• Sonuç bulunamadı

Strüktürel “B” Horizonu İçeren Alkali Topraklar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Strüktürel “B” Horizonu İçeren Alkali Topraklar"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Strüktürel “B” Horizonu İçeren Alkali Topraklar

 Bu topraklarda ESP>15 olup, ESP 5-7 civarında olduğu zamanlarda profilde, kompakt B horizonunun gelişmesinin ilk aşaması gözlenir. Doğal olarak, bu sınır değerler yaklaşıktır. Yöresel koşullara ve toprak özelliklerine göre değişiklik

gösterir.

 B horizonu tipik prizmatik ya da kolumnar strüktüre sahiptir.

 Strüktürel B horizonu, toprak oluşum olaylarına bağlı olarak değişik

derinliklerde oluşabilir. Erozyonun

etkisinin olduğu koşullarda, A horizonu

tamamiyle yok olup, B horizonu yüzeyde

olabilir. Bu tip topraklara Çad ve Kuzey

Kamerun'da rastlanmaktadır.

(2)

Strüktürel “B” Horizonu İçeren Alkali Topraklar

 Bu topraklar Rus sınıflandırma sisteminde solonetz topraklar olarak isimlendirilir ve bu isim genelde kabul görmüştür.

 A horizonunun kalınlığı, bu toprakların en önemli özelliğidir. Bu horizon bitkiye yarayışlı besin maddesi ve tutulan suyun miktarını belirlemektedir. B horizonu A horizonundan çok daha sıkı olup, kök penetrasyonu son derece zordur.

 A horizonunun kalınlığı solonetz toprakların gruplaması ve

sınıflamasında daima bir kriter oluşturur. A horizonunun kalınlığı

büyük oranda bölgesel koşullara iklim, jeokimya, bitki besleme ve

diğer faktörlere bağlıdır.

(3)

Strüktürel “B” Horizonu İçeren Alkali Topraklar

 A horizonunun kalınlığına bağlı olarak, solonetz topraklar aşağıdaki gibi gruplara ayrılır.

 Sığ solonetz toprak 0-7 cm

 Orta-derin solonetz toprak 7-15 cm

 Derin solonetz toprak >15 cm

(4)

Strüktürel “B” Horizonu İçeren Alkali Topraklar

 Solonetz profilin gelişiminde, toprak çözeltisinde belirli bir sodyum tuz derişiminin olması yeterli olmayıp, diğer bir ön koşulda profil boyunca tuz çözeltilerinin aşağı ve yukarı doğru hareketli olmalarıdır.

 Bir çok araştırıcı solonetz profilin gelişiminde, kuruma ve ıslanma periyotlarının gerekli olduğuna dikkat

çekmektedirler.

 Kil fraksiyonu içermeyen kaba bünyeli topraklarda

solonetz oluşumu gözlenmez.

(5)

Strüktürel “B” Horizonu İçeren Alkali Topraklar

 Solonetz toprakların, B horizonlarının önemli bir karakteristiği, içerdikleri yüksek değişebilir

sodyum kapsamıdır. Bu toprakların zayıf fiziksel özellikleri ve B horizonlarındaki sıkı yapının

sorumlusu yüksek değişebilir sodyum miktarıdır.

 Tam olarak bir ESP sınır değerini tüm

bölgelerdeki alkali toprak terimi için bir kriter olarak vermek doğru olmayabilir.

 Sudan, Hindistan gibi pek çok ülkede 15-20 ve hatta daha fazla ESP değerine sahip topraklar, oldukça verimli olabilir ve solonetzlerin

morfolojik özelliklerini göstermeyebilir. Rusya'nın bazı alanlarında olduğu gibi, bazı bölgelerde ESP değeri 15'in altındayken bir solonetz profili

oluşabilir.

(6)

Solod Topraklar

 Solod topraklar, FAO/UNESCO sınıflandırma sisteminde bahsedilen Planasol ve Vertisol topraklarla genetiksel, uygulama açısından da Solonetz topraklarla çok yakın ilişkilidirler.

