• Sonuç bulunamadı

MEVZUATTAKİ GELİŞMELER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "MEVZUATTAKİ GELİŞMELER"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MEVZUATTAKİ GELİŞMELER

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(2)

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Usul Müdürlüğü

Tarih : 03/04/2006

Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK-1/229-12049 / 2460

Konu : İhtilaf konusu olan faturanın kayıtlara alınıp alınmayacağı hk.

………. MÜDÜRLÜĞÜNE İlgi: a)

b) c)

İlgi (a) yazınız eki; ……….Tic. Ltd. Şti’nin ……./2006 tarihli dilekçesinde belirtilen hususlarla ilgili Müdürlüğümüz görüşü ilgi (b) yazımızla Müdürlüğünüze bildirilmiştir.

Bu kez ilgi (c) yazınızda; mükellef dilekçesinin 2’nci bölümünde belirti- len “daha evvel kesilen …..faturaların yerine kaim olmak üzere” notu dü- şülmek suretiyle tekrar fatura düzenlenip düzenlenemeyeceği hususu ile ilgili görüşümüzü talep ettiğiniz anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229’ncu maddesin- de; “Fatura, satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” şeklinde tanımlanmış ve müteakip maddelerde de fatura düzeni ve kullanma zorunluluğuna ilişkin hükümle- re yer verilmiştir.

Diğer taraftan, aynı Kanunun 231/5’nci maddesinde, “Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde dü- zenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” hükmüne yer verilmektedir.

Buna göre, faturanın mal teslimi ve hizmet ifasından itibaren 7 gün içerisinde düzenlenmesi kanuni bir zorunluluktur.

Olayımızdaki kiralama işleminde de faturalar hizmetin ifasını müteaki- ben düzenlenerek alıcıya gönderilmiştir. Ancak, kiralama sözleşmesi ile belirlenen tutarın katma değer vergisi tutarı dahil olarak tespit edildiği id- diası ile söz konusu fatura içerikleri alıcı tarafından dava konusu yapılmış ve dava kiracı lehine sonuçlanmıştır.

Ancak, Vergi sistemimize göre ticari kazanç tahakkuk ettiği tarihte el- de edilmiş olmaktadır.

Gelir ya da giderin mahiyet itibariyle tahakkuk ettiğinden söz edilebil- mesi için, miktar olarak hesaplanabilmesi, gelire hak kazanılması ya da borç altına girilmesi yeterlidir.

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(3)

Tahakkuk esasına göre belirlenen gelir ve giderlerin yalnızca cari dö- neme ait kısmı, aynı döneme ilişkin gelir veya kurum kazancının hesabın- da gelir ya da gider olarak dikkate alınabilir. Bu durum dönemsellik ilkesi- nin bir gereğidir.

Bu durumda, fatura içeriği ile ilgili olarak taraflar arasında ihtilaf ol- ması düzenlenen faturanın kayıtlara alınmasına engel olmayacağından, ihtilaf konusu hususun mahkemelerce karara bağlanması durumunda, söz konusu karara istinaden yeni bir fatura düzenlenmesi Vergi Usul Ka- nununun 231/5.maddesine göre mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(4)

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Usul Müdürlüğü

Tarih : 05/04/2006

Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK-1/279-11327/2626

Konu : 30 yıl vadeli Eurobondların gelir ve giderlerinin değerleme günlerinde kayıt edileceği hk.

………

İlgi : a) 04/03/2005 tarih ve 111 sayılı dilekçeniz.

b) ……… Vergi Dairesi Müdürlüğünün 14/03/2005 tarih ve 434 sayılı yazıları.

İlgi (a)’da kayıtlı dilekçeniz üzerine Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Baş- kanlığından alınan 22/02/2006 tarih ve 11475 sayılı yazıda;

“213 sayılı Vergi Usul Kanununun 279 uncu maddesinde “Hisse senet- leri ile fon portföyünün en az yüzde 51’i Türkiye’de kurulmuş bulunan şir- ketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış be- deliyle, bunlar dışında kalan her türlü menkul kıymet borsa rayici ile de- ğerlenir. Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde o- luştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel, menkul kıymetin alış bedeli- nin vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden kısmının eklenmesi suretiyle hesaplanır. Ancak, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kar ve zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesap- lanması mümkün olmayan menkul kıymetler, alış bedeli ile değerlenir.”

hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun 263 üncü maddesinde borsa rayici, gerek menkul kıy- metler ve kambiyo borsasına gerekse ticaret borsalarına kayıtlı olan ikti- sadi kıymetlerin değerlemeden evvelki son muamele gününde borsadaki muamelelerin ortalama değerlerini ifade ettiğini ve normal temevvüçler dı- şında fiyatlarda bariz kararsızlıklar görülen hallerde, son muamele günü yerine değerlemeye takaddüm eden 30 gün içindeki ortalama rayici esas olarak aldırmaya Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Madde de geçen borsa rayici açısından borsanın Türkiye’de bulun- ması gerekmektedir. Uluslararası borsalarda işlem gören kıymetlerden (hisse senetleri alış bedeliyle değerlenmeleri gerektiğinden bunların dışın- da kalanların) kupon ödemeli Eurobondların İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem görmesi halinde buradaki borsa değerlerinin esas alın- ması uygun olacaktır. Ancak, borsada işlem görmeyen Eurobondların, kur farkları da dahil olmak üzere, hesap dönemleri sonunda alış bedeline bi-

