• Sonuç bulunamadı

Haydi anlat seni dinliyorum! Dağlarımızı, ovalarımızı çokuluslu altın avcılarına nasıl peşkeş çektiğini anlat

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Haydi anlat seni dinliyorum! Dağlarımızı, ovalarımızı çokuluslu altın avcılarına nasıl peşkeş çektiğini anlat"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yaşamı anlat bana, aşkı anlat, acıyı ve hüznü...

Gecenin içinde yankılanan çığlığı, sevgiyi, kardeşliği, barışı.

Demokrasiyi anlat, özgürlüğü de!..

Soygunu, vurgunu, gemicikleri, mısırları, tavukları anlat...

Almanya Deniz Feneri vurgununu, camilerden toplanan paraları, “yeşil holdingleri”, vurgunu, talanı, dolandırıcılığı.

Haydi anlat seni dinliyorum!

Dağlarımızı, ovalarımızı çokuluslu altın avcılarına nasıl peşkeş çektiğini anlat...

Bergama Ovacık’ı, Munzur Vadisi’ni, Efemçukuru’nu, Eşme Kışladağı’nı, siyanürlü altını anlat!

Yargı kararlarının nasıl çiğnendiğini!

Yaşamın dipsiz kuyularında, donmuş ormanların kuytuluklarında, yatılı Kuran kurslarında ölen çocuklarımızı anlat!

15 yaşındaki Berivan’ın neden zindana atıldığını!

İkide bir “demokrasi ve özgürlük” diyerek sivil baskıcı bir rejimi, vesayeti savunuyor, sözüm ona en baba demokrat kesiliyorsun.

Yemezler koçum!

Anlat çocuklar niçin zindanlarda!

Almanya’da cami cemaatinden topladığın 5 milyar Avro’nun nereye gittiğini anlat.

Yıldızlara dokunmak isteyen, gecenin ayazında titreyen, Muş’tan, İzmir’den, Diyarbakır’dan gelen TEKEL işçilerini.

Kıvırma, numara yapma, anlat!

***

Tarikat şeyhine verdiğin ödünleri, CIA’nın geliniyle yaptığın pazarlığı anlat...

Seni televizyon ekranlarında görüyorum, tartışmaların tam göbeğinde. Salladıkça sallarken, cehaletin resmini çiziyorsun.

Sıkıştığında öfkelenip “demokrasi, özgürlük” maskesini takıp, işin içinden sıyrılmak istiyorsun.

Yeni Dünya Düzeni’ni Osmanlı kafasıyla değerlendirip, Nizam-ı Âlem gibi benimseyip, 1923 Aydınlanma Devrimi’ne

“Kemalist elitler” diyerek laik demokratik Cumhuriyete saldırıyorsun.

1990’ların Yeni Dünya Düzeni çöküyor be koçum, farkında bile değilsin. Sen önce bunu aklın mahkemesinde yargıla, eğer aklın varsa.

1919’da Mustafa Kemal’in yaptığını, 87 yıl sonra yapamayanlar sakın uygarlıktan söz açmasınlar.

Bir de şunu bir yerlere yaz, unutma:

(2)

“Sosyalizm, Batı’da kapitalizmin eleştirisinden doğmuştur.”

Bir güzel öğren!

Şimdi sen otur ve anlat bakalım...

Bu soygunu, vurgunu, talanı, gemicikleri! Batan geminin mallarını!

***

Haydi anlat bakalım, saf Müslümanları Köln’de, Frankfurt’ta, Berlin’de nasıl kandırıp “Allah rızası için” nasıl tokatladığını...

Kurduğun şirketlerle, paraları nasıl götürdüğünü!

Biliyorum “geçelim bunları” diyeceksin her zaman olduğu gibi...

Yağma düzeninin savunucusu, yalakasısın sen!

12 Mart’larda, 12 Eylül’lerde ağabeylerin, ablaların vardı darbecilere alkış tutan, Kalender Orduevi’nde Evren Paşa’ya

“emret komutanım” diyen!

Şaklabanlığın zirvesine çıkan..

Anlat bakalım şimdi!

Ne oldu faili meçhul cinayetler? Cezaevlerine tıkılan 8-18 yaşındaki çocuklar?

Anlat şu senin demokrasi ve özgürlük anlayışını!

Kandil Dağı’ndan inenleri davul zurnayla, çadır mahkemeleriyle karşılayanları anlat!

Güneydoğu’da seçilmiş belediye başkanlarının Nazi kamplarındaki gibi kelepçelenip tek sıra halinde bekletilişlerini, tutuklanmaları nı anlat gücün yetiyorsa!

İzmir’in evleri Atatürk resimleri, ay-yıldızlı bayrağımızla donatılmış yine...

Anlat şu “gavur ve faşist İzmir’i”, belki yedirebilirsin internet çocuklarına!

Haydi anlat!

***

Anlat Bergama Ovacık’ı, o kum dağlarını, can çekişen toprağı...

Neden saldırdığını anlat TEKEL işçilerine.

Yüreğin varsa, soygunu, talanı, vurgunu anlat!

Nasıl köşeyi döndüğünü...

Saldırma sağa sola.

(3)

Sen, gazeteci kılığına girmiş parti militanı mısın yoksa?

Sevmek zorunda mı senin gibi iktidarı?

Haydi anlat demokrasiyi, özgürlükleri bir dinleyeyim.. . Yüreğin varsa anlat!

Hikmet ÇETİNKAYA

hikmet.cetinkaya@ cumhuriyet. com.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

Yakamoz saatlerinde rüyalarımı toplamaya gidiyorum deniz kenarına!. Masallardan arta kalan kirli ve eprimiş elbiselerini dikmeye uğraşıyorum

Ömer Seyfettin –muhtemelen Kuşadası’nda bulunduğu sırada- köylülerden dinlediği ‘Yalnız Efe’ menkıbesini önce Yeni Mecmua’da neşredilen bir hikâyesine konu yapmış,

Halk anlatılarının bir formülden yola çıkıp geliştiği, çeşit- lendiği, varyantlarına ayrıldığı tezi (Degh 1989, 49-50) kabul edi- lirse; anlatıcı /

Hikâyede evrensel anlamda mekân -dünya ve Oğuz yurdu- gerçeğin simgesel değerler olarak ortaya çıkması, Boğaç Han’ın kendini gerçekleĢtirme, kurma

Necipoğlu, Nevra, “Evrensellikten Geri Çekiliş, Bizans İmparatorluk İdeolojisinin Evrimi ve Osmanlı Fütuhatı”, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Problemler, Araştırmalar,

benzerlik göstermesinin nedeni budur. Geleneksel ve modern anlatılar arasındaki yakınlık ve uzaklığa işaret eden İhsan Oktay Anar’ın metinlerarasılık tekniği yoluyla

Bunun yanı sıra, Tablo 5’ten de görüleceği gibi, Gökmen (2003)’in çocuk dili ve Gökmen (2004)’in yetişkin dilindeki veri tabanından ulaşılan sonuçlardan farklı olarak,

Anlat›c› bir baflka yerde yeniden oyun izle¤ini sorgular kendi içinde: “Buna karfl›l›k, iflin içinde bir oyun varsa, birimiz, birkaç›m›z, ya da hepimiz bir oyunun