SOSYO-KÜLTÜREL ÇEVRE ÜZERINE OLAN ETKILER
Sosyal yapının ve geleneksel ekonomik ilişkiler sisteminin değişmesine bağ-lı olarak yerel toplulukların kimlik ve geleneksel kültürlerinde birtakım sorunların yaşanması kaçınılmazdır. Yerel topluluklar kolaylıkla turist kültürünün çekiciliğine kapıldığından kendi toplumsal ve kültürel değerlerini zamanla kaybetme eğilimine girerler.
Turizmin gelişmesiyle birlikte geleneksel zanaatların kaybolması da kaçınıl-mazdır.
Turizmin gelişmesiyle birlikte ekonomi hızlı bir şekilde parasallaşır ve yoğun emek, buna karşın daha az katma değer üreten geleneksel el zanaatları giderek yok
olma sürecine girer. Her şeyden önce geleneksel olarak üretilen mallara olan
talepte bir azalma görülür. Çünkü geleneksel olarak üretilen ürünler ağırlıklı olarak tarımsal ekonomilerde kullanılır. Halbuki, turizmin gelişmesiyle birlikte tarım ana ekonomik faaliyet olmaktan çıkmıştır. Bunun yanında turizmin gelişmesiyle
birlikte, pazar mekanizmalarında da değişimler ortaya çıkar. Geleneksel olarak uzun sürede ve daha yüksek değerlere mal olan ürünlerin yerini; kısa sürede, çok sayıda ve çok daha ucuza üretilen mallar alır. Bu değişim de geleneksel el
zanaatlarının ortadan kalkmasına yol açar.
Turizmin egemen ekonomik özelliğine bağlı olarak profesyonel fırsatlardasınırlanmalar ortaya çıkar. Geleneksel olarak var olan iş ve meslek alanlarına olan talepler giderek azaldığından bu alandaki iş ve meslek alanlarında da gerileme görülür.
Turizmden kolay kazanç elde etme düşüncesi profesyonel yaklaşımlar ko-nusunda motivasyon düşüklüğüne yol açar. Turizmin geliştiği yörelerde turizmden hızlı ve kolay para kazanma düşüncesi, görece daha zor ve uzun bir zaman süreci, çaba ve sabır gerektiren belirli bir meslek elde ederek ekonomik kazanç elde etme yolunda bir isteksizliğe yol açar. Bunun sonucunda turizm yörelerinde yerli halka iş ve meslek öğrenmeye karşı oluşan bu isteksizlik, bu yörelerde iş ve meslek sahipliğinin dışarıdan göç edenler tarafından doldurulmasına yol açar. Bu da giderek iş ve meslek sahibi olmayan yerli halkın görece yoksullaşmasına yol açar.
Turizmin gelişmesiyle birlikte turizm yöresinde, ulusal ve uluslararası büyüksermaye gruplarının yatırımları giderek artar. Bunun sonucunda bu sermaye grupları, turizm yöresinin geleceği konusunda giderek daha artan oranda söz sahibi olurlarken yerli halk giderek daha az söz sahibi olmaya başlar ve alan dışından karar vericiler karar verme sürecinde öncelik kazanırlar.
Yerleşimciler ile turistler arasında ev satın alma veya ev kiralama konusun-da rekabet oluşur. Turizmin gelişmesiyle birlikte gayrimenkul rantı hızla artar. Ev arazi ve iş yeri fiyatları yükselir ve bunun sonucunda özellikle ev ve iş yeri fiyatları yerli halkın satın alma gücünün üstüne çıkar. Gayrimenkule sahip olmak konusunda yerli halk ile rekabet ortaya çıkar ve bu rekabette yerli halkın turistler ile rekabet edebilmesi zordur.
Turizmin gelişmesiyle birlikte, turizm alanlarına doğru göçün arttığına daha önce değinilmişti. Bu bağlamda yasal yollardan göçün yanı sıra yasa dışı yollardan göçte de bir artış görülür. Yasa dışı göçün yanı sıra, özellikle mafya, kara para ticareti yasa dışı işler ve faaliyet alanlarında artış gözlenir.
Turizmin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan bir diğer sosyal sorun, sosyal gü-venlik sorunudur. Turizmin mevsimselliğinden dolayı, turizm sektöründe sosyal güvencesiz çalışma oldukça yaygındır.
Yerleşimcilerin gelir seviyesinin yükselmesi: Turizmin gelişmesiyle birlikte turizm yörelerinde
yaşayanların gelir düzeylerinde genel bir yükselme görülür. Bunun sonucunda refah düzeyi artar, yaşam ve satın alma düzeyi yükselir.