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(5)

lanço gününden sonrasına ait ilk kupon ödemesinin bilançonun ait olduğu hesap dönemine ilişkin kıst tutarının ilave edilmesi suretiyle, diğer hesap dönemleri sonunda da yine alış bedeline ilgili döneme ait kıst tutarın ek- lenmesi sonucu bulunan tutarlar hesaplanarak değerleme işlemi yapıla- caktır.

Diğer taraftan, söz konusu eurobondun ikincil piyasadan temin edil- mesi durumunda ise, aynı Kanununun 283 üncü maddesinde yer alan

“Gelecek bir hesap dönemine ait olarak peşin ödenen giderler ile cari he- sap dönemine ait olup da henüz tahsil edilmemiş olan hasılat, mukayyet değerleri üzerinden aktifleştirilmek suretiyle değerlenir.” hükmü gereğince hesaplanan kupon faizlerinin gelir yazılacağı ve dönem sonlarında yapıla- cak değerlemede ilk kupon ödemesi için yapılacak faiz gelir tahakkukun- dan, işlemiş kupon faizi ile ödenen prim tutarından ilk kupona isabet eden kısmın düşüleceği tabiidir.” denilmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(6)

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Usul Müdürlüğü

Tarih : 02/01/2006

Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK-1/11827-25

Konu : Tapuya tescil edilmemiş arsa payının hak olarak kabul edilip edil- meyeceği ile amortisman ayrılıp ayrılmayacağı hk.

……….

İlgi:……… tarihli dilekçeniz.

İlgi dilekçenizden …………..Vergi Dairesi Müdürlüğünün …………

vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, soğuk ve galvanizli saç işleme, şekillendirme imalatı, satışı ve ihracatı faaliyetiyle iştigal ettiğiniz,

………..Yapı Kooperatifi yönetimi tarafından adınıza tahsisi ya- pılan arsanın, şirketiniz adına henüz tapu tescilinin yapılmadığı,

Şirketinizce Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 ve geçici 25. madde- leri kapsamında mali tablolarınızda yer alan parasal olmayan kıymetleri enflasyon düzeltmesine tabi tuttuğunuz, bu kapsamda parasal olmayan kıymet niteliğinde ki kooperatif hissesinin de enflasyon düzeltmesine tabi tutulduğu,

Ancak, henüz tapuya tescil işlemi yapılmayan kooperatif hissesi arsa payının başka bir firmaya satışının yapılması halinde;

1- Söz konusu kıymetin “hak” olarak değerlendirilip, değerlendirile- meyeceğini,

2- Değerlendirilmesi halinde söz konusu hak bedelinin amortismana tabi iktisadi kıymet olarak tanımlanıp, tanımlanamayacağını,

3- Arsa payının satışına ilişkin satış zararı oluşması halinde arsa payı- nın amortismana tabi iktisadi kıymet olarak değerlendirilerek düzeltilmiş değerle düzeltme öncesi değer arasındaki farka isabet eden zarar tutarının Vergi Usul Kanununun geçici 25’nci maddesi kapsamında gider kaydedi- lip kaydedilemeyeceği hususunda tereddüt oluştuğundan konu hakkında- ki görüşümüzü sorduğunuz anlaşılmaktadır.

Konu ile ilgili olarak ………..Grup Müdürlüğünden alınan 07/12/2005 tarih ve 6453 sayılı yazıda belirtilen hususlar da dikkate alın- mak suretiyle gerekli açıklamalar aşağıda yapılmıştır.

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinde; Dar mükelle- fiyete tabi kurumlar dahil bu maddede yazılı kurum kazançları kurumlar vergisinden müstesnadır.

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(7)

12- (5281 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen bent, 01/01/2005 ta- rihinden geçerli olmak üzere) “Kurumların en az iki tam yıl süreyle aktifle- rinde yer alan iştirak hisseleri ile gayrimenkullerinin satışından doğan ve sermayeye eklenmesine karar verilen kazançları.

Sermayeye ilave edilme işleminin satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar gerçekleştirilmesi şarttır. Vadeli satış halinde, ilk yapılan tahsilatın iştirak hissesi veya gayrimenkulün maliyet bedeline i- lişkin olduğu kabul edilir. Bu süre içinde sermayeye eklenmeyen kazanç kısmı için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Bankalara borçlu durumda olanlar ile bunla- rın kefillerinin bu borçlara karşılık bankalara devrettikleri gayrimenkul ve iştirak hisseleri ile bankaların alacaklarına karşılık iktisap ettikleri gayri- menkul ile iştirak hisselerinin satışında iki tam yıl süreyle elde tutulma şartı aranmaz. Bedelsiz olarak ya da rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibari değeriyle iktisap edilen hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak, sahip olu- nan eski hisse senetlerinin iktisap tarihi esas alınır. Menkul kıymet veya gayri menkul ticareti ile uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulun- durdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dı- şındadır.

