• Sonuç bulunamadı

Kronik yaygın ağrı çeken kadın örnekleminde cinsel sorunlar ve cinsel distres prevalansı ve risk faktörleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kronik yaygın ağrı çeken kadın örnekleminde cinsel sorunlar ve cinsel distres prevalansı ve risk faktörleri"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kronik yaygın ağrı çeken kadın örnekleminde cinsel sorunlar ve cinsel distres prevalansı ve risk faktörleri

Kronik yaygın kas iskelet sistemi ağrısı (KYA), ge- nel popülasyonun %15’ini etkileyen sık görülen bir kas iskelet sistemi bozukluğu olup fibromiyaljinin başlıca semptomudur. Yapılan çalışmalarda KYA’nın kadınlar- da erkeklere oranla iki kat daha fazla görüldüğü belir- tilmektedir. KYA tanımında vücudun sağ/sol tarafında ve alt ve/üst kadranında ağrı olmasının yansıra ağrının özelliğinin sürekli ve aksiyal olduğu vurgulanarak KYA tanımı Amerikan Koleji Romatoloji Komitesi tarafın- dan standardize edilmiştir. KYA depresyon, anksiyete, yorgunluk, psikolojijk distres ve diğer somatik semp- tomlar gibi bir dizi fiziksel ve duygusal semptomla iliş- kilidir. Son çalışmalarda etyoloji üzerinde durulmasına rağmen KYA’nın altta yatan nedeni tam olarak bilin- memektedir ancak bir dizi epidemiyolojik çalışmadan elde edilen kanıtlar sosyodemografik, psikososyal, duygusal, fizyolojik ve genetik faktörlerin etkileşiminin KYA’da rol oynadığını göstermektedir. Kanıtların büyük çoğunluğu aile ve çiftler arası etkileşim gibi kişilerarası ilişkilerin kronik ağrının çeşitli boyutlarında önemli bir etkiye sahip olduğunu göstermiştir. KYA hafife alınan büyük bir sağlık problemidir ve yaşam kalitesinde azal- ma ve yetersizlik ile ilişkilidir. Cinsellik insan yaşamının tamamlayıcı bir bölümüdür ve bu yüzden yaşam kalite- sinin önemli bir yönü olarak düşünülür. Son zamanlarda çeşitli çalışmalarda fibromiyalji, KYA ve kadınlarda sek- süel problemlerin prevalansının yüksek olması arasında belirgin bir bağlantı olduğu bildirilmiştir. Bugüne kadar sadece çok az sayıda çalışmada genel popülasyon ör- nekleminde KYA çeken kadınlarda seksüel problem yaygınlığı ve risk faktörleri incelenmiştir. Bu yüzden bu çalışma KYA olan kadınlarla kontrol grubu arasındaki seksüel problemlerinin dağılımını saptamak ve KYA’lı kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluğu ile ilişkili ola- bilecek psikolojik ve kişiler arası faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır.

Burri A, Lachance G, Williams FM.

J Sex Med. 2014 Nov;11(11):2772–84.

2008–2010 yılları arasında toplam 853 kişiyle yapılan tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan bu çalışmada sosyo-de- mografik değişkenler, yaşam stili faktörleri ve aile yapısını içeren soru formu, Kadın Cinsel İşlev Ölçeği (FSFI; Female Sexual Function Index). Kadın Cinsel Distres Ölçeği (FSDS;

Female Sexual Distress Scale) ve Londra Fibromiyalji Semptom Tarama Anketi’inden KYA’ya özgü sorular alına- rak hazırlanan (London Fibromyalgia Symptom Screening Questionnaire) soru formu kullanılmıştır.

Çalışmada kadınların yaş ortalamasının 57.7±11.62 yıl, eğitim süresinin ise 10.51±2.74 yıl olduğu, %51’inin evli, büyük çoğunluğunun (%76) menopozal dönemde oldu- ğu görülmüştür. 853 katılımcıdan %19.46’sının (166 kişi) KYA’ya sahip olduğu, KYA’lı kadınlar ile sağlıklı kadınlar arasında yaş dışında diğer demografik ve yaşam stili de- ğişkenleri arasında anlamlı farklılık olmadığı belirlenmiştir.

