• Sonuç bulunamadı

Yara ve Yumuşak Doku İnfeksiyonlarında Olgu Sunumları. Uz. Dr. Irmak Baran Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Mikrobiyoloji

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Yara ve Yumuşak Doku İnfeksiyonlarında Olgu Sunumları. Uz. Dr. Irmak Baran Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Mikrobiyoloji"

Copied!
65
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yara ve Yumuşak Doku İnfeksiyonlarında Olgu Sunumları

Yara ve Yumuşak Doku İnfeksiyonlarında Olgu Sunumları

Uz. Dr. Irmak Baran

Ankara Numune Eğitim ve Araştırma

Hastanesi Tıbbi Mikrobiyoloji

(2)

Olgu 1

• 60 yaşında erkek hasta sağ inguinokrural bölgede geçirilmiş herniyotomi ameliyat (Ekim 1997)

yerinde persistan yara infeksiyonu nedeni ile hastaneye başvurmuştur.

• Operasyon sırasında bölgeye polipropilen meş yerleştirilmiştir.

• 7 ay sonra (Mayıs 1998) yara yerinde şişlik ve eritem oluşmuştur.

• Sistemik infeksiyon bulgusu yoktur.(Lökosit sayısı 7000/µl, CRP <0.5mg/dl)

• Yara alkol kompresi ile tedavi edilmeye çalışılmıştır.

• 60 yaşında erkek hasta sağ inguinokrural bölgede geçirilmiş herniyotomi ameliyat (Ekim 1997)

yerinde persistan yara infeksiyonu nedeni ile hastaneye başvurmuştur.

• Operasyon sırasında bölgeye polipropilen meş yerleştirilmiştir.

• 7 ay sonra (Mayıs 1998) yara yerinde şişlik ve eritem oluşmuştur.

• Sistemik infeksiyon bulgusu yoktur.(Lökosit sayısı 7000/µl, CRP <0.5mg/dl)

• Yara alkol kompresi ile tedavi edilmeye çalışılmıştır.

Abele-Horn M et.al :Persistent wound infection after herniotomy associated with small-colony variants of Staphylococcus aureus.(Infection. 2000)

(3)

Olgu 1

• 1 ay sonra cilt altında abse oluşmuştur.

Abseden alınan aspiratın kültüründe S.aureus üremiştir.

• Hasta 14 gün klindamisin tedavisi almış ve geçici düzelme göstermiştir.

• Sonraki haftalarda ağrılı, kronik fistül oluşumu gözlenmiştir.

• Hasta ameliyata alınarak abse ve fistül eksize edilmiştir.

• Histolojik inceleme kronik granülamatöz inflamasyonla uyumlu bulunmuştur.

• 1 ay sonra cilt altında abse oluşmuştur.

Abseden alınan aspiratın kültüründe S.aureus üremiştir.

• Hasta 14 gün klindamisin tedavisi almış ve geçici düzelme göstermiştir.

• Sonraki haftalarda ağrılı, kronik fistül oluşumu gözlenmiştir.

• Hasta ameliyata alınarak abse ve fistül eksize edilmiştir.

• Histolojik inceleme kronik granülamatöz inflamasyonla uyumlu bulunmuştur.

Abele-Horn M et.al :Persistent wound infection after herniotomy associated with small-colony variants of Staphylococcus aureus.(Infection. 2000)

(4)

Olgu 1

Yara aspiratından rutin besiyerlerine (koyun kanlı agar, çukulata agar, McConkey agar) yapılan aerob kültürlerde üreme olmamıştır.

Anaerob koşullarda inkube edilen Schaedler

agarda(hemin+) 3 gün sonunda minik kolonilerin oluştuğu gözlemlenmiştir.

Koloniler:

Nonhemolitik Pigmentsiz

Klumping faktör (-) Tüpte koagülaz (-)

Gentamisin R (MIC 8-16 µg/ml)

Koloniler yanlışlıkla KNS olarak identifiye edilmiştir.

Yara aspiratından rutin besiyerlerine (koyun kanlı agar, çukulata agar, McConkey agar) yapılan aerob kültürlerde üreme olmamıştır.

Anaerob koşullarda inkube edilen Schaedler

agarda(hemin+) 3 gün sonunda minik kolonilerin oluştuğu gözlemlenmiştir.

Koloniler:

Nonhemolitik Pigmentsiz

Klumping faktör (-) Tüpte koagülaz (-)

Gentamisin R (MIC 8-16 µg/ml)

Koloniler yanlışlıkla KNS olarak identifiye edilmiştir.

Abele-Horn M et.al :Persistent wound infection after herniotomy associated with small-colony variants of Staphylococcus aureus.(Infection. 2000)

(5)

Olgu 1

Ancak ileri analizde suşun oksotrof olduğu anlaşılmıştır.

Besiyeri menadiyon veya heminle zenginleştirildiğinde izolat tipik S.aureus fenotipine dönmüştür.

Hızlı üreme Pigment (+) Hemolitik Koagülaz (+)

Gentamisin S (MIC 0.5-1 µg/ml)

4 hafta flukloksasilin +rifampisin tedavisi sonucu hasta tam olarak düzelmiştir.

Ancak ileri analizde suşun oksotrof olduğu anlaşılmıştır.

Besiyeri menadiyon veya heminle zenginleştirildiğinde izolat tipik S.aureus fenotipine dönmüştür.

Hızlı üreme Pigment (+) Hemolitik Koagülaz (+)

Gentamisin S (MIC 0.5-1 µg/ml)

4 hafta flukloksasilin +rifampisin tedavisi sonucu hasta tam olarak düzelmiştir.

Abele-Horn M et.al :Persistent wound infection after herniotomy associated with small-colony variants of Staphylococcus aureus.(Infection. 2000)

(6)

Staphylococcus aureus küçük koloni varyantı

Kronik S.aureus infeksiyonları sırasında bu patojenin varyantları ortaya çıkabilmekte ve

hastada metabolizması yavaşlamış halde aylarca hatta yıllarca persistan kalabilmektedirler.

• Fenotipik özelliklerinden dolayı “küçük koloni varyantı” olarak adlandırılmışlardır.

• Yavaş ürerler. Pigmentsiz, nonhemolitik, azalmış metabolik aktiviteye ve virulansa sahiplerdir.

• Aminoglikozitlere dirençlidirler.

• Kronik osteomyelitli ve kistik fibrozisli hastalarda kronik, tekrarlayıcı ve antibiyotiklere dirençli

infeksiyonlardan izole edilmişlerdir.

Kronik S.aureus infeksiyonları sırasında bu patojenin varyantları ortaya çıkabilmekte ve

hastada metabolizması yavaşlamış halde aylarca hatta yıllarca persistan kalabilmektedirler.

• Fenotipik özelliklerinden dolayı “küçük koloni varyantı” olarak adlandırılmışlardır.

• Yavaş ürerler. Pigmentsiz, nonhemolitik, azalmış metabolik aktiviteye ve virulansa sahiplerdir.

• Aminoglikozitlere dirençlidirler.

• Kronik osteomyelitli ve kistik fibrozisli hastalarda kronik, tekrarlayıcı ve antibiyotiklere dirençli

infeksiyonlardan izole edilmişlerdir.

(7)

Staphylococcus aureus küçük koloni

varyantı

(8)

Staphylococcus aureus küçük koloni varyantı

• Elektron transport zincirlerinin defektif olduğu düşünülmektedir ve menadiyon ve hemin bu defektif elektron transport zinciri

komponentlerinin biyosentezi için gerekli bileşiklerdir.

• Hücre içinde saklanarak immun sistemden kaçabilirler ve antimikrobiyallerin burada

subterapotik dozlarda kalması sonucu dirençli kalabilirler.

• Aynı zamanda yavaş üredikleri için hücre duvarına etkili antibiyotiklerden az etkilenirler.

• Keratinositler içerisinde intrasellüler olarak

kalarak persistan infeksiyona sebep olabildikleri gösterilmiştir. (von Eiff C et al. Clin Infect Dis.

2001;32:1643-1647)

• Elektron transport zincirlerinin defektif olduğu düşünülmektedir ve menadiyon ve hemin bu defektif elektron transport zinciri

komponentlerinin biyosentezi için gerekli bileşiklerdir.

