inkılâp yapan memleketler, inkılâptan sonraki sanat ve kültürün yediliği- ni, özlüğünü, yeni temayüllerin olgunluğunu ve tekâmül ederek devamını mecmualarile tesbit

ederler. Bize bu hususta en güzel misali İtalya verebilir.

Mimarları ve mimarisi cihan sanat âlemin- de en ön safta bulunmıyan İtalya, sanat mec- mualarına, sergilerine ve müntesiplerine, yapı sanayiine döktüğü paralarla elde edilmiş bir faaliyetle dünyanın dikkat nazarını üzerine çekiyor.

*

Biz, Türk mimarları, yardım görsek te gör- mesek te yakında enerji ve sanatımızı gören ve görmiyen bütün gözlere tasdik ettireceğiz.

Mimar mecmuası çalışma programına de- vam ederken memlekette mimarî birlik ve te- şekküllerin esaslı faaliyeti, vahdet ve kudreti, yapı sergileri ve tipleri tesisi, meslekî neşriya- tın inkişafı, başka memleketler mimarî faali- yetlerile yakından teı ve memleketimizin her köşesinde Türk mimarının bilgili ve ülkü- lü sanatının hâkim olması esaslarını hazırlıya- caktır.

İleride, yeni neşriyat seneleri bitirirken mecmuamız sahifelerinde Türk mimarı için da- ha iftihar edilebilir maddeler kaydedebilmeyi ümit ve temenni eder, bu hususta yılmadan çalışmayı mimar arkadaşlarımızdan bekleriz.

Mimar

• • •

Referanslar

Benzer Belgeler

at ıldığına dikkat çekilen raporda, kitlenin askerlerin bulunduğu karakola yönelik hiçbir müdahalesinin olmadığı, müdahalelerinin yeni karakol in şaat sahasına

Kolonlu ve perdesiz betonarme binaların TDY-2018 yönetmeliğine göre gevrek hasarlı bütün elemanların “Göçme Bölgesi”nde olduğu kabulüyle, katlardan herhangi birinde

Madde 10 — Sinema ve tiyatroların yalnız e- lektrik tenviratına müsaade edlimiş olup bunların ve makine işletmesine ait aksamın tesisatı Na- fıa Vekâleti tarafından

Sarsılmış bebek sendromu ağlama- sı susturulamayan bebeğin, bakımını üst- lenmiş kişiler veya ebeveynler tarafından hırsla sarsılması sonucu görülen bir ço- cuk

Kadrocular çözülmesi gereken temel çelişki olarak emperyalizmle sömürge ve yarı sömürge ülkeler arasındaki çelişkiyi görmekte, gelişmiş ülkelerde sınıf

Barış Manço bunca farklı rengi nasıl birleştirdi •.. DEVLET SANATÇISINA

Şehir Tiyatrolarımın

Askeri otoritenin Kraliyet yürütme Kurulu’na bağlanması, Fas’ın siyaset tarihi boyunca birçok sorun yaratmıştır. Kralın anayasanın gücü ile askeri- yenin üstünde