Turizmin gelişimiyle bağlantılı olarak gereğinden fazla çalışma ve ticaret fırsatlarının ortaya çıkması:
Turizmin gelişimine bağlı olarak, turizm ve bağlantılı sektörlerde iş olanaklarında artış gözlenir. Hem çalışmak açısından hem de küçük sermayeler ile iş kurmak açısından turizm ve bağlı sektörler büyük olanaklar sunar.
Diğer kültürler ile temasın artması: Turizmin gelişimi ile birlikte yerli hal-kın diğer kültürlerle teması ve böylelikle kültürel alışveriş söz konusudur. Bu, kültürel anlamda zenginleşmeyi sağladığı gibi, daha önce de değinildiği gibi yerli kültürlerin yok olmasına yol açabilecek potansiyeli de içinde taşımaktadır.
Kültürel ve eğitimsel standartların yükselmesi: Turizmin gelişmesiyle birlik-te eğitim ve okullaşma
olanakları artar. Turizm yüksek nitelikli iş gücünü de gerekli kıldığından, yüksek düzeyde eğitim alma ve öğretim görme eğilimi artar. Eğitim alanına olan yatırımlarda genel olarak bir artış görülür.
Turizmin geç başladığı yerlerde sosyal çevredeki dengesizliğin/eşitsizliğin daha yaygın olduğu görülür.
Turistik bölgelerde yaşayanlar yoğun bir şekilde farklı kültürlerden insanlarla -mevsimlik veya yıl
boyunca- temas ve ilişki kurma şansına sahiptir. Bunun yanında turistik bölgenin, yeni iş alanları, gelir ve istihdam yaratması mümkündür.
KENTSEL ÇEVRE ÜZERINE OLAN ETKILER
Aşırı kentleşme: Turizmin gelişmesinin kentsel çevre üzerinde görülen enönemli olumsuz etkisi aşırı kentleşmedir. Turizm gelişimi öncesinde çoğunlukla kırsal, ormanlık ya da
tarımsal alanlar olan turizm bölgeleri, turizmin gelişmesiyle birlikte oluşan hızlı yapılaşma ile birlikte hızla kentsel alanlara dönüşür. Bunun sonucunda kırsal, ormanlık ve tarımsal alanlar hızla yok olur. Doğal ortamlar ve doğal güzellikler ortadan kalkarak bozulmuş kentsel alanlara dönüşür. Genel olarak çevre doğal niteliğini kaybeder.
En büyük turizm bölgelerinin durağanlığı/anonimliği: Turizm bölgelerindeyerel mimariler ortadan kalkarak mimari anlamda bir anonimleşme, tek tipleşme görülmeye başlanır.
Turizm bölgelerindeki yerel mimari standartlaşmaya ve yabancı modellerden örnekler alınarak yapılar inşa edilmeye başlanır.
Bölgenin kapasitesinin aşılması: Turizm bölgelerinden, çok sınırlı alanlaraçok fazla bina inşa edilerek çok fazla kapasite yaratılmaya çalışılır. Ancak bu, fiziksel taşıma
kapasitesinin artmasına yol açar. Taşıma kapasitesinin artması ise çok ciddi çevresel risklerin ortaya çıkmasına yol açar.
Ana yollardaki yoğun trafik yoğunluğu ve park alanları sorunu: Aşırı yapı-laşma sonucunda aşırı trafik yoğunluğu yol ve park alanlarının yetersizliği sorunu ortaya çıkar.
illegal yapılar: Turizm bölgelerinden yüksek arazi rantından dolayı yasa dı-şı yapılaşma
sorunu ortaya çıkar. Daha küçük alanlara, daha büyük oranda yapı inşa etme eğilimi artar. Bu eğilimler yasa dışı olmasına rağmen, yerel yönetimler bu eğilimlere göz yumarlar ve bundan dolayı yasadışı yapılaşmayı kontrol altına almak oldukça zordur.
Kentsel çevrenin ayrışması ve kullanım azlığından dolayı turistik yapılarınçürümesi: Kentsel çevre ile turizm alanlarının ayrışmasından dolayı, kentsel çevrede kalan bazı turizm yapıları kullanılmaz duruma gelir ve zamanla çürümeye terk edilir.
Estetik bakımdan bozulma: Özellikle mimari alanda, ekonomik ve ticarikaygılarla estetik değerlerin göz ardı edilmesi estetik bozulmaya yol açar. Estetik değerden yoksun çirkin yapıların sayısı giderek artar ve bu da kentsel görünümün bozulmasına yol açar.