• Hücre içinde saklanarak immun sistemden kaçabilirler ve antimikrobiyallerin burada

subterapotik dozlarda kalması sonucu dirençli kalabilirler.

• Aynı zamanda yavaş üredikleri için hücre duvarına etkili antibiyotiklerden az etkilenirler.

• Keratinositler içerisinde intrasellüler olarak

kalarak persistan infeksiyona sebep olabildikleri gösterilmiştir. (von Eiff C et al. Clin Infect Dis.

2001;32:1643-1647)

(9)

Electron micrographs of keratinocyte HaCaT cells that were infected with isolates of clinical isogenic normal Staphylococcus aureus and S. aureus small-colony variants.

von Eiff C et al. Clin Infect Dis. 2001;32:1643-1647

© 2001 by the Infectious Diseases Society of America

(10)

Olgu 2

• 86 yaşında kadın hasta sol bacakta femur kırığı nedeniyle hastanemizde operasyon geçirmiştir.

• Hasta ameliyat sonrası atriyal fibrilasyon ve

solunum sıkıntısı şikayetleri ile yoğun bakımda yatmakta iken ameliyat yerinde akıntılı bir yara oluşmuştur.

Hasta idrar ve kan kültürlerinde üreyen Klebsiella pneumoniae ve Acinetobacter baumannii

infeksiyonları nedeniyle imipenem ve kolistin tedavisi almaktaydı.

• 86 yaşında kadın hasta sol bacakta femur kırığı nedeniyle hastanemizde operasyon geçirmiştir.

• Hasta ameliyat sonrası atriyal fibrilasyon ve

solunum sıkıntısı şikayetleri ile yoğun bakımda yatmakta iken ameliyat yerinde akıntılı bir yara oluşmuştur.

Hasta idrar ve kan kültürlerinde üreyen Klebsiella pneumoniae ve Acinetobacter baumannii

infeksiyonları nedeniyle imipenem ve kolistin tedavisi almaktaydı.

Alaçam S ve ark.: Çok dirençli Corynebacterium minutissimum suşunun etken olduğu yara infeksiyonu. (34.Türk Mikrobiyoloji Kongresi Poster Sunumu 2011)

(11)

Olgu 2

Yaradan alınan örneğin gram boyalı preparatında 8-10 parçalı çekirdekli lökosit görülmüştür.

Kanlı ve EMB agara ekimleri yapılmıştır.

24 saat 37°C’de inkübasyondan sonra:

Sadece kanlı agarda Mat

Sarımsı renkte Hemolizsiz

Maya kokulu koloniler izlenmiş.

Katalaz(+)

Gram boyalı preparatta gram (+) basiller gözlenmiş.

VİTEK 2 sistemi kullanılarak tür düzeyinde tanımlama yapıldı.

Yaradan alınan örneğin gram boyalı preparatında 8-10 parçalı çekirdekli lökosit görülmüştür.

Kanlı ve EMB agara ekimleri yapılmıştır.

24 saat 37°C’de inkübasyondan sonra:

Sadece kanlı agarda Mat

Sarımsı renkte Hemolizsiz

Maya kokulu koloniler izlenmiş.

Katalaz(+)

Gram boyalı preparatta gram (+) basiller gözlenmiş.

VİTEK 2 sistemi kullanılarak tür düzeyinde tanımlama yapıldı.

Alaçam S ve ark.: Çok dirençli Corynebacterium minutissimum suşunun etken olduğu yara infeksiyonu. (34.Türk Mikrobiyoloji Kongresi Poster Sunumu 2011)

(12)

“Corynebacterium minutissimum”

Penisilin R

Metisilin R

Eritromisin R

Klindamisin R

Rifampisin R

Gentamisin R

Gentamisin R

Tetrasiklin R

Kloramfenikol R

Ofloksasin R

TMP-SXT R

Vankomisin S

Teikoplanin S

Linezolid S

Kinupristin/Dalfopristin S

(13)

Olgu 3

7 aylık kız çocuğu sağ elinin orta parmağında infeksiyon nedeniyle hastaneye getirilmiştir.

32 haftalık prematüre doğum olmasının dışında altta yatan hastalığı bulunmamaktadır.

12 gün öncesinde hasta fare tarafından elinden ısırılmıştır.

Isırıktan sonra günlük olarak salinle yara temizliği yapılmasına rağmen parmakta eritem ve şişlik

gelişmiştir.

Hasta ilk olarak acile başvurduğunda insizyon ve drenaj yapılmış, swabla alınan pü laboratuvara gönderilmiştir.

Hastaya 2x1 amoksisilin klavulanik asit tedavisi

verilmesine rağmen pürülan akıntı ve selülit devam etmiştir. Derin debritman yapılarak laboratuvara gönderilmiştir.

7 aylık kız çocuğu sağ elinin orta parmağında infeksiyon nedeniyle hastaneye getirilmiştir.

32 haftalık prematüre doğum olmasının dışında altta yatan hastalığı bulunmamaktadır.

12 gün öncesinde hasta fare tarafından elinden ısırılmıştır.

Isırıktan sonra günlük olarak salinle yara temizliği yapılmasına rağmen parmakta eritem ve şişlik

gelişmiştir.

Hasta ilk olarak acile başvurduğunda insizyon ve drenaj yapılmış, swabla alınan pü laboratuvara gönderilmiştir.

Hastaya 2x1 amoksisilin klavulanik asit tedavisi

verilmesine rağmen pürülan akıntı ve selülit devam etmiştir. Derin debritman yapılarak laboratuvara gönderilmiştir.

Holmes NE et al: Corynebacterium kutscheri infection of skin and soft tissue following rat bite. (J Clin Microbiol. 2007)

(14)

Olgu 3

Gram boyamada parçalı çekirdekli lökositler görülmüş mikroorganizma saptanmamıştır.

Kanlı agar ve çukulata agara yapılan ekimlerde 24 saat 35°C’de inkübasyondan sonra:

Hemolizsiz

Yuvarlak, düzgün kenarlı Katalaz (+)

Nitrat redüktaz (+) CAMP(-)

Hafif düzensiz Gram (+) basiller görülmüştür.

API Coryne v3.0 ile “Corynebacterium kutscheri” olarak tanımlanmış. DNA sekans analizi ile doğrulanmıştır.

Gram boyamada parçalı çekirdekli lökositler görülmüş mikroorganizma saptanmamıştır.

Kanlı agar ve çukulata agara yapılan ekimlerde 24 saat 35°C’de inkübasyondan sonra:

Hemolizsiz

Yuvarlak, düzgün kenarlı Katalaz (+)

Nitrat redüktaz (+) CAMP(-)

Hafif düzensiz Gram (+) basiller görülmüştür.

API Coryne v3.0 ile “Corynebacterium kutscheri” olarak tanımlanmış. DNA sekans analizi ile doğrulanmıştır.

Holmes NE et al: Corynebacterium kutscheri infection of skin and soft tissue following rat bite. (J Clin Microbiol. 2007)

(15)

Corynebacterium spp

Corynebacterium türleri doğada yayın olarak bulunurlar ve normal cilt ve mukoza florasının elemanıdırlar.

• Bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda etken patojen olabileceği bildirilmiştir.

C. minutissimum cilt florasında sıklıkla bulunur ve yüzeyel bir cilt infeksiyonu olan eritrazma etkeni olarak bilinir.

C. minutissimum’a bağlı derin doku

infeksiyonları nadiren görülür. Bakteriyemi, endokardit, peritonit etkeni olarak

tanımlanmışlardır.

Corynebacterium türleri doğada yayın olarak bulunurlar ve normal cilt ve mukoza florasının elemanıdırlar.

• Bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda etken patojen olabileceği bildirilmiştir.

C. minutissimum cilt florasında sıklıkla bulunur ve yüzeyel bir cilt infeksiyonu olan eritrazma etkeni olarak bilinir.

C. minutissimum’a bağlı derin doku

infeksiyonları nadiren görülür. Bakteriyemi, endokardit, peritonit etkeni olarak

tanımlanmışlardır.

(16)

Corynebacterium spp

C.kutscheri kemirgenlerde oral kavite,

özofagus,kolon ve submaksiller lenf nodlarından izole edilmiştir.

