Tiirk Kareliyol Dem
Arş1997; 25:526-531
Trombositten Zengin Intraoperatif .
Plazmaferezin Koroner Bypass Cerrahisinde Homolog Kan Kullanımı Uzerine Etkisi
Op. Dr. Hasan KARABULUT, Op. Dr. Ahmet KORUKÇU, Op. Dr. Hakan GERÇEKOGLU, Op. Dr. Remzi TOSUN , Dr. Onur SOKULLU, Uz. Dr. Mehtap ŞİŞMAN, Dr. Mahmut AKYILDIZ, Dr. Hüseyin SOYDEMİR, Dr. Özkan KANTARCI, Op. Dr. Hüseyin TOKLU, Doç. Dr. Besim YİGİTER Siyami Ersek Göğüs. Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi , Cerrahi ve Kardiyoloji Bii/üm/eri. istanbul
ÖZET
Tromhositten : engin iliiraopera rif plazmaferez, operasyon bitiminde taze,
hasarlanmamıştromhositlerin ve
pıhtılaşma faktörlerinin ototransfüzyomma olanak
sağlar.Bu tek- nolojiyi
de,~erlendirmekiçin 1992- 1994
yıllarıarasmda Siyami Ersek
Giiğüs,Kalp ve Damar Cerrahisi Merke- zi'nde normal kanama ve
ptlıttlaşmabulgulan olan ve rastgele
seçilmiş300 koroner
bypass/ıhasta plazmaferez (n=l50) ve kontrol
grubıma(n= 150) kaydedildi.
Bu amaçla hastalara Swan-Ganz kateteri
taktic/ıktanhe- men sonra plazmaferez
haşlattftpheparinizasyondan önce
işleme
son verildi. Her iki gmhun preoperatif özellikleri henzerdi. 70
yaşmdangenç hastalarda
lıemoglobindüze- yinin 7 gri 100 m/'den az ve 70
yaştn üzerindeki hastalar- da
lıemoglohindüzeyinin 8 gri} 00 m/'den az olma st trans- füzyon için kesin endikasyon olarak alındt. İntraoperatif plazmaferez alan grupta mediastina/ drenaj 552 ± 26 cc.
olurken kontrol gmhunda 760 ± 35 cc. (p<O,OI) oldu ve belirg in b ir azalma gösterdi. Ortalama homolog kan transfii:yonu ise çaltşma grubunda 1,02 Ü, kontrol gm- bunda 1,9 Ü (p<0,02) olarak bulundu. Transfii:yona ge- rek görii/meyen ha stalar arasmda da
çalışmagrubunda
% 54,6 (n=82), kontrol grubunda % 34 ,6 (n=52) (p<O,OO I) ile istatistiksel olarak
anlamlıbirfark
bulımdu.Bu teknik gerek postoperarif drenajt, gerekse homolog kan transfüzyonuna olan gereksinimi azaltmast yönünde
ku/lamşlıdtr.
Arıalıtar
kelime/er: Kardiopulmoner bypass, trombositten zengin intraoperatif plazmaferez
Son yı
llardahomolog kan transfüzyonuyla
ilişkili
hastalıklar tanımiandıkçahomolog kan transfüzyon-
larının azalması
veya hiç olmaması istenmektedir.