Gürültü kirliliği: Özellikle eğlenceye yönelik turizm tipinin yaygın olduğuturizm yörelerinde, gürültü kirliliği büyük bir sorun olarak karşımıza çıkar. Gece geç saatlere kadar yüksek sesli müzik yayınının yapılması büyük gürültü kirliliği sorunu yaratmaktadır.
Aynı büyüklükte fakat turizm ile ilgili olmayan kentlere göre, turizm kentle-ri, daha kaliteli özel ve kamusal hizmetler alma şansına sahiptirler. Turizm alanına yapılan yatırımlardan sadece turistler yararlanmaz, yerli halk da bu yatırım ve hizmetlerden yararlanabilir. Bu da turizm alanlarında yaşayan yerli halk için
mukayeseli bir avantaj ortaya koyabilmektedir.
Kentsel görünüme ilgi artar. Bu, değişik biçimlerde olabilir: örneğin atıkların toplanması, yerleşimcilerin kullandığı üst yapı ve ekipmanlarının artması yoluyla daha kaliteli kamusal hizmetler alınabilir.
Turizmin gelişmesiyle birlikte, yerel kültürler uluslararası egemen kültürün baskısı altında kalır ve bu baskı giderek yerel kültürlerin yok olmasına kadar gidebilecek olan bir sürecin başlangıcı olabilir.
Yerel mimari özelliklerin çoğunun muhafaza edilmesi yolunda önlemler alı-nır. Yerel mimarinin korunması turizmin gelişmesi açısından önemi doğrultusunda, bu yapıların korunmasına yönelik önlemler alınır.
Sağlam olmayan binaların ve ayrışmış kentsel alanların yeniden düzenlen-mesi için gerekli önlemler alınır.
Yıkılmaya yüz tutmuş eski binaların restorasyonuna yönelik gerekli önlemler alınır.
Turizmin gereksinimlerinden dolayı turizm kentlerine daha fazla altyapı yatırımları yapılır. Aynı büyüklükteki kent merkezleri ile karşılaştırıldığında, turizm kentleri, turist ve yerleşimcilerin harcamaları, kamu ve özel hizmetlerin genişlemesinde etkili olur. Turizm sezonunun yüksek olduğu dönemlerde dahi, bazı turistik hizmetler yerleşimcilere verilir ve ayrıca turizm faaliyetlerinin olmadığı zamanlarda da bu hizmetler
yerleşimcilere verilmeye devam edilir. Genellikle kamu sektöründen ziyade özel sektör daha fazla kazançlıdır
TURIZM REKABETINI ETKILEYEN FAKTÖRLER
Doğal güzellikleri olan alanların geliştirilmesi, korunması ve bunlardanyararlanmak için gerekli önlemlerin alınması gerekir. • iletişim ve ulaşım ağlarının geliştirilmesi gerekir
Turistik limanların inşa edilmesi gerekir.
Yerli halkın konukseverliğini ön plana çıkarmak gerekir.
Pazar amaçlı hedeşenen yerleşim alanlarının varlığı ön plana çıkarılmalıdır.
Kentsel çevrenin geliştirilmesi ve korunması (bahçeler, parklar, temizlikve tarihsel yerlerin yeniden canlandırılması) için gerekli olan önlemler alınmalıdır.
Su arıtma sisteminin yeterince yapılandırılması gerekir.
Bu bağlamda, bir turistik yörenin yeniden canlandırılmasında, aşağıda belirtilen çevre ile ilgili faktörlerin deniz kenarındaki yerlerde rekabeti azalttığı ileri sürülmektedir:
Deniz kirliliği
Denizdeki alg ve ölü yosunlar
Suç
Kalabalık
Gürültü kirliliği
Turistik alanlara yakın yerlerin ayrışması
Kırsal alanların ayrışması
Bölgedeki yoğun yapılaşma
Kentsel mekanın kötü koşulları
ÖZET 4
Turizm öncelikle ekonomik katkıları ile dikkate alınan, yarattığı ekonomik katma değer, ve istihdam olanakları ile dikkat çeker. Bununla birlikte turizm aslında toplumsal bir ilişki, bir etkileşim ilişkisidir. Turizm faaliyeti, turistler ile turizm sektörü çalışanları arasındaki bir toplumsal ilişkidir. Turizmin
gelişmesiyle birlikte, turizmin geliştiği yörede ekonomik iş olanakları artar,
sosyo-ekonomik gelişme ve toplumsal refah düzeyi artar. Bununla birlikte yerli halkın sosyo-kültürel yapısı üzerinde bir baskı oluşur, geleneksel yapı ve
geleneksel kültür zayışamaya ve giderek ortadan kalkmaya başlar. Geleneksel toplumsal yaşam biçimi değişmeye ve dejenere olmaya başlar. Geleneksel
yaşam biçiminin yerine bir toplumsal anonimlik, belirsizlik, normsuzluk ortaya
çıkar. Dolayısıyla turizmi sadece yarattığı ekonomik katma değer ve istihdam
olanakları ile değerlendirmek yeterli değildir. Turizmi ortaya koyduğu olumlu
ve olumsuz toplumsal etkileri ile birlikte değerlendirmek gerekmektedir.