Tam mükellef sermaye şirketleri dışındaki kurumlar ile dar mükellef kurumlarda, satıştan doğan kazancın sermayeye ilave edilmesi şartı a- ranmaz, bu kazançlar özel bir fon hesabında tutulur. Sermayeye eklenen veya fon hesabında tutulan kazançların beş yıl içinde, herhangi bir suretle işletmeden çekilmesi, dar mükellef kurumlar tarafından yurt dışına transfer edilmesi veya bu süre içinde işletmelerin tasfiyesi (devir, birleşme ve bö- lünme halleri hariç) halinde, bu kazançlar o yılın kazancı sayılarak vergiye tabi tutulur.

Türk Ticaret Kanunu’nun 391. maddesinin bu suretle gerçekleştirile- cek sermaye artırımına aykırı hükümleri uygulanmaz. İstisnanın uygulan- masına ilişkin esas ve usulleri tespit etmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir, hükmü yer almıştır.

Yukarıdaki madde hükmü 5281 sayılı Kanunun 31. maddesiyle 01/01/2005 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiş olup, bu mad- de hükmüne benzer uygulama Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 28. madde- sinin (a) bendinde yer almıştır.

Söz konusu hüküm bazı değişiklikler dışında aynı Kanunun geçici 23.

maddesinin (a) bendinde yer alan, ancak süresinin dolması nedeniyle ge- çerliliği kalmayan hükümle aynı yönde olup, 06/02/2000 tarih ve 23956 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 67 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 5 no.lu bölümünde, daha önce yayımlanan tebliğlerdeki açık- lamaların değişmeyen hükümler için geçerliliğini koruyacağı belirtilmiştir.

Buna göre, konuyla ilgili olarak 06/07/1995 tarih ve 22335 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 51 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin II- I/2-a bölümünde, istisnanın uygulanmasına konu olacak gayrimenkullerle ilgili olarak;

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(8)

Gayrimenkuller esas niteliği bakımından bir yerden başka bir yere ta- şınması mümkün olmayan, dolayısıyla yerinde sabit olan mallardır. Bunlar Türk Medeni Kanunu’nun 632. maddesinde arazi, tapu siciline müstakil ve daimi olmak üzere ayrıca kayıt edilen haklar ve madenler olarak sayılmış- tır. Ayrıca, anılan maddede sayılmamakla birlikte, bulunduğu arsa veya arazinin mütemmim cüz’ü niteliğinde olduklarından binaların da gayri- menkul olduğu şüphesizdir. Gayrimenkullerin bu istisnanın uygulanması- na konu olabilmesi için Medeni Kanun’un 910 ve 911. maddesi gereğince tapuya tescil edilmiş olmaları şarttır.” açıklaması yer almaktadır.

Buna göre, ………..Yapı Kooperatifi Yönetimi tara- fından şirketiniz adına tahsis edilen ancak şirket adına tapu tescili yapıl- mamış arsanın satışında Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8/12. maddesinde yer alan istisna hükümleri uygulanamayacaktır. Ancak satışa konu gayrimenkulün şirket adına tapuya tescilinin yapılmış olması halinde ve diğer şartlar da mevcut ise istisna hükümlerinden yararlanılabilecektir.

Diğer taraftan; 1 Seri Numaralı Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinin 26.MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR, 260.HAKLAR başlıklı bölümünde; imtiyaz, patent, lisans, ticari marka ve unvan gibi bir bedel ödenerek elde edilen bazı hukuki tasarruflar ile kamu otoritelerinin işlet- meye belirli alanlarda tanıdığı kullanma, yararlanma gibi yetkiler dolayısıy- la yapılan harcamaları kapsayacağı, açıklanmıştır.

Buna göre; intifa süknâ gibi tapu siciline tescil edilen gayrimenkul hakları, sınai ve edebi mülkiyet hakları ile imtiyazlar bu hesapta takip edil- melidir.

Ancak, şirketiniz adına üyesi olduğunuz ………

Yapı Kooperatifi tarafından tahsis edilen ancak tapuya tescil edilmeyen gayrimenkulün (arsa) mülkiyeti fiilen şirketinize ait olduğundan hak olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Ayrıca, Vergi Usul Kanununun 314’ncü maddesindeki boş arazi ve boş arsalar amortismana tabi değildir. hükmü gereğince; sözkonusu ar- sanın amortismana tabi tutulmaması gerekmektedir.