 Bu konuyla ilgili pekçok yayına rağmen, solod tipli tuz etki etmiş toprakların oluşum işlemlerine öncülük eden genetik işlemler, henüz bütünüyle çalışılmamış ve

aydınlatılmamıştır. Solodların pek çoğunun oluşumu için genellikle kabul edilen sıra

Solonçak Solonetz Solod şeklindedir.

(7)

Solod Topraklar

 Solod toprak profili gelişirken, profilde sodyum içeriği azalmakta ve toprak profilinin üst

katmanlarında silisyum bileşikleri birikmektedir.

Bu yüzden bazı uzmanlar solodların kimyasal bileşimini “amorf silisilik asit” şeklinde

tanımlamaktadır.

 Profilde silisyum birikiminde taban suyundaki silisyum bileşiklerinin varlığına da dikkat

çekilmektedir.

(8)

Solod Topraklar

 Solod topraklar, yöresel koşullara, oluşumlarına ve

yıkanmanın yoğunluğuna bağlı olarak önemli değişimler göstermekle beraber;

 Genelde hafif asidik A horizonlarına sahiptirler. Bu horizonlarda ESP ihmal edilecek derecede düşük düzeydedir. Bu durum sıklıkla B horizonları için de geçerlidir.

 Solod topraklar Avustralya, ABD, Batı Sibirya,

Macaristan, Çin, Kanada ve Afrika’nın bazı yörelerinde

bulunmaktadırlar.

(9)

Jipsli Topraklar

 Genel kabül jips içeriği yüzey katmanlarında % 1 ya da daha derin katmanlarda % 2'yi aşarsa, bu topraklar jipsli topraklar olarak

sınıflandırılmaktadır (Szabolcs, l989).

 Tuzlu topraklarda kalsiyum sülfat birikimi oldukça fazladır, bu birikim sodyum klorür ve sodyum sülfat gibi tuzlarla beraber

olmaktadır. Kimi zaman CaCO

3

‘da tuz etki etmiş topraklarda jipse eşlik etmektedir. Bu nedenle jipsli toprakların bazı özellikleri,

mevcut tuzların ortak etkisi altında oluşmaktadır.

 Bundan dolayı, jipsin hafif asit reaksiyonuna rağmen, farklı toprak horizonlarında nötral ve hatta alkalin pH'lar görülür. Jipsli

toprakların jips içeriği çok yüksek olabilir. Kimi zaman % 25'leri

aşan jips konsantrasyonuna rastlanır.

(10)

Jipsli Topraklar

 Jipsli topraklar dünya genelinde 85 milyon ha alan kapsamaktadırlar. Yaygın olarak Rusya, Suriye, Irak, Libya, Arjantin, Tunus, Cezayir, Çin, Somali ve

Avustralya’da bulunmaktadırlar.

 Genelde yıllık yağışı 400mm’nin altındaki kurak ve yarı- kurak iklim bölgelerinde oluşmaktadırlar.

 Düşük verimlilik, düşük su tutma kapasitesi, sığ

derinlikte sert tabaka (hard pan) oluşumu, kabuk

oluşumu ve tuzluluk bu toprakların kullanımlarını

sınırlar.

(11)

Jipsli Topraklar

 Jipsli topraklar üzerinde özellikle sulama ve/veya drenaj kanalları planlandığı ve inşa edildiğinde, çok daha dikkatli olunmalıdır.

Jipsin suda çözünebilirliği düşük olmakla beraber, büyük miktarda su toprağa girdiğinde fazla miktarda da jips toprak çözeltisine

geçer.

 Böyle durumlarda büyük boşluklar oluşabilir ve toprak üzerindeki mühendislik yapıları tahrip olabilir. Sülfat iyonlarının fazla

miktarda varlığı da betonda korezyona neden olmaktadır.

 Bu duruma kötü bir örnek olarak, Kırşehir'in kuzeyinde jipsli topraklarda, yine jips içeren Delice ırmağından yapılan sulama sonucu; mühendislik yapılarında ortaya çıkan tahribatlar

gösterilebilir. Bu nedenle böyle alanlarda sulama ve drenaj

sistemleri planlanmadan önce, jipsli toprakların özellikleri

bütünüyle araştırılmalıdır.

