Aydın’ın Çine İlçesine bağlı 7 köyün sakinleri, yıllardır oturdukları evlerin, ekip biçtikleri tarlaların, bölgenin eskiden mera olduğu gerekçesiyle ellerinden alınmak istenmesine karşı ayaktalar. Önceki gün çine’de bir araya gelen köylüler, alın terlerinin birikimleri ile edindikleri yaşam alanlarının, devlet kurumları arasındaki yanlışlıklar dizisi nedeniyle alınmasına izin vermeyeceklerini dile getirdiler.
Çine Belediyesi Düğün Salonu’nda toplanan yüzlerce köylü, yıllardır oturdukları evleri, arazileri kaybetmemek için ne yapabileceklerini tartıştılar. EMEP, CHP, İP, EGEÇEP, İHD gibi parti ve dernek yöneticilerinin yanı sıra, CHP Milletvekili Bülent Tezcan’ın da bulunduğu toplantıya, Karakollar, Evciler, Yağcılar, Çaltı, Kuruköy ve Yolboyu köylerinden 400’e yakın köylü katıldı. Köylülerin tapularının iptalinin ardından oluşturdukları Tapu Mağdurları Platformu’nun ve Çine Doğa Der’in çabalarıyla düzenlenen toplantıda söz alan çok sayıda kurum temsilcisi ve köylü, sorunlarına bir an önce çözüm üretilmesini istediler.
"Köylüye Hukuk Yok"
Köylülerin avukatı Hicran Danışman yaşanan sorunun hukuki boyutunu aktardığı konuşmasında, iptal edilen tapuların bulunduğu yerlerin 1952 yılında mera olarak belirlendiğini, tapuya da bu şekilde yazıldığını belirterek, “1988-1991 yıllarında uygulanan 2981 Sayılı İmar Affı yasası bu köylere de uygulanarak, mera olan bu araziler köylülere satılmış.
2009 yılında Hazine bu işlemin yanlışlıkla yapılmadığını söyleyerek tapu iptal davası açmış. Yargılama süreci sonunda yaklaşık 800 tapunun iptaline karar verilmiş. Bu, ‘arazilerin artık mera vasfını yitirdiği, köy mücavir alanları içinde kaldığı’ şeklindeki bilirkişi raporuna rağmen yapılmış. Şu anda fiilen mera olmayan yerler, tapuda mera
yazıyor diye iptal edilmiş. Kuyulu’da bölgesel devlet hastanesi kurulacak alan mera ve halen mera olarak kullanılıyor.
Yine Tıp Fakültesi, Kredi Yurtlar Kurumunun Işıklı’daki yeri de mera olmasına rağmen ‘kamu yararı’ gerekçesi ile mera vasıflarını kaldırıyorlar. 7 köy için yapılan şey ise, evet kanuna uygun ancak burada asıl sorulması gereken
‘hukuk kimin için?’ sorusudur. Hukuk toplum için değil mi? Zenginler, sermaye için bir gecede yasa çıkarılabiliyor, binlerce köylü için neden çıkarılmasın? çözüm, kısacık bir düzenlemede ki bu sorun ortaya çıktığı günün hemen ertesinde bu düzenleme yapılarak çözülebilirdi” dedi.
Köylülere, bu işi hukukçulara veya milletvekillerine havale etmemelerini söyleyen Danışman, mücadeleyi sonuna kadar sürdürme ve taleplerine sahip çıkma çağrısı yaptı.