Transfüzyona bu kadar ihtiyaç duyulan bir cerrahide homolog transfüzyonla ilgili birçok problem de yük- sek oranda görülmektedir (I ,2). ABD'de görülen AIDS vakalarının % 1 'inin transfüzyon yolu ile bu-
la
ştığı bildirilmiştir. Kan naklinden sonra meydana
Alındığı
tarih: 7 Ocak 1 997, revizyon 8 Ekim 1997
Yazışma
adresi: Dr. Hasan
KarabuluıBaytu r 55 Ada Manolya 1-1 Daire: 15 Küçükbakkal köy,
Ataşehir81 120 Istanbul
Tel.: (0 216) 455 04 34
gelen hepatitlerin %90
kadarınonA-n onB virüsü ta-
rafından oluşturulmaktadır. Bu da çoğu kez kronik aktif hepatit ve siroz ile
sonuçlanır.Amerika'da bu oran % 10 olarak
bulunmuştur(2,3). Günümüzde dün- yada 400-500 milyon, ülkemizde ise 3 mil yon dola-
yında hepatit B virüs taşıyıcısı olduğu tahmin edil- mektedir (4,5). Sağlık Bakanlığı verilerine göre halen 371 HIV serepozitif olgu vardır. Bunların 14 kada-
rında
bilinen
bulaşmayolu kan ya da kan ürün leri transfüzyonudur (30 Eylül 1996 rak amları)
(6).Yapı
lan tahminler dünyada 500 milyon kadar
kişininHCV infeksiyonu ile karş ılaşmış ol duğu yönündedi r
(7),
Kan donörlerinde yapılan
çalışmalardaprevalan-
sın batı
ülkelerinde% 0 .075 ile % 0.7 arasında de-
ğiştiğini ,
doğuülkeleri nde ise bu oranın % 0.06 ilc o/o 25 gibi çok
genişbir
aralıkta olduğunu belirlemiş
tir
(8,9).Ülkemizde yapı l an çalışma lard a ise kan do- nörlerinde prevalans % 0.3 ile% 1.9
arasında değişmektedir ( 1 0.1 ı ı. Kan
kaybınıönleme metoellarının
uygulanmasıhomolog transfüzyon
gcreksininılcrinibelirgin olarak azaltmaktadır (1 2,13). Homolog kan
kullanımını
önlemeye yönelik
işlemlerara
sındaelekt if cerrahi
girişimdenö nce
yapılankan pre-do-
nation'ı (3),
per ya da perioperatif hcmodilü syon ( 1 4.15), ekstrakorporeal dolaşım hattındaki kan volü- münün hastaya geri verilmes i, mediastinal dre nler- den gelen kanı n ototransfüzyonu, intraoperatif he- mofiltrasyon ve hemokonsantrasyo n, Aprotinin kul-
lanımı sayılabilir
(1.3.14.16). Homolog tarnsfiizyonu
sınırlamak
için
düzenlenmişbu teknikler, teme l ola- rak operasyon
sırasındave hemen
sonrasındakikan
kayıplarını
ototransfüzyon ile yerine koy mak
< ı-1Jve
normovolemik anemi
sağlamaküzerine yoğun
laş maktadır(13.1 8). Homol og kan trans füzyonuna en
çok postoperatif dönemde ihtiyaç duyulur. çünkü
sternum
kapanmasındansonraki kan
kaybınedeniyle
hemoglobin konsantrasyonu
devamlı azalır <19.20).
Kardiyopulmoner bypassdan sonra olan postoperatif kanamala r genellikle
hasarianmıştrombositlerden kaynaklanır (21 ,22). İntraoperatif trombositten zengin plazmaferezin postoperatif trombosit
sayısını arttırdığı
(16,23) ve homolog kan gereksinimini
azalttığı(16,23,24) görülmektedir.
Bu prospektif
çalışma,kalp cerrahisinde
trenıbositten zengin plazmaferezin intraoperatif olarak kulla-
nılmasının
kan
kaybıve homolog kan
kullanımıüze- rindeki kantitatif etkilerini saptamak
amacıyla yapıldı.
MA TERYEL ve METOD
1992- 1994
yılları arasındaSiyami Ersek
Göğüs,Kalp ve Damar Cerrahi Merkezi'nde intermittant fibrilatuar arrest
tekniği
uygulanan 300 ACBG'Ii hasta plazmaferez ve kontrol
gruplarına alındı.Bu
hastalarınISO'si plazmaferez,
diğer
ISO'si ise kontrol grubuna dahil edildi. Kontrol gru- bundaki
hastaların121 'i erkek, 29'u
kadınve ortalama
yaşları
S9.S ± 1.3 idi.
