• Sonuç bulunamadı

Dedem Korkut Destanlarnda Ahlak Kavram

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dedem Korkut Destanlarnda Ahlak Kavram"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DEDEM KORKUT DESTANLARINDA AHLAK

KAVRAMI

Doç.Dr. Vekil Muhammed Hacılı

"Dedem Korkut" destanları orta çağa giriş dönemlerinin bedii aynasıdır. Kitapta ulu dedelerimizin içtimai, ahlaki, dini, felsefi görüşleri parlak biçimde sergilenmiştir. Eserde ilk çağın çöküşü, de-rebeyliğin gelişimi sergilenmiştir.

Bu bakımdan Dedem Korkut, Türklerin eski kültür tarihini öğrenmekte büyük önem taşır. Destanların dili, orada geçen isimler, canlandırılan iç ve dış âlem geniş ve dikkatle araştırıldığında eserin Sakinlerinin "memleketi" (9 Boy) erazisi, komşuları, sınırları, düzeni, hayat felsefesi, gelenekleri, ilkeleri, zevkleri hakkında belirli kanaate gelmek mümkündür.

Destanların esas kahramanları göçebe, yarı askeri hayat geçiren asil beyler, onların aile efradı ve yiğitlerdirler.

Bu cemiyette hakimiyet hanlarhanı Bayındır Hana mahsusdur. O, hükümlerini beylerbeyi aracılığıyla (meselâ, Kazan Han) gerçekleştirmektedir. Bayındır'ın hakimiyet simgesi ağ çadırdır (ak çadır). Ve onun önündeki ağ meydandır. Beylerbeyinin çadırı gara (kara) renktedir. Devlet hayatının resmi âlemeti olan 'divan' "yığnag" Bayındır'ın çadırında, toylar, şölenler, boğa ve buğra savaşları "ağ" meydan da yapılır. Divanda, yığnagda "aç doyurmakta, yalıncık do-natmakta, baş kesmekte, kan dökmekte meşhur olanlar Bayındır'ın sağında, kalanlar solunda oturuyorlar. Cemiyetin hayatı ile ilgili en mühim meseleler, akınlar, savaşlar, burada hallediliyor. Beyler bura-da han önünde beyler "kaba dizinin önüne çöküyor" elinden öpüyor. Ve 'distur, istiyorlar. Han 'pençyek' hakkına sahiptir, yani ganimetle-rin beşte biri ona mahsustur.

"Dedem Korkut" beylerin hüner, kahramanlık destanı olsa da onun boylarında yarı göçebe hayat sürdüren çobanların, hay-vancıların halkın, halkın çeşidli kesimlerinin dostluk, birlik, vatan, adalet, muhabbet, sadakat, fedakarlık ideali canlandırılmıştır.

(2)

-219-Destanların dilinde kahramanların konuşmalarında mühüm yer alan ve onların titizlikle uydukları, riayet ettikleri kavramlar ulu ata-larımızın yüksek mânevi düzey sahibi olduklarını ispatlamaktadır. Destanların ahalisinin dilinde hayır, şer, suç, hüner, günah, izzet, gayret, ayıp, edep, kerem, tevbe, pişmancılık, erlik, bahadırlık, ca-hillik, liyakat, namus, hased, işret, ahit, ağırlamak gibi mevhumların sık sık kullanılması bu ehalinin sözü geçen mânevi değerlerin ma-hiyetini derinden anladığını göstermektedir. Bu ehali hayrı gayreti, hüneri canından üstün tutar, seri namertliği, yalanı, muhannesliği nefretle iterler. İman, dua, behişt, amin vs. saygı duyar.

Destanların ehalisinin hayatında çıkan hadiseler Selçukluların ve diğer Türk boylarının gelişi baskınları, fetihleri ile ilgili olan XI ve XV asırlara tevafuk etmektedir. Destanlarda anılan zamanımıza en yakın tarihi hadise Ayasofya'nın alınmasıdır. Bu olay 29 Mayıs 14531e yer almıştır.

Eser bizim elimizdeki biçime girmesi için uzun müddet gerek olmuştur. Ona göre de eserin boylarında Kafkasya'da ve Anadolu'da İran'ın kuzeyinde oturan Türk Oğuz kabile birliklerinin kır, çöllük hayatı geçirdiği dönemde, görüşleri inançları hem de tarihi mevkiine göre daha yüksek olan İslam medeniyetinin etkisi görülmektedir. Çağdaş araştırmalarda İslam medeniyetiin doğuyla beraber batıya kuvvetli etki yaptığı tespit edilmiştir. Dünya tarihinden halkların özellikle Türk halklarının sonraki talihi meselâ, Türk kavimlerinin hic-reti tasavvur edilemez.

Destanların Bayındır han, Kazan han, Bugaç, Beyrek, Deli Dum-rul, Uruz, Emran, Kontrali, Burla hatun, Banu çiçek, Karacıkçoban gibi kahramanlar Türklerin destansı çağının ideali biçiminde insan-lardır. Bu sert muhit rahatlık bilmeyen yağılar, 'sası dinli kafirler', akınlar mal- mülk-kul-karabaş- servet, il obanın taifenin soyun, dini ahlaki yüksek ulvi menfeati çıkarları seçilmek, yükselmek, daha hünerli sayılmak, sevip sevilmek, daha kudretli, gayreti, zengin nesil bırakıp gitmek, aşkı onlardan birlik sadakat, vefa, yiğitlik, cila-sunluk, talep etmektedir.