• İnsanda nadir infeksiyon etkenidirler.

Corynebacterium spp özellikle yara, abse ve kan örneklerinde artan sıklıkla izole edilmektedir.

Artan invazif girişimler ve immun supresyonun bunda etkili olabileceği düşünülmektedir.

İnvazyon yapabilen Corynebacterium spp

suşlarının antibiyotiklere daha dirençli oluşu tehlikeli ve dikkat çekicidir.

C.kutscheri kemirgenlerde oral kavite,

özofagus,kolon ve submaksiller lenf nodlarından izole edilmiştir.

• İnsanda nadir infeksiyon etkenidirler.

Corynebacterium spp özellikle yara, abse ve kan örneklerinde artan sıklıkla izole edilmektedir.

Artan invazif girişimler ve immun supresyonun bunda etkili olabileceği düşünülmektedir.

İnvazyon yapabilen Corynebacterium spp

suşlarının antibiyotiklere daha dirençli oluşu tehlikeli ve dikkat çekicidir.

(17)

Olgu 4

• 40 yaşında bayan hasta araç içi trafik kazası sonucu multipl travma nedeniyle hastaneye yatırılmıştır.

• Serebral kontüzyon, açık bazal kraniyal fraktür, sağda açık femur fraktürü ve sol alt bacak

fraktürü bulunmaktaydı..

• Hasta yoğun bakıma alınmış ve intübe edilmiştir.

• Alt ektremite bölgesinde ağrılı, ödematöz şişlik ve kanla karışık seröz akıntı meydana gelmiştir.

• Bu bölgeden alınan kültür örneğinde glikopeptit duyarlı Enterococcus faecium üremiştir.

• 40 yaşında bayan hasta araç içi trafik kazası sonucu multipl travma nedeniyle hastaneye yatırılmıştır.

• Serebral kontüzyon, açık bazal kraniyal fraktür, sağda açık femur fraktürü ve sol alt bacak

fraktürü bulunmaktaydı..

• Hasta yoğun bakıma alınmış ve intübe edilmiştir.

• Alt ektremite bölgesinde ağrılı, ödematöz şişlik ve kanla karışık seröz akıntı meydana gelmiştir.

• Bu bölgeden alınan kültür örneğinde glikopeptit duyarlı Enterococcus faecium üremiştir.

Stasiak M etal: Mucormycosis complicating lower limb crash injury in a multiple traumatised patient: an unusual case. (BMJ Case Rep. 2009)

(18)

Olgu 4

• 5. günde hastanın ateşi çıkmış (38.6°C), beyaz küresi yükselmiştir (15.600/µl).

• Hastaya piperasilin, vankomisin başlanmıştır.

• Sonraki gün yara infeksiyonu kötüleşmiş, nekrotik doku ve irinli koyu renkte eksuda gözlenmiştir.

• Anaerob infeksiyondan şüphelenilerek yara kenarından alınan doku parçaları ve eksüda laboratuvara gönderilmiştir.

• Laboratuvarda mikroskobik incelemede septasız, düzensiz dallanma gösteren fungal hif yapıları

gözlenmiştir.

• 5. günde hastanın ateşi çıkmış (38.6°C), beyaz küresi yükselmiştir (15.600/µl).

• Hastaya piperasilin, vankomisin başlanmıştır.

• Sonraki gün yara infeksiyonu kötüleşmiş, nekrotik doku ve irinli koyu renkte eksuda gözlenmiştir.

• Anaerob infeksiyondan şüphelenilerek yara kenarından alınan doku parçaları ve eksüda laboratuvara gönderilmiştir.

• Laboratuvarda mikroskobik incelemede septasız, düzensiz dallanma gösteren fungal hif yapıları

gözlenmiştir.

Stasiak M etal: Mucormycosis complicating lower limb crash injury in a multiple traumatised patient: an unusual case. (BMJ Case Rep. 2009)

(19)

Olgu 4

Stasiak M etal: Mucormycosis complicating lower limb crash injury in a multiple traumatised patient: an unusual case. (BMJ Case Rep. 2009)

(20)

Olgu 4

• Sabouraud dekstroz agara yapılan kültürde Mucor spp üremiştir.

• Histopatolojik

incelemede kas ve fasyalarda nekroz,

trombotik değişiklikler ve nötrofil ve

granülomlardan oluşan inflamatuvar cevap

gözlenmiştir.

• Sabouraud dekstroz agara yapılan kültürde Mucor spp üremiştir.

• Histopatolojik

incelemede kas ve fasyalarda nekroz,

trombotik değişiklikler ve nötrofil ve

granülomlardan oluşan inflamatuvar cevap

gözlenmiştir.

Stasiak M etal: Mucormycosis complicating lower limb crash injury in a multiple traumatised patient: an unusual case. (BMJ Case Rep. 2009)

(21)

Olgu 5

• 20 yaşında bayan hasta, araç içi trafik kazası

sonucu; sol tibia ve fibula üst uç açık kırığına eşlik eden yaklaşık 15 cm doku harabiyeti nedeniyle hastaneye (Etlik İhtisas Hastanesi)yatırılmıştır.

• Hastanın ameliyatı esnasında doku üzerinde fark edilen küf ve nekrozlu bölgeleri üzerinden

gönderilen yara yeri sürüntüsünden kanlı agar, EMB agar ve Sabouraud dekstroz agar üzerine ekimler yapılarak 26˚C ve 37 ˚C etüvde

inkübasyona alınmıştır.

• 20 yaşında bayan hasta, araç içi trafik kazası

sonucu; sol tibia ve fibula üst uç açık kırığına eşlik eden yaklaşık 15 cm doku harabiyeti nedeniyle hastaneye (Etlik İhtisas Hastanesi)yatırılmıştır.

• Hastanın ameliyatı esnasında doku üzerinde fark edilen küf ve nekrozlu bölgeleri üzerinden

gönderilen yara yeri sürüntüsünden kanlı agar, EMB agar ve Sabouraud dekstroz agar üzerine ekimler yapılarak 26˚C ve 37 ˚C etüvde

inkübasyona alınmıştır.

Koldaş K. ve ark.: Mucor türüne bağlı gelişen yara infeksiyonu olgusu. (34.Türk Mikrobiyoloji Kongresi Poster Sunumu 2011)

(22)

Olgu 5

• 24 saatlik inkübasyon sonrası kanlı agar ve Sabouraud dextroz agar yüzeyini kaplayan, agardan yaklaşık bir cm yükseklikte, kabarık

tüyümsü , beyaz, grimsi-beyaz renkte koloniler tespit edilmiştir.

• Lam-lamel arası mikroskopik bakısında; septasız geniş kurdela görünümünde hifler, çevrede tek tek ya da kümeler halinde sporlar görülmüştür.

• Lam kültürü yapılmış, 26˚C ve 37˚C’de 24 saat inkübe edilmiştir.

• 24 saatlik inkübasyon sonrası kanlı agar ve Sabouraud dextroz agar yüzeyini kaplayan, agardan yaklaşık bir cm yükseklikte, kabarık

tüyümsü , beyaz, grimsi-beyaz renkte koloniler tespit edilmiştir.

• Lam-lamel arası mikroskopik bakısında; septasız geniş kurdela görünümünde hifler, çevrede tek tek ya da kümeler halinde sporlar görülmüştür.

• Lam kültürü yapılmış, 26˚C ve 37˚C’de 24 saat inkübe edilmiştir.

Koldaş K. ve ark.: Mucor türüne bağlı gelişen yara infeksiyonu olgusu. (34.Türk Mikrobiyoloji Kongresi Poster Sunumu 2011)

(23)

Olgu 5

• 24 saat inkübasyonun ardından yapılan

mikroskopik incelemede;

septasız hifler,

nadiren dallanma gösteren sporangioforlar,

yuvarlak sporlar görülürken, rhizoid yapısı görülmemiştir.

Mucor spp olarak tanımlanmıştır.

• 24 saat inkübasyonun ardından yapılan

mikroskopik incelemede;

septasız hifler,

nadiren dallanma gösteren sporangioforlar,

yuvarlak sporlar görülürken, rhizoid yapısı görülmemiştir.

Mucor spp olarak tanımlanmıştır.