Bu nedenle; anılan Kanunun geçici 25’nci maddesinin (I) bendindeki hüküm gereğince arsanın düzeltilmiş değerinin altında bir bedelle satılma- sı halinde düzeltilmiş değerle, düzeltme öncesi değer arasındaki farka i- sabet eden zararın kurumlar vergisi matrahınızın tespitinde dikkate alın- maması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(9)

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Usul Müdürlüğü

Tarih : 18/04/2006

Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK 1/11814/2938

Konu : Enflasyon düzeltmesi sonucu iştiraklerde oluşan özsermaye fark- larının sermayeye eklenmesi nedeniyle alınan bedelsiz hisse se- netlerinin durumu.

………..

İlgi : ……/2005 tarihli dilekçeniz.

İlgi dilekçenizden; ………..Vergi Dairesi Müdürlüğünün

………vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, iştirakiniz bulunan bir şirketin Vergi Usul kanununun Geçici 25 ve Mükerrer 298/5. maddele- rine göre enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkını sermayeye eklemesi nedeniyle tarafınıza verilen bedelsiz hisse senetlerinin ne şekilde kayıtlara intikal ettirileceği hususunda tered- düt oluştuğundan konu hakkındaki görüşümüzü sorduğunuz anlaşılmak- tadır.

Tereddüt edilen hususlar benzer bir konu nedeniyle Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığına iletilmiş olup, cevaben alınan 10/02/2006 tarih ve B.07.1.GİB.0.29/2968-298-488-7884 sayılı yazıda;

“Vergi Usul Kanununun geçici 25’nci maddesinin (g) bendinde, pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin ya- pıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulacağı; ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farklarının dü- zeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebileceği veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebileceği, bu işlemle- rin kâr dağıtımı sayılmayacağı hüküm altına alınmıştır.

9 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinin 2.18. İştiraklerden Be- delsiz Olarak Alınan Hisse Senetleri bölümünde, çeşitli sebeplerle iştirak- lerden bedelsiz olarak alınan ve itibari değerle değerlenen hisse senetleri- nin, bunlar için daha önceden aktif ve pasifte açılmış hesapların kapatıl- ması ve alış bedeli ile değerlenen hisse senedi miktarının bedelsiz alınan kadar artırılıp, alış bedeli yeniden bulunan miktara bölünmek suretiyle dü- zeltmeye esas tutarın bulunacağı ve düzeltmeye esas tarih olarak da oriji- nal hisse senetlerinin iktisap tarihinin esas alınacağı; 17 sıra numaralı Ver- gi Usul Kanunu Sirkülerinin 16. Yedek Akçelerin Düzeltilmesi bölümünde, düzeltilmiş 31/12/2003 tarihli bilançoda yer alan (vergisi ödenmiş kazanç

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(10)

üzerinden ayrılmış) kâr yedeklerinin ve bunların düzeltilmesi sonucunda meydana gelen enflasyon düzeltme farklarının sermayeye ilave edilebil- mesinin mümkün olduğu ifade edilmiştir.

11 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinin 2.2. Bedelsiz Alınan Hisse Senetleri bölümünde, işletmenin aktifine kayıtlı maddi duran varlık kalemlerinin Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre yeniden değerlemesin- den oluşmuş değer artışlarından; işletmenin iştirakleri ile bağlı ortakları bünyesinde Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre yapılan yeniden değer- leme dolayısıyla oluşmuş değer artışlarından; Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesine istinaden gayrimenkul, iştirak hisseleri ve amortismana ta- bi diğer iktisadi kıymetlerin satış kazancının maliyet bedelinin arttırılan kısmına tekabül eden kısımlarından kaynaklanan sermaye artışlarına ilişkin olarak ortaklara verilen ve itibari değerle değerlenen bedelsiz hisse senet- lerinin, enflasyon düzeltmesi yapmak zorunda olan ortaklar tarafından, 9 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinin (2.18) bölümünde belirtildiği şekilde düzeltmeye tabi tutulacağı belirtilmiştir.

Buna göre, iştirak edilen şirketçe yukarıda bahsedilen kaynakların herhangi birisinin kullanılması sonucu elde edilen bedelsiz hisse senetleri 9 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinin (2.18) numaralı bölümüne göre düzeltmeye tabi tutulacaktır.

Diğer taraftan, iştirak ve bağlı ortaklıkların enflasyon düzeltmesi dışın- da sermaye ve kâr yedeklerini sermayeye ilave etmesi ve bedelsiz hisse senedi vermesi halinde iştirak eden şirketlerin “242 İştirakler” veya “245 Bağlı Ortaklıklar” hesabına borç, “529 Sermaye Yedekleri” hesabına ala- cak kaydı ile muhasebeleştirilmesi ve iştirak eden şirketin hisse payı ora- nında bir değişiklik yaratmayan bu işlemin nazım hesaplarda izlenmesi ve bilanço dipnotlarında gerekli açıklamanın yapılması gerekmektedir.” de- nilmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(11)

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Usul Müdürlüğü

Tarih : 19/04/2006

Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK-1/MÜK-298-12042/2949

Konu : Enflasyon düzeltmesine tabi tutulan emtia niteliğindeki dairelerin satış kar ve zararının tespiti.