(3)

-220-Bu ahlak ideal beyler, hatunlarla tecessüm olunsa da askeri göçebe birliklerinin sıradan üyelerine çobanlarına, bezirganlara ince bel yiğit kızlara da hastır.

Destanlarda canlandırılan cemiyetin temelini Bayındırın hakimiye-tinin sağladığı birliktir. IX boyda hatta o, padişah gibi nitelendirilir. Olaylara katılmasa da bayındır han dünya halklarının destanlarındaki meselâ, Frankların "Roland" destanının kahramanı 'Charle Mağne'ye benziyor. Bütün beyler, hanlar, deliler ona tabi olur. Onun bahadırlarıdır. Bahadırhan onların divan ve yığınaklarda yerini mev-kiini belirler. Hünerlerine göre mükâfatlandırır. Tabi ülkelerden alınan haraçları belirler. Akınlara da izin veren odur. Onun hâkimiyetine dayalı askeri göçebe beylerin hayatını, ahlakını, düzenini, o belirliyor ve değerlendiriyor. Arzu ve isteklerine uyanıklık, dünyevilik fazilet mazmunu getiriyor.

O da çevresindeki ölen adamların dirilmeyeceğini, çıkan canın geri gelmeyeceğini, kız anadan görmeyince öğüt almayacağını, oğul atadan görmeyince sofra yaymayacağını, kara düşmanın dost ol-mayacağını komşu hakkının Tanrı hakkı olduğunu, dünya şirin, can aziz olduğunu yalnız yiğitin alp olmayacağını iyi biliyorlar. Kabilelerin manevi içtimai birliğini Kazan bey, Babsı, Beyrek, Bekilin hatunu, gözbebeği gibi koruyorlar. Oğuz'a Bayındır hana asi olana eşi hatun diyor: "Yiğitim bey yiğitim. Padişahlar tanrının gölgesidir. Padişahına asi olanın işi ras gitmez." Yağıların baskınına maruz kalan Bekil memleketin bozulup harap olacağından endişelidir.

Dedem Korkut cemiyetindeki birlik, kahramanların başka ahlaki meziyetlerini hünerlerini, yiğitliğini cilasunluğunu belirliyor. Ve onu norma dönüştürüyor. Ozan kendi kahramanını eski destansı bir za-manenin erenler çağının adamları gibi sunuyor. Bizi mübağalalı olay-lara inandırmaya çalışıyor.

Onlar gelimli gidimli son ucu ölümlü dünyanın amansızlığına üzülüyorlar. Ama onlar fevkalade insanlardır. Giysileri silahları, yürüyüşleri, duruşları, gazapları, nefretleri, sevgileri ölçüsüzdür. Kazan beyin uykusu "küçücük ölüme" benzemektedir. Destanlarda beyler barış sever insanlardır. Onlar il, halk, namus, şeref tehlikeye

(4)

-girende kılıca sarılıyorlar. İki boy istisna edilmek şartıyla (VI,X) des-tanlarda mütecavizlik yapan "sası dinli kafir komşular" onlara reh-berlik yapan zalim melikler tekfurlardır.

Kahramanlık ahlaki oğuz beylerinde gayet çeşitli keyfiyetlerin mecmuu gibi tezahür etmektedir...

Referanslar

Benzer Belgeler

I uğgeneral Ö m er Yüksel Ö ztü rk 'ü n de katıldığı törende, Perran Kutm an'ın ağlamaktan yü zü şişerken. Nur Yoldaş ve Banu da ağlama krizleri

şekilde aktarılmakta ve sayılamayacak kadar tashih hatası bulunmaktadır. Son olarak Babıali Kültür Yayıncılık, İstanbul, tarihsiz, adlı kitaba bakalım. sayfasında

söyleyen vardır. Onun adı da “Yalançıoğlu Yaltaçuk”tır. Dede Korkut Kitabı en güçlü “Poetik Nutuk” örneklerimizden birisidir. Onların da ekseriyeti sabit sıfatlardır.

Namus kavram›n›n ihlâl edilmesini iflleyen ancak sonu ölümle bitmeyen des- tanlar da vard›r. Bunlar genellikle teca- vüz konulu destanlad›r ki tecavüz edil- dikten sonra

Bazen yer alt›na inerek, kutlu insanlar› kaç›ran “Erlik-fieytan-kötü ruh”la mücadele eder; kutlu kiflileri kurtararak yeryüzü- ne ç›kar›r; Erlik’i yerin

Derin yapıda bırakılan Hey Dirse Han, bu oğlana, bu oğlan dil birimlerinin eksilti olarak yüzey yapıya çıkarılışıyla tekrarın derin boyutu öne çıkar..

Güney Fransa’lı bu> güzel kızı tanıdıktan kısa bir süre sonra, 72 yaşındald Pablo Picasso, o zaman he­ nüz 27 yaşmda olan Jacqueline Roque’u, ümit vaad- eden mavi

Fakat esas düşkünler, işbirlikçiler, kanatlar ımızı kırdıranlar; dünyanın ağalarına görklü sularımızı, yerli kara dağlarımızı altın tepside sunanlar, bizi