Koldaş K. ve ark.: Mucor türüne bağlı gelişen yara infeksiyonu olgusu. (34.Türk Mikrobiyoloji Kongresi Poster Sunumu 2011)

(24)

Mukormikozis

Mukormikozis, Zygomycetes sınıfında bulunan küf mantarlarının oluşturduğu fırsatçı bir

infeksiyondur.

Mucor, Rhisopus, Rhisomucor ve Absidia doğada saprofit olarak toprakta ve çürüyen organik

maddede bulunurlar.

• %70 vaka diabetes mellitus (Tip 1 ve 2) ile ilişkilidir.

• Diğer risk faktörleri arasında nötropeni, AIDS, hematolojik malignite, farmakolojik immun süpresyon, kemik iliği ve solit organ

transplantasyonu, demir aşırı yükü, ağır yanık, ağır multipl organ travması, malnütrisyon,

hepatit, siroz, konjenital kalp hastalığı, iv ilaç bağımlılığı sayılabilir.

Mukormikozis, Zygomycetes sınıfında bulunan küf mantarlarının oluşturduğu fırsatçı bir

infeksiyondur.

Mucor, Rhisopus, Rhisomucor ve Absidia doğada saprofit olarak toprakta ve çürüyen organik

maddede bulunurlar.

• %70 vaka diabetes mellitus (Tip 1 ve 2) ile ilişkilidir.

• Diğer risk faktörleri arasında nötropeni, AIDS, hematolojik malignite, farmakolojik immun süpresyon, kemik iliği ve solit organ

transplantasyonu, demir aşırı yükü, ağır yanık, ağır multipl organ travması, malnütrisyon,

hepatit, siroz, konjenital kalp hastalığı, iv ilaç bağımlılığı sayılabilir.

(25)

Mukormikozis

• En sık klinik prezentasyonları rino-orbital,

pulmoner, dissemine, kutanöz ve gastrointestinal formdur.

• Kutanöz mukormikozis altta yatan hastalıkla en az ilişkili bulunan formdur. (%26 DM,%16

hematolojik malignite)

• Kutanöz mukormikozisin ameliyat, kirli

yaralanma, doğal afetler sonucu travma, motorlu araç yaralanması, kemik fraktürü, iv damaryolu, böcek ısırığı, biyopsi alınması, im injeksiyonlar sonrasında gelişebileceği bildirilmiştir.

• En sık klinik prezentasyonları rino-orbital,

pulmoner, dissemine, kutanöz ve gastrointestinal formdur.

• Kutanöz mukormikozis altta yatan hastalıkla en az ilişkili bulunan formdur. (%26 DM,%16

hematolojik malignite)

• Kutanöz mukormikozisin ameliyat, kirli

yaralanma, doğal afetler sonucu travma, motorlu araç yaralanması, kemik fraktürü, iv damaryolu, böcek ısırığı, biyopsi alınması, im injeksiyonlar sonrasında gelişebileceği bildirilmiştir.

(26)

Mukormikozis

• Etken patojenler damar invazyonu ve

endotelyal hasara sebep olarak tromboz, lokal doku harabiyeti ve nekroz meydana

getirebilirler.

• Dokuların histopatolojik olarak incelenmesi erken tanı için en hızlı yöntemdir.

• Tanının tam olarak doğrulanması için doku kültürü gereklidir.

• Etken patojenler damar invazyonu ve

endotelyal hasara sebep olarak tromboz, lokal doku harabiyeti ve nekroz meydana

getirebilirler.

• Dokuların histopatolojik olarak incelenmesi erken tanı için en hızlı yöntemdir.

• Tanının tam olarak doğrulanması için doku

kültürü gereklidir.

(27)

Olgu 6

• 76 yaşında erkek hasta 2005 Ağustos ayında sağ işaret parmağında antibiyotik kullanımına rağmen düzelmeyen ülser şikayeti ile

başvurmuştur.

• Ülser 4 ay önce müphem bir travma sonucu ortaya çıkmıştır.

• Ülser dermis boyunca derin yerleşimli, ağrısız, pürülan akıntılı ve gittikçe arttığı öğrenilen bir şişlikle çevriliydi.

• 76 yaşında erkek hasta 2005 Ağustos ayında sağ işaret parmağında antibiyotik kullanımına rağmen düzelmeyen ülser şikayeti ile

başvurmuştur.

• Ülser 4 ay önce müphem bir travma sonucu ortaya çıkmıştır.

• Ülser dermis boyunca derin yerleşimli, ağrısız, pürülan akıntılı ve gittikçe arttığı öğrenilen bir şişlikle çevriliydi.

Semaan R et al: Primary Mycobacterium tuberculosis complex cutaneous infection: report of two cases and literature review. (Int J Infect Dis. 2008)

(28)

Olgu 6

Semaan R et al: Primary Mycobacterium tuberculosis complex cutaneous infection: report of two cases and literature review. (Int J Infect Dis. 2008)

(29)

Olgu 6

• Hastada lenfadenopati saptanmamıştır.

• Kronik hastalığı bulunmamaktadır.

• Akciğer grafisi temiz olarak gözlenmiştir.

• Ülserden alınan biopside kazeifikasyon nekrozu gösteren granülamatöz inflamasyon saptanmıştır.

• Biopsiden yapılan kültürde 4 hafta sonunda

Mycobacterium tuberculosis kompleks üremiştir.

• Hastada lenfadenopati saptanmamıştır.

• Kronik hastalığı bulunmamaktadır.

• Akciğer grafisi temiz olarak gözlenmiştir.

• Ülserden alınan biopside kazeifikasyon nekrozu gösteren granülamatöz inflamasyon saptanmıştır.

• Biopsiden yapılan kültürde 4 hafta sonunda

Mycobacterium tuberculosis kompleks üremiştir.

Semaan R et al: Primary Mycobacterium tuberculosis complex cutaneous infection: report of two cases and literature review. (Int J Infect Dis. 2008)

(30)

Olgu 6

Semaan R et al: Primary Mycobacterium tuberculosis complex cutaneous infection: report of two cases and literature review. (Int J Infect Dis. 2008)

(31)

Olgu 7

82 yaşında kadın hasta 2004 Ağustos ayında uylukta birçok kez antibiyotik kullanımına rağmen

yineleyen,iyileşmeyen ülser şikayeti ile hastaneye başvurmuştur.

10 yıl öncesinde tatlı suda yüzerken bu bölgeye açık travma öyküsü bulunmaktadır.

O zaman oluşan derin kesi debride edilmiş ve sonra kapanarak iyileşmiştir.

Ancak birkaç ay sonra bu bölgede derin bir ülser ve sinüs oluşumu gözlenmiştir.

10 yıl boyunca çeşitli kereler debridman ve antibiyotik tedavisine rağmen tam düzelme olamamıştır.

82 yaşında kadın hasta 2004 Ağustos ayında uylukta birçok kez antibiyotik kullanımına rağmen

yineleyen,iyileşmeyen ülser şikayeti ile hastaneye başvurmuştur.

10 yıl öncesinde tatlı suda yüzerken bu bölgeye açık travma öyküsü bulunmaktadır.

O zaman oluşan derin kesi debride edilmiş ve sonra kapanarak iyileşmiştir.

Ancak birkaç ay sonra bu bölgede derin bir ülser ve sinüs oluşumu gözlenmiştir.

10 yıl boyunca çeşitli kereler debridman ve antibiyotik tedavisine rağmen tam düzelme olamamıştır.

Semaan R et al: Primary Mycobacterium tuberculosis complex cutaneous infection: report of two cases and literature review. (Int J Infect Dis. 2008)

(32)

Olgu 7

Semaan R et al: Primary Mycobacterium tuberculosis complex cutaneous infection: report of two cases and literature review. (Int J Infect Dis. 2008)

(33)

Olgu 7

Fiziksel incelemede sağ uylukta subkutanöz plak ve çok sayıda ülser oluşumu gözlenmiştir.

Bölgesel LAP bulunmamaktaydı.

Eksisyonel biopsi yapılarak doku kültürü için örnek alınmıştır.

Materyalin boyamasında fungal yapılar ve asidorezistan bakteri saptanmamıştır.

Histopatolojik incelemede kazeifikasyon gösteren granülomalar ve dermal fibröz saptanmıştır.