………..

İlgi : Tarihsiz dilekçeniz.

İlgi dilekçenizde; özel inşaat işi ile iştigal ettiğiniz, 31/12/2003 ve 31/12/2004 tarihli bilançolarınızı enflasyon düzeltmesine tabi tuttuğunuz, emtia niteliğinde olan ve satılamayan dairelerin maliyet bedellerinin dü- zeltme sonucunda artması nedeniyle satış kâr/zararının nasıl hesaplana- cağı konusunda tereddüt oluştuğundan görüşümüz sorulması üzerine ko- nu Bakanlık Makamına iletilmiştir.

Konu ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığından alı- nan 05/04/2006 tarih, B.07.1.GİB.0.29/2968-298-514/24610 sayılı yazıda;

“Vergi Usul Kanununun geçici 25 inci maddesinin (1) bendinde, bu madde uyarınca düzeltilen kalemlerin elden çıkarılması halinde, bunlara i- lişkin enflasyon düzeltme farklarının maliyet bedeli addolunacağı şu kadar ki, amortismana tâbi olmayan kıymetlerin düzeltilmiş değerinin altında bir bedele satılması halinde, düzeltilmiş değerle düzeltme öncesi değer ara- sındaki farka isabet eden zararın, gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmayacağı ifade edilmiştir.

Söz konusu şirketin emtia niteliğindeki dairelerinin elden çıkarılması halinde, oluşan kâr/zarar, bu işlemden önce yapılmış en son düzeltme iş- lemi baz alınarak belirlenecektir.

Buna göre, satış kâr veya zararı, dairelerin elden çıkarıldığı tarihten önce gerçekleştirilen en son enflasyon düzeltme işlemine göre tespit edi- lecek olup, düzeltilmiş değer ile elden çıkarma değeri arasındaki farkın negatif çıkması (satışın zararla sonuçlanması) durumunda ortaya çıkan za- rarın, 31/12/2003 tarihli düzeltilmiş bilançodaki değer ile satış değeri ara- sındaki fark kadarlık kısmı kurumlar vergisi matrahının hesaplanmasında kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.” denilmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(12)

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Usul Müdürlüğü

Tarih : 19/04/2006

Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK-1-298-11995/2950 Konu : Enflasyon düzeltmesi hk.

………

İlgi : 29/12/2005 tarihli dilekçeniz.

İlgi dilekçenizde; …………Vergi Dairesi Müdürlüğünün ……….

vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, 2005 yılı sonu itibariyle bilanço esasına göre defter tutmakta iken Vergi Usul Kanununda belirtilen hadlerin altında kalmanız nedeniyle 01/01/2006 tarihinden itibaren işletme hesabı esasına göre defter tutmaya başlayacağınızı belirterek, enflasyon düzelt- mesi sonucu oluşan sermaye olumlu farkları ile geçmiş yıl kârları hakkında nasıl işlem yapılacağı hususunda görüşümüzün talep edilmesi üzerine söz konusu hususlar Bakanlık Makamına iletilmiştir.

Bunun üzerine Bakanlık Makamından alınan 04/04/2006 tarih, B.07.1.GİB.0.29/2968-298-511-24071 sayılı yazıda;

“Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanununun mükerrer 298’inci maddesinin (A) fıkrasının (5) numaralı bendinin 5228 sayılı Kanunla değişik 5 inci fıkra- sında “Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlem- lerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulur. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya ku- rumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz.” hükmü bulunmaktadır.

Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, enflasyon düzeltmesi so- nucu oluşan pasif kalemlere ait enflasyon farklarının, başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde vergiye tabi tu- tulması gerekmekte, böylece işletmelerce vergi matrahlarına bu yolla etki edilmesinin önlenmesi amaçlanmaktadır. Anılan hükme, Vergi Usul Kanu- nunun geçici 25’nci maddesinde de yer verildiği için 31/12/2003 tarihli bi- lançonun düzeltilmesi neticesinde oluşan öz sermaye farkları da bu şekil- de değerlendirilecektir.

Bu açıklamalara göre, bilanço esasına göre defter tutmakta iken, Vergi Usul Kanununun 180’nci maddesi çerçevesinde işletme hesabı esasına göre defter tutmaya başlayan bir gelir vergisi mükellefinin işletme hesabı

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(13)

esasına geçmesi dolayısıyla kanun hükmünden kaynaklanan defter tut- mayla ilgili bir değişikliğin oluşması mevzu bahis olup, söz konusu enflas- yon farklarının işletmeden çekiş olarak değerlendirilmesine imkan bulun- mamaktadır.” denilmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(14)

T. C

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Tahsilat Grup Müdürlüğü

Tarih : 14.04.2006

Sayı : B.07.1.GİB.4.34.20.01/288–2676 -6053

Konu : Üçüncü Kişilerde Bulunan Teminat Mektuplarının 6183 Sayılı Ka- nunun 79. Maddesine İstinaden Haczedilip Haczedilemeyeceği

……….. VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNE

İlgi: 13/04/2006 tarih ve 9458 sayılı yazınız.