Çalışmagrubundaki
hastalarınIIS'i er- kek, 3S'i
kadınve ortalama
yaşları60.1 ± 1.4 idi. Olgula-
rın
hepsinde intraoperatif olarak heparinizasyon öncesi ve protamin verilmesini takiben toplanan kanlar postoperalif dönemde hastalara verildi (Haemonetics Cell Saver). Med- yan sternotomi
sonrasıACT (Activated Clotting Time) SOO saniyenin üzerinde olacak
şekildeheparin sodyum ile antikoagüle edildi. Rutin aort kanülasyonu,
sağatrial tek venöz kanülasyon uygulanarak pompaya girildi.
Hastalarıntümünde membran oksijenatör
kullanılıphafif sistemik hi- potermi (32° C) ve intermittant fibrilatuar arrest
tekniği uygulandı. Kullanılanhomolog transfüzyon
kanınıntama-
mı
Siyami Ersek
Göğüs,Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi kan
bankasında hazırlanıp,ortalama 72 saatlik banka
kanıolarak verildi. 70
yaşındangenç hastalarda hemoglobin düzeyinin 7 gr/1 00 ml' den (hematokrit %2 l) ve 70
yaşınüzerindeki hastalarda hemoglobin düzeyinin 8 gr/100
ıni'den
(hematokrit %24) az
olmasıtransfüzyon için kesin endikasyon olarak
alındı.Çalışma
grubunda anestezi indüksiyonundan sonra konul-
muş
olan santral venöz kateterden plazmaferez
başlatıldıve 6SO ml. trombositten zengin plazma birikmesiyle ya da heparin sodyum
uygulanmasıyla sonlandırıldı.Trombosit- ten zengin
plazmayıtoplamak için bir plazma
ayırıcısı(Haemonetics plasma saver)
kullanıldı.Hemodinamik denge
sağlamakiçin hastalara %20 Albumin ile (100 ml.) birlikte volüm takviyesi
yapıldı. Çalışmadakibütün hasta- lar bu
işlemitolere ettiler. Oda
sıcaklığındasaklanan trom- bositten zengin plazma sternum
kapatıldığındatekrar geri verildi. Trombositten zengin plazmada trombosit
sayılarıve total protein
değerleri saptandı.Çalışmada
her iki grubun greft
sayısı,LIMA
kullanımı,kardiyopulmoner bypass
zamanı(dakika), kros klemp za-
manı
(dakika), homolog kan
kullanımı(ünite), intraopera- tif ototransfüzyon kan
miktarı(cc), trombositten zengin plazmaferez
miktarları(cc), revizyon
yapılıp yapılmadığıkaydedildi.
Ayrıcaher hastaya postoperalif 1., 2., S., 7.
günlerde hematokrit (%), trombosit (103/ml),
proırombin zamanı(saniye), eritrosit (l 06/ml), lökosit ( 1 03/ml), total protein (gr/d!), albumin (gr/di), globulin (gr/di), C3 (ng/ml) (n=ml) (n=20) tayini
yapıldı.ACT ve APTZ'ye ise sadece operasyon gününde bakıldı. İstatistiksel değerlendirmede iki gruba
ilişkin değişkenierin karşılaştırmalarındaStudent t testi, her grup için
ayrı ayrızamana
bağlı karşılaştırmalarda paired
ı-testi kullanıldı.BULGULAR
Kontrol ve
çalışmagrubunda tablo 1 'de gösterilen
değişkenler arasında (yaş,
vücut yüzey
alanı,preope- ratif hemoglobin, hematokrit düzeyi, kanama ve
pıhtılaşma zamanı,
trombosit
sayısı,APTZ, total prote- in, albumin ve globulin)
anlamlıbir fark
bulunamadı(p>0,05). Tablo Il'de gösterilen intraoperatif
değişkenierin (greft
sayısı,UMA
kullanımı,kros klemp
zamanı,
bypass
zamanı) değerlendirilmesindeyine istatistiksel olarak
anlamlıbir fark
saptanmadı(p>0,05).