"Meralar Peşkeş çekiliyor"
Çine Doğa Der yöneticilerinden Ahmet Uslu, yaklaşık 4 bin köylünün mağdur olduğu bu sorunun çözülmesi için haftalardır köylülerle toplantılar yaptıklarını ve köylerde mücadele komiteleri oluşturduklarını belirterek, “Amacımız, yıllardır alın teri dökerek, emek vererek yaptığımız evlerimizin çocuklarımıza, torunlarımıza yaşayacakları yerler olarak kalmasıdır” dedi. Toplantıda konuşan EGEÇEP Dönem Sözcüsü Ertuğrul Barka, hükümetlerin tahkim ve benzeri yasalarla uluslar arası sermayeye tanıdıkları hakları bu toprağın insanına tanımadıklarına dikkat çekerek,
“Binlerce köylünün evini, buralar mera diye elinden alırken, birkaç kilometre ötede köylülerin ellerindeki meraları alıp madenci şirketlere, RES şirketlerine peşkeş çekmek istiyorlar” diye konuştu. Tüm Köy Sen Uzmanı Abdurrahman Saran, köylülerin bu olayda son derece haklı olduklarını belirterek, sorunun çözümü için 7 köyün ortak mücadele etmesi gerektiğine dikkat çekti. CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan da köylünün yıllardır bin bir emek ve özveri ile edindiği evleri “Pardon yanlış yapmışız” diye ellerinden alınmak istendiğini belirterek, “Buna evet diyecek vicdan var mıdır? Siz bu tapuları iktidarların gücü, torpili ile değil, alın terenizle aldınız. Binlerce dönüm kamu arazisini peşkeş çeken hükümet sizin sesinizi neden duymuyor? Bu işin çözümü için elimden geleni yapacağıma söz
veriyorum” diye konuştu. “Mülkün temelinde Adalet yok mu?”, “Köylü evinin efendisidir”, “Kimseyle yok işimiz, evimiz tek derdimiz” pankartlarının asıldığı salonda köylüler “ konuşmaları alkışlarla ve “Direne direne kazanacağız”
sloganları ile desteklediler.
Çocuklarım İçin Yaptım şimdi Nereye Gideyim?
Ahmet Topuz: Bugün burada haklarımızı almak için toplanmış buluyoruz ve bu mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz. Gerekirse Ankara’ya gideriz, gerekirse milletvekilini buraya getirtiriz. Milletvekilleri yerleşim yerlerimizin mera vasfını kaybettiğini görmüş olurlar. Eğer Türkiye Cumhuriyeti’nin vermiş olduğu bu tapular iptal edilirse güveni kaybolur, otoritesini kaybeder. Aramızda çatlak sesler çıkmasın, herkes birbirinin yanında olsun.
Salih Kaygusuz: Sokaklarda börek sattım, direndim. Çocuklarım için yaptım, nereye gideyim şimdi? Devlet bize tapu verdi, nereye gideyim. 10 tane torunum var. Başbakan’a sesleniyorum, 7-8 milyar borç kesmişler mahkeme masrafı diye. Benim aldığım para 700 lira nasıl ödeyeyim ben bunu?
Hüseyin Madran: 1989 da devlet adamları geldi ve bu yerlerin tapusunu aldık, 2-3 sene önce yazı geldi ve tapu gitti dediler. Şimdi ağlıyoruz, tapumuz iptal oldu.
Atiye Tuğrul: Temizlik işi yaptım evlere gittim. 35 sene Çine’de evlere temizliğe gittim. Milletvekili Osman Aydın’ın çok tuvaletini temizledim. Bize niye böyle yapıyorlar? Biz tapumuzu istiyoruz başka bir şey istemiyoruz, yerlerimizi istiyoruz. Para ödeye ödeye canımız çıktı, yer aldık diye sevinemedik. Ben 4 tane çocuğum var, aç kaldım,
çocuklarıma yediremedim. Beyim yok, ben çalıştım, alın terimle çalıştım, temizliğe gittim o parayla aldım evi.
Ayfer Harmakaya: 8 yaşında oğlum var. Onun için ev yaptırdım onun evini elinden almalarına hakları var mı? çadıra mı gidelim? Milletvekilleri söz verdiler bize seçim zamanların ilk işimiz eviniz olacak diye. Uyuyor mu bunlar, başbakan duysun orada oturmayla bir şey olmuyor.
Özer Akdemir/Evrensel