İlgi yazınız ile daireniz ……….. vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi ………… İnşaat Taah. Gıda. Temizlik Hizm.A.Ş’nin 66.805,94 YTL vergi borcunun tahsili amacıyla adı geçen şirketin Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünde bulunan alacaklarına istinaden 24/02/2006 tarihli haciz bil- dirisi düzenlenmesi sonucu 4.082,27 YTL’nin tahsil edildiği, ayrıca adı ge- çen şirket tarafından Gençlik ve Spor İl müdürlüğüne 14/04/2006 tarihine kadar süreli teminat mektubu verildiğinin tespit edildiği, dairenizce düzen- lenen haciz bildirisinin ödevli şirketin tüm hak ve alacaklarını kapsadığı, bu sebeple söz konusu teminat mektubunun da bu kapsamda değerlendiril- mesi gerektiğinin düşünüldüğü belirtilerek, konu hakkında Başkanlığımız- dan görüş talep edilmektedir.

Bilindiği üzere teminat mektubu, mutad senet halinde mevduat kabu- lüne ve kredi muameleleri yapmaya kanunla mezun olan müesseseler (bankalar) tarafından mahsus kanunda yazılı sermaye hadleri dairesinde borçluya yapılan bir nevi kefalet niteliğinde bir garanti mukavelesidir. Bu- nunla borçlu tarafından edası melhuz olan bir borç üçüncü bir şahıs tara- fından alacaklıya karşı mes’ul tutulacağı miktar tayin edilmek suretiyle ya- zıl bir şekilde temin edilir. Bu gibi müesseselerin borçluların borçlarını ala- caklı tahsil dairesine karşı ödenmesini temin ettiklerine dair, borç miktarı ve tediye süresi belirtilmek suretiyle verdikleri yazılı vesikaya teminat mek- tubu denilmektedir.

Banka tarafından borçlu lehine ve alacaklıya hitaben verilen bir temi- nat mektubunun borçlunun malı olarak kabul edilmesine imkân bulun- mamaktadır. Teminat mektubu taahhüt edilen fiile münhasır olarak garanti sağlamaktadır. Bu durumda yükümlülüğün uygun şekilde yerine getiril- mesi veya eksik olarak yerine getirilmesi durumu gerçekleşmedikçe temi- nat mektubunun paraya çevrilmesi hukuken caiz değildir.

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(15)

Buna göre yukarıda belirtilen açıklamalardan da anlaşılacağı üzere,

……….. İnşaat Taah. Gıda. Temizlik Hizm.A.Ş.’nin aralarında düzenlenen sözleşme gereği Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne vermiş olduğu 14/04/2006 tarihine süreli teminat mektubunun, hukuki niteliği itibariyle başka bir borçtan dolayı paraya çevrilmesi mümkün olmadığından, 6183 sayılı Kanunun 79. maddesi kapsamında haczi kabil değildir. Ancak adı geçen şirketin söz konusu teminat mektubunu almak için ilgili bankaya teminat verdiğinin tespiti durumunda, bu teminatlar üzerine haciz konula- bileceği tabidir.

Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre ifasını rica ederim.

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(16)

T.C.

İSTANBUL VALİLİĞİ

Defterdarlık Katma Değer Vergisi Gelir Müdürlüğü

TARİH : 28/04/2005

SAYI : KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.18.3218

KONU : ÖTV indirilmiş yakıt alımına ilişkin ……. dönemine ait YMM Ra- porunun olmadığı, … dönem YMM raporunun ise geç ibraz edil- mesi

………

İlgi sayılı yazıda bahsi geçen ve …….. yılı içerisinde ÖTV indirilmiş yakıt alımından yararlandığı halde süresinde YMM raporu ibraz etmeyen

………….. ……….. A.Ş. adına YMM……….. tarafından ……… döneme ait

“Özel Tüketim Vergisi İndirilmiş Yakıt Alımı’na ilişkin tasdik raporunun

………. tarihinde dairenize ibraz edildiği ancak, söz konusu mükellefin

………. dönemine ait Özel Tüketim Vergisi İndirilmiş Yakıt Alımı’yla ilgili yeminli mali müşavir tarafından düzenlenen faaliyet raporunun olmadığı,

…. döneme ait raporun ise geç ibraz edildiği belirtilerek, ……….. tarih ve

…………. sayılı yazımız ile incelemeye sevk edilen mükellefin …….. tak- vim yılı Özel Tüketim Vergisi İndirilmiş Yakıt Alım Defteri Tasdik Talebi’nin yerine getirilip getirilmeyeceği, konusunda görüş sorulmaktadır.