(12)

Çizelge 3.5. Irak'tan jipsli bir toprağın kimyasal özellikleri (Munsuz ve ark., 2001)

pH sat.

CaCO3

(% )

Sat.

Yüzdesi KDK

(me/100 g) ESP Jips (% )

Toprak 7.15 13.4 52.8 10.43 12.56 27.76

Konkresyon 7.50 3.7 - - - 43.20

(13)

Magnezyumlu Topraklar

Primer minerallerin ayrışması esnasında, magnezyum kolaylıkla çözeltiye taşınmaktadır. İnorganik magnezyum tuzlarının kolay çözünebilirliğinden dolayı, magnezyum içeren minerallerin ayrışma ürünleri, eğer iklim ve

jeomorfolojik koşullar tuzların birikimine uygun ise, topraklarda yüzey ve taban suyunda, deniz suyunda birikmektedirler ve yüksek hareketliliğe sahiptirler.

Magnezyum topraklar terimi aşağıdakileri kapsamaktadır:

1. İnorganik tuzlar (esas olarak magnezyum sülfat ve

magnezyum klorür) formunda magnezyumun biriktiği

topraklar. Toprak çözeltisindeki yüksek konsantrasyonlu

magnezyum tuzları, bitki gelişimi için toksiktir, bundan

dolayı doğrudan fizyolojik etkiye sahiptir.

(14)

Magnezyumlu Topraklar

2. Fazla miktarda toplam ve değişebilir magnezyum içeren, ağır bünyeli ve koyu renkli hidromorfik topraklardır. Bu toprakların verimliliği zayıf su iletkenliğinden etkilenmektedir.

3. Solonetz oluşumunun ilk safhalarında yer alan magnezyumca zengin topraklar şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

 Değişim komplekslerinde fazla miktarda bulunan Mg toprakta

fazla sodyumun neden olduğu etkilere benzer etkiler yapar. Fazla Mg toprak yapısının bozulmasına, toprakta ve sulama suyunda Mg : Ca oranının artması toprakların dispersiyonuna ve su

iletkenliğinin azalmasına ve sonuçta sodyumluluğa yol açar.

(15)

Magnezyumlu Topraklar

 Kanada’nın Ontorio Eyaletinde 300 ppm’den daha fazla amonyum asetat ile ekstrakte edilebilir Mg içeren toprakların, magnezyumun toprak strüktürünü bozucu etkisi nedeniyle sert, su iletimi düşük, yüzeyde kabuk oluşumuna müsait ve toprak işlemeye karşı dirençli oldukları belirtilmiştir.

 Yüksek miktarda değişebilir Mg içeren topraklar alkali topraklar gibi dispersiyona yatkın olmakta, düşük agregat stabilitesi ve kötü fiziksel özellikler sergilemektedirler. Bu topraklarda sıklıkla

potasyum eksikliği de görülmektedir.

 Bu toprakların sürdürülebilir yönetiminde sıklıkla tavsiye edilen uygulamalar; organik madde ilavesi, değişebilir magnezyum

miktarını azaltmaya yönelik jips ilavesi ve çayır bitkilerini de

içeren ürün rotasyonlarıdır.

(16)

Asit Sülfat Topraklar

Asit sülfat topraklar, tüm kıtalarda, deniz kıyısı bataklıklarında bulunur. Bununla beraber, bu topraklar en yaygın olarak kuzeybatı Avrupa‘da gelgit hareketlerinin yaşandığı bataklıklarda, Afrika'nın batı kıyılarında özellikle Gine Körfezi, Madagaskar, Tayland, Kamboçya ve Güney Hindistan’da görülürler.

Asit sülfat toprakların oluşumu için öncelikli koşullar şunlardır:

1. Sürekli veya geçici süre su basması koşullarında, pirit mineralinin varlığı veya oluşumudur. Kükürt deniz suyundan birikir, kükürt birikim ortamında esas olarak sülfat oluşturur. Bu birikim evaporit oluşumu ya da demir sülfit gibi minerallerin sedimentlerde fiksasyonu şeklinde olur.