Doku kültüründe 4 hafta sonunda Mycobacterium tuberculosis kompleks üremiştir.

Fiziksel incelemede sağ uylukta subkutanöz plak ve çok sayıda ülser oluşumu gözlenmiştir.

Bölgesel LAP bulunmamaktaydı.

Eksisyonel biopsi yapılarak doku kültürü için örnek alınmıştır.

Materyalin boyamasında fungal yapılar ve asidorezistan bakteri saptanmamıştır.

Histopatolojik incelemede kazeifikasyon gösteren granülomalar ve dermal fibröz saptanmıştır.

Doku kültüründe 4 hafta sonunda Mycobacterium tuberculosis kompleks üremiştir.

Semaan R et al: Primary Mycobacterium tuberculosis complex cutaneous infection: report of two cases and literature review. (Int J Infect Dis. 2008)

(34)

Primer Mycobacterium tuberculosis kompleks cilt infeksiyonu

• Kutanöz tüberküloz tüm tüberküloz vakalarının sadece çok küçük bir kısmını (%2) oluşturur.

• Primer inokulasyon tüberkülozu (Tüberküloz şankırı) daha önce basil ile teması olmamış kişilerin derisine basillerin ekzojen yolla

girmeleriyle ortaya çıkar.

• Tüberküloz basilinin sağlam deriyi penetre

edememesi nedeniyle dokuya, küçük sıyrık veya yaralardan girerler.

• Ağızdan ağıza resüstasyon sonucu ortaya çıkan tüberküloz şankrı bildirilmiştir.

• Kutanöz tüberküloz tüm tüberküloz vakalarının sadece çok küçük bir kısmını (%2) oluşturur.

• Primer inokulasyon tüberkülozu (Tüberküloz şankırı) daha önce basil ile teması olmamış kişilerin derisine basillerin ekzojen yolla

girmeleriyle ortaya çıkar.

• Tüberküloz basilinin sağlam deriyi penetre

edememesi nedeniyle dokuya, küçük sıyrık veya yaralardan girerler.

• Ağızdan ağıza resüstasyon sonucu ortaya çıkan tüberküloz şankrı bildirilmiştir.

(35)

Kütanöz tüberküloz sınıflandırılması

Giriş Yolu Hastalık İmmunite Durumu

1-İnokülasyon Tüberkülozu (Ekzojen)

Primer inokülasyon tüberkülozu (%1-2)

Lupus vulgaris

Tüberkülozis verrukoza kutis

Yok

Var

Var 2-Sekonder Tüberküloz

(Endojen)

Skrofuloderma

Orifisyal tüberküloz

Şüpheli

Yok 2-Sekonder Tüberküloz

(Endojen)

Skrofuloderma

Orifisyal tüberküloz

Şüpheli

Yok 3-Hematojen Tüberküloz Akut milier tüberküloz

Tüberküloz gomu

Yok

Yok 4-Tüberküloid Papulonekrotik

tüberküloid

Liken skrofulosorum

Eritema indüratum

Ho SCK et al.: Cutaneous tuberculosis: clinical features, diagnosis and management (H.K. Dermatol.

Venereol. Bull. 2003)

(36)

Primer Mycobacterium tuberculosis kompleks cilt infeksiyonu

• İnokülasyon yerinde çoğalan bakteriler

ortalama 2-4 haftada lezyonu oluştururlar.

• Lezyon,mavimsi kırmızımsı bir papül ya da üzeri krutla kaplı yüzeyel bir ülser halinde başlar.

• Yavaş gelişen ağrısız lezyon kenarları mavi kırmızı renkte ve düzensiz, tabanı kalın,

granüler ve kanamaya eğilimli bir ülser haline gelir.

• Ayrıcı tanıda atipik mikobakteriler düşünülmelidir.

• İnokülasyon yerinde çoğalan bakteriler

ortalama 2-4 haftada lezyonu oluştururlar.

• Lezyon,mavimsi kırmızımsı bir papül ya da üzeri krutla kaplı yüzeyel bir ülser halinde başlar.

• Yavaş gelişen ağrısız lezyon kenarları mavi kırmızı renkte ve düzensiz, tabanı kalın,

granüler ve kanamaya eğilimli bir ülser haline gelir.

• Ayrıcı tanıda atipik mikobakteriler

düşünülmelidir.

(37)

Olgu 8

23 yaşında kadın hasta 2007 Ekim ayında

ekstremitelerinde 2 aydır devam eden kırmızı morumsu ülsere lezyonlar ve subkutanöz nodüller nedeniyle

hastaneye başvurmuştur.

4 ay öncesinde 5 seans akupunktur almış olan hastanın son seanstan 8 hafta sonra akupunktur noktalarında subkutanöz nodüller geliştiği ve bunların seröz akıntılı ülserlere dönüştüğü öğrenilmiştir.

Daha öncesinde bu ülserlerden herşeye duyarlı S.aureus izole edilmiş ancak yapılan sefadroksil ve oksasilin tedavisinden sonuç alınamamıştır.

23 yaşında kadın hasta 2007 Ekim ayında

ekstremitelerinde 2 aydır devam eden kırmızı morumsu ülsere lezyonlar ve subkutanöz nodüller nedeniyle

hastaneye başvurmuştur.

4 ay öncesinde 5 seans akupunktur almış olan hastanın son seanstan 8 hafta sonra akupunktur noktalarında subkutanöz nodüller geliştiği ve bunların seröz akıntılı ülserlere dönüştüğü öğrenilmiştir.

Daha öncesinde bu ülserlerden herşeye duyarlı S.aureus izole edilmiş ancak yapılan sefadroksil ve oksasilin tedavisinden sonuç alınamamıştır.

Guevara-Patiño A et al. : Soft tissue infection due to Mycobacterium fortuitum following acupuncture: a case report and review of the literature. (J Infect Dev Ctries. 2010)

(38)

Olgu 8

Guevara-Patiño A et al. : Soft tissue infection due to Mycobacterium fortuitum following acupuncture: a case report and review of the literature. (J Infect Dev Ctries. 2010)

(39)

Olgu 8

Histopatolojik ve mikrobiyolojik inceleme için cilt biopsi örneği alınmıştır.

Yüzeyel ve derin dermiste çoğunluğunu nötrofillerin, histiyositlerin ve dev hücrelerin oluşturduğu yoğun inflamasyon saptanmıştır.

Gram boyamada, fungal ve asidorezistan boyamada hiçbirşey bulunamamıştır.

Yapılan doku kültüründe Löwenstein Jensen’de 37°C’de 4 günlük inkübasyon sonucunda asidorezistan basil

izole edilmiştir.

hsp65 geninin PCR-RFLP analizi ile “Mycobacterium fortuitum” olarak identifiye edilmiştir.

Histopatolojik ve mikrobiyolojik inceleme için cilt biopsi örneği alınmıştır.

Yüzeyel ve derin dermiste çoğunluğunu nötrofillerin, histiyositlerin ve dev hücrelerin oluşturduğu yoğun inflamasyon saptanmıştır.

Gram boyamada, fungal ve asidorezistan boyamada hiçbirşey bulunamamıştır.

Yapılan doku kültüründe Löwenstein Jensen’de 37°C’de 4 günlük inkübasyon sonucunda asidorezistan basil

izole edilmiştir.

hsp65 geninin PCR-RFLP analizi ile “Mycobacterium fortuitum” olarak identifiye edilmiştir.

Guevara-Patiño A et al. : Soft tissue infection due to Mycobacterium fortuitum following acupuncture: a case report and review of the literature. (J Infect Dev Ctries. 2010)

(40)

Olgu 8

Guevara-Patiño A et al. : Soft tissue infection due to Mycobacterium fortuitum following acupuncture: a case report and review of the literature. (J Infect Dev Ctries. 2010)

(41)

Hızlı üreyen mikobakteri cilt infeksiyonu

• Hızlı üreyen mikobakteriler (HÜM) grubunda insanda en sık hastalık oluşturduğu bilinen 3 mikroorganizma : M.fortuitum, M.chelonae ve M.abscessus’dur.

• Bunlar doğada yaygın olarak bulunurlar.

• HIV infeksiyonu ve ilaçla indüklenen

immunsupresyonun yanısıra immunkompetan hastalarda da etken olabilirler.