31.12.2003 tarih, 25333 ( 3.M ) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6 Seri No.lu ÖTV Genel Tebliği ile, 01.07.2003 tarih ve 2003/5868 sayılı Ba- kanlar Kurulu Kararı eki Kararın 1 inci maddesinde; Türk Uluslararası Gemi Siciline ve Milli Gemi Siciline kayıtlı, kabotaj hattında münhasıran yük ve yolcu taşıyan gemilere, ticari yatlara, hizmet ve balıkçı gemilerine miktarı her geminin teknik özelliklerine göre tespit edilmek ve bu akaryakıtı kulla- nacak geminin jurnaline işlenmek kaydıyla verilecek akaryakıtın özel tüke- tim vergisi tutarı sıfıra indirilmiştir.

Tebliğin Yakıt Alım Defteri başlıklı 2/c bölümünde;

Kararname kapsamında deniz yakıtı talep edenlerin, her deniz aracına ait olmak üzere Deniz Ticaret Odası veya liman başkanlığı tarafından veri- len ve DTO, liman başkanlığı ile ilgili vergi dairesince onaylanmış olan bir yakıt alım defteri kullanmak zorunda oldukları açıklanmıştır.

Yine aynı Tebliğin 4/a bölümünde, Kararname kapsamında deniz ya- kıtı kullanan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin (ticari ve zirai kazanç- ları gerçek usulde tespit edilmeyenler hariç), her takvim yılının ilk altı aylık birinci dönemi ve kalan altı aylık ikinci döneminde kullandıkları deniz yakıtı ile gerçekleştirdikleri ticari ve zirai faaliyetlerine ilişkin olarak, yeminli mali müşavir tarafından düzenlenen faaliyet raporunu, bu dönemleri takip eden ay başından itibaren 1 ay içerisinde, KDV mükellefiyetlerinin bulunduğu vergi dairesine verecekleri belirtilmiştir. Yeminli mali müşavir raporlarının 1 aylık süre içinde ibraz edilemeyeceğine ilişkin olarak deniz yakıtı kullanıcı-

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(17)

sı ya da yeminli mali müşavir tarafından makul mazeret bildirilmesi halinde vergi dairesince, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 17. maddesine göre 1 aylık sürenin bir katını geçmemek üzere ek süre verilebileceği açıklanmış- tır.

Bu nedenle, Bakanlık Makamından alınan ……….. tarihli onay ile,

………. yılının birinci dönemine ait yeminli mali müşavir faaliyet raporları- nın …………. tarihine kadar KDV mükellefiyetlerinin bulunduğu vergi dai- resine verilmesi halinde, bu raporların yasal süresi içerisinde verilmiş ra- por olarak değerlendirilmesi uygun bulunmuştur.

Benzer konuda Bakanlık Makamı’ndan alınan 16.04.2003 tarih 16431 sayılı yazıda;

“Dahilde işleme izin belgesinde belirtilen süre içinde ihracatını gerçek- leştirip, söz konusu Yeminli Mali Müşavir Raporunun süre bitiminden son- ra ibraz edilmesinden dolayı, mükellef hakkında vergi dairesince herhangi bir tarhiyatın yapılmadığının tespiti halinde, Yeminli Müşavir Raporu ile ilgili olarak 83 Seri No.lu Katma Değer vergisi Tebliği’nin 1.4. bölümündeki a- çıklamalara göre gecikme zammı uygulanmaksızın işleme tabi tutulması ve alıcı adına Vergi Usul Kanunu’nun 352/II-7. maddesi uyarınca usulsüz- lük cezası kesilmesi gerekmektedir.”denilmektedir.

Yine konuyla ilgili olarak Bakanlık Makamı’ndan alınan 17/12/2004 ta- rihli ve 60934 sayılı yazıda;

“Bilindiği üzere, 1.7.2003 tarih ve 2003/5868 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca ÖTV tutarı sıfır olarak belirlenen deniz yakıtı kullanımına i- lişkin usul ve esaslar 31.12.2003 tarih ve 25333 (3. mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği’nde belirlenmiştir. Sözü edilen tebliğ gereğince Özel Tüke- tim Vergisi indirilmiş yakıt uygulamasından faydalanacak deniz araçlarına Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığına bağlı, sicil dairesi bulunan liman başkanlıkları tarafından her yıl için, en fazla bir yıl geçerli olmak üzere, “Ö- zel Tüketim Vergisi İndirilmiş Yakıt Alım Defteri” düzenlenmektedir.

2005 yılı uygulamaları için, 13/12/2004 tarihi itibariyle özel tüketim vergisi indirilmiş yakıt alım defteri düzenlemeye başlanılmıştır. Anılan Ka- rarname kapsamında 2004 yılının ilk 6 aylık döneminde deniz yakıtı kul- lanmış olan deniz aracı donatanları veya varsa kiracılarının, 2005 yılı için yeni yakıt alım defteri talep etmeleri halinde, kendilerinden Denizcilik Müs- teşarlığı tarafından 2004 yılının ilk altı ayına ait yeminli mali müşavir tara- fından düzenlenmiş olan faaliyet raporunun bağlı olunan vergi dairesine verildiğine dair belge istenecektir.