Plazmaferezin tamamlanma süresi ortalama 30 ± 1 O dakika (22-45 dk.) olarak
saptandı.Hasta
başınaor- talama 640 ± 40 cc. plazmaferez
toplandı.Tüm ol- gularda internal torasik arter
hazırlandığıiçin yeterli zaman vardı. İşlem santral venöz kateter yoluyla ya-
pıldı.
Tablo
ı.Preoperatif
DeğişkenlerKontrol
ÇalışmaGrubu (n= 1 50) Grubu (n= 1 SO) p
Yaş (yıl)
59.5±1.3 60.1±1.4 AD
Yüzey alan>(m2) 1.9+0.9 1.8±0.7 AD Hemoglobin (gr/1 00 ml) 1 3.7±0.15 13.5±0.17 AD
Hemaıokrit (%)
0.42±0.05 0.4 1±0.05 AD Eritrosit 106/ml) 4.32±0.5 4.25±0.5 AD Trombosit (103/ml) 285±15 292±10 AD Lökosit
(103/ml) 4.2±0. 1 4. 1±0.1 AD Kanama zaman>( dk) 2.5±0.1 2.5±0.1 AD Fibrinojen (g r/I)( 1.5-4.5) 3.62±0.5 3.45± 0.5 AD PTZ (9) (70-1 00) 89.5±
ı.s 90.1±1.5 AD APTZ (sn) (30-40 sn) 36.5±0.5 38. 1±0.4 AD ACT (sn) (<lSOsn) 135±10 138±10 AD
AD:
Anlamlı Değil(p>0.05), PTZ: Protromhin Zama111. APTZ.
Aktive Parsiyel Tromboplastin
Zanıam.ACT: Actil'(tted
Clottin.~Time
Türk Kardiyol Dern
Arş1997; 25:526-531
Tablo 2.
İntraoperatif DeğişkenlerKontrol
ÇalışmaGrubu (n=l50) Gru bu (n=l50) p
Greft
sayısı2.8±0.1 2.9±0.1 AD
Kros klemp
zamanı45.1±0.5 48.5±0.5 AD
Bypass
zamanı98±5.0 102±5.0 AD
LIMA(%) 95±2.0 94± 1.5 AD
AD:
Anlamlı Değil(p>0.05), L!MA: Lef t lllternal Mammarian Artery
Plazmaferez uygulanan hasta grubunda postoperarif dönemdeki drenaj
miktarıkontrol grubundakinden daha
azdı (sırasıyla552 cc. ve 760 cc.; p<O,Ol). Bu- na paralel olarak bu hastalarda homolog kan
kullanımı çalışma grubunda 1,02 Ü olurken kontrol grubun- da 1,9 Ü olarak bulundu p<0,02). Yine plazmaferez
hastalarının
82'si (% 54,6) homolog kan kullanmaz- ken
diğergrupta 52 hastaya (% 34,6) kan transfüz- Tablo 3. Preoperatif
DeğişkenlerKon
ırol Grubu (n=150)
Hemoglobin (g/IOOml) A) 7. 5±0.5
B) 8.1±0.2 c) 8.3±0.5
Hematokrit (%) A) 22.5±0.5
B) 23.5±0.5 C) 25.5±0.5
Eritrosit (1 06Jml) A) 2.85±0.5
B) 3.20±0.5 C) 2.95±0.5
Trombosit (1 03/ml) A)85±10
B)92±20 C) 1 35±15
Kanama
zamanı(dk) (n=30) 3.3±0.1
Fibrinojen
(g/L) (1.5-4.5) 1.45±0.25
ACT (sn) 125± 10
C3 (ng/ml) (n=20) 52± 1.5
Oıolog
transfüzyon (ml) 740±25
Trombositten zengin plazmaferez (ml)
Homolog transfüzyon
(İÜ:450 ml) 1.9±0.4
Drenaj (cc) 760±35
yonu
yapılmadı.Her ik i grupta da intraoperatif dö- nemde heparinizasyondan önceki ve protamin sülfat ve rilmesinden sonraki dönemde toplanan ototrans- füzyo n
kanıpostoperarif dönemde bütün hastalara verildi. Hasta
başına640 ± 55 cc. (520-860 cc.) kan
kullanıldı.