Turizmin toplumsal etkilerini tanımlamak Turizmin olumlu ve
olumsuz toplumsal etkileri söz konusudur. Ekonomik anlamda ortaya çıkan yeni olanaklarla birlikte, yeni iş ve çalışma şartları ortaya
çıkar. Bununla birlikte gelir ve refah düzeyinde bir artış ortaya çıkar.
Olumsuz etkiler olarak iş mesleklerde gerileme görülür. Turizmden kolay para kazanma eğilimi ortaya çıkarak iş ve profesyonel
mesleklere karşı bir motivasyonsuzluk ve isteksizlik ortaya çıkar Bu
bağlamda turizmin gelişmesiyle birlikte birçok olumlu ve olumsuz
etkiyi bir arada görmek mümkündür. Olumlu ekonomik etkilerin yanı
sıra, olumsuz toplumsal etkilerin de dikkate alınması gerekir. Bunu
sonucunda turizmin olumlu ekonomik etkilerini göz önüne alarak
olumsuz toplumsal etkilerinin göz ardı edilmemesi gerekir.
Turizmin sosyo-kültürel çevre üzerine olan etkilerini açıklamak.
Turizmin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan olumsuz sosyo-kültürel etkilere özellikle dikkat çekmek gerekmektedir. Bunların başlıcaları, geleneksel sosyo-kültürel değer ve normların zayışayarak yok olma yoluna girmesidir. Bunun ötesinde genel olarak toplumun geleneksel toplumsal ve kültürel yaşantısında bir bozulma ve gerileme görülür.
Geleneksel toplumsal ilişkiler bozulmaya, bunun yerine bir
dejenerasyon, bozulma, normsuzluk, kuralsızlık görülmeye başlanır.
Geleneksel toplumsal ve aile ilişkileri bozulmaya başlar, aile içi ilişkilerde saygı ve sevginin yerini normsuzluk ve kuralsızlık alır.
Kadın, erkek ilişkilerinde geleneksel norm ve kurallar ortadan kalkar.
Genel bir ifade ile ifade etmek gerekirse turizmin gelişmesiyle
birlikte, turizmin geliştiği yörelerde bir kültürel dejenerasyon ve
bozulma görülür.
Turizm gelişmesinin kentsel çevre üzerinde yarattığı etkileri analiz etmek.
Turizmin gelişmesiyle birlikte kentsel çevrede görülen en önemli etkiler plansız ve aşırı yapılaşma, illegal yapılar, yol ve trafik sorunu, altyapı yetersizliği ve estetik kirliliktir.
Turizmin geliştiği yörelerde arazi rantının kısa sürelerde aşırı yükselmesi sonucunda küçük alanlara taşıma
kapasitesinin üstünde yapılar inşa edilmesi eğilimleri
ortaya çıkar. Bu aşırı, plansız ve yasa dışı yapılaşma
eğilimleri sürecinde kent estetiği bozulur.
Turizmin rekabet koşullarını etkileyen faktörleriaçıklamak.
Turizmin hızlı gelişimi ile birlikte ortaya çıkan olumsuz
etkiler, zamanla turizmin rekabet gücünü yitirmesine yol açar. Rekabet gücünü yitiren turizm yöresinin yeniden
rekabet gücünü kazanabilmesi için ortaya çıkan olumsuz etkileri ortadan kaldırmaya yönelik tedbirler alınırsa turizm yöresi yeniden rekabet gücü kazanabilir. Hızlı turizm
gelişmesinin sonucunda sosyo-kültürel, doğal ve kentsel
çevrede ortaya çıkan bozulmaların düzeltilmesiyle turizm
kenti yenden rekabet gücü kazanabilir.
KAYNAKÇA
Prof.Dr. Muammer Tuna ve Doç.Dr. Aslıhan Aykaç Yanardağ , Turizm Sosyolojisi, Anadolu Üniversitesi, 1.baskı,2012