• Bu mikroorganizmalar organik civa bileşikleri, klor, %2’lik formaldehit, %2’lik glutaraldehit,

%10’luk povidoniyot ve diğer sık kullanılan dezenfektanlara karşı dirençlidir.

• Hızlı üreyen mikobakteriler (HÜM) grubunda insanda en sık hastalık oluşturduğu bilinen 3 mikroorganizma : M.fortuitum, M.chelonae ve M.abscessus’dur.

• Bunlar doğada yaygın olarak bulunurlar.

• HIV infeksiyonu ve ilaçla indüklenen

immunsupresyonun yanısıra immunkompetan hastalarda da etken olabilirler.

• Bu mikroorganizmalar organik civa bileşikleri, klor, %2’lik formaldehit, %2’lik glutaraldehit,

%10’luk povidoniyot ve diğer sık kullanılan dezenfektanlara karşı dirençlidir.

(42)

Hızlı üreyen mikobakteri cilt infeksiyonu

• Tsunami gibi doğal afetlerden sonra gelişen artmış HÜM infeksiyonları bildirilmiştir.

• Literatürde plastik cerrahi operasyonu sonrası gelişen M.fortuitum, dövme sonrası gelişen M.chelonae, mezoterapi ve homeopatik

amaçlı injeksiyon sonrası gelişen M.abscessus vakaları mevcuttur.

• Tsunami gibi doğal afetlerden sonra gelişen artmış HÜM infeksiyonları bildirilmiştir.

• Literatürde plastik cerrahi operasyonu sonrası gelişen M.fortuitum, dövme sonrası gelişen M.chelonae, mezoterapi ve homeopatik

amaçlı injeksiyon sonrası gelişen M.abscessus

vakaları mevcuttur.

(43)

Olgu 9

• 30 yaşında erkek hasta sol uyluk bölgesinde 10 aydır devam eden şişlik şikayeti ile cerrahiye başvurmuştur.

• Başvuru esnasında şişliğin giderek büyüdüğü ve granüler bir pü oluşturmaya başladığı

öğrenilmiştir.

• Hastanın öyküsünde injeksiyon sonrası 1cmlik bir şişliğin oluştuğu ve bunun giderek

büyüyerek 15cm’e kadar ulaştığı ve birçok sinüsün oluştuğu öğrenilmiştir.

• 30 yaşında erkek hasta sol uyluk bölgesinde 10 aydır devam eden şişlik şikayeti ile cerrahiye başvurmuştur.

• Başvuru esnasında şişliğin giderek büyüdüğü ve granüler bir pü oluşturmaya başladığı

öğrenilmiştir.

• Hastanın öyküsünde injeksiyon sonrası 1cmlik bir şişliğin oluştuğu ve bunun giderek

büyüyerek 15cm’e kadar ulaştığı ve birçok sinüsün oluştuğu öğrenilmiştir.

Metgud SC:Primary cutaneous actinomycosis: a rare soft tissue infection.(Indian J Med Microbiol. 2008)

(44)

Olgu 9

• Şişliğin oluşmasının ardından hasta halk tıbbı uygulayan birine gitmiş ve onun verdiği yağlı bir merhemi ve bitki yapraklarından oluşan sıcak kompresi kullanmıştır.

• FM’de lezyon bölgesinin koyu kırmızı renkli, sert, fluktiasyon veren bir koleksiyonla dolu olduğu saptanmıştır.

• İçerisinde nodüler bulunan sarımsı kalın püden alınan örnek laboratuvara ulaştırılmıştır.

• Şişliğin oluşmasının ardından hasta halk tıbbı uygulayan birine gitmiş ve onun verdiği yağlı bir merhemi ve bitki yapraklarından oluşan sıcak kompresi kullanmıştır.

• FM’de lezyon bölgesinin koyu kırmızı renkli, sert, fluktiasyon veren bir koleksiyonla dolu olduğu saptanmıştır.

• İçerisinde nodüler bulunan sarımsı kalın püden alınan örnek laboratuvara ulaştırılmıştır.

Metgud SC:Primary cutaneous actinomycosis: a rare soft tissue infection.(Indian J Med Microbiol. 2008)

(45)

Olgu 9

• Örnekte bulunan sarı renkli granüller SF’le yıkanıp santrifüjlenmiştir.

• Lam lamel arasında ezilerek direkt bakı ve gram boyama yapılmıştır.

• Gram boyamasında polimorfonükleer nötrofiller ve sporsuz, uzun, gram (+) basiller saptanmıştır.

• İkişer set kanlı, çukulata ve MacConkey agara ekimler yapılmış. Setlerden biri aerobik olarak diğeri mumlu kavanozda 37°C’de inkube

edilmiştir.

• Aerob ekimlerde üreme olmamıştır.

• Örnekte bulunan sarı renkli granüller SF’le yıkanıp santrifüjlenmiştir.

• Lam lamel arasında ezilerek direkt bakı ve gram boyama yapılmıştır.

• Gram boyamasında polimorfonükleer nötrofiller ve sporsuz, uzun, gram (+) basiller saptanmıştır.

• İkişer set kanlı, çukulata ve MacConkey agara ekimler yapılmış. Setlerden biri aerobik olarak diğeri mumlu kavanozda 37°C’de inkube

edilmiştir.

• Aerob ekimlerde üreme olmamıştır.

Metgud SC:Primary cutaneous actinomycosis: a rare soft tissue infection.(Indian J Med Microbiol. 2008)

(46)

Olgu 9

• 72 saat sonunda mumlu kavanozda inkübe edilen kanlı ve çukulata agarda minik şeffaf koloniler gözlenmiştir.

• Gram boyamada klinik örnektekine benzer gram (+) basiller saptanmıştır.

• %1 H

2

SO

4

ile yapılan asidorezistan boyama negatiftir.

• Konvansiyonel metodlarla mikroorganizma Actinomyces spp olarak tanımlanmıştır.

• 72 saat sonunda mumlu kavanozda inkübe edilen kanlı ve çukulata agarda minik şeffaf koloniler gözlenmiştir.

• Gram boyamada klinik örnektekine benzer gram (+) basiller saptanmıştır.

• %1 H

2

SO

4

ile yapılan asidorezistan boyama negatiftir.

• Konvansiyonel metodlarla mikroorganizma Actinomyces spp olarak tanımlanmıştır.

Metgud SC:Primary cutaneous actinomycosis: a rare soft tissue infection.(Indian J Med Microbiol. 2008)

(47)

Olgu 9

Metgud SC:Primary cutaneous actinomycosis: a rare soft tissue infection.(Indian J Med Microbiol. 2008)

(48)

Primer kutanöz Aktinomikoz

• Aktinomikoz nadir görülen anaerob gram (+) basille bağlı, şişlik, multipl abse ve sinüs

oluşumu ile karakterize kronik bir infeksiyondur.

• Servikofasyal form en sık saptanan formdur.

Toraks ve abdomende de saptanabilir.

Actinomyces spp oral kavite,alt GIS ve kadın genital yolu florasında bulunmaktadır.

• Aktinomikoz nadir görülen anaerob gram (+) basille bağlı, şişlik, multipl abse ve sinüs

oluşumu ile karakterize kronik bir infeksiyondur.

• Servikofasyal form en sık saptanan formdur.

Toraks ve abdomende de saptanabilir.

Actinomyces spp oral kavite,alt GIS ve kadın

genital yolu florasında bulunmaktadır.

(49)

Primer kutanöz Aktinomikoz

• Aktinomikozun doku yıkımı sonucu anaerobik koşulların oluştuğu durumlarda derin dokulara endojen yayılımla yerleştiği düşünülmektedir.

• Etyolojik ajanın endojen tabiatından dolayı primer kutanöz aktinomikoz oldukça nadirdir.

• Primer aktinomikoz durumlarında bildirilen olgularda çoğunlukla kontamine penetran

travma, insan ısırığı vb. öyküsü bulunmaktadır.

• Aktinomikozun doku yıkımı sonucu anaerobik koşulların oluştuğu durumlarda derin dokulara endojen yayılımla yerleştiği düşünülmektedir.

• Etyolojik ajanın endojen tabiatından dolayı primer kutanöz aktinomikoz oldukça nadirdir.