2. Sedimentlerdeki indirgenmeyi takiben sülfitlerin,

kısmen biyolojik aracıların yardımıyla sülfatlara

yükseltge nmesi.

(17)

Asit Sülfat Topraklar

 Gelgit bataklık sedimentlerinde kükürtün büyük çoğunluğu, demir sülfür

minerallerinden oluşur. Böylece demir ve kükürt, asit sülfat toprakların oluşumunda başat rol oynamaktadır.

 Asit sülfat toprakların oluştuğu

alanlardaki denizel kökenli sedimentlerde, önde gelen kükürt içeren mineral pirittir.

Piritin sedimentlerdeki içeriği % 5’e kadar ulaşabilmekle beraber, genellikle % 1-4

arasındadır.

(18)

Asit Sülfat Topraklar

 Piritten başka, alunit-jarosit grubu bir çok mineral de asit sülfat toprakların oluşumunda rol oynar.

 Toprak kurur kurumaz oksidasyonun etkisiyle önemli değişiklikler olur. Bu değişikliklerin en

önemlisi pH değerinin, nötr veya hafif alkalinden

kuvvetli aside olan çarpıcı dönüşümüdür.

(19)

Asit Sülfat Toprakl ar

 Asit sülfat topraklarda taban suyunun derinliği, toprak horizonlarının hem fiziksel hem de kimyasal özelliklerini belirlemektedir. Taban suyuyla bağlantılı olmayan üst katmanlarda, kuvvetli asit reaksiyon ve nispeten suda çözünebilir tuzların (ferri sülfat ve alüminyum sülfat) fazla miktarları başat durumdadır.

 Üst katmanlarda sık sık asidik reaksiyon,

taban suyunun etkisinde olan alt

katmanlarda ise nötral ve alkalin

reaksiyon gözlenmektedir.

(20)

Asit Sülfat Topraklar

 Asit sülfat topraklarda profilin morfolojisi, çevresel koşullar tarafından belirlenmektedir. Bu topraklar kumlu, tınlı veya killi bünyede olabilecekleri gibi yöresel koşullara bağlı olarak, çok farklı renklere de sahip olabilirler.

 Bir kural olarak bu toprakların rengi kurumadan önce

koyu, asit sülfat horizon oluştuktan sonra ise oldukça

açık renktedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sıcak ve nemli iklim bölgelerinde anakaya kolay ayrıştığı için toprak oluşumu hızlı, kurak bölgelerde ise kimyasal çözünme yetersiz olduğu için toprak oluşumu

Önce vücudun etkilendiği toplam radyasyon dozu bu şekilde hesaplanacak sonra bu doz, sürekli almakta olduğumuz ortalama doğal radyasyon dozu ve bunun değişim aralığıyla

Topraklarını satmamakta direnen köylülerin arazilerinin “Acele Kamulaştırma Kanunu”na göre ellerinden al ınabilmesi için Bakanlar Kurulu kararı çıkartıldı.. Eline

Uluslararası Baraj Mağdurları ve Müttefikleri Toplantısı’nda dünyanın çeşitli ülkelerinden halk temsilcileri, kendi mücadele deneyimlerini payla şarak, enerjiye değil,

Mapuche'ler "terörle mücadele yasasına" karşı bir zafer kazanm ış oldu.Ağustos ayından beri devam eden Mapuçe yerlilerinin açlık grevi dün itibariyle sona erdi fakat

Olaylar ın meydana geldiği Bagua Grande kasabasını ziyaret eden insan hakları savunucuları, olaylarda çok sayıda kişinin kayıp olabileceğini ve polisin cesetleri

• Sizler sağlık profesyöneli olarak, şimdinin ve geleceğin güvenilir Ebeleri olarak doğru sağlık bilincini özellikle bu yüksek riskli dönemde sağlık bakımı,

“Geleneksel anlamda Toprak Reformu denilince, toprak mülkiyetinin belirli bir tavan s›n›r›ndan yukar›s›n›n kamulafl- t›r›larak, topraks›z ya da az toprakl›