Ototransfüzyon
kanındakihematokrit de-
ğeri
% 45,2 olarak bulundu.
İki grup arasında protrombin zamanı, APTZ, fibrino- jen, C 3, total protein, albumin, globulin ve lökosit
değerleri arasında
istatistiksel bir fark
bulunmadı{ p>0,05).
Eritrosit sayıs ı, trombosit -hemoglobin oranı açısın
dan kontrol ve
çalışmagrubunda bulunan sonuçlar tablo Ili'de verildi.
Görüldüğügibi eritrosit ve he- moglobin
açısındanher iki grup
arasındaistatistiksel bir fark görülmezken, trombosit
sayısında çalışmagrubunun belirg in
üstünlüğügörülmektedir (tablo III).
Çalışma
Grubu (n=l50) p
8.2±0.5 P<O.OI
8.3±0.2 AD
8.5±0.5 AD
25.5±0.5 p<0.05
25.2±0.5 AD
26.3±0.5 AD
3.22±0.5 p<0.05
3.35±0.5 Ad
3.01±0.5 AD
155±1 0 p<O.OI
145±15 p<0.05
150±15 AD
3. 1±0.1 p<0.05
1.52±0.25 AD
115±10 AD
49±2 AD
750±20 AD
640±20
1.02±0.3 p<0.02
5.52±26 p<O.Ol
AD:
Anlamlı Değil(p>0.05) , ACT: Activated Clotting Time A: Operasyon Günü, B : Postoperalif 1. Gün, C: Hastaneden
ÇıkışGii11ii
30 hastada bakılan kanama zamanı, çalışma grubun- da kontrol grubuna göre daha uzun olmasına rağmen
iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
saptanmadı.
Plazmaferez grubunda 8, kontrol grubunda 7 hastada hemoliz gözlendi. Postoperatif 3. saatte hepsinde ge- riledi. Hiçbir hastada hemolize bağlı oligüri ve anüri gözlenmedi. 5 olguda poliüriye rastlandı. Bu durum, hastalarda tedavi gerekmeksizin normale döndü.
Çalışma grubunda 3, kontrol grubunda 2 hastaya ka- nama nedeniyle revizyon yapıldı. Plazmaferez gru- bunda 2 hastada internal torasik arter yan dalından, 1 hastada internal torasik arter yatağından kanama
saptanırken, diğer
gruptaki iki hastada da
kanamanıninternal torasik arter yan dalından kaynaklandığı saptandı.
Hastalarda, albumin kullanımı ile ilgili olarak her- hangi bir yan etkiye rastlanmadı.
Plazmaferez grubunda 2, kontrol grubunda 1 hasta
düşük debi nedeniyle kaybedildi. infeksiyon açısın
dan karşılaştırıldığında
,iki grup
arasındaanlamlı bir fark bulunmadı.
TARTIŞMA
Trombositle ilgili veya trombositlerden kaynaklanan
çeşitli
faktörler koagülasyon reaksiyonlarına katılır
lar. Bunlar birden dokuza kadar numaralanırlar; 2, 3 ve 4 nolu faktörler gerçek trombosit faktörleridir (26). Kardiopulmoner bypass hem trombosit sayısı hem de fonksiyonu üzerine ters etki yapar. Bypass
başladıktan sonraki ilk 10-15 dakika içinde trombo- sit
sayısı% 40-50
azalır.Bu düşüş genelde priming soli1syonu ile hemodilüsyona bağlanır. Kırmızı hüc- re kütlesi ve pıhtılaşma faktörleri de dilüsyon ile
azalır. Ardından, trombosit miktarı stabilize olur, ya-
bancı
yüzeylerin kanla
temasındansonra pasifize ol-
ması
ve trombosit adhezyon
yeteneğinin azalmasıile trombosit miktarındaki düşüş yavaşlar (17,18). Sayı
çok nadir 75.000/ml'ün altına düşer. Trombosit sayı
sı bypasstan 3-5 gün sonra normale döner (18).