• Primer aktinomikoz durumlarında bildirilen olgularda çoğunlukla kontamine penetran

travma, insan ısırığı vb. öyküsü bulunmaktadır.

(50)

Primer kutanöz Aktinomikoz

• Kütanöz aktinomikoz fistül oluşturmaya eğilimli nodüller şeklinde karşımıza çıkar.

Dokuda Actinomyces spp kolonileri

kümeleşerek “sülfür granülleri” oluşturma eğilimindedir.

• Kütanöz aktinomikoz fistül oluşturmaya eğilimli nodüller şeklinde karşımıza çıkar.

Dokuda Actinomyces spp kolonileri

kümeleşerek “sülfür granülleri” oluşturma

eğilimindedir.

(51)

Olgu 10

• 40 yaşında bayan hasta su tankeri çarpması sonucu yaralanma sebebiyle hastaneye

getirilmiştir.

• Hastanın sol bacak iç kısmında laserasyon

mevcuttu. Alttaki kemikte hasar bulunmuyordu.

• Yara temizlenmiş, dikilmiş, oral analjezik ve

amoksisilin verilerek 3 gün sonra gelmek üzere taburcu edilmiştir.

• Hasta 3 gün sonra geldiğinde bacağında eritemli, pürülan akıntılı bir şişliğin oluştuğu görülmüştür.

• Dikişler alınarak hasta hastaneye yatırılmıştır.

• 40 yaşında bayan hasta su tankeri çarpması sonucu yaralanma sebebiyle hastaneye

getirilmiştir.

• Hastanın sol bacak iç kısmında laserasyon

mevcuttu. Alttaki kemikte hasar bulunmuyordu.

• Yara temizlenmiş, dikilmiş, oral analjezik ve

amoksisilin verilerek 3 gün sonra gelmek üzere taburcu edilmiştir.

• Hasta 3 gün sonra geldiğinde bacağında eritemli, pürülan akıntılı bir şişliğin oluştuğu görülmüştür.

• Dikişler alınarak hasta hastaneye yatırılmıştır.

Behera B etal.: Post-traumatic skin and soft tissue infection due to Aeromonas hydrophila. (Indian J Crit Care Med. 2011 )

(52)

Olgu 10

• Hastanın medikal geçmişinde özellik bulunmamaktadır.

• Vital bulguları stabildi.

• Sol inguinal left nodları büyümüş ve ağrılı olarak palpe edilmiştir.

• Genel anestezi altında drenaj ve debritman

yapılarak 100ml kötü kokulu, kanlı pürülan sıvı toplanmıştır.

• Bundan aerobik ve anaerobik ekimler yapılmıştır.

• Hastanın medikal geçmişinde özellik bulunmamaktadır.

• Vital bulguları stabildi.

• Sol inguinal left nodları büyümüş ve ağrılı olarak palpe edilmiştir.

• Genel anestezi altında drenaj ve debritman

yapılarak 100ml kötü kokulu, kanlı pürülan sıvı toplanmıştır.

• Bundan aerobik ve anaerobik ekimler yapılmıştır.

Behera B etal.: Post-traumatic skin and soft tissue infection due to Aeromonas hydrophila. (Indian J Crit Care Med. 2011 )

(53)

Olgu 10

• Pürülan akıntının boyamasında lökositler ve gram negatif basiller saptanmıştır.

• Bir gecelik inkübasyonun ardından kanlı agarda geniş, büyük, opak, yuvarlak

ß-hemolitik koloniler elde edilmiştir.

• Koloniler MacConkey agarda laktoz (-) özellik göstermiştir.

• Pürülan akıntının boyamasında lökositler ve gram negatif basiller saptanmıştır.

• Bir gecelik inkübasyonun ardından kanlı agarda geniş, büyük, opak, yuvarlak

ß-hemolitik koloniler elde edilmiştir.

• Koloniler MacConkey agarda laktoz (-) özellik göstermiştir.

Behera B etal.: Post-traumatic skin and soft tissue infection due to Aeromonas hydrophila. (Indian J Crit Care Med. 2011 )

(54)

Olgu 10

• Gram negatif basil:

– Oksidaz (+) – Jelatinaz (+) – Motilite(+) – Indol (+) – H2S (-)

– Lizin dekarboksilaz (+) – Arjinin dihidrolaz (+) – VP (+)

• Gram negatif basil:

– Oksidaz (+) – Jelatinaz (+) – Motilite(+) – Indol (+) – H2S (-)

– Lizin dekarboksilaz (+) – Arjinin dihidrolaz (+) – VP (+)

Behera B etal.: Post-traumatic skin and soft tissue infection due to Aeromonas hydrophila. (Indian J Crit Care Med. 2011 )

(55)

Olgu 10

Behera B etal.: Post-traumatic skin and soft tissue infection due to Aeromonas hydrophila. (Indian J Crit Care Med. 2011 )

“Aeromonas hydrophila”

(56)

Olgu 11

• 2006 yılı sonunda grizu patlaması sonucu 5 hasta ağır yanıklar ve toprakla kontamine olmuş yaralar nedeniyle hastanemize getirilmiştir.

• Basınçlı patlama sonucu geliştiği için yara yerlerine inoküle olan toprak yıkama ile temizlenememiştir.

• 3-5 gün arasında yanık ve yara yerlerinde yeşil renkte akıntılı görünümeye başlanmıştır.

Yeşil renkten dolayı Pseudomonas spp’den şüphelenilmiştir.

• Yapılan ekimlerde gram negatif, oksidaz (+), laktoz (-) basiller üremiştir.

• Üreyen mikroorganizmaların konvansiyonel testler ve VITEK 2 ile Aeromonas hydrophila oldukları tanımlanmıştır.

• 2006 yılı sonunda grizu patlaması sonucu 5 hasta ağır yanıklar ve toprakla kontamine olmuş yaralar nedeniyle hastanemize getirilmiştir.

• Basınçlı patlama sonucu geliştiği için yara yerlerine inoküle olan toprak yıkama ile temizlenememiştir.

• 3-5 gün arasında yanık ve yara yerlerinde yeşil renkte akıntılı görünümeye başlanmıştır.

Yeşil renkten dolayı Pseudomonas spp’den şüphelenilmiştir.

• Yapılan ekimlerde gram negatif, oksidaz (+), laktoz (-) basiller üremiştir.

• Üreyen mikroorganizmaların konvansiyonel testler ve VITEK 2 ile Aeromonas hydrophila oldukları tanımlanmıştır.

(57)

Aeromonas hydrophila

A.hydrophila ile oluşan yumuşak doku infeksiyonu tipik olarak suyla veya su ile kontamine cisimlerle temas edilen travma sonucu oluşur.

• Mikroorganizma 72 saat içinde salgıladığı birçok enterotoksin, proteaz, fosfolipaz ve hemolizinlerle hücre hasarı ve ölümüne yol açarak miyonekrozu başlatır.

• İmmunitesi düşük hastalarda invazif

infeksiyonlara ve septisemiye yol açabilir.

A.hydrophila ile oluşan yumuşak doku infeksiyonu tipik olarak suyla veya su ile kontamine cisimlerle temas edilen travma sonucu oluşur.

• Mikroorganizma 72 saat içinde salgıladığı birçok enterotoksin, proteaz, fosfolipaz ve hemolizinlerle hücre hasarı ve ölümüne yol açarak miyonekrozu başlatır.

• İmmunitesi düşük hastalarda invazif

infeksiyonlara ve septisemiye yol açabilir.

(58)

Aeromonas hydrophila

• Fatal miyofasyal nekroz çok hızlı bir şekilde gelişebilir.

(Flesh-eating bacteria)

• Suyla temasın söz konusu olduğu yumuşak doku

travmalarında hızlı bir şekilde sellülitin gelişmesi

Aeromonas için

mikrobiyolojik araştırmaların yapılmasını akla getirmelidir.

• Fatal miyofasyal nekroz çok hızlı bir şekilde gelişebilir.

(Flesh-eating bacteria)

• Suyla temasın söz konusu olduğu yumuşak doku

travmalarında hızlı bir şekilde sellülitin gelişmesi

Aeromonas için

mikrobiyolojik araştırmaların

yapılmasını akla getirmelidir.