Buna göre deniz aracı donatanlarına veya varsa kiracılarına, talep et- meleri ve anılan raporu teslim etmiş olmaları halinde, bağlı oldukları vergi dairelerince 2004 yılının ilk altı ayına ilişkin yeminli mali müşavir faaliyet raporunu verdiklerine dair bir yazı verilmesi gerekmektedir.” denilmekte- dir.

6 Seri No.lu SM, SMMM ve YMM Kanunu Genel Tebliği’nin (B) bölü- münde;

“Mükellefin iade talepleri ve buna ilişkin yeminli mali müşavir tasdik raporları aynı dönem hesapları incelemeye sevk edilmediği veya incele-

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

(18)

meye sevk edildiği halde inceleme elemanınca incelemeye başlanılmadığı sürece kabul edilecektir.”denilmektedir.

11 Sıra No.lu SM, SMMM ve YMM’lik Kanunu Genel Tebliği’nin 1’inci bölümünde;

“Mükellefin ilgili dönem hesapları vergi incelenmesine alınmış ise sözkonusu vergi incelemesi tamamlanmadan, inceleme dönemi veya in- celeme kapsamındaki konularla ilgili olarak yeminli mali müşavirlik tasdik sözleşmesi ve tasdik raporu düzenlenmeyecektir.” hükmü yer almaktadır.

22.07.2004 tarih ve 25530 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 36 Seri No.lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Ye- minli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği’nde konuya ilişkin düzenlene- cek YMM Raporu’nun usul ve esasları açıklanmıştır.

Bu açıklamalar çerçevesinde, süresinde YMM raporu ibraz etmediği gerekçesiyle incelemeye sevk edilen ancak incelemesi henüz başlanıl- mamış olan veya inceleme elemanınca incelemesine gerek olmadığı belir- tilen mükelleflerle ilgili süresinden sonra da olsa ÖTV indirilmiş yakıt alı- mına ilişkin YMM raporu düzenlettirilerek ibraz edilmesi halinde söz konu- su YMM raporlarına istinaden işlem yapılması, diğer taraftan VUK’nun 352/II-7. maddesi gereğince usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.

Ancak, hakkında incelemeye başlanılmış olan veya incelemesi devam eden mükelleflere ilişkin ÖTV sıfırlanmış yakıt alımına ilişkin YMM raporu düzenlenemeyeceğinden daireniz mükellefi Ayşim Yatçılık Turizm A.Ş.

hakkında YMM.Nazım Hikmet tarafından düzenlenerek 03.03.2005 tarihin- de dairenize teslim edilen YMM raporuna istinaden işlem yapılması müm- kün bulunmamaktadır.

Bu nedenle, onaylanarak mükellefe verilen yakıt alım defterinin geri a- lınması ve sonraki dönemlerde de ÖTV indirilmiş yakıt alımından fayda- landırılmaması gerekmektedir.

Diğer taraftan, deniz yakıtı kullanıcıları ve dağıtıcılarının, kararnamenin uygulanmasına ilişkin olarak bu tebliğ ile belirlenen usul ve esaslara uy- mamaları nedeniyle vergi ziyaına sebebiyet vermeleri halinde ziya uğratı- lan vergi bunlar adına tarh olunarak bu tarhiyata 213 sayılı V.U.K.nun 344.

maddesine göre vergi ziyaı cezası uygulanacağı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

R A P O R

06 /

24-25-26-27- 28-29

15 MAYIS 2006

Referanslar

Benzer Belgeler

6- Ticaret Sicil Gazetesi aslı, noter veya ticaret ve/veya sanayi odaları ile ticaret sicili memurluklarınca tasdikli örneği (Kuruluşa, varsa unvan değişiklikleri

Yani diyelim ki standart vergi oranı % 20, indirimli vergi oranı da % 50, yani vergi indirimi % 50, dolayısıyla Kurumlar Vergisi % 10’sa, bizim ödemediğimiz olan diğer

Yapılan bağış ve yardımların gider yazılması yerine, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinde beyan edilen gelirden indirilmesi esası getirilmiş

- Taahhüt edilen ihracatın gerçekleştirilmemesi, - İzin verilen miktarın üzerinde ithalat yapılması, - Döviz kullanım oranının belirlenen oranı aşması,.. BÖLÜM:

Beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından ibaret olan mükelleflerin 01.01.2021 – 31.12.2021 döneminde elde ettikleri kira gelirleri ile aynı dönem içinde

 Genel olarak bakıldığında, var olan vergi teşviklerin elektrik ve petrol sektörüne yönelik

Hastaya birden fazla seans uygulanması halinde tüm seanslar aynı dönem faturasında belirtilecektir. Tedavi sonucunu ve ilave tedavi gerekip gerekmediğini bildirir rapor ilgili

(Reklamasyonun ihracı gerçekleştirilen mallarla veya hizmetlerle ilgili olarak ortaya çıkması halinde, ihraç edilen mallar ve hizmetler Kanunun (11/1-a) ve