Homolog kan
kullanımınıazaltmak veya ortadan
kaldırmak
için
kullanılantüm metodlar üç kategori
altında toplanabilir: preoperatif eritrosit kütlesini art-
tırmak, postoperalif anemiye iz in vermek veya top- lam perioperatif eritrosit
kayıplarınıazaltmak
(19,20,2l).jlk olarak; preoperatif eritrosit kütlesi, ane- minin düzeltilmesi ve bankadaki otolog vericilerin
kullanılması ile arttırılabilir. Operasyon öncesinde eritrositleri arttırmak için yapılan tüm müdahale lerde zamana ihtiyaç vardır, ancak kardiyak cerrahi hasta-
ları için genellikle zaman yoktur. Bundan başka, kan
bankası tarafından
otolog uygulamalarda
yapılange-
niş kapsamlı bir araştırmada imkanların % 49'unun angina pectoris hikayesi olan vericileri program d
ışıbıraktığı ortaya çıkardı (19,20.21).
İkinci olarak, hastane döneminde normovolemik anemiye izin vermek homolog kan transfüzyonu en-
dikasyonlarını azaltmaktadır. Bu
yaklaşımçok ya-
rarlı olmasına rağmen izin verilen anemi
sınırı70
yaş üzerinde 8 gr/100 ml, 70
yaş altında7 gr/1 00 ml'dir. Bunun dışında zararlı etkiler ortaya
çıkabilir
(19,22,23). Nitekim, kanı koruma metodlarında en önemli nokta postoperatif 4. veya 5. günde hemato- poezin anemi ile yer değiştirmeye başlayıncaya ka- dar kaybolan eritrosit hacmini mümkün
olduğuncaminimalde tutmaya çalışabi
lmektir(24),Cerrahi teknik, hemodilüsyon, pompada kan
bırakılmaması operasyon
sırasındaki kayıpları azaltır (27), Postoperatif kan
kayıplarımediastinal
drenajıyeni- den hastaya verme, ant ikoagülasyonu tam olarak yapmak ve laboratuar tekniklerinin
sayısını azaltınayoluyla en aza indirilebilir (24,25 ,27).
Çalı
şmamızda,
mediastinal
drenajıgeri vermek
dışındahepsi kulla-
nıldı.
Bu çalışmada, homolog kan transfüzyonuna sternu- rnun kapatılmasından sonra hemog lobin seviyesinin
düşmesi ile ihtiyaç duyuldu. Mediastina l kanama
miktarı operasyondan sonra kalan fonksiyonel trom- bositlerin
sayısıile ilgilidir (22,25). Kardiyopulmoner bypass, pıhtılaşma mekanizmasına zarar vererek me- diastinal ~renajın artmasına neden olur (25). Pıh tılaş ma
hasarınıhomolog trombosit transfüzyonu ile dü- zeltmek istenmeyen bir çözümdür (25,27). Pahal
ıol-
masının yanı sıra
rastgele verici trombos itlerinin in- füzyonu her ünite başına eritrosit transfüzyonları ka- dar
sıklıkla hastalıkbulaştırırlar (24,27,28). Pıhtılaşma
faktörü ve trombosit transfüzyonları verilen kardiyak cerrahi hastalarının postoperatif hepatit
sayılarıbe- lirgin olarak daha yüksektir (24).