(59)

Olgu 12

42 yaşında hepatit B’ye bağlı karaciğer sirozu bulunan erkek hasta sol bacakta şişme ve ateş şikayetleri ile hastaneye başvurmuştur.

Hasta 2 gün önce bir deniz balığını yemek için

hazırlarken balığın dikensi sırt yüzgecinin batması sonucu bacağında cilt lezyonu oluşmuştur.

Hasta önceden balığın yatırılmış olduğu suyu yarayı temizlemek için kullanmıştır.

Hastanın ateşi 39.8°C, KB 90/60 mmHg

FM’de aşırı derecede şişmiş sol bacak, ödematöz,

kırmızı mor renkli cilt, hemorajik büller saptanmıştır.

42 yaşında hepatit B’ye bağlı karaciğer sirozu bulunan erkek hasta sol bacakta şişme ve ateş şikayetleri ile hastaneye başvurmuştur.

Hasta 2 gün önce bir deniz balığını yemek için

hazırlarken balığın dikensi sırt yüzgecinin batması sonucu bacağında cilt lezyonu oluşmuştur.

Hasta önceden balığın yatırılmış olduğu suyu yarayı temizlemek için kullanmıştır.

Hastanın ateşi 39.8°C, KB 90/60 mmHg

FM’de aşırı derecede şişmiş sol bacak, ödematöz,

kırmızı mor renkli cilt, hemorajik büller saptanmıştır.

Tsai MS et al.: Shewanella soft tissue infection: case report and literature review. (Int J Infect Dis. 2008)

(60)

Olgu 12

• Lökosit sayısı 2.7x109/l (N 3.9-10.6x 109/l)

• CRP 70.1mg/l (N <5mg/l)

• AST 146 U/l (N <37 U/l)

• Hastaya seftriakson ve doksisilin tedavisi başlanmıştır. Ancak yanıt alınamamıştır.

• Acil operasyon yapılarak fasyotomi ve debritman yapılmıştır.

• Alınan örneğin histopatolojik incelemesinde süpüratif nekroz saptanmıştır.

• Lökosit sayısı 2.7x109/l (N 3.9-10.6x 109/l)

• CRP 70.1mg/l (N <5mg/l)

• AST 146 U/l (N <37 U/l)

• Hastaya seftriakson ve doksisilin tedavisi başlanmıştır. Ancak yanıt alınamamıştır.

• Acil operasyon yapılarak fasyotomi ve debritman yapılmıştır.

• Alınan örneğin histopatolojik incelemesinde süpüratif nekroz saptanmıştır.

Tsai MS et al.: Shewanella soft tissue infection: case report and literature review. (Int J Infect Dis. 2008)

(61)

Olgu 12

• Doku örneğinin gram boyamada lökositler ve gram (-) basiller görülmüştür.

• Doku kültüründe 24 saat inkubasyon sonunda kanlı, macConkey ve çukulata agarda küçük

mukoid kahverengimsi koloniler saf kültür halinde üremiştir.

• Koyun kanlı agarda koloni çevresinde ß-hemoliz gözlenmiştir.

• Kültürden yapılan boyamada gram (-) basiller saptanmıştır.

• Doku örneğinin gram boyamada lökositler ve gram (-) basiller görülmüştür.

• Doku kültüründe 24 saat inkubasyon sonunda kanlı, macConkey ve çukulata agarda küçük

mukoid kahverengimsi koloniler saf kültür halinde üremiştir.

• Koyun kanlı agarda koloni çevresinde ß-hemoliz gözlenmiştir.

• Kültürden yapılan boyamada gram (-) basiller saptanmıştır.

Tsai MS et al.: Shewanella soft tissue infection: case report and literature review. (Int J Infect Dis. 2008)

(62)

Olgu 12

Katalaz(+)

Oksidaz (+)

H2S(+)

Jelatin hidrolizi (+)

Ornitin (+)

Nitrit redüksiyonu (+)

42°C’de üreme (+)

%6 NaCl üreme (+)

ID 32 GN kartı ile “Shewanella putrefaciens” olarak identifiye edilmiştir.

PCR ile %100 “Shewanella algae” ile uyumlu bulunmuştur.

Katalaz(+)

Oksidaz (+)

H2S(+)

Jelatin hidrolizi (+)

Ornitin (+)

Nitrit redüksiyonu (+)

42°C’de üreme (+)

%6 NaCl üreme (+)

ID 32 GN kartı ile “Shewanella putrefaciens” olarak identifiye edilmiştir.

PCR ile %100 “Shewanella algae” ile uyumlu bulunmuştur.

Tsai MS et al.: Shewanella soft tissue infection: case report and literature review. (Int J Infect Dis. 2008)

(63)

Shewanella spp

Shewanella spp. tüm dünyada denizsel

ortamlarda bulunan; gram negatif, hareketli, katalaz ve oksidaz pozitif, TSI dip kısmında H2S oluşturan mikroorganizmalardır.

S.algae ve S.putrefaciens insan infeksiyonlarında en sık saptanan türlerdir.

S.algae bu infeksiyonların %80’ninden sorumlu tutulmaktadır.

• Bakterinin salgıladığı hemolizinin bunda etkisi olduğu düşünülmektedir.

Shewanella spp. tüm dünyada denizsel

ortamlarda bulunan; gram negatif, hareketli, katalaz ve oksidaz pozitif, TSI dip kısmında H2S oluşturan mikroorganizmalardır.

S.algae ve S.putrefaciens insan infeksiyonlarında en sık saptanan türlerdir.

S.algae bu infeksiyonların %80’ninden sorumlu tutulmaktadır.

• Bakterinin salgıladığı hemolizinin bunda etkisi olduğu düşünülmektedir.

(64)

Shewanella spp

• İmmunokompremize hastalarda alt ekstremitede kronik bir ülserin bulunması Shewanella spp. cilt infeksiyonu için en önemli risk faktörü olarak

bildirilmiştir.

• Önceden bulunan yaraların deniz suyu ile teması infeksiyona zemin hazırlamaktadır.

Otomatize identifikasyon sistemleri S.algae ve

S.putrefaciens ayırt edememektedir. (API 20E and 20NE; API ID 32 GN ve Vitek)

Nozue ve ark. S.putrefaciens olarak identifiye edilenlerin büyük bir çoğunluğunun aslında S.algae olduklarını göstermişlerdir.

• İmmunokompremize hastalarda alt ekstremitede kronik bir ülserin bulunması Shewanella spp. cilt infeksiyonu için en önemli risk faktörü olarak

bildirilmiştir.

• Önceden bulunan yaraların deniz suyu ile teması infeksiyona zemin hazırlamaktadır.

Otomatize identifikasyon sistemleri S.algae ve

S.putrefaciens ayırt edememektedir. (API 20E and 20NE; API ID 32 GN ve Vitek)

Nozue ve ark. S.putrefaciens olarak identifiye edilenlerin büyük bir çoğunluğunun aslında S.algae olduklarını göstermişlerdir.

(65)

Teşekkür ederim

Referanslar

Benzer Belgeler

In our case, the first skin metastasis was not to the umbilicus, but to the left side of the neck, the metastatic process was con- firmed by CT examination, the primary tu- mor

[2, 5] According to Willen et al., [6] pure lipoma should have been the proper diagnosis for cases with a tumor consisting of adipocytes and peripherally displaced smooth

Magnetic resonance imaging performed after one month of treatment showed spondylodiscitis and intradiscal abscess at the L2/L3 level and osteomyelitis inferior to the L1 vertebra

reported that 58.56% of cutaneous horn lesions consisted of malignant or premalignant diseases and 41.44% of them were benign diseases [6].. Gender, age, location and size of the

Case Report: Here, we present two cases of gastric adenocarcinoma, one with dysphagia and weight loss, and the other with abdominal pain, leg pain, and weight loss as the

Smooth muscle tumors of the ovary: a clinicopathologic study of 54 cases emphasizing prognostic criteria, histologic variants, and differential diagnosis. Zygouris D,

Complex neurosurgical procedures like craniotomy, placement of internal or external ventricular catheters, lumbar puncture, intrathecal infusions of medications, or an infection

Coblation tonsillec- tomy versus dissection tonsillectomy: a comparison of intra- operative time, intraoperative blood loss and post-operative pain.. What surgeons want in