Bu çalışmada KYA’nın yaşlı kadınlarda çok daha yaygın ol- duğu yaşın kronik yaygın ağrı prevalansı üzerinde büyük bir etkisi olduğu saptanmıştır.

KYA olan ve olmayan kadınlar arasında yaşam boyu lubrikasyon, seksüel ağrı ve seksüel distres, son dört hafta süresinde ise lubrikasyon ve seksüel distres açısından an- lamlı farklılık bulunmuştur. FSFI’ ya göre KYA olan kadınla- rın hem yaşam boyunca hem de son zamanlarda daha faz- la lubrikasyon sorunu yaşadıkları (p<0.01) ve yaşam boyu daha fazla seksüel ağrı deneyimledikleri belirlenmiştir (p<0.05). Ek olarak KYA olan kadınlar da son zamanlarda ve yaşam boyu cinsellikle ilgili daha fazla distres yaşadık- larını ifade etmişler. Çalışmada KYA’lı kadınlarda duygusal zeka, uyarılma ve lubrikasyon arasında anlamlı pozitif ilişki olduğu saptanmıştır. Obsesif kompulsif davranış semp- tomları ile son 4 haftadan daha fazla süre cinsel ağrı de- neyimlenmesi arasında da anlamlı ilişki bulunmuştur. Ank- siyete duyarlılığının fazla olması ile istek azlığı arasında anlamlı ilişki olduğu ve seksüel problemlerin cinsel distresi

58

KADIN CİNSEL SAĞLIĞI

Androloji Bülteni 2016; 18(64): 58-59

Güncel Makale Özeti

(2)

yordayan tek bağımsız değişken olduğu ortaya çıkmıştır.

İlişki memnuniyetsizliği, isteksizlik ve cinsel doyum azlığı ile ilişkili bulunmuştur. Bu çalışmada anksiyete duyarlılığı fazla olan kadınlarda daha fazla cinsel distres ve daha fazla lubrikasyon güçlüğü olduğu rapor edilmiştir.

Sonuç olarak; çalışmada cinsel ağrı problemlerinin yanı sıra cinsel distresin kronik yaygın ağrısı olan kadınlarda daha yüksek seviyede olduğu rapor edilmiştir. Bu nedenle

KYA’lı hastaların rutin bakımında seksüel problemlerin de- ğerlendirilmesine de yer verilmesi önerilmiştir.

Çeviri

Yrd. Doç. Dr. Havva Sert,1 Arş. Gör. Serap Çetinkaya2

1Sakarya Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik EABD

2Sakarya Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, İç hastalıkları Hemşireliği AD

KADIN CİNSEL SAĞLIĞI

Güncel Makale Özeti

59

Referanslar

Benzer Belgeler

Sakro- kolpopeksi ameliyatı öncesi ve sonrasında cinsel işlevin değerlendirildiği bir çalışmada kullanılan mesh türünden bağımsız olarak sakrokolpopeksi

Diyalize girmeyen KBY’li erkeklerdeki cinsel işlev bozuklu- ğunun prevalansını gösteren çok az veri olduğu için, son evre böbrek yetmezliği olan hastaların verilerini kullanmak

Üriner inkontinansı olan 113 kadın hasta üzerinde yapılan bir çalışmada, hastalar pelvik organ prolapsusu (POP) olan ve olmayan olmak üzere 2 gruba ayrılmış ve

Hastalar Female Sexual Function Index’e (FSFI) göre preoperatif ve postoperatif olarak değerlendirildiğinde total skor ve ayrı alt skorlar (istek, uyarılma, lubrikasyon,

Sexual dysfunction in type III chronic prostatitis (CP) and chronic pelvic pain syndrome (CPPS) observed in Turkish patients.. Int

Ortalama yaşları 38,7 olan kadınların, meme kanseri tedavisi görenler, genel Alman nüfusunun kadınlarıyla kar- şılaştırıldığında, daha fazla olumsuz cinsel deneyime

 Biseksüellik(Erkeğin erkek ya da kadına; kadının kadın ya da erkeğe); Bireyin hem kendi cinsine, hem de karşı cinse yönelebilmesi,.. 4.Farklı Cinsel Kimlik(Different

Tecavüze uğrayan kadınların çoğunluğu olayı hatırlattığı için pelvik bölgenin elle, vajinal ya da anal teşhisini, bu konuda uzman olan doktorlar (jinekolog,