Teorik olarak, hastanın kendi pıh
tılaşmamekaniz-
masının önemli bir bölümünü pompa harabiyetinden
Türk Kardiyol Dern
Arş1997; 25:526-531
uzak tutmak, postoperatif kanamayı azaltmada çeki- ci bir görüştür (22,24,27,29). Bazı çalışmalarda taze otolog kan verilen hastalarda postoperatif trombosit
sayıları artmış ve mediastinal drenajları azalmış ola- rak bulundu (23,24,27,28). Kardiyopulmoner bypasstan sonra trombosit fonksiyonu, 1 ünite taze otolog kan infüzyonunda 5 ünite homolog trombosit transfüzyo- nundan daha fazla artış gösterdi (14,16,28,29).
1968'de geliştirilen plazmaferez tekniği tek bir veri- ciden büyük miktarda trombositten zengin bir biriki- me imkan vermektedir (12). 1977'de Harkeve arka- daşları (29) intraoperatif plazmaferezi 17 hastada kul-
landılar. Postoperatif trombosit sayılarını daha yük- sek, kan kaybını % 50 oranında azalmış olarak bul- dular.
Tobe ve arkadaşları (30), yaptıkları bir çalışmada
koroplikasyon gelişmeyen primer koroner bypass ol-
gularında total transfüzyon gereksinimi, mediastinal drenaj ve biyokimyasal çalışmalar yönünden bir fark
bulamadılar.
Jones ve arkadaşlan (23), nispeten daha küçük mik- tarlarda (ortalama 337 ml.) trombositten zengin oto- log plazma infüzyonu yaptılar ve homolog kan trans- füzyonunun belirgin olarak azalmadığını saptadılar
(4,1 Ü'ye karşı 5,2 Ü). Tekniği daha fazla miktarlar- da trombositten zengin plazma transfüzyonlarının kullanıldığı daha fazla çalışma yapılmasını önerdi- ler. Giordano ve arkadaşları (19,24), 500 ml. trombo- sitten zengin plazmayı çok daha fazla hastanın katıl
dığı bir çalışmada kullandılar. Kan transfüzyonunun
% 50 oranında azaldığını buldular. Bizim çalışma
mızda da hasta
başına640 ± 55 cc. trombositten zen- gin plazma kullanıldı, 400 cc.'nin altında plazmafe- rez kullanılan hastalar çalışmaya dahil edilmedi.
Trombositten zengin plazma örneklerindeki trombo- sit miktarları ortalama (2,4 ± 0,25) X 1011 trombo- sittir, bu da yaklaşık olarak 5 homolog trombosit ünitesine eşittir (19). Bu miktar, yaklaşık olarak or- talama 1
hastanınsirkülasyondaki tüm trombositleri- nin % 30'udur ve tedavi edici bir miktar oluşturm.ak
için yeterlidir (19).
Bu çalışmada intraoperatif plazmaferez kan kaybın
da ve homolog kan transfüzyonunda azalma
sağlamıştır. En belirgin etki homolog kan ürünlerine gerek duymadan taburcu olan hasta
sayısındaki artışlar.
KAYNAKLAR
1. Winton TL, Charrette EJP, Salerno TA. The cell sa- ver during cardiac surgery does it save? Ann Thorac Surg 1982; 33: 379-81
2. Seeft LB, Wright EC, Zimmerman HC. Veterans ad- ministration cooperative study of posttransfusion hepatitis.
Ann lntem Med 1980; 92: 539-46
3. Aorch RD, Kahn RA. Post-transfusion hepatitis: cur- rent prospectives. Ann Intern Med 1 9 80; 92: 539-46 4. Moradpour D, Wands Jr. Understanding hepatitis B virus infection. N Engl J med 1995; 1092-1 093
S.
KılıçtugayK,
MıstıkR. Türkiye'de viral hepatiller (ge- nel durum)
KılıçtugayK. (editör) . Viral Hepatil "94"
VHSB yayı nı, İstanbul 1 994; p: 1-14
6. Ulusal kan merkezleri ve transfüzyon
tıbbikursu ki